Jump to content

Evrim Teorisinin kanıtlanamayısı


Recommended Posts

Adamın beyni ölmüş ya. Adam yayınladığı kitapta fosil diye ağzında olta olan balık resmi kullanıyor diyoruz hala konuşuyor. Yormayın kendiinizi, ha duvar ha cübbeli. Belki de pis pis gülüyor bunları yazarken.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 628
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

murtedd dedi ki:

Bilim adamı fanatik olmadığı için

Lafa bakar mısınız? Fanatik olmadığı içinmiş. Yok bir de fanatik olanları da varmış. Bunu da sayende öğrendik...

Aferim öğren, adam ahlaksız bile olsa sizin gibiler gibi yaptığı çarpıtma anlaşıldığında saygınlığına gölge düşeceğini bildiğin kolay kolay böyle bir işe girişemez. Piltdown adamı hikayesini falan kopyala yapıştır yapma yalnız. Onu yapan bilim adamı olmadığı gibi uyduruk olduğunu ortaya koyan da odur.

Cübbeli, ayrı dünyaların insanlarıyız biz. Sen Müslüman kalmaya devam et, biz de dinsiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

kanıtlandı da bizim mi haberimiz yok teori adı üstünde

Bilimde teori demek kanıtlanmadı demek değil.

Halk arasında teori kelimesi sokak ağızıyla kuramı pratikten ayırmak için kullanılan herhangi bir resmiyeti olmayan argo türü bir sözcük.

Bilimde teori, kanıtlarla desteklenen ve başka teorileri açıklamak için de destek alınan, gerçek kelimesine en yakın şey.

Link to post
Sitelerde Paylaş

evrime delil olarak sunduğun sitokrom-c adlı molekül üzerinden yapılan kıyaslamalar, aslında evrimcileri hayal kırıklığına uğratan sonuçlar getirmiştir. Bu kıyaslamalar sonucunda kaplumbağa kuşlara, bir başka sürüngen olan yılandan daha yakın çıkmıştır. Oysa evrimcilerin iddiasına göre her ikisi de sürüngen olan kaplumbağa ve yılanın protein dizilimi birbirine daha yakın olmalıdır.

Hangi evrimci böyle bir iddiada bulunmuş, göster bakalım.

Kaplumbağalar 200 milyon yıldır bugünküne benzer şekilde yeryüzündeler. Yılanlar ise 150 milyon yıl önce kertenkelelerden ayrılmışlardır. Bunların her ikisinin de sürüngen olması, DNA'larının birbirlerine yakın olmasını gerektirmez. Ancak, kaplumbağaların DNA'ları gerçekten kuşlara daha yakın ise, bu onların kuşlarla daha yakın akraba olduğunu gösterir ki, bence bu durum hiç de şaşırtıcı değildir.

Yine aynı araştırma sonucunda tavukların, ördeklerden çok penguenlerle benzerlik gösterdikleri tespit edilmiştir.

Tavukla ördek arasında 3 aminoasit, tavukla penguen arasında 2 aminoasit farklı. Bu neyi değiştirir? Neticede, penguen de bir kuş değil midir? Ördeğin tavuğa penguenden daha yakın olması gerektiğini kim söylüyor?

Popular Science dergisinin Ocak 2002 sayısındaki bir makalede, ördeğe benzeyen dalgıç kuşunun DNA'sının daha çok flamingoya benzediği ortaya konmuştur.

Eee? Flamingo da kuş değil mi? Mesela bu kuşun DNA'sı suaygırına benzeseydi bu durumu açıklamamız gerekirdi. Burada herşey yerli yerinde.

İnsan ise, maymunlara değil, kangurulara daha yakın çıkmıştır.

İşte bu yalanın kuyruklusu. Şu talihsiz beyanatı vermeden önce açmış olduğum başlıktaki resime bakmış olsaydın. Yine her zamanki gibi baltayı taşa vurdun.

Cyto-Seq.jpg

Bak burada her şey ortada. İnsan ile kanguru arasında 9 yerde farklılık var. Maymunlarla ise ya hiç fark yok, yada en fazla 2 yerde farklılık var.

Yalanın ortaya çıktı işte. Şimdi sana ne yapmak düşer?..

Aşağıda ise sitocrom-c'lerdeki aminoasit farklılıklarına göre evrim ağacını görebilisin. Bak bakalım hangisi birbirine daha yakınmış...

Cyto-tree.jpg

Harun Yahya işte böyle rezil eder adamı. Sen ordan kopyala/yapıştır yapmaya devam et...

Link to post
Sitelerde Paylaş

her seyı gectım tek bır canlıdan bır suru canlı yapısı gelısmıs nasıl olabılır ya. mantıga sıgmıyor bu dusunce. benım atam surungenmıydı veya bır kusmuydu. onuda gectım benım atam bır karıncamıydıkı.

ya ınanılmaz bı sey bu cok zekıce;)

tanrı isteyince olur bence..

yoksa tanrının gücü buna yetmez mi?

ayrıca insan olmak sürüngen olmaktan daha berbat birşey bence..

Link to post
Sitelerde Paylaş

bı pacavradan fare cıkacagına balınanın ayının evrımlesmesıyle olustuguna ınanan bı zıhnıyetten kalkıpta mucıze beklenılmez tabıı.

Şu yazdıklarına bak! Bir de utanmadan evrim teorisini araştırdım diyorsun. Hangi bilimsel kitapta senin bu ifadelerin var? Kaynak göster de seni ciddiye alsınlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ARkadaşlar şunlara cevap bekliyorum.

Öncelikle evrime göre bir ara form nasıl oluşur ona bakalım Yani ;Mutasyonlar, yani radyasyon, kimyasal etkenler gibi nedenlerle bir canlının DNA'sında meydana gelen değişiklikler, o canlıda bazı değişikliklere neden olur der evrim . ve bir canlı türü jenerasyonlar boyunca bazı mutasyonlara maruz kaldığında, başka bir türe dönüşebilir kısaca bu.

1-Şimdi mutasyonlar rastgele ve bilinçsiz oldukları için,mesela denizden karaya çıkacak bir balığa bir kerede akciğer inşa edemezler. 450 den fazla görevi olan et parçası olan karaciğersiz bir insan yaşayabilir mi? yaşayamazsa aşamalılıktan bahsedilebilir mi? Bunu zamanla aşama aşama yapmaları hiç mümkün değil sebep mi ?Kardiyolog arkadaşımdan dinledim taze taze en basitinden solunum ve dolaşım sistemlerinin işleyişi. Yani atar damar ve toplar damar birbiriyle uyumlu olarak çalışır eğer atar damar temiz kan pompalamak istiyorsa toplar damar kirli kanı taşıyacak akciğere getirecek ki temizlensin ve atar damar temiz kan dolaştırsın. Bunlar aynı anda var olmak zorunda. Enerji elde etmek içinde sindirim sistemi var olmak zorunda. Yani sistemler aynı anda oluşmuş ve bu zaten var olan iyi yapıyı çoğu zaman bozmaya yarayan mutasyon sonucu bir an da var olamaz zamanla da olmayacağını da yeni anlattım Hatta dinazorlar devrinde var olan canlıdan bahsetmiştim bu termit karnındaki canlıyla çoktan bütünleşip farklı bir canlı olurdu.İsan maymun ortak atasının çizimden öte fosili var mı? Bunu kanıtlayan ne. İnsan ortak ataya sahip diye subjektif bir yorum yapılamaz, çünkü 2. Kromozomun bütünleşmesi anlattığım gibi genetik bir rahatsızlıktır bunu cümle alem bilir.bu durumda ortak ata mongol muydu veya down sendromlumuydu. Neden nesli tükendi evrim bu konuda neler söylüyor?

2- Bir balığın yüzgeçlerini bir kerede veya makul aşamalarla karada onun ağırlığını taşıyabilecek, yalpalamadan rahat bir şekilde yürüyebileceği ayaklara dönüştüremezler. Mutasyonlar sonucunda solungaçlarla akciğer, yüzgeçlerle ayaklar, pllarla tüyler, ayaklarla knatlar, dört ayaklı duruş ile iki ayaklı duruş, eğik iskeletle dik duran iskelet arasında hep çok bozuk, birçok anormallik ve şekil bozukluğu taşıyan, gerçek anlamda sakat, günümüzdeki tm türlerle hiçbir ilgisi olmayan, deforme, garip şekilli yapılar ortaya çıkması gerkir. Bunlar nerede. Araformdan bahsetmiyorum mutasyon gereği bozuk canlılardan bahsediyorum. Sakın bunu atlamayalım.

3-Ayrıca dostum unutmamak gerekir ki, teoricilerin iddia ettiği bu hayali değişim milyonlarca yıl süreceği için,geç normal ara formu bu tür bozuk, sakat ara formların sayısının tam türlerden çok daha fazla olması ve fosil kayıtlarında da en sık bu tür deforme canlılara rastlanması gerekir? Buna hayır diyebilecek var mı? Çünkü evrimcilerin iddialarına göre, günümüzde gördüğümüz her tür ve bu türlerin sahip oldukları her yapı, en ince ayrıntısına kadar, göz çukurlarından el bileklerine, parmakları oluşturan küçük kemik parçalarından kafatasının şekline, kaburgaların kafes şeklinden omurganın sayısına kadar tesadüfi mutasyonlar sonucunda aşama aşama meydana gelmişti. O zaman bir canlı türü oluşana kadar o canlı türünün her organı, her uzvu, her parçası aşama aşama şekillenmiş demektir.

Burada duralım. Şimdi kafatasını ele alalım. Günümüzde gördüğümüz ve geçmişte yaşayıp fosil kayıtlarında bulduğumuz tüm canlıların çok kusursuz, pürüzsüz, simetrik, hiçbir deformasyonu olmayan kafatasları var değilmi. Halbuki evrimcilerin iddialarına göre ilk kusursuz kafatası oluşana kadar, kafatası birçok bozuk aşamadan geçmeliydi . Örneğin simetrik bir görünüm alana kadar birçok asimetrik şekil almalıydı; sağa doğru daha çok kaymış, çenesi sağa veya sola doğru kayık, burnu sağ yanağına yakın, kulakları yanağına veya daha geriye doğru, diğer taraftaki kulağı ise tam aksi yönde, göz çukurlarının biri daha üstte, diğeri daha sola doğru ve bunlar gibi milyonlarca bozuk form oluşmalıydı. Veya bu kafataslarının bazılarında işe yaramayan, gereksiz kemikler çıkmalı, birkaç jenerasyon sonra bu kemikler işe yaramadıkları için yok olmalıydı.Şimdi fosil kayıtlarında böyle bir şey var mı? fosil kayıtlarında hiç böyle canlılar yok. Hepsinin kafatasları günümüzdeki canlıların kafatasları gibi düzgün, simetrik sonra alıp erektus kafa tasını sapiensle ara form oldu bu diyorlar. 3A- Eğer evrimcilerin kurguladığı soy ağacına bakılırsa, insanın dahil edildiği Chordata filimu ile Nematoda filumlarının 530 milyon yıl önce bile birbirlerinden ayrı oldukları görülür. Bu durum açıkça göstermektedir ki, iki farklı canlı kategorisinin DNA zincirlerindeki benzerlik, bu canlıların ortak bir atadan evrimleştikleri iddiasına delil oluşturmamakta.

4- Evrimci homoloji tezine göre, canlı büyüdükçe kromozom sayısının artması, küçüldükçe ise kromozom sayısının azalması beklenmeli.halbuki birbirileriyle bütünüyle farklı boyut ve yapılara sahip olan ve aralarında herhangi bir evrimsel bağlantı olduğu iddia bile edilemeyen canlıların eşit sayıda kromozomlara sahip olmaları, canlıların kromozom benzerlikleri üzerine kurulan yüzeysel evrimci mantıkları alt üst ediyor. Buna birkaç örnek vereyim,, hem yulaf bitkisinin hem de makak maymununun 42'şer kromozomu var,d eer faresinin 48 kromozomu bulunurken kendisinden kat kat büyük olan gorilin de aynı sayıda, yani 48 kromozomu bulunur. Bir diğer ilginç örnek de çingene güvesi ve eşeğin kromozom sayıları er ikisi de 62 kromozoma sahiptir. moli balığıda insandakindeki gibi 46 kromozom var.Bundan dolayı sadece aynı moleküllerden yaratıldığımız için ve yediğimiz besini kullanabilmemiz açısından hayatın devamı için bu benzerliğin var olduğğunu anlamış olalım. Bu durum evrim açısından nasıl açıklanır.

5- Şimdi ara formu geç tekrar kafa tasına bakalım, kafa taslarının hepsinde göz, kulak, burun gibi organlar için ayrılan boşluklar simetrik ve son derece düzgün. Çerçeve içindeki resimlerde görüldüğü gibi, bilinen kafataslarının tamamı tam ve düzgür. Hiçbiri ara form olma özelliği taşımıyor. Hangi türe ait olurlarsa olsunlar, kusursuz bir yapıda lar. Yarım kalmış, tamamlanmamış bir görünümleri yok. Bir başka deyişle bunlar tesadüfen oluşmuş, rastgele mutasyonlar neticesinde deforme olmuş, bir türden başka bir türe doğru geçiş özelliği gösteren kafatasları değil. Aynı günümüzdeki canlılar gibi eksiksiz yapılara sahirler. Bu naısl oluyor?

Eğer evrim teorisi doğru olsaydı yamuk ve şekilsiz, bozuk kafataslarına ait fosiller bulunması gerekirdi. Ki bunlar deneye deneye iyiye ulaşmanın delili olsun. Ancak bu tür fosillerden yeryüzü katmanlarında eser yokBu bilinçsizce meydana gelen mutasyonlar en baştan kusursuz, mükemmel bir yapı oluşturamazlar. Hep bozuk, yamuk, eksik, kusurlu yapılar meydana getirirler. Sözgelimi eller de evrim teorisinin iddiasına göre rastgele mutasyonların bir eserr. Ancak rastgele meydana gelen mutasyonlar hem estetik, hem en kullanışlı, hem de cisimleri en kusursuz şekilde tutma, kavrama ve hissetme yeteneğine sahip eller oluşturamazlar.

En mükemmele gelene kadar (ki bunu başarmaları imkansız) arada milyonlarca bozuk el, kol, ayak, bacak inşa etmeleri gerekir. Örneğin her bir parmağın uzunluğu bugünkü şekline gelene kadar milyonlarca aşamadan geçecek. teorisyenlerin iddialarına göre tesadüfler, parmakları bileklerden, kolun orta kısmından, elin üstünden, avuçlardan çıkartacak, onları yanyana dizene kadar her jenerasyonda birçok sıralama deneyecekti.

Mesela elimizde harfler bulunsa harflerin yazılı olduğu pulları rastgele yere atsak, bunların belli bir sırada dizilip, anlamlı bir cümle, hatta bir kelime oluşturmalarını bekleyemeyiz, tesadüfen meydana gelen mutasyonların el veya ayak parmaklarını, bacak ve kol kemiklerini de en düzgün, en kullanışlı, en estetik sırada dizmelerini bekleyemezsiniz. Fosiller bize canlılığın birdenbire ve eksiksiz bir biçimde ortaya çıktığını kesin olarak ispatlıyor. 3.5 milyar yıl önce ilk bakteri fosili yani ilk canlı hücresi ortya çıkyor. Bu bakteri hücresi bugünkü Leptolyngbya bakterisi ile tıpatıp aynı ve birden bire ortaya öıkmıyor. Ardından 525-543 milyon yıl önce Kambriyen dçneminde 50 tane filum yani temel canlı grubu birdenbire hiçbir atası olmadan solungaç, göz kan dolaşımı gibi son derece kompleks sistemlere birdenbire ortaya çıkyorlar ve yüzmilyonlarca yıl hiç değişmiyorlar. Günümüzde filumlar 35 tane yazş azalış olarak var. Bunu tüm evrimciler de kabul ediyor.

Yani Futuymanın ne dediğini hatırlayalım. Baktığımız zaman, eğer eksiksiz ve mükemmel bir biçimde canlılığın bir anda karşımıza çıktığını görüyorsak işte o zaman canlılığın tesadüfen değil, yaratılmış olduğunu kabul etmemiz gerekir diyor Futuyma. İşte canlılık Yaratıldı. Yaratıcı da Allah’tır. Bu çok açık bir gerçek..

5- Bir canlının yaşadığı bölgede tesadüfen mutasyona sebep olacak bir olay meydana geldi diyelim , bu olay canlının genetik yapısını etkilemekte ve canlıda birtakım değişiklikler ortaya çıkmakta. Ancak, bu mutasyon canlının genetik yapısının tamamını da değiştirmemekte. Örneğin ellerini, kollarını etkilerken, kafatası aynı kalabilmekte. Yani mutasyon hangi genlerine isabet ederse, o genlerin kontrol ettiği organ veya yapılarda bir değişiklik olmaktadır. Bir şey söyleyim mi genetikten gram nasiplenmiş bilir ki bu gerçekleşmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bir hayalden başka bir şey değil.

5A- Dinazorlar çağı olarak bilinen Erken Kretas dönemine ait termit, karnının içinden dışarı çıkmış tek hücreli bir canlı olan bir protozoa ile birlikte bulundu.

Ortak yaşama ait en eski paleontolojik bulgu olan bu keşif evrimci bilim adamlarında büyük bir moral bozukluğu meydana getirdi.

Termit ile Protozoa’nın Ortak Yaşamında gördüğümüz kuru tahta parçalarını yiyerek beslenen termit, selüloza dayalı bir yaşam sürdürüyor.

Protozoa termitin içinde yaşamazsa ölüyor. Termit de, protozoa sindirim sistemine yardımcı olmazsa ölüyor.

Bulunan amber, bu karşılıklı yardımlaşmanın 100 milyon yıldır devam ettiğini kanıtladı ayrıca ben protozoa dan behsetmiyroum. onun içinde yaşadığı termitten bahsediyorum, milyonlarca yıl önce yaşayan canlıların bütün fosilleri şimdikilerin fotokopisi gibi, ama geç bunları diyorum ki ortak ata için bahsedilen süre 30 milyon yıl o kadar hızlı evrim oldu da benzerlerini geçiyroum dinazor döneminden kalma canlı da en ufak bir mutasyon yok hala iki canlılar protozoa da neden olmuyor demiyroum neden ikisinde birden değişme yok bütünleşmediler. işine gelince evrimleşmedi işine gelmeyince yavaş evrimleşti evrimleşmiş gibi oldu evrimi hızlıya yakın yavaş oldu. kıvırmak diye bir şey varsa o da budur. Milyonlarca bitki ve hayvan türü evrimleşerek oldu deniyor termit protozoa ya gelince evrimleşmemiş bravo dayanıklıymış amino asit file dönüştü termit protozoa olamadı tropozoa.Bu nasıl olur?

5B-Herkes bilir ki canlıların sahip oldukları tüm özellikler DNA'larındaki bilgide saklıdır. DNA ise, milyarlarca harften oluşan bir bilgi bankası gibi. Bu harflere isabet eden rastgele mutasyonlar, bu bilgiyi daha mükemmel hale getiremez, denk geldiği ve bozduğu neresi varsa oraların tamamını bozar. Yani ayaklar iyileşti bugünkü şeklini aldı diyelim eller bugüne ulaşsın diye mutasyonlar devam etsin bu mutasyonlar sadece elleri etkilemez dna yı bozarken tüm mekanizmayı değiştirir. çünkü bu mutasyonlarda bilinç yoktur. Dolayısıyla mutasyonlar DNA'daki kusursuz bilgiyi hep bozacaklardır.

Bilinçsizce meydana gelen mutasyonlar en baştan kusursuz, mükemmel bir yapı oluşturamadıkları gibi istisnalar haricinde hep bozuk, yamuk, eksik, kusurlu yapılar meydana getirirler.Mesela eller ve ayaklar 5 parmaklı ya bunların 5 parmaklı olmasının evrimsel bir açıklaması yok. Yani 4 + 1 ki bu bir baş parmak 4ü ne bedel güçte. SEbep? kavrama ve kullanma açısından en mükemmeli bu. Şimdi bunun böyle olduğunu biz biliyoruz. hakikaten 5 parmak çok iyi. Bunu ben düşünerek anlıyorum kullandığım için bunun böyle olduğunu fark ediyorum mantıklıyım aklım ve gözüm var. ancak şu noktada anlaşalım mutasyonun ve evrim mekanizmalarının aklı gözü ve mantığğı yok. Doğal seçilimlar yoluyla zayıfların ölmesini düşündüğümüz de 20 parmaklı bir elin yaşamasını engelleyecek bir şey yok evrim açısından. bu ne yaprak koparmaya manidir ne de toprak kazmaya. 15 bacaklı olmamıza engel bir şey yok. 20 parmakllı ellerinin üstünde tuhaf bağlantılı kemikli canlı yok fosiller arasında. kaval kemiğinden parmak çıkmasının bir engeli yok mutasyon açısından hatta bilakis istediği bu çünkü tesadüfi ve dna şifresini bozduğundan dolayı saçma şekllerin çıkması mutasyon gereği. ve bu canlı yaşar dediğim gibi acaip bir yaratığa benzer 20 elli göbeğinden çıkan parmaklı ve eklemsiz uzun burunlu kulağının birisi fil diğeri tilki kulağı kadar uzun olan bir canlı solunum yaptığı ve sindirimi çalıştığı sürece yaşar. bu acaip yaratığın oluşmayacağını mutasyon söylemiyor evrimin olmadığını gösteriği için evrimciler söylüyor ama mantık olarak olabilirliğine bir engel yok

Bu arada Sakat doğan varlıklar Allah daha iyisini yapamadığı için sakat değiller hasta varlıklar da Allah sağlıklı yaşatamadığı için hasta değiller ancak bu dünyanın cennet olmadığı imtihan meydanı olduğu unutulmamalı sağlıklı ve hayattta hiç doktora gitmediğiyle övünen ve aman Allahım bu ne güzellik dedirten canlıların varlığı bize bunu var eden hepsini böyle var etmeye gücü yetendir dedirtir. Güçsüzler ve hastalar elbette ki olacak etle beslenen vanlılar mesela aslanlar ceylan veya geyiksürüsünün hepsinin semiz ve kendilerinden daha hızlı olduğunu görselerdi onları yakalayamaz ve yiyemezlerdi, evet doğal seleksiyon vear ve güçsüzler önce ölür ama yenen geyikte geyiktir kalan geyikte geyik. Neyse Nerede bu olmazsa olmaz canlılar?

6- ilk sürüngenden ya da bırak sürüngeni ilk akciğerli canlı oluşurken nasıl bir oluşum izledi deri solunumu yetiyordu da neden akciğere ihtiyyaç duydu. Yunuslar diğer balıklar gibi oksijeni suda erimiş bir vaziyette buluyor du da ,neden akciğer de oluştu da iki de bir balinbalarla yukarı çıkıp nefes alıyorlar. nefes almak bir türlü olabiliyorken 2 türlü solunum yapıyorlar. Evrim açısından bakarsak aklı olduğunu bile varsayalım nefes alıyor abi bırak şimdi ayaklara çalışalım demesi lazımken kalıp yapılmış ona mum basılmış ve kalıptan çıkmış gibi dna kalıbından çıkıyor varlıklar ve milyonlarca sene evvelkileri fotokopi gibi aynı. Bana ara form nasıl olur diye soruyorsunuz. Ara form evrimin öngörmediği olmaz denemez.

Çünkü evrim kendince ara form uyuruyor ve her uydurduğu bizzat evrimci dergiler tarafından değilmiş denerek özür dileniyor bunu yazdım belki 20 tane sahtekarlık yaptılar sebebi ne sizce? bahsedilen veya sanılan kadar çok olsaydı birilerini ara form bunlar dyerek inanırıkları gibi kendileri de onların ara form olduğuna inansalar ve evrime inananları bunlar evrimin öngörmediği şeyleri istiyorlar diyerek demagojiye sokmasalar dı ara form yapmaya gayret etmezler ve defalarca ortaya çıkıp özür dilemezlerdi.

7-Eğeer akciğeri olmayan canlılardan gelen akciğerli canlılar varsa sayı doğrusu üzerinde 0 ve 1 arası evrim başlangıcı ve bitişi anlamında o.5 noktasında tamamen iki canlı özellikleri gösteren fosiller olması lazım. Yani yarı akciğer. Solunum sistemlerinin çok değişmeiğini söylediğini hatırlatarak nasıl oldu o zaman bu akciğer bir anda bu şekle geldi. 1) deriden solunum varsa canlıyı akciğere zorlayan bir şey yok. Çünkü NŞA da aynı mekan da deriden soluyan da yaşıyor akciğerden soluyan da. akciğer olacaksa bu aşama aşama olmaz çünkü atar ve toplar damar aynı anda olmazsa solunum durur ve canlı zaten yaşayamaz 2) Öyleyse bu durumu gerekli kılan nedir suda hazır erimiş o2 kullanan balıklar ve canlılar neden karaya çıkak istemiştir.

8-Herhangi bir hayvanı mesela kaplanı alıp ilk memeli hayvana yani atasına gidene kadar kaç form geçti bunlar nelerdir üst üste koyduğumuzda bu familyayı inandırıcı bulacak mıyız.

9-Eller kanatlara nasıl dönüştü ellerini kullanmaları daha mantıklı değimliydi? Elle kanat arası form nasıl bir şey, bu aradaki şeyin bir önceki nasıldı yani elleri olan, bildiğin fosillerden de istiyorum. Ayrıca şu yılanın ayakları neden çikildi buna da mantıklı bir cevap istiyorum, sürünme sessizlik bakımından faydalı tabii ki ancak binlerce avlanan tür ayaklarını kullanıyor. Avı kaçınca peşinden koşmak mı mantıklı sürünmek mi? Aslan neden ceylanın peşinden koşuyor. Bunu özellikle atlamayalım.

10Üreme organları nasıl oldu da bu kadar uyumlu oluştu. Yani input output. Bu şekilde olmadan önceki daha ilkel türde çiftleşme nasıl oldu? Ayrıca bütün türlerin karşı cinsleri nasıl oldu da hemen yanı başında oluştu. Biri burada diğeri kmlerce uzakta veya başka bir kıt’ada olsaydı birbirlerini nasıl bulacaklardı?

11- Gereksiz denilen organlardan sadece kuyruk sokumunu anlatıyorum. Kuyruk sokumu kemikleri kendi aralarında, oynamaz eklemlerle kaynaşmışlar. Sağrı kemiği (sacrum) ile yaptığı eklem ise oynar eklem. Bu eklemin oynar oluşunun faydası şu: Anne karnındaki bebeğin baş çapının en dar yeri 11,5-12 cm’ dir. Kuyruk sokumu ile pubis kemiği (kalça kemerinin ön taraftaki çatıyı yapan kemikleri) arasında olan bebeğin çıkış kapısı ise 9,5-10 cm’ dir. Doğum esnasında bebek başı, kuyruk sokumuna sürtünerek gelir. Bebek, kuyruk sokumundan geçerken, kuyruk sokumu ile sağrı kemiği arasındaki eklem, hormonların da yardımıyla oynar hale gelir ve kuyruk sokumu 2- 2,5 cm geriye gider. Çocuğun çıkış kanalı 11,5-12,5 cm’ ye çıkar ve başın rahat geçmesini sağlar. Bu eklem hayat boyu hareketli kalır.

Kuyruk sokumu kemiğinde, iki tane de çıkıntı kemiği var . Bu çıkıntı kemikleri, oturma anında sağa ve sola kaymaları önlemekte. Yine sağlamlığı, anatomik görünüşündeki geometrik estetikle bir sanat eserini andıran ve sert zemine oturmada stabiliteyi destekleyen dört tane ağ var ki, bu bağlar sağrı kemiği ile bütünlüğü Sağlar. Evrimci görüşün dediği gibi bu kemik işe yaramaz bir kalıntı ise, kalıntı olan bir kemikte, bu bağların ve kemik yapısının fizyolojik fonksiyonlara uygun olmasına ne gerek var? Yoksa ilkel hayvan, kuyruğunu küçültürken insanın anatomik yapısı şöyle olacak, doğumu böyle yapacak, çocuğun kafa çapı şu olacak, ben kuyruğuma şu şekli vereyim, diye düşündü de, kuyruk sokumunu bu anatomik yapıya uygun bağlarla mı donattı?

Kuyruk sokumu kemiği, kendini besleyen coccigeal arter, kirli kanı toplayan coccigeal yeni ve kendi yapısına uygun coccigeal sinire sahip. Ayrıca, kayganlığı sağlayan bir sıvı salgılayan coccigeal bursa, coccigeal cisim, glomus coccygeum ve cuschka bezleri de bulunur. Oysaki embriyolojik kalıntı olan kemiklerde böyle kendine has anatomik bir yapı oluşmaz, çevrenin anatomik yapısına göre şekil kazanır. Örnek verecek olursak; bazı insanlarda, doğuştan 7. boyun kemiğinden çıkıntı olarak, bir fazla kaburga kemiği var . Buna cervical kaburga denir. Normalde, boyun kemiklerinde kaburga kemiği olmamasına rağmen, bazı insanlarda fazlalık olarak görülür. Bu fazlalık kemik; özel bir atardamar, toplardamar ve sinire (intercostal sinir) sahip olmadığından, çevredeki anatomik yapının ana damarları ve sinirleri tarafından işgal edilir. Eğer kuyruk sokumu kalıntı olsaydı anatomik yapısı kendine has atardamar, toplardamar, sinir, bursa ve beze sahip olmazdı.

Fazlalık (anomali) kemiklerin bir özelliği de, ancak operasyonla (kemiğin çıkarılması) son bulacak rahatsızlıklara yol açmaları , Mesela; boynunda cervical costa denilen fazla kemiği olanlarda kol ağrısı, kol uyuşması ve kuvvet azlığı olur. Bu kemik çıkarıldığında şikâyetler geçer. Oysaki kuyruk sokumu kemiği çıkarıldığında, doğum ve büyük abdesti yapmada problemler çıkar.Durum buyken sırf evrimsel süreçten kalan kuyruk kalıntısı olarak görme gayreti hangi bilimsellikle açıklanır?

12- linskinin deneyinde yer alan mutasyonu açıklamış ve zaten bakterinin çabuk dağılan ve ölen durumundan dolayı adaptasyon sebeyile öyle bir özellik gösterdiğini söylemiştim. Burada şunu da sormak lazım. madem meyve sineklerinin binlerce nesline insan ömrü sığabiliyro ve 150 yıldır bu işler yapılıyor da neden o bakterinin daha nelere snüştüğü ortaya çıkmadı. öyle ya mutasyon geçire geçire amino asitten evrile evrile buzon çıktı deniyor da neden e coli bakterisi değişip ototrof bakteri olup fotosentez yapmıyor. Myve sineğinin hala arıyla sinek arası bir şey olması için gerekli olan şey ne zaman mı? PEki milyonlarca yıl önce yaşayan dünya kadar örümcek ayrıca 70.000.000 yıl önce yaşadığı kabul edilen Coelacanth, 565.000.000 yıl önce yaşamış olduğu söylenen Crinoid, 225.000.000 yıl önce yaşadığına hükmedilen Limulus, hatta 2.000.000.000 yaşındaki Gunt-Flint bitki fosilleri ve daha yüzlercenin... halâ hayatlarını sürdürüp, günümüzdekilerle tıpatıp aynı olması bize ne anlatıyor? 13-Tesadüfen katrlyon sene geçse tuğlalar çimento ve çakıl taşları bir araya gelip 3 oda bir salon banyo tuvalet mutfak antre gibi bölümleri olan badanalı bir ev oluşur mu. Hayırsa tesadüfen böyle bir sistem oluştu öteki türlü de olabilirdi inancı nasıl akla yatkın olur ? Bu şu demek tesadüfen 3 oda bir salon oluşmuş iki oda bir salon da oluşabilkir di. Peki iki oda bir salon oluşur mu? Hayır. O halde güneş sisteminin işleyişi cansız küreler ve korkunç hızlarla hareketleri tesadüf eseri olabilir mi?

Tesadüf olsalardı birbirlerine çoktan çarpıp yok olmaları gerekmez miydi? Kimdir onları belli bir yörünge de dünyayı elips şeklinde döndüren belli kurallarla dönüyorlarsa kuralın kural koyucusu ve bozulmamasını sağlayıcısı gerekmez mi?

Şimdilik bunlar. ara formdan ne anlıyorsak onu koyarak demagojiye girmeden hiçbir şeyi unutmadan düz anlatım şekliyle tek tek numara karşısına cevap yazarak bunların cevaplarını alalım. Yorumlarını sonra yaparız. Numara cevap numara cevap, zaten 13 tane ve bir çoğu birbirine benziyor. Kolay gelsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yahu canlı karaciğer geliştirme yönde evrimleşirken canlının geri kalan herşeyi son noktadaki gibi mi sanıyorsun?? yani herşey tamam sadece karaciğer eksik, o da zamanla oluşuyor öyle mi??

bu kafayla evrimi anlamaman normal sakarfalcon....

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

yahu canlı karaciğer geliştirme yönde evrimleşirken canlının geri kalan herşeyi son noktadaki gibi mi sanıyorsun?? yani herşey tamam sadece karaciğer eksik, o da zamanla oluşuyor öyle mi??

bu kafayla evrimi anlamaman normal sakarfalcon....

senden de bunu beklerdim faramir. ben insan oluştu bir yer açın karaciğeri koyuyorum hooop evrim bitti demiyorum ne demek istediğim açık. onlar ara form değil, işte anlamıyrosun faramir, onlara ben ara form mu dedim hatta ara form değil bak dikkat et falan dedim iyi bir okusana önce nereden bir boşluk bulsam da reddetsem derdindeysen olmasz ki bir anda başka türe geçilemeyeceği için arada bozuk formlar olmalı, ara form değil bozuk form onlar. Bir bozuk form düzgün hale gelene kadar nefes alıyro dolaşım ve sindirimi çalışıyorsa yaşar. en azından karayip korsanlarındaki ahtapot sakallı adam ve onun tayfası gibi garip yaratıklar çıkabilir tesadüf ve rast gelelik var sonuçta mutasyonda ve % 99 u tahribe dönük mutasyon denen şeyin. hy mürüdü falan da geç artık benim hy le işim olmaz bunu burada cümle alem bbilir tribünlere oynama.sorulara muhatapsan hepsini açıkla canım öpüyorum :)

tarihinde Scarfalcon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi mutasyonlar rastgele ve bilinçsiz oldukları için,mesela denizden karaya çıkacak bir balığa bir kerede akciğer inşa edemezler. 450 den fazla görevi olan et parçası olan karaciğersiz bir insan yaşayabilir mi? yaşayamazsa aşamalılıktan bahsedilebilir mi? Bunu zamanla aşama aşama yapmaları hiç mümkün değil

ne dediğin ortada..

bırak da gerisine okuyanlar karar versin..

Link to post
Sitelerde Paylaş

onlar ara form değil, işte anlamıyrosun faramir, onlara ben ara form mu dedim hatta ara form değil bak dikkat et

yahu bozuk sakat ara form demiyormusun sen, daha doğrusu harun yahya? çünkü bu saçma kavramı ortaya atan da o, bozuk sakat ara form diye bişey yok.. o harun yahya ara form derken böyle formların da olması gerektiğini söylüyor, sen de aynısı gelip burda yazıyorsun utanmadan. ben de kafanızda yarattığınız ara formların nasıl olduğunu göstermek için gözüne soktum o resimleri.. gerçi ilk defa olmuyor bu, daha önce kaç defa bu saçmalıkları yazdınız forumda... okuyanlar karar versin artık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

ne dediğin ortada..

bırak da gerisine okuyanlar karar versin..

ya anlatamadım herhalde diyorum ki akciğerler nefes almakla ilgili organ ve komplex bir yapısı var, atardamar ve toplar damar birlikte olursa çalışır birini keserseniz diğeri zaten var olamaz akciğer inşa edilemez ve mutasyon sonucu olacak sa bir anda açın açın geldi akcieğri de ekliyorum denmeyeceğine göre evrime göre, bu akciğer nasıl oluştu evrimsel açıdan Canlıların kambriyen döneminde evrimle değil oldukları gibi oluştuunu söylüyorum ben akciğer de aşamalılıktan bahsedilemez peki evrim bunu nasıl anlatıyor dediğim bu ona buna bırakmaya gerek yok yanlış anlayanlar çıkabiliyor :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

ya anlatamadım herhalde diyorum ki akciğerler nefes almakla ilgili organ ve komplex bir yapısı var, atardamar ve toplar damar birlikte olursa çalışır birini keserseniz diğeri zaten var olamaz akciğer inşa edilemez ve mutasyon sonucu olacak sa bir anda açın açın geldi akcieğri de ekliyorum denmeyeceğine göre evrime göre, bu akciğer nasıl oluştu evrimsel açıdan Canlıların kambriyen döneminde evrimle değil oldukları gibi oluştuunu söylüyorum ben akciğer de aşamalılıktan bahsedilemez peki evrim bunu nasıl anlatıyor dediğim bu ona buna bırakmaya gerek yok yanlış anlayanlar çıkabiliyor :) Ayrıca bir kişi daha bunlara ara form demezse sevinirim çünkü ıonlar ara form değil, hy den de sıkıldım bir düşman bellenmiş ve kim evrim yok diyrosa onu hy ci olmakla itham etmek demode bir moda geçerlim gitsin artık. son ke zbir daha yazayım da sağlam olsun . Arkadaşlar onlar ara form değil var olması gereken formlar mutasyon olduğu için zırt diye çıkmayacak öteki tür ben burada insan maymun arası ara formdan bahsetmiyorum. Kafa tası nasıl elle ve kalemle çizilmiş gibi iki göz bir burun iki kulak ve hepsi yerli yerinde diyorum sonuçta kafa tası diye bir şey yoktu. Evrime göre Öyle ce mi çıktı bu ortaya. mutasyona uğraya gellişti ve hoooooooooop güzel bir hal aldı demek gerekir.

tarihinde Scarfalcon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

komedisiniz ya..

yahu evrimin tek meknizması mutasyon mu sanıyosun?

evrimin en baba mekanizması doğal seleksiyondur..

öyle mutasyon oldu karaciğer oluştu yok beyefendi...

canlıların kambriyen döneminde pırt diye ortaya çıktığını sanıyorsun değilmi?

tabi harun yahya öyle demiş sen napasın... o pırt dediğimiz dönem 20 milyon yıldan fazla sürüyor abisi.. primatlardan insana geçişin birkaç milyon yıl olduğunu düşünürse, 20 milyon yılın ne kadar uzun olduğunu de düşünürsün herhalde.. şu h.y. denilen cühelaya takılmasanız böyle saçmalamayacaksınız ama, rahat duramıyorsunuz siz...

ya boşuna demiyorum git dawkinsin son kitabını oku.. orda kambriyen de dahil senin gibi evrim cahillerine herbirşeyi açıklamış.. yorma beni şimdi.. git kendin çaba göster biraz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

1-Şimdi mutasyonlar rastgele ve bilinçsiz oldukları için,mesela denizden karaya çıkacak bir balığa bir kerede akciğer inşa edemezler. 450 den fazla görevi olan et parçası olan karaciğersiz bir insan yaşayabilir mi? yaşayamazsa aşamalılıktan bahsedilebilir mi? Bunu zamanla aşama aşama yapmaları hiç mümkün değil sebep mi ?Kardiyolog arkadaşımdan dinledim taze taze en basitinden solunum ve dolaşım sistemlerinin işleyişi. Yani atar damar ve toplar damar birbiriyle uyumlu olarak çalışır eğer atar damar temiz kan pompalamak istiyorsa toplar damar kirli kanı taşıyacak akciğere getirecek ki temizlensin ve atar damar temiz kan dolaştırsın. Bunlar aynı anda var olmak zorunda. Enerji elde etmek içinde sindirim sistemi var olmak zorunda. Yani sistemler aynı anda oluşmuş ve bu zaten var olan iyi yapıyı çoğu zaman bozmaya yarayan mutasyon sonucu bir an da var olamaz zamanla da olmayacağını da yeni anlattım Hatta dinazorlar devrinde var olan canlıdan bahsetmiştim bu termit karnındaki canlıyla çoktan bütünleşip farklı bir canlı olurdu.İsan maymun ortak atasının çizimden öte fosili var mı? Bunu kanıtlayan ne. İnsan ortak ataya sahip diye subjektif bir yorum yapılamaz, çünkü 2. Kromozomun bütünleşmesi anlattığım gibi genetik bir rahatsızlıktır bunu cümle alem bilir.bu durumda ortak ata mongol muydu veya down sendromlumuydu. Neden nesli tükendi evrim bu konuda neler söylüyor?

bu aşamalar gösterilmiştir, kordalılar grubunun en ilkeli kafatassızlardır, kapalı dolaşım sistemi gösterir aort damarı vardır ama kalp yoktur , beyin oluşmamıştır, ama sırtta ki notokordun üstünde neural tube sözkonusudur vs..( amphioxus) eksik canlılar günümüzde bile yaşamaktadır, bunlardan birisi hakkında gerekli bilgiyi almak için,

http://members.shaw..../amphioxus2.gif

http://www.blc.arizo...oxusPurvis.jpeg

görüldüğü gibi bu canlı ilkel kordalı olmasına, notokorda ve sindirim borusuna, yutağa bağlı solungaçlara, kapalı dolaşım sistemine sahip olmasına rağmen, beyni, kalbi, böbrekleri, midesi yoktur. kafatası ve iskelet sistemide oluşmamıştır. bu omurgalılara geçiş aşaması olan ilkel kordalıların günümüzde yaşayan bir örneğidir, bunlardan çenesiz balıklar gelişmiştir, sonrada kıkırdaklı balıklar. kıkırdaklı balıklar kemikli balıkları, bunlarda tetrapodları yani amfibiyan, sürüngen , memeli ve kuşları ortaya çıkarmıştır.

2- Bir balığın yüzgeçlerini bir kerede veya makul aşamalarla karada onun ağırlığını taşıyabilecek, yalpalamadan rahat bir şekilde yürüyebileceği ayaklara dönüştüremezler. Mutasyonlar sonucunda solungaçlarla akciğer, yüzgeçlerle ayaklar, pllarla tüyler, ayaklarla knatlar, dört ayaklı duruş ile iki ayaklı duruş, eğik iskeletle dik duran iskelet arasında hep çok bozuk, birçok anormallik ve şekil bozukluğu taşıyan, gerçek anlamda sakat, günümüzdeki tm türlerle hiçbir ilgisi olmayan, deforme, garip şekilli yapılar ortaya çıkması gerkir. Bunlar nerede. Araformdan bahsetmiyorum mutasyon gereği bozuk canlılardan bahsediyorum. Sakın bunu atlamayalım.

mutasyonlar gen seviyesinde olur ve tek bir bireyde meydana gelen mutasyonlar serisinden yeni bir tür ortaya çıkmaz. türe ait topluluklar (populasyonlar) daki her birey türün genetik havuzuna bir kaç nesilde bir bir kaç mutasyon yükler, bunlar çoğunlukla başta resesif olduğundan gözle görülmez, ama söz konusu olan yüzbinlerce yıl olunca üstüste birikerek, uygun değişikliklerle yeni türler gelişir.

yani labaratuvardaki kısıtlı olanakların sağladığı mutasyonlarla doğadakiler asla bire bir tutulamaz.

3-Ayrıca dostum unutmamak gerekir ki, teoricilerin iddia ettiği bu hayali değişim milyonlarca yıl süreceği için,geç normal ara formu bu tür bozuk, sakat ara formların sayısının tam türlerden çok daha fazla olması ve fosil kayıtlarında da en sık bu tür deforme canlılara rastlanması gerekir? Buna hayır diyebilecek var mı? Çünkü evrimcilerin iddialarına göre, günümüzde gördüğümüz her tür ve bu türlerin sahip oldukları her yapı, en ince ayrıntısına kadar, göz çukurlarından el bileklerine, parmakları oluşturan küçük kemik parçalarından kafatasının şekline, kaburgaların kafes şeklinden omurganın sayısına kadar tesadüfi mutasyonlar sonucunda aşama aşama meydana gelmişti. O zaman bir canlı türü oluşana kadar o canlı türünün her organı, her uzvu, her parçası aşama aşama şekillenmiş demektir.

Burada duralım. Şimdi kafatasını ele alalım. Günümüzde gördüğümüz ve geçmişte yaşayıp fosil kayıtlarında bulduğumuz tüm canlıların çok kusursuz, pürüzsüz, simetrik, hiçbir deformasyonu olmayan kafatasları var değilmi. Halbuki evrimcilerin iddialarına göre ilk kusursuz kafatası oluşana kadar, kafatası birçok bozuk aşamadan geçmeliydi . Örneğin simetrik bir görünüm alana kadar birçok asimetrik şekil almalıydı; sağa doğru daha çok kaymış, çenesi sağa veya sola doğru kayık, burnu sağ yanağına yakın, kulakları yanağına veya daha geriye doğru, diğer taraftaki kulağı ise tam aksi yönde, göz çukurlarının biri daha üstte, diğeri daha sola doğru ve bunlar gibi milyonlarca bozuk form oluşmalıydı. Veya bu kafataslarının bazılarında işe yaramayan, gereksiz kemikler çıkmalı, birkaç jenerasyon sonra bu kemikler işe yaramadıkları için yok olmalıydı.Şimdi fosil kayıtlarında böyle bir şey var mı? fosil kayıtlarında hiç böyle canlılar yok. Hepsinin kafatasları günümüzdeki canlıların kafatasları gibi düzgün, simetrik sonra alıp erektus kafa tasını sapiensle ara form oldu bu diyorlar. 3A- Eğer evrimcilerin kurguladığı soy ağacına bakılırsa, insanın dahil edildiği Chordata filimu ile Nematoda filumlarının 530 milyon yıl önce bile birbirlerinden ayrı oldukları görülür. Bu durum açıkça göstermektedir ki, iki farklı canlı kategorisinin DNA zincirlerindeki benzerlik, bu canlıların ortak bir atadan evrimleştikleri iddiasına delil oluşturmamakta.

sakat formlar varlıklarını sürdüremeyeceği için yeryüzüne yayılamaz ve yok olurlar, haliyle fosilleşmeleride imkansız hale gelir. bir canlının fosilleşmesi için türünün belli bir oranda ekosisteme yayılmış olması gerekir. karaladığım kısımda evrim teorisi adına konusuyorsunuz, kimsenin böyle bir iddiası yok.. bizdeki omurga balıktada vardır, bizdeki kafatası balıktada vardır, bizdeki kalp balıktada sürüngendede kuştada vardır. balıklardan önce ilkel kordalılar gelir ve kordalı şubesindeki canlıların taslağı orada atılmıştır, parça parça aşama aşama değil.

daha evrimsel sıralamadan bihabersiniz, ilkel kordalılarda kafatassızlar şubesinin olduğunu, ardından çenesiz balıkların varolduğunu, ilk omurgalı olan kıkırdaklı balıklarda ise kafatası ile diğer uzuvların çok ilkel olduğunu, kafatasının ancak karaya doğru geçişle gelişim gösterdiğini ve sırt ipi nedeniyle hiç bir zaman evrim sürecinde yamuk yumuk simetrisi bozuk organin ortaya çıkmayacağını, böyle değişimlerin doğrudan silindiğini bilmiyorsunuz..

yuvarlak solucanlarla, sırtiplilerin 530 milyon yıl önce ayrıştıkları sağlam delillerle gösterilmelidir, daha eskide olabilir, ama bunda evrime aykırı bir taraf göremiyorum.

4- Evrimci homoloji tezine göre, canlı büyüdükçe kromozom sayısının artması, küçüldükçe ise kromozom sayısının azalması beklenmeli.halbuki birbirileriyle bütünüyle farklı boyut ve yapılara sahip olan ve aralarında herhangi bir evrimsel bağlantı olduğu iddia bile edilemeyen canlıların eşit sayıda kromozomlara sahip olmaları, canlıların kromozom benzerlikleri üzerine kurulan yüzeysel evrimci mantıkları alt üst ediyor. Buna birkaç örnek vereyim,, hem yulaf bitkisinin hem de makak maymununun 42'şer kromozomu var,d eer faresinin 48 kromozomu bulunurken kendisinden kat kat büyük olan gorilin de aynı sayıda, yani 48 kromozomu bulunur. Bir diğer ilginç örnek de çingene güvesi ve eşeğin kromozom sayıları er ikisi de 62 kromozoma sahiptir. moli balığıda insandakindeki gibi 46 kromozom var.Bundan dolayı sadece aynı moleküllerden yaratıldığımız için ve yediğimiz besini kullanabilmemiz açısından hayatın devamı için bu benzerliğin var olduğğunu anlamış olalım. Bu durum evrim açısından nasıl açıklanır.

olabilecek en büyük sahtekarlığı yapıyorsunuz, bütün evrimsel biyologlarda, diğer biyologlarda, gerek canlı sınıflandırmasında, gereksede evrimsel sıralamada kromozom sayısının hiç bir işlevselliği olmadığını kabul ederler. rezilliğiniz diz boyu açıkçası, dinsel palavralarınızın geçersizliğini gizlemek için başvurmadığınız sahtekarlık kalmıyor, adi herifler sizi.

5- Şimdi ara formu geç tekrar kafa tasına bakalım, kafa taslarının hepsinde göz, kulak, burun gibi organlar için ayrılan boşluklar simetrik ve son derece düzgün. Çerçeve içindeki resimlerde görüldüğü gibi, bilinen kafataslarının tamamı tam ve düzgür. Hiçbiri ara form olma özelliği taşımıyor. Hangi türe ait olurlarsa olsunlar, kusursuz bir yapıda lar. Yarım kalmış, tamamlanmamış bir görünümleri yok. Bir başka deyişle bunlar tesadüfen oluşmuş, rastgele mutasyonlar neticesinde deforme olmuş, bir türden başka bir türe doğru geçiş özelliği gösteren kafatasları değil. Aynı günümüzdeki canlılar gibi eksiksiz yapılara sahirler. Bu naısl oluyor?

Ancak bu tür fosillerden yeryüzü katmanlarında eser yokBu bilinçsizce meydana gelen mutasyonlar en baştan kusursuz, mükemmel bir yapı oluşturamazlar. Hep bozuk, yamuk, eksik, kusurlu yapılar meydana getirirler. Sözgelimi eller de evrim teorisinin iddiasına göre rastgele mutasyonların bir eserr. Ancak rastgele meydana gelen mutasyonlar hem estetik, hem en kullanışlı, hem de cisimleri en kusursuz şekilde tutma, kavrama ve hissetme yeteneğine sahip eller oluşturamazlar.

En mükemmele gelene kadar (ki bunu başarmaları imkansız) arada milyonlarca bozuk el, kol, ayak, bacak inşa etmeleri gerekir. Örneğin her bir parmağın uzunluğu bugünkü şekline gelene kadar milyonlarca aşamadan geçecek. teorisyenlerin iddialarına göre tesadüfler, parmakları bileklerden, kolun orta kısmından, elin üstünden, avuçlardan çıkartacak, onları yanyana dizene kadar her jenerasyonda birçok sıralama deneyecekti.

simetri, sırtipi nedeniyle ortaya çıkmıştır, yani sırt bölümde boydan boya uzanan bir şerit vücudu iki eş yarı parçaya böler. sırt ipi (korda, notokord) ise kafatası , vertabra ve diğer iskelet unsurlarından önce çıkmıştır. en üstte fotoğrafını verdiğim amphioxus bir sırt iplidir ama kafatası ve diğer kemikleşmiş uzuvları yoktur. ilkel kordalılar sırt iplidir ama ne kafatası nede diğer iskeletleri oluşmamıştır. sırt ipi üstte saydığınız uzuvlardan önce çıktığı için, geri kalan organlarda bu yapıya göre şekillenmiş bu yüzden simetrik gelişim göstermişlerdir.

mutasyonlardan ise uyumlu olanlar korunmuş geri kalanı ise önuyum sürecinde işlevselliğini yitirmiştir, organlar birbiriyle korelasyon (bağlantılı) gelişir. tıpkı bir embriyonun organlarının gelişimi gibi eş zamanlı oluşur, sırayla parça parça seri halinde değil.

3.5 milyar yıl önce ilk bakteri fosili yani ilk canlı hücresi ortya çıkyor. Bu bakteri hücresi bugünkü Leptolyngbya bakterisi ile tıpatıp aynı ve birden bire ortaya öıkmıyor. Ardından 525-543 milyon yıl önce Kambriyen dçneminde 50 tane filum yani temel canlı grubu birdenbire hiçbir atası olmadan solungaç, göz kan dolaşımı gibi son derece kompleks sistemlere birdenbire ortaya çıkyorlar ve yüzmilyonlarca yıl hiç değişmiyorlar. Günümüzde filumlar 35 tane yazş azalış olarak var. Bunu tüm evrimciler de kabul ediyor.

bakteriden ilkelide var, ipliksi hücreler şeklinde, hepsi fosilleşmiş durumda. örneğini verdiğin bakteri aynı gelmesi, o türün değişmediği anlamına gelmez, türün bütün üyeleri bireyleri evrim geçirmez, belli bir topluluğu geçirir, diğer kalan kesim sabit olabilir, ya da hepside evrimleşebilir, sonuç olarak populasyon kavramı sözkonusudur ve bu göz önüne alınmalıdır.

birden bire ortaya çıkmıyorlar kambriyen dönemde, 20 milyon yıl civarı sürüyor ve öncesi için yeteri kadar fosil bulunamadığı için öyle görünüyor, bulunabilse bile tek hücrelilikle çok hücrelilik arasındaki geçiş halkaları olduğundan ortaya çıkarmak zorlaşıyor.

5- Bir canlının yaşadığı bölgede tesadüfen mutasyona sebep olacak bir olay meydana geldi diyelim , bu olay canlının genetik yapısını etkilemekte ve canlıda birtakım değişiklikler ortaya çıkmakta. Ancak, bu mutasyon canlının genetik yapısının tamamını da değiştirmemekte. Örneğin ellerini, kollarını etkilerken, kafatası aynı kalabilmekte. Yani mutasyon hangi genlerine isabet ederse, o genlerin kontrol ettiği organ veya yapılarda bir değişiklik olmaktadır. Bir şey söyleyim mi genetikten gram nasiplenmiş bilir ki bu gerçekleşmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bir hayalden başka bir şey değil.

ama mutasyonlar nesiller boyunca, yüzbinlerce yıllar süren bir süreçte, birikerek populasyonun genetik frekansını yavaş yavaş değiştirirse bu gözle görülemeyen bir şey olacaktır, ama evrimin olduğunu gösterecektir.

5A- Dinazorlar çağı olarak bilinen Erken Kretas dönemine ait termit, karnının içinden dışarı çıkmış tek hücreli bir canlı olan bir protozoa ile birlikte bulundu.

Ortak yaşama ait en eski paleontolojik bulgu olan bu keşif evrimci bilim adamlarında büyük bir moral bozukluğu meydana getirdi.

Termit ile Protozoa’nın Ortak Yaşamında gördüğümüz kuru tahta parçalarını yiyerek beslenen termit, selüloza dayalı bir yaşam sürdürüyor.

Protozoa termitin içinde yaşamazsa ölüyor. Termit de, protozoa sindirim sistemine yardımcı olmazsa ölüyor.

n'olmuş yani dinozorlar çağında tek hücrelilik evrimini çoktan tamamlamıştı, aynı şekilde böceklerde tamamlayıp, karalara kadar çıkmıştı, bunlar arasında simbiyotik yaşam varsa, bunun evrimleşemeyeceğini nereden çıkarıyorsunuz?

Bulunan amber, bu karşılıklı yardımlaşmanın 100 milyon yıldır devam ettiğini kanıtladı ayrıca ben protozoa dan behsetmiyroum. onun içinde yaşadığı termitten bahsediyorum, milyonlarca yıl önce yaşayan canlıların bütün fosilleri şimdikilerin fotokopisi gibi, ama geç bunları diyorum ki ortak ata için bahsedilen süre 30 milyon yıl o kadar hızlı evrim oldu da benzerlerini geçiyroum dinazor döneminden kalma canlı da en ufak bir mutasyon yok hala iki canlılar protozoa da neden olmuyor demiyroum neden ikisinde birden değişme yok bütünleşmediler. işine gelince evrimleşmedi işine gelmeyince yavaş evrimleşti evrimleşmiş gibi oldu evrimi hızlıya yakın yavaş oldu. kıvırmak diye bir şey varsa o da budur. Milyonlarca bitki ve hayvan türü evrimleşerek oldu deniyor termit protozoa ya gelince evrimleşmemiş bravo dayanıklıymış amino asit file dönüştü termit protozoa olamadı tropozoa.Bu nasıl olur?

dediğim gibi bir türün fosiline bakıp "a günümüzdekiyle aynı" demek evrimi çürütmez, bu evrim kuramını bilmemekten kaynaklanır. o bahsini ettiğin termit türü evrimde halka değildir hepsi o kadar, evrimini daha önce tamamlamış, eksiksiz hale gelmiş ve sonrada neslini değişmeksizin günümüze kadar sürdürmüştür.

devam edecek II. bölümde.

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
6- ilk sürüngenden ya da bırak sürüngeni ilk akciğerli canlı oluşurken nasıl bir oluşum izledi deri solunumu yetiyordu da neden akciğere ihtiyyaç duydu. Yunuslar diğer balıklar gibi oksijeni suda erimiş bir vaziyette buluyor du da ,neden akciğer de oluştu da iki de bir balinbalarla yukarı çıkıp nefes alıyorlar. nefes almak bir türlü olabiliyorken 2 türlü solunum yapıyorlar. Evrim açısından bakarsak aklı olduğunu bile varsayalım nefes alıyor abi bırak şimdi ayaklara çalışalım demesi lazımken kalıp yapılmış ona mum basılmış ve kalıptan çıkmış gibi dna kalıbından çıkıyor varlıklar ve milyonlarca sene evvelkileri fotokopi gibi aynı. Bana ara form nasıl olur diye soruyorsunuz. Ara form evrimin öngörmediği olmaz denemez.

Çünkü evrim kendince ara form uyuruyor ve her uydurduğu bizzat evrimci dergiler tarafından değilmiş denerek özür dileniyor bunu yazdım belki 20 tane sahtekarlık yaptılar sebebi ne sizce? bahsedilen veya sanılan kadar çok olsaydı birilerini ara form bunlar dyerek inanırıkları gibi kendileri de onların ara form olduğuna inansalar ve evrime inananları bunlar evrimin öngörmediği şeyleri istiyorlar diyerek demagojiye sokmasalar dı ara form yapmaya gayret etmezler ve defalarca ortaya çıkıp özür dilemezlerdi.

hahahaha, sen akciğerli balıkları felan bilmiyorsun herhalde, etli yüzgece sahip, hatta kemikleşmiş yüzgeçli balıkları :)

akciğerli balıklar hava keseleri ile bataklıklar kuruduğunda solunum yaparlar, solungaçlarının yanı sıra, proto-akciğer olan hava keselerine sahiptirler.

deri solunumu yapan amfibianlarda vardır, ama karaya doğru çıkıp, sıcakkanlılığa doğru evrimleşme baş gösterince metabolizma hızlanmış ve sonuç olarak havadaki serbest oksijeni alacak olan akciğer gelişmiştir.

7-Eğeer akciğeri olmayan canlılardan gelen akciğerli canlılar varsa sayı doğrusu üzerinde 0 ve 1 arası evrim başlangıcı ve bitişi anlamında o.5 noktasında tamamen iki canlı özellikleri gösteren fosiller olması lazım. Yani yarı akciğer. Solunum sistemlerinin çok değişmeiğini söylediğini hatırlatarak nasıl oldu o zaman bu akciğer bir anda bu şekle geldi. 1) deriden solunum varsa canlıyı akciğere zorlayan bir şey yok. Çünkü NŞA da aynı mekan da deriden soluyan da yaşıyor akciğerden soluyan da. akciğer olacaksa bu aşama aşama olmaz çünkü atar ve toplar damar aynı anda olmazsa solunum durur ve canlı zaten yaşayamaz 2) Öyleyse bu durumu gerekli kılan nedir suda hazır erimiş o2 kullanan balıklar ve canlılar neden karaya çıkak istemiştir.

laf traşı yapıyorsun alelade, milyonlarca yılda meydana gelen genetik değişiklikler bir amaca yönelik değil, sadece sudan karaya doğru çıkışta, kara yaşamına daha iyi uyum kurabilmenin sonucudur, akciğerlerin ortaya çıkması..

ortaokul öğrencisi gibi yazıyorsunuz , inanın..

8-Herhangi bir hayvanı mesela kaplanı alıp ilk memeli hayvana yani atasına gidene kadar kaç form geçti bunlar nelerdir üst üste koyduğumuzda bu familyayı inandırıcı bulacak mıyız.

bilim verileri somut olarak koyar, ister inanın ister inanmayın, bilimin zerre umrunda değilsiniz.

9-Eller kanatlara nasıl dönüştü ellerini kullanmaları daha mantıklı değimliydi? Elle kanat arası form nasıl bir şey, bu aradaki şeyin bir önceki nasıldı yani elleri olan, bildiğin fosillerden de istiyorum. Ayrıca şu yılanın ayakları neden çikildi buna da mantıklı bir cevap istiyorum, sürünme sessizlik bakımından faydalı tabii ki ancak binlerce avlanan tür ayaklarını kullanıyor. Avı kaçınca peşinden koşmak mı mantıklı sürünmek mi? Aslan neden ceylanın peşinden koşuyor. Bunu özellikle atlamayalım.

el primat memelilerine özgü bir organdır, kuşlar ise bir sürüngen takımı olan dinozorların, theropod denilen familyasından köken alırlar, bu dinozorlarda önüyeler körelme yolundadır ve bazıları tüylü olup gagaya sahiptir (arkeopteriks mesela) ama tüyleri ve gagalarının yanı sıra kuyruğa, pençelere ve dişlerede sahiptirler..

10Üreme organları nasıl oldu da bu kadar uyumlu oluştu. Yani input output. Bu şekilde olmadan önceki daha ilkel türde çiftleşme nasıl oldu? Ayrıca bütün türlerin karşı cinsleri nasıl oldu da hemen yanı başında oluştu. Biri burada diğeri kmlerce uzakta veya başka bir kıt’ada olsaydı birbirlerini nasıl bulacaklardı?

mükemmel değil aslında, her şeyi hormonlar yapıyor.. mesela er bireydeki penisin karşılığı dişide klitoris olarak vardır, ama hormonlar olmadığı için dişide gelişmez.. yinede bu uyum simetriden, sırt ipinden neden alan bununla bağlantı bir unsur olsa gerek.

11- Gereksiz denilen organlardan sadece kuyruk sokumunu anlatıyorum. Kuyruk sokumu kemikleri kendi aralarında, oynamaz eklemlerle kaynaşmışlar. Sağrı kemiği (sacrum) ile yaptığı eklem ise oynar eklem. Bu eklemin oynar oluşunun faydası şu: Anne karnındaki bebeğin baş çapının en dar yeri 11,5-12 cm’ dir. Kuyruk sokumu ile pubis kemiği (kalça kemerinin ön taraftaki çatıyı yapan kemikleri) arasında olan bebeğin çıkış kapısı ise 9,5-10 cm’ dir. Doğum esnasında bebek başı, kuyruk sokumuna sürtünerek gelir. Bebek, kuyruk sokumundan geçerken, kuyruk sokumu ile sağrı kemiği arasındaki eklem, hormonların da yardımıyla oynar hale gelir ve kuyruk sokumu 2- 2,5 cm geriye gider. Çocuğun çıkış kanalı 11,5-12,5 cm’ ye çıkar ve başın rahat geçmesini sağlar. Bu eklem hayat boyu hareketli kalır.

sonuç olarak kuyruk kalıntısıdır, tam hareketli kuyruğu , yarı hareketli omurgaya eklemleyen kemik parçasıdır ve kuyruk körelince omurganın altında öylece kalakalmıştır.

Kuyruk sokumu kemiği, kendini besleyen coccigeal arter, kirli kanı toplayan coccigeal yeni ve kendi yapısına uygun coccigeal sinire sahip. Ayrıca, kayganlığı sağlayan bir sıvı salgılayan coccigeal bursa, coccigeal cisim, glomus coccygeum ve cuschka bezleri de bulunur. Oysaki embriyolojik kalıntı olan kemiklerde böyle kendine has anatomik bir yapı oluşmaz, çevrenin anatomik yapısına göre şekil kazanır. Örnek verecek olursak; bazı insanlarda, doğuştan 7. boyun kemiğinden çıkıntı olarak, bir fazla kaburga kemiği var . Buna cervical kaburga denir. Normalde, boyun kemiklerinde kaburga kemiği olmamasına rağmen, bazı insanlarda fazlalık olarak görülür. Bu fazlalık kemik; özel bir atardamar, toplardamar ve sinire (intercostal sinir) sahip olmadığından, çevredeki anatomik yapının ana damarları ve sinirleri tarafından işgal edilir. Eğer kuyruk sokumu kalıntı olsaydı anatomik yapısı kendine has atardamar, toplardamar, sinir, bursa ve beze sahip olmazdı.

neden damarlara sahip olmasın, apandist de kuyruk sokumuda canlı hücrelerden meydana gelir, canlı hücreler yaşayabilmek için besin ve oksijen almak, metabolik artıklarını yollamak zorundadır, bu yüzden dolaşim sistemine katılır, damarlarla çevrelenirler, bu onların işlevsiz olduğu gerçeğini değiştirmez.

Fazlalık (anomali) kemiklerin bir özelliği de, ancak operasyonla (kemiğin çıkarılması) son bulacak rahatsızlıklara yol açmaları , Mesela; boynunda cervical costa denilen fazla kemiği olanlarda kol ağrısı, kol uyuşması ve kuvvet azlığı olur. Bu kemik çıkarıldığında şikâyetler geçer. Oysaki kuyruk sokumu kemiği çıkarıldığında, doğum ve büyük abdesti yapmada problemler çıkar.Durum buyken sırf evrimsel süreçten kalan kuyruk kalıntısı olarak görme gayreti hangi bilimsellikle açıklanır?

işte bu nedenden dolayı kuyrukla beraber kalkmamıştır zaten, körelmiş organ tamamen işlevsiz olacak diye bir şey yok, ama esas işlevini yitirmiştir. mesela kuyruk sokumu artık omurgayı kuyruğa bağlamamaktadır, ama ufak tefek faydası olabilir.

bunlarda noktalıyor sanırım, kısacası işin özü böyle , demek ki yazı kopyalayıp yapıştırmak önemli değilmiş, yine yanıtlanabiliyormuş..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...