Jump to content

Allah'tan Faydalı Metalurjik Bilgiler


Recommended Posts

öncelikle ateist falan değilim. Müslümanım. Kehf suresi 96 ayetini bir de ben size açıklayayım. Belki de bu ayet üzerinden Kurana ve Allaha yönelen tepkisel eleştirileriniz sizi tam tersine bir mucizeye sevk edecek ve islama bağlayacak.

Bundan sonra Kuran ve islam hakkında kafanıza takılanları bana e mail yoluyla ulaştırırsanız size yardım edebilirim. hiç çekinmeden yazabilirsiniz. Adresim : selcuk_ege@mynet.com . emek benden sonuç Allahtandır.

Bismillahirrahmenirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla / Adına. Kovulmuş/Taşlanmış Şeytanın şerrinden Allaha Sığınırım.

"Âtûnî zubera-lhadîd(i)(s) hattâ iżâ sâvâ beyne-ssadefeyni kâle-nfuḣû(s) hattâ iżâ cealehu nâran kâle âtûnî ufriġ aleyhi kit(n)" (Kehf 96)

"Bana (yeterince) demir madeni[336] getirin dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, körükleyin! dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, Bana erimiş bakır !!!! getirin, bunun üzerine boşaltayım dedi. "

Piyasadaki meallerin ekseriyeti bu ayetteki "kitra(n)" kelimesini bakır madeni olarak tercüme edip ayete bu şekilde anlam kazandırmıştır. Oysaki ayette bahsi geçen "kitra" nın Arapça'daki birinci ve en yaygın anlamı KATRAN'dır. bildiğimiz odun-kömürden elde edilen katrandır. Metalurji ile alakası olmayan, bilimden uzak mealcilerimiz, kurandaki kelimeyi olduğu gibi vermek yerine bu kelimeye bakır anlamı vermişlerdir. sadece süleyman ateş ve yaşar nuri öztürk kitra kelimesini KATRAN olarak tercüme etmişlerdir. Diğer 20 küsür mealin bu apaçık yanlışının sebebi katran ile Demir arasında bağ kuramalarıdır. oysaki ayetteki kelimeleri birinci anlamlarıyla yansıtsalardı bu kadar insan yıllarca saçma birşekilde bakır-demir ilişkisini incelemeyecek, metalurjiyi biraz bilen ateistlerin dillerinde bu ayet müşkil durumlara düşmemiş olacaktı.

Ayette, ergimiş demirin üzerine dökülen ürün bakır değil, katrandır. bilindiği üzere katran bir çeşit karbondur.

Yeryüzünde bulunan demir elementi ile karbon elementinin alaşımından çelik elde edilmektedir. Ham demire oranla dayanımı ve mukavemeti, çeliği değerli ve vazgeçilmez kılar. ayette apaçık bir şekilde demir+katran karışımından söz etmektedir. Allah ayette karbon deseydi o devir insanları bunu anlamayacaktı. oysa Rasülün içinde bulunduğu toplum katranı gayet iyi biliyorlardı. bu sebeple tüm insanlık için gönderilmiş ve kolaylaştırılmış bir kitap olan kuranda Karbon ifadesi yerine katran ifadesi kullanılmıştır.

Çeliğin ham maddesi demir ve karbonun Zülkarneyn (Hz. süleyman) eliyle birleştirilmesi ve güçlü bir yapının oluşturalacağının belirtilmesi şimdi sizi kurana daha çok yakınlaştırdı mı peki?

Günümüzde en büyük problemimiz Arapçayı yeteri kadar bilmeyen mealciler ile kafasında oluşturduğu/ oluşmuş olan din anlayışına uyacak şekilde ayetlerin asıl anlamlarından kopartılarak tercüme edilişi. sırf bu yüzden bir sürü insan kuranı, ayetleri yanlış tanımakta ve islamdan uzaklaşmaktadır.

siz isiz olun Kuranı Meallere göre değerlendirmeyin. inanın meallerin içi yanlışklıklardan çıkılmıyor. adamlar önyargılı olarak kuranı tercüme ediyorlar!!

Kuran şefaat yok diyor ama bu adamlar meshebi ve tarikatı düşüncelerinden ötürü ayetleri yanlış tercüme edip ""şefaat var""'a getiriyorl

hos geldin yeni ateist aday adayi :)
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 153
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

öncelikle ateist falan değilim. Müslümanım. Kehf suresi 96 ayetini bir de ben size açıklayayım. Belki de bu ayet üzerinden Kurana ve Allaha yönelen tepkisel eleştirileriniz sizi tam tersine bir mucizeye sevk edecek ve islama bağlayacak.

Bundan sonra Kuran ve islam hakkında kafanıza takılanları bana e mail yoluyla ulaştırırsanız size yardım edebilirim. hiç çekinmeden yazabilirsiniz. Adresim : selcuk_ege@mynet.com . emek benden sonuç Allahtandır.

Bismillahirrahmenirrahim. Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla / Adına. Kovulmuş/Taşlanmış Şeytanın şerrinden Allaha Sığınırım.

"Âtûnî zubera-lhadîd(i)(s) hattâ iżâ sâvâ beyne-ssadefeyni kâle-nfuḣû(s) hattâ iżâ ce’alehu nâran kâle âtûnî ufriġ ‘aleyhi kit(n)" (Kehf 96)

"Bana (yeterince) demir madeni[336] getirin” dedi. İki yamacın arasındaki boşluğu (dağlarla) bir hizaya getirince, “körükleyin!” dedi. Demiri eritip kor (gibi) yapınca da, “Bana erimiş bakır !!!! getirin, bunun üzerine boşaltayım” dedi. "

Piyasadaki meallerin ekseriyeti bu ayetteki "kitra(n)" kelimesini bakır madeni olarak tercüme edip ayete bu şekilde anlam kazandırmıştır. Oysaki ayette bahsi geçen "kitra" nın Arapça'daki birinci ve en yaygın anlamı KATRAN'dır. bildiğimiz odun-kömürden elde edilen katrandır. Metalurji ile alakası olmayan, bilimden uzak mealcilerimiz, kurandaki kelimeyi olduğu gibi vermek yerine bu kelimeye bakır anlamı vermişlerdir. sadece süleyman ateş ve yaşar nuri öztürk kitra kelimesini KATRAN olarak tercüme etmişlerdir. Diğer 20 küsür mealin bu apaçık yanlışının sebebi katran ile Demir arasında bağ kuramalarıdır. oysaki ayetteki kelimeleri birinci anlamlarıyla yansıtsalardı bu kadar insan yıllarca saçma birşekilde bakır-demir ilişkisini incelemeyecek, metalurjiyi biraz bilen ateistlerin dillerinde bu ayet müşkil durumlara düşmemiş olacaktı.

Ayette, ergimiş demirin üzerine dökülen ürün bakır değil, katrandır. bilindiği üzere katran bir çeşit karbondur.

Yeryüzünde bulunan demir elementi ile karbon elementinin alaşımından çelik elde edilmektedir. Ham demire oranla dayanımı ve mukavemeti, çeliği değerli ve vazgeçilmez kılar. ayette apaçık bir şekilde demir+katran karışımından söz etmektedir. Allah ayette karbon deseydi o devir insanları bunu anlamayacaktı. oysa Rasülün içinde bulunduğu toplum katranı gayet iyi biliyorlardı. bu sebeple tüm insanlık için gönderilmiş ve kolaylaştırılmış bir kitap olan kuranda Karbon ifadesi yerine katran ifadesi kullanılmıştır.

Çeliğin ham maddesi demir ve karbonun Zülkarneyn (Hz. süleyman) eliyle birleştirilmesi ve güçlü bir yapının oluşturalacağının belirtilmesi şimdi sizi kurana daha çok yakınlaştırdı mı peki?

Günümüzde en büyük problemimiz Arapçayı yeteri kadar bilmeyen mealciler ile kafasında oluşturduğu/ oluşmuş olan din anlayışına uyacak şekilde ayetlerin asıl anlamlarından kopartılarak tercüme edilişi. sırf bu yüzden bir sürü insan kuranı, ayetleri yanlış tanımakta ve islamdan uzaklaşmaktadır.

siz isiz olun Kuranı Meallere göre değerlendirmeyin. inanın meallerin içi yanlışklıklardan çıkılmıyor. adamlar önyargılı olarak kuranı tercüme ediyorlar!!

Kuran şefaat yok diyor ama bu adamlar meshebi ve tarikatı düşüncelerinden ötürü ayetleri yanlış tercüme edip ""şefaat var""'a getiriyorl

:D

müslümancıkların seçici geçirgenliği çok tatlı oluyor.

Yukarda anlattığınız durumun örneklerini başka konularda da vermiştik.

Muhammed o dönemin bilgilerini aktarmıştır ve bu bilgiler: pratik ise çoğunlukla doğru, teorik ise çoğunlukla yanlıştır.

Örneğin: yukarda anlattığınız demir yapımı pratikten gelen bilgi olarak doğru, fakat ersuyunun belden ya da göğüs ile sırt arasından geldiği, teorik bilgi olduğundan zırvadır.

Fakat yukardaki durum, doğrudan Muhammed'in ne bilgiler verdiği ile değil, müslümanların seçici geçirgenliği ile ilgili. Müslüman diyor ki: bakın burada gerçek bir bilgi var ve kuran şöyle nefis, böyle güzel ve essah ve sahici.

Bu durumda: madem yukardaki masal doğru, zül'ün ördüğü duvar ve ardındaki yaratıklar nerdedir?

Ama onlar benzetme yani, sırf çeliğin yapılışını anlatmak için bir hikaye uydurulmuş diyebilirsiniz. Bu arada, sormak da faydalı olacaktır. Neden demir ve karbondan imal çelik kullanılıyor? Zul'ü oraya gönderen ve onları yaptıran allah olduğuna göre, Allah bilmez mi ki en sağlam malzeme çelik değil ve en dayanıklı çelik de demir+karbon değil? Örneğin: allah bilmiyor mu ki, karbon+demir çeliği zamanla paslanır ve bozunur?

Mucizeler yaratan allahınızın, ne işse, hep eksik, yetersiz mucizeleri olduğunu söylüyorsunuz. Bugün bile bilim adamları yepyeni çelik türleri, yepyeni alaşımlar ile hafif, çok sağlam yapılar ortaya çıkartırken, allahınız ancak elde ne varsa ve o zaman ne biliniyorsa, onu yaptırabiliyor.

Alemleri yaratan tanrı, nedense, elde ne varsa, ondan başkasını yaratamıyor veya öğretemiyor. Çok ilginç bir bakış açısı. Allah, kendi yarattığı malzemelerden ancak o zamanın uyduruk teknolojisi ve bilgileri izin verdiğince yaratabiliyor. Bilim adamları ise allahın yarattığı malzemeleri kullanarak, allahın teknolojisini gülünç kılacak ürünler üretiyorlar.

Müslümancıklar, uyduruk kitaplarını savunurken, allahlarının ağzına yüzüne tükürüyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BİR AKIL İNSAN RUMUZLU ÜYENİN YAZDIKLARINA SATIR SATIR CEVAP VEREYİM ŞİMDİ:

1. Öncelikle son yorumunda " müslümancıklar," allahlarının ağzına yüzüne tükürüyorlar." ifadelerinden dolayı sen kınıyorum. olayları hakarete çevirmen ancak senin acziyetini gösteriyor. burada iki medeni insan gibi konuşmak varken bu hakaret etmeler neden? ben de sana ateiscik mi diyeyim? lütfen bu küçümseme ifadelerini bundan sonra kullanmayalım.

2. """Örneğin: yukarda anlattığınız demir yapımı pratikten gelen bilgi olarak doğru, fakat ersuyunun belden ya da göğüs ile sırt arasından geldiği, teorik bilgi olduğundan zırvadır.""" diyorsun.

Ersuyu hikayesinin şu anki konumuzla alakası yokken bunu konu edinmen şu anda laf kalabalığından başka bir şey değil. O ersuyu hikayesindede mevcut meallerin saçmalıkları da var. yanlış gördüğünüz herşeyi hemen Kurana ve Muhammed'e yüklemeyin. arada çeviri yapan, tarikatlarının fikirlerini sanki kuran söylüyormuş gibi yansıtan Çevirmenlere de bir iki çift sözünüz olsun lütfen!

3.""" "Müslüman diyor ki: bakın burada gerçek bir bilgi var ve kuran şöyle nefis, böyle güzel ve essah ve sahici."""" diyorsun.

ben bir müslümanım ve şimdiye kadar kuranı insanlara sunarken böyle ucuz ifadeler kullanmadım. ben kuranı karşımdakine tanıtırım, essah ve sahici olduğuna karşımdaki karar verir. en büyük sorunumuz, Kuranın insanlara yanlış sunulması ve sunanlarında ne sunduklarını bilmeden sunmaları.

4. """Bu durumda: madem yukardaki masal doğru, zül'ün ördüğü duvar ve ardındaki yaratıklar nerdedir?""" demişsin.

burada da ilk baştaki gibi konuyu hemen dağıtma ve açma yoluna gidiyorsun. bir kere ben bu ayetlere masal gözüyle bakmıyorum. en azından karşıdakine saygı duymak adına "masal" demeyip "hikaye" demeni tercih ederdim. Neyse;

şimdiye kadar islam, kuran ve zulkernayn hakkında öğrendiklerini bir kenara bırak ve diyeceklerime önyargısız olarak bir kulak ver arkadaşım.

Allah kuranda Ali imran suresinde bir kısım ayetlerin muhkem, bir kısımların ise müteşabih olduğunu söylemekte. bu ayet bile mealciler tarafından çarpıtılmış durumda. ayetin hemen hemen tüm meallerinde, "müteşabih ayetlerin anlamını ancak Allah bilir" yazılı. Oysaki.... (yazının devamını bir sonraki mesajda yazacağım çünkü konu çok farklılaşıyor ve dağılıyor.)

5. daha sonraki paylaşımlarımda Zulkernayn ın ördüğü duvar ve yecüc ve mecüc hakkında söyleyeceklerimi saklı tutarak şunu söyleyeyim: Zukernayn denilen kişi bizzati Hz. Süleyman'ın ta kendisidir. ve hz süleyman zamanda yolculuk yapabilen bir peygamberdir. örülecek duvar ile yecüc ve mecüc istilaları daha yaşanmadı. gelecekte yaşanacak. yecüc ile mecüc denilen yaratıklar ise bizzati Hz. NUH'un helak olan kavmidir ve şu anda yer altında yaşamaktadır. işin ilginçliği bunlar kuranda yer almaktadır. ama her insan göremiyor işte. sorun da burada. kurana yaklaşım tarzında! ayetler hem yanlış meal ediliyor hemde ayetler üzerinde noktalına virgülününe ayrıntılı düşünmüyoruz. Mesela kuranda, bir peygamberin kıyamet saatini bildiği yazılı. ama bu ayet biliniyor mu? bilinmiyor. neyse bunlar uzun konular biz konumuza dönelim.

6. """""Bu arada, sormak da faydalı olacaktır. Neden demir ve karbondan imal çelik kullanılıyor? Zul'ü oraya gönderen ve onları yaptıran allah olduğuna göre, Allah bilmez mi ki en sağlam malzeme çelik değil ve en dayanıklı çelik de demir+karbon değil? Örneğin: allah bilmiyor mu ki, karbon+demir çeliği zamanla paslanır ve bozunur?"""" diye soruyorsun:

Neden Demir ve karbondan imal çelik kullanıyor mu? Çünkü çeliğin temel bileşenleri demir ve karbondur.( ha bu arada Ben makine mühendisiyim. universite malzeme dersleri gördük. ) içinde demir ve karbon olmayan çelik yoktur. çeliğe mukavemet, süneklik, sertlik, paslanmazlık için değişik maddeler de katılır ama bunların oranı çok cüzidir. bunların katımı için önce elinde malzeme olacak ve sonra fiyat/perpormans oranın gözlemen gerekiyor. söz gelimi, vücüdunda kemikleri tuturmak için kullanacağın malzemeyle, bir kamelye yapınında kullanacağın metaller ürün aynı olamaz. Burada Zulkernayn denilen Hz Süleyman kendi bilgi birikimine göre iki dağ arasındaki yecüc ile mecüc ün çıkış yolunu doldurmak için kullanılacak malzeme konusunda çeliği yeterli görmüş. bu çeliğin içine başka alaşımlar katmış mı katmamış mı bilemiyoruz. bilmemize gerek olsaydı eminim Allah onu da belirtirdi. gerekli olmayan öyle her ayrıntıya kitabında yer verseydi heralde bu kitap 1000 000 sayfalı bir kitap olurdu. o mantıkla bir de kalkar şunu sorardı : "Hz süleymanın bir kuşla konuşurken gak gukk diye mi, yoksa beyinsel iletişimle mi yoksa cik cik cik diye mi konuştuğu kuranda niye yazmıyor."

en sağlam malzeme çelik değil diyorsun. ne için bir sağlamlık güdülüyor burada? yecüc ile mecüc ün çıkmaması için. demekki normal bir çeliğin bu iş için yeterli olduğu fikrindeymiş. . Peki sen evinin balkonu sağlam olsun diye neden vanadyum,Molibden alaşımlı bir paslanmaz çelik kullanmıyorsun? :) yani bu sorun gerçekten gereksiz bir soru. ayette titanyum denseydi, sen ona da bir karşı çıkma noktası bulurdun.

en sağlam malzeme çelik değil diyorsun. en sağlam malzeme ne peki? :) içinde karbon ve demir olmayan hangi malzeme daha sağlammış? ve bu malzemenin bulunabilirliği neymiş?

ha bu arada şunu söyleyeyim, bu ayetlerde allah şunu şöyle şöyle yapın demiyor!!!. "Zukernayn insanlara şunu şunu şöyle yapın diyor." siz Allah ile Zulkernayn'ı karıştırıyorsunuz. Peygamberler bizim gibi bir insan. Allah ile Günün 24 saati iletişimde değiller. robot değiller. kendi fikirleri ve bilgileri ve deneyimleri var. senin mantığınla Allah Uhud savaşında peygamberine okçuların zamansız ganimet için aşağıya ineceğini de söyleyebilirdi. ama söylemedi.

kurana bakış açınızı düzeltmeniz gerekiyor arkadaşım.

7. """"Mucizeler yaratan allahınızın, ne işse, hep eksik, yetersiz mucizeleri olduğunu söylüyorsunuz. Bugün bile bilim adamları yepyeni çelik türleri, yepyeni alaşımlar ile hafif, çok sağlam yapılar ortaya çıkartırken, allahınız ancak elde ne varsa ve o zaman ne biliniyorsa, onu yaptırabiliyor.""""

başkalarının ne deyip ne demediği umrumda değil. Allahın yetersiz mucizeleri olduğunu müslümanlar değil sen söylüyorsun. mucizenin yeterlisi yetersizi mi olur! bir mucize gösterilir, inanırsın yada inanmazsın. birleri küçük bir mucizeye inanıyorken, fravun gibi birileri ise denizin yarılmasına bile inanmaz.

o insanlara sed inşası için komutlar veren, demiri ve katranı isteyen bizim tanrımız Allah değil bizzati Zulkernayn! ayette bunu göremiyormusun? evet insanlar elimizde ne varsa onu kullanır. Hz muhammed nasıkli güdümlü füze ile Bedir de savaşmadıysa elbetteki Zulkernayn dönemindeki insanlar da ellerinde ne varsa, hangisi ekonomik ve iş görür ise onu kullanacaklar.!!. sırf itiraz olsun birşeyler yazmaktan vazgeçin lütfen.

sanırım bu cevaplar kafi gelmiştir. ilkokul cocugunun bile anlayacağı dilden yazdım. umarım anlayabilmişsindir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hos geldin yeni ateist aday adayi :)

:) hoşbulduk ama ateist olmak gibi bir niyetim yok. insanın vücüt sistemini ve dengesini görünce bunun bir üst yaratıcı tarafından olduğunu kimse inkar edemez. siz doğanın kanunu dersiniz, ben Allahın kanunu. sonuçta siz doğayı tanrı edinirsiniz ben Allah'ı. farkımız bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BİR AKIL İNSAN RUMUZLU ÜYENİN YAZDIKLARINA SATIR SATIR CEVAP VEREYİM ŞİMDİ:

1. Öncelikle son yorumunda " müslümancıklar," allahlarının ağzına yüzüne tükürüyorlar." ifadelerinden dolayı sen kınıyorum. olayları hakarete çevirmen ancak senin acziyetini gösteriyor. burada iki medeni insan gibi konuşmak varken bu hakaret etmeler neden? ben de sana ateiscik mi diyeyim? lütfen bu küçümseme ifadelerini bundan sonra kullanmayalım.

2. """Örneğin: yukarda anlattığınız demir yapımı pratikten gelen bilgi olarak doğru, fakat ersuyunun belden ya da göğüs ile sırt arasından geldiği, teorik bilgi olduğundan zırvadır.""" diyorsun.

Ersuyu hikayesinin şu anki konumuzla alakası yokken bunu konu edinmen şu anda laf kalabalığından başka bir şey değil. O ersuyu hikayesindede mevcut meallerin saçmalıkları da var. yanlış gördüğünüz herşeyi hemen Kurana ve Muhammed'e yüklemeyin. arada çeviri yapan, tarikatlarının fikirlerini sanki kuran söylüyormuş gibi yansıtan Çevirmenlere de bir iki çift sözünüz olsun lütfen!

3.""" "Müslüman diyor ki: bakın burada gerçek bir bilgi var ve kuran şöyle nefis, böyle güzel ve essah ve sahici."""" diyorsun.

ben bir müslümanım ve şimdiye kadar kuranı insanlara sunarken böyle ucuz ifadeler kullanmadım. ben kuranı karşımdakine tanıtırım, essah ve sahici olduğuna karşımdaki karar verir. en büyük sorunumuz, Kuranın insanlara yanlış sunulması ve sunanlarında ne sunduklarını bilmeden sunmaları.

4. """Bu durumda: madem yukardaki masal doğru, zül'ün ördüğü duvar ve ardındaki yaratıklar nerdedir?""" demişsin.

burada da ilk baştaki gibi konuyu hemen dağıtma ve açma yoluna gidiyorsun. bir kere ben bu ayetlere masal gözüyle bakmıyorum. en azından karşıdakine saygı duymak adına "masal" demeyip "hikaye" demeni tercih ederdim. Neyse;

şimdiye kadar islam, kuran ve zulkernayn hakkında öğrendiklerini bir kenara bırak ve diyeceklerime önyargısız olarak bir kulak ver arkadaşım.

Allah kuranda Ali imran suresinde bir kısım ayetlerin muhkem, bir kısımların ise müteşabih olduğunu söylemekte. bu ayet bile mealciler tarafından çarpıtılmış durumda. ayetin hemen hemen tüm meallerinde, "müteşabih ayetlerin anlamını ancak Allah bilir" yazılı. Oysaki.... (yazının devamını bir sonraki mesajda yazacağım çünkü konu çok farklılaşıyor ve dağılıyor.)

5. daha sonraki paylaşımlarımda Zulkernayn ın ördüğü duvar ve yecüc ve mecüc hakkında söyleyeceklerimi saklı tutarak şunu söyleyeyim: Zukernayn denilen kişi bizzati Hz. Süleyman'ın ta kendisidir. ve hz süleyman zamanda yolculuk yapabilen bir peygamberdir. örülecek duvar ile yecüc ve mecüc istilaları daha yaşanmadı. gelecekte yaşanacak. yecüc ile mecüc denilen yaratıklar ise bizzati Hz. NUH'un helak olan kavmidir ve şu anda yer altında yaşamaktadır. işin ilginçliği bunlar kuranda yer almaktadır. ama her insan göremiyor işte. sorun da burada. kurana yaklaşım tarzında! ayetler hem yanlış meal ediliyor hemde ayetler üzerinde noktalına virgülününe ayrıntılı düşünmüyoruz. Mesela kuranda, bir peygamberin kıyamet saatini bildiği yazılı. ama bu ayet biliniyor mu? bilinmiyor. neyse bunlar uzun konular biz konumuza dönelim.

6. """""Bu arada, sormak da faydalı olacaktır. Neden demir ve karbondan imal çelik kullanılıyor? Zul'ü oraya gönderen ve onları yaptıran allah olduğuna göre, Allah bilmez mi ki en sağlam malzeme çelik değil ve en dayanıklı çelik de demir+karbon değil? Örneğin: allah bilmiyor mu ki, karbon+demir çeliği zamanla paslanır ve bozunur?"""" diye soruyorsun:

Neden Demir ve karbondan imal çelik kullanıyor mu? Çünkü çeliğin temel bileşenleri demir ve karbondur.( ha bu arada Ben makine mühendisiyim. universite malzeme dersleri gördük. ) içinde demir ve karbon olmayan çelik yoktur. çeliğe mukavemet, süneklik, sertlik, paslanmazlık için değişik maddeler de katılır ama bunların oranı çok cüzidir. bunların katımı için önce elinde malzeme olacak ve sonra fiyat/perpormans oranın gözlemen gerekiyor. söz gelimi, vücüdunda kemikleri tuturmak için kullanacağın malzemeyle, bir kamelye yapınında kullanacağın metaller ürün aynı olamaz. Burada Zulkernayn denilen Hz Süleyman kendi bilgi birikimine göre iki dağ arasındaki yecüc ile mecüc ün çıkış yolunu doldurmak için kullanılacak malzeme konusunda çeliği yeterli görmüş. bu çeliğin içine başka alaşımlar katmış mı katmamış mı bilemiyoruz. bilmemize gerek olsaydı eminim Allah onu da belirtirdi. gerekli olmayan öyle her ayrıntıya kitabında yer verseydi heralde bu kitap 1000 000 sayfalı bir kitap olurdu. o mantıkla bir de kalkar şunu sorardı : "Hz süleymanın bir kuşla konuşurken gak gukk diye mi, yoksa beyinsel iletişimle mi yoksa cik cik cik diye mi konuştuğu kuranda niye yazmıyor."

en sağlam malzeme çelik değil diyorsun. ne için bir sağlamlık güdülüyor burada? yecüc ile mecüc ün çıkmaması için. demekki normal bir çeliğin bu iş için yeterli olduğu fikrindeymiş. . Peki sen evinin balkonu sağlam olsun diye neden vanadyum,Molibden alaşımlı bir paslanmaz çelik kullanmıyorsun? :) yani bu sorun gerçekten gereksiz bir soru. ayette titanyum denseydi, sen ona da bir karşı çıkma noktası bulurdun.

en sağlam malzeme çelik değil diyorsun. en sağlam malzeme ne peki? :) içinde karbon ve demir olmayan hangi malzeme daha sağlammış? ve bu malzemenin bulunabilirliği neymiş?

ha bu arada şunu söyleyeyim, bu ayetlerde allah şunu şöyle şöyle yapın demiyor!!!. "Zukernayn insanlara şunu şunu şöyle yapın diyor." siz Allah ile Zulkernayn'ı karıştırıyorsunuz. Peygamberler bizim gibi bir insan. Allah ile Günün 24 saati iletişimde değiller. robot değiller. kendi fikirleri ve bilgileri ve deneyimleri var. senin mantığınla Allah Uhud savaşında peygamberine okçuların zamansız ganimet için aşağıya ineceğini de söyleyebilirdi. ama söylemedi.

kurana bakış açınızı düzeltmeniz gerekiyor arkadaşım.

7. """"Mucizeler yaratan allahınızın, ne işse, hep eksik, yetersiz mucizeleri olduğunu söylüyorsunuz. Bugün bile bilim adamları yepyeni çelik türleri, yepyeni alaşımlar ile hafif, çok sağlam yapılar ortaya çıkartırken, allahınız ancak elde ne varsa ve o zaman ne biliniyorsa, onu yaptırabiliyor.""""

başkalarının ne deyip ne demediği umrumda değil. Allahın yetersiz mucizeleri olduğunu müslümanlar değil sen söylüyorsun. mucizenin yeterlisi yetersizi mi olur! bir mucize gösterilir, inanırsın yada inanmazsın. birleri küçük bir mucizeye inanıyorken, fravun gibi birileri ise denizin yarılmasına bile inanmaz.

o insanlara sed inşası için komutlar veren, demiri ve katranı isteyen bizim tanrımız Allah değil bizzati Zulkernayn! ayette bunu göremiyormusun? evet insanlar elimizde ne varsa onu kullanır. Hz muhammed nasıkli güdümlü füze ile Bedir de savaşmadıysa elbetteki Zulkernayn dönemindeki insanlar da ellerinde ne varsa, hangisi ekonomik ve iş görür ise onu kullanacaklar.!!. sırf itiraz olsun birşeyler yazmaktan vazgeçin lütfen.

sanırım bu cevaplar kafi gelmiştir. ilkokul cocugunun bile anlayacağı dilden yazdım. umarım anlayabilmişsindir.

1 - Diyebilirsiniz, fakat göz önünde bulundurmanız gereken bir detay da vereyim ki, dediğinizin bir anlamı olsun. İnandığınızı sandığınız kitapta der ki: ayetlerimizle dalga geçilen yerde durmayın, yol alın. Bir başka grup ayette der ki: ayetlerimizi yalanlayandan daha zalim kim vardır? Bir başka grup ayette der ki: kafirlere ahirette eziyet vardır, dünyada da siz girişin. Bir başka ayette der ki: savaş size farzdır. Tam bunlar ışığında, sizin bizleri bulduğunuz yerde katletmeye çalışmak yerine, burada tatlı tatlı kitabınızı savunmanız; bir müslüman değil, müslümancık olduğunuzu göstermektedir.

2 - Ersuyu konusu burada yeterince kepaze edilmiştir. Sizin yazınızla olan ilgisi ise: muhammedin pratik ve teorik bilgileri arasındaki farkı göstermek için kullanılan bir örnek olmasıdır.

3 - Siz kuranın essah ve sahici olup olmadığı konusunda bir fikre sahip değilseniz, neden onu tanıtmaktasınız? Bu da ilginçmiş.

4 - Bu allahın muğlak ifadeleri pek eğlenceli. Örneğin hamileliğin süresini bilmeyip ikide bir farklı bir şey sallaması, bir topluluğun sayısını bilmemesi ve yaklaşık bir şeyler söylemesi, sonra müslümanların kaç düşmana karşılık geleceğini bilmemesi ve değiştirip durması. Kuranda hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyen allahın, hangi ayetlerin müteşabih, hangilerinin muhkem olduğunu söylememesi pek ilginç. Yaa ben onları muhkem zannettim, ondan öldürdüm 234762396234 insanı diyen birine ne denilebilir? Neyse, bu kepazelik ile ilgili bir sürü konuyu yine forumda bulabilirsiniz.

5 - Masal ve hikaye tanımlarına bakmanızda fayda var. Bu madde ile ilgili yazılabilecek pek çok şey var ama ana konuları hep akıl sağlığınızın yerinde olmadığı olacağından, bu kadar kısa tutmak yeterli.

6 - Önce diyorsunuz ki: allah her şeye kadirdir. Sonra diyorsunuz ki: ya onu öyle yapsaydı, sonra böyle olurdu, o yüzden yapmadı. Şimdi, aktardığınız zırvada şu detaylar bulunuyor. Allah zul'e istediği her şeye ulaşması için bir yol ve bilgi vermiş. Zul, en batıya gitmek istemiş ve gitmiş; en doğuya gitmek istemiş ve gitmiş. Şimdi, sizin hayali tanrınız, en batı ile en doğu diye bir şey olmadığını bilmiyor ki, bu bilgileri zul'e verebilmiş. Bu sözde bilgileri verebilen allahınız, o zamanlar dünyanını düz ve doğal olarak bir en batısı ve bir en doğusu olduğu bilgisine dayanarak vermiş. Bu yüzden hayali allahınız zule ayrıca o zaman bilinen malzeme bilgisinden başkasını da veremez, ki zaten öyle olmuş.

Malzeme bilginizden dem vurmuşsunuz, ama evlere şenlik bir açıklama yapmışsınız. Fiyat performans nedir a müslüman? Her şeye kadir olan allahınız, zul'e zaman yolculuğu yaptırıyor, her şeyin bilgisini veriyor da fiyat performans olarak karbon+demirde mi karar kılıyor? Uyduruk tanrınızın gelecekteki mucize bütçesi kısıtlı mı? Diyanete daha az para ayırırsa, fiyat performans açısından daha iyi yapılar elde edebilir.

Aynı masal ile ilgili olan bir başka komedi ise: zulün, gelecekte, hiçbir dilden anlamayan bir kavme, bugünün 3-4bin yıl öncesininin teknolojisi ile yardım etmesi. Kepazelik diz boyu. Yahu, bbugün bile daha ucuz, daha sağlam yapılar varken; zul, bugünden sonraki bir zamanda, bugünden 3-4 bin yıl öncesine ait teknolojinin en uygun olacağı sonucuna varıyor. O teknoloji de, paslanma ve bozunmaya karşı korumasız, fakat zul bunu da bilmiyor.

Ayıptır; kendinize yoksa, size zaman ayırıp da bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmenlerinize saygınız olsun.

Ayrıca, müslümancıkların nasıl saçma detaylarda boğulduğuna güzel bir örnek olmuşsunuz. Bakın size nasıl daha iyi kutsal kitap yazılacağı üzerine bir altın bilgi vereyim. Kendi dininizi uyduracağınız zaman bu bilgiden faydalanabilirsiniz.

Asla ölçülebilir bilgiler vermeyin.

Sizin uyduruk tanrınız; zul, orada, yecüc ve mecüc için aşılamaz bir duvar yaptı ya da zul orada kıyamet vakti gelene değin aşılamaz, sağlam bir duvar yaptı deseydi, kimsenin bunun uyduruk bir masal olduğu dışında bir itirazı olmazdı. Ama sizin uyduruk tanrınız, işin içine malzeme bilgisini katınca, doğal olarak konunun cahil arapların uydurması olduğu, kabak gibi ortaya çıkıyor.

7 - Onları isteyen/yapan allah değiy zul diyorsunuz. Uyduruk kitabınızda, bu masal anlatılıyor. Allahınız, neden gayet yanlış detaylar ile dolu bir şeyi, ustalık eseri olan kutsal kitapta anlatıyor? Allahınızı kurtarmak için saçmalıkları zule yıkıyorsunuz ama, bu durumda allahınızın bu zırvaların kutsal kitabınıza niye koyduğunu da söyleyebilmeniz gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1 - Diyebilirsiniz, fakat göz önünde bulundurmanız gereken bir detay da vereyim ki, dediğinizin bir anlamı olsun. İnandığınızı sandığınız kitapta der ki: ayetlerimizle dalga geçilen yerde durmayın, yol alın. Bir başka grup ayette der ki: ayetlerimizi yalanlayandan daha zalim kim vardır? Bir başka grup ayette der ki: kafirlere ahirette eziyet vardır, dünyada da siz girişin. Bir başka ayette der ki: savaş size farzdır. Tam bunlar ışığında, sizin bizleri bulduğunuz yerde katletmeye çalışmak yerine, burada tatlı tatlı kitabınızı savunmanız; bir müslüman değil, müslümancık olduğunuzu göstermektedir.

2 - Ersuyu konusu burada yeterince kepaze edilmiştir. Sizin yazınızla olan ilgisi ise: muhammedin pratik ve teorik bilgileri arasındaki farkı göstermek için kullanılan bir örnek olmasıdır.

3 - Siz kuranın essah ve sahici olup olmadığı konusunda bir fikre sahip değilseniz, neden onu tanıtmaktasınız? Bu da ilginçmiş.

4 - Bu allahın muğlak ifadeleri pek eğlenceli. Örneğin hamileliğin süresini bilmeyip ikide bir farklı bir şey sallaması, bir topluluğun sayısını bilmemesi ve yaklaşık bir şeyler söylemesi, sonra müslümanların kaç düşmana karşılık geleceğini bilmemesi ve değiştirip durması. Kuranda hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyen allahın, hangi ayetlerin müteşabih, hangilerinin muhkem olduğunu söylememesi pek ilginç. Yaa ben onları muhkem zannettim, ondan öldürdüm 234762396234 insanı diyen birine ne denilebilir? Neyse, bu kepazelik ile ilgili bir sürü konuyu yine forumda bulabilirsiniz.

5 - Masal ve hikaye tanımlarına bakmanızda fayda var. Bu madde ile ilgili yazılabilecek pek çok şey var ama ana konuları hep akıl sağlığınızın yerinde olmadığı olacağından, bu kadar kısa tutmak yeterli.

6 - Önce diyorsunuz ki: allah her şeye kadirdir. Sonra diyorsunuz ki: ya onu öyle yapsaydı, sonra böyle olurdu, o yüzden yapmadı. Şimdi, aktardığınız zırvada şu detaylar bulunuyor. Allah zul'e istediği her şeye ulaşması için bir yol ve bilgi vermiş. Zul, en batıya gitmek istemiş ve gitmiş; en doğuya gitmek istemiş ve gitmiş. Şimdi, sizin hayali tanrınız, en batı ile en doğu diye bir şey olmadığını bilmiyor ki, bu bilgileri zul'e verebilmiş. Bu sözde bilgileri verebilen allahınız, o zamanlar dünyanını düz ve doğal olarak bir en batısı ve bir en doğusu olduğu bilgisine dayanarak vermiş. Bu yüzden hayali allahınız zule ayrıca o zaman bilinen malzeme bilgisinden başkasını da veremez, ki zaten öyle olmuş.

Malzeme bilginizden dem vurmuşsunuz, ama evlere şenlik bir açıklama yapmışsınız. Fiyat performans nedir a müslüman? Her şeye kadir olan allahınız, zul'e zaman yolculuğu yaptırıyor, her şeyin bilgisini veriyor da fiyat performans olarak karbon+demirde mi karar kılıyor? Uyduruk tanrınızın gelecekteki mucize bütçesi kısıtlı mı? Diyanete daha az para ayırırsa, fiyat performans açısından daha iyi yapılar elde edebilir.

Aynı masal ile ilgili olan bir başka komedi ise: zulün, gelecekte, hiçbir dilden anlamayan bir kavme, bugünün 3-4bin yıl öncesininin teknolojisi ile yardım etmesi. Kepazelik diz boyu. Yahu, bbugün bile daha ucuz, daha sağlam yapılar varken; zul, bugünden sonraki bir zamanda, bugünden 3-4 bin yıl öncesine ait teknolojinin en uygun olacağı sonucuna varıyor. O teknoloji de, paslanma ve bozunmaya karşı korumasız, fakat zul bunu da bilmiyor.

Ayıptır; kendinize yoksa, size zaman ayırıp da bir şeyler öğretmeye çalışan öğretmenlerinize saygınız olsun.

Ayrıca, müslümancıkların nasıl saçma detaylarda boğulduğuna güzel bir örnek olmuşsunuz. Bakın size nasıl daha iyi kutsal kitap yazılacağı üzerine bir altın bilgi vereyim. Kendi dininizi uyduracağınız zaman bu bilgiden faydalanabilirsiniz.

Asla ölçülebilir bilgiler vermeyin.

Sizin uyduruk tanrınız; zul, orada, yecüc ve mecüc için aşılamaz bir duvar yaptı ya da zul orada kıyamet vakti gelene değin aşılamaz, sağlam bir duvar yaptı deseydi, kimsenin bunun uyduruk bir masal olduğu dışında bir itirazı olmazdı. Ama sizin uyduruk tanrınız, işin içine malzeme bilgisini katınca, doğal olarak konunun cahil arapların uydurması olduğu, kabak gibi ortaya çıkıyor.

7 - Onları isteyen/yapan allah değiy zul diyorsunuz. Uyduruk kitabınızda, bu masal anlatılıyor. Allahınız, neden gayet yanlış detaylar ile dolu bir şeyi, ustalık eseri olan kutsal kitapta anlatıyor? Allahınızı kurtarmak için saçmalıkları zule yıkıyorsunuz ama, bu durumda allahınızın bu zırvaların kutsal kitabınıza niye koyduğunu da söyleyebilmeniz gerekir.

size cümle cümle cevap vermem yetmemiş, benzer şeyleri söyleyerek konuları yığdıkça yığıyorsunuz. bana tek bir konuyla gelin. burada tüm kuranı ve bildiklerimi sizin önüne birkaç saatte sürecek durumda değilim. anladığım kadaryla saygıdan ve ilkokul seviyesindekilerin bile anlayabileceği şeyleri anlamaktan dahi yoksunsunuz. sizin için değil de sizin kafalarını bulandırdığınız insanlar için yazdıklarınıza yine cümle cümle, maddeler halinde cevaplar vereyim. çünkü o kadar çok konuyu aynı yazıya sığdırıp birşeyler söylüyorsunuz ki, okuyanların kafası iyiden iyiye dağılıp karışacak. bu şekilde yaparak akıllı olduğunu sananlardansınız. ama insanlar bunu yemiyor. tam anlamıyla algı operasyonu yapıyorsunuz. Neyse madde madde cevaplarım aşağıda. senin kafanda zerre bir değişiklik olmayacağını bildiğim halde diğer insanlar için yazayım da cevap veremedi denmesin. (ki cevap veremdiğim şeyler de olabilir, her insan herşeyi bilecek değil ya!, burada bildiklerimi söylüyorum.)

1. """"""Diyebilirsiniz, fakat göz önünde bulundurmanız gereken bir detay da vereyim ki, dediğinizin bir anlamı olsun. İnandığınızı sandığınız kitapta der ki: ayetlerimizle dalga geçilen yerde durmayın, yol alın. Bir başka grup ayette der ki: ayetlerimizi yalanlayandan daha zalim kim vardır? Bir başka grup ayette der ki: kafirlere ahirette eziyet vardır, dünyada da siz girişin. Bir başka ayette der ki: savaş size farzdır. Tam bunlar ışığında, sizin bizleri bulduğunuz yerde katletmeye çalışmak yerine, burada tatlı tatlı kitabınızı savunmanız; bir müslüman değil, müslümancık olduğunuzu göstermektedir.""" demişsiniz,

"kafirlere ahirette eziyet vardır, dünyada da siz girişin" tam olarak böyle denmiyor. yakala cımbızla aktar la bu işler olmaz. ayetin önündeki ayetten başlarsın ve sonraki ayetin devamıyla alıntı yaparsın. usül beöyledir. Allah hiçbir yerde Kafirlere siz girişin, öldürün demiyor. sizinle savaşanlarla savaşın diyor. senin konu dağıtmaların yüzünden bak nerelere gidiyoruz. evet yalanlayandan daha zalim kim vardır! ayetinde ne kusur buldun ki? yalanlayan insanlar zalimdir. kendi benliklerine zulmediyorsunuz da farkında değilsiniz. evet burada sizi katletmek yerine kitabımı anlatmaya çalışıyorum. bu yüzden sevgi sözcüğü olarak "müslümancık" ifadesini kullanmış iseniz teşekkür ederim. yok küçültme amaçlı olarak kullandıysanız cevabım bir önceki yazıda verildi zaten.

2. """ Ersuyu konusu burada yeterince kepaze edilmiştir. Sizin yazınızla olan ilgisi ise: muhammedin pratik ve teorik bilgileri arasındaki farkı göstermek için kullanılan bir örnek olmasıdır.""" demişsiniz.

yani muhammedin çeliğe katran katıldığını bildiğini söylüyorsunuz ve buna da pratik diyorsunuz. bu da ilginç. madem bu pratik bilgiyi bildiğini söylüyorsunuz o halde yıllarca yanlış mealler üzerinden bakır tartışmalarına niye müdehale etmediniz de millete bu bilgiyi vermediniz. Ersuyu dediğiniz ayetin nasıl kötü bir şekilde meal edilebildiğini bir de siz düşünün. Kuranda geçen teorik bilgilerin hangisinin yanlış olduğunu tek tek ayrı ayrı tartışalım burada. ama hepsini aynı yazıya sığdırmayın. daldan dala atlamak benim yapacağım iş değil.

3. """"Siz kuranın essah ve sahici olup olmadığı konusunda bir fikre sahip değilseniz, neden onu tanıtmaktasınız? Bu da ilginçmiş."""" demişsiniz.

ben kuranın gerçekten Allahın insanlara gönderdiği bir kitap olduğunu kabul etmesem sizle burda niye tartışayım. ben uslüba vurgu yapmıştım. birisine bu kitabın doğrulunu ispat etmeyle başlamam işe. ben birlerie islamı anlatarak başlarım. ona öğütler veririm. her şey aşama aşama yerli yerince yapılır. burada bu foruma katılmamım sebebi kuranı ispatlamak değil, kuran hakkında söylenmiş olduğunuz olumsuz anlatımlara cevap vermek. bilmem farkı anladın mı? . ispatlamaya çalışsam konuyu ben açardım ve bakın burada bir mucize vardır derim değil mi? sizin essah sahici kelimelerinizi kullanma üslübunuz gayet alay edici ve rahatsızlık verici bir üslüp .önceki yorumunuzda bu ifadeleri kullanma biçiminizden bahsediyorum. Neyse bu çok da önemli değil artık , alıştık :)

4 -""" Bu allahın muğlak ifadeleri pek eğlenceli. Örneğin hamileliğin süresini bilmeyip ikide bir farklı bir şey sallaması, bir topluluğun sayısını bilmemesi ve yaklaşık bir şeyler söylemesi, sonra müslümanların kaç düşmana karşılık geleceğini bilmemesi ve değiştirip durması. Kuranda hiçbir şeyi eksik bırakmadık diyen allahın, hangi ayetlerin müteşabih, hangilerinin muhkem olduğunu söylememesi pek ilginç. Yaa ben onları muhkem zannettim, ondan öldürdüm 234762396234 insanı diyen birine ne denilebilir? Neyse, bu kepazelik ile ilgili bir sürü konuyu yine forumda bulabilirsiniz."""" demişsiniz.
hamileliğin süresi konusunda kaç tane farklı tarih var öğrenebilir miyim? ben farklılık göremiyorum da. eğer cidden güzel üslüplu bir tartışma istiyorsan lütfen tek bir mesaj atarak bu konuyu söyle. sadece hamilileğin süresi olsun konu.
Arapçada Muhkem: hüküm bildiren ve anlamı herkes tarafından aynı anlaşılan demektir. . hüküm bildirmeyenleri de müteşabih kategorisinde sayalım. mesela: "kız çocuklarının mirastaki payı erkeklerin yarıs kadardır" ayeti gayet açık değil mi? arapça da muhkem kelimesinin anlamı biliniyor. bizahmet anlamı açık olanları ve hüküm bildirenleri de sen ayırever. bunu niye allahtan bekliyorsun ki.??
bu şuna benziyor: Allah kuranda "deve" diyor ya, bir sonraki ayette devenin tanımını yapmasını istiyorsun sen. oysa arapça da devenin ne olduğunu herkes biliyor. eğer herkes tarafından aynı anlama yorulmuyorsa o ayet hüküm bildirmiyordur zaten. adam öldürmenin şartları belli. bunu islam devleti yapar. kişiler yapmaz. "adam öldürmek", el kesmek bunları uygulayacak olan devlettir. islam devletidir. kişiler uygyulayamaz ki, aaa ben yanlış anlamışım, bu müteşabihmiş falan desin... BU KEPAZELİK DİYE TANIMLADIĞIN ŞEYLERİ FORUMDA BULABİLİRMİŞİM!! BİLGİLENDİRDİĞİN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM. FORUMDA OLDUĞUNU :) MADEM NEYSE DİYECEKTİN, O HALDE ÇELİK ÜZERİNE OLAN BİR AYET HAKKINDA TARTIŞIYOKEN KONUYU NİYE ORALARA GÖTÜRDÜN DİYE SORMAZLARMI ADAMA!!
neyse :)
5. """Masal ve hikaye tanımlarına bakmanızda fayda var. Bu madde ile ilgili yazılabilecek pek çok şey var ama ana konuları hep akıl sağlığınızın yerinde olmadığı olacağından, bu kadar kısa tutmak yeterli.""" demişsin.
Masalın ne olduğunu gayet iyi bilirim. tepegözü yada kırmızı şaplalı kızı hatırlamadığın belli. ben kurana inandığım için içindekileri yaşanmış kabul ediyorum. sen ise etmiyorsun. bana saygı duyup masal dememeni istedim hepsi bu. Neyse, sizin masallarınıza alıştık zaten!

6. ""Önce diyorsunuz ki: allah her şeye kadirdir. Sonra diyorsunuz ki: ya onu öyle yapsaydı, sonra böyle olurdu, o yüzden yapmadı. Şimdi, aktardığınız zırvada şu detaylar bulunuyor. Allah zul'e istediği her şeye ulaşması için bir yol ve bilgi vermiş. Zul, en batıya gitmek istemiş ve gitmiş; en doğuya gitmek istemiş ve gitmiş. Şimdi, sizin hayali tanrınız, en batı ile en doğu diye bir şey olmadığını bilmiyor ki, bu bilgileri zul'e verebilmiş. Bu sözde bilgileri verebilen allahınız, o zamanlar dünyanını düz ve doğal olarak bir en batısı ve bir en doğusu olduğu bilgisine dayanarak vermiş. Bu yüzden hayali allahınız zule ayrıca o zaman bilinen malzeme bilgisinden başkasını da veremez, ki zaten öyle olmuş""

benim anlattıklarım zırva değil, senin ayet diye sundukların zırva!!! zırvalamayı kes lütfen. sana siktir git mi dememi istiyorsun? azıcık seviyeli ol. liseyemi gidiyorsun sen ya? niye kendine böyle hitaplar yaptırıyorsun?

"Zukernayn en batıya gitmek istemişmiş" nerde yazıyor bu zırva?

"Gerçekten, biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik."

"O da, bir yol tuttu."

"onunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: 'Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin.' (Kehf Suresi 84-86)

en batı ve en doğu diye birşey yok kuranda. siktiriboktan mealcilerin yazdığı, senin de yaydığın zırvalar bunlar. buradaki ayette "güneşin battığı yer"" ifadesi var. birileri çıkıp güneşin battığı yeri tutup "en batı" diye sunuyorsa bu suçu neden kurana yüklüyorsun!!
peki güneşin battığı yer dünyada tek bir yer mi? hayır. güneşin battığı yere dünyada ulaşamazsın.çünkü sen batı kavramı göreceli bir kavram. tek bir yer değil.
o halde ayette geçen "güneşin battığı yer"" den ne anlamamız gerekiyor? bak ayettin devamında ne diyor? kara bir gözede batmakta olduğunu buldu diyor. Yani???
KARA DELİK!
Güneş Dürüldüğü zaman,
Yıldızlar ışıklarını kaybettiği zaman,
Dağlar yürütüldüğü zaman,
Kişi önceden ne hazırladığını bilecektir. (Tekvir suresi 1-14)
.................
Güneş sadece bir Kara delikte batar değilmi! bunun dünyadaki güneşin batmasıyla ilgisi yok. dünyada güneş kaybolduğunda biz "güneş battı" diyoruz değil mi! işte burada bu deyim yok. burada tam bir batış, yokoluş var. ve bu yokoluşun Allah, dürülme şeklinde olacağını Tekvir suresinin ilk ayetlerinde belirtiyor.
Anlayacağınız, bizim en büyük sorunumuz bu çeviri hataları. peki bu hatalar neden yapılıyor? bunda bir çok etmenler var. Arapçanın hayatımızdan bir gecede alınması bunun en büyük sebebi. siz hiç arapça bir romanı türkçeye tercüme eden bir meal yazarı tanıyormusunuz? ben tanımıyorum çünkü yok. bir romanı dahi çevirmemiş adamlar bize kuranı tercüme ederlerse olacağı bu. ha burada bi rşey daha var. bu çeviriciler kuranı olduğu gibi tercüme etmiyorlar. kafalarındaki din düşüncesine göre ayetleri ilk anlamlarından çıkarıp yan anlamlara veriyorlar.
Mesela: arapçada deveyi niteleyen 20 adet kelime var. bir kelime hamile deve demek. bir kelime genç deve demek. bir kelime sahipsiz kelime demek....
yada başka bir örnek vereyim:
"biz insanı kan pıhtısından yarattık" ayetini ele alalım.
meallalerin çoğu bu ayetteki "alak" kelimesini kan pıhtısı olarak tercüme ediyor. bir ateist de bunu okuduğunda diyor ki " sizin kuranınız bu kadar saçma işte"
aslında burada alak kelimesinin arapçadaki birçok anlamı varken, mealciler tutup buradaki alak kelimesini kan pıhtısı şeklinde tercüme ediyorlar. çünkü adamların biyoloji ile alakaları yok. yaratma kelimesinin yanına en uygununu kan pıhtısı olacağını düşünüyorlar.
oysaki ALAK kelimesinin arapçada , vantuz gibi tutunan şey manası da var. ve bu tamda emriyonun anne rahmine tutuşunu tarif ediyor.
NEYSE;
6. Bu yüzden hayali allahınız zule ayrıca o zaman bilinen malzeme bilgisinden başkasını da veremez, ki zaten öyle olmuş"" DEMİŞSİN
sen balkonundaki korkulukları neden titanyumdan yapmıyorsun? çünkü gerek yok. yecüc ve mecüc ün yerlerindenm çıkmaması için bir set yapılıyor. bu set için de çelik kullanılıyor. bu çelik in ne içerdiği ne içermediği konusunda bilgi yok. belkide bu çeliğe süpermanın yok olan gezegeninden getirilmiş olan kripton katıldı. bu ayrıntının kuranda olmasını bekliyorsan çok beklersin. birisi de çıkar derki "biz kakamızı nasıl yapacağız? bu kuranda yazmıyor. o halde ben kurana inanmıyorum." kuran öyle her ayrıntıyı yazacak olsa 1 000 000 sayfa olurdu.
önceki yorumumu dikkatli okumamışsın! en ince ayrınrısına kadar anlattım. ama kafan basmıyorsa ben ne yapayım birader.

7. Malzeme bilginizden dem vurmuşsunuz, ama evlere şenlik bir açıklama yapmışsınız. Fiyat performans nedir a müslüman? Her şeye kadir olan allahınız, zul'e zaman yolculuğu yaptırıyor, her şeyin bilgisini veriyor da fiyat performans olarak karbon+demirde mi karar kılıyor? Uyduruk tanrınızın gelecekteki mucize bütçesi kısıtlı mı? Diyanete daha az para ayırırsa, fiyat performans açısından daha iyi yapılar elde edebilir.

Hz. Muhammede Güdümlü füze vermeyen, yada hz muhammedin düşmanlarının başlarına taş yağdırmayan Allah elbetteki Zukernaydan yardım isteyen halka da ona göre muamele yapacak. evet fiyat performans olarak karbon+demirde mi karar kılıyor. hz. süleymanın maddenin nüfüsuna hükmeden güçleriyle yada bir melek aracılığıyla bu yapılabilirdi. ama insanların emek sarfetmesi istendi. bunu da kafan almıyorsa ben ne yapayım. Allah insanı neden yarattı sorusuna dönüyoruz heralde! gerek varmıydı buna dersin şimdi. geçmişte o kadar yaşamış peygamberler ellerinde ne varsa öyle mücadele ettiler. o kadar işkenceleri niye çektiler? allah ol dese olcakken niye eziyet çektiler?

cevap : sen ateist olasın diye

8. Aynı masal ile ilgili olan bir başka komedi ise: zulün, gelecekte, hiçbir dilden anlamayan bir kavme, bugünün 3-4bin yıl öncesininin teknolojisi ile yardım etmesi. Kepazelik diz boyu. Yahu, bbugün bile daha ucuz, daha sağlam yapılar varken; zul, bugünden sonraki bir zamanda, bugünden 3-4 bin yıl öncesine ait teknolojinin en uygun olacağı sonucuna varıyor. O teknoloji de, paslanma ve bozunmaya karşı korumasız, fakat zul bunu da bilmiyor.

sen bu çeliği baya küçümsüyorsun anlaşılan. sanki 2000 yıl sonra çelik tedavülden kalkacak :) bugün bile daha ucuz daha sağlam yapılar varken? bu yapıların temel taşı çelik değil mi? kıyametin kopacağı zamanı biliyorsan, ona göre de önlem alırsın değil mi? işte senin gibiler olduğu müddetçe bu türkiye bir arpa boy ilerlemez. 5 kuruş harcayarak biş işi başarıyla yapabilecekken sen tutup sağlam olsun diye 1500 lira harcarsan buna ne denir? şimdi dersin ki ben peygamber değilim :)

bu cevaplar yeter. azıcık düşünürsen gerçeği görürsün. ama mal gibi trene bakıyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BİR AKİL İNSAN....yın

"Onları isteyen/yapan allah değiy zul diyorsunuz. Uyduruk kitabınızda, bu masal anlatılıyor. Allahınız, neden gayet yanlış detaylar ile dolu bir şeyi, ustalık eseri olan kutsal kitapta anlatıyor? Allahınızı kurtarmak için saçmalıkları zule yıkıyorsunuz ama, bu durumda allahınızın bu zırvaların kutsal kitabınıza niye koyduğunu da söyleyebilmeniz gerekir.""" DEMİŞSİN,

Burada gayet yanliş detay falan yok. burada zulkarneynin çelik bir yapı yapması var. burada bakır deyip bir sürü hakaret ettiniz. Ayette bakır olmadığını, demire katran katıldığını söyledim ben. burada bilime aykırı bir ifade yok. asıl senin çeliği küçümsemen bilime aykırı. yanlış bir detay falan da yok. yanlış bir şey görseydi rabbim elbetteki bunu kurana almazdı. zukarneynin insanlardan yapmasını istediği bir şeyi Allah insanlardan istemiş gibi yansıtıyorsunuz ki bu çok yanlış ve kandırmaca. buna dikkat çekmek istemiştim.

bu arada daha önceki yorumlarda sorduğum sorulara da cevap veremiyorsun. en sağlam malzeme ne demiştim, cevap veremedin. madem cevabın yok o halde çelik için "en sağlam malzeme değil" deme.

KEHF 69 ayetinde demir-bakır karışımı değilde DEMİR - Karbon karşımı kullanarak çelik yapıldığını öğrenmiş olman sana baya koydu heraldeki şimdide çeliğe saldırıyorsun. Çeliğin şuçu yok kardeşim. çelik masum :) suçlu olan, bakırı size çelik diye yutturanlar. git onlardan hesap sor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

:) hoşbulduk ama ateist olmak gibi bir niyetim yok. insanın vücüt sistemini ve dengesini görünce bunun bir üst yaratıcı tarafından olduğunu kimse inkar edemez. siz doğanın kanunu dersiniz, ben Allahın kanunu. sonuçta siz doğayı tanrı edinirsiniz ben Allah'ı. farkımız bu.

bunlar idealist bakis acisi. Onceden kafanizda kilifina uydurdugunuz seyler. Dogmatizm . ateistler icin tanri yoktur.dogayi tanri edinenler panteistlerdir.

Homo Sapiensin vucudu tam anlami ile duzenli degildir evrimsel surecte hatalari vardir.

Ornegin insan;omurganin ust, orta omurlarinda baskilar nedeni ile bel fitigi ceken tek hayvandir. 20 lik disleri evrimsel surecte alt ve ust cene kemiginde ters biter.

Nefes alirken ayni anda yemek yiyemeyen tek hayvandir.

Bilakis evrimsel surecte duzen yoktur , ortama uyum vardir, ortam sartlarina uyum saglayan canlilar hayatta kalir. .Ayni zamanda gen aktarimi ile gecen avantajlar vardir yani dogal seleksiyon .

tarihinde ateistdusunce tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

BİR AKİL İNSAN....yın

"Onları isteyen/yapan allah değiy zul diyorsunuz. Uyduruk kitabınızda, bu masal anlatılıyor. Allahınız, neden gayet yanlış detaylar ile dolu bir şeyi, ustalık eseri olan kutsal kitapta anlatıyor? Allahınızı kurtarmak için saçmalıkları zule yıkıyorsunuz ama, bu durumda allahınızın bu zırvaların kutsal kitabınıza niye koyduğunu da söyleyebilmeniz gerekir.""" DEMİŞSİN,

Burada gayet yanliş detay falan yok. burada zulkarneynin çelik bir yapı yapması var. burada bakır deyip bir sürü hakaret ettiniz. Ayette bakır olmadığını, demire katran katıldığını söyledim ben. burada bilime aykırı bir ifade yok. asıl senin çeliği küçümsemen bilime aykırı. yanlış bir detay falan da yok. yanlış bir şey görseydi rabbim elbetteki bunu kurana almazdı. zukarneynin insanlardan yapmasını istediği bir şeyi Allah insanlardan istemiş gibi yansıtıyorsunuz ki bu çok yanlış ve kandırmaca. buna dikkat çekmek istemiştim.

bu arada daha önceki yorumlarda sorduğum sorulara da cevap veremiyorsun. en sağlam malzeme ne demiştim, cevap veremedin. madem cevabın yok o halde çelik için "en sağlam malzeme değil" deme.

KEHF 69 ayetinde demir-bakır karışımı değilde DEMİR - Karbon karşımı kullanarak çelik yapıldığını öğrenmiş olman sana baya koydu heraldeki şimdide çeliğe saldırıyorsun. Çeliğin şuçu yok kardeşim. çelik masum :) suçlu olan, bakırı size çelik diye yutturanlar. git onlardan hesap sor.

Senin Kuran'daki saçmalıkları görememen normal çünkü sen bu saçmalıkları göremeyecek, bu saçmalıkları mantıklı görecek şekilde programlanmışsın ailen ve toplum tarafından.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf/80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

Bak, şimdi sırf Kuran'da yazıyor diye masum bir çocuğu öldüren sapıkla buna seyirci kalan Musa'yı nasıl canla başla savunacaksın. Elinde değil savunmamak, çünkü sen bu rezillikleri, pislikleri savunmak üzere programlanmış bir robotsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çelikte karbon istenmeyen bir üründür. Demire karbon falan katılmaz. Demiroksit'ten oksijeni çekmek için Karbonmonoksit kullanılır. Karbonmonoksit, demiroksitteki oksijeni çekerek demiri açığa çıkarır. Ancak süreç çok verimli değildir ve çoğu zaman CO oluşturmak için kömürden gelen karbon bileşenleri demire karışır. Bu da demirin sağlamlığını azaltır.

Karbon içeren demiriden farklı yöntemler ile karbonu çekmek gerekir. Böylece mukavemeti daha artar ve bu şekilde çelik elde edilir. Müslüman arkadaşın katran ifadesi de çöpe gidiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çelikte karbon istenmeyen bir üründür. Demire karbon falan katılmaz. Demiroksit'ten oksijeni çekmek için Karbonmonoksit kullanılır. Karbonmonoksit, demiroksitteki oksijeni çekerek demiri açığa çıkarır. Ancak süreç çok verimli değildir ve çoğu zaman CO oluşturmak için kömürden gelen karbon bileşenleri demire karışır. Bu da demirin sağlamlığını azaltır.

Karbon içeren demiriden farklı yöntemler ile karbonu çekmek gerekir. Böylece mukavemeti daha artar ve bu şekilde çelik elde edilir. Müslüman arkadaşın katran ifadesi de çöpe gidiyor.

Demire karbon falan katılmaz mı?

Google da "çelik" diye aratırsan yalanının ortaya çıkması 10 saniye alır. :) yalan söyleyeceksen biraz üstüruplu söyle de seni adam saysınlar koçum.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Çelik

saf demir, çelik değildir. ve çok yumuşaktır.

çelikte karbon oranı % 0,2 ile yüzde 2 arasında değişir. bu oranın azlığı çelikte yumuşaklığı, fazla olması ise sertliği meydana getirir. evindeki LPG tüpünde yumuşaklık arandığı için karbon oranı % 0,5 dir.

oysaki graderlerin bıçaklarında sertlik arandığından, karbon oranı yaklaşık % 1,5 dur.

yani yeri gelince karbon oranının az, yeri gelince yüksek olması tercih edilir. karbon oranı %2 yi geçen çelik ise dökme demir olarak adlandırılır ve tercih edilmez.

şimdi yalanlarını al çöpe at. milleti geri zekalı sanan zihniyet bu olsa gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birakin muslumanlar kendi kendilerini yalanlasinlar.

"There are no scientific miracles in the Quran" - Kuran'da bilimsel mucize yoktur.

https://youtu.be/kVgwHlXjcsA

valla müslümanım diyenleri kendi haline bıraksanız yakında tarikat şehlerinin heykellerini yapıp önlerinde tapınmaya başlayacaklar.

ilk yorumumda dediğim gibi 30 mealciden 28 i demire katran yerine bakır katmış. sadece 2 mealci katranı katran olarak tercüme etmiş. sonrada kuran sizlerin ağzında sakız oluyor gidiyor işte.

suç kuranda değil, kuranı yanlış sunanlarda, yada hiç sunmayanlarda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

KURANI ELEŞTİREYİM DERKEN ŞİMDİ KURANIN BİR MUCİZESİNİ GÖRMÜŞ OLDUNUZ ARKADAŞLAR. BU KONUYU DAHA DA UZATMAYIN BENCE, ÇÜNKÜ İYİCE REZİL OLUYORSUNUZ.

Bu nasil kafa, naralar atip zafer turu atma daha, gonderdigim videoyu seyret once. Hem konusan ne de olsa musluman!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nasil kafa, naralar atip zafer turu atma daha, gonderdigim videoyu seyret once. Hem konusan ne de olsa musluman!

ne zaferi ya? :) öyle bir derdim yok ama bu çelik işi size baya bir koydu galibaki apaçık yalanlara başladınız. "Çelikte karbon yoktur deyip Müslüman arkadaşın katran ifadesi de çöpe gidiyor." diye yalan söyleyen bir adama ne denir peki?

sen her sakallıyı ve "ben müslümanım" diyeni müslüman zannedersen işin çok zor. müslüman olduğunu söyleyenlere göre islamı ve kuranı değerlendirme. insanları kurana göre değerlendir. 1 günde 3 bin gösterici müslümanı öldüren SİSİ de kendine müslüman diyor!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nasil kafa, naralar atip zafer turu atma daha, gonderdigim videoyu seyret once. Hem konusan ne de olsa musluman!

Ayrıca gönderdiğin video ingilizce. bizahmet bir tercüme etseydin de niye bu kadar çok izlememi istediğini bir öğrenebilseydik! belki de konuşanlar islamı kötü gösterme amacında olan ateistlerdir. yada kurandan ve islamdan bihaber zır cahillerdir. dediğim gibi her sakallının dediğini insanların karşısına getirip durmayın. binbir çeşit cahil, şerefsiz var bu dünyada.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca gönderdiğin video ingilizce. bizahmet bir tercüme etseydin de niye bu kadar çok izlememi istediğini bir öğrenebilseydik! belki de konuşanlar islamı kötü gösterme amacında olan ateistlerdir. yada kurandan ve islamdan bihaber zır cahillerdir. dediğim gibi her sakallının dediğini insanların karşısına getirip durmayın. binbir çeşit cahil, şerefsiz var bu dünyada.

Bir ateistin İslam'ı kötü göstermek için özel bir çaba harcamasına gerek yok ki, biraz aklı olan, biraz düşünebilen her insan İslam'ın ne iğrenç, ne rezil, ne pislik bir din olduğunu rahatça görür.

Kehf/74. Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi.

Kehf/80. “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.”

İşte İslam ilerde ana babasını dinden çıkarır korkusu ile masum bir çocuğun bile öldürümesi gerektiği mesajını veren aşağılık, rezil, adi bir dindir, bu gerçeği müslümanlar haricinde herkes görür bir tek müslümanlar görmez.

Şimdi sana göre Muhammed'e inanmayan herkes sonsuza kadar Allah adında bir tanrı yakılacak değil mi? Bu kadar salakça bir şeye hangi mantıkla inanabiliyorsun? Hiç mi akıl mantık yok sende?

Link to post
Sitelerde Paylaş

...

Kısa tutalım.

Dediğiniz gibi, önceki ayeti ve sonraki ayeti de alarak ilgili ayeti koyalım ki, arada bir de olsa, inandığınızı sandığınız kitabın içinde neler yazdığını öğrenebilesiniz.

Maide 32:

Bu yüzden şu hükmü yazdık İsrailoğullarına: Şüphe yok ki bir insanı öldürmesine, yahut yeryüzünde bozgunculuk etmesine karşılık olmayarak birisini öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir ve kim, birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir. Andolsun ki peygamberlerimiz, onlara apaçık delillerle geldiler de gene onların çoğu, bundan sonra yeryüzünde hadlerini aştılar.

Maide33:

Allah'a ve Resûlüne savaş açanlarla yeryüzünde bozgunculuk etmeye koşanların cezaları, ancak öldürülmektir, yahut asılmaktır, çapraz olarak elleriyle ayaklarının kesilmesidir, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada uğradıkları horluktur, âhiretteyse pek büyük bir azap vardır onlara.

Maide34:

Ancak onlardan, ele geçmeden tövbe edenler, bu hükümden dışarıdır. Şüphesiz olarak bilin ki Allah, suçları örter, rahîmdir.

Bu uyduruk ayetleri istediğiniz metodoloji ile okuyabilirsiniz. Maide 32yi konuya nasıl eklemleyebileceğinizi merak ediyorum ya, geri kalan ayetler gayet de, onlara azap hazırladık, siz de dünyada girişin demektedir. Uyduruk kitabınızı okuyun da gelin.

Bu arada, allah ve resulune savaş açanların kim olduğunu bilmenizde fayda var. Bunlar müslümanlara kötü davrananlar falan değil, boşuna ıslak rüyalara kapılmayın. Bunlar, muhammedin zırvalarına inanmayanlardan başkaları değil. Zaten 34te de bunu görebilirsiniz. Ele geçmeden tövbe edenlerden bahsediliyor. Hani savaş? Ortada savaş yok, savaş dışında bir yerde ele geçirdiğiniz zaman öldürün demekte. Ama ola ki bunu da anlamazsınız, size allah ve peygamberine savaş açanlardan bir başkası ile tanıştırayım:

Bakara 278:

Ey inananlar, Allah'tan sakının ve artık almadığınız faizleri bırakın inancınız varsa.

Bakara 279:

Bunu yapmazsanız bilin ki Allah'la ve Peygamberiyle savaşa giriştiniz. Tövbe ederseniz anamalınız sizindir, ne zulmedersiniz, ne zulüm görürsünüz.

Buyrun, faiz alanların cezaları öldürülmek, asılmak, ellerinin ayaklarının çapraz kesilmesi ya da bulundukları yerden sürülmeleriymiş. Hani savaş?

2 - İslamın tamamı zırvadır, bunu düzeltmek neden bizim yükümüz olsun? Kaldı ki, zaten tamamına müdahale edip, insanları bu zırvalara karşı bilgilendiriyoruz işte, istediğiniz nedir?

3 - sizin dediğiniz olsun.

4 - kuranda, sanıyorum ki, muhkem ayetlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Geri kalanlar da, sizin de yukarda aaa kimseyi durduk yerde öldür demiyorlar bi kerem diye savunduğunuz zırvaları temel alarak kuzey ırak ve suriyede kendilerinden olmayan herkesi öldüren bir güruhun varlığı ile ispatlandığı gibi tartışmalı sayılan ayetlerdir. Tartışmalı sayılmaları, tartışmalı olmalarından değil, sizin gibi müslümancıkların işine gelmemelerindendir.

Muhkem ayetlerin listesi olsaydı iyiydi tabii ya bunun yokluğu bile sizin savınızı gülünç kılmaktadır.

Hamilelik ile ilgili konuyu hamilelik sözcüğünü arayarak bulabilirsiniz.

5 - Kim tarafından üretildiği belli olmayan, yeri ve zamanı belirsiz, olağanüstü olaylar ve kahramanlar barındıran sözlü halk hikayelerine masal denir. Zul konusu masaldan ibarettir.

6 - Farkında mısınız bilmiyorum ya, kuranda en batı yok işte diye ağlarken, güneşin battığı yere gitmiş işte, nerde en batı diyorsunuz. :D

Güneşin battığı yer mi var dünya üzerinde? Size çok yüklenmemek için en batı olarak yazmıştım; tamam, güneşin battığı yer olsun sizi mi kıracağız? Neresidir günşin battığı yer dünya üzerinde?

Güneşin battığı yer kara delik ise, buraya mı gitmiştir? Kara delikte bir halk mı bulmuştur? Kara deliğin neresinde yaşıyor bu halk?

Güneşin doğduğu yere de gitmiş, batış yeri kara delikse, doğuş yeri neresidir? Burada bulduğu halk nedir?

Akıl sağlığınız yerinde değil sizin.

Bundan sonrası da zaten kayışın tamamı ile koptuğu yer olduğundan, devam etmek anlamsız. Uyduruk kitabınızı okuyun, belki bir mucize gerçekleşir de düzelirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...