Jump to content

Evrim Teorisinin kanıtlanamayısı


Recommended Posts

dinazorlar neden yaratıldı ve neden yokoldu ? (lütfen bize petrol olsun diye demeyiniz, komik oluyor)

Dinazorlar neden yaratıldı ? Öncelikle bu soruyu cavaplayabilmem için dinazor kalıntıları diye tabir ettiğimiz iskelertlerin başka canlılardan kalma olmadığı ispatlanmış olması gerekir. Keza orta çağda Turk askerlerinin zırhlarına ve kılıçlarına bakarsak devasal oldukarını görürüz iskeletlerde öyle. Zamanla küçüldüğümüz görüşü daha sıcak ve gerçekçi geliyor bana. Hem dinazorların direkt oluşması imkansız sanırım önce tek hücremiz oluşmalıydı teoriye göre ???

Dinazorlar daha önce yaşamış diyeceğinizi sanmıyorum. Fosil yakıtlar dediğimiz aslında birikmiş güneş enerjisinden başka birşey değil çürümüş bitki ve hayvan kalıntıları daha çok bitki olduğunu biliyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 628
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Allah Şunu neden yarattı tarzındaki soruları cevaplamam garip olmazmı sence?

Bizim inancımıza göre de Allah insanı veya bir başka varşığı neden yarattı biz neden burdayız sorularını cevaplaması imkansızdır. Bunu bilse burda olmazdı belkide..

Link to post
Sitelerde Paylaş

sırttaki notokord, bizde ki omurga bunu yapıyor. sırtipliler (kordat) şubesine mensup bütün hayvanlar vücut simetrisi gösterir. bunlarda 3-5 cm lik kafatassızlar , sefalokordatlarda var, çenesizler, ve diğer bütün omurgalılarda. :) onun varlık nedeni görsellik değil, vücut dengesidir. sırtipi ve omurga bu tür canlılarda tüm iç organların asıldığı bir destek çubuğu görevi görür, asılan şeylerin dengede durması içinde vücudun tam ortasından geçip iki eş parçaya ayırır. senin sorunun bilgi değil, kafan az çalışıyor. eldeki bilgini işleyecek zekadan yoksunsun.

Kulakların, gözlerin, dişlerin, beyin loblarının, burun deliklerinin...

Simetrik olmasa bile ağırlık merkezinin yerini değiştirmeyeyceği aşikardır. Ama onlar yine de simetik olmayı tercih etmişleridir.. Sence ilginç değilmi??

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kulakların, gözlerin, dişlerin, beyin loblarının, burun deliklerinin...

Simetrik olmasa bile ağırlık merkezinin yerini değiştirmeyeyceği aşikardır. Ama onlar yine de simetik olmayı tercih etmişleridir.. Sence ilginç değilmi??

vücudun gelişimi senkronizedir. kafa gövde bacaklar ayrı ayrı gelişmez, evrimde bunlar silinmiştir. simetriyi sırtipi yaptı, kafatası ve onunla ilgili uzuvlar , bu yönde gelişti. kafa, notokorddan sonra ortaya çıkmıştır. notokord kafatassızlarda da sözkonusudur, ama kafatası ve duyu organları -kordalı şubesinde- sadece çenesizlerde sonrada omurgalılarda görülür. haliyle önce notokord ortaya çıkıp vücudu iki eş parçaya bölünce, kafatası ile üyeler (tetrapod) de bu doğrultuda -simetrik- meydana gelmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şempanzelerle insanların DNA ları %98 oranında aynıdır.Proteinlerin DNA daki kodlara göre sentezlendiğini bildiğimize göre daha birçok proteinin yapısı da aynıdır.Diğer primatlarla da bazı ortak proteinleri taşımaktayız.Kan gruplarındaki Rh faktörünün ne olduğunu bir araştırmanızı tavsiye ederim.

Sevgili arkadaşlar, insan maymun veya başka bir şey benzserliği asla bir ortak ata veya birinin diğerinden geldiği şeklinde bir net sonuç vermez. İnsan gen dizilişi yönünden% 98 maymuna benzer, protein dizilişi yönünden en çok tavuğa benzer,sonrada timsaha. metabolizma açısından en çok fareye benzer ondan dolayı ilaç deneyleri maymunlar değil ,fareler üzerinde yapılır. ev de apartman da plaza da tuğla çimento ve kumdan yapılır ya, halbukli biri diğerinden evrimleşmemiştir. Hepsinin ayrı bir mühendisi vardır.

Allah ihtimasllerle açıklanamayan aminoasit oluşumu için dahi varlığı tesadüflerle açıklayamayacağımızı zaten bize gösteriyor. ilk etapta kusursuz yaratmış ve sonra herşeyi sebeplere bağlamış ve imtihan dünyası da öyle olmasını gerektiriyor. O yüzden elbette labratuvarsa kesik kol oluşmayacak ama en az onun kadar imkansızdır ,iilk canlının cansız maddelerden rast gele oluşması enerji sağlamak için güneşten gelen ışınları kullanıp glikoz elde etmesi, gıdasız kalacağı için ölüme karşı koyması ilk canlı kendisi çünkü, öyle değil mi? o canlının 3 boyutlu proteine dönüşmesi hesap amkinesinin LCD TV ye dönüşmesinden daha zor, ultraviyole sağanağı altında hesap makinesine kurşun yağdırıp daha iyi bir forma dönüğşmesini beklemek kadar saçma ve imkansız. Allah yaratıp sebeplere bağlamış ve imtihan unsuru bunu gerektirir. Bizi cehennem de yaratsaydı ateşi inkar edebilecekmiydik???

ateisti geç evrim hakkında bir şey bilmiyor. Sırf ateiszmin işine gelen şey evrim olduğu için evrim vardır ve bilimseldir diyor. Evrim allahın yarattığı varlıkları metodoloji açısından açıklayan bilim konusu olsaydı o zaman evrimin lehine yazılanlar için hemen atarım seni siteden diye tehditlere başlardı. adres ve link veriyorsun islami site propogandası yapma diyor ya ne diyeyim ben artık. Ama ateist için ümidimi yitirmedim elbette son nefese kadar kim neyi bilebilir.

Sende de iyi ki bir doktora yapmışsın be arkadaş yoksa bakkala çıkamayacakmışsın dedirtecek kadar doktora yaptım vurgusu var.

Bilimsel bir şeyden bahsediyruz diyorsanız yazımı okumadınız diyroum çünkü doktora yapan bilir ki epistıomoloji kitaplarında bilimsel ne demektir maddde madde yazılır.

Evrim tekrarlanan bir şey mi? hayır. Gözlemleyebiliyormuyuz.? hayır. sürüngenlerin dinazorlardan evrimleştiklerini gören var mı? hayır. Ortalıkta yarıda kalmış tamamlanmamış bir hayvan var mı? hayır. söylenen herşey sadece bir tahmin ve subjektif yorum mu? evet.

Dinazorlardan evrimleşen sürüngenden bahsediyrosak veya sürüngenden evrimleşen kuştan o zaman her şeyi kulak ardı edemeyiz. Örnek verelim;

"Dinozorlar 160 milyon yıl civarında kara hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor, Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 65 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti."

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dinozor

65 milyon yıl önce nesli tükenen dinazorlardan bahsediyoruz. Şimdi, duydunuz mu bilmiyroum ama Archaeopteryx adında sürüngen kuş ara formu diye anlatılan geçiş formundan 75 milyon yıl daha önce yaşayan bir kuş var, ve bu kuş günümüz kuşlarına daha çok benziyor. Adı protozoavis, 225 milyon yıllık bir kuş fosilidir. texas da bulundu .Protoavis, ‘ten 75 milyon yıl daha yaşlı ve ondan daha gelişmiştir. Sırf bu gerçek kuşların evrim geçirdiği iddiasını ortadan kaldırıyor. Bakın Wikipedia'nın Protoavis maddesinde şöyle deniyor;

"The original describer of Protoavis texensis, Sankar Chatterjee of Texas Tech University, interpreted the type specimen to have come from a single animal, specifically a 35 cm tall bird that lived in what is now Texas, USA, between 225 and 210 million years ago. Though it existed far earlier than Archaeopteryx, its skeletal structure is allegedly more like that of modern birds".

Anlata anlata bitiremedikleri Archaeopteryx‘ten 75 milyon yıl yaşlı olan bir kuş günümüz kuşlarına daha çok benziyorsa ne deneir ki artık.

Alıntıladığım paragraf çok net. Orada Protoavis'in iskelet yapısının modern kuşlara daha çok benzediği yazıyor. Yani 225 milyon yıl önce yaşamış bir kuş, 150 milyon yıl önce yaşamış bir kuştan daha gelişmiş ! Bunun evrim ile Evrim Teorisi ile bir alakası olabilir mi? Tek alakası, "Evrim Teorisi"ni yıkabilecek mahiyette olması. yalansa söylesin biri.

Hatırlayalım evrimcilere göre Archeopteryx, teropod dinazorlarından evrimleşmiş bir kuş türüydü. Ancak burada evrimin bir başka çıkmazı ortaya çıkıyor. Archaeopteryx'in atası denen canlılar ya Archaeopteryx ile aynı dönemde yaşamışlar ya da milyonlarca yıl sonra yaşamışlar. dinazor dediğin bir tür değil ki. Archaeopteryx'in atası olduğu iddia edilen canlılardan yalnız biri Archaeopteryx ile aynı dönemde yaşamıştır, diğerlerinin hepsi ondan sonra yaşamışlar

Eğri oturup doğru konuşalım bir şeye ata denmesi için Archaeopteryx'ten önce yaşamış olması gerekmez mi. ama burada önce yaşayan bir canlı yok aynı dönemde ve sonrasında yaşayan canlılar var. Kuşların Kökeni ve Evrim 3 isimli bir makalede derlediğim kadarıyla yaklaşık 5 farklı teropod dinazoru için ata olabilir denmiş. Şimdi o dinazorlara ve ne zaman yaşadıklarına bakalım;

Compsognathus - 150 milyon yıl önce

Microraptor - 120 milyon yıl önce

Deinonychus - 100 milyon yıl önce

Velociraptor - 80 milyon yıl önce

Ingenia - 70 milyon önce

Eh artık yani, Archaeopteryx'in atası denen teropod dinazorları ya Archaeopteryx ile beraber yaşamış yahut ondan milyonlarca yıl sonra yaşamış.

Şöyle gruplayarak bir daha sorayım dağınık kalmasın.

-1Protoavis Archaeopteryx'den 75 milyon yıl önce yaşamış olmasına rağmen nasıl daha gelişmiş olabiliyor?

2- Archaeopteryx'in atası denen teropod dinazorları Archaeopteryx'den sonra yaşamış, nasıl oluyor bu?

Bir bu değil ki, bir fosil buluyorlar, aha şunla şu arasındaki geçiş formu diyrolar daha sonra daha eskisi bulunuyor nasıl kıvıracaklarını şaşırıyrolar. halbuki darwin demiyor mu:

"Eğer teorim doğruysa, türleri birbirine bağlayan sayısız ara-geçiş çeşitleri mutlaka yaşamış olmalıdır... Bunların yaşamış olduklarının kanıtları da sadece fosil kalıntıları arasında bulunabilir."

Mesela;

"2007 yılında yapılan araştırmalarda H.Habilis ile H.Erectus'un beraber yaşadığı kanıtlandı. Bilim insanlarının "yarım milyon yıl beraber yaşamışlar" dediği bu iki cins(!) evrimcilerin soyağacını yerle bir etti. Ileret bölgesinde bulunan 1.55 milyon yıllık Homo erectus ile bu bölgenin yakınında bulunan 1.44 milyon yıllık Homo Habilis fosili 'beraber yaşamı' kanıtlıyor. Bu araştırmayla beraber Homo Erectus'un, Homo Habilis'ten evrimleştiği iddiası da yerle bir oldu."

Evrim değil modifikasyyon ve varyasyondur türler değil tür içindeki ırklardır diyrouz bilim kisvesinde sunulduğu için evrim tercih sebebi oluyor kimilerince. Söylediklerimde kisve yok neyse onu söylüyorum.

Evrimciler 400 miyon yıllık fosilleri bulunan Coe lacanth sınıfına dahil olan balıkları, balıklar ve amfibiyenler arasında çok güçlü bir ara form delili olarak gösteriyorlardı. Bu canlının yetmiş milyon yıl önce soyu tükenmiş bir tür olduğu zannedildiği için, evrimciler fosili üzerinde her türlü spekülasyonu yapmışlardı. Ancak 22 Aralık 1938'de Hint Okyanusu açıklarında bir Cœlacanth canlı olarak bulundu. İlerleyen yıllarda başka bölgelerde de 200'den fazla Cœlacanth yakalandı.

Bu balıkların yakalanmasıyla beraber, bu canlılar üzerinde yapılan spekülasyonların temelsizliği de anlaşılmış oldu. Cœlacanth, evrimcilerin iddialarının aksine karaya çıkmak üzere olan yarı balık yarı amfibiyen özellikleri gösteren bir canlı değildi. Hatta 180 m. derinliğin üzerine hemen hiç çıkmayan bir dip balığı idi. Dahası, yaşayan Cœlacanthlar ile 400 milyon yıllık fosil örnekleri arasında hiçbir fark yoktu. Canlı, hiçbir "evrim" geçirmemişti.

http://my.opera.com/evrimyalani/blog/

şimdi bu balıklar hala yaşamıyor olsaydı al sana sudan karaya geçişin fosili 400 milyon sene diyorum birader değişecek tabii diye hava yapacaklardı. Evrimci bilim adamlarında malesef görülene inanma değil inanılana uydurma refleksi var.

Hangi birini doğrulamıyor olsun kaç tanesi doğrulamazsa inattan vaz geçilecek anlamadım ki. Şu şunda bu bundan türedi deniyor öyle bir şeye şahit olan yok. Sağlamasını yapalım ? yok. Meyva sinekleri 12 günde doğup gelişiyorlar 15000 kat fazla mutasyon altında tutuluyorlar kılları azalıyor devam ettiklerinde kısırlaşıyrolar, kedinin köpeğe veya bir şeyin başka bir şeye dönüştüğüne şahit olan yok, evrimleşmesi devam eden yarım kaldığı izlenimi veren bir tane canlı yok, şu canlı devam etse şu hale gelir diye fikir yürütülecek bir nesne yok karşımızda anne karnında mutasyona uğrayan bebek doğsa genetik olarak insanken dahi doğsa bile ölüyor veya uterusta düşük oluyor, evrimi destekleyen bri tane olay gerçekleşmiyor etrafımızda herşey tam ve ergonomik ama yerçekimi kadar bu teori bilimsel mi? bilimsel laf söyletmeyiz abi . Alkışlıyorum o zaman ne diyim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi öncelikle evrimin sadece var sayımlar üzerinde olduğu konusunda anlaşalım yoksa bana göster insan maymun ortak atasını veya diğer canlılarla şimdikilerin atalarını dediğimiz de herhangi bir kanıt gelmiyor. Çünkü öyle bir şey yok. Bunu fosiller üzerinde değerlendirme ve fikir yürütme olsa olsa bu bundan şu da şundan evrimnleşti demek suretiyle subjektif yorum yapma söz konusu olur bunu kabul edelim. Çünkü evrim gözlemlenen bir şey değil ortada evrimleşen şu an gözlerimizin önünde evrim geçiren bir canlı yok. Varsa ekleyelim hep beraber görelim. Yarım kalmış bir canlı var mı? yok. Tamam.

Arkadaşlar her şeyi bir tarafa bırakarak konuşalım. Kendi kendine bir güneş gözlüğü oluşur mu?

şimdi genetik biliminin gelişmesiyle bilebildiğimiz bazı noktalardan bahsedelim.

Evrim taksonomilerinde en basit canlı olarka kabul edilen canlının bakteriler.

olduğunu biliyoruz.

Bakteriler elektron mikroskoplarıyla gözlendiklerinde hiçde zannedildiği gibi bsit canlılar olmadıklarını gösterdiler bize. bakterilerin hareket etmelerini sağlayan kamçılarının ve sillerinin kökünde onlara hücredeki mitekondri gibi hareket imkanı sağlayan çoooook küçük ama bir o kadar da komplike bir kimyasal motor denebilecek bir dinamoya sahiptirler.

hücre ilk keşfedildiğinde işte prtondan sonra suda oluşan canlı bu deniyordu ancak genetik son 30 yılda öyle bir şey koydu ki ortaya hücrenin bırakın kendisini zarının bile çok komplex bir yapı olduğuortaya çıktı organellerin arası bile gözlendikçe insanın hayreti artmaya başladı. Hücre zarı, Glikolipid , fosfolipid ve glikoproteinin muhteşem bir şekilde dizayn edilmesinden müteşekkildir ve öyle ayarlanmıştır ki madde alış verişine izin verecek geçitleri vardır ancak yabancı bir madde geldiğinde onu tespit eden reseptörlere de sahiptir. Şimdi buna suyun içinde ilkel atmosferde ultraviyole sağanağğı altı nda şimdi bile bizde cilt kanseri yapan ışınların ağa babalarıyla doluyken dünya olsun,kendi kendine somehow oluşan basit ve ödemsiz bir şey dsiyebilir miyiz? Bu arada güneş gözlüğü oluşurmu sorusunu aklımızda sıcak tutalım.

Bir yaprağın içinde balunan klorofil güneşten aldığı ışınlarla nasıl glikoz üretiyor bunu nanoteknolojik çağda anlayabilseydik ve bunu teknolojiye uyarlayabilseydik dünyada açlık sorunu kalmazdı. Peki o teknolojik makineyi kendi kendine oluşsun diye 10 üzeri kattttttttttttrilyonlarca sene beklesek herşeyin çözülmeye ve dağılmaya gittiği dünyamızda eskiyen herşeye inat böyle komplex bir makina oluşur mu tesadüflerle, Klorofil basit bir su ve karbondioksitten güneş ışınlarıyla glikoz üretmektedir ve biz henüz bunu yapamıyoruz yapacağımız makine kim bilir nasıl büyük olacaktır bir de dut yaprağını düşünün LCD

Canlılar arasındaki benzerlikler ortak atadan gelişin değil Aynı Sanatkarın sanat eser olduğunu gösterir. picassonun resim galerisine gitsek, eserlerinin üzerinde aynı sanat ayrıntılarının gizli olduğunu görürüz uzmanıysa onun olup olmadığı söylenmese bile mikelanj'ın tablosundan hemen ayırt eder.

Allah ATGS gibi çok basit bir 4 harfli dizilimden iki spiral ip arasına farklı kombinasyonlarla öyle bir şifre yerleştirmiştir ki her insanın tek yumurta ikizleri dahil, parmak ve dil izlerinin farklı olması gibi türler arası da belli benzerlikler ancak belli de farklılıklar yaratmıştır. hücre içindeki en küçük organel olan ribozomun DNA dan çıkan şifrelere karşılık doğru şifreler çıkarması bırakın tamamının , tesadüfün belli bir yerde ikinci bir kişinin dahi elinin karışması bütün zincirin ucube doğurmasına yeterdi, ne ağızdan bahsedilir ne solunumdan ne de sindirimden zaten o canlının da yaşaması mümkün olmazdı daha doğmadan düşerdi.

Canlının sürüngenden kuşa geçişini hayal edelim 5 aşamada geçsin tedrici ya, ufak değişikliklerle.

Birinci katta % 80 sürüngen % 20 kuş ikinci katta % 60 sürüngen % 40 kuş. üçüncü katta Yüzde 40 sürüngen % 60 kuş 4 katta % 20 sürüngen % 80 kuş 5. katta % 100 kuş. Çok daha ufak aralıklarla olması gerekirken % lik dilimlerinin gereği olan türlerinin özelliklerini gösteren 1 tane fosil var mı? yok. Hepsi tam ve kusursuz.

Bundan dolayı bilimselse bu teori gözlemleyelim gözlemleyerek doğrulayalım görüp değişmedi diyerek yanlışlayalım ama görebilelim, yok göremiyrsak buna bilimsel demekten vaz geçelim.Soğuk duş etkisi yapıyor olabilir ancak bu işi ispatlayacak canlılar hala mevcutken ve meyve sineklerine normalin 15 000 katı daha fazla mutasyon uygulayan bilim adamları varken üzerindeki kılların sayısının azalması ve ardından kısırlaşan aynı tür dışında bir değişiklik olmuyor ve mutasyonlara rağmen kısırlaşıyor fakat değişmiyorsa devamında ölüyorsa bu canlı orada biraz daha bilim adına düşünelim derim.

Sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir yaprağın içinde balunan klorofil güneşten aldığı ışınlarla nasıl glikoz üretiyor bunu nanoteknolojik çağda anlayabilseydik

scarfalcon

böyle abuksabuk birşeyi buraya yazabilmen aşırı cahilliğini gösteriyor. bu bilgiler biliniyor.aç bir biyoloji kitabı , oku.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan gen dizilişi yönünden% 98 maymuna benzer, protein dizilişi yönünden en çok tavuğa benzer,sonrada timsaha. metabolizma açısından en çok fareye benzer ondan dolayı ilaç deneyleri maymunlar değil ,fareler üzerinde yapılır. ev de apartman da plaza da tuğla çimento ve kumdan yapılır ya, halbukli biri diğerinden evrimleşmemiştir. Hepsinin ayrı bir mühendisi vardır.

Bu zırvaların cevabını verdik ama yine aynı şeyleri yazmışsın...

Sana biraz en temelinden biyoloji öğretelim. Proteinleri genler kodlar. DNA'daki her bir kodon, yani her bir üçlü nükleotid grubu bir aminoasidi kodlar. Kodlanan bu aminoasitler de yanyana dizilerek ve 3 boyutlu olacak şekilde katlanarak proteinleri oluşturur. İnsan vücudundaki 25 bin civarındaki gen tarafından 100 bin çeşit protein kodlanır.

Neticede protein benzerliği için ne olması gerekir? DNA benzerliği olması gerekir.

İnsana en yakın canlı türü hangisi? Şempanze. DNA benzerliğimiz %98. İnsan ve şempanze genomlerı tamamen çıkarılmış olduğu için bunu net olarak biliyoruz.

Dolayısıyla, insan proteinlerine en çok benzeyen proteinleri ancak ve ancak insan DNA'sına en yakın DNA'ya sahip olan bir canlı kodlayabilir.

Tavuğun, timsahın proteinleri insana en yakın canlılar olduğunu nerenden uydurduğunu bilmiyorum ama varsa böyle bir iddian, kaynağını göstermek zorundasın...

Yine daha önce söylediğim gibi, deneylerin fareler üzerinde yapılması ekonomik ve etik sebeplere dayanır. Metobolizması insana en yakın canlı da aynı şekilde, şempanzedir...

Diğer yazdıkların da, convert'in söylediği gibi, zırvalık toplu mezarlığından ibaret. Cehaletini ortaya dökmüşsün sadece...

Link to post
Sitelerde Paylaş

iki cümleyi aynı kişi söylüyor.

sen cahilsin cahilliğini sergilemişsin. (Bilime ters ifade hangisi?)

bu konular kolay biyoloji kitaplarına baksana yeni bir şey anlattığın zehabına kapılma.

Vallaha ben anlatıyorum ister anlar karşımdaki ister anlamaz. DNA ların birbirinden kopyalandığını gösteren hiçbir şey yok. Bu sadece fikir yürütme. Zaten evrimin nesi fikir yürütme değil ki? Gözümüzün önünde hangi x maddesi y maddesine dönüştü. Canlı olarak hangi amfibi kanatlandı? Maymunla insan genomuda % 98 benziyor falan değil. Prekambriyen dönremine ait tabakanın hemen bitişiğinde ortaya çıkan fosiller gayet komplike canlıların bir an da ortaya çıktığını gösteriyor bize.hemd e öyle denizin içinde aminoasit protein doku hücre oluşumu falan değil, omurgalı ve omurgasız dev balinalar bir anda ortaya çıkıyro ve buna kambriyen patlaması deniyor.Bir gözlük kend,i kendine oluşmazken labratuvarda kontrollü yerde dahi doku üretilebiliyor mu? Hayır ama lavların püskürüp durduğu var olan herşeyi sadece yaktığı, ultraviyole ışınlarn sağanak sağanak yağdığı zamanda amino asitin lafı mı olur protein hücre doku organ sistem ve çeşit çeşit istemediğin kadar ... Ooooooooooooooooldu. Görürsem söylerim.

Etrafında amino asit oluştuğunu gören var mı? Milyonlarca senenin arkasına sığınmasın kimse, trilyonlarca sene de iki calı gözlük oluşmaz dedik vicdanlarımızla vicdan yanıltmadığı için. Şimşekle yağmurla ateşle gözlük oluşmuyor ama bakterinin siller ve kamçıları ve bunları hareket ettiren biyokimyasal motorları oluşuyor. Bu gün en akıllı varlıklar olarak her maddeyi kullanma imkanımız varken beceremediğimiz glikoz sentezini bitki yaprağı yapıyor ve bizden akıllı olduğunu gösteriyor ama biz hayır en akıllı insan diyrouz . İlkel atmosfer bilinmediği için sopa yemeyene 100 sopa vur demek kolay oluyor. oluşmuş işte . Gören var mı yok. BEnziyorlar türküsü var sadece. Birbirinden kopyalandığına dlil getirsin bir arkadaşım çekip gideyim buradan. Kopyalandı işte. Bana ayrı ayrı olmadığını ispatlasın yine çekip gideyim. Bundan dolayı gözlenemeyen doğrulanamayan yanlışlanamayan bir şeyin bilimsel olduğunu kimse iddia etmesin. ki bunun doğrulanma imkanı var, meyva sinekleri için haşla uğraşıyrolar kısırlaştırıp duruyorlar yazık. hala bakteriden başka bir tür elde edemediler. Yaratılışa da şahit olamadık ama fosller evrimi değil. HEpsi Bir Sanatkarın sanat eserleridir gerçeğini doğruluyor. Çümkü bir önceki aşamasına bir önceki fosil kayıtlarında şahit olmuyoruz. sürüngen kuş arası fosil denen şeker şey 150 milyon yaşındayken protoavis 225 milyon yaşında ve günümüz kuşuna daha çok benziyor nasıl oldu oğlu dedesinden 75 milyon sene öncemi yaşadı. Ne demiştim mesela ;

Canlının sürüngenden kuşa geçişini hayal edelim 5 aşamada geçsin tedrici ya, ufak değişikliklerle.

Birinci katta % 80 sürüngen % 20 kuş ikinci katta % 60 sürüngen % 40 kuş. üçüncü katta Yüzde 40 sürüngen % 60 kuş 4 katta % 20 sürüngen % 80 kuş 5. katta % 100 kuş. Çok daha ufak aralıklarla olması gerekirken % lik dilimlerinin gereği olan türlerinin özelliklerini gösteren 1 tane fosil var mı? yok. Hepsi tam ve kusursuz.

Bilgisayar programları da 1 ve 0 ın farklı kombinasyonlarından oluşuyor aynı ATGS gibi bir şifre farklı olduğunda ilki MSN diğeri google talk. şimdi ikinci birinciden mi evrimleşti. yoksa ikisini de aklı başında bir mühendis mi yazdı?

BElki anlatılanlar soğuk duş etkisi yapıyor ve şartlanmayla bakıldığında da güneşe dönüp gözünü kapatıp bir tane bile ara form fosili yok ve bir tane evrimleşme olayına şahit olamadığımız halde karanlık işte güneş müneş yok deniyorsa denecek bir şey yok ki. Demokratik bir tercih bu. Herkes kendi tercihini yaşar. Benim gıcık olduğum NE 5 milyar yıl öncesine şahit olmuşuz, ne ilk amino as,t oluşumuna ne de bir DNA nın 3 boyutlu teşekkülüne, ama bu bundanevrimleşti o ötekityle akraba bir diğeri en eski ata. O ondan kopyalandı.Basit soru? Bu kime göre ? Neye göre? maymun pahalı fare deneyi yapılıyor. Ya her kes bilir ki metabolizması en çok fareyle benzerdir insanın, ancak dediğim gibi demokrasi de budur her koyun kendi bacağından.

Sevgiler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
iki cümleyi aynı kişi söylüyor.

sen cahilsin cahilliğini sergilemişsin.

tekrar söyliyim de iyice anlaşılsın:

scarfalcon

sen zır cahilsin. biyolojiden anlamıyorsun.

Prekambriyen dönremine ait tabakanın hemen bitişiğinde ortaya çıkan fosiller gayet komplike canlıların bir an da ortaya çıktığını gösteriyor bize.hemd e öyle denizin içinde aminoasit protein doku hücre oluşumu falan değil, omurgalı ve omurgasız dev balinalar bir anda ortaya çıkıyro ve buna kambriyen patlaması deniyor.

bu laf daha rezalet. cetacean'lar 55 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. yani erken eocene. kambrien ile alakası yoktur.

http://en.wikipedia.org/wiki/Cetacea

tarihinde convert tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Evrim konusunda 30 sayfa ne tartışmışsınız bilmiyorum? Ama başlığı açan baştan evrimin kanıtlanmadığı önyargısı ile açmış.

Tartışmaya katılanlar evrim'in ne olup olmadığını, Evrimin tanımı üzerinde uyum sağladılar mı?

Evrimin tüm (canlı cansız) maddeleri ilgilendiren tanımı olduğu gibi, canlıları ilgilendiren tanımı da vardır. Bu tanımı evrime itiraz edenler kabul ediyor mu. Etmiyorlarsa niçin etmiyorlar?

Ben kaba hatları ile anlatmaya çalışayım.

Evrim en genel anlamı ile zamandır. Zamanın ta kendisidir. Evrime itiraz eden, geçip giden zamana itiraz ediyor demektir. Cansız maddelerde ortaya çıkan tüm oluşumlar nasıl ki atom altı maddelerden, atom ve moleküllerden meydana gelmişlerse, canlı organizmaların da temel yapılaşları vardır ve bunların birikimleri ile yüksek yapılı canlıları ortaya çıkmıştır. Madde birikimi zamanın ta kendisidir.

Bu birikim basitten karmaşığa, ilkelden gelişkinliğe doğrudur.

Evrimin büyük zaman aralıklarında canlı türlerinin oluşturmasına ilişkin süreçleri olduğu gibi bu süreçlerin kısa bir döneme sıkıştırılmış, hızlandırılmış süreçleri de vardır. Geniş zaman aralıklarına ilişkin süreçleri fosiller ve kalıntılarla göstermeye çalışıyoruz. Ancak sıkıştırılmış, hızlandırılmış süreçleri canlıların genetiğinde ve bu genetik materyallerin canlıyı oluşturma süreçlerinde saklıdır.

Bizler; birer yumurta ve spermden gelişkin insan oluncaya kadar geçirdiğimiz tüm safhalar çağlarboyu süren evrimimizin hızlandırılmış şeklidir. Ve bu süreçleri direkt gözlemleyebiliyoruz.

İnsanı ve tüm canlıları donmuş, duragan bir şekilde ele alamayız. İnsan ve diğer tüm canlılar gözümüzün önünde sürekli evriliyorlar. Tohumdan erişkine, erişkinden yaşlılığa ve ölüme kadar sürekli değişiyorlar. Böyle değişgen bir süreç. Sihirli değnekle, ol dedi ol ile yaratılamaz. Yani insanın hangi safhası okus pokus ile yaratılmıştır? İnsanın hangi safhasına insan denir?

Yaratılışcılar zaman içinde zorunlu olarak canlıların tüm evrimsel dönemlerini kabul etmek zorunda kalacaklardır. Bunun ipuçları zaten görülmektedir. Şimdilik tüm canlıları ve canlı türlerini birbirinden kopuk. Tek tek tasarlanıp yaratılmış gibi anlatmaya çalışıyorlar. Ancak hiçbir canlıyı, gerek birey olarak, gerek tür olarak donmuş, hareketsiz ve tek başına ele almak mümkün olmayacağı için, zamanla değişimleri ve bu değişimler arasındaki bağlantıları da kabul etmek zorunda kalacaklardır. Bu kez sarılacakları yeni argüman, Tamam evrim var ama evrimi tasarlayarak yürürlüğe koyan tanrıdır. Şeklinde bir fikirsel evrim geçireceklerdir.

Böylece, tanrının canlı yaratma yeteneği bilimin gösterdiği kulvara girmiş olacaktır. Dinler bir konuda da yola gelmiş olacaklardır. Nasıl ki dünya düzdür öküzün boynuzundadır yaklaşımını artık hiçbir din ifade etme cüretini gösteremiyorsa, evrim yoktur cüretini de gösteremeyeceklerdir.

Siz bakmayın scarfalcon gibi, Dr.Neo gibi tıp diplomalı meczuplara, onların da zamanla aklı başlarına gelir. Şimdilik bu tür zırvaları savunmakta özel çıkarları vardır.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Siz bakmayın scarfalcon gibi, Dr.Neo gibi tıp diplomalı meczuplara, onların da zamanla aklı başlarına gelir. Şimdilik bu tür zırvaları savunmakta özel çıkarları vardır.

Scarfalcon tıp doktoru ise, bundan sonra hastane yerine üfürükçülere giderim daha iyi :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

scarfalcon

bu arada bu a, g, c, t, u ?

ne ki?

ne zır cahili convert ne yanlış anlaşılıyor anlamıyorum ki. yazdıklarımı okumuyrmusunuz, neden hiç şüphe duymuyorsunuz evrimden. ya bir tane kanıt yok ortada sadece var sayım , genetik bilimi okuyan atgcu ne bilir. çağrışmda mı yapmadı con:) adenin urasil falan işte :) DArvin bile evrim yok dese bırakmaya niyeti yoksa bir insanın bilimsel bakmıyro demektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
adenin urasil falan işte

ne işe yarar.nasıl bir mekanizma? mesela kodon diye bişi biliyon mu?

omurgalı ve omurgasız dev balinalar bir anda ortaya çıkıyro ve buna kambriyen patlaması deniyor.

omurgasız dev balina ha? kambrian döneminde ha?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...