Jump to content

Dede'nin Çadırından Notlar


Recommended Posts

Bir şehrin sembolü olması bakımından belki.

Ama unutma ki Paris'i yüksekçe bir yerden görmek gibi bir işlevi de var. Dibinde az uyumadım onun. Sokaklarında yattım o şehrin. Per-perişan.

İnsanın anıları var, nostalji duygusu da...Bu mühim.

Sofi'nin dünyası ne la:)

Kumda oynamayı bırak.

Küreğini kovalarını bir kenara bırakıp yüzmeye başla!

Onu işçilere öneriyorduk. Dili hafif diye.

Ayrıca bu yazdıklarımdan "humanizm" sonucu çıkarmayacak kadar akıllı biri olduğunu biliyorum.

"Human condition" ayrı mesele ama humanizmin alakası yok yazdıklarımla, bunu görüyorsun değil mi!

B-ismi-Şah

"İdris Baba Hülle biçer

Biçer Allah Deyu deyu"

Konumuz Hadis sigaları, senetleri, hüccetleri, sıhhat dereceleri, mevdu hadislerin bulunup ayıklanması değil sevgili Ercüment.

Yazı tek bir söylenceye, bir rivayete dayanıyor olsa haklı olurdun.

Elbetteki paylaşmayız. Böyle absürd şey mi olur!

Valla biri bir şeyden fazla bahsediyorsa, mesela Kur'an imandan bahsediyorsa habire, o vakit Kur'anın asıl gayesinin ne olduğunu düşünmemiz gerekir? Veya peygamberlerin en çok konuştukları şey nedir gayeleri nedir!

Onu bunu bilmem, dürüstlükten bahseden üç-kağıtçı mıdır değil midir benim ilgi alanıma girmiyor.

Ya da şöyle diyeyim.

İnsanları güvenilmez bulan birisi fena halde güvenilir midir :)

Geçelim bu absürd değerlendirmeleri.

Öncelikle sufizm zahir-batın dengesi kurmaya çalışan yollardan birisi sadece. Tek yol değil.

İnsanların büyük bölümü kulaktan dolma bilgiye sahip olduğu için "sufizm" terimi yaygınlaşmış zamanla.

Kaldı ki Kur'an'dan pek çok delil getirmek de mümkün. "O taşı sen atmadın, Allah attı", Ağacın Musa karşısında dile gelerek "Ben Allah'ım" demesi, "miraç hadisesi", "İlm-i Ledün verilmiş kişi", "Müteşabih ayetlerin varlığı", Bu ayetlerin ulu'l elbab tarafından fehmedilebilmesi...İlk elden aklıma gelenler bunlar.

İlaveten, salt akıl ve yani felsefe ile yürürsen varacağın yer neresi olur bir bakmak lazım.

Bir insan "ben sadece Kur'ana inanıyorum" kardeşim dediğinde "saygı duyarız beyefendi ama Kur'an'a inanmak ne demek, Kur'an'ı veya yaratıcıyı bize anlat bakalım" diyebilme hakkımız var.

Aklını, bilimi-felsefeyi-sanatı kullanmayı reddeden biri, bunlara rağmen inanıyorsa, bu inancın adı boş-inançtır. Bir kıymeti vardır belki bir nebze. Saygı duyarız.

Herkes güçlü gruplardaki dayanışmadan bahseder ama SINIF kavramının farkında değildir.

Herkes insanların yaşamdaki zorluklarla tecrübeler kazandığından bahseder ama RUHUN TEKAMÜLÜ kavramını felsefileştirmemiştir.

Herkes paranın ve hakimiyetin insanı değiştirdiğini söyler ama DİYALEKTİK felsefeyi yapamaz.

Herkes emek önemlidir çalışanlara iyi davranmalı gibi şeyleri söyler ama EMEK kavramını felsefileştiremez.

Herkes piyasanın fiyatlar üzerinde etkisinden bahseder ama LİBERALİZM i felsefeleştiremez ve liberal olmaz.

Herkes eşini dostunu daha çok sever ve taraftar olur ama herkes MİLLİYETCİLİĞİN felsefesini bilmez.........

Yani herkesin hayatında her düşüncenin kırıntılarını bulunur.

Ama sufi öğretisi apaçık gnostik bir öğretidir. Gnostik üstadlar ve argümanlar apaçık ortadadır. Peygamberi bile var. Muhammetten bir kaç asır önce yaşamış Mani. Öğretileri ve teşkilatlanmasıyla tüm dünyaya yayılmış. Dördüncü ,beşinci,altıncı yedinci yüzyıllarda Öğretisinin ve müritlerinin yayılmadığı yer kalmamış. İtalyadan, Fransadan, İspanyadan tut tüm avrupa, tüm afrika, tüm asya, çinin içlerine kadar, moğolistandan tüm türk dünyasına kadar,anadoluya kadar tüm dünyaya yayılmış dünyadaki geri kalan öğretileri tüm felsefeleri etkilemiş ve tarih onun izleyicilerinin uğradığı katliyamlarla baskılarla sindirmelerle dolu bir din ve öğreti.

Sufizmin babası ve anası apaçık biliniyor ve ortada. Muhammede ve islama benzemediği açık.

Dağda bulduğun ayı yavrusunun babası olarak gergadanı göstermek gibi bir şey bu. Bak bununda kulakları var. Bak bununda ağzı var gibi.Gerçek anne gizlenmek istenmiş yıllarca.

Anne ayı ortaya çıkmış durumda ama hala küçük ayının annesini gergedan olarak göstermek....

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 58
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben gizli bir hazineydim bilmek ve bilinmek istedim ...

Bunun Muhyiddin Arabiye manevi alemde peygamber tarafından söylendiğine bir itiraz yok zaten islam dünyasında.

Zaten Muhyiddin Arabi gibi zatlara manevi alemde peygamber bir söz söylerse bu söze de HADİS deneceği kabulü var.

Benim fikrim şu.

Gnostik felsefe ve Maniciler tüm coğrafyalarda öylesine büyük katliamlara ve baskılara uğramışlardirki tarihte belki başka bir örneği görülmemiştir.

Bu felsefede bırakın insan öldürmeyi herhangi bir calıya hatta bitkiye dahi zarar veremezsin.Bu inanç kanla ayakta duran krallar tarafından kabul görmemiştir.

Özellikle hristiyanlık ve diğer iktidar sahipleri çok mücadele etmiş bu din ile ve yok etmek ve yokmuş gibi gösterme çabalarına girişmiş.

Ama son yüzyıllarda bu dinle ilgili kayıtlar,belgeler,kitaplar ortaya çıkıyor , keşfedilmiş ve keşfediliyor.

Ve ortaya çıkan görüntü insanları çok şaşırtıyor.

Ortada apaçık bir öğreti, çok organize bir teşkilat ve bir zamanlar tüm dünyayı sarmış bir din.

Bu din ve öğreti ya yok edilmiş yada başka dinlerin boyası ile kendilerini boyamışlar yada etkilemişler.

Sufizm tamamen Mani dininin islam sembolleri ile ifadesi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şehrin sembolü olması bakımından belki.

Ama unutma ki Paris'i yüksekçe bir yerden görmek gibi bir işlevi de var. Dibinde az uyumadım onun. Sokaklarında yattım o şehrin. Per-perişan.

Piramitlerin de mezar olma gibi bir işlevleri var, bu tarz yapılar turist de çekerler, ama hepsi ikincil bunların.

Benim iki arkadaşım cüzdanları, telefonları, pasaportları kaptırdılar geçen sene orada, kule altı bu aralar sakat sanırım. :D

İnsanın anıları var, nostalji duygusu da...Bu mühim.

Ümitleri, beklentileri, yaşadığı konusunda farkındalığı ve ölüm korkusu da var. Onlar da mühim.

Sofi'nin dünyası ne la:)

Kumda oynamayı bırak.

Küreğini kovalarını bir kenara bırakıp yüzmeye başla!

Onu işçilere öneriyorduk. Dili hafif diye.

Sofi'nin Dünyası'na lâf yok. Bu yaşımda hafif tabii, ama ufakken iyi gelmişti, zaten hedef kitlesi ufaklar. Yine de güzel kitap, çok ince nüanslar var aralarda, herkesin dikkatini çekmiyordur onlar.

Ayrıca bu yazdıklarımdan "humanizm" sonucu çıkarmayacak kadar akıllı biri olduğunu biliyorum.

"Human condition" ayrı mesele ama humanizmin alakası yok yazdıklarımla, bunu görüyorsun değil mi!

Değindiğin şeyin bu "human condition" olayı olduğunu anladım elbette. İnsan-merkezcilik muhabbetinde attığım taş sana değil, insanın diğer hayvanlardan farkı yok diyenlere, insanın özgünlüğünü, "causa sui" sahibi olduğu gerçeğini göremeyenlere. Zaten human condition dediğimiz de bunlar! Tanrı olabilir dediğin de o!

Hümanizmden bahsetmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Piramitlerin de mezar olma gibi bir işlevleri var, bu tarz yapılar turist de çekerler, ama hepsi ikincil bunların.

Benim iki arkadaşım cüzdanları, telefonları, pasaportları kaptırdılar geçen sene orada, kule altı bu aralar sakat sanırım. :D

Mezar işte o ciğer.

Aradaki fark o. Metafizik olan ile ilintili.

Valla kule altı yaşamı serttir. :)

Bir gece Şanzelize'nin dibindeki bir bankta uyurken, saat 3 veya 4, iki herif yanaşmış bana.

Tek hatırladığım bana yalvardıklarıydı.

Meğer herifler seyahatten evlerine dönüyorlarmış. Ellerinde bavullar falan...Beni görmemişler uyurken, fazla yanıma sokulmuşlar. Üstlerine nasıl zıpladıysam uykudan kalkıp (hiç hatırlamıyorum :) )...

10 saniye sonra duruma uyandım. Yol verdim bunlara.

Geçtim uyumaya devam ettim. :) Sonradan oradaki bir başkası durumu anlattı bana.

Şanzelize panteriyim anlayacağın.

Kaptırmam hiç bir şeyi.

tarihinde Fuzûlî tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mezar işte o ciğer.

Aradaki fark o. Metafizik olan ile ilintili.

Bilimin keşifleri, ömrün uzaması falan derken bu işlere daha az kafayı takıyoruz herhalde, sanıyorum tapınaksızlığın açıklaması o.

İnsanları semboller için çalıştırmak da eskisi gibi kolay değil. Firavunlar piramitleri yaptırabiliyorlardı, ama İran'da Şah monarşinin 2500. yılını kutladığında bu daha sonra ona yol, su, elektrik olarak döndü. Devrimden sonra verilen adıyla Azadi Kulesi falan güzel tabii, iyi mimariden hoşlanıyorum. :)

Bugün ben bir tapınak yaptıracak olsam yaptıramam herhalde, Bill Gates gibi param olsa da yaptıramam; tapınak yaptıracağına Afrika'ya yolla derler, çok da haksız olmazlar herhalde.

Paul Auster'ın bir romanında zengin iki adam malikanelerinin bahçesine çok enterasan şeyler yaptırıyorlardı, İrlanda'da bir kalenin taşlarından bir duvar mesela, hoşuma gitmişti. Filmi de var, ama bulması zor. Ben şimdilik köşemle yetineceğim. İleride para yapayım; oda, hatta duruma göre kulübe falan bile ayırabilirim bu işlere.

İlginç adam olduğundan bana da ilginç şeyler söyletiyorsun bak.

Valla kule altı yaşamı serttir. :)

Bir gece Şanzelize'nin dibindeki bir bankta uyurken, saat 3 veya 4, iki herif yanaşmış bana.

Tek hatırladığım bana yalvardıklarıydı.

Meğer herifler seyahatten evlerine dönüyorlarmış. Ellerinde bavullar falan...Beni görmemişler uyurken, fazla yanıma sokulmuşlar. Üstlerine nasıl zıpladıysam uykudan kalkıp (hiç hatırlamıyorum :) )...

10 saniye sonra duruma uyandım. Yol verdim bunlara.

Geçtim uyumaya devam ettim. :) Sonradan oradaki bir başkası durumu anlattı bana.

Şanzelize panteriyim anlayacağın.

Kaptırmam hiç bir şeyi.

:D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tapınak; yaratan, yaratılan ve insan üçlemesi (teslis) üzerinden kurulur.

Yaratan ve yaratılanı anladım da insanı niye bu ikisinden ayırdığını anlamadım. İnsan da yaratılan değil mi?

"Alemi bilinmek, ademi bilmek için yarattım"

Alemi bilinmek için yarattığında onu kim bilecek? Yaratılmış olan cansız alem mi?

Ayrıca alemi bilinmek için yarattıysa, henüz alem yokken kendini bilmiyordu demektir. Kendini bilmeyen birşey -kendini bile bilmezken- nasıl oldu da alemi tasarlayıp yarattı?

Peki ''Adem'i bilmek için yarattım'' ifadesine ne buyurulur? Adem'i yaratmadan evvel -alem yaratılmış olmasına karşın yine de- Allah birşey bilmiyor muymuş? O halde alemi de bilmeden mi yaratmış? Bilmiyorsa nasıl oluyor da o yaratmış oluyor?

Kaldı ki Allah alemi Adem'de(yani insanda) biliyorsa; 1. İnsanda Allah var, hepimiz Allahız ama farkında değiliz demektir, ki bu durumda Fuzulinin neden namaz kıldığını sorarım. Allah sende ise, kendine mi secde ediyorsun? 2.Allah alemi insan vasıtasıyla bilebiliyorsa, bu durum Allahı bize muhtaç hale getirmez mi? O halde o bize tapmalı değil midir?

Bilmek; öznesiz ve akılsız mümkün değildir.

Öznesiz ve akılsız bilmek "görü"dür.

'Öznesiz ve akılsız bilmek' diye birşey olmaz.

Az üstte Allah'ın bile bir özne(alem ve Adem) olmadan kendini bile bilemediğini yazmamış mıydın?

Bilmek için bir akıl ve bu akla sahip olan bir özne gerekir.

Öznesiz ve akılsız bilgi(senin deyiminle ''görü'') sanılan şey de aslında aklın bir ürünüdür.

Akıl ve özne dışı bir yolla da bilgi aldığını iddia edenler şizofren tiplerdir.

Sufizm, insanın kendi deliliğinde ve cehaletinde bilgelik araması ve buna kutsallık atfetmesiyle doğmuştur.

En sonunda ''Allah aslında derin bir uyku durumudur'' deyip Allah dedikleri şeyin hiçlik olduğunu, ''Allaha kavuşmak'' dedikleri şeyin de hiçleşmek olduğunu açıklarlar.

İlahi olanı kavramak için mistik hiç bir göndermeye ihtiyaç yoktur. Daha doğrusu açıklamanın olmadığı yerde "mistik gönderiler", bilgisizliğimizin ifadesidirler. Bu durumda dönüp bilgisizliğimizi sorgulamalıyız.

İnsan her konuda birşeyleri öğrenmek için anlatıma muhtaçtır. Dinler de çeşitli mistik hikayelerle kendini anlatır. Bunlar olmadan bilginin alınabileceğini söylemenin, dil olmadan da düşünülebileceğini söylemekten farkı yoktur. Bilim bize dil olmadan düşünülemeyeceğimizi öğretiyor. Çünkü dil, sözcük, hikaye, anlatım yoksa kavramlar da yoktur ve düşünemeyiz. Bu yüzden dinler için mistik hikayeler gereklidir. Bu hikayeler öğrenmeye engel değildir, öğrenmenin yoludur.

İnsan ereksel düşünür. İnsan'a kadar evrende kaos hakimdir.

İnsan aracılığıyla Kaos, Kozmos'a dönüşmüştür.

Pozitivizm ve özelde ateizm, insanın erekselliğini kendi ürettiğini söyler ve bunun bir kendi-kandırmaca, bir zayıflık olduğunu savlar.

Halbuki erekselliği üretme yetisindeki "estetiği" görmez. Bu yeti, hayran-olunasıdır. Ve tek başına çok "anlam"lıdır. İlahidir.

Madde, düşünceyi önceler. İnsanın ereksel düşünmesi aslında bir mantık yanlışıdır ve -sanılanın aksine- tüm kültürlerde de görülmez aslında. Bu yüzden bu düşünme biçimini mutlaklaştırıp ona bir ilahilik atfetmek ya da onda bir hayran olunası yön keşfetmeye çabalamak bilim dışıdır. İnsan, doğanın deterministik işlediğini farketmiştir. Bu, onun düşünme biçimine de yansımış ve neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde düşünmeye başlamıştır. Eğer başka türlü bir doğa gözlemleseydik başka türlü düşünecektik. Aslında neden-sonuç ilişkisiyle düşünmekte de fazla sorun yok; sorun, nedenlerin, gördüğümüz sonuçları üretmek için varolduğunu, yani sonuçların nedenleri belirlediğini iddia eden ters mantıkta. Sizin kafanız tersine çalışıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaratan ve yaratılanı anladım da insanı niye bu ikisinden ayırdığını anlamadım. İnsan da yaratılan değil mi?

Dede bir gün dedi ki:

"Sadece insan yaratılmıştır evlat."

-Ne demek istiyorsun yav dede, dedim.

-"Konuşma lan Sakaaall" dedi, "eşek gibi biliyorsun ne demek istediğimi".

-Eyvallah dedim.

Alemi bilinmek için yarattığında onu kim bilecek? Yaratılmış olan cansız alem mi?

Ayrıca alemi bilinmek için yarattıysa, henüz alem yokken kendini bilmiyordu demektir. Kendini bilmeyen birşey -kendini bile bilmezken- nasıl oldu da alemi tasarlayıp yarattı?

Peki ''Adem'i bilmek için yarattım'' ifadesine ne buyurulur? Adem'i yaratmadan evvel -alem yaratılmış olmasına karşın yine de- Allah birşey bilmiyor muymuş? O halde alemi de bilmeden mi yaratmış? Bilmiyorsa nasıl oluyor da o yaratmış oluyor?

Kaldı ki Allah alemi Adem'de(yani insanda) biliyorsa; 1. İnsanda Allah var, hepimiz Allahız ama farkında değiliz demektir, ki bu durumda Fuzulinin neden namaz kıldığını sorarım. Allah sende ise, kendine mi secde ediyorsun? 2.Allah alemi insan vasıtasıyla bilebiliyorsa, bu durum Allahı bize muhtaç hale getirmez mi? O halde o bize tapmalı değil midir?

Haşa! Allah'ı her bir kusurdan tenzih ederim.

Ben yukarıda yazdığın türden şeyler iddia etmedim.

Bunlar senin uydurmaların.

Ben haddimi bilirim.

Sana da tavsiye ederim.

'Öznesiz ve akılsız bilmek' diye birşey olmaz.

Az üstte Allah'ın bile bir özne(alem ve Adem) olmadan kendini bile bilemediğini yazmamış mıydın?

Bilmek için bir akıl ve bu akla sahip olan bir özne gerekir.

Öznesiz ve akılsız bilgi(senin deyiminle ''görü'') sanılan şey de aslında aklın bir ürünüdür.

Akıl ve özne dışı bir yolla da bilgi aldığını iddia edenler şizofren tiplerdir.

Sufizm, insanın kendi deliliğinde ve cehaletinde bilgelik araması ve buna kutsallık atfetmesiyle doğmuştur.

En sonunda ''Allah aslında derin bir uyku durumudur'' deyip Allah dedikleri şeyin hiçlik olduğunu, ''Allaha kavuşmak'' dedikleri şeyin de hiçleşmek olduğunu açıklarlar.

Maaşallah, ilimde pek bi derinlere inmişsin. Her bi şeycikleri de pek ala bir biçimde biliyorsun. Gözlerimi yaşarttı ilmin.

....

Madde, düşünceyi önceler. İnsanın ereksel düşünmesi aslında bir mantık yanlışıdır ve -sanılanın aksine- tüm kültürlerde de görülmez aslında. Bu yüzden bu düşünme biçimini mutlaklaştırıp ona bir ilahilik atfetmek ya da onda bir hayran olunası yön keşfetmeye çabalamak bilim dışıdır. İnsan, doğanın deterministik işlediğini farketmiştir. Bu, onun düşünme biçimine de yansımış ve neden-sonuç ilişkileri çerçevesinde düşünmeye başlamıştır. Eğer başka türlü bir doğa gözlemleseydik başka türlü düşünecektik. Aslında neden-sonuç ilişkisiyle düşünmekte de fazla sorun yok; sorun, nedenlerin, gördüğümüz sonuçları üretmek için varolduğunu, yani sonuçların nedenleri belirlediğini iddia eden ters mantıkta. Sizin kafanız tersine çalışıyor.

Öfff çok sıkıcı bu kısım.

Okuyamayacağım. Kusura kalma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fuzuli

büyük ilgi ile okudum yazdiklarini, aklima hep Ismaeliler geldi .

soru putlari kirmadan terki terk veya kendi putumu kirmak faydali olurmu ?

Eyvallah enNazzamcığım

Ismaeliler dediğine göre Azerisin. Yanılıyor muyum?

Sorunu biraz daha ayrıntılandırırsan belki bir yanıt verebilirim. Bu haliyle ne demek istediğini tam anlayamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlam arayışı ve neticesinde psikiyatrik sorunların büyük bir kısmı uygarlığımızın bedelidir.

Hakikate giden yol üzerinde "anksiyete" merhalesi vardır.

Bilincin bütün oryantasyonunu yitirdiği, korkunun egemen olduğu, itminan ve yakin öncesi an!

Korkunun epistemolojisi olmaz.

Putlar yıkılırken korku üretirler.

Cesaret ve cihad!

Fuzuli:

O halde insan Tanrı'yı ararken onu belirler de...

İnsan soru sorarken cevabı çoktan bilmekte olan tek varlıktır.

İnsan ararken bulacağını bilmektedir. Yani Da-sein!

"Baba-Oğul-Kutsal Ruh" bunun remzidir.

El cevap:

Bu noktada Nihilizme düşmemek için mürşid şarttır.

Deccallikten kurtulmak ancak böylelikle mümkündür.

Hulasa: kabemiz insandır.

Bitti...

Hayatta en hakiki mürşid ilimdir.

Salt düşünce ve derinlik insanı nihilizme çekiyor .İlim ise insana bir amaç sağlıyor.

Kabemiz insan .Menzilimiz ilim olmalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fuzuli Azeri deyilim , ismaililer mezhepi demek istemistim

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=21792&st=0&p=362136&fromsearch=1entry362136

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0smail%C3%AElik

----------------------

Hz.Ibrahim in baltasi misalini vermistin belki ben hatali anladim .

sorum terki terk eden kisi put kira bilirmi , yani Hz.Ibrahim putlari kirdi sonra terki terk eyledi peki putlari kirmadan terki terk yapsak kendimise faydali olur ama insanlara(cevremise) fayda li olurmu?

sevgi ve saygilar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayatta en hakiki mürşid ilimdir.

Salt düşünce ve derinlik insanı nihilizme çekiyor .İlim ise insana bir amaç sağlıyor.

Kabemiz insan .Menzilimiz ilim olmalıdır.

Yazına katılıyorum.

Kabeyi falan bilmemde.

Hayatta en hakiki mürşit müsbet ilimdir.

Gerisi fasa fiso.

Zaten diğer ilimlerlede insanlar birşey üretememişlerdir.

Boş ve yanlış düşünceler olduğu için.

Bu bilgilerle ve yöntemlerle ne göğe uçulmuştur ne yerin altına inilmiştir.

Hiçbir şey üretilememiştir.

Denemesi bedava ..Uçan şeyhlerden birisi gelsin bakalım. Hangimiz daha önce Çine gideceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dede bir gün dedi ki:

"Sadece insan yaratılmıştır evlat."

-Ne demek istiyorsun yav dede, dedim.

-"Konuşma lan Sakaaall" dedi, "eşek gibi biliyorsun ne demek istediğimi".

-Eyvallah dedim.

Ezel izleyip Ramiz dayı triplerine girmiş bu dede :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fuzuli Azeri deyilim , ismaililer mezhepi demek istemistim

http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=21792&st=0&p=362136&fromsearch=1entry362136

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0smail%C3%AElik

----------------------

Hz.Ibrahim in baltasi misalini vermistin belki ben hatali anladim .

sorum terki terk eden kisi put kira bilirmi , yani Hz.Ibrahim putlari kirdi sonra terki terk eyledi peki putlari kirmadan terki terk yapsak kendimise faydali olur ama insanlara(cevremise) fayda li olurmu?

sevgi ve saygilar

En nazzam kardeşim ..

Hani o güya gizemli laflar edenler varya. Onlar o sapırsaçma lafları edecek bilgiyi dahi dünya hayatındaki yaşamlarından ve gözlemlerinden ediniyorlar.

Tecrübelerini, duygularını, içgüdülerini ve doğadaki olaylar ile öğrendiklerinin kafalarında yarattığı tasavvurla birleştirmeye çalışıyorlar.

En doğru bilgi deneyin kullanıldığı ve olabildiğince subjektiflikten arındırılmış bilimsel metodla öğrenilir.

Terki terkten önce terki dünya varki ..Sen dünyada yaşayan bir insansın ve dünya ile ve seninle alakalı tüm doğru bilgiler yine bilim yoluyla öğrenilebilir.

Tamamen hislerin ve hayallerin dünyasından hiçbirşey çıkmamış sende çıkartamazsın.

Bırak bu şeyh kerametleri anlatanları. Tavuk canlandıran, havada uçanları.

Yiyeceklerini bozulmaktan koruyamazlar ve kıl dönmesi gibi bir hastalıktan bile hemen kendilerini doktora atarlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

En nazzam kardeşim ..

Hani o güya gizemli laflar edenler varya. Onlar o sapırsaçma lafları edecek bilgiyi dahi dünya hayatındaki yaşamlarından ve gözlemlerinden ediniyorlar.

Tecrübelerini, duygularını, içgüdülerini ve doğadaki olaylar ile öğrendiklerinin kafalarında yarattığı tasavvurla birleştirmeye çalışıyorlar.

En doğru bilgi deneyin kullanıldığı ve olabildiğince subjektiflikten arındırılmış bilimsel metodla öğrenilir.

Terki terkten önce terki dünya varki ..Sen dünyada yaşayan bir insansın ve dünya ile ve seninle alakalı tüm doğru bilgiler yine bilim yoluyla öğrenilebilir.

Tamamen hislerin ve hayallerin dünyasından hiçbirşey çıkmamış sende çıkartamazsın.

Bırak bu şeyh kerametleri anlatanları. Tavuk canlandıran, havada uçanları.

Yiyeceklerini bozulmaktan koruyamazlar ve kıl dönmesi gibi bir hastalıktan bile hemen kendilerini doktora atarlar.

sevgili Ercümet

senin yazdiklarina katiliyorum ama bukadar basit deyil hayat ve

Fuzuli daha fayzla katiliyorum bana önemli seyleri hatirlati Hayret etmeyi ve Cosmak gibi faydali davranislar

ve Batini aciklamalari mükemel deyilmi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili Ercümet

senin yazdiklarina katiliyorum ama bukadar basit deyil hayat ve

Fuzuli daha fayzla katiliyorum bana önemli seyleri hatirlati Hayret etmeyi ve Cosmak gibi faydali davranislar

ve Batini aciklamalari mükemel deyilmi ?

Hayret etmek ve coşmak güzel şeyler.

Hayret edilecek coşacak bilimsel şeylerde var.

Batıni açıklamaların bilgilerini o insanlar farkında olmasalarda yine dünya yaşamlarından öğreniyorlar.

Güya dünyayı terk etmişler ama yinede dünyadan öğreniyorlar.

Deneyle sorgulanmamış subjektif bilgilerin değeri yoktur.

Hayallerin üstüne yeni hayaller kurarak devam edilen ve duygularına ve içgüdülerine yapılan hissel subjektif bir yolculuktan çoğu palavra tasavvurlar çıkar ancak. Sonuçta elinde hiçbir değeri ve gerçekliği olmayan birsürü hayal yığını kalır.

Ve ayrıca bu tür yolları yol edinenler genelde dilenci hayatı yaşamışlardır. Budist rahiplerinin pislikten yanına varılmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili Ercümet

senin yazdiklarina katiliyorum ama bukadar basit deyil hayat ve

Fuzuli daha fayzla katiliyorum bana önemli seyleri hatirlati Hayret etmeyi ve Cosmak gibi faydali davranislar

ve Batini aciklamalari mükemel deyilmi ?

Hımm, anladım demek istediğini.

Ortada terk yoksa, terki nasıl terk edeceksin ki!

Dünyayı terkten kasıt, bedensel arzularını terbiye etmektir.

Geçmişin yükünü boşaltmak...

Ukbayı terkten kasıt çıkarsız-karşılıksız kulluk!

Hakiki bir sevgide olduğu gibi.

Gelecek beklentilerinden uzaklaşmak!

Ancak bundan sonra terki terk etmek söz konusu olabilir.

Hayret etmek ve coşmak güzel şeyler.

Hayret edilecek coşacak bilimsel şeylerde var.

Batıni açıklamaların bilgilerini o insanlar farkında olmasalarda yine dünya yaşamlarından öğreniyorlar.

Güya dünyayı terk etmişler ama yinede dünyadan öğreniyorlar.

Deneyle sorgulanmamış subjektif bilgilerin değeri yoktur.

Hayallerin üstüne yeni hayaller kurarak devam edilen ve duygularına ve içgüdülerine yapılan hissel subjektif bir yolculuktan çoğu palavra tasavvurlar çıkar ancak. Sonuçta elinde hiçbir değeri ve gerçekliği olmayan birsürü hayal yığını kalır.

Ve ayrıca bu tür yolları yol edinenler genelde dilenci hayatı yaşamışlardır. Budist rahiplerinin pislikten yanına varılmaz.

Sen ne anlatıyorsun arkadaşım, meramını ben anlamadım ki!

Her na anlatıyorsan, bu başlıkta başından beri anlatılanlarla hiç alakası olmadığını söyleyebilirim!

Şu ana kadar bu dediklerinle alakalı şeyleri kimse konuşmadı.

Garip bir biçimde "felsefe" dedin, "diyalektik" dedin, "Mani" dedin, şimdi de şeyhlere zıpladın...

Kendine bu kadar odaklanacağına başlıkta yazılanlara falan bir dikkatini çevir istersen, tabii katkıda bulunmak istiyorsan. Sen yazılanlarla ilgilenmiyor, zaten düşünmüş olduklarını, yani ezberindekileri araya sıkıştıracağın bir fırsat kolluyorsun.

Böyle katkı sağlayamazsın bize.

Başlığın ekseninin kaymasına neden oluyorsun.

Ya katkı sağla, bir şeyler öğrenelim senden...

Ya da öfkeni kusacağın başka başlıklar bak kendine. Tez zamanda bulursun eminim.

Oralarda dene şansını.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hımm, anladım demek istediğini.

Ortada terk yoksa, terki nasıl terk edeceksin ki!

Dünyayı terkten kasıt, bedensel arzularını terbiye etmektir.

Geçmişin yükünü boşaltmak...

Ukbayı terkten kasıt çıkarsız-karşılıksız kulluk!

Hakiki bir sevgide olduğu gibi.

Gelecek beklentilerinden uzaklaşmak!

Ancak bundan sonra terki terk etmek söz konusu olabilir.

Sen ne anlatıyorsun arkadaşım, meramını ben anlamadım ki!

Her na anlatıyorsan, bu başlıkta başından beri anlatılanlarla hiç alakası olmadığını söyleyebilirim!

Şu ana kadar bu dediklerinle alakalı şeyleri kimse konuşmadı.

Garip bir biçimde "felsefe" dedin, "diyalektik" dedin, "Mani" dedin, şimdi de şeyhlere zıpladın...

Kendine bu kadar odaklanacağına başlıkta yazılanlara falan bir dikkatini çevir istersen, tabii katkıda bulunmak istiyorsan. Sen yazılanlarla ilgilenmiyor, zaten düşünmüş olduklarını, yani ezberindekileri araya sıkıştıracağın bir fırsat kolluyorsun.

Böyle katkı sağlayamazsın bize.

Başlığın ekseninin kaymasına neden oluyorsun.

Ya katkı sağla, bir şeyler öğrenelim senden...

Ya da öfkeni kusacağın başka başlıklar bak kendine. Tez zamanda bulursun eminim.

Oralarda dene şansını.

Sizlerin solucan gibi gezdiğiniz dünyanın tamamını görüyorumda o yüzden.

Maddeyi hor görüp his dünyasına yolculuğun insanlığa bu güne kadar sefaletten ve boş palavralardan başka bir şey vermediğini biliyorum.

Senin felsefen tüm maddeyi ve bedeni hor görür.

Horasan erenleri dediğin adamlarda Mani 'nin talebelerinin talebeleridir.

İstersen biraz araştır.Mani dinin türk dünyasındaki etkilerini.

Maninin felsefelerini nasıl islama boyayıp palavra attıklarını.

O dünyadaki Muhammet, arap peygamber muhammet değildir. Bunuda bil.

Bilgiye hislerle ulaşılacağı inancının hiçbir şey üretemediğini, insanlara safsata ve yalanlardan dolu bir dünya bıraktığını ve toplumlara sefaletten başka bir şey vermediğini bil. İnsanları nasıl baldırıçıplak sefiller yaptığını bil.

Hadis diye yazdığınında hadis olmadığını fakat bunun zaten islam dünyasındada bilindiği halde.

Güya mana aleminde gezen şarlatanların peygamberle görüşdüklerininde hadis sayıldığı kabulündeki tarihi şarlatanlığı ve adiliği göremiyorsan....

İslam dünyasındaki rasyonel bakış sayesinde kısa bir aydınlanma döneminin. Senin o hisler yoluyla gerçeğe ulaşılacağı inancı ve Gazali gibi şeyh kıçı yalayıcısı sayesinde nasıl bastırılıp karanlığa itildiğinide bil.

Terki dünya dediğin şeyde maddi alemi hor görmenin bir sonucudur.Hisler yoluyla kendi iç dünyana yönelmekle gerçeğe ulaşılacağı iddiasıda bilimsel metodun hor görülmesidir. Ve tarihtede öyle olmuştur.

Pozitif bilimleri hor gören ama manevi alemlerde uçtuğunu iddia eden şarlatanlarda uçaktan atılan bombalardan kıçlarını zor kurtarmışlardır.

Yani kısaca anlattıklarının nerden geldiğini, yolunun ne olduğunu ve sonuçlarının ne olacağını söylüyorum ...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazına katılıyorum.

Kabeyi falan bilmemde.

Hayatta en hakiki mürşit müsbet ilimdir.

Gerisi fasa fiso.

Zaten diğer ilimlerlede insanlar birşey üretememişlerdir.

Boş ve yanlış düşünceler olduğu için.

Bu bilgilerle ve yöntemlerle ne göğe uçulmuştur ne yerin altına inilmiştir.

Hiçbir şey üretilememiştir.

Denemesi bedava ..Uçan şeyhlerden birisi gelsin bakalım. Hangimiz daha önce Çine gideceğiz.

Kabe yön demekMİŞ bende yeni öğrendim.Şeyhin bilgisi olduğunu söylemedim .Benim ilim dediğim hz.Ali'nin çinde de olsa gidip alın dediği ilimidr.Yani müsbet bilimdir.

Size kalsa müslümanlar ilim olarak sadece din bilgilerinden bahsederler .Oysaki daha islamın ilk çağında neden çindeki bir ilimden bahsedilsin ?

Yalnız insan bir robot yada bilgisayar olmadığı için Einsteinin dediği gibi ''- İnancı dışlayan bilim topal, bilimi dışlayan din kördür.''

Bu yüzyılın eksiği inancı dışlayan bilimdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...