Jump to content

Talâk-ı Baîn, Bakara-230 ve Hülle


Recommended Posts

İslam'da boşanmanın türlü yolları vardır ama en çok kullanılanı Talâk-ı Bâin'dir. Çok esnek, aynı anda çok da kesin olabilen, ilginç bir boşanma (pardon; 'boşama') biçimidir.

Erkek kadını bir nedenle boşmak isterse ki genellikle öfkeli olduğu anlardır bunlar, onu türlü sözcüklerle boşayabilir, önemli olan bu sözcüklerin net biçimde boşanmayı ilan etmeye yeter olmasıdır. En yaygını "boş ol"dur. Bunun yanında "seni bain talakla boşadım" demek de aynı anlamı taşır.

Fakat önemi yoktur, eğer isterlerse, iddet süresince beklemeye gerek olmaksızın eşler yeniden bir araya gelebilir. Ancak nikah yapmak şarttır. Birinci talaktan sonra böyle bir şansınız mevcuttur, ayetlerle sabittir. (Bakara: 228)

Aynı şey bir süre sonra tekrar edilebilir. Kavga olabilir, erkek çok sinirlenebilir ve ağzından benzer sözcükler tekrar çıkıp karısını boşayabilir. Korkmaya gerek yok, ikinci bain talaktan sonra da nikah tazelemek şartıyla çiftler yeniden birleşebilir. Bu durum da ayetlerle sabittir. (Bakara229)

Aynı şey üçüncü kez olduğunda, yani erkek öfkesine yenik düşüp de karısını üçünce kez boşadığında konu biraz karmaşıklaşır, zorlaşır. Üçüncü talakla boşanmaya "beynûnet-i kübrâ" denir; yani "büyük anlaşmazlık, büyük ihtilaf"..

Fakat İslam kolaylıklar dinidir ve kadın sözkonusu olduğunda erkeğe daima bir çıkar yol sunar.

Burada emredilen, kadının bir başka erkekle nikahlanıp, onunla basbayağı karı-koca olup, daha sonra boşanması zorunluğudur.

Yani erkek karısını üçüncü kez boşamışsa, onu mutlaka yabancı bir erkekle nikahlamak ve resmen koynuna sokmak zorundadır: Hülle. Ondan sonra yeniden kendi nikahına alabilir.

Bakara 230: Eğer erkek kadını (üçüncü defa da) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onunla evlenmesi kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, Allah’ın koyduğu sınırları muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerine engel yoktur. İşte bunlar, Allah'ın tayin ettiği sınırdır. Bunlar, anlayan (emri yerine getirecek olan) bir kavim için Allah’ın açıkladığı sınırlardır.

Ayeti eğip bükmeye çalışırlar, burada yeni eşle cinsel bir münasebete işaret edilmediğini anlatır durular. Fakat pekâlâ bilirler ki uygulamada o kadın yeni eşiyle mutlak olarak seksüel bir ilişki yaşamak zorundadır, İslam büyükleri öyle buyurmuşlardır çünkü. Aksi, Allah'ı kandırmak olur.

Amaç ise erkek kendine hakim olsun, karısını başkasının yatağına sokmak tehlikesine karşı dilini tutsun ve kontrollü olsun.

Malum; aile kutsaldır, kadın ise çok değerlidir. Yerseniz...

Kur'an'da bir yığın iğrenç ayet vardır fakat bu ayet ve hüllenin uygulanan biçimi (açıkça erkek kiralama), namusunuzu Allah'a emanet etmemeniz için açık bir uyarıdır. Bu ayette ne hikmetler vardır...

İslam yatak odası dinidir ve -sözde- erkeği cezalandırmak için bile kadının bacak arasını kullanır.

Erkeğin namusu yoktur. Çünkü namus kadına emanet edilmiş, ve fakat yine Allah ve erkek işbirliği ile mütemadiyen kirletilmiştir. Kendi namus anlayışını kendisi kirleten ucube bir dindir bu.

Bu dini ve özellikle de bu ayeti eğip bükerek savunan kadınlara ne demeli, işte onu da bilmem....

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 108
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Güzel bir yazı olmuş.

Bir ara merak edip araştırmıştım, ''kadının islam hukukunda boşanma hakkı var mıdır ya da boşanma hangi durumlarda kadın tarafından meşru kabul edilip talep edilebilir?'' diye.

Tefviz-i talâk diye bir mevzu varmış; ''kadına boşanma hakkı verilmesi.''

Tefviz-i talâk sözleşmesine göre, sözde boşama hakkı kadına da devredilebiliyor ama bir şartla. Eşinizin bunu kabul etmesi gerekiyor yani erkeğin, kendisini boşama yetkisini eşine (kadına) devretmesi durumu. Erkek Böylece boşanma hakkından vazgeçmiş oluyor. Bir nevi vekalet gibi bir şey.

Şimdi hangi müslüman erkek, kendisine tanınmış böyle önemli bir hakkı(!), avantajı eşine devreder? Bu şeklide kıyılan dini bir nikaha şahit oldunuz mu hiç?

İslam, ''erkek ve kadın eşit haklara sahiptir, boşanma erkeğe de, kadınına da tanınmış bir haktır'' deseydi, Allah'ın nikahı(!) daha bir adil olmaz mıydı? Gerek de kalmazdı kadına vekalet vermeye...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Güzel bir yazı olmuş.

Bir ara merak edip araştırmıştım, ''kadının islam hukukunda boşanma hakkı var mıdır ya da boşanma hangi durumlarda kadın tarafından meşru kabul edilip talep edilebilir?'' diye.

Tefviz-i talâk diye bir mevzu varmış; ''kadına boşanma hakkı verilmesi.''

Tefviz-i talâk sözleşmesine göre, sözde boşama hakkı kadına da devredilebiliyor ama bir şartla. Eşinizin bunu kabul etmesi gerekiyor yani erkeğin, kendisini boşama yetkisini eşine (kadına) devretmesi durumu. Erkek Böylece boşanma hakkından vazgeçmiş oluyor. Bir nevi vekalet gibi bir şey.

Şimdi hangi müslüman erkek, kendisine tanınmış böyle önemli bir hakkı(!), avantajı eşine devreder? Bu şeklide kıyılan dini bir nikaha şahit oldunuz mu hiç?

İslam, ''erkek ve kadın eşit haklara sahiptir, boşanma erkeğe de, kadınına da tanınmış bir haktır'' deseydi, Allah'ın nikahı(!) daha bir adil olmaz mıydı? Gerek de kalmazdı kadına vekalet vermeye...

Kadın evlenmeden önce bunu şart olarak bildirebilir.

Yani eğer evli kalmaktan vazgeçerse kendisininde boşanma hakkı olmasını erkekten talep edebilir. Eğer bu şartı kabul görmüyorsa evlenmeyebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

229. Boşama iki defadır. Ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden birşey almanız sizin için helâl olmaz. Meğer ki ikisi Allah'ın sınırlarına riâyet edememekten korksunlar. Eğer siz onların Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız o halde kadının fidye vermesinde her ikisi için de vebal yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır, onları aşmayınız. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.

1- Cahiliyye Döneminde Boşama ve Âyetin Nüzul Sebebi:

Yüce Allah'ın: "Boşama iki defadır" buyruğu ile ilgili olarak sabit olduğuna göre cahiliyye dönemi insanlarının boşama için kabul ettikleri belli bir sayıları yoktu. Bununla birlikte iddet onlarca belli idi ve süresi tesbit edilmişti. Aynı durum İslâm'ın ilk dömemlerinde de bir süre böyle devam etti. Erkek karısını dilediği kadar boşayabiliyordu. Boşamasından kurtulup başkalarıyla evlenmesi helâl olması yaklaştı mı, dilediği kadar da ona ric'at yapabiliyordu.

Rasûlullah (sav) döneminde bir erkek karısına: Seni barındırmam ve senin helâl olmana da imkân vermem, dedi. Kadın: Bu nasıl olur? deyince şu cevabı verdi: Seni boşarım. İddetinin bitmesi yaklaştı mı sana dönerim. Kadın bunu Hz. Aişe'ye şikâyet etti. Hz. Aişe de durumu Peygamber (sav)'a zikretti. Yüce Allah bu âyet-i kerimeyi erkeğin yeni bir mehir ve veliye ihtiyaç olmaksızın ric'at yapabileceği talâk sayılarını beyan etmek üzere indirdi ve onların önceki durumlarını neshetti.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbelinin yazdığı doğruysa yani o kadın şikayet etmese şuan islam dünyasında halen istediğin kadar boşama devam edecekti.

Yoksa şikayet olmasa Allah bu kuralı yine indirecekmiydi.??? tabi orasını bilemeyiz.:D

tarihinde tate tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbelinin yazdığı doğruysa yani o kadın şikayet etmese şuan islam dünyasında halen istediğin kadar boşama devam edecekti.

Yoksa şikayet olmasa Allah bu kuralı yine indirecekmiydi.??? tabi orasını bilemeyiz.:D

Allah ezeli ilmiyle o kadının şikayet edeceğini biliyordu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın evlenmeden önce bunu şart olarak bildirebilir.

Yani eğer evli kalmaktan vazgeçerse kendisininde boşanma hakkı olmasını erkekten talep edebilir. Eğer bu şartı kabul görmüyorsa evlenmeyebilir.

Bu utangaç aslan avatarını bir yerlerden hatırlıyorum sanki. ; )

Sorun şudur sevgili tate;

Boşanma modern hukukta bireye tanınmış bir haktır, kadın da erkek de bu hakkını kullanabilir. Kadına boşanma gibi bir hakkın da var; ama eşin bu hakkın sana devredilmesini kabul ederse demek abesle iştigal. Bu bir lütuf değildir!

Hadi diyelim ki eskiden adet böyleymiş, günümüzdeki kıyılan dini nikahlarda nikahı kıyan hoca, nikah öncesinde kadına, boşanma hakkının kendisine verilebileği ile ilgili bir açıklama yapıyor mu? Dini nikah kıyan biri varsa söylesin bize.

Bu saçma sözleşmeye göre eşine boşanma hakkı tanıyan da erkektir zaten, tamamen kendi keyfine, rızasına kalmıştır. Adaletten bahsedebilirdik, eşlere bu konuda eşit hak tanınsaydı. Boşanma hakkı için eşten onay alınması gibi bir saçmalık da ortaya atılmazdı...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cübbelinin yazdığı doğruysa yani o kadın şikayet etmese şuan islam dünyasında halen istediğin kadar boşama devam edecekti.

Yoksa şikayet olmasa Allah bu kuralı yine indirecekmiydi.??? tabi orasını bilemeyiz.:D

Sevgili tate,

İslam gökten zembille inen bir din, islam! öncesi arap toplumunun hiçbir sosyal hayatı yokmuş gibi algılanıp ayetlerle oynanınca bunlar oluyor işte.

Bu ayetler için aslında hadise bile gerek yoktur. Zira ben hadislere şüphe ile bakan biri olduğum için hemen bana itiraz edersiniz hani sen hadislere bakmıyordun diye.

Ama dediğim gibi ne islam, ne Muhammed, ne de islam! öncesi araplar yoktuda pat diye hortlamadılar. O topraklarda yaşayan insanlar vardı, kendi hukuk süreçleri vardı ve elçi o topraklarda ortaya çıktı ise o topraklardaki doğruları devam ettirmek, yanlışları düzenlemek için var oldu. Zaten bunu bilmek için müneccim şekeri! yemeye gerek yok.

Ayet ne diyor, boşanma 2 defadır. Hemen akla gelen demekki bunlar 2 defa yapmıyormuş bu işi aynı eşle diye düşünürüm ben. Mantıklı düşünme bunu gerektirir. Yani burada bir sınırlama söz konusu, çoktan aza bir sınırlama. 1 i kimse 2 yapmaz, ama çok aza çekilir ve doğrusu da budur zaten. Üstelik ayetlerde hülle kelimesine hiç rastlanılmaz ama ucube ve uydurulmuş islamın o kadar çok hayranı vardır ki, bir türlü etkisinden kurtulamaz.

Ve bakara 230, tamamen normal bir evlilikten bahseder. Sen 2 kere boşadığın eşinle bir daha evlilik çatısı altında cinsel ilişkiye girmek istiyorsan önce onu başka bir erkeğin yatağından geçireceksin demez. O evlilikte eğer doğal yollardan biterse, o 2 ile sınırladığım eşin ile isterseniz evlenirsiniz demektir bu.

Toplumu kontrol etmek, toplumun alışkın olduğu normlar üzerinden yapılırsa daha etkili olur. Ben kuranda hep bunu buldum ve gördüm.

Ama amaç kuranı ve insanını ve inanırını yerle bir etmek ise, amaç kuranı bu şekilde aşağılamaktan öteye gidemiyorsa yapacak birşey yoktur.

1400 yıl evvelinin hakları ve özgürlükleri ile daha yakın yıllarda kadınların henüz kazandıkları ve daha henüz kazanamadıkları hakları ise karşılaştırmak niyeyse hiç kimsenin aklına gelmez. Buda tabi bu gibi konuların cabasıdır.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu saçma sözleşmeye göre eşine boşanma hakkı tanıyan da erkektir zaten, tamamen kendi keyfine, rızasına kalmıştır. Adaletten bahsedebilirdik, eşlere bu konuda eşit hak tanınsaydı. Boşanma hakkı için eşten onay alınması gibi bir saçmalık da ortaya atılmazdı...

İslam'a kadının boşama hakkının olup olmaması meselesini ben de senin gibi araştırmıştım Sevgili Nilay. Varmış ama evlenmeden önce yine kocadan izin alınarak boşayabiliyormuş kadın.

Bir anlaşma imzalanıyor ve anlaşmaya göre koca, karısının kendisini boşamasına izin verdiğini/vereceğini beyan ediyor. Bu kadar kesin ifadeler yok senin de belirttiğin gibi.

Fakat gel gör ki hangi kadın evleneceği adama böyle bir teklifle gitmeye cesaret edebilir, hangi erkek kadına böyle biz izni verer, orası ayrı. Bu belki zengin ve nüfus sahibi kadınlar için işe yarıyordur. Buna rağmen o kadınalrın bile bu haktan bırak yararlanmayı, haberleri olduğunu bile sanmıyorum.

Koskoca bir yalandır bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın nikâh esnasında "boşama yetkisini bana vermen şartı ile seninle evlenmeyi kabul ederim" der, koca da kabul ederse koca bu hakkını artık geri alamaz, kadın istediği zaman kendisini boşar ve bu bir "bâin" talâk olur.

Eğer koca bu hakkı vermezse kadın evlenmez olur biter...

tarihinde eyvahcubbeli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

229. Boşama iki defadır. Ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden birşey almanız sizin için helâl olmaz. Meğer ki ikisi Allah'ın sınırlarına riâyet edememekten korksunlar. Eğer siz onların Allah'ın sınırlarını koruyamayacaklarından korkarsanız o halde kadının fidye vermesinde her ikisi için de vebal yoktur. İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır, onları aşmayınız. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.

1- Cahiliyye Döneminde Boşama ve Âyetin Nüzul Sebebi:

Yüce Allah'ın: "Boşama iki defadır" buyruğu ile ilgili olarak sabit olduğuna göre cahiliyye dönemi insanlarının boşama için kabul ettikleri belli bir sayıları yoktu. Bununla birlikte iddet onlarca belli idi ve süresi tesbit edilmişti. Aynı durum İslâm'ın ilk dömemlerinde de bir süre böyle devam etti. Erkek karısını dilediği kadar boşayabiliyordu. Boşamasından kurtulup başkalarıyla evlenmesi helâl olması yaklaştı mı, dilediği kadar da ona ric'at yapabiliyordu.

Rasûlullah (sav) döneminde bir erkek karısına: Seni barındırmam ve senin helâl olmana da imkân vermem, dedi. Kadın: Bu nasıl olur? deyince şu cevabı verdi: Seni boşarım. İddetinin bitmesi yaklaştı mı sana dönerim. Kadın bunu Hz. Aişe'ye şikâyet etti. Hz. Aişe de durumu Peygamber (sav)'a zikretti. Yüce Allah bu âyet-i kerimeyi erkeğin yeni bir mehir ve veliye ihtiyaç olmaksızın ric'at yapabileceği talâk sayılarını beyan etmek üzere indirdi ve onların önceki durumlarını neshetti.

Uydurma Cübbeli. Bakara 229'dan sonra Bakara 230 niye inmiş?

Ayrıca İslam'da senin sözünü ettiğin ric'at talak da uygulanır hala. Adam karısını on kere boşuyor, on kere geri alıyor. Boşarken seçtiği sözcükler biraz daha hafif, yoruma açık gibi olduğundan eğilip bükülüyor ve nikah yapmaya gerek olmaksızın yeniden birleşebiliyorlar.

En başta belirttim, İslam'da birkaç boşanma türü vardır diye.. Fakat burada ele alınan, bu pis bain-i talak.

Sizlerin Cahiliye Devri deyip de durmaksızın aşağıladığınız devir ise, hakkında en az bilgi sahibi olunan, kapkaranlık bir devirdir. Uyduruk hadislerle bu aşağılık ayeti aklayamazsın. Hülleyi öngören, onaylayan bir yığın hadis ve kıssa var. Ben hadislerden hoşlanmadığım için oralara değinmeyeceğim.

Ayrıca burada vurgulanan şeyi senin anlamanı beklemiyorum. Allah erkeği cezalandırmak ya da ayar vermek için kadını kullanıyor. Üstelik çok pis bir şekilde.

Erkek dangalaksa bunun bedelini ben ne diye başka bir dangalakla evlenerek ve onunla resmen karı koca olarak ödeyeyim?

Hem bu ayetin iniş nedeni tut ki dediğin gibi olsun.. İnandık ve kabul ettik farzedelim..

Bugün hala neden uygulanır?

Ben bu ayetlerin neden indikleriyle falan ilgilenmiyorum. O peygabere de o kitaba da zaten inanmıyorum. Onların efsane olduğunu düşünüyorum zaten.

Benim ilgilendiğim, bu yazılanlara inanların bu iğrençlikleri bugün hala uyguluyor ve savunuyor olmalarıdır.

Ayeti ve uygulama yöntemlerini hiç eğip bükmeye gerek yok.

Bugün bu Hülle denen rezalet bu ayetler nedeniyle uygulanıyor. Ayet de gayet açık. Aynı uygulama İslam aleminde de var, Türkiye'de de.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayrıca İslam'da senin sözünü ettiğin ric'at talak da uygulanır hala. Adam karısını on kere boşuyor, on kere geri alıyor.

Bu gibi örnekler Kuran'ı bağlamaz. Yapan kendine yapar. Bu ülkede "Kahrolsun Şeriat" diye bağırıp Cuma namazına giden kafirler de var...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili tate,

İslam gökten zembille inen bir din, islam! öncesi arap toplumunun hiçbir sosyal hayatı yokmuş gibi algılanıp ayetlerle oynanınca bunlar oluyor işte.

Bu ayetler için aslında hadise bile gerek yoktur. Zira ben hadislere şüphe ile bakan biri olduğum için hemen bana itiraz edersiniz hani sen hadislere bakmıyordun diye.

Ama dediğim gibi ne islam, ne Muhammed, ne de islam! öncesi araplar yoktuda pat diye hortlamadılar. O topraklarda yaşayan insanlar vardı, kendi hukuk süreçleri vardı ve elçi o topraklarda ortaya çıktı ise o topraklardaki doğruları devam ettirmek, yanlışları düzenlemek için var oldu. Zaten bunu bilmek için müneccim şekeri! yemeye gerek yok.

Ayet ne diyor, boşanma 2 defadır. Hemen akla gelen demekki bunlar 2 defa yapmıyormuş bu işi aynı eşle diye düşünürüm ben. Mantıklı düşünme bunu gerektirir. Yani burada bir sınırlama söz konusu, çoktan aza bir sınırlama. 1 i kimse 2 yapmaz, ama çok aza çekilir ve doğrusu da budur zaten. Üstelik ayetlerde hülle kelimesine hiç rastlanılmaz ama ucube ve uydurulmuş islamın o kadar çok hayranı vardır ki, bir türlü etkisinden kurtulamaz.

Ve bakara 230, tamamen normal bir evlilikten bahseder. Sen 2 kere boşadığın eşinle bir daha evlilik çatısı altında cinsel ilişkiye girmek istiyorsan önce onu başka bir erkeğin yatağından geçireceksin demez. O evlilikte eğer doğal yollardan biterse, o 2 ile sınırladığım eşin ile isterseniz evlenirsiniz demektir bu.

Toplumu kontrol etmek, toplumun alışkın olduğu normlar üzerinden yapılırsa daha etkili olur. Ben kuranda hep bunu buldum ve gördüm.

Ama amaç kuranı ve insanını ve inanırını yerle bir etmek ise, amaç kuranı bu şekilde aşağılamaktan öteye gidemiyorsa yapacak birşey yoktur.

1400 yıl evvelinin hakları ve özgürlükleri ile daha yakın yıllarda kadınların henüz kazandıkları ve daha henüz kazanamadıkları hakları ise karşılaştırmak niyeyse hiç kimsenin aklına gelmez. Buda tabi bu gibi konuların cabasıdır.

Selam ederim.

Sevgili berguzar ,

yazdığım ifadeye şart yüklediğimi görmedin mi?

Cübbelinin yazdığı doğruysa yani o kadın şikayet etmese şuan islam dünyasında halen istediğin kadar boşama devam edecekti.

Yoksa şikayet olmasa Allah bu kuralı yine indirecekmiydi.??? tabi orasını bilemeyiz

Hadis doğruysa demek ki birini canı yanıpta olay peygambere yansıyıncaya kadar Allah tatildeymiş.

Birbirmizi kandırırsak elimze ne geçecek ben orasını anlamıyorum.

Bakara 230 dan önceki sistemi biliyormuyuz.?

Elimizde kurandan öncesi ile ilgili bilgi var mı?

Belkide o insanlar tek eşliydi .Ve boşanmak yasaktı. Katoliklerdeki gibi..Biliyormuyuz bunları?

tarihinde tate tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...