Jump to content

İlginç Benzerlikler..


Recommended Posts

Yanlış bilmiyorsam, hodrimeydanda siyasi konuların tartışılması kabul edilmiyor. Ama bir başlık açarsan, marxisme bağlı kalmamak şartıyla sosyalist teoriyi tartışabiliriz. Zaten bu başlık bunun da yeri değil. Aslında sen bile, bunu söylerken dahi; bir dine işaret etmediğinin farkına varman lazımdı.

Açıkçası ben de forum yönetiminin buna izin verip vermeyeceğini bilemiyorum.

Ama bana kalırsa bu konu önemlidir ve Hodri Meydan'da ele alınmayı hak etmektedir.

Buradan yöneticilere de isteğimizi duyurmuş olduk.

İzin verilmezse buradan da devam eder ve din -sosyalizm benzerliklerini tartışırız. Ama öncelikle sosyalizmden ne anlaşıldığı net olarak ifade edilmeli. Bu da sizi bekleyen bir soru.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 135
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Açıkçası ben de forum yönetiminin buna izin verip vermeyeceğini bilemiyorum.

Ama bana kalırsa bu konu önemlidir ve Hodri Meydan'da ele alınmayı hak etmektedir.

Buradan yöneticilere de isteğimizi duyurmuş olduk.

İzin verilmezse buradan da devam eder ve din -sosyalizm benzerliklerini tartışırız. Ama öncelikle sosyalizmden ne anlaşıldığı net olarak ifade edilmeli. Bu da sizi bekleyen bir soru.

Eğer, sosyalizm ve din benzerlikleri üzerine bir tartışma yürüteceksek, bu başlık uygundur. Ama farklı konulara temas edeceksek, yani ne bileyim sosyalizm uygulanabilir mi veya insanlığa ne kazandırmıştır gibi meselelere bu başlık uygun değildir. Farklı bir başlıkta tartışmak çok daha uygun olacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlık konuyla ilgisi olmayan iletilerden temizlenmek üzere geçici olarak kapatılıyor.

Başlık temizlenerek açıldı.

Lütfen konuyla ilgisi olmayan iletiler asmayın, bunca sayfadır sorunsuz olarak yürümüş başlığı germeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Drekinci,

Tam sana yanıt verirken başlığı kilitlediler...

Sosyalizmin bilimsel olup olmadığı tümüyle sosyolojinin bilimsel olup olmamasına bağlı bir sorundur. Bunda hemfikir miyiz?

İkincisi; senin düşüncelerinde esnek ve kuşkucu olmaya niyetin var mı yoksa herzamanki kalıplaşmış söylemlerinle mi uğraşacağız yine?

Özeleştiriye açıksan, kendine yanılma payı tanıyorsan tartışalım; aksi halde zaman kaybetmeyelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili arkadaşlar,

Başlığın ilk iletisini tek tek irdelemek istiyorum şimdi. Bakalım benzer yanları nelermiş, ayrılan yanları nelermiş?

Ama öncelikle hacı abiye şunu demek istiyorum.

İslamı talibanla özdeşleştirip talibanıda vahşi islam gibi sunması akla zarar, gerçeğe uzak bir olgudur.

Taliban bugün bile hala özgürlüğün ve demokrasinin olduğunu savunduğu Abd'nin kucağında oturmaktadır, benim (islamın) değil.

Önce bu çelişkiyi kendisinin izah etmesi gerekir. Çünkü Talibanı yaratan zihniyet bizzat islamın en başından beri savaştığı sömürü zihniyetidir. Bugün bunu daha iyi görebiliyoruz. Uydurulan din üzerinden dini vahşi göstererek, uyduluran dini baskı aracı kullanarak kapitalizme hizmet ettirilir. Çünkü kapitalizm kendi başına birşey üretemez, onun yegane ve tek geçim kaynağı başkasının ürettiğidir, başkasının emeğidir, başkasının malıdır.

Abd'de sosyal demokrasi güzel işler, insanlar özgürdür vs derken hacı abi, birde şunu açıklasın.

Abd bugün halkına sunduğu refahı, halkına sağladığı imkanı sadece ve sadece kendi topraklarında ürettiği ve sadece kendi insanıyla ürettiği değerler ile mi sağlıyor?

Bu soru çok önemlidir, zira burada benzerleri ortaya dökülerek insan paydasında buluşmayı hedefleyen iki sistem savaştırılarak yine kapitalizmin kendine alan yaratma çabasını görüyorum.

İslam insan haklarını savunmaz. Ümmetin haklarını savunur.

Komünizm bireysel hakları savunmaz. Toplumun (komünün) haklarını savunur.

İslam insan haklarını savunur, hiçbir ayırım gözetmeden. Zira kuranda tüm insanlar Tanrının yarattıklarıdır ve Tanrı herkese eşit mesafededir.

Tevhidin ortak göstergesi kabedir, kabenin her yüzü her yöne eşittir.

Komünizmde de bildiğim kadarıyla toplumun haklarını savunur ama orada aklıma takılan bir konu var. Rusyada Devrimden sonra Çarlığın göstergesi olan şatafatlı saraylar neden yıkılmadı? Bunlar tarihe mal olsun diye mi bırakıldı? Komünizm insanların ne kadar, neye ihtiyaçlarını olduğunu bireyler eli ile karar verecek. Burada tam bir eşitliğin ve adaletin sağlanacağını düşünmüyorum.

Ama islamda eşitlik ve adalet yükümlülüğü ve sorumluluğu tüm insanlığa yüklenmiştir, belli bir zümreye değil.

İslam bireylere değil, ümmete hitabeder.

Komünizm topluma hitaber..

Evet benzeşirler.

İslamda tüm insanlığa hitap eder, komünizmde tüm insanlık derken özelde kendi ülkesi, genelde dünya insanını hedefler.

İslam kuralları değişmeyen bir dogmadır.

Komünizm katı ve değişmez kuralları, ilkeleri ve teorileri ile bir dogmadır.

İslamın değişmez kuralı, kulluğun/bağlılığın sadece Tanrı'nın hakkı olduğudur. Bu yüzden hiçbir sömürü düzenine geçit vermez.

Komünizminde kendi içinde tutarlı kuralları olmak durumundadır, zira eğer hedefi tüm insanlık ise.

İslam yayılımcı bir politika izler. Tahdit edilemez. Yayılmak zorundadır. Yoksa kendi üzerine çöker. Her zaman taze kana ihtiyacı vardır.

Komünizm de yayılımcı bir politika izler. Aynı sınırlar içinde kalamaz. Onları aşmak, yayılmak zorundadır.

Amaç insanlığın ortak huzuru ve barışı ve adaletin tesisi. Bunun için kana ihtiyaç yoktur. Vicdanlı bir yüreğe, sağduyulu bir akıla ihtiyacı vardır o kadar.

Kana ihtiyacı olan yarasalardır, gündüz görünmezler. Çünkü aydınlık onları yok eder, o yüzden işlerini geceleyin sinsi sinsi yaparlar.

Kapitalizm dünyanın kanayan yarası, yarasasıdır.

İslam sürekli olarak geleceği düşünür ve ona yatırım yapar.

Komünizm için de gelecek çok önemlidir. Amaç dünyaya hakim olmaktır.

İslam sürekli geleceği düşünür/düşündürtür. Hatta en geleceği (ahireti) bile düşündürtür. Çünkü yaptığı hiçbir eylemin karşılıksız kalmayacağı bir hayatın mutlak surette varolacağını insana hatırlatarak zulümün önü kesilmeye çalışılır.

Komünizmin amacı dünyaya hakim olmak ise sallasın gitsin.

Amaç insan ise beri gelsin.

İslam yayılmak için her yönteme başvurmaktan çeknimez. Takiye yapar, yalan söyler, kendi tarihini, amacını, ilkelerini değiştirir. İnsancıl bir kılığa bürünür.

Komünizm de yayılmak için her yönteme baş vurur. Kendi gerçek kimliğini saklar. İnsancıl bir davranış sergiler. Oysa İslam gibi, o da insan haklarına hürmet etmez. İslam için ümmet ne kadar önemli ise, komünizm için de toplum o kadar önemlidir.

İslam, yayılmak için değil, sömürü düzeninin-zulmün önünü kesmek için sürekli mücadele halindedir. Her erdem sahibi birey/toplum bunu yapmakla mükelleftir.

Taliban üzerinden islam dogmasından kurtul artık hacı abi. Taliban senin kelleni keser, ama ben müslümanım, sen ateistsin. Senin eline haksız yere diken batıran beni karşısında bulur. İslamın yayılmacı politikası budur. Korkacaksan bu gerçekten kork.

Komünizm toplum için çok önemli ise, islam gibi. O zaman birileri bundan ciddi şekilde rahatsızlık duyuyor.

Yazı devam ettikçe göreceğiz bunları, bakalım kimlermiş?

İslam bir imparatorluk dinidir.

Komünizm de farklı dil, kültür ve uygarlıkları bünyesinde barındıran bir imparatorluktur.

Hangi imparatorluğun diniymiş islam?

İslamda tek otorite Tanrıdır. İmparatorlukta tek otorite impataratordur.

Komünizm Çarlığın üstüne kuruldu diye mi imparatorluk dini oluyor, onuda anlamış değilim.

Ama farklı dil, kültür ve uygarlıkları bünyede barındırabilmek güzel bir iştir, varsın yapsın adaletli olacaksa.

İslam kendine bir düşman yaratır. O düşman cahiliye dönemidir, putperestliktir, ateizmdir...

Komünizm de kendine bir düşman yaratır. O düşman kapitalist rejimdir.

İslamın yegane düşmanı baskı ve sömürü düzenidir.

Musa'nın asası gerçeğin ta kendisidir. Firavunun düzenini alt eden gerçektir.

Bu kapitalizm/sömürü zihniyeti, saf inanırlara Musanın asasını sopa, Firavunun düzenini yılan diye bir ucube din yaratmış, bu sistem üzerine (hemde bizim sistemimizi/dinimizi kullanarak, yerine yenisini koymadan, tembelce :)) kendi sömürü düzeninin yolunu açmıştır.

Ortaçağda kilise hristiyanlara cennetten arsa satmıştır. O çağın bugünkü soydaşları olan kapitalist sistem, kendinden olmayan insanları sömürerek cenneti bu dünyada var etmek için didinirler, ama sadece kendi cennetlerini. Seçilmiş olarak düşündükleri bir grup insan için cenneti var etmek için geri kalan insanlığın kanını akıtmaktan çekinmezler.

Komünizmin düşmanıda kapitalist rejimdir. Bu anlamda benzerler.

Peki neden? Biz nedenini biliyoruz ama birde sen açıkla bize olabilir mi hacı abi.

İslam bireylere hizmet etmediği halde onları savunduğu izlenimi verir.

Komünizm de aynı yalanı söyler.

İhtiyacından fazlasını derhal ihtiyaç sahibine ulaştır diyen bir öğretiyi bencillikle eş değer tutmak sınırlı bir dünya görüşünün ürünüdür diyorum.

Komünizm bu konuda ne diyorsa, buradaki komünistler bize bunu açıklasınlar.

İslam dürüstlükten, haksızlığa karşı direnmekten, iyilik ve güzellikten bahseder. Ama bu niteliklere sahip olmak isteyenin önce Müslüman olması koşulu vardır.

Komünizm de olanaklardan eşit olarak yararlanmaktan bahseder. Bunun tek koşulu komünist olmaktır. Eşitlik yalnız komünistler arasında mümkündür. Çoğu kere bu kendini komünist partiye üye olmakla sağlanır.

Ancak sana kulluk eder, ancak senden yardım dileriz diyen herkes (ki burada muhatap sadece ve sadece Tanrıdır) islamdır.

Bunu söyleyen bir aborjinde islamdır. İnandığı Tanrıya isterse başka bir isim desin, hiç farketmez.

Beşeri hiçbir baskı ve zulüm aracına hizmet etmeyen, hiçbir sömürüye alet olmayan, hiçbir sömürü ve zulüm düzenini kendine ilah edinmeyen (onun esiri olmayan) herkes müslümandır.

Komünizm bu konuda kendi diyeceğini kendi açıklasın, ben bu konuda fikir sahibi değilim.

İslam, İslam’da bir ulema sınıfı olmadığını deklare eder. Allah ile kul arasında hiç bir mercinin olmadığı yalanını yayar. Oysa İslam’ı yöneten ve ondan yararlanan bir sınıf vardır.

Komünizm de bütün insanların eşit ve aynı haklara sahip olduğunu ilan eder, devletin bile ilerde yok olacağını müjdeler ama, polit büro vardır, idareciler ve yöneticiler vardır. Bazı komünistler daha eşittirler..

Kuranda sıklıkla ruhbanlığa asla yer olmayacağına rağmen insanların ruhban sınıfı var etmesi ve ona sıkı sıkıya yapışmasının elbet sebepleri vardır. Yazının sonunda buna zaten değineceğim.

Elbet yeryüzü gerçeklerini yok sayarak polit büro, yöneticiler söylemleri çok havada kalır.

Bugün övdüğünüz Abd'de (yani eşitlik ve demokrasi, refah adına) birden çok yönetici vardır. Tepede bir başkan, eyaletlere bölünmüş bir ülke.

Toplumda yönetenlerin olması gericilik değil, bizzat sosyal toplum olabilmenin gereğidir.

Ama yönetenlerden beklenen ve istenen ve mutlak zorunda olması gereken tek özellik şu olmalıdır.

Mutlak adalet.

İslam hem bir ekonomik sistem hem de bir yaşam tarzıdır.

Komünizm için de aynı şeyleri ileri sürmek mümkündür. İslam’dan en önemli farkı çok daha ayrıntılı olarak tasarımlanmış olmasıdır.

İslam kendisine putperestliği ve cahiliye dönemini düşman ilan etmesine rağmen, onları bünyesinde idame ettiren bir dindir. Putperestlik İslam ile bütünleşmiş ve yeni bir takım ritüellerin içine gizlenmiştir

Komünizm de aynı şekilde karşı geldiği kapitalizmle bütünleşen ve onu devlet düzeyinde yürüten bir sistemdir. Devlet kapitalizmidir.

İslam’da en büyük suç ve günah şirktir. Allah’a eş koşmaktır yani.

Komünizmdeki en büyük suç onu eleştirmek ve ondan daha değerli bir sistemin olabileceğini iddia etmektir.

Müslüman’ların en büyük sevabı İslam’a yeni üyeler kazandırmaktır.

Komünizme yeni üye kazandırmak da aynı derecede önemli ve yararlı bir etkinliktir.

Özgür düşünce ve irade İslam’la bağdaşmaz.

Komünizmde, özgür düşünce ve iradeden vazgeçtik, komünizm dışında düşünmek bile mümkün değildir.

Bunların hepsini forumda çoğu kere tartıştık, tekrar olacaktır. O yüzden gerek görmüyorum.

İslam bir dindir.

Komünizm bir diğer dindir.

Evet, ikiside dindir/yoldur/yöntemdir.

Ama kapitalizm dinsizliğin Allahıdır. Salt kendi midesini düşünen, sürekli yeyip-içip-şeyeden, kendini önemli gören, herşeyin en iyisine layık olduğu yalanına kendini inandıran insan sürüsüdür. Ne ilkesi vardır, ne ideali vardır, ne onuru-ne gururu.

Onun bütün amacı sadece ve sadece üretenlerin her değerini sonuna kadar tüketmektir.

İslam bir yoldur, komünizmde bir yoldur. Bu yolun sonu tüm insanlığa çıkar. Ama kapitalizm öyle değildir. Kapitalizm ben daha eğitimliyim, ben daha çok faydalıyım, ben daha gerekliyim gibi sırf kendine işleyen ekonomik modeli yeryüzünde haklı gösterebilmek ve varedebilmek için bu iki görüşü sürekli kullanarak, toplumları bu yanlış görüşe muhatap ve zorunlu kılarak kendine yaşam alanı açarda açar. Hatta bu iki görüşteki insanları öyle bir hale getirirki kardeş olanı kardeşe kırdırtır. Sonra doktor edasıyla gelir bakayım belki kardeşin hala yaşıyordur der.

Kapitalizmin tek hedefi vardır. Ölümü (komünizm-islam-bütün insanlığı kucaklayan her öğreti) gösterip, kansere (kapitalizm) razı etmektir.

Bu yüzden evet komünizm ve islam bir dindir.

Ama kapitalizm soysuzluğun-arsızlığın-vurgunculuğun-merhametsizliğin-bencilliğin; kısaca her türlü zulmün Allahıdır.

Selam ederim.

tarihinde berguzar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yüzden evet komünizm ve islam bir dindir.

Ama kapitalizm soysuzluğun-arsızlığın-vurgunculuğun-merhametsizliğin-bencilliğin; kısaca her türlü zulmün Allahıdır.

Çoşmuşsun bergüzar,

Hadi desen silahı alıp dağa çıkıcam neredeyse :)

Hacı ne anlar yaw, kıçını almış selamete ordan sallıyor işte, kaale almayın böyle uzun yazacak kadar.Kendi haline bırakın.

tarihinde CEBRrail tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Çoşmuşsun bergüzar,

Hadi desen silahı alıp dağa çıkıcam neredeyse :)

Hacı ne anlar yaw, kıçını almış selamete ordan sallıyor işte, kaale almayın böyle uzun yazacak kadar.Kendi haline bırakın.

:D

Beni bir sen anlıyorsun, sende yanlış anlıyorsun Cebrail. :)

Biz zaten silahlıyız ve dağdayız.

Silahımız gerçeğin bilgisi, dağ ise önümüzde uzanan uçsuz bucaksız sömürü düzenidir.

Biz işte tam onun üstündeyiz ve savaşa devam ediyoruz.

Neyse, iyi demişsin.

Selam ederim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soruna bu açıdan da bakabilirsin.

Marx komünizmin endüstrileşmiş zengin kapitalist ülkelerde ortaya çıkacağını öngörmüştür.

Oysa komünizm fakir tarım ülkeLerinin yeğlediği bir sistem olmuştur.

Marksizm, tarihsel materyalizmdir. Ne demek bu? Devrime ve sosyalizme dönük beklentilerini, stratejilerini ve taktiklerini değişen zamana ve koşullara göre yenileyeceksin demek. Yani dogmaların olamaz. Aslında tek başına bu bile marksizmin bir din olamayacağının açık göstergesidir. Anlayana tabi...

Marks kendi döneminin koşullarında devrimci dalganın Avrupa'da yayılacağını belirtti. Aslında bunda kısmen haklı da çıktı, zira toplumsal hareketler ilk olarak Avrupa'da patlak verdi, hatta Paris Komünü de orada ortaya çıktı. Fakat başarılı olamadılar. Sonra bir başka marksist olan Lenin, kendi zamanının koşullarına göre marksizmi güncelledi ve devrimin çevre ülkelerden başlayıp yayılacağını savundu. Nitekim öyle de oldu. Marksizm, değişen maddi koşullara göre kendini sürekli yeniden üreten bir öğretidir. Marks'ın beklentileri de sadece kendi dönemini yansıtır. Fakat sizin çarpık zihninizde marksizm bir din ve Marks da bir peygamber olduğu için onun sözlerinin her çağda geçerli olmasını bekleyip, ters bir durumla karşılaşınca ''Bakın işte yanlış çıktı'' diyerek çıkıntılık yapıyorsunuz. Bu tavrınız, Marks'ı peygamberleştirenin asıl sizler olduğunu gösteriyor. Fakat sizin dinsel düşünce tarzını aşamamış olmanız, ne bizi ne de marksizmi ilgilendiriyor.

Halkını doyurmaktan aciz bir imparatorluktur SSCB...

SSCB sosyalizme ulaşmaya çabalayan ama bürokratik yapısı nedeniyle bunu başaramayıp dağılan bir ülkeydi.

Yine de pek çok kazanımı oldu. Başka bir iletinde sosyalizmin insanlığa ne kazandırdığını da sorduğun için yazıyorum;

İşsizlik ortadan kaldırıldı, kalkınma ve sanayileşmede büyük mesafe katedildi, şehir planlamacılığı ve teknolojik alt yapı kurulumunda büyük başarı sağlandı. Et tüketme rakamlarını Avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığında Sovyet yurttaşlarının daha önde olduğunu da görürsün. Açlık ve evsizlik ortadan kaldırıldı. Eğitim, sağlık, barınma ve ulaşım gibi temel haklardan herkesin nitelikli ve eşit biçimde parasız olarak faydalanmasının önü açıldı. İş güvenliği başta olmak üzere geniş bir sosyal güvenlik sistemi sağlandı. Sekiz saatlik iş günü getirilerek insanlara hayatlarını yaşamaları için boş zaman yaratıldı. Feodalizm tüm kültürel yapısıyla yok edildi ve kadın haklarında büyük kazanımlar gerçekleştirildi. Dünyanın en çok kitap okuyan toplumu yaratıldı. Rekabet ve bencillik yerine dayanışmaya dayanan bir toplumsal yapı kurularak suç oranları büyük miktarda azaltıldı. Dinci ve milliyetçi gericiliğin beli kırıldı. Tam bağımsız bir ülke oldu. Yaklaşık 100 kadar halk, o topraklarda barış içinde ve eşitçe yaşadı. Bizimki de dahil dünyadaki tüm ulusal kurtuluş savaşları desteklendi. Nazizm ve faşizmle savaşılıp durduruldu. Emperyalizmin Orta Doğuya saldırmasının önüne geçildi. ''Bizde de devrim olur mu'' korkusunu vererek, kapitalist ülkelerdeki halkların da 'sosyal refah devleti' ve 'sosyal demokrasiyle' tanışmaları sağlandı...

Daha ne bekliyordunuz? 'Kendi halkını bile doyuramadığını' iddia ettiğiniz ve sanki bir Afrika ülkesinden bahsediyor gibi konuştuğunuz SSCB, dünyanın iki süper gücünden biriydi. Şimdi çöktü diye dilinize maskara ettiğiniz sistem, geri ve köylü Çarlık Rusyasını alıp süper güç yaptı.

Kurt kocayınca köpeklere maskara olurmuş! SSCB'ye çamur atanlar sadece kendi köpekliklerini beyan ediyorlar.

SSCB olmasaydı, emperyalistler TC'nin kuruluşuna tahammül etmezlerdi. SSCB olmasaydı, maddi ve manevi büyük yardımı da olamaz ve kurtuluş savaşımızı bile kazanamazdık. SSCB olmasaydı, ülkemizi kuran irade, ''ulusal kurtuluşçuluk'', ''bağımsızlık'', hatta bu denli radikal bir ''laiklik''le bile tanışamazdı.

SSCB'ye ve sosyalizme olur-olmaz yerde laf ederek, yediğiniz kaba pislemeyin.

Rusya komünizmi seçmeseydi, potansiyel olarak ABD'den de zengin ve refah bir ülke olma şansına sahipti.

Evet evet, teyzemin de bıyıkları olsa amcam olurdu.

Şaka bir yana, Rusya belki daha zengin olurdu. Mesela bir avuç Rus burjuvası milyar dolarlık servet yapar, geri kalanı sürünürdü, ama ortalamayı alınca yüksek görünürdü. Bu kadarı zeka seviyesi senin gibi olanları avutmak için yeterli olurdu tabi. Başta kadınlar olmak üzere büyük çoğunluk yoksulluğa ve işsizliğe itilirdi. Çünkü kadın çalışanlar her zaman daha maliyetlidir. Evlenince işi bırakıp gidebilir ve doğum için aylarca ücretli izin ister v.s. Bu yüzden kapitalizmin kronik hastalığı olan işsizlik önce kadınları vurur. Rusya kapitalizme geçince dolar milyarderleri yarattı ama büyük bir işsizlik ve okumuş olmasına karşın işsizlik sebebiyle fuhuş yapmak zorunda kalan geniş bir kitle de yarattı. Ne kadar övünsen azdır Hacı!

tarihinde Freddie tarafından düzenlendi
Tekrarlarsan ceza alacaksın. xislam
Link to post
Sitelerde Paylaş

Et tüketme rakamlarını Avrupa ülkeleriyle karşılaştırdığında Sovyet yurttaşlarının daha önde olduğunu da görürsün.

Yok artık. Bu dediğinin kaynağı var mı Freddie?

SSCB olmasaydı, ülkemizi kuran irade, ''ulusal kurtuluşçuluk'', ''bağımsızlık'', hatta bu denli radikal bir ''laiklik''le bile tanışamazdı.

SSCB'ye ve sosyalizme olur-olmaz yerde laf ederek, yediğiniz kaba pislemeyin.

Stalin bizimkileri sıkıştırmasaydı ABD uydusu da olmazdık, öyle de bir şey var.

olmasına karşın işsizlik sebebiyle fuhuş yapmak zorunda kalan geniş bir kitle de yarattı.

Sovyetler yıkılmadan onlarca yıl önce de Sovyetler vatandaşı kadınlar bedenlerini satıyorlardı, ben zamanında Sovyetler'e seyahat eden erkeklerin yanlarında naylon kadın çorabı götürdüklerini ve bunlar karşılığında kadınlarla yattıklarını falan birden fazla kaynaktan duydum.O kitleyi bizzat Sovyet deneyi yarattı, ve bu kitle tam anlamıyla ancak duvar yıkılınca görüldü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili MrGuitarr,

Bu teklifinin ne anlama geldiğinin farkında mısın?

Aynı teklifi ben senin için yapsam, o zaman ne anlama geldiğini daha iyi anlarsın.

Özeleştiriye açıksan, kendine yanılma payı tanıyorsan tartışalım; aksi halde zaman kaybetmeyelim.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili MrGuitarr,

Bu teklifinin ne anlama geldiğinin farkında mısın?

Aynı teklifi ben senin için yapsam, o zaman ne anlama geldiğini daha iyi anlarsın.

Sevgiler.

Dininden vazgeçme teklifidir bu.

Buraya müslüman gelip ateist giden çok adam var.

Sen ne zaman dininden kurtulmayı düşünüyorsun diye sordum ben de.

Yanıtını bildiğim halde...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dininden vazgeçme teklifidir bu.

Buraya müslüman gelip ateist giden çok adam var.

Sen ne zaman dininden kurtulmayı düşünüyorsun diye sordum ben de.

Yanıtını bildiğim halde...

Al benden de o kadar.

-----

Tartışmaya gönlü olan böyle şartlar ileri sürmez.

Böyle şartlar ileri sürmenin ne anlama geldiğini hala anlamamış görünüyorsun.

Daha baştan ben senin düşüncelerini çürütüceğim, sen şimdiden bunu kabul et, veya gel seninle satranç oynayalım ama yenilgiyi baştan kabul et gibi bir şart öne sürüyorsun..

Böyle bir şartı öne süren ile ne tartışacaksın.

-------

Sana hitaben yazdığım yanıt. Sorduğun bir soruya yanıt idi. Yanıtım hakkında bir fikir beyan etmeyeceksen, ki etmiyorsun. Uzatmanın alemi yok.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnanç gerçeği bilmemek istemek olarak tanımlandığında, dincilerle komünistlerin özünde mümin kişiler olduklarını görebiliriz. Her iki cenah da iman etmektedir. İkincisi cennetin yeryüzünde olduğunu savunur; ancak bu yeryüzü cennetinin maddi temellerinden ve insanın doğasından bahsedemez. Gerçekleri açıkça dile getiremez, bir avuncadır tüm ideolojisi. Bu avuncaya gereksinim duymasının nedenleri ise çok çeşitlilik gösterir. Ailevi sorunlar, toplumdan dışlanmışlık, başarısızlık, kişilik bozukluğu, aşırı hırs ve ihtiraslar, hayalperestlik, ve şizofreni kemik marksistlerin çoğunda görülebilek semptomlardır.

Aynı belirtileri aşırı İslamcılarda da görmek olasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu bilimsel ve maddi temellere oturmuş, insanın doğasına ilişkin çarpıcı gerçekler karşısında dilim tutuldu. Nasıl da göremiyormuşuz bu maddi gerçekleri ve insanın doğasını.

Öyle ya hepimizin ailevi sorunları var, hepimiz toplumdan dışlanmışız, başarısızlıklarımız kişilik bozukluklarına neden olmuş, aşırı hırs ve ihtiraslar, hayalperestlik, ve şizofreni kemikleşme bizlerin çoğunda görülebilek semptomlarmış.

Birkaç semptom da ben ekleyeyim.

Üstelik bunlar hasta olduklarının farkında bile değildirler. Hayallerini gerçek zannediyorlar. Bunlar ülke yönetir ama yönettikleri de yalandır.

Yararlı tek iş yapmazlar.

Kızıl renk bunların putudur. Kızıla taparlar.

Velhasıl beş para etmezler.

Nasıl beğendin mi bu semptomları.

Ben beğendim. Objektif gerçekleri bütün çıplaklığı ile ortaya koyduk.

Artık bu semptomlardan sonra, bu hastaları tedavi etmek gerek.

Ne öneriyorsun? Nasıl bir tedavi yöntemi uygulayalım?

Bence bunlar iflah olmaz. Eşitlik, meşitlik de neymiş, bunlar insanın doğasını bilmezler. Bunları kendi başına bırakırsak bu cennet dünyayı cehenneme çevirirler. Toplumun huzurunu bozarlar. En iyisi tımarhanelere kapatalım. Uyuşturucularla sakinleştirelim. Çok azarlarsa deli gömleği giydirip kollarını bağlayalım. Elektroşok uygulayıp eşitlik hayallerini ve saplantılarını beyinlerinden silelim.

Yok! yok! böyle de olmayacak. Boşuna uğraşıp beslemeyelim. En iyisi asalım, imha edelim. Başka türlü bunlardan kurtuluş yok!

Nasıl? Bendeki bu değişim hoşuna gitti mi?

Böyle bir değişim mi bekliyordun?

Yoksa değişim kantarının topuzunu mu kaçırdım?

Ne kadar değişmem gerektiğini özetle de o kadar değişeyim.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...