Jump to content

Evrim Teorisinin kanıtlanamayısı


Recommended Posts

Evrim teorisi kanıtlanmamıştır diyen birisi zaman kavramından habersiz demektir. Zira onlar için bir şeyin olması an içinde gerçekleşir ki onların Tanrıları varoluşu bu şekilde izah eder. Ama gelin görün ki durum böyle değildir. Evrim teorisine yok diyenler için dağlar da yoktur. Zira dağlar milyonlarca yıl içinde milim milim yükselerek oluşmuştur.

İnsanoğlunun zaman kavramında ya da hafızasında en büyük zaman asır yani 100 yıldır ki bu zaman evrim için salise gibidir. İnsanoğlunun yazılı tarihi taş çatlasa 5000 yıldır ki bu da evrim zamanında saniye bile etmez. 5000 yıllık gözlemde evrimi gözlemleyemeyiz. Evrimde bahsedilen tarihler milyon yıllıktır.

Uzun lafın kısası ömrü 24 saat olan bir kelebek insanın 9 ayda doğurduğunu reddedecektir.

Tamamda siz bunları yaşamış gibi veriyorsunuz..

Siz doğru olduğuna niye bu kadar emin siniz?

Bu olayın doğru diyelim..

Sağlamasını nasıl yapacağım..

Sağlaması benim yorumların diyorsan..

Adı üstünde bu senin yorumların...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 628
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tamamda siz bunları yaşamış gibi veriyorsunuz..

Siz doğru olduğuna niye bu kadar emin siniz?

Bu olayın doğru diyelim..

Sağlamasını nasıl yapacağım..

Sağlaması benim yorumların diyorsan..

Adı üstünde bu senin yorumların...

yahu sen nasıl emin oluyosun peki kurandan allahtan?

nasıl sağlamasını yapcaz bunların??

evrimcilerin elinde DNA var jeolojik veriler var fosil kayıtları var, varoğlu var..

sizde ne var peki??? kurandaki hikayelerden başka ne var???

birşey söylemeden önce biraz düşünün be kıt herifler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sürekli böyle cevaplar veriyorsun...

Adam gibi yazamıyor musun sen?

sen nasıl cevap arıyorsun?

adem havva masalını anlatanlar orda mıydı?

Şimdilik iyi tarafıma denk geldin..

bu da sanal tehdit olsa gerek.demek ki akılla iknanın bittiği yerde tehdit başlıyor.

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Soru 1: Neden arka ayağı olmayan ama ön ayağı olan bir balık fosiline rastlanmadı?

cüpüş

iyice gülünçleştin.bak şurda cetacean evrimleşmesi anlatılıyor.herşey var:

http://en.wikipedia.org/wiki/Evolution_of_cetaceans

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Arka ayaklar kayboldu,

Soru 1: Neden arka ayağı olmayan ama ön ayağı olan bir balık fosiline rastlanmadı?

çok komiksin gerçekten ya.. ön ayaklar yüzgeçlere dönüşmüş diyor zaten.. öyle bir fosile nasıl rastlansın cüppeli? orada kastedileni anlayamamışsın sen, bak şuradaki çizime hele... bu tarz bir geçişten bahsediliyor orda... clad.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

O halde şemadaki pakiketus 4 ayaklı köpeğe benzer bir hayvanı balinanın atası olduğunu nasıl idda edersiniz? Bu masallarla milleti niye kandırıyorsunuz?

balinanın arka ayaklarının cıkıntısı halen iskelet sisteminde vardır, ve körelmiş organdır, bir işe yaramaz.

demekki bu çıkıntılar bir zamanlar ayaktı, e o ayaklar suda bir işe yaramayacağina göre balinanın dedeleri bir zamanlar karadaydı.

mesela balina ve yunus gibi deniz memelilerinin arka ayakları köreldiği gibi kuyruk yüzgeçleride yataydır (suya paralel), balıklarda ise dikey.. çünkü memeli hayvanların sudaki adaptasyonu arka ayakların olmaması ve kuyruk yüzgecinin zemine paralel olmasına göre önuyum kurabilir, aksi mümkün değildir.

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

balinanın arka ayaklarının cıkıntısı halen iskelet sisteminde vardır, ve körelmiş organdır, bir işe yaramaz.

balinaların arka ayak kemikleri 4 bacaklı bir kara hayvanından evrim geçiren balinaların artık kullanılmayan arka ayaklarının kalıntıları değildir...

İşin aslı şöyledir: Bu kemiklerin çok önemli bir işlevi vardır ve bu yüzden de körelmiş birer organ kalıntısı değildir. Balinalar çiftleşirken erkek balinanın ereksiyon olmasını bu kemikler sağladığı gibi dişi balinanın da cinsel ilişkiye girmesini kolaylaştırıyormuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

gavur dedi ki:

sen lise düzeyinde biyoloji bile bilmiyorsun, bilsen insanın ve primatın sınıflandırmadaki konumunu bilirdin, sadece bilinç değil, bütün özellikler için geçerli bu.

Bana lisede öğretilen biyoloji yalanmış ben napayım:

Haeckel'in Sahtekarlığını öğrettiler, neymiş efendim "Bireyoluş Soyoluşun Tekrarıdır" mış.

Oysa bu teorinin tamamen hayal ürünü bir senaryo olduğu yıllar önce ortaya çıkmıştır. İnsan embriyosunun ilk dönemlerinde ortaya çıktığı iddia edilen sözde "solungaçların", gerçekte insanın orta kulak kanalının, paratiroidlerinin ve timüs bezlerinin başlangıcı olduğu anlaşılmıştır. Embriyonun "yumurta sarısı kesesi"ne benzetilen kısmının da gerçekte bebek için kan üreten bir kese olduğu ortaya çıkmıştır. Haeckel'in ve onu izleyenlerin "kuyruk" olarak tanımladıkları kısım ise, insanın omurga kemiğidir ve sadece bacaklardan daha önce ortaya çıktığı için "kuyruk" gibi gözükmektedir.

Bunlar bilim dünyasında herkesin bildiği gerçeklerdir. Evrimciler de bunu kabul ederler. Neo-Darwinizm'in kurucularından George Gaylord Simpson, "Haeckel evrimsel gelişimi yanlış bir şekilde ortaya koydu. Bugün canlıların embriyolojik gelişimlerinin geçmişlerini yansıtmadığı artık kesin olarak biliniyor" diye yazar. American Scientist'te yayınlanan bir makalede ise şöyle denmektedir:

Biyogenetik yasası (Rekapitülasyon Teorisi) artık tamamen ölmüştür. 1950'li yıllarda ders kitaplarından çıkarıldı. Aslında bilimsel bir tartışma olarak 20'li yıllarda sonu gelmişti.

Bizim ders kitaplarından da çıkardılar mı acaba?

yalan yalan inanma sen harun yahya ya cübbeli, birazda bilim kaynaklarını oku.

solungaç yarıkları vardır ve bunun daha sonra neye dönüştüğünün ya da dönüşmediğinin bir önemi yoktur,

zaten evrim demek değişim demektir, haliyle bu yarıklarda zamanla yerini başka bir şeye bırakmak yada ortadan kalkmak zorundadır.

mesela insanda dahil olmak üzere bütün omurgalıların embriyolarında notokord diye bir sırt ipi sözkonusudur, zamanla bu ortadan kalkar ve yerini omurgaya bırakır, yada bizzat omurgaya dönüşür.. bazı ilkel kordalı sefalokordatlarda bu notokord ömür boyunca sırt ipi vazifesi görür.. bunun hiç bir önemi yok.

doğurarak üreyen bütün eteneli memelilerde embriyo amniyon kesesi içindedir ve bu kesenin içinde sudadır, göbek bağı diye bilinen bir kordonla annenin atardamarından besinleri ve solunum gazlarını alıp, metabolik artıklarını yine aynı yolla annenin kanına verir, yani anne idrarını yaparken hem kendi hem yavrusunun idrarını dışarı atar..

kuyruk omurga değil, omurganın uzantısıdır, embriyo geliştikçe enzimler parçalar parçalar ve ufaltır sonrada kuyruk sokumu kemiği diye çok kücük bir kısmını bırakır insanda. bu kadarda ahmakça çarpıtma yapılmaz ki kardeşim aşağida bir insan embriyosunun fotosu var..

Tubal_Pregnancy_with_embryo.jpg

Link to post
Sitelerde Paylaş

balinaların arka ayak kemikleri 4 bacaklı bir kara hayvanından evrim geçiren balinaların artık kullanılmayan arka ayaklarının kalıntıları değildir...

İşin aslı şöyledir: Bu kemiklerin çok önemli bir işlevi vardır ve bu yüzden de körelmiş birer organ kalıntısı değildir. Balinalar çiftleşirken erkek balinanın ereksiyon olmasını bu kemikler sağladığı gibi dişi balinanın da cinsel ilişkiye girmesini kolaylaştırıyormuş.

hahahahahaha, o kemikler hiç bir işe yaramaz çünkü sadece iskelette sözkonusudur, ve bir zamanlar gelişkin birer ayaktı işte, kabul et..

Link to post
Sitelerde Paylaş

hahahahahaha, o kemikler hiç bir işe yaramaz çünkü sadece iskelette sözkonusudur, ve bir zamanlar gelişkin birer ayaktı işte, kabul et..

kardeş hangi delili getirirsek getirelim ikna olmuyorsu(nuz)n.Yaw o zaman problem sende.Bi şartlanmışlık var.Gözünü kapatıyorsun güneş yok,güneş yok diye sayıklıyorsun.Şimdi o gözünü iyice aç sana,balinanın arka bacağı olduğunu iddia ettiğin kemik parçasının ne işe yaradığını açıklayayım.

Basilosaurus'un ve kaşalotun omurgalarının alt kısmında, omurgadan bağımsız küçük kemikler yer alır. Evrimciler bunların "küçülmüş bacaklar" olduğu iddiasındadır. Oysa söz konusu kemikler Basilosaurus'ta "çiftleşme konumunu almaya yardımcı olmakta", kaşalotta ise "üreme organlarına destek olmakta"dır.

National Geographic, "Balinaların Evrimi", Kasım 2001, s. 163.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kardeş hangi delili getirirsek getirelim ikna olmuyorsu(nuz)n.Yaw o zaman problem sende.Bi şartlanmışlık var.Gözünü kapatıyorsun güneş yok,güneş yok diye sayıklıyorsun.Şimdi o gözünü iyice aç sana,balinanın arka bacağı olduğunu iddia ettiğin kemik parçasının ne işe yaradığını açıklayayım.

Basilosaurus'un ve kaşalotun omurgalarının alt kısmında, omurgadan bağımsız küçük kemikler yer alır. Evrimciler bunların "küçülmüş bacaklar" olduğu iddiasındadır. Oysa söz konusu kemikler Basilosaurus'ta "çiftleşme konumunu almaya yardımcı olmakta", kaşalotta ise "üreme organlarına destek olmakta"dır.

National Geographic, "Balinaların Evrimi", Kasım 2001, s. 163.

illede tamamen körelecek değil, apandisitin de sindirimde vazifesi yoktur, ama lenf damarları ile çevrili olduğundan bağişikliğa destek olduğu söylenir, ama esas işlevi (sindirim) bitmiştir. arka ayak ne işe yarar, esas asli görevi nedir, vücudu arkadan ittirip hareket ettirmek, bu ayaklar neden gelişti, karada yaşayan omurgalılar nedeniyle, sudan karaya geçişte ayaklar oluştu, karadan suya indikçede gitgide bu arka ayaklar köreldi.

balinaların zaten ön yüzgeçleri çiftleşme için yetmektedir, arkadakiler ise bir zamanların ayağı ancak 20 lik diş misali :)

kıvırın siz kıvırın..

Link to post
Sitelerde Paylaş

New Scientist dergisindeki 16 Ekim 1999 tarihli bir makalede ise şunlar yazılıdır:

Haeckel'in keskin yasasının yanlış olduğu yakın bir zaman sonra gösterildi. Örneğin, erken insan embriyosunun hiçbir zaman bir balık gibi solungaçları yoktur ve embriyo hiçbir zaman erişkin bir sürüngene ya da maymuna benzer evrelerden geçmez.

Konunun daha da ilginç bir başka yönü ise, Ernst Haeckel'in aslında ortaya attığı Rekapitülasyon teorisini desteklemek için çizim sahtekarlıkları yapmış olmasıdır. Haeckel, balık ve insan embriyolarını birbirine benzetebilmek için sahte çizimler yapmıştır. Bunun ortaya çıkmasından sonra yaptığı savunma ise, diğer evrimcilerin de benzeri sahtekarlıklar yaptığını belirtmekten başka bir şey değildir:

Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor.

gavur oğlum sizi 3 kuruşa 5 köfte ayakta öpüyorlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

kanıtlandı da bizim mi haberimiz yok teori adı üstünde

Defalarca kanıtlandığı için hala teori olarak duruyor zaten... Yalanlanamıyor, deneylerle veya gözlemlerle aksi gösterilemiyor... Sadece üstüne yeni bilimsel detaylar eklenebiliyor... Evrimin kanıtları sayısız ve genetikteki gelişmelerle artık reddi imkansız... Maalesef dinlerin bitiş noktasındayız... Teori demek ispatı vesikası olmayan ne idüğü belirsiz bir iddia demek değildir... "Big Bang" de bir teori...

Link to post
Sitelerde Paylaş

arkdaşım bunlar çarpıtma dolu, harun yahya belli kaynaklardan alıntı yapıp onların üzerinde oynama yapıyor keyfi olarak.

kaldiki böyle bile olsa, biz kanıtlarla gösteriyoruz gerçeği, siz anlamamakta diretiyorsunuz.

Yahu bir tane bilimsel kanıt istedim 2 saat kıvrandıktan sonra bula bula kanıt diye lenski deneyini getirdiniz. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

cübbeli.. senin buraya yapıştırdığın yazıları tahmin ettiğimiz gibi h.y. sitelerinden almışsın.. bak burada o yazılara cevaplar verilmiş..

http://hycarpitmalari.blogspot.com/2008/02/httpharunyahya.html

bir ölümünü burada veriyorum.. hep siz mi alıntı yapacaksınız...

italik yerler h.y.'ya aittir...

Pakicetus (50 milyon yıl önce > Ambulocetus (49 milyon yıl önce) > Rodhocetus (46.5 milyon yıl önce) > Procetus (45 milyon yıl önce) > Kutchicetus (43-46 milyon yıl önce) > Durodon (37 milyon yıl önce) > Basilosaurus (37 milyon yıl önce) > Aetiocetus (24-26 milyon yıl önce)

Hemen ardından bu sıralamaya itirazını sunmaktadır:

Bu şemanın pek çok yanıltıcı özelliği vardır. Ancak öncelikle en temel olanını açıklayalım. Şemadaki ilk iki canlı, yani Pakicetus ve Ambulocetus, National Geographic’e göre birer “yürüyen balina”dır, ama gerçekte birer kara memelisi olan bu canlıları “balina” olarak tanımlamak, tamamen hayali hatta komik bir iddiadır.

Bilimsel bir teoriyi yanlışlamaya çalıştığınız zaman, o teorinin mekanizmasını varsayımda kabul edip, içerisindeki tutarsızlıkları sunmanız gerekir. Mevcut duruma evrim kara memelisinden deniz memelisine geçiş süreci aktarılmaktadır; Bu durumda “Şemadaki ilk iki canlı”nın kara memelisi olması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Çünkü, tekrar edelim, kara memelisinden deniz memelisine geçiş süreci aktarılmaktadır. Doğrudan bir deniz memelisinden bahsedilseydi, bu seferde “bu tamamen bir deniz memelisi, hani bunu karaya bağlayan geçiş türü” denilecekti. Karadan-Suya geçiş sürecinde hava canlısı gösterilmesi beklenmiyordu herhalde?

Bir sonraki bölümde şemadaki ilk canlıya geçilmiş:

Oysa fosilin “balina” olmakla yakından-uzaktan bir ilgisi yoktu. İskeleti, bildiğimiz kurtlara benzeyen dört ayaklı bir yapıydı. Fosilin bulunduğu yer, paslanmış demir cevherlerinin de bulunduğu ve salyangoz, kaplumbağa veya timsah gibi kara canlılarının da fosillerini barındıran bir bölgeydi; yani bir deniz yatağı değil kara parçasıydı.

Zaten fosilin bulunduğu yerin deniz yatağı olmaması gerekiyor; Çünkü, zaten su memelilerinin atası kara canlısı. Tekrar edelim, kara canlısı ama deniz memelisinin atası kara canlısı. Birde fosillerin bulunduğu bölge hakkında sunduğu ayrıntılar ayrıca dikkat çekici. Orada bulunan demirin paslı oluşu, timsahların su kenarında yaşaması, çoğu kaplumbağa ve salyangozların deniz kenarında yaşadığı göz önüne alınacak olursa, bu bölge deniz kenarıdır demek çok yanlış olmaz sanırım. NGM tarafından bu ayrıntıların sunulmasının nedeni budur muhtemelen. Şunu belirtmek lazım, bahsi geçen fosil, Pakistan’da bulunmuştur. Hayvanın yaşadığı dönemde(Mezozoik) Pakistan deniz kıyısıydı.

National Geographic’te sözü edilen detay özellikler, yani “azıdişlerindeki diş uçlarının düzeni, orta kulakta yer alan bir kemikteki kıvrım ve kulak kemiklerinin kafatasındaki konumu” ise, Pakicetus ile balinalar arasında bir ilişki kurmak için kanıt olamaz:

“orta kulakta yer alan bir kemikteki kıvrım” denerek küçümsenen ve basit bir farkmış gibi sunulan şey aslında çok önemlidir. Burada küçümsenen kemik auditory bulla kemiğidir ve balinalara özgüdür. Balinalara özgü auditory bulla, azıdişlerindeki diş uçlarının düzeni ve kulak kemiklerinin kafatasındaki konumu bir araya getirildiği zaman ilişki kurulabilir. Ayrıca izlenebilecek bir yolda, bulunan ara geçiş türlerinin tümü arasındaki uyum ve tutarlılıktır. Yani, Pakicetus ile Ambulocetus ilişki var mıdır, ve bunun boyutu ne kadardır? Ardından Pakicetus ile Rodhocetus arasındaki ilişki, ardından ondan sonraki.. gibi. Çünkü burada bunu yapabileceğiniz kadar fosil ve tür, yani veri vardır. Bu yapıldığı taktirde yeterince tutarlılık göstermektedir.

Öncelikle, National Geographic’in “Diğer kara memelilerinde hepsi bir arada bulunmayan özellikler” ifadesini kullanırken dolaylı olarak da belirttiği gibi, sözkonusu özellikler başka kara memelilerinde de vardır.

Ancak diğer kara memelilerinde auditory bulla yoktur. Bir önemli konuda, “hepsinin birarda olmaması” Harun Yahya’nın pekçok kez kullandığı bir argümandır; Ancak burada bunu burada kabul etmeyerek kendi argümanıyla çelişmektedir. Ayrıyeten, tekrar burada türlerin tümündeki bütünlük ve tutarlılık göz ardı edilmektedir.

Eğer Avustralya’da yaşayan gagalı bir memeli olan Platypuslar ve ördekler soyları tükenmiş canlılar olsalardı, evrimciler aynı mantıkla (gaga benzerliğinden yola çıkarak) bunları da birbirlerinin akrabası ilan edeceklerdi.

Bu analoji çok yanlış ve kaba taslaktır. Öncelikle platypus ve ördek zaten akrabadır; evrimde tüm canlılar şu veya bu şekilde birbiriyle akrabadır, önemli olan ne kadar akraba oldukları. Tabii ki platypus ve ördek uzak akrabadır, ancak platypus ve ördeklerin soyu tükenmiş olsaydı ikisinin yakın akraba olmadıklarını gözler önüne serecek pekçok veri olacaktı; Uzak akraba oldukları için belirgin farklar vardır, ancak ortak atalara kadar, mesela ilkel sürüngenlere kadar takip edilmesi durumunda, farklar yavaş yavaş yok olacaktır. söz konusu türler arasında ise böyle bir durum vardır: Kambur Balina ve Pakicetus arasında görece büyük farklar vardır ancak Pakicetus ile Ambulocetus ve Aetiocetus ile Kambur Balina arasındaki farklar görece küçüktür; Bu yüzden Kambur Balina’yı karaya bağlayan atası Pakicetus‘tur.

National Geographic’in “yürüyen balina” ilan ettiği Pakicetus da farklı anatomik özellikleri bünyesinde barındıran özgün bir cinstir. Nitekim omurgalı paleontolojisinin otoritelerinden Carroll, Pakicetus’un da dahil edilmesi gereken Mesonychid ailesinin “garip karakterlerden oluşan bir kombinasyon gösterdiğini” belirtmektedir. Bu tip “mozaik canlı”ların bir evrimsel ara form sayılamayacağını, Gould gibi önde gelen evrimciler de kabul etmektedir.

Öncelikle bilimde otorite yoktur. Sanırım bahsettiği Gould, Stephen Jay Gould. Harun Yahya’nın mozaik canlı diye dillendirdiği kavram hakkında Stephen Jay Gould’un herhangi bir kelamı yoktur; Stephen Jay Gould, mozaik evrim kavramından bahseder[1] ve bunun Harun Yahya’nın söylediğiyle hiç alakası yoktur. Bu kavram, her canlı organının birbirinden bağımsız olarak evrildiğini belirten bir kavramdır. Ve bunlar “ara form”dur.

Ayrıca Caroll’un orada söylediği şeyler bambaşka manalarda söylemiş olabilir. Burada kendi yargısına güvenmemizi beklemektedir. Birileri açta bak diyebilir, açıp bakılabilir, bu önemli değil, ancak bu kendi çekiştirebileceği kadar alıntıladığı gerçeğini değiştirmez.

Ambulocetus natans terimi, Latince ambulate (yürümek), cetus (balina) ve natans (yüzmek) kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuştur ve “yürüyen ve yüzen balina” anlamına gelir. Canlının yürüdüğü aşikardır, çünkü tüm diğer kara memelileri gibi onun da dört ayağı, hatta bu ayaklara bağlı geniş pençeleri ve arka pençelerinin ucunda toynakları vardır. Ancak canlının bir taraftan da suda yüzdüğü, daha doğrusu yaşamını hem karada hem de suda (amfibi şekilde) sürdürdüğü iddiasının, evrimcilerin önyargıları dışında, hiçbir dayanağı yoktur.

NGM’in “Ambulocetus yüzüyordu işte, o kadar!” dediği zannedilmiyor herhalde? Bunun dayanaklarını sunmuşlardır sanırım, ancak makalede bunlardan eser yok, neyse… Bu iş bana düşüyor anlaşılan. En büyük belirti hayvanın bataklık bölgesinde bulunması, yere yakın vücudunun araziye uygun olmaması, ayağını vücuduna bağlam biçiminden yüzmeye uygun olması, gözlerinin ve burnunun yukarıda, yani su yüzeyine yakın olması vb. nedenler bu hayvanın yüzücü, hatta iyi bir yüzücü olduğuna dayanaktır..

şu linke de bir bak.. bak da bu adamdaki çarpıtma ve kandırmaca yeteneğinin ne düzeyde olduğunu gör..

http://www.harunyahya.org/evrim/aragecis_acmazi/aragecisacmazi2.html

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Yahu bir tane bilimsel kanıt istedim 2 saat kıvrandıktan sonra bula bula kanıt diye lenski deneyini getirdiniz

cüpüş

lenski mi ne bağlantısında karşılıksız aşk sendromu ile ilgili yazı çıktı.dürüst ol.

Link to post
Sitelerde Paylaş

gavur bak olayı iyi kavra adam diyor ki:

Bu yaptığım sahtekarlık itirafından sonra kendimi ayıplanmış ve kınanmış olarak görmem gerekir. Fakat benim avuntum şudur ki; suçlu durumda yanyana bulunduğumuz yüzlerce arkadaş, birçok güvenilir gözlemci ve ünlü biyolog vardır ki, onların çıkardıkları en iyi biyoloji kitaplarında, tezlerinde ve dergilerinde benim derecemde yapılmış sahtekarlıklar, kesin olmayan bilgiler, az çok tahrif edilmiş şematize edilip yeniden düzenlenmiş şekiller bulunuyor.

Şimdi kalkıp da bana bilimsel kanıttı, yok efendim şekildi, şemeydı, resimdi. Geçiniz efendim bunları...

ya bırak cübbeli ya, sen noel babanın varlığını ispatlamak istersen böyle bir girişimle onuda ispatlarsın..

görünen köy kılavuz istemez, evrim olayı alenen meydanda neyini inkar ediyorsunuz..

çizgili kaslarımızda kullandığımız fermantasyon enzimleri bile bakterilerdekiyle tamamen aynı..

Link to post
Sitelerde Paylaş

adam science dergisinde çıkan makaleyi tarihiyle birlikte veriyor. Nesinden şüphe ediyorsun. Şüphen varsa git bak sonra bize deki aha da bakın böyle bir makale yayımlanmamıştır de, o zaman elini öpeyim.

Yok yok, tam olarak öyle değil. Şimdi bu adam komple evrime dair bilimsel bir makaleyi alıyor. Zira evrim karşıtı bilimsel bir makale yazabilen babayiğit çıkmamıştır. Bilim adamı fanatik olmadığı için ve işini yaptığı için anlaşılamayan hususları ya da beklenilmeyen sonuçları da makalesine alıyor. (Gerçekleri bile bile ciddi bir bilimsel yayında çarpıtamazsınız, ebenize atlarlar çünkü. Sızıntı'da ya da Zafer'de yazmaya benzemez bu işler.) Ha işte bu amca da sadece o kısmı alıp aha da evrimcinin itirafı diye sizin gibilere kaktırıyor ya da Evangelistler'in kendi kitlelerine kaktırdığını Türkçe'ye çeviriyor.

Anlamadığınız şey bir bilim adamı ya şurada evrime ters gözüken ya da en azından şu an için anlaşılamayan bir husus var; ben bunu örtbas edeyim demez. O dindarların işidir. Bilim birikimli ilerleyen bir şeydir, sürekli yanlış tahmin ve yorumlar yapılır. Bazı şeyler kesinleştikçe üzerine başka şeyler konup başka tahmin ve yorumlar yapılır. Bilimin metododjisi budur. Sizin gibilere aha da evrimcimin kıvırması, aha da itirafı diye kolayca itekelerler bunu. Oysa bilimden biraz nasibiniz olsa bu yapılanı siz de ahlaki bulmazsınız.

Bu satırları neden yazdığımı da açıkçası bilmiyorum. Senin birşey anlamaya kapalı olduğun belli. Mayonez de kapalı; kendinizle gurur duyabilirsiniz bu açıdan. O yüzden arkadaşalara da kendilerini boşuna yormamalarını tavsiye ediyorum.

Balinadaki ayak kalıntısının işlevine ayrıca koptum. Yalancı kimse gidip bence o ayak kalıntılarının üzerine otursun. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...