Jump to content

sicim teorisi nedir ?


Recommended Posts

Sayin Haci, 2008`de su asagidakileri yazanin gercekten de sen olduguna inanmakta gucluk cekiyorum dogrusu:

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=4220&st=40

"Sicim kuramı ile fizik insanlığın geleceğine yatırım yapmaktadır. Her yatırımda olduğu gibi, sicim kuramında da bazı riskleri göze almak zorunluğu vardır. O riskleri göze alan fizikçileri ben şahsen birer kahraman olarak nitelendirmekten çekinmiyorum. İnsanlığı ancak gerçekten kahraman ve üstün yetenekli fizikçiler ilerletebilir. Bu hep böyle olmuştur. Politikacılar değil, paşalar ve generaller, krallar ve padişahlar, peygamberler ve dinler değil, çoğu fizikçi bilim adamları ve matematikçiler tarihin her döneminde insanlığı ileri doğru itmişlerdir. 21’nci yüyılda da ilerleme onlar tarafından başarılacaktır."

Simdi sonuc olarak, sicim teorisiyle ugrasip riskleri goze alan fizikciler "kahraman" midir yoksa "abesle istigal eden" sacmalik pesinde kosan insanlar midir?

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 79
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sayin Haci, 2008`de su asagidakileri yazanin gercekten de sen olduguna inanmakta gucluk cekiyorum dogrusu:

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=4220&st=40

Simdi sonuc olarak, sicim teorisiyle ugrasip riskleri goze alan fizikciler "kahraman" midir yoksa "abesle istigal eden" sacmalik pesinde kosan insanlar midir?

Evet. Onlar kahraman elbette. Brian Green onların başında geliyor. Çok sevdiğim çok parlak ve süper bir fizikçi..

Kendini string kuramına adasaydı kahraman olurdu. Ama önce çok uğraştı onunla sonra vazgeçti. Hayatını vermeye değmediğini anladı.

String kuramı 21'nci yüzyıl için 20'nci yüzyılda ortaya atılmış bir kuram.

Her şeyi ile fantezi. Ben ilk defa bu kuramı 12 yıl önce anlamaya çalışmıştım. Önceleri çok hoşuma gidiyordu ama öğrendikçe soğudum.

Sonunda işe yaramadığını kesin olarak anladım. Beni soğutan tarafı çok boyutlar..

Herşeyi açıklıyor ama çeşitli şekillerde manüple edildiği için öyle görünüyor.

Benim daha sonraki yazılarımda sicim kuramını aynı hevesle desteklemediğimi göreceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://www.youtube.com/watch?v=QH2rImNpW64

Haci, aklıma yeni geldi şimdi. 50.35 den sonra belgeselde Steven Weinberg'in bir küçük sahnesi var bir izleyebilir misiniz? Yanısıra ben de geçen metni altyazıdan buraya yapıştırayım

00:50:36,500 --> 00:50:41,000

I think, a hundred years from now,

this particular period,

608

00:50:41,000 --> 00:50:45,000

when most of the brightest young theoretical

physicists worked on string theory,

609

00:50:45,000 --> 00:50:49,000

will be remembered as a heroic age

610

00:50:49,000 --> 00:50:56,000

when theorists tried and succeeded to develop

a unified theory of all the phenomena of nature.

611

00:50:57,500 --> 00:51:00,000

On the other hand,

it may be remembered as a tragic failure.

612

00:51:00,000 --> 00:51:06,000

My guess is that it will be something like

the former rather than the latter.

613

00:51:06,000 --> 00:51:13,000

But ask me a hundred years from now,

then I can tell you.

Kusura bakma da Haci, senin Weinberg'den daha iyi konu bilgisini haiz olduğunu sanmıyorum. Katı yargıların var, "bu saçmalıktır ! bu konuyu iyi bilen ya savunur ya reddeder !". Yanlış yapıyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Haci, anlatmak istedigimi anlamamissiniz, ya da ben anlatamamisim.

Sizin sicim teorisini sacma bulup bulmamanizin bilimsel acidan bir onemi yok. Ne Hawkings'in, ne Brian Green'in, ne Weinberg'un ne sizin ne de benim sicim teorisini begenip begenmememizin bir onemi yok.

Bilim tartisiyoruz, Picasso'nun eserini degil. Onemli olan sudur: kuram yanlislanabilir mi (falsifiable), ve deney sonuclariyla uyusan ongorulerde bulunabiliyor mu?

Standard kuantum fiziginde 0-boyutlu titresen parcaciklarin A noktasindan B noktasina giderken 3-boyutlu evrenin her kosesine ugruyor olmasi 1-boyutlu sicimlerin (ya da p-boyutlu cisimlerin) 10 boyutlu bir evrende dolanmasidan daha az sacma degil bana gore. Ama benim ne dusundugum onemli degil. Deneyler neyi gosteriyor, bu onemli. Bazen deneyler kuramlari korukler, bazen de kuramlar deneyleri (genel gorelik kuraminda oldugu gibi). Hangisinin once geldigi de onemli degildir.

tarihinde Ataguchu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ataguchu kardeşim:

Senin ne düşündüğün pek belli değil. Ben bu konuda anladığımı söyleyim:

Her teori hakkında düşüncelerimizi belirtme hakkımız baki kalmak şartı ile, bir konuda ne düşündüğümüz bilim açısından önemli değildir.

Bir teoriyi senin beğenmen de önemli değil, benim beğenmemem de.

Senin benim düşüncelerimi beğenmemen de önemli değil, beğenmen de..

Ama bu konuda çekimser davranıp bu kararı yalnız teoriyi ortaya atan ve savunan bilim adamlarının vermesi gerektiğini düşünüyorsan sen korkaksın.

Başkalarını bu teorileri eleştirdikleri için eleştirmeye teşebbüs edersen sen yalnız korkak değilsin. Aynı zamanda akılsız bir korkaksın.

Sicim teorisi savunulacak tarafı olmayan bir saçmalıktır.

Bu tümceyi ister beğen ister beğenme.. Senle ilgili bir sorun. Beni hiç ilgilendirmiyor. Ben bu konuda kararımı vermişim..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ataguchu kardeşim:

Senin ne düşündüğün pek belli değil. Ben bu konuda anladığımı söyleyim:

Her teori hakkında düşüncelerimizi belirtme hakkımız baki kalmak şartı ile, bir konuda ne düşündüğümüz bilim açısından önemli değildir.

Bir teoriyi senin beğenmen de önemli değil, benim beğenmemem de.

Senin benim düşüncelerimi beğenmemen de önemli değil, beğenmen de..

Ama bu konuda çekimser davranıp bu kararı yalnız teoriyi ortaya atan ve savunan bilim adamlarının vermesi gerektiğini düşünüyorsan sen korkaksın.

Başkalarını bu teorileri eleştirdikleri için eleştirmeye teşebbüs edersen sen yalnız korkak değilsin. Aynı zamanda akılsız bir korkaksın.

Sicim teorisi savunulacak tarafı olmayan bir saçmalıktır.

Bu tümceyi ister beğen ister beğenme.. Senle ilgili bir sorun. Beni hiç ilgilendirmiyor. Ben bu konuda kararımı vermişim..

Hacı hâlen aynı sazın telini çalıyorsun, üstüne katı yargılarına yenilerini kattın. Korkak, akılsız ! Sen nasıl olurda böyle yargılar verebilirsin ? Tanrıya inanmadığını biliyorum ama sanırım küçük dağları kendinin yarattığını sanıyorsun. Peki haci ben tartışmayı burada bitiyorum, sensin, sen haklısın, geri kalanda korkak, aptal, zerzuvat...Kendi dünyanda sana hayırlı yaşamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı hâlen aynı sazın telini çalıyorsun, üstüne katı yargılarına yenilerini kattın. Korkak, akılsız ! Sen nasıl olurda böyle yargılar verebilirsin ? Tanrıya inanmadığını biliyorum ama sanırım küçük dağları kendinin yarattığını sanıyorsun. Peki haci ben tartışmayı burada bitiyorum, sensin, sen haklısın, geri kalanda korkak, aptal, zerzuvat...Kendi dünyanda sana hayırlı yaşamlar.

Sana da benim korkak kardeşim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ama bu konuda çekimser davranıp bu kararı yalnız teoriyi ortaya atan ve savunan bilim adamlarının vermesi gerektiğini düşünüyorsan sen korkaksın.

Ben boyle bir sey soylemedim.

Başkalarını bu teorileri eleştirdikleri için eleştirmeye teşebbüs edersen sen yalnız korkak değilsin. Aynı zamanda akılsız bir korkaksın.

Iki onceki mesajimi tekrar dikkatlice okursaniz benim de Sicim kuramini elestirdigimi goreceksiniz.

Ben sizin teoriyi elestiriyor olmanizi elestirmiyorum. Sizin elestirme sebebinizi elestiriyorum.

Ucuncu ve son kez yazayim:

Onemli olan sudur: kuram yanlislanabilir mi (falsifiable), ve deney sonuclariyla uyusan ongorulerde bulunabiliyor mu?

Bunu daha acik/anlasilir bir bicimde nasil yazabilirim bilmiyorum. Anlayip da benden daha iyi aciklayabilecek arkadaslar varsa yardimci olabilirlerse sevinirim.

Eger sicim teorisini tartisacaksak, yanlislanabilir olup olmadigini tartisalim, deneylerle dogrulanabilecek sonuclar ongoruyor mu bunu tartisalim. Iste asil o zaman bilimsel acidan yararli bir tartismaya girmis oluruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Endişe etme Ataguchu. Ben sana korkaksın demedim. Sen de aslında az çok benim gibi düşünüyorsun.

Sicim teorisi yanlışlanabilir bir teori değil. Çöpe atılabilir bir teori. Öngördüğü bir sonuç yok. Bir alternatif sunuyor sadece ama çok boyutlar gibi bir fanteziye dayanıyor.

Bilimsel bir teori değil. Sadece bir fantezi. Benim bildiğim sicim teorisinin tek bir bilimsel yönü yok.

Her yönü ile fantezi. Bilimsel yönü olsaydı tartışabilirdik. Varsa buyurun yazın, tartışalım. Ben de bilmek isterim doğrusu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tartışmada sevgili hacının yaklaşımı bence daha doğru. Objektif olgular, sonuç itibariyle; akıl, mantık ve sağ duyumuz (ams) ile uyum içinde olmalı. Bu tartışma, akıl mantık ve sağduyu zeminine oturmak zorunda. Hepimiz insanız, hepimizin doğayı anlamak için ortak; akıl, mantık ve sağduyuya sahipiz. Bu zeminin dışına çıkarak, bu zemine ters şeyler ile ahkam kesenlere pek itibar etmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tür yaklaşımı, dincilerin tanrı tanımında da görmekteyiz. Hem kendileri konu (örneğin tanrı) hakkında bir şey anlamaz, hem konu akıl mantık ve sağ duyuya ters, hem de sanki bu tür konuların uzmanıymış gibi mangalda kül bırakmazlar.

Kardeşlerim; akıl, mantık ve sağduyu açısından ortak bir zemindeyiz. Bilim, teknik ve ideolojik olarak birbirimizden üstünlüğümüz yok. O halde hem kendimizin hem de diğer insanların anlayamayacağı spekülasyonlar üzerinden birbirimize ahkam kesmenin gereği yok. Bu tür ahkam kesenler önemlerini artırmıyor, aksine gülünç oluyorlar.

Fizik, en temel, en bölünmez, madde cevherini ararken, özel ve genel görecelilik kuramı ile nihai yaklaşımını ortaya koymuştur. (ebatlar) büyüklük ve küçüklük görecelidir. Buna göre zaman ve mekan (büyüklük-küçüklük, geçmiş-gelecek) da görecelidir. Bu göreceliliği kavrayabilmek pek çok sorunu da çözmemize yardımcı olur. Görecelilik kuramı akıl mantık ve sağduyumuz ile çelişmez. Görecelilik kuramı ile sosyal ve biyolojik çevremizi koruyup, kollamak zorunda olduğuzun bilincindeyiz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu tartışmada sevgili hacının yaklaşımı bence daha doğru. Objektif olgular, sonuç itibariyle; akıl, mantık ve sağ duyumuz (ams) ile uyum içinde olmalı. Bu tartışma, akıl mantık ve sağduyu zeminine oturmak zorunda. Hepimiz insanız, hepimizin doğayı anlamak için ortak; akıl, mantık ve sağduyuya sahipiz. Bu zeminin dışına çıkarak, bu zemine ters şeyler ile ahkam kesenlere pek itibar etmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu tür yaklaşımı, dincilerin tanrı tanımında da görmekteyiz. Hem kendileri konu (örneğin tanrı) hakkında bir şey anlamaz, hem konu akıl mantık ve sağ duyuya ters, hem de sanki bu tür konuların uzmanıymış gibi mangalda kül bırakmazlar.

Kardeşlerim; akıl, mantık ve sağduyu açısından ortak bir zemindeyiz. Bilim, teknik ve ideolojik olarak birbirimizden üstünlüğümüz yok. O halde hem kendimizin hem de diğer insanların anlayamayacağı spekülasyonlar üzerinden birbirimize ahkam kesmenin gereği yok. Bu tür ahkam kesenler önemlerini artırmıyor, aksine gülünç oluyorlar.

Fizik, en temel, en bölünmez, madde cevherini ararken, özel ve genel görecelilik kuramı ile nihai yaklaşımını ortaya koymuştur. (ebatlar) büyüklük ve küçüklük görecelidir. Buna göre zaman ve mekan (büyüklük-küçüklük, geçmiş-gelecek) da görecelidir. Bu göreceliliği kavrayabilmek pek çok sorunu da çözmemize yardımcı olur. Görecelilik kuramı akıl mantık ve sağduyumuz ile çelişmez. Görecelilik kuramı ile sosyal ve biyolojik çevremizi koruyup, kollamak zorunda olduğuzun bilincindeyiz.

Sevgiler.

Görecelik... nispeten deneylerle kanıtlandığı için, o "sağduyuya uygun" oluyor, değil mi?

Özel görecelikte, farklı bir hızda giden gözlemciye "göre" öbürünün boyu kısalır. Bu anca Minkowski zaman-yol diyagramında, 3 boyutumuzla birlikte 4. boyutun da bükülmüş olmasıyla anlaşılır. Matematik olarak formüller, formüller... geometrik olarak temeli ise bu; extra bir boyut var. 3 boyutumuz buna doğru bükülüyor.

Genel görecelikte ise kütlenin 4. boyutta çökmesi söz konusu; ivmelenen cisimle özdeş, parabolik bir diyagram oluşur.

Bunlar hangi sağduyuyla ortaya ortaya çıkmış; sicim teorisi ve ekstra boyutlar da böyle; sadece geometrik ve matematik bazı temelleri var. Akıl, sağduyu, sağlam zeminin cinsi denir? matematik, geometri, biraz da yaratıcı zeka bunlardan sayılmıyor mu?

O halde hem kendimizin hem de diğer insanların anlayamayacağı spekülasyonlar üzerinden birbirimize ahkam kesmenin gereği yok. Bu tür ahkam kesenler önemlerini artırmıyor, aksine gülünç oluyorlar.

Sorun da burada; Sicimleri ve saklı boyutları en entelektüeliniz bile "anlıyor" görünmüyor. İnternette "sicim teorisi" nedir diye (ingilizce) aratıldığında, bu fikirleri anlamayanların, bu teoriyi iki parmağıyla korka korka iğreti tutarak anlatmaya çalıştıkları görünüyor. Hacı gibi sizler de onların anlattıklarından tatmin olmuyorsunuz. Zaten çok da meraklısı değildiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yanlışlanabilir olmak önemli görülmeye başlanmış...

çok derinlemesine bilmiyorum ama sanırım popper diye bir adam bu yanlışlanabilirlik meselesinin önemini vurgulmış...

yani bir teorinin bilimsel olarak geçerli olabilmesi için o teorinin yanlışlanabilir olması gerekir denmiş...

ben aslında bunu pek anlamadım...

yanlışlanabiliyorsa geçerli olmaması gerekiyor değil mi...

ama tam aksi iddia diliyor sanki..

yanlışlayabilmek için o teorinin oluştuğu yada dayandığı şartları tekrar oluşturabilip gözlemleyebilip ona göre bide biz bakalım bakalım aynı sonuçlara ulaşabilcekmiyiz dememiz gerekiyor...

ama bu şartlar yada dayanaklar hiç kimse tarafından tekrar oluşturulabilinemiyor gözlemlenemiyorsa nasıl yanlışlayabileceksin demi...

ha işte bu yüzden yanlışlanabilir olması gerekir denmiş...

şimdi anlar gibi oldum heralde yamulmuyorsam...

ama buna yanlışlanabilirlik yerine takrarlanabilirlik filan gibi bir şey dense daha iyi olmamıydı...

neyse bu da olur...

ha şimdi sicim teorisi yanlışlanabilir mi...

sicim teorisi planck mesafesinden bahsediyor...

bu aralık milimetrenin tirilyondabirinin tirilyondabirinin trilyondabiri gibi bir küçük alan...

bukadar küçük alanları ne gözlemleyebiliyoruz ne de deneyler yapabiliyoruz...

bu mesafede şunlar oluyor bunlar olmuyor desek kimse hayır ben gittim gördüm yok öyle bişey diyemiyor...

hani bizim kahvede gören yok nasılsa salla bakalım diyorlar ya öyle bişey...

sicim teorisi üzerinde konuşmak büyücülerin sözlerine benzeyebiliyor...

bazen felsefe yapmaya benziyor ...

bazen din konularındaki konulara benziyor...

yanlışlanabilirlik kıstasına uymuyor gibi görünüyor...

tabiki yanlıyor olma hakkım her zaman saklıdır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kirec, yazdiklarina genel olarak katiliyorum.

Yanlislanabilirligi aciklamak icin cok sik kullanilan "Kugu kurami" ornegi vardir. Mesela sizin bir kugu kuraminiz var, diyelim ki bu kurama gore "butun kugular siyahdir".

Bu yanlislanabilir bir kuramdir. Sadece bir tane beyaz kugu gozlemlemeniz kurami yanlislamaya yeter.

Daha ciddi bir ornege bakalim. Newton'un yercekimi kurami. Bu kuram zaten coktan yanlislanmistir. Ama yanlislanmis olmasi kuramin kotu oldugunu mu gosterir? Oyle bir sart yok. Newton'un kurami son derece yararli, muhendislerin her gun kullanmaya devam ettikleri bir kuramdir. Yanlistir ama belli sartlar altinda dogruya cok yakin sonuclar verir. Bu durumda kuramin yanlis olmasindan cok yanlislanabilir olmasi daha onemli bir hale geliyor. Son derece sistematik ve matematiksel ongorulerde bulunabiliyor.

(parantez: Tabi bu akillara karisik bir felsefi sorun getiriyor; "dogru kuram" diye bir sey var midir, yoksa kuramlarin hepsi (en azindan bildiklerimiz) sadece belli sartlar altinda yaklasik sonuclar mi verir? ya da H.A.K var midir.. benim bu sorulara cevabim yok.)

Atom teorisi ornegini inceleyelim. Bu teori ortaya 2600 yil once eski yunanli filozof-bilimciler tarafindan atilmis. Yanlislanabilir bir teori midir? Bugunun kosullarinda evet, ama eski zamanin kosullarinda pratikte yanlislanamaz bir kuramdi. Teknolojileri yoktu. Bu yuzden atom teorisi yuzyillar boyunca yararsiz (ve zararsiz) bir teori olarak kaldi.

Sicim teorisi bana biraz atom teorisini hatirlatiyor. Bugunun teknolojisiyle yanlislanabilir bir kuram degil. Pratikte yararsiz, ama felsefi acidan ilginc yonleri var. Kuantum fizigiyle genel gorecelik kuramlarini birlestirmek bos bir is degil. Bir gun yanlis bir teori oldugu ortaya ciksa bile bilimsel acidan bize ogretecegi cok sey olacaktir.

Kaldi ki, sicim teorisi cok siki matematik temeller uzerine oturuyor. Yani fiziksel acidan yanlis bir teori olsa bile matematik dali olarak gayet kabul edilebilir bir konu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Kaldi ki, sicim teorisi cok siki matematik temeller uzerine oturuyor. Yani fiziksel acidan yanlis bir teori olsa bile matematik dali olarak gayet kabul edilebilir bir konu.

Sicim teorisi bir saçmalıktır.

En saçma tarafı da onun matematiğidir. 10 boyutlu bir uzayın matematiği yapılamaz.

Zaten 10 mu 25 mi boyut var belli değil.

Tanrı kuramı çok daha mantıklıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 years later...

Bunların tümünü zaten okudum. 

Büyüleyici de olsalar deneysel gerçeklikleri olmayan fantezilerden öteye gidemiyorlar. 

Tek boyutlu bir sicim nasıl enerji taşıyabilir ve gerçek maddenin yapı taşı olabilir?

Bunlar akıl alır varsayımlar değil. Ayrıca paralel evrenler ya da çoklu dünyalar gibi görüşler de sadece birer fantezi. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, ŞüpheciTürk yazdı:

Bunların tümünü zaten okudum. 

Büyüleyici de olsalar deneysel gerçeklikleri olmayan fantezilerden öteye gidemiyorlar. 

Tek boyutlu bir sicim nasıl enerji taşıyabilir ve gerçek maddenin yapı taşı olabilir?

Bunlar akıl alır varsayımlar değil. Ayrıca paralel evrenler ya da çoklu dünyalar gibi görüşler de sadece birer fantezi. 

 

Multiverse Teorisi fantezi değil . Bilmediğiniz konularda yorum yapmayın .. Şimdi sana Planck Yarıçapındaki Calabi Yau Manifold Evrenleri falan desem anlayamayacağın için de uzun uzun yazmama gerek yok ..

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 years later...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...