Jump to content

Tanrı Nedir ?


Recommended Posts

Selamlar,

Soru gayet açık ve net; Tanrı nedir ?

Bu konuda ateistforum'un kaynaklarında güzel bir yazı var umuyorum ki forumda o yazıdan daha güzel fikirler cıkıcaktır.

İşte buda o yazı fakat bu yazıya baglı degilde konuyu kendi düşüncelerimizle götürelim biraz.

Tanrının tanımı

Her şeyden önce, tanrının varlığını veya yokluğunu tartışabilmek için, tanrı kavramının tanımını yapmak gerekmektedir. Şaşırtıcı nokta, herkesin bu kadar sözünü ettiği bir kavramın çok kesin, net, herkesin anlayıp üzerinde birleştiği, kabul edilir ve anlaşılır bir tanımının bulunmamasıdır. Pek çok ateist-teist tartışmasının asıl noktalara gelinemeden, tanrının tanımı noktasında düğümlenip kaldığı, çünkü tanrının doğru dürüst bir tanımının yapılamadığına felsefi alanda çok tanık olunmuştur.

Bunun bir sebebi pek çok teist'in tanrıdan ne kastettigi ve tanrıyı nasıl tanımladığı konusunda fazla kafa yormamış olması, bir diğer sebebi de ortada yaygın birden fazla tanrı tanımının bulunmasıdır.

Genellikle tanrıdan ne kastedildiği tam anlaşılmadan tanrının varlığı veya yokluğunun kanıtlarına geçilir. Örneğin su diyaloga dikkat ediniz ve konuyla olan bağlantısını kurmaya gayret ediniz:

A: Masanın üzerinde küçük bir peri var.

B: Ama ben bir şey görmüyorum.

A: Elbette, çünkü bu görünmez bir peri.

B: Ama dokunamıyorum da.

A: Elbette, bu peri görünmez, dokunulmaz ve hakkında hiçbir somut veri edinilemez bir peri.

B: Peki o zaman var olduğunu nereden biliyorsun?

A: çünkü bu perinin varlığının kanıtları var.

B: Nedir bu kanıtlar?

A: Mesela yağmurun yağması bu perinin varlığının kanıtıdır. Bu peri yağmur perisi. Ne zaman yağmur yağsa bu perinin varolduğunu anlıyorum.

B: Peki yağmurun sebebinin bu peri olduğunu nereden biliyorsun?

A: çünkü başka birsek olamaz. Sen söyle o zaman yağmurun neden yağdığını?

B: yağmurun neden yağdığını bilmiyorum. Ama yağmurun sebebinin elindeki peri olduğuna inanmam için başka deliller gerekli.

(Dikkat ediniz, artık bu noktada, B dahi perinin varolup olmadığını veya niteliklerini sorgulamaktan çıkıp, varlığının delillerini tartışmaya başlamıştır).

A: Bu perinin varlığını kanıtlamaya aslında gerek bile yok. Herkes beyninin derinliklerinde bu perinin varlığına inanır. Sadece kişinin gönül gözünü açması gerekir. Bu peri kendi kendinin kanıtıdır. Ayrıca kendi varlığına dair inancı hepimizin beynine koymuştur. Hem sonra, başka turlu yağmurun nasıl yağdığını açıklamanın yolu olmadığından, bu perinin varlığına inanmak zorundasın.

B: Peki bu perinin nitelikleri neler? Neye benzer? nasıl bir şeydir?

(Dikkat edildiği gibi perinin nitelikleri, varlığının kanıtlarının tartışılmaya başlanmasından sonra gündeme gelmiştir).

A: Bu peri 15 cm boyunda, kanatlı, zayıf, ince bir varlıktır. Akillidir, konuşkandır ve neşelidir. Devamlı kanat çırpar. Ne zaman yağmurun yağmasını isterse bunu diler ve yağmur yağar.

B: Bilmiyorum, bana yine de inanması biraz zor geliyor.

A: Ama inanmazsan, bu peri kızar ve evini sel bastırır. İnanırsan ve dediklerini yaparsan ise bahçendeki bitkileri yeşertir, evine bolluk getirir.

(Dikkat ediniz, burada da insan motivasyonunun temel ilkeleri olan "ödül" ve "ceza" prensipleri kullanılmaktadır).

B: Ben yine de inanmıyorum.

A: İnanmıyorsan, olmadığını kanıtla o zaman?

B: ???

Dikkat ediniz, sonunda diyalog donmuş ve B'den perinin olmadığını kanıtlaması istenmeye başlanmıştır. Hele de bu diyalogun nesiller boyu sürdüğünü düşünün. A ve yandaşlarının bu perinin otoritesini kullanarak topluluklarına düzen getirdiğini, kurallar koyup bunların islemesini sağladıklarını ve bu yolla bir yasama ve yürütme otoritesi kurmayı başardıklarını düşünün.

İşe yarayan ve düzen sağlanmasına yardımcı olan bir toplumsal fenomen, toplumda zaman içinde kabul görür. Daha az sorgulanır. Hele de insanlara bunun anlayamayacakları birsek olduğunu ve bu konuya ancak belli baslı bazı akilli ve bilge kişilerin vakıf olduğunu söyleyin, insanlar zaten meşgul olan günlük hayatlarından bu meseleyi çıkarır, bu konuda güvendikleri kişilerin fikirlerini ve öğütlerini dinlemeye başlarlar.

Sonunda konuyla ilgili kafa yoran kişilerden de birbiriyle uyusan ve uyuşmayan görüşler çıkmaya baslar. Zamanla periden bütün somut özelliklerini (boyunu, kanatlarını, büyüklüğünü, vb) de çıkarır, daha zor sorgulanabilsin ve daha zor anlaşılabilsin diye tamamen soyut nitelikler atfederler. (Rengi, sekli, büyüklüğü yoktur, yeri yurdu yoktur, öncesi sonrası yoktur, vb gibi). çünkü insan yalnızca anlayamadığı şeye inanır. Anladığı her şeyi sorgular insan.

Tanrı için de İslami kaynaklara baktığınızda pek çok yerde hiç de soyut olmayan, neredeyse insana benzeyen bir varlık karşınıza çıkar. Örneğin tanrının "iki el"inden (Maide: 64; Sad: 75), "yüz"ünden (pek çok ayet içinde, örneğin Bakara:115) bahsedilir. Kuran'ın, hadislerin sözlerine bakan kimi yorumcular, tanrının cisimli, "Mucessine" olduğu görüşüne ulaşırlar. Ayrıca tanrı insan gibi görür, işitir, konuşur, yatışır, düşünür, acır, bağışlar, insan gibi "Efendi"dir (Rabb), "Kral"dır (Melik), "Ev"i vardır (Kabe), "Tahtı, Sarayı" vardır (Arş). "Güçlüdür" (Aziz), "Zorba"dır (Cebbar), "Sevecen"dir (Vedud), dost, düşman kazanır, vs. Ayrıca Kuran'a göre tanrı göktedir. "GOKTE OLAN'ın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır. GOKTE OLAN'ın başınıza taş yağdırmasından güvende misiniz?" (Mülk Suresi, 16-17). Ayrıca tanrının Arş'ı (Taht, Saray) da göklerin üstündedir. Bunlara bakan kimi din alimleri ve kuran yorumcuları "tanrı gökteyse, Tanrı'nın gökten daha küçük olması gerekir. Böyle birsek düşünülebilir mi?" gibi, veya "tanrı gökteyse varlığının ve varlığını sürdürebilmesinin bir başka şeye bağlı olduğunu da düşünmek gerekir, bu nasıl olabilir?" gibi sorular sormuşlardır.

Fakat ayni zamanda tanrının "benzeri" olmadığı da söylenir (Sura: 11). "Öncesiz", "Sonrasız", "Doğmamış", "Doğurmamış" denir tanrı için. Özellikle günümüzde, artık tanrıdan bahsedildiğinde genellikle cisimsiz, mekansız, soyut bir kavram karşınıza çıkar. "tanrı nasıl bir şeydir?" diye sorduğunuzda, elinizde kendisine atfedilen akil, zeka ve istediğini yapabilme dışında hiçbir nitelik kalmadığını görürsünüz.

Aslında sorgulama devam ettiğinde tanrı kavramını bu niteliklerden bile soyutlama ihtiyacı hissederler.çünkü bir Hıristiyan teologun dediği gibi:

"Tanrı hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. çünkü tanrı hakkında birsek söylemek, tanrıyı 'sınırlamak' demektir. tanrı için A özelliğine sahiptir demek, tanrının non-A (A olmayan) özelliğine sahip olmadığını söylemek olur. Dolayısıyla her turlu sınırlamayı asan bir kavram olması gereken tanrı için hiçbir şey söyleyemeyiz."

Bir elma hayal edin. Ve sırayla elmadan bütün niteliklerini çıkarmaya başlayın. Rengini çıkarın, büyüklüğünü çıkarın, kütlesini çıkarın, seklini çıkarın. Geriye ne kalır? Konu elma olunca geriye bir şey kalmaz ama konu tanrı olunca belli ki geriye "var" olması ve de "bir" olması kalıyor.

Bu düşünce tarzı aşağıdaki diyaloga benzer:

Teist: Tanrıya inanıyorum.

Ateist: tanrı nedir?

Teist: Bilmiyorum.

Ateist: Fakat inandığın şey ne o zaman?

Teist: Onu da bilmiyorum.

Ateist: Öyleyse inancını inançsızlıktan ayran faktör ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 55
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Teist: Tanrıya inanıyorum.

Ateist: tanrı nedir?

Teist: Bilmiyorum.

Ateist: Fakat inandığın şey ne o zaman?

Teist: Onu da bilmiyorum.

Ateist: Öyleyse inancını inançsızlıktan ayran faktör ne?

Teist: Kavrayamadığım, göremediğim halde inanıyorum. İşte bu inançtır zaten. Kavrayıp bildiğim birşeye inansaydım bu inanç olmazdı, bilinç olurdu. Kendisini kavrayabilme imkanım varken tembellik edip sadece inandığım şeyler Tanrı olamaz. Kavrayamayacağımı bildiğime ancak inanabilirim, O da Tanrı'dır.

tarihinde puppetularz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kavrananamaz bir güce inanmanın ne anlamı vardır peki?

Kavranamazlik (noncognitivism) argumani

Tanri fikrinin ve buna bagli olarak dinsel dusuncenin anlamliligini sorgulamak basindan beri onemli bir tartisma konusu olmustur. Burada sozkonusu argumani su sekilde formulize edecegiz:

1) Varolan seylere ait bizi ilgilendiren 3 cesit ozellik bulunmaktadir. Bunlar:

A. Ana ozellikler

B. Ikincil ozellikler

C. Iliskisel ozellikler

2) Yukaridaki maddede yer alan B ve C anlamli olabilmek icin varolan seyin A'sina (temel ozellikleri) baglanabilmelidir

3) Tanri kavrami icin pozitif olarak tanimlanmis bir 'A' (temel ozellikler) mevcut degildir

4) Bu yuzden Tanri kavrami ne A, ne B, ne de C'ye sahiptir.

5) A, B ve C'nin tumunden yoksun olan bir kavram anlamsizdir

6) Demek ki Tanri kavrami gecersizdir

Birisi "Guzel bir elbise" diye bir yorum yaptiginda, biz ona "Elbise nedir?" diye sorarsak, kendisinden "Guzel bir dizayni var" ya da "Rahat" gibi bir cevap duymak istemeyiz. Elbisenin ne oldugunu soruyoruz cunku. Temel ozelliklerini, elbiseyi elbise yapan seyi soruyoruz. Bu kisi bize elbise 'kirmizi'dir dese, 'yazlik bir elbise' dese ya da elbise hakkinda herhangi baska birsey soylese, bunlarin hicbiri hala "Elbise nedir?" sorusunun cevabi degildir. Elbise nedir sorusunun cevabi, elbisenin sozlukte veya ansiklopedide gecen ayrintili tanimidir.

Elbise hakkinda soylenen yukaridaki turde seyler, elbisenin 'ikincil' ozellikleri (yukarida bahsedilen 'B') ya da elbisenin 'iliskisel' ozellikleridir (yukarida bahsedilen 'C'). Elbisenin ne demek oldugunu bilmeden, bu ozelliklerini bilmenin bir faydasi yoktur. Bu ozellikler bize elbiseyi tanimlamaz, elbise hakkinda gercek anlamda bize birsey soylemez.

Tanri hakkinda soru sordugunuzda teistten aldiginiz cevaplar da bu tur cevaplardir. Tanri nedir diye sordugunuzda soylenen seyler:

- Herseyi bilen

- Her seye gucu yeten

- Ezeli ve ebedi

- Yaratici

- Bagislayici

- Kisi (insan degilse bile bir 'birey'dir Tanri)

- Mukemmel

- Askin

- Maddesel olmayan

Bu listeye baska seyler de eklenebilir. Fakat ne eklerseniz ekleyin, teizmin Tanri konusunda verdigi cevaplar, Tanri'ya ait 'ikincil' ya da 'iliskisel' ozellikler olmaya devam edecektir. Bu niteliklerin hicbiri "Tanri ozunde nedir?" sorusunu cevaplamaz.

Bir kavram icat etsem ve adina 'unie' desem, sonra da ona bazi insasi ozellikler atfetsem, ornegin 'bilgelik' gibi, sonra da eklesem, desem ki ama bu bilgelik insanin bilgelidinden farklidir, ve de 'unie' dogasi geregi bilinmezdir, bu durumda 'unie' hakkinda soyledigim hicbirsey, bizim 'unie'yi anlayisimiza birsey katmaz.

Tanri 'iyi' ya da 'bilge'dir demek, bilinmez bir varligin, bilinmez bazi ozelliklere, bilinmez bir sekilde sahip oldugunu soylemekten farksizdir.

Bazi teologlar, Tanri hakkinda hicbirsey soyleyemeyecegimizi iddia ederler. Ornegin, bir hristiyan teologun ifadesi:

"Tanrı hakkında hiçbir şey söyleyemeyiz. çünkü Tanrı hakkında birsek söylemek, Tanrıyı 'sınırlamak' demektir. Tanrı için A özelliğine sahiptir demek, Tanrının non-A (A olmayan) özelliğine sahip olmadığını söylemek olur. Dolayısıyla her turlu sınırlamayı asan bir kavram olması gereken Tanrı için hiçbir şey söyleyemeyiz."

Bir elma hayal edin. Ve sırayla elmadan bütün niteliklerini çıkarmaya başlayın. Rengini çıkarın, büyüklüğünü çıkarın, kütlesini çıkarın, seklini çıkarın. Geriye ne kalır? Konu elma olunca geriye bir şey kalmaz ama konu Tanrı olunca teist icin belli ki geriye "var" olması ve de "bir" olması kalıyor.

Bu düşünce tarzı yukardaki yazıda geçen diyaloga benzer:

Teist: Tanrıya inanıyorum.

Ateist: Tanrı nedir?

Teist: Bilmiyorum.

Ateist: Fakat inandığın şey ne o zaman?

Teist: Onu da bilmiyorum.

Ateist: Öyleyse inancını inançsızlıktan ayran faktör ne?

Dolayısıyla bu düşünce tarzının absürdlüğü açıktır. Bu yüzden de teist Tanrıyı tüm niteliklerinden soyutlamak istemez. Tanri ile ilgili yukarida bahsettigimiz ikincil karakterlerin sozunun edilmesi bu sebeple ortaya cikmaktadir. Bu yolla, Tanri hakkinda sanki kismen birseyler soylemis gibi gorunmek ister teist.

Halbuki yukarida bahsettigimiz gibi, bu soylenen seyler, Tanri'ya ait ikincil karakterlerdir ve Tanri'nin ne olduguna dair aslinda birsey soylemezler.

Yani sonucta teist, tum cabasina ragmen Tanri hakkinda hicbirsey soylememis olur. Tanri'dan bahseden herhangi bir aciklama, ne kadar cok sozcuk icerirse icersin, anlamsiz bir laf salatasidir.

Soylenenler anlamsiz oldugundan, Tanri hala tanimsizdir.

Tum bunlar isiginda, pozitif ateistin cikardigi sonuc, Tanri denen bir kavramin kesin olarak varolmadigi, cunku ortada Tanri diye bahsedilen birseyin olmadigidir.

Pozitif ateizmin bu argumanina yapilan itirazlardan biri, Tanri'yi 'anlamsiz' olarak nitelendirmenin, teizm kadar pozitif ateizmi de gecersiz kilacagidir. Denir ki, 'Tanri' sozcugu eger birsey ifade etmiyorsa, o zaman Tanri'nin varligini iddia etmek kadar, yoklugunu iddia etmek de gecersizdir.

Bu bakis acisini bazi filozoflar kabul etmekte ve 'noncognitivism'i ateizmden ayri bir dusunce bicimi, ya da bakis acisi olarak ele almaktadirlar.

Fakat pek cok baska filozof, 'noncognitivism'e dayanan bir ateizmi mumkun gormektedir. Eger 'Tanri' sozcugu birsey ifade etmiyorsa, o zaman 'Tanri'yi bir kavram degil, sadece bir 'kelime' olarak algilamak ve gercek dunyada varolmadigini iddia etmek mumkundur demektedirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

En azından inkar edilmemeli. Enazından var da olabilir yok da olabilir deme cesaretini gösterebilmelisiniz.

Bu konuda cübbelinin bu cümlesine katılarak şunu demek istiyorum.

İnsanlar bugüne kadar kendi elleriyle yaptıkları bütün put tanrıları çürütmüşlerdir. Geriye birtek gerçek Tanrı kalmıştır. Onuda göremediğimiz için yok yada var diye inancın içinde bırakmışızdır. Sanırım Tanrının tam kanıtı ölüm sonrası insanlara belli olacaktır. Bu nedenle cübbelinin yazdığı en mantıklı çıkarımdır. Yani agnostizm.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçbir kanıtı olmayan sözde bir varlığın kabul edilebilir hiçbir yanı yok. Bunun cesaretle de alakası yok. Eğer cesaretten söz ediyorsak önce siz tanrının gerçekten olup olmadığını bir sorgulayın bence.

Allah var demek bu devirde cesaret ister. Sokakta gerici derler, yobaz derler, İran'a gidin derler. Derler de derler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

En azından inkar edilmemeli. Enazından var da olabilir yok da olabilir deme cesaretini gösterebilmelisiniz.

Sizdeki cesaret ne durumda. Peki siz "tamam inanıyorum ama olmama ihtimali de var" cesaretini taşıyormusunuz?.. Gösteremiyorsanız başkasının cesaretini ne diye sorguluyorsunuz?.. tarihinde hallac tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah var demek bu devirde cesaret ister. Sokakta gerici derler, yobaz derler, İran'a gidin derler. Derler de derler...

Şu söylediğin laf o kadar boş ki ne desem bilemedim. Milyonlarca örümcek beyinlinin içindeki bir avuç ateistin lafları mı sizi korkutuyor nedir anlamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu söylediğin laf o kadar boş ki ne desem bilemedim. Milyonlarca örümcek beyinlinin içindeki bir avuç ateistin lafları mı sizi korkutuyor nedir anlamadım.

bizim birşeyden korkumuz yok. Bizi camideki cemaat bile sarık sarıyoz cübbe giyiyoz diye dışlıyor. Daha camidakine kendimizi kabul ettiremedik. Size daha çok var.

Misvak kullanırsın niye o tahtayı ağzına sokuyorsun, sarık sararsın başın mı yarıldı falan filan.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...