Jump to content

Bencillik nedir ne değildir, niye yanlıştır


Recommended Posts

Bir insanın kendini düşünmesi, ve ümmete, ülkeye, topluma değil de önce kendi hayatına, kendi ailesine eşine dostuna önem vermesi kötü birşey midir?

Bencilliği herkes kötüler. Ama başkasının hakkına tecavüz etmedikçe bir insanın bencil olması niye kötü birşey olarak görülmeli?

Din bizden bencil olmamamızı, insanlara iyilik etmemizi emreder. Milliyetçi devlet bizden varlığımızı Türk varlığına armağan etmemizi ister. Sosyalizm bizden toplumcu olmamızı, toplum üyelerinin ortak refahı için çalışmayı kabul etmemizi ister. Niye bütün bu düşünce sistemleri bizden kendimizi geri plana atmamızı istiyor ve bencilliği kötü birşey olarak gösteriyor?

Niye bir insan kendi hayatının sahibi olamasın? Ve kendi kararlarını kendisi için veremesin? Bunda ayıp ve kınanacak birşey olarak görülmesi gereken nedir?

Bence başlığın adını yanlış koymuşsun. Yazında bencillikten değil, "birey" ve "ait olma" gereksinimlerinden sözetmiş, arada kurulması gereken dengeyi sorgulamışsın. Ben öyle anladım..

İnsan doğarken kimi gereksinimlerle birlikte doğuyor. Birey olmak da ait olmak da bu gereksinimlerin en temel iki tanesi. Doğmadan önce anneye göbek bağıyla bağlı olan ve tüm yaşamsal gereksinimlerini annesi olmadan karşılayamayan insanın, doğduktan sonraki ilk anlamlı davranışı nefes almak. Bu noktadan sonra artık yavaş yavaş birey olmaya başlıyor.

Toplumla, sosyal yaşamla ve içinde bulunduğumuz kültürle ilgili olan bütün yönlerimiz, bizim "ait olma"yı ifade eden yönlerimizdir. Senin de belirttiğin askere gitmek, komşu veya arkadaşlarla iyi geçinmek, toplumda saygı duyulan bir meslek edinerek geçimini sağlamak istemek, fedakarlık yapmak vb. şeylerin tümü, bizim ait olma gereksinimimizden kaynaklanır.

Bunun yanında bir de özel, bize ait isteklerimiz vardır. Canımız istediği için bir yere gitmek, bir şeyi istediğimiz için yapmak, istediğimiz için doğaya karışmak, istediğimiz için sevişmek, hayal kurmak vs. şeyler ise birey olmak gereksinimimizden kaynaklanır.

Bunlar basit tanımlar tabii. Ve her kültürdeki, her toplumdaki insan için geçerlidir, evrenseldir. İkisi arasındaki dengeyi kurmayı başarmış insan muhtemelen daha rahat edecektir.

Bizim sorunumuz, birey olmayı hala becerememiş olmakla ilgili. Toplum için sorumluluk hissetmek, üzerine düşeni yapmak bir erdem, bir ayrıcalık, bir üstün insan olma hali gibi sunulunca, aslında önce kendine, sonra da topluma zararlı bireyler haline geliyoruz. Çünkü kafamızdaki ütopik sistemi ya da düşünceyi dayatmaya, insanlara "mış gibi" yaşamayı empoze etmeye, edinilmesi kaçınılmaz olan sosyal rolleri "dağıtmaya" ve biçimlendirmeye başlıyoruz.

Aslında bu bizim çocukluğumuzdan başlıyor bana kalırsa. En basit, önemsiz kararları bile çocuğumuz adına biz veriyor, onu "doğal" olmadığı algısıyla baş başa bırakıyor ve daha da kötüsü bununla gurur duyuyoruz.

Büyüyünce de birilerinin bizim için seçtiği sosyal rollere bürünüyor, kararları onların almasını bekliyor, garip bir hapishanede yaşıyoruz. Uyuyoruz kısacası.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Popular Days

Top Posters In This Topic

İşte bu gerçekleri dile getirenlerin varlığı yüzünden ben bu forumdayım.

Dünya insanlığı derin bir uykuda onun için sessiz yazıyorum kimseyi uyandırma

niyetinde değilim, zaten uyuyan insana sen uyuyorsun demek saçmalığın daniskası olur

onun için bu beyhude çaba içerisinde değilim.

Doğada insanın iyi olmasını koşullayan hiç bir doğal traşlama, seçilim olmamıştır.

İnsan hayvanlar aleminde en kötü olduğu için en büyüktür. İnsan zekası doğanın

en yıkıcı unsurudur.

İnsanın doğası o kadar kötüdür ki, insan bir kere doğanın dışına düşmüştür, gerisini

siz anlayın.....

Sevgili zazo çok haklısın.

Bu yüzden kişinin nefsi en büyük düşmanıdır.İnsanın iyi olmasını koşullayan tek unsur diğer insanlardır.Bunu zorunlu hale getiren de yine diğerlerinde de var olan zeka ,zayıflık ve güçten başkası değildir.Bir arada olacaksak 'iyi'olmak zorundayız.Ortak iyiyi gözetmeyen toplumdn dışlanır.

Yukarıda sevgili tate çok güzel açıklamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunların hepsi bilimsel temelden yoksun deli saçmalarıdır. İnsan doğal olarak kötü falan değildir. İnsanın doğasında 'iyilik' vardır. Hayvanların doğasında ise bir bok yoktur. Çünkü iyi-kötü kavramlarını idrak edemezler, aralarında seçim yapamazlar. İnsan ise bunu kavrayabilir ve buna göre davranır.

İnsanı 'kötü' yapan çevresel koşullardır. Aslında kötü de oldukça göreceli bir kavramdır. Genel olarak mecbur kalmadı mı hırsızlık yapmaz, başkasının malına göz dikmez. Dünya üzerinde sadistler nüfus olarak oldukça düşüktür ki bunların da ruhsal sorunları vardır.

Kötü insan değil, insanın yarattığı kavramlardır. Bunların başında devlet ve ordu gelir. İkisi de birer ölüm makinesidir ve insanları sınıflandırıp birbirine düşman eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunların hepsi bilimsel temelden yoksun deli saçmalarıdır. İnsan doğal olarak kötü falan değildir. İnsanın doğasında 'iyilik' vardır.

İnsanı 'kötü' yapan çevresel koşullardır. Aslında kötü de oldukça göreceli bir kavramdır. Genel olarak mecbur kalmadı mı hırsızlık yapmaz, başkasının malına göz dikmez.

Yerden kopuksunuz bayım.

İnsanlık tarihi boyunca yaklaşık 2 milyon tanrı geldi geçti hiçbirisi insanı, mutlak iyiye sevk edemedi.

Bu işten tanrılar bile pes etmişken sen kalktın insanı melekleştirdin.

İnsanı kötü yapan çevresel koşullarsa bu çevresel koşullar uzaydan gelmedi ya!!

Çevresel koşulları kuran da, yorumlayan da, ona göre hareket edende insandır.

Siz çevresel sorunların kötü olduğunu savlayarak farkında olmadan insanın kötülüğünü

itiraf etmiş oldunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili hacı ile bu konuyu daha önceleri de tartışmıştık. Forum arşivi onun elinin altında, bizim değil. Ama kötü biri olduğu için arşivlerden kendi yazılarını bulup çıkarıyor. bizler yanıtlarımızı yeniden yazmak durumunda kalıyoruz.

Yeryüzünde milyarlarca nufüsa ulaşmışız. Büyük bir çoğunluk, çalışıyor, üretiyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, sosyal dayanışma içinde yaşamını sürdürüyor. Seviyor, seviliyor, çocuk doğurup yetiştiriyor. Barış ve huzur içinda yaşayıp ölüyor. Bunlar insanın insan yönü, iyi yönü.

Bu milyarlarca insan içinde bazıları, bir çok nedenden dolayı bu olanaklara sahip olamıyor. İş bulamıyor, eş bulamıyor, ev bulamıyor, yiyecek, giyecek bulamıyor. Doğadaki bir yaban hayvan gibi yaşamda kalmaya çabalıyor. Çalıyor, çırpıyor, vurup kırıyor, kıskanıyor, hiddetleniyor, şiddetleniyor, öldürüyor. Bunlar da insanın kötü yönü.

Sevgili freddie'nin de belirttiği gibi insanı iyi olmaya da, kötü olmaya da birtakım sosyal, ekonomik ve kültürel nedenler itiyor. Kendi ellerimizde, aklımızla oluşturacağımız ekonomik, sosyal ve kültürel ortamlar ile iyi ve olumlu yönlerimiz gelişecek. Kendi bencilliğimizle oluşturamayacağımız ekonomik, sosyal ve kültürel olumsuzluklar bizleri kötü olmaya itecektir.

Peki! kötülükten nemalananların durumu ne olacaktır? Yani, belki başlangıçta hiçbir çıkar yolu yokken veya her türlü olanağı olmasına karşın, daha fazlası için, çalan, çırpan, vurup kıran, kıskanan, hırslanan, hiddetlenen, şiddetlenen, öldüren, bir şekilde toplum tarafından cezalandırılmıyorsa. Bu kötü davranışlarından nemalanıyorsa, çıkar sağlıyorsa, ne olacak?

Olacağı şu ki. Bu insanlar, bu davranışlarını legalleştirecekler, doğmalaştıracaklar, İnsanın özüne, fitratına bağlayacak bir söylem geliştireceklerdir.

Hatta bu şekildeki nemalanmalarını bir başarıymış göstereceklerdir.

İşte bunlardan dolayı ben hacıya. Hırsızsın, ahlaksızsın, dolandırıcısın, yalancısın kötüsün demeyeceğim. O zaten kendini, kendi ile beraber herkesi, böyle tanımlıyor.

İşte hacının ve hacı gibi düşünenlerin durumu bu minval üzredir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yerden kopuksunuz bayım.

İnsanlık tarihi boyunca yaklaşık 2 milyon tanrı geldi geçti hiçbirisi insanı, mutlak iyiye sevk edemedi.

Bu işten tanrılar bile pes etmişken sen kalktın insanı melekleştirdin.

İnsanı kötü yapan çevresel koşullarsa bu çevresel koşullar uzaydan gelmedi ya!!

Çevresel koşulları kuran da, yorumlayan da, ona göre hareket edende insandır.

Siz çevresel sorunların kötü olduğunu savlayarak farkında olmadan insanın kötülüğünü

itiraf etmiş oldunuz.

Bana kalırsa kendi ayağına kurşun sıktın. Çevresel etmenleri nasıl insanlar sağlıyormuş? İnsanların hepsi toplanıp bir şeye karar verip bunu uygulatıyorlar mı?

Örneğin bir ekonominin çökmesi sonucu dükkanlar yağmalanmaya başlanınca bu insanların mı suçu oluyor?

Çevresel koşulları kuran insan olabilir, ama o koşullar üzerinde sınırsız iktidar sahibi değildir ve bazen dizginleri elinden kaçırır.

Öyle bir konuşuyorsunuz ki sanki insanlar birbirini yiyor. Refahları yüksek olan ülkelerdeki suç istatistiklerini bir döksenize önümüze. Örneğin bir İsviçre, Norveç, Finlandiya, Danimarka... Bu ülkelerin suç oranlarına bir bakabilir miyiz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yeryüzünde milyarlarca nufüsa ulaşmışız. Büyük bir çoğunluk, çalışıyor, üretiyor, ihtiyaçlarını karşılıyor, sosyal dayanışma içinde yaşamını sürdürüyor. Seviyor, seviliyor, çocuk doğurup yetiştiriyor. Barış ve huzur içinda yaşayıp ölüyor. Bunlar insanın insan yönü, iyi yönü.

Sevgili DrEkinci, bu bahsettikleriniz güneş sisteminin hangi yöresinde gerçekleşiyor bir adres alabilir miyim?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında Ludwig şuursuzunun ''birey olmak'' derken ne kastettiğini açıklayıp ondan sonra tartışmayı başlatması gerekirdi. Nedir 'birey olmak'? İnsanın kendini gerçekleştirmesidir. O ne demektir? Kendi varoluş ve eyleyiş gücünün artırılması, bunun diğer bireylerin varoluş ve eyleyiş gücüyle birbirini tamamlaması, böylece arzuları ortaklaşmış bir çokluk haline gelmek.

Görüldüğü gibi sağlıklı bir bireyselliği toplumsallıktan ayrı düşünemeyiz. Bu yüzden bireyi topluma karşıt gibi konumlandıran her anlayış hastalıklı ve sakattır. İnsan kendi varoluş ve eyleyiş gücünü(kısaca ''arzu''sunu) artırmak için, her tür yabancılaşmayı aşmalıdır. Yabancılaşmayı aşmanın temelinde ise gerek kafada gerekse yaşamda bireyi sınırlayan veya bastıran her tür otoritenin terk edilmesi vardır. Devletin, dinin, ahlakın, geleneklerin, patronun, bürokrasinin v.s. üzerimizdeki yönetim ve denetimini kırmak ve bireysel özgürlüğe yelken açmak. Zira bu otoriteler çoğu zaman bizi bastırır, bizim dışımızda kavramlar oluşturup onlar üzerinden bizi teslim alır. Bize kendimizi ''suçlu'' veya ''hasta'' hissettirerek bireyselliğimizi törpüler. Ne için peki? İşte bu noktada çıkar ilişkileri ve çelişkileri devreye girer. Çıkarları ortaklaştırmadan sözünü ettiğim otoritelerin yabancılaştırıcı etkisinden, tahakkümünden kurtulabilmek, hayatın hapishaneleştirilmesini aşıp özgürleşebilmek mümkün değildir.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili DrEkinci, bu bahsettikleriniz güneş sisteminin hangi yöresinde gerçekleşiyor bir adres alabilir miyim?

Mars'ta oılabilir. İzninizle kolumu yemeye çalışan sapık, doğuştan 'kötü' kardeşimle uğraşmalıyım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence sizlerin "kötü" anlayışı bile çarpık. İnsanı paraya mahkum ederek değerlendiriyorsunuz. Tutturmuşsunuz bir sınıf, para, bilmem ne, aynı şeyleri söyleyip duruyorsunuz.

İyilik sonradan öğrenilen bir kavramdır. İnsanın doğası daima kötü olana meyyaldir. Bu nedenle kötülük çok daha çabuk yayılır zaten.

Hümanistik masallarla insanları da kendinizi de kandırıyorsunuz. İdeal olana, istenene, yeğlenene bakarak gerçeği çarpıtıyorsunuz. Ve hiç sıkılmadan o gerçeği söyleyeni "kötü, ahlaksız, vs" ilan ediyorsunuz. Ayıptır.

Anladık.. Sizler iyi, erdemli, dürüst, insanlığa kendini adamış asil ruhlularsınız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana kalırsa kendi ayağına kurşun sıktın. Çevresel etmenleri nasıl insanlar sağlıyormuş? İnsanların hepsi toplanıp bir şeye karar verip bunu uygulatıyorlar mı?

Örneğin bir ekonominin çökmesi sonucu dükkanlar yağmalanmaya başlanınca bu insanların mı suçu oluyor?

Çevresel koşulları kuran insan olabilir, ama o koşullar üzerinde sınırsız iktidar sahibi değildir ve bazen dizginleri elinden kaçırır.

Ne güzel ifade etmişsin, ekonomiyi batıran, yolsuzluk yapan iktidar insanlardan oluşur, batan ekonomi sonucu aç kalıp yağmacılık yapan yine insan

gördüğün gibi her taşın altından insan çıkıyor. Henüz uzaylıların varlığı ispatlanamadığı için türümüz dışında birini suçlayamıyoruz demek ki suçlu insan..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi sağlıklı bir bireyselliği toplumsallıktan ayrı düşünemeyiz. Bu yüzden bireyi topluma karşıt gibi konumlandıran her anlayış hastalıklı ve sakattır.

Görüldüğü gibi bireyselliğin topluma ters düştüğü noktalarda bireyi 'sapık' ilan etme hakkına sahibiz bu durumda. Mesela sen Freddie, bir satanist olarak toplumsallığı göz önünde bulundurduğunda ruh hastası bir sapık değil misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne güzel ifade etmişsin, ekonomiyi batıran, yolsuzluk yapan iktidar insanlardan oluşur, batan ekonomi sonucu aç kalıp yağmacılık yapan yine insan

gördüğün gibi her taşın altından insan çıkıyor. Henüz uzaylıların varlığı ispatlanamadığı için türümüz dışında birini suçlayamıyoruz demek ki suçlu insan..

Bu ne sakat bir mantıktır.

100 insandan birinin kötü olması insanın doğuştan 'kötü' olduğunu mu kanıtlıyor? Bu şekilde çarpıtmaya devam edecekseniz tartışmanın bir manası yok.

Petrol yüzünden çıkarları çatışan iki devlet savaş kararı aldığında, savaşta ölen milyonlarca asker kötü mü oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Görüldüğü gibi bireyselliğin topluma ters düştüğü noktalarda bireyi 'sapık' ilan etme hakkına sahibiz bu durumda. Mesela sen Freddie, bir satanist olarak toplumsallığı göz önünde bulundurduğunda ruh hastası bir sapık değil misin?

Sana ne benim ne olduğumdan? Ne olduğunu bilmediğin inançlar hakkında konuşma bence.

Hem sen niye benle uğraşıp duruyorsun? Konuyu kişiselleştirme.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu ne sakat bir mantıktır.

100 insandan birinin kötü olması insanın doğuştan 'kötü' olduğunu mu kanıtlıyor? Bu şekilde çarpıtmaya devam edecekseniz tartışmanın bir manası yok.

Petrol yüzünden çıkarları çatışan iki devlet savaş kararı aldığında, savaşta ölen milyonlarca asker kötü mü oluyor?

O asker kötü olmasa silah alıpta insan kardeşini petrol veya başka bir b-k için öldürmez.

Asker kötü olacak ki kötü bir emri yerine getirebilsin, işte bu asker dediğimiz üniformanın altından da insan çıktığı için insanın doğası neymiş; Kötüymüş...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan doğasının kötülüğe meyilli olduğunu iddia edebilmek için evvela kötülüğün ne olduğunu tanımlamak gerekir.

İnsan, toplumsallığı en gelişmiş olan canlı olduğu için empati kurabilme yeteneği ve dolayısıyla vicdanı en gelişmiş olan canlıdır aynı zamanda.

Hani nerede kötülük?

Elbette kusurlarımız var. Ama bunun karşısında, ''Biz kötüyüz'' deyip uçuruma gitmek değil, bizi daha iyi olmaya yöneltecek toplumsal ilişkilenme biçimlerini düzenlemeye yönelmek gerekir.

Kötülük dolu, bencil ve bireyci düzeninizi meşrulaştırmak için insana küfretmek dışında yol göremiyorsunuz. Yazık. ''İnsan zaten kötü olduğu için kapitalizmden iyisini haketmiyor'' demeye getiriyorsunuz. Burjuva devrimleri gerçekleşip cumhuriyetler kurulmadan evvel de bazı gericiler imparator zulmünü meşrulaştırabilmek için benzer martavallar sayıklıyorlardı. Gericiliğin ambalajı değişiyor ama söylemi hiç değişmiyor demekki.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana ne benim ne olduğumdan? Ne olduğunu bilmediğin inançlar hakkında konuşma bence.

Hem sen niye benle uğraşıp duruyorsun? Konuyu kişiselleştirme.

Konuyu kişiselleştirmiyorum be. :)

İşte birey topluma mal edilmemeli. Edersen senin sapık olduğun sonucun ortaya çıkar ya da benim. O yüzden bireyin hakları toplumsal koşullardan izole olarak da ele alınmak durumundadır. Başkasına zarar verilmediği sürece istediğini yapmakta serbest olman gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O asker kötü olmasa silah alıpta insan kardeşini petrol veya başka bir b-k için öldürmez.

Asker kötü olacak ki kötü bir emri yerine getirebilsin, işte bu asker dediğimiz üniformanın altından da insan çıktığı için insanın doğası neymiş; Kötüymüş...

Öyleyse bu durumda gelip senin kolunu ve bacaklarını kesersem beni suçlamaman gerekiyor. Ben nasıl olsa 'doğal' olanı yapıyorum. Bunu 'doğal' olarak kabul edecek misin? Eğer etmeyeceksen kendi kendini yalancı ilan etmiş olursun Zazo. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

İzninizle kolumu yemeye çalışan sapık, doğuştan 'kötü' kardeşimle uğraşmalıyım.

:)

İyilik sonradan öğretilir/ öğrenilir ama nedense kötülük bizim doğamızda var. İnsan dünyya geldiğinde ne kdar kötü olduğunu cıyak cıyak ağlayarak belli ediyor. Çocuğum dünyaya gelmişsin gülsene. Ama kötülük var ya mayasında... Bilim adamları (!) bulmamışmıydı "suç geni"ni. İnanlar fıtrat der, ateistler doğuştan der, doğasında var der. İnsan hırsız doğar, insan katil doğar, insan böyle doğar insan şöyle doğar. Hadi inanları anlıyorum fıtrat diyelor peki ateistler insan neden kötüye meilli olarak doğuyor. Siz de suçu genlerin üzerine mi atacaksınız. Nasılsa bu martavalı okuyan bilim adamları ! var.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...