Jump to content

Ateizm ve Ahlak


Recommended Posts

Ateizm veya materyalizm insanları manevi kurtuluşa yönlendiren felsefeler olmazken ,

neden ısrarla onlardan bir dinin yaptığı gibi,

ahlak kuralları üretmesini bekliyorsunuz?

Toplum yaşamının düzenlenmesi ateizme terkedilirse eğer,

ateizmin uyacağı tek kriter maksimum faydalı davranışların tercih edilmesi olacaktır.

Bu tercih eski toplumun ahlak yapısını korumak bile olabilir.Eğer maksimum fayda ondaysa onu devam ettirecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

İnsanın beden hayatı nekadar gerçekse maneviyatı dediğimiz duygularıda okadar gerçek vede önemli.

Tabiyattaki olayları nasılki bir ruha, tanrıya ve hayali nedenlere bağlamadan gerçek nedenlere bağlıyorsak vede bu bağlama sonucu gerçek ürünler çıkarabiliyorsak duygularımızın ve manevi hayatımızında gerçek somut nedenlerini bulmalıyız vede geliştirmeliyiz. Bu bizim mutluluğumuz için en az diyeri kadar önemli diye düşünüyorum.

Sevgisiz, şefkatsiz vede daha ismini bilmediğimiz duyguların verdiği manevi hayat olmazsa ben hayata hayatmı derim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın beden hayatı nekadar gerçekse maneviyatı dediğimiz duygularıda okadar gerçek vede önemli.

Tabiyattaki olayları nasılki bir ruha, tanrıya ve hayali nedenlere bağlamadan gerçek nedenlere bağlıyorsak vede bu bağlama sonucu gerçek ürünler çıkarabiliyorsak duygularımızın ve manevi hayatımızında gerçek somut nedenlerini bulmalıyız vede geliştirmeliyiz. Bu bizim mutluluğumuz için en az diyeri kadar önemli diye düşünüyorum.

Sevgisiz, şefkatsiz vede daha ismini bilmediğimiz duyguların verdiği manevi hayat olmazsa ben hayata hayatmı derim.

En güzeli gerçek bilgi ile kültürel mirası harmanlayıp değerlendirmektir.İnsanlık bilgi adına emekleme döneminde bence.Hayatın gizemini çözmek adına daha öğrenecek çok şey var.Bu yüzden tek bir fikre sabitlenip kalmak insana hiç bir şey kazandırmaz .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizm veya materyalizm insanları manevi kurtuluşa yönlendiren felsefeler olmazken ,

neden ısrarla onlardan bir dinin yaptığı gibi,

ahlak kuralları üretmesini bekliyorsunuz?

Vallahi ben böyle bir şey beklemiyorum, çünki ateizmi ve materyalizmayı biliyorum!

Amma bilmeyenlerin bilmedikleri bu hakikat ile de tesadüf etmesini arzu ediyorum, herkes senin gibi cesaret ile bunu itiraf edemiyor ki muhterem :)

Ateizm ahlak kuralları vucuda getiremiyor ise amma ateistin ahlakı var ise o vakit işte bu başlıktaki serüvene çıkmamız icab ediyor!

Bizde bunu yaptık!

Benim göstermeye çalıştığım husus, ahlakının referansı kendi nefsi olanın başka hiçbir ahlak manzumesini veyahut bir beşeri ahlak noktasında tenkid ehliyeti olmadığıdır!

İmdi bu hususa bakıp, birde ateizm bahsinde senin sözlerine nazar eder isek ateist forumlarında adına "ahlaki tenkid" diyebileceğimiz sözleri nereye nasıl bağlayacağımızı buyur sen söyle muhterem :)

İstisnaları olmakla birlikte şöyle iki zümre var!

1-Ahlaklarının mahreci reddeddikleri din, gelenek olan ateistler!

2-Ahlaklarının mahreci indi mütalaları olan, referansı bizzat kendileri olan ateistler!

Bu iki zümrenin de ne yaşadıkları cemiyetteki cari ahlak manzumesini nede tek bir ferdi vahidi ahlak noktasında tenkid ehliyeti yoktur!

Çünki birinci zümre reddeddiklerini söyledikleri bir miras ile o mirası o mirasa bağlı ahvali, ikinci zümre ise anca kendilerini bağlayacak telakkiler ile bir başkasını tenkide kalkmaktadır, bu meşru değildir!

Amma eğer bir ateist üzerinde müştereklik bulunan herhangi bir ahlak manzumesine bağlı ise, bunun mahrecini bilip teslim edip bunu ifade ediyor ise, işte onun ahlaki tenkid ehliyeti vardır!

Bizim göstermeye gayret ettiğimiz budur!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlakı kendi nefsine bağlayan insanın soyut ama sabit vucudu ve varlığı olan bir ahlak düşüncesi yok demektir.

Ahlakı sabit kendine ait bir vucudu olan bir varlık gibi görüp sonrada ahlakı kendine bağlayan insanın ahlaksal eleştiri yapmasını çelişki olarak göstermek çelişkinin kendisidir.

İnsan ahlakı beyninde soyutlayarak ve sabitliyerek hayali bir vücut giydirsede gerçekte ahlak hem nefsimizdeki hemde nefsimizin dışındaki nesnel gerçeklerin yarattığı ve aslında sabit kendine has bir vucudu olmayan soyut bir kavramdır.

Burdaki dincilerin yanılgısı ahlakı sabit vucudu olan bir şeymiş gibi kabul ediyor sonrada bu ahlak anlayışı ile herşeyi nefsine bağlayanların çelişkili olduğunu söylüyorlar. Evet doğrudur sizin VARSAYDIĞINIZ kadim ahlakla herşeyi kendine bağlayan insanın onu kullanması çelişkilidir.

Dincilerin ahlak anlayışı bozuk çünkü kendine ait vücudu olan kadim bir ahlaka veya da tanrı tarafından vücut verilen kadim bir ahlakın var olduğunu ve ona inandıklarını sanıyorlar.

Neyse şimdi iddiayı toparlayalım.

Herşeyi kendi nefsine bağlayan insanın başkalarınında herşeyi kendi nefsi için yapmasını eleştirmesinin çelişik olduğunu söylüyorlar.

Yani bir davranışı sen kendi nefsine göre değerlendiriyorsan ve gerçek olanında bu olduğunu söylüyorsan başka biride kendi nefsine göre olayları değerlendirir ve eylemlerini yapar senin onu eleştirmeye ne hakkın var demek isteniyor.

Evet söylenen söz mantıklı gibi duruyor herşeyi kendi nefsine bağlayanlarında başkalarını kendi nefislerinde yarttıkları davranışları eleştirmesi çelişkili gibi duruyor.

Ama burda asıl şöyle bir mantık hatası var..

Herşeyi kendi nefsine bağlayan insan başkalarının davranışlarınıda ancak kendi nefsiyle değerlendirir . Bunun tersi bir durumu varsayıpta çelişki olduğunu söylemek çelişkidir.

Herşeyi kendi nefsiyle değerlendiren bir insan başka bir insan söz konusu olunca kendi nefsi ile değerlendirmeyi bırakırmı? Bırakmamalı vede bırakamaz. Çünkü herşeyi kendi nefsiyle değerlendiriyor. Başka bir insan sözkonusu olunca da kendi nefsiyle değerlendirecek tabiki.

Hadi anlaşılmadıysa birde şöyle anlatayım.

Herşeyi kendi nefsi ile değerlendiren bir insan hiç başka biri sözkonusu olunca kendi nefsi ile değerlendirmeyi bırakıp ben kendi nefsimle değerlendiriyorum başkalarıda herşeyi kendi nefsi ile değerlendirsin diyemezki.

Zaten gerçektede böyle bir şey de yok.

Çünkü herkes herşeyi kendi nefsi ile değerlendirir vede başkalarını da kendi nefsi ile değerlendirir.

Mesela insan nezaman başkalarının özgür olmasını ister? Kendi özgürlüğü için ister .

Başkalarının özel hayatına karışılmasını nezaman istemez? Kendi özel yaşamına karışılmasını istemediği zaman istemez.

Aile içi ensesti nezaman istemez? Kendi ailesinde böyle anarşik ve tehlikeli bir durumun olmasını istemediği için ister.

Aile içi ensesti kim ister? Ancak bunu yapan belkide zaaf durumun da olunca ister.

Küçük bir çocukla büyük bir insan arasındaki herşeyi kendi nefsi için yapması anlamında hiçbir fark yoktur. Büyük insanlar sadece nefislerinin menfaatlerinin yollarını daha da gelişmiştirmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim göstermeye çalıştığım husus, ahlakının referansı kendi nefsi olanın başka hiçbir ahlak manzumesini veyahut bir beşeri ahlak noktasında tenkid ehliyeti olmadığıdır!

İmdi bu hususa bakıp, birde ateizm bahsinde senin sözlerine nazar eder isek ateist forumlarında adına "ahlaki tenkid" diyebileceğimiz sözleri nereye nasıl bağlayacağımızı buyur sen söyle muhterem :)

İstisnaları olmakla birlikte şöyle iki zümre var!

1-Ahlaklarının mahreci reddeddikleri din, gelenek olan ateistler!

2-Ahlaklarının mahreci indi mütalaları olan, referansı bizzat kendileri olan ateistler!

Bu iki zümrenin de ne yaşadıkları cemiyetteki cari ahlak manzumesini nede tek bir ferdi vahidi ahlak noktasında tenkid ehliyeti yoktur!

Sevgili Alcindus ,

Haklı olduğun noktalar var. Ateistler ve materyalistler başkalarının ahlakını eleştiriken dikkatli olmalı ve yaptkları eleştirileri ahlak üzerinden yapmamalı.

Ancak sevgili Ercüment'inde dolaylı olarak anlattığı gibi ,

Ateistlerinde başkalarının davranışlarını yargılama ve eleştirme hakları vardır.

Bunu yaparken dayanmaları gereken referans ise aklı selim ve sağduyudur.

Mesela bir ateist elli kusür yaşındaki bir peygamberin çocuk yaşta bir kızla cinsel ilişki kurmasını ahlak üzerinden değilde sağduyu ve aklı selim üzerinden eleştirebilir.

Çünkü kurulan ilişkideki orantısızlık ,insan aklının rahatlıkla farkeceği ve yakışıksız olduğunu belirleyebileceği boyuttadır.

Zaman ve mekan üstü bir tanrının elçisi olduğunu iddia eden bir peygamber için ,

olayın geçtiği toplumun o zamanki örfü, töresi, adeti,..vs

hafifletici sebep olarak kullanılamaz.

Ateist bunu yakışıksız bulup eleştirebilir ve bunda da haklıdır.

Ama referansı ahlak olmamlı bu noktada sana katılıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Alcindus ,

Bunu yaparken dayanmaları gereken referans ise aklı selim ve sağduyudur.

Mesela bir ateist elli kusür yaşındaki bir peygamberin çocuk yaşta bir kızla cinsel ilişki kurmasını ahlak üzerinden değilde sağduyu ve aklı selim üzerinden eleştirebilir.

Çünkü kurulan ilişkideki orantısızlık ,insan aklının rahatlıkla farkeceği ve yakışıksız olduğunu belirleyebileceği boyuttadır.

Zaman ve mekan üstü bir tanrının elçisi olduğunu iddia eden bir peygamber için ,

olayın geçtiği toplumun o zamanki örfü, töresi, adeti,..vs

hafifletici sebep olarak kullanılamaz.

Ateist bunu yakışıksız bulup eleştirebilir ve bunda da haklıdır.

sayfalardır sayın Alcindus a bu anlatılmıya çalışılıyor.Anlamamak için gösterdigi çabayı yazısından eksik etmedigi 'gerçege (inanca)sadakat şarttır' şiarından mı anlasak?

Talak 4 e,kuranın meşru görmesine ragmen günümüz müslümanı,ateistler gibi kız çocukları ile evlilik düşüncesi midesini bulandırır.

Laik müslümanlarla ateistlerin ortak paydası kurana muhammede ragmen nasıl oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Alcindus ,

Haklı olduğun noktalar var. Ateistler ve materyalistler başkalarının ahlakını eleştiriken dikkatli olmalı ve yaptkları eleştirileri ahlak üzerinden yapmamalı.

Ancak sevgili Ercüment'inde dolaylı olarak anlattığı gibi ,

Ateistlerinde başkalarının davranışlarını yargılama ve eleştirme hakları vardır.

Bunu yaparken dayanmaları gereken referans ise aklı selim ve sağduyudur.

Muhterem, evvela işin bir ucunu yakalamışsın bunu zikredip, kaçırdığın diğer ucun ne olduğunu sana göstermeye gayret edelim!

Evvela zikrettiğin arkadaşın gösterdiği bir şey yok, daha doğrusu "ahlakının referansı kendi nefsi olan insan, ahlaken başkasını tenkid ehliyetinde değildir" sözüne reddiye diye yazdığı "her şeyi kendi nefsine irca edenin böyle davranması tabiidir" den başka bir şey değil :)

Yani anormalliği, anormalliğin kendi zaviyesinden normal diye pazarlama misalen akli dengesi bozuk olan bir adamın ortalığı kırıp dökmesine, manasız hareketler yapmasına nazar edip "adam deli, sağa sola saldırması normal" demek gibi bir hal arkadaşın yaptığı!

Halbuki tenkide konu olan, davranışın davranış sahibinin nazarındaki hali değil, davranışın dış tezahürü, hakikat karşısındaki konumu ve bunun batında değil zahirdeki tecellisidir!

Yani mesele enfüsten değil afak bahsinden teşrih masasındadır ve zati enfüs bahsine bir türlü bu başlıkta girilememiştir :)

Ahlakının referansını kendi nefsine irca eden kişinin, diğer pek çok noktada da sadece kendi nefsine müracat etmesi zahiren kişiyi anca kendi fikriyatı içinde sahte bir tutarlığa götürsede, bu rüyadan kişi bir başka kişinin ahlaki tenkidine maruz kaldığında uyanacaktır!

Müşahhaslaştırır isek, lacivert renkte gömlek giymeyi ahlaksızlık telakki eden bir kişi bu telakkisinin hakikat karşısındaki hükmünü, üzerindeki beyaz gömleği ahlaksızlık telakki eden bir başka kişinin ahlaki tenkidi ile karşılaşınca idrak edebilmelidir!

Bunu dahi yapamıyor ise o zaten ahlakın değil, direk psikolocya ve tıbbın sahasına havale edilmesi icab eden bir hastadır :)

İmdi diğer noktaya gelip, ateistlerin başkalarını tenkide hakları olması bahsinde zikrettiğin "aklı selim ve sağduyu" bahsine nazar edelim!

Muhterem, bu iki kavramda materyalizmadan çok metafiziğin sahasındadır ve görüldüğü gibi konu ahlak olduğunda kişi buralara müracattan kurtulamamaktadır!

Akl-ı selim ile sağduyuya sen ne mana yüklersen yükle iki noktadan birisine müracat zorunda kalacaksın!

Ya insanın müşterek akıl yürütmeleri ve cemiyet hayatına konu olup müşterek yaşamın icaplarının icbarına değineceksin, veyahut bu iki kavramın esas mana sahasına nufuz ederek ruhi melekeler ve zaruri fıtri ihtiyaçlardan bahis açacaksın!

Birincisi sadre şifa değildir, bunu sayfalarca yazışmalarımız ile gösterdik!

Ortada beşerin ortak aklının mahsulü olup üzerinde de müştereklik husule gelmiş hiçbir ahlak manzumesi olmadığına göre kimse bunun aksini iddia edemez ve zati "akıl" simidine tutunmaya çalışıp "sağlık" sahiline demir atmaya çabalayan ateist dostlara bu minvalde sorduğumuz sorular ile bunu iddia etmeyede kimsenin mecali kalmamıştır!

Akl-ı selim ve sağduyu, ateisti içki, zina, uyuşturucu ve fuhuş karşısında takınılacak tavırda müşterekliğe götürmedikten sonra hangi noktalarda müşterekliğe götürebilir!

İkinci husus ise zati materyalistin inkar ettiği şeydir, bunun kabulü mevzu bahis ise evvela tartışmanın adını değiştirip muhatabımıza da "materyalist" demeyi bırakmamız icab eder :)

Neticede daha evvel söylediğim gibi ateistin üzerinde müştereklik bulunan herhangi bir ahlak manzumesine bağlılığı var ise, bunun mahrecini bilip teslim edip bunu ifade ediyor ise, işte o zaman ateistin ahlaki tenkid ehliyeti vardır, yoksa gerçekte ne olduğundan gafil olduğu ve müracat etmesinin ne manaya geleceğini tam kestiremediği bu kavramlarla böyle bir ehliyet materyalist içün kazanılamaz!

Mesela bir ateist elli kusür yaşındaki bir peygamberin çocuk yaşta bir kızla cinsel ilişki kurmasını ahlak üzerinden değilde sağduyu ve aklı selim üzerinden eleştirebilir.

Ateist bahsettiğin referanslarla bunu da yapamaz!

Yapamayacağının en güzel misali, meseleyi "elli kusür yaşındaki bir insanın çocuk yaşta bir kızla cinsel ilişki kurması" şeklinde değil "elli kusür yaşındaki bir peygamberin çocuk yaşta bir kızla cinsel ilişki kurması" şeklinde nazara vermendir!

Materyalist, tenkid içün peygamber vurgusunu burada da yapmadan duramamaktadır çünki aslında o maddi planda ve ferdi değil, ahlak zemininde umumi bir tenkid yapmayı murad etmektedir!

Yani maksat, sadece Hz. Muhammedi değil, onun üzerinden vahyi ve bu vahye bağlı bütün müslümanları tenkid etmektir!

İşte ahlakının referansı kendisi olan ateistin böyle bir hak ve ehliyeti yoktur!

Seni, mesele Hz. Muhammedin aişe ile evliliği olduğunda şuraya nazara ve yaş bahsinde yapılan hataları tezekküre davet ettikten sonra, tekrar esasen bahsedilen misale bir materyalistin nazar etmesi gerektiği şekilde tekrar nazar edelim!

"elli kusür yaşındaki bir insan ve onsekizinden küçük bir dişi ile cinsel ilişkisi"

İmdi materyalist burada evvela neyi tetkik eder, etmelidir!

Ferdi iradeye!

Yani erkek ve dişi cinsi münasebeti arzu etmiş mi etmemiş mi ve bu noktada bir baskı zorlama var mı yok mu!

Sonra sağlık cihetinden bu münasebetten bir maraz doğmuş mu doğmamış mı!

Materyalist bunlara nazar eder, yanlış isem söyle!

İmdi sual ediyorum, burada zikredilen bu iki halde de materyalist içün sıkıntı husule getirecek bir ahval yok ise, materyalist ateist hangi umdesi ile bu misalde neye nasıl itiraz edip tenkid getirebilir!

Bana şunu bir anlat hele!

İki kişi var, hür iradeleri ile birlikte oluyorlar, beden ve ruh sağlığı cihetinden de bir sıkıntı mevzu bahis değil!

Materyalist burada neye istinaden sıkıntı görüp, bunu tenkid edebiliyor!

Bana şunu bir izah et hele muhterem :)

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayşenin yaşı günümüzde tartışılan ve laik müslümanın kabullenemedigi bir durumdur.

Laik müslüman bunu kabullenemiyor,çünkü kendi degerlerine ahlak anlayışına ters düşüyor.

Geçmiş yüzyıllarda sorun olmayan, islam alimlerinin Ayşenin yaşı konusunda farklı düşüncelerine rastlanmaz.

Ayşenın yaşı konusunda geçmiş yüzyıllarda yaşayan islam alimleri arasında farklı görüşler var mı? yok!

talak 4(henüz)adet görmeyenlerin evliligini meşru görüyor mu? (gene islam alimlerinin temayülü bu yöndedir) görüyor!

Sayın Müslümanlar SİZ kuranın henüz adet görmeyenlerin evlenemeyecegini,bu tür evlilikleri meşru görmedigini iddia edebilir misiniz?

Günümüz arap toplumlarında bu adet hala sürmekte 9,10 yaşındaki kız çocuklarını evlendirirken Peygamberi model aldıklarını gururla söylemekteler

Bakalım bu seferde sayın Alchindus anlayacak mı?yoksa çabalarımız beyhude mi?

Tekrar sormakta fayda vardır diye!

Kurana, peygambere geçmiş yüzyılların alimlerine ragmen Laik müslümanlarla ateistlerin kız çocukları ile evlilik bahsi açıldıgında midelerinin bulanmasının hikmeti nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Materyalist burada neye istinaden sıkıntı görüp, bunu tenkid edebiliyor!

Hocam sen böyle soruyorsun, soru da net ama adamlar anlamıyor :D

Yeni bir tip uydurup "bu iş onlara ters geliyor ama eskilere gelmiyor" diyorlar..

Sen "sana niye ters" diyorsun, onlar "sana niye ters" diyor :D

Çok zorladın bunları, bırak biraz nefes alsınlar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Laik müslüman mı :blink:

Hangi gezegende yaşıyor bu dediğin..

Arkadaş yanlış tabir etmiş;. Laik adamın müslümanlığı da hıristiyanlığı da kendi içinde bunu konu yapmaz. O işine bakar, ibadetini yapar... Buna daha çok islamı aklama peşinde olan müslüman diyelim ve onlarda bu gezegende yaşıyorlar. Ancak hepsinin ortak bir sorunu var...

Pislik o kadar büyük ki; bir tek Ayşe'nin yaşı ile bitmiyor... Katliamlar; ensest ilişkiler, bilim dışı uygulamalar yığınla, onların işi zor. sizin ki kolay kabul ediyorsunuz bunları oturuyorsunuz ya da politika yapmaya çalışıyorsunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

HERŞEYİ nefsine dayandıran kişi nin tutarlı davranışı başkasını da kendi nefsinde değerlendirmesidir. Demekki tutarlı davranış buymuş.

Müslümanın yaptığı gibi. HERŞEYİ nefsine dayandırıp deyip sonrada ikinci cümledede HERŞEYİ nefsine dayandırmayan bir insan farzetmesi kurulan cümlede mantık hatası olduğunu gösterir.Çelişki burda. Yanlış bir mantıkla kurgulanmış yanlış bir cümle.

Neyse cümlenin kendi içerisindeki mantıksızlığını gördük.

Şimdide cümlenin kendi içerisindeki mantıksızlığını geçelim olaylarda bu iş nasıl oluyor nesnel bir şekilde onu değerlendirelim.

Avını avlamak için avının peşinde koşan bir yırtıcının harcadığı enerji avını yakalayıpta yemesinden daha fazla olduğu durumlarda avını bırakmasını çoğumuz biliriz.

İş te yırtıcı avcı nın bu durumdaki davranış değişikliğide (yani avını kovalamaktan vazgeçmeside) yine nefsidir.

Yani avcı avını kovalarkende nefsinde almıştır bu kararı, kovalamayı bırakırkende yine nefsinde almıştır bu kararı.

Mavi gömleği giymeyi vede herkesin giymesini faydalı gören birisi mavi gömleği herkese giydirmeye çalışır. Bu doğal olandır ve hastalıklı bir hal değildir.

Tabiki mavi gömleği herkesin giymesinin faydalı olduğuna inanıyorsa.

Diğelimki mavi gömleğin herkese giydirmeyi faydalı görse bir kişi. Tabiki herkesin mavi gömlek giymesini ister.

Ama herkesin mavi gömlek giymesi kişiye nekadar fayda sağlar. Yani herkese mavi gömlek giydirmekte ne kadar enerji harcayacak ne elde edecek?

Ayrıca mavi gömlek giyen beyaz gömlek giyenlerin tepkisini alırsa geri adım atacaktır yine nefsi için.

Sonra bazen kendiside beyaz gömlek giydiğinde de farklı zevkler aldığını farkedince de yine nefsi için şöyle bir karara varacaktır: İnsanların giyim zevklerine karışmayalım farklılık aslında faydalı bile olabiliyormuş..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkese mavi gömlek giydirmenin zorluğunu ve faydasızlığını farkeden insanlar bunu soyutlaştırır. Mesela derki insanların renk tercihlerine karışmak iyi değil der ve soyut bir değer oluşturur.

Sonrada insanlar bu soyut değeri soyut bir şekilde birbirlerine aktarır. Soyut değer artık hayali bir vücut giymiştir ve onu yaratan nedenlerden bağını koparmaya başlamıştır.

Eğer insanlar herşeyi nefsine dayandırmasa Kuran daki emirler insanların nefsine hitap etmezdi.

Halbuki tüm emirler insanların nefsine hitap eder.

Oğulluğunun karısıyla yatma muhabbeti insanların genelinin nefsine ters geldiği için itiraz etmişlerdir vede müslümanlar içinde bile uygulama alanı bulmamıştır. İstisnaları bilmiyorum.

Çünkü çok yakın hukuk ilşkisi olduğu kişilerle cinsel bir rekabeti ve güvensizliği insanlar yaşamak istemezler. Böyle bir rekabeti doğuracak soyut değerleride sevmezler, sevmemişlerdir.

Yani oğlunun karısına göz koymak sağlıklı birisinin değil sağlıksız birisinin yapacağı şeydir dolayısıyla bunu beğenmek sözkonusu olamaz vede ayrıca değer haline gelip soyutlanmasıda hoş karşılanmaz. Ayrıca madem insanlar değerleri birbirlerine iletiyor ve iletilen şey yayılıp güçleniyor elbette herkes nefsinde bu durumu beğenmeyecek ve karşı çıkacak. Peygamber denen birinin değerler konusunda önemli bir gücü var elbetteki değerlerinden dolayı en çok saldırı ona olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Materyalist burada neye istinaden sıkıntı görüp, bunu tenkid edebiliyor!

Hocam sen böyle soruyorsun, soru da net ama adamlar anlamıyor :D

Materyalistin ahlakı olmadığı veya olmaması gerektiği görüşünden hareket ediliyor bu alıntılarda...

Defalarca vugulandığı gibi materyalizmin ahlakı veya bir ahlak görüşü yok iken (çünkü etikle direkt anlamda ilgisi olmayan felsefi bir yaklaşımdır), materyalistin veya ateistin (yani kişinin) bir ahlak referansı ve/veya toplumsal normları elbette vardır ve olmak zorundadır...

Burada bir türlü anlaşılmak istenmeyen gerçek ise 7. yy'da yazılmış antik, çelişkili, anlaşılmaz, tartışmalı, sorunlu, kabul edilemez, modern sosyolojik kriterlere ve hukuk prensiplerine uymayan belirsiz bir metni ahlak referansı olarak kabul edenlerin, bu metni ahlak referansı olarak kabul etmeyenleri ne gerekçe ile ve ne cür'etle eleştirebildikleri meselesidir...

Etik ve ahlak, Kur'an'dan ve İslamdan önce de ve sonra da var olacak olan ve kesinlikle tek bir antik ve çelişkili metin ile ilişkilendirilemeyecek geniş felsefi konulardır...

Bu bağlamda, ahlakın ve etiğin kökeni konusunda hiçbir sosyolojik, psikolojik, biyolojik, evrimsel, hukuki açıklama getiremeyen ve bu konuda klasik textbook düzeyinde bile hiçbir okuma ve araştırması olmayan insanların çok sığ bir bakış açısı ile yazdıkları cümleler olarak kabul etmek lazım yukarıdaki iki alıntıyı...

Etik konusunda bırakın ilkçağ felsefecilerini, Gazali'den başka bir şey okumazsan ve bilmezsen işte bu yukarıdaki gibi cümleler kurarsın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaş yanlış tabir etmiş;. Laik adamın müslümanlığı da hıristiyanlığı da kendi içinde bunu konu yapmaz.

Sadece arkadaş olsa iyi, düzeltmeye kalktığın yanlışa bir halka da sen eklemişsin B)

Laik adam olmaz, laisizm savunucusu olabilir..

İnancına bağlı olarak bu inançlı biri de olabilir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Materyalistin ahlakı olmadığı veya olmaması gerektiği görüşünden hareket ediliyor bu alıntılarda...

Oysa ben okurken hiç de öyle anlamadım :blink:

Defalarca vugulandığı gibi materyalizmin ahlakı veya bir ahlak görüşü yok iken (çünkü etikle direkt anlamda ilgisi olmayan felsefi bir yaklaşımdır), materyalistin veya ateistin (yani kişinin) bir ahlak referansı ve/veya toplumsal normları elbette vardır ve olmak zorundadır...

Adam da bu olması zorunlu dediğin ahlakın(ızın) kaynağı nedir diye soruyor..

İslam ahlakının sana göre ne olduğunu anlatmayı bırak da zorunlu dediğin ahlakının kaynağını hacı amcama anlatsana :lol:

Gazali'den başka bir şey okumazsan

Senin tabirinle kaç gazzali textbook'u okudun B)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adam da bu olması zorunlu dediğin ahlakın(ızın) kaynağı nedir diye soruyor..

Her felsefe textbook'unun bir chapter'ı bu konuya ayrılmıştır; alıp okusun... Bu arada evolusyoner, biyolojik, sosyolojik, psikolojik birçok bilimsel açıklamalar da var... Daha önceki postlarımda da söylediğim gibi ahlakın ve etiğin orijinini tek bir kitaba ve Arap toplumuna indirgerseniz, İslam öncesi toplumları veya İslam sonrası ama İslama tabi olmayan toplumları ahlaksız bellemeniz gerekir... Ama pek de öyle durmuyorlar; ne dersin?...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Her felsefe textbook'unun bir chapter'ı bu konuya ayrılmıştır; alıp okusun...

İşte bu cevap falan değil.

Nasıl mı?

Bunun cevap olmadığını her felsefe textbook'unun bir chapter'ında görebilirsin, alıp oku..

Oldu mu B)

Hacı amca bulmuş sizin gibileri, işi iş valla :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...