Jump to content

babamız ibrahim... peki dedemiz kim?


Recommended Posts

5 yıldır bu konuyu aşamadım. Kuran varoluşu Tanrının varlığının önkabulüyle başlatıyor. Bu nedenle İbrahim peygamber Ay’a, Güneş’e ve yıldızlara “acaba bunlardan hangisi benim Tanrım” diye bakıyor. Teistler, bunun ilk soru olduğunu öne sürerek tüm felsefi ve teolojik tartışmaların babası olarak İbrahim’i gösterirler.

Oysa belli ki İbrahim ilk soruyu sormuyor. Çünkü ilk soru “gördüklerim acaba nasıl var oldu?” şeklinde olmalıydı. İbrahim işin nasıl olduğunu bir kenara bırakıp direk “kim?” sorusundan başlıyor. Bu soru bilimsel bir soru değil; İbrahim var olmayı felsefi bir açıdan sorguluyor. Bilimci bir kafa yapısı bilinenden bilinmeyene giderken büyük sıçrayışlar yapmaz. Adımları mümkün olduğunca küçük atar ki arada boşluk kalmasın. Çünkü bu türden boşluklar hezeyanlara hemen kapı açar. Nitekim Teizmin tarihi hezeyanların da tarihidir.

İbrahim de varoluşu Kuran gibi Tanrının varlığı önkabulüyle kavramaya çalıştığı için aralarında bir sorun yok. Oysa çağımızın bilimsel yöntemlerle yüzleşe yüzleşe yoğrulmuş olan çağdaş kafa yapısı olaylara böyle bakmıyor. Bu nedenle Teist öğreti bilimsel gelişmelerin dinamik gücü değildir; ve bilimsel gelişmeleri ancak ortaya çıkmalarından sonra kendi öğretisine ekleyebilmekle meşgul.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ibrahim ya da tevrattaki haliyle avraham tentanrıcı dinlerin kurucusu olarak lanselenir bütün kaynaklarda, ama tarihsel bir kanıt yoktur üzerine, bence diğer ibrani peygamberlerinin en uyduruk olanıdır, yaşamamış efsaneleştirilmiş bir mitolojik öğedir. kur'an doğrudan tevrat ve incilin yarım yamalak copyalama yapıştırma işleminden ibaret bir şey olduğundan , tentanrıcılığın mucidi olduğu efsanesi de böyle yerleşmiştir islama.

teist fikriyatı nedenlere "kim" kalıbının oturtulmasından doğar, en başta etken bir özne olarak tanrı oluşur dilin hastalığından doğarak. bu düşünceye göre etken olan ancak subjelerdir, objeler ise edilgen ve verimsiz..

ateist fikriyatı ise nedenlere "ne" kalıbını oturtur, böylece ne kadar geriye gidilirse gidilsin bir özne (subje) değil nesne (obje) yerleşir evrenin üstünde. düşüncenin her ilerlemesi objelerin edilgen değil etken güçlere sahip olduğunu ve bunların yasalarını gösterir, böylece dinsel düşünce yıkılır.

bilimsel gelişme ikincisinden doğar, ve ilk kalıp yıkılır..

tarihinde gavur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

güzel bir konuya temas etmişsin süevari....

hangisi benim tanrım diye sormadan önce tanrı fikrini keşfetmesi gerekir öncelikle..

tanrı fikrini keşfedebilmesi için de varlık, varolma gibi kavramları keşfetmesi gerekir..

bu açıdan bakıldığında bir çelişki ve paradoks vardır..

aslında benzer bir çelişki daha doğrusu mantıksızlık ademin ve havvanın yaratılışında da da vardır.. adem dünyadaki tek insan olduğu halde garip bir şekilde "yalnızlık" hisseder.. ilk ve tek olan yani öteki kavramından/olgusundan habersiz olan adem nasıl oluyor da yalnızlığı yani ötekinin yokluğunu hissedebiliyor??

yani ibrahime gelmeden önce, başlangıçta sorun var zaten.. başlangıç sorunlu...

ama teistler böyle şeyleri kafaya takmazlar.. çünkü bilimsel-nedensel düşünmezler.. mantığı dikkate almazlar.. allahın takdiri diyerek her türlü mantıksızlığı bir ön kabul haline getirip işin içinden çıkarlar...

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence bunda çelişki yok.

O çok ve niteliksiz tanrıcılıktan, tek ve nitelikli tanrıcılığa geçişin sembolüdür.

Ondan önce tanrıcılık vardı ve o soruyu onlar sormuştu zaten.

Yani "Bu gördüklerim nasıl oldu? sorusu ve tanrı fikri, öncekilerin sorusuydu.

İbrahim o sorunun yanıtına öncekilerden dolayı vakıftı.

Aslında bir eksik var.

Ama o eksik "Bu gördüklerim nasıl oldu? sorusu değil.

Asıl eksik olan; tevhidin yani tek tanrı fikrinin nasıl oluştuğudur.

Madem ki İbrahim "monoteizmin babası" kabul ediliyor, öyleyse çok tanrının olamayacağı, doğru tanrı inancının tek tanrı olması gerektiğine dair bir başlangıç gerekir ve buna ait bir akıl yürütme ve soru sorma gerekirdi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

5 yıldır bu konuyu aşamadım. Kuran varoluşu Tanrının varlığının önkabulüyle başlatıyor. Bu nedenle İbrahim peygamber Ay’a, Güneş’e ve yıldızlara “acaba bunlardan hangisi benim Tanrım” diye bakıyor. Teistler, bunun ilk soru olduğunu öne sürerek tüm felsefi ve teolojik tartışmaların babası olarak İbrahim’i gösterirler.

Oysa belli ki İbrahim ilk soruyu sormuyor. Çünkü ilk soru “gördüklerim acaba nasıl var oldu?” şeklinde olmalıydı. İbrahim işin nasıl olduğunu bir kenara bırakıp direk “kim?” sorusundan başlıyor. Bu soru bilimsel bir soru değil; İbrahim var olmayı felsefi bir açıdan sorguluyor. Bilimci bir kafa yapısı bilinenden bilinmeyene giderken büyük sıçrayışlar yapmaz. Adımları mümkün olduğunca küçük atar ki arada boşluk kalmasın. Çünkü bu türden boşluklar hezeyanlara hemen kapı açar. Nitekim Teizmin tarihi hezeyanların da tarihidir.

İbrahim de varoluşu Kuran gibi Tanrının varlığı önkabulüyle kavramaya çalıştığı için aralarında bir sorun yok. Oysa çağımızın bilimsel yöntemlerle yüzleşe yüzleşe yoğrulmuş olan çağdaş kafa yapısı olaylara böyle bakmıyor. Bu nedenle Teist öğreti bilimsel gelişmelerin dinamik gücü değildir; ve bilimsel gelişmeleri ancak ortaya çıkmalarından sonra kendi öğretisine ekleyebilmekle meşgul.

Felsefe varolan tanrıya(sebebe) ulaşmaktır.Diğerleri felsefe değil, saçmalamaktır.Tanrının(sebebin) varlığından kuşku duyan birisinin "acaba bunlardan hangisi benim Tanrım" sorusuna geçebilmesi için milyarlarca yıl gerekir.İbrahimin çıkışı çok doğrudur.Varoluşun temelinde Tanrı olmasa dahi herhangi bir sebep muhakkak varmı? Var. Onunda çıkış noktası budur.Güneşe dahi acaba benim tanrım bumu diyen birisinin "gördüklerim acaba nasıl varoldu " diye düşünmesini beklemek boştur.Varlık kesin ama kesin bir sebep gerektiriyor mu? Cevabın evetse, güneşte, ayda, yıldızlarda sebep olabilir.O direkt sebebi aramış neticede Allaha ulaşmış.Nasıl var olduğu bizim işimiz değil, bizim işimiz sebeplerini çözmek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Felsefe varolan tanrıya(sebebe) ulaşmaktır.

işte süevari ön kabul derken bundan bahsediyordu..

yani felsefeye başlarken tanrıyı zaten önkabul yapıcan, sonra ona ulaşmak için felsefe yapcan.. ne gerek var ki?? hasta mısın sen???

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

işte süevari ön kabul derken bundan bahsediyordu..

yani felsefeye başlarken tanrıyı zaten var kabul edicen, sonra ona ulaşmak için felsefe yapcan.. ne gerek var ki?? hasta mısın sen???

Senin anlama özrün var galiba önkabul sebep bu sebep tanrıdır tanrı( herşeyi meydana getiren) yahut diğer sebep tanrıdan başka bir sebep(herşeyi meydana getiren) herşeyi meydana getiren bir gücün varlığını kabul ediyor onu arıyor! Fazla uzatmayacağım anla artık.Güneşe bile acaba bu benim tanrımmı diyen birisinin şu 2 sebebe zıt olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz? Sen varlığının bir sebebi olduğunun bilincinde değilmisin? Eğer öyleyse ne araştırıyorsun bu sebebi demek salakça olur mu senin ifade ettiğin gibi?

tarihinde AntiiiiKafir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Senin anlama özrün var galiba önkabul sebep bu sebep tanrıdır tanrı( herşeyi meydana getiren) yahut diğer sebep tanrıdan başka bir sebep(herşeyi meydana getiren) herşeyi meydana getiren bir gücün varlığını kabul ediyor onu arıyor! Fazla uzatmayacağım anla artık.Güneşe bile acaba bu benim tanrımmı diyen birisinin şu 2 sebebe zıt olduğunu nasıl söyleyebiliyorsunuz? Sen varlığının bir sebebi olduğunun bilincinde değilmisin? Eğer öyleyse ne araştırıyorsun bu sebebi demek salakça olur mu senin ifade ettiğin gibi?

bu yazdıklarının bir önceki mesajından bir farkı yok..

herşeyi meydana getiren bir güç olduğunu düşünüyorsun, bunu kabul ediyorsun, sonra da felsefe yapıp yine buna ulaşıyorsun... bu mudur olay???

senin açıklama özrün var belli....

ya da düşünme özrü..

sen seç...

tarihinde Faramir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bu yazdıklarının bir önceki mesajından bir farkı yok..

herşeyi meydana getiren bir güç olduğunu düşünüyorsun, bunu kabul ediyorsun, sonra da felsefe yapıp yine buna ulaşıyorsun... bu mudur olay???

senin açıklama özrün var belli....

ya da düşünme özrü..

sen seç...

Bak güzel kardeşim sana hakaret etmeyeceğim.Ama artık anla herşeyin sebebi muhakkak vardır.Bu senin içinde inanan birisi içinde aynıdır.O sebep evrenin ve canlıların bilinçli yada bilinçsiz yaratıcısıdır.Bu sebebe ulaşmak isteğinde seni rahatsız eden nedir anlayamadım? Sen neden varolduğunu araştırmıyormusun? Araştırıyorsan bu aptalcamı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...