Jump to content

İlginç Benzerlikler..


Recommended Posts

...

Bütün sır aslında son cümlende. "İnsan haddini bilmez".

İnsanın yaşamını düzenlemek ve daha iyi bir dünya yaratmak için kurmak istenen sistemler, içinden insan gerçeğini çıkarıp "idealize" edince, zorunlu olarak iflas ediyor. Eder. Benim esas ilgilendiğim kısım budur aslında.

İnsanı tımar etmek, eğitmek vs. iyidir de, onu köle yapmamak lazım.

Evet, doğru. işte ideal olan ve pratik, kaos ve kozmos arasındaki sürtüşmeye geliyoruz.

Ancaak! İnsan hadd-i zatında köledir. Insanı köleleştirmek iş değil, onu kölelikten nasıl kurtaracağımızdır can alıcı ve yakan sorun.

Haydi alın klavyeyi elinize, benim ne kadar komunist, ne kadar konfor düşmanı olduğumu da ekleyin. Hepinizin servetini üstüme geçiricem, evsizlere verecem, korkun benden. Büüü...

Çok iyi yazı. Yalnız sen nerelesin hemşerim! Memleket sathında bebek/çocuk korkutmak için "bööö!" denir.

"Büüü" nerden çıktı :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 135
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Sevgili gavur

işçi ile proleter,

Emekgücü ile emek,

kafa emeği, kol emeği,

Meslekleri sınıftan saymamak vs gibi ayrıntılara daldığın zaman global bir değerlendirme yapamazsın.

Genel değerlendirmelerde bunların yeri önemsizdir.

Kapitalizmde temel iki sınıf vardır. Kapitalist sınıf ile bunların üretim araçlarında çalışan işçi sınıfı.

İşçi sınıfı; kendi kafa ve kol emeği ile kapitalistlerin üretim araçlarında çalışıp kapitalistler için, mal ve hizmet üreterek ücret alanların tümünü içerir.

Kapitalist sınıf ise, üretim araçlarının sahipleridir.

Bu kategorizasyon, kapitalizmin başlangıcındaki vahşi dönemleri için geçerli olduğu gibi, günümüzde de geçerliliğini aynen muhafaza etmektedir.

Detaylara takılırsan, boğulursun, çıkış yolu bulamazsın.

Detaylardaki küçük farklılıklardan, kapitalistler kendi adlarına yararlanmaya çalışıyorlar. Mutlak eşitliğin olamayacağını ileri sürerek kendi sömürülerine, eşitsizliklerine gerekçe yaratmaktadırlar.

Sevgiler.

dr ekinci, proleter ücretli işçidir, emek-gücünü satar dedim, yani emek-gücünü her gün gidip kapitaliste satar, işten ayrılırkende günlüğünü alır.

günümüzde bu durum kalkmıştır, işçiler emek-gücünü satarak yaşamak zorunda kalan sömürülen günlükçü değil, kadrolu uzmanlaşmış maaşlı işçiler, hepsinin evi arabası tarlası vs. var, bunların neyi proleter?

kapitalizmde ücret için her allan günü grev ve boykot olur? hani nerede bu grevler? nerede bu sınıf mücadelesi? nerede işçilerin makineleri parçalaması, ateşe vermesi, öfke kusması, isyan çıkarması? değil ayaklanma, değil siyasal bir genel grev, sıradan bir iktisadi grev bile tek tük sözkonusu.

eskiden orak-çekiç çizmekten dolayı insanlar hapislerde süründürülürdü, şimdi her yer orak çekiç, barlara diskolara kafelere bile çiziyorlar..

eskiden lenin in kitaplarını okumak, okutmak yasal suçtu, şimdi istediğin bir sarraftan rahatlıkla bulup rahatça istediğin şekilde okuyorsun.

eskiden 1 mayıslarda kan dökülmeden gün ağarmazdı, ya şimdi geçmişin bozkurt işaretleri yapan türk iş üyesi sendika şefleri bile bu mitinglere katılmyor mu?

yanılıyorsun dostum, ben yanlış yapmıyorum, sen günümüz işçilerini Proleter sanıyorsun, sonrada onlardan devrimci bir hareketlenme bekliyorsun..

Link to post
Sitelerde Paylaş
dr ekinci, proleter ücretli işçidir, emek-gücünü satar dedim, yani emek-gücünü her gün gidip kapitaliste satar, işten ayrılırkende günlüğünü alır.

günümüzde bu durum kalkmıştır, işçiler emek-gücünü satarak yaşamak zorunda kalan sömürülen günlükçü değil, kadrolu uzmanlaşmış maaşlı işçiler, hepsinin evi arabası tarlası vs. var, bunların neyi proleter?

Bunu sen kime anlatıyorsun? Deveye hendek atlat daha kolay..

Günümüzde işçiler, kadrolu olmaları yanı sıra, çalıştıkları birçok fabrikada hisse senetlerine sahiptirler.

Yani işyerinin ortağıdırlar.

Türkiye'de tatil yapabilirler.

Avrupa'dan Türkiye'ye arabalari ile gelebilirler.

Konforlu bir yaşamları vardır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Türk insanındaki Komunizm düşmanlığını da anlamıyorum. Ben komunist olsun demiyorum ki dünya. Eşitlik bir ütopyadır, bu ütopyaya özgürlük gibi bir başka ütopya ile karşı çıkan zati alinize bir şeyler söylüyorum da anlayamıyorsunuz. Ne eşitliği sağlayabilirsiniz ne de özgürlüğü. Bunlar ideal kavramlar ve madde dünyasında karşılıkları bulunmaz. Kaynaklar kıt ise ve paylaşılacaksa bu bir kavga demektir ve alan aldığıyla kalır. Olur da insanlık Enerji-madde, madde enerji döünüşümünü yapay olarak gerçekleştirebilirse bu tartıştığımız sistemlerin hiç bir anlamı kalmayacak zaten. Bir yerde kıt kaynaklar varken ihtiyaçlarımı konforumu ben kendi ''özgür'' irademle belirlerim diyorsunuz sonra da dünyadaki diğer insanların durumunu ''özgür''lük açısından açıklayamıyorsunuz. Hamasi laflar filan yok ortada, sanal bir hedefe sanal bir kurşun sıkıyorunuz. Hedef eşitlik, kurşununuz da özgürlük. Boş.

DUygu sömürüsü dediğiniz şey ne? Bazı insanların bazı insanlardan 32 kat fazla tüketebilmesi mi? Propogandayı nerede yapmışım? Yok özgürlükmüş, yok eşitlik adaletsizlikmiş. Boş laf bunlar. Madde dünyasının dışına çıkan kavramlarla madde dünyasının sorunlarını tartışmak saçmalıktır. Sizin, benim ve başka birinin konforu başka birinin temel eksikliğidir. Ben objektif olarak yaklaşabileceğinizi düşünerek sizin üzerinizden anlatım yaptım ki bunu genel bir bakış açısıyla değerlendirebileceğinizi düşünmüştüm. Yanılmışım. Mesela sizin bakış açınıza göre amerikalılar sizden daha özgür. Siz kendinizi özgür mü sanıyorsunuz? Herkese yetecek ev yok. Herkese yetecek kadar temiz su kaynağı yok. Herkese iş yok. Şimdi bu durumdaki insanların ihtiyaçlarını kendi kendilerine belirlemedeki özgürlüklerini ballandıra ballandıra anlatın. İnsanların bu durumlarından hoşnut olduğunuzu bir an bile düşünmemiştim fakat savunma ve saldırı biçiminiz bu konuda da yanıldığımı düşündürüyor.

Haydi alın klavyeyi elinize, benim ne kadar komunist, ne kadar konfor düşmanı olduğumu da ekleyin. Hepinizin servetini üstüme geçiricem, evsizlere verecem, korkun benden. Büüü...

Genel olarak:

Türkiye'de çok derin bir komunizm tehlikesi var galiba. Şeriatla benzerlikleri bile düşünülmüş. Kahrolsun la komunizm, sizi mi kıracam. Tamam artık bir şey olmaz, rahat olun.

Kızmışsın bana ama şu iletiye kadar ne düşündüğü belirten doğru düzgün bir şey yazmamısın. Be dediğini, ne söylemeye çalıştığını nasıl anlayacağım?

Söylediklerin genel anlamıyla doğru tabii ve onlara kimse karşı çıkıp yalanlamıyor. Ama ben önce kendimden, sonra yakın çevremden, daha sonra içinde yaşadığım toplum ve ülkeden sorumluyum. Yani benim bir menzilim var. Onun dışına çıkma gücüm varsa çıkabilirim ama ya yoksa ve yaratma şansı da bulamazsam? Çoğumuz öyle yaşamıyor muyuz?

Bana öyle geliyor ki sap ve samanı karıştırıyoruz. Dünyanın diğer yörelerinde yaşayan insanlar için üzülmek ve sorumlu hissetmekle, kendi yaşamımızın gerçekliğini karıştırıyoruz. Bunun sonu yok.

Ben böyle düşünürsem arabama benzin alırken suçluluk duyacağım. Yediğim yemekten, arada bir kendim için yaptığım küçük şımarıklıklardan suçluluk duyacağım. Bilincinde olmak, yardım, paylaşım veya yapılabilecekler için fikir üretip eyleme geçmeye çalışmak ile yaşamını kendi olanakları dahilinde en iyi biçimde yaşamaya çalışmayı birbirine karıştıracağım.

Benim -ve tabii diğer herkesin- özgürlüğü, kendi yarattığımız dünya kadardır. Ve bana kalırsa en büyük özgürlük bilgi sahibi olmak ve onu değerlendirebilmektir.

Yukarıdaki iletilerimden birinde de değindiğim gibi, bu mesele büyüdüğünüz eve, içinden çıktığınız topluma, miras aldığınız kültüre ve hepsinin birden, oluşmasına katkıda bulunduğu kişiliğinize kadar gider. İhtiyaclarınızı belirleme ve onlar hakkında karar verebilme yetisine sahip olmak gibi çok basit görünen bir gerçek, aslında müthiş bir özgürlüktür.

O yüzden insanı 0 yaşından itibaren eğitmek zorunluğumuz var. Bence bu, bütün sistemlerden hem çok daha öncelikli, hem de daha ucuz.

İnsanları hayatın bütününü açıklamaya uğraşan ve onların yaşam biçimi hakkında değişmez kararlar veren sistemlere mahkum etmek büyük hatadır. Haksızlıktır ve zaten geri teper.

Dünya cennet değil, olması da mümkün değil. İnsan melek değil çünkü. Siz de kabullenseniz iyi olur.

Kabalık ettimse bağışla. Açıklama yapmamıştın, seni anlamam da mümkün olmadı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'la komünizmin benzerliklerine değindim..

Tartışmalar komünizm ağırlıklı tartışmalara döndü. İslam'dan çok az bahsedildi..

Peki neden komünizm savunanlardan birisi çıkıp da, komünizm sizin iddia ettiğiniz gibi insanlık düşmanı bir rejim değil demedi?

Neden?

Kimse komünizm hakkında ortaya attığım, bazıları İslam'a da benzedikleri için, oldukça çirkin, bağnaz ve ilkel olan iddiaları reddetmedi..

Neden?

Bu her zaman böyle olur.

Ne zaman komünizm tartışması açılsa, konu saptırılır.

Yine öyle oldu...

Ama nedenini biliyoruz.

Bir eğilim hakkında iyi sözler söylenemiyorsa, kötü sözler de söylenmek istenmiyorsa, konu saptırılır.

Başa dönelim isterseniz..

Ben komünizmin bazı yönlerini İslam'a benzettim ve eleştirdim.

Havanda su döveceğinize, yanlışım varsa düzeltin..

Ya da eksikleri tamamlayın...

Ama ne İslam'ı aklayın, ne komünizmi.. Saptırmayın da.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biri proleteryayı, vurup kıran, makine parçalayan, sürekli grev yapan, boykot yapan, ateşe veren, öfke kusan, gündelikçi ücret alan bir topluluk diye ifade eder. Bir başkası da mal bulmuş mağribi gibi bu tanımın üstüne yatar. Bak işte sen kime proleteryayı anlatıyorsun, deveye hendek atlat daha kolay, diye çanak tutar.

Sevgili gavur, sen proleteri böyle tanımlıyorsan elbette senden ne köy olur ne de kasaba. Hiç böyle bir dejenere gündelikcilerle sosyalizm kurulabilir mi? Hiç böyle bir güruh'un sosyalizm persfektifi olabilir mi?

Kapitalistler tam da proleterleri senin gibi tanıtmak istiyorlar ve böyle propaganda yapıyorlar, sen de onların değirmenine su taşıyorsun.

Günümüzde işçiler, kadrolu olmaları yanı sıra, çalıştıkları birçok fabrikada hisse senetlerine sahiptirler.

Yani işyerinin ortağıdırlar.

Türkiye'de tatil yapabilirler.

Avrupa'dan Türkiye'ye arabalari ile gelebilirler.

Konforlu bir yaşamları vardır..

Vah vah, meğer sosyalizm kapımıza gelmiş de haberimiz yok.

Kadrolu işçi devlet işletmelerinde olur. Özel teşebbüste kadro diye bir kavram yoktur. Herkes her an kapının önüne konulabilir.

Bir milyar hissesi olan bir işletmenin bir iki hissesini de işçi mehmet efendi almış da fabrikaya ortak olmuş. Bu hisse senetlerinin değeri çoğukez aldıkları fiyatın da altına düşer, daha fazla zarar etmeyeyim diye hemen satar elden çıkarırlar. Sevsinler böyle ortaklığı.

Bir yıl çalışıp bir aylık senelik izinlerinin yarısını yolda geçirerek Avrupadan gelerek Türkiyede ancak on-onbeş gün tatil yapıyorlar ya. Adam olana çok bile.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu saptırmada birsin sevgili Drekinci..

Sen bize komünizm hakkında yazdığım suçlamalara cevap versene..

Konuyu dağıtmadan..

Batıda işçilerin durumu senin görmek istemediğin kadar iyi..

Sen istediğini söyle. İşçiler memnun, işveren memnun..

Hele sen önce bize şu komünizmi savun biraz.

İthamlara cevap ver..

İnsan hakları ve özgürlük konularında..

Ya da istediğin konuda.. Komünizmin iyi olarak gördüğün bir yönünü bizle paylaş..

Bunu ben Müslüman'lara sıklıkla sorarım.

İslam'ın temel felsefesi ve insanlığa olan katkısı nelerdir?

Sana da soruyorum.

Komünizmin temel felsefesi ve insanlığa olan katkısı nelerdir.

Bize birkaç cümle ile açıklayabilir misin?

Uzun nutuk atmadan..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne zaman komünizm tartışması açılsa, konu saptırılır.

Ama ne İslam'ı aklayın, ne komünizmi.. Saptırmayın da.

Ne zaman komünistler tarafından kuyruğun sıkıştırılır. Hemen bir başka başlıkta, komünizm ile islamı, komünizm ile faşizmi, komünizm ile diktatörlüğü eştutan, aynı göstermeye çalışan bir başlık açıyorsun.

Komünizme gücün yetmiyor, bari gücüm yettiği bir şeye benzeteyim de öyle karalayayım stratejisi güdüyorsun. Elbette bu taktiği kimse yemiyor.

Yaptığın benzerlikler biçime ilişkin benzerlikler.

Ahmetin de gözün var mehmetin de, Ahmetin de burnu var mehmetin de, Ahmet hırsızdır, o halde mehmet'te hırsızdır. Şeklinde bir aristo mantığı.

İslam bir yaşam tarzıdır, komünizm de,

Yaşam tarzı olmayan insan veya toplum mu var?

İslam da bir fikri bağnazca savunur, komünizm de,

Doğru bildiğini savunmayan insan mı olurmuş. Kim fikrini savunmuyor ki.

İslam da fikrini yaymak istiyor, Komünizm de.

Kim doğru bildiği fikirlerinin yayılmasını istemez.

İslam da insan haklarına saygısız, komünizm de.

Hah! işte burada duracaksın. Lafı buraya getirmek istediğin belli. Amacın bu, direkt söyleyemiyorsun, aristo mantığı ile birtakım benzetmelerle lafı döndürüp dolaştırıp buraya getiriyorsun. Yemezler. Elbette burada komünizme iftira attığın ortada, Komünizm insan hakları evrensel beyannamesinin de üstünde insan haklarını savunur. İnsanın insanı sömürmesini engelleyerek, sömürülen, hakkı yenilen, üretici sınıfların haklarını korur. Diğer sayılan sosyal hakların da gerçekleşebilmesi için sosyalist ve komünist bir düzeni öngörür ve bunu işçi ve emekçi sınıfların iktidarına görev olarak verir.

Kapitalist düzenlerde insan hakları madde madde sıralanır ama bu hakları uygulayacak, gerçekleştirecek bir muhatap yoktur. Hatta bu maddelerin çoğunu özellikle sosyalistlerin ve komünistlerin mücadeleleri ve dayatmaları ile bu metinlere geçmiştir. Ancak düzenin sahipleri kapitalistler olduğu için bu metinler genellikle kağıt üstünde kalır.

Velhasıl nasıl bir strateji ve taktik, nasıl bir mantık oyunu uygularsan uygula sosyalizm ve komünizme diş geçiremeyeceksin. Kapitalizme sadık kaldığın sürece hiçbir şekilde inandırıcı olamayacaksın. Her seferinde olduğu gibi ya başlığı terkedeceksin veya kilitleyeceksin.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biri proleteryayı, vurup kıran, makine parçalayan, sürekli grev yapan, boykot yapan, ateşe veren, öfke kusan, gündelikçi ücret alan bir topluluk diye ifade eder. Bir başkası da mal bulmuş mağribi gibi bu tanımın üstüne yatar. Bak işte sen kime proleteryayı anlatıyorsun, deveye hendek atlat daha kolay, diye çanak tutar.

Sevgili gavur, sen proleteri böyle tanımlıyorsan elbette senden ne köy olur ne de kasaba. Hiç böyle bir dejenere gündelikcilerle sosyalizm kurulabilir mi? Hiç böyle bir güruh'un sosyalizm persfektifi olabilir mi?

Kapitalistler tam da proleterleri senin gibi tanıtmak istiyorlar ve böyle propaganda yapıyorlar, sen de onların değirmenine su taşıyorsun.

Vah vah, meğer sosyalizm kapımıza gelmiş de haberimiz yok.

Kadrolu işçi devlet işletmelerinde olur. Özel teşebbüste kadro diye bir kavram yoktur. Herkes her an kapının önüne konulabilir.

Bir milyar hissesi olan bir işletmenin bir iki hissesini de işçi mehmet efendi almış da fabrikaya ortak olmuş. Bu hisse senetlerinin değeri çoğukez aldıkları fiyatın da altına düşer, daha fazla zarar etmeyeyim diye hemen satar elden çıkarırlar. Sevsinler böyle ortaklığı.

Bir yıl çalışıp bir aylık senelik izinlerinin yarısını yolda geçirerek Avrupadan gelerek Türkiyede ancak on-onbeş gün tatil yapıyorlar ya. Adam olana çok bile.

Sevgiler.

inan ekinci, ne haliniz varsa görün siz komünistlerde hacı gibi liberallerde.

artık yoruldum bundan, zaten bugün iletileri dikkat ettiysen düzenli yazamadım, sabah kafama bir şey takıldı, uyumamıstımda (36 saattir ayaktayım) ne yazdığımı bile hatırlamıyorum bugün...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana da soruyorum.

Komünizmin temel felsefesi ve insanlığa olan katkısı nelerdir.

Ne kadar saf bir soru. Komünizmin ne olduğunu bilmeyen biri gibi soruyorsun. Hani sen gençliğinde komünisttin. Eh demek ki senin gençliğinde etkileyebilen temel bir felsefesi ve insanlığa olan katkısı varmış.

Komünizm, kapitalizmin tüm olumsuzluklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir toplumsal projedir. Kapitalizmin en temel olumsuzluğu gelir dağılımındaki adaletsizliğidir. Yapılan iş ve emekle izah edilemeyecek oranda çarpık bir mekanizma ile birtakım ellerde çok büyük kaynaklar birikmektedir. Kaynağı toplumsal üretim olduğu halde bu kaynakların sevk ve yönetimi özel ellerdedir. Bu yönetim, kaynağın önemli bir kısmını sınıfsal lüksüne ve bu lüksü korumak için düzen bekçilerine harcamaktadır. Orduya, polise, silahlanmaya, diyanete, yata, kata, şatoya, malikhanelere her türlü lükse harcanmaktadır. Ayrıca işçi ve emekçilerin ücretlerini düşük tutmak için yedek işsizler ordusuna ihtiyaç duymaktadırlar. Dolayısıyla işsizlerin yaşamda kalabilmesi için de ayrıca kaynak israfı olmaktadır. Tüm bu kaynaklar toplum yararına üretime aktırıldığı zaman toplumsal kalkınma ve ilerleme daha da ivme kazanacaktır. insanlığın ihtiyaç duyduğu tüm temel ürünler bolca üretilebilecektir. İşte komünizmin amaçladığı toplum modelinin temel hatları bunlardır.

Bugün sömürüldüklerini bildikleri halde yine tüm ihtiyaç maddelerini, lüks üretimleri, silahın, diyanetin, hiyanetin, işsizlerin ihtiyaçlarının da üretenler işçi ve emekçi sınıflardır. Ürettikleri üzerinde hak sahibi olmayı beceremedikleri için haksızlıkları sineye çekmektedirler.

Ancak bu böyle devam etmez. Etmeyecek.

Üretmeyi becerenler, ürettiklerini yönetmeyi de öğreneceklerdir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir hafta kadar önce şerefsizin birine şerefsiz dediğim için -ki kendisi de şeref duygusunun önemsiz olduğunu açık açık yazmıştı- üç gün uzaklaştırıldım.

Bu başlığı okuyunca da birkaç tane salağa salak diyesim geldi.

Saçmalıklarınıza yeni iki katkı yapayım;

''Müslümanlar da kaşınınca kıçlarını kaşır, komünistler de. Benzerliğe bakın! Komünizm de bir dindir! Aksini savunmak saplantıdır!''

''İslamda da insan öldürmeye karşı çıkılıyor, komünizmde de. Bir de bu benzerliğe bakın! Komünizm de bir dindir! Aksini savunanlar kompleksli komünistlerdir!''

İşte zeka seviyeniz bu halde arkadaşlar.

Ne acı değil mi?

Sanki dün Yeşil Kuşak, bugün ise Ilımlı İslam adı altında islamla halvet olan uluslararası kapitalizm(emperyalizm) değilmiş gibi.

Sanki sosyalizme karşı dinsel gericiliği bizzat kapitalist yönetimler uygulamamış gibi.

Sanki ülkemizde piyasacılık(sağcılık) ile muhafazakarlık hep el ele yürümemiş gibi.

Sanki tarikatlere ''sivil toplum örgütü'' deyip şeriatın yolunu düzleyenler liboşlar değilmiş gibi.

Sanki islam ile komünizm birbirini pek severmiş gibi.

Tarihsel materyalizme ''din'' diyen bir zihniyet! Heyhat!

Ateizmin kitkleselleşmesi ile kitlelerin dünyevi mutluluğunun bağlantılı olduğunu göremeyecek kadar metafizik çalışan(çalışmayan) kafalar, bizim komünizm ile ateizmin yayılması arasında kurduğumuz bağı sorguluyor!

Ne ülkemizde ne de dünyada komünizm güçlü değil. Hatta güçsüzlüğü aşırı boyutta.

Bugün ülkemizi dincileştirenin de piyasaya tapan sağcılık olduğu ortada.

Ama ''ateist'' geçinen birileri sürekli komünizmin hayaletine küfretmekle uğraşıyor!

Anlayan beri gelsin! Bu ya psikolojik bir sorundur ya da düpedüz satılmışlık.

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne kadar saf bir soru. Komünizmin ne olduğunu bilmeyen biri gibi soruyorsun. Hani sen gençliğinde komünisttin. Eh demek ki senin gençliğinde etkileyebilen temel bir felsefesi ve insanlığa olan katkısı varmış.

Komünizm, kapitalizmin tüm olumsuzluklarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir toplumsal projedir. Kapitalizmin en temel olumsuzluğu gelir dağılımındaki adaletsizliğidir. Yapılan iş ve emekle izah edilemeyecek oranda çarpık bir mekanizma ile birtakım ellerde çok büyük kaynaklar birikmektedir. Kaynağı toplumsal üretim olduğu halde bu kaynakların sevk ve yönetimi özel ellerdedir. Bu yönetim, kaynağın önemli bir kısmını sınıfsal lüksüne ve bu lüksü korumak için düzen bekçilerine harcamaktadır. Orduya, polise, silahlanmaya, diyanete, yata, kata, şatoya, malikhanelere her türlü lükse harcanmaktadır. Ayrıca işçi ve emekçilerin ücretlerini düşük tutmak için yedek işsizler ordusuna ihtiyaç duymaktadırlar. Dolayısıyla işsizlerin yaşamda kalabilmesi için de ayrıca kaynak israfı olmaktadır. Tüm bu kaynaklar toplum yararına üretime aktırıldığı zaman toplumsal kalkınma ve ilerleme daha da ivme kazanacaktır. insanlığın ihtiyaç duyduğu tüm temel ürünler bolca üretilebilecektir. İşte komünizmin amaçladığı toplum modelinin temel hatları bunlardır.

Bugün sömürüldüklerini bildikleri halde yine tüm ihtiyaç maddelerini, lüks üretimleri, silahın, diyanetin, hiyanetin, işsizlerin ihtiyaçlarının da üretenler işçi ve emekçi sınıflardır. Ürettikleri üzerinde hak sahibi olmayı beceremedikleri için haksızlıkları sineye çekmektedirler.

Ancak bu böyle devam etmez. Etmeyecek.

Üretmeyi becerenler, ürettiklerini yönetmeyi de öğreneceklerdir.

Sevgiler.

Yani komünizmin temel felsefesi insanlığa gerçek adaleti getirmek.. Öyle mi?

Ben komünist olduğum gençlik yıllarında buna inanıyordum. Bana komünizm temelde gerçek anlamda adil olmak olarak tanıtılmıştı.

Bu adaleti sağlamak için nelerin yapılması gerektiğini kimse bize net ve açık olarak söylememişti.

Senin kullanığın bu yuvarlak laflarla bizi geçiştirmişlerdi.

İnsan genç ve tecrübesiz olunca bu açıklamaları ayrıntı zannediyor.

Bazı yobaz akıllar ileri yaşa ulaşınca da onları ayrıntı zannediyor.

Oysa şimdi biliyoruz ki.. Amerikalıların devil in its detail dedikleri şeyden bahsediyormuşuz..

Ayrıntılara indikçe şeytanlaşıyor bu komünizm..

O yüzden felsefesini sordum.

Bana komünizmin insanlığa getirdiği tek bir yarardan bile bahsetmediniz..

Hep şu olacak, hep bu olacak..

Oysa bu meret 80 yıl dünyanın yarısını idare etti..

Ne yararı oldu..Ne yararı oluyor..

Hala egemen bazı ülkelerde..

Nedir insanlığa yararı?

Hiç yok gibi duruyor. Çünkü kapitalist ülkelerdeki kadar bile adalet yok komünizmde..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komünizmle İslamın veya herhangi bir dinin hiç bir şekilde bir bağlantısının bulunmadığı açık aslında. Hacı abi de zaten çelişkiler yumağı içinde. Hem komünizmi din kabul etmek için ayakta taklalar atıyor hem de "her komünist ateisttir ama her ateist komunist değildir" diyerek ne savunduğunu bilmeden bir şeyler karalıyor. Sanki farklı bir şey iddia eden olmuş gibi.

Kemalizme dinsel bir içerik yüklemeye çalışan insanlar olduğunda da karşı çıkmıştım. Bu karşı çıkışım genel olarak bilimsel sosyalizm için de geçerli olacaktır.

Başarılı olup-olmaması, uygulanabilir olup-olmaması tartışmanın konusu değildir. Aslında bilimsel sosyalist teorinin değişkenlik gösterebilmesi, geliştirilebilirlik gösterip göstermemesi meselesidir. Bahsedilen ve düşmanlıkla selamlanan tüm sosyalizm deneyimleri de bunun olabilirliğini göstermiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani komünizmin temel felsefesi insanlığa gerçek adaleti getirmek.. Öyle mi?

Ben komünist olduğum gençlik yıllarında buna inanıyordum. Bana komünizm temelde gerçek anlamda adil olmak olarak tanıtılmıştı.

Bu adaleti sağlamak için nelerin yapılması gerektiğini kimse bize net ve açık olarak söylememişti.

Senin kullanığın bu yuvarlak laflarla bizi geçiştirmişlerdi.

İnsan genç ve tecrübesiz olunca bu açıklamaları ayrıntı zannediyor.

Bazı yobaz akıllar ileri yaşa ulaşınca da onları ayrıntı zannediyor.

Oysa şimdi biliyoruz ki.. Amerikalıların devil in its detail dedikleri şeyden bahsediyormuşuz..

Ayrıntılara indikçe şeytanlaşıyor bu komünizm..

O yüzden felsefesini sordum.

Bana komünizmin insanlığa getirdiği tek bir yarardan bile bahsetmediniz..

Hep şu olacak, hep bu olacak..

Oysa bu meret 80 yıl dünyanın yarısını idare etti..

Ne yararı oldu..Ne yararı oluyor..

Hala egemen bazı ülkelerde..

Nedir insanlığa yararı?

Hiç yok gibi duruyor. Çünkü kapitalist ülkelerdeki kadar bile adalet yok komünizmde..

Bak yine alıntıladığın iletim ile ilgisiz ve kaçamak bir yanıt vermişsin.

Komünizmi ve felsefesini kısaca özetle dedin, ben de özetledim. Beğenmeyince yuvarlak laf oluyor. Ya ne olacaktı sivri mi? üçbeş cümle ile kapitalizmi, yine üçbeş cümle ile alternatifini anlattım. Kapitalizme ilişkin anlattıklarımın nesi yanlış? komünizme ilişkin çözüm önerilerinin yanlışlık neresinde? Anlattıklarından tüm toplumun yararlı çıkacağını göremiyor musun?

Önce sen yarardan kastının ne olduğunu anlat.

Bu meret 80 yıl dünyanın yarısını idare etmiş de nasıl yararı olmamış? 80 yıl ne yiyip ne içmişler. 80 yıl hiçbirşey üretmemişler mi? Ürettikleri birilerinin kasasında birikmemişse asıl yarar bu değil mi? Bu birikmeyi önleyememişler de birileri yerdenbitme milyarder olmuşsa bunu da mı yarar olarak görmüyorsun? Yerdenbitme milyarderlerin peydahlanması mı yarar, peydahlanmaması mı?

Hele sen önce yarardan neyi kastediyorsun. Kimin yararını kastediyorsun onu açıkla.

Ben komünizmin nasıl bir toplumsal yarar sağlayabileceğini özetledim. Ancak karşısında, dünyanın diğer yarısında, komünizmi tehdit eden kapitalist blok varken, Nato varken, Atom bombaları varken, onmilyonlarca insanını kaybetmesine neden olan faşist bir saldırıya maruz kalmışken. ülkesi bir baştan diğer başa yakılıp, yıkılıp yerle bir edilmişken, savunmaya kaynak ayırmaması aptallık olurdu. Ama yine de işin püf noktasını buldular. Havlu atarak insanlığa önemli bir yarar sağladılar. Kapitalizmi düşmansız bıraktılar. Çünkü biliyorlardı ki kapitalizm düşmansız ayakta duramaz.

Vee günümüzde kapitalizm, şiddetle yeni düşmanlar aramaktadır. Meydanda böyle bir düşman yoksa bile el altında düşman yaratılmaktadır. Taliban, el kaide, islam, İran, Irak, bu türden ismarlama düşmanlardır. Hem iç politikalarını bu düşmanlar üzerinde dizayn etmekteler, hem de bu düşmanlar sayesinde islam dünyasının petrol zenginliklerini yağmalama imkanı bulmaktadırlar.

İşte bunlar da kapitalizmin yararları.

Bilmezsin ki. Bu bezirgan, bu yağma düzeninde birinin yararı, bir diğerinin zararı demektir.

Onun için israrla soruyorum ya. Yarardan kastin ne?

Kimin yararı?

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başarılı olup-olmaması, uygulanabilir olup-olmaması tartışmanın konusu değildir. Aslında bilimsel sosyalist teorinin değişkenlik gösterebilmesi, geliştirilebilirlik gösterip göstermemesi meselesidir. Bahsedilen ve düşmanlıkla selamlanan tüm sosyalizm deneyimleri de bunun olabilirliğini göstermiştir.

Sana bir tek sorum var burada. Ama iyice düşünmeni isterim.

Bir nazariyenin doğruluğunu, onun başarısına ya da uygulanabilir olup olmamasına değilse neyine bakarak anlamalıyız?

Güzel şeyler vaat etmesine mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana bir tek sorum var burada. Ama iyice düşünmeni isterim.

Bir nazariyenin doğruluğunu, onun başarısına ya da uygulanabilir olup olmamasına değilse neyine bakarak anlamalıyız?

Güzel şeyler vaat etmesine mi?

Hayır güzel şeyler vaat etmesine bakmayacağız, belki o güzel vaatler ertelenebilir; ama her şeyden önce uygulanabilir olup olmamasına bakacağız. Fakat, burada söylediğim gibi tartışma bunun üzerine yoğunlaşmamış. Başlık da bununla alakalı değil.

Tartışılagelen komünizm bir din midir?

Bilimsel sosyalist teori doğmalardan ibaret midir? Değişime tamamen kapalı mıdır?

Ben de diyorum ki, Marks'tan ve belki de sosyalizm adına konuşacaksak Marks'tan çok daha öncelerinden de başlayarak süregelen sosyalist birikim, bunun durağanlaşmadığını gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır güzel şeyler vaat etmesine bakmayacağız, belki o güzel vaatler ertelenebilir; ama her şeyden önce uygulanabilir olup olmamasına bakacağız. Fakat, burada söylediğim gibi tartışma bunun üzerine yoğunlaşmamış. Başlık da bununla alakalı değil.

Tartışılagelen komünizm bir din midir?

Bilimsel sosyalist teori doğmalardan ibaret midir? Değişime tamamen kapalı mıdır?

Ben de diyorum ki, Marks'tan ve belki de sosyalizm adına konuşacaksak Marks'tan çok daha öncelerinden de başlayarak süregelen sosyalist birikim, bunun durağanlaşmadığını gösteriyor.

Marx'ı bilimsel bulmuyor olmalısınız.

Pekala, bilimsel sosyalizm nedir ve neden bilimseldir?

Bilimsel olduğunu iddia ettiğiniz sosyalist öğretinin temel önermeleri nelerdir?

Öncelikle bunlara bilmek gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Marx'ı bilimsel bulup bulmama meselesi değil. Marx'ın geliştirdiği sosyalist teori, bilimsel sosyalizm olarak algılandı. Benim fikrimi sorarsanız, ben kendimi marxist olarak tanımlamıyorum. Ama o kaynaktan yararlanmadığım anlamına da gelmiyor bu.

Konunun bunlarla da bir ilgisi yok. Marxizmin gerisinden gelen sosyalist teori gerek teoride gerekse pratikte çok farklı uygulanmış mıdır?

Uygulandığını bizzat Sovyet Devrimi'nden itibaren gözlemliyoruz. Marksizm Leninizmi geçtim, Maoizm veya Latin Amerika ülkelerinin demokratik devrimciliğinin sosyalizme açılması felan bu ideolojinin bir "din" olmadığını bizlere gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben komünizmin nasıl bir toplumsal yarar sağlayabileceğini özetledim.

Ben sağlayabileceğini sormadım ki..

Neleri sağladığını sordum.

Sen cevabında bir sürü mazeret beyan ediyorsun.

Aynı koşullar kapitalist ülkeler için de geçerli.

Onlar tırmanırlarken, komünist ülkeler geriliyor veya yeterince hızlı gelişemiyor.

Ve bir yerde teslim oluyor..

Bu mu insanlığa yararı..?

Eğer komünizmi terkettikleri için insanlığa yararlı oldular diyorsan katılıyorum.

Ya da bize komünizmin ne kadar ilkel bir rejim olduğunu kanıtladılarsa da yararlı iş yapmış olurlar.

Komünizmin insanlığa başka bir katkısı olmamıştır benim bildiğim.

Sen bile bilmiyorsun.

Bilsen durmaz yazardın.

Felsefesi sapık bu dinin.

İlkeleri ilkel bu dinin.

Yararları zarar bu dinin..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...