Jump to content

Ateizm ve Ahlak


Recommended Posts

İnsanların birgün herkesle toplanıp yüzleşeceği ve hesaplaşacağı düşüncesi insanların yaptığı eylemlerde başkalarının memnuniyetinidide hesap etmesini gerektirirki. Bu düşünce insanların başkalarını da düşünmesini onlara hesaba katmasına destek olur.

Fakat acaba insanlık başkalarını düşünmeyi kendi ve toplumunun menfaati içinmi ahiret inancını geliştirip dinin içine katmıştır.

Neden insanlar kendi çocukları ve akrabaları kadar başkalarının hukukunu düşünmez ve dinde bu ayrımcılığı destekler.

Yani kendisine en yakın olanlara iyi davranmak insanın menfatinedir ve dinide insanlık bu şekilde oluşturmuştur.

İnsanlar dayanışmaya gerek görmediği ve hatta malını gasp etmekte sakınca bulmadığı insanlarıda kafir, dinsiz gibi damgalamalarla onlara karşı yaptığı kötülüklerden kendini dini anlamdada sorumlu hissetmez.

Hatta cihat gibi, allaha hizmet,din düşmanı gibi düşünceleri geliştirerek başkalarının mallarını, hak ve hukuklarını gasp etmeyi kendine bir hak olarak dinin bir değeri olarak yaratmıştır.

Yani insanoğlu davranışlarının kendisine vereceği sonuçlara göre değerleri dinleştirmiştir.

Çocuğuna iyi davranmak insanın menfaatinederir. Dinin içinede bunu yerleştirmiştir.

Yakın toplumundaki insanların hukukuna riayet etmek insanın menfaatinedir.

İnsan bunu dinleştirmiştir.

Ama uzak yerlerdeki insanların malını, karısını , kızını hatta canını gasp etmekte insanın menfaatine olduğunda da. Cihat gibi kavramlarla yine din kavramını menfaatine yönelik şekillendirmiştir.

Ahlakın mahreci iyice ortaya çıkıyor sanırım:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

ERCÜMENT

İnsanlar iki felsefe ile yaşıyor.Biri paylaşmak birlik olmak.Diğeri dünyaya hükmetmek.İkinciyi seçenler dini, sevgiyi, bilgiyi,adaleti kısacası bulabildiği bütün diğerleri kullanarak inanlara zulmeder.Diğerleri ise bu yarışta sadece kendisi gibi vicdanlı insanlarla bir güç teşkil edebilirler.Bu kadar din takıntınız olmasa sizde göreceksiniz ama vicdan dumurunuz yüzünden gerçeği göremeiyorsunuz.Sizin cehenneminiz de bu.Kendi elinizle hazırlamışsınız debelenip gidin .

tarihinde NOIR tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi olun, teraziyi iyi tutun, haksızlık etmeyin gibi kavramlar insanlığın tarihini bilmediğimiz zamanlarda yarattığı değerlerdir.

Ve bunları muhammette söylemiştir.

Muhammet güçsüzken sizin dinininiz size benim dinim bana demiştir. Ama güçlenince kafirlere ölüm demiştir. İkiside islam dininin içine girmiştir.

Mekke gibi bir toprağı haram yaparak başkalarının bırak yaşamasını girmesini dahi yasaklamıştır.

Gerçekten mekke haram olduğu içinmi kafirlerin girmesi yasak yoksa muhammet başkalarının girmesini istemediği içinmi payitahtını haram ilan etmiştir.

Bakıyoruzki önce kurallar değil önce muhammetin menfaati oluşmuş sonra kurallar oluşmuş.

Muhammet önce oğulluğunun karısına sulanmış sonrada onun önünü açan vahiy gelmiş.

Muhammet güçlenince savaş emirleri gelmiş.

Muhammet karılarını kıskanınca onun karılarının diğer inananların anneleri olduğu ve evlenemeyecekleri ayetleri ve ahlakı gelmiş.

Hukuk baştan belirlenir ve ona göre davranılması ahlakiliktir.

Muhammetin çıkarından sonra ahlak belirlenmesi olmuş.

Kurallar hep onun çıkarına göre sonradan şekillenmiş

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak diye evrensel bir doğru yoktur,daha önce de yazdım.Siz kısaca teizmden ya da gelenek görenek vs..den uzaklaşmak , ahlaki yönde bir ilerlemedir şeklinde bir çıkarımda bulunmuşsunuz.

Üzgünüm ama bu bir yanılsama :)

Ahlak sistem içi özne yaratır notomatik..bir dışlama kurumudur.Sizin yaptığınız ahlak'ı ateizm ile özdeşleştirerek yani kurumsallaştırarak yeni bir baskı aracı üretmek..ama farkında değilsiniz.

ki bizim toplumumuzda az ahlaklı ya da daha ahlaklı olmak çoğu kere maddi sebeplidir.Bugün içinde yaşadığımız toplumda derece derece ahlaksızız hepimiz.Biraz daha ahlaklı olan,daha az ahlaklı olana ahlak dersi verir :)

Biraz daha ahlaklı bir toplum olmamız için,sistem tarafından dağıtılan nimet ve külfetlerin

daha eşit paylaşımı gerekiyor.Bu apaçık ortada..

benim mesela lisanssız virüs programı kullanan bir tek avrupalı arkadaşım yok.ne acı değil mi?

göreli ahlaksız milletiz işte..

Eğer Avrupalı arkadaşlarının bilgisayarlarında bir virus programı yoksa ve sen Türkiyeli bir müslüman olarak buna iç geçirebiliyorsan, evrensel bir ahlaktan sözetmek mümkün. Hatta bunun başka bir açıklaması yok zensen..

Evrensel ahlak ilkeleri genel ve basit ortak yaşam kurallarıdan oluşur. Hırsızlık yapmayız, başkalarının haklarını gaspetmeyiz, insanlara bile isteye zarar vermekten sıkı sıkıya kaçınırız, kimsenin özel yaşamına müdahale etmez ve yargılamayız, vergimizi öderiz, içinde bulunduğumuz toplumla uyumlu olmaya çalışır, aşırı uçlardan kaçınırız vs..

Bunlar evrensel doğrulardır. Yaşadığımız toplum bu ilkelere sahip değilse ve bizler de onlara sahip ülkelere gıptayla bakıp iç geçirebiliyorsak, o doğrular çoktan evrensel olmuş demektir.

Evrensel doğru deyince içinde yaşanılan topluma ait gelenek, görenek ve ait olunan dinden kaynaklı alışkanlıklar da gözönünde bulunduruluyor ve bence yanlış anlaşılıyor. Evrensel ahlak normları dünyanın neresine gidersen git kabul görür ve yüceltilir. Onlar genel, temel basit doğrulardır çünkü. Ensest de bunların içindedir elbette.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"2.5 milyon yıllık insan türünün tarihini, "insanlık 7. yy'dan itibaren var" diye yutturma kurnazlığı mı diyelim bilmiyorum... Be arkadaşım milyonlarca yıllık insan türünün tüm moral değerlerini 7. yy'da uydurulmuş bir dine bağlamak ne kadar bilimseldir sence?..

ANDROMEDA Din nedir dinsizlik nedir anlattım

bu yazıları okumuşsan

yukarıda söylediklerini söyleyemezsin

bunları diyemezsin bunların lafını dahi edemezsin

alakasız boş lakırdı dırıldı ne diyim bilmiyorum !

bir alaka yok ki

Aşağıdaki alıntıya verdiğim cevap bile düşüncesiz alakasız bir cevaptır

REANULTFERRARİ diyor ki

aklınızda vicdanınızda bilimde eşitlik diye bir kavram barındırmayınız

yoksa cinnetten daha büyük cinnet içersine girebilirsiniz

filan adam diyor ki ben yakışıklıyım etrafındaki kızlar beni el üstünde tutuyor

sen ise bunlardan mahrumsun kimsenin umurudna değilsin

adamın parasında var senide yanında köle gibi çalıştırıyor

şimdi sen kafanı nereye vuracaksın

bilime mi ?

ANDROMEDA

CEVABI ŞU : Elbette bilimin bana sağlayabileceği imkanları araştırırım... Fiziğimi düzeltemiyorsam beynimi yüceltirim... Nihayetinde de olanı kabul ederim... Beyni hurafelerle uyuşturunca daha çok şey elde edemezsin

halbuki ANDROMEDA !

BİLİM sana diyor ki: beynini yüceltemeye kalkma boşa zahmet külfet altına gimre.. yarına varacağın bile belli değil.. küt gidersin hiç olursun ANI yaşayamadan pispisini getti derler senin için ANDROMEDA ! o yüzden alakasız sen söylediklerin

ama Din diyor ki beynini yüceltmek istersen yücelt

ölünce karşılığını alırsın...

***

REANAULTFERRARİ diyor ki :dinsiz mevcut ahlakını sırlardır süren din terbiyesinin üzerinde bıraktığı ize borçludur

yani vicdanına hakim olan din fikrine borçludur

BUNA KARŞILIK NOIR diyor ki Hayır vicdanın kaynağı empatidir.Asıl kaynağı ise tanrının bizleri zayıf mahluklar olarak yaratmasıdır.Kendi zayıflığını bilen diğer zayıf canlılara insaflı ve imtiyazlı olur.

RENAULTFERRARİ Cevap veriyor : toplumun içindeki Dinsizim diyenler de eksere tabi olarak yürüdüklerinden

yani dindar bir havayı teneffüs ederek yaşadıklarından

ONLAR DA Ahlakı olmuşlardır

onun için BARBAR değildirler

isteselerde Anarchistlikle barbar da olamazlar

çünkü ortam musait değil

NOIR ! sana cevabı başka bir rumuz şu şekilde veriyor diyor ki

Hacıhüsrevde yaşıyor olsaydın.

Hırsızlık. yankesicilik. kapkaç. üçkaat. senim için gayet masum olaylardan olurdu

Orda yaşayan Romanlar için

gayetten masum işler. Peki diğer insanlar bu işlere masum bakıyolarmı.

Hayır. Niye Hacıhüsrevde yaşayanlar için doğal bu.

Çünkü bulundukları ortam onları etkiliyor

NOIR !

tüm dünyada esker üzerinde : Din fikri: yani ölünce gebermiycem ceza ve mükafat sistemi var demek

tüm dünyada ekseriyet din inancı üzerinde yaşadığında

Dinsizizm diyenlerde o eksere tabi olacaklarından

DİNSİZLER Dindarlara bakıp EMAPTİ yapacaklarından

Ahlaklı adam olmuşlarıdr

ortam müsait değil ki kötülük yapsın anarşist olsun

eksere tabi olarak yürümeklikleri zaruri olduğunda

o yüzden şurada burda Ahlakı dinsizler gözükmektedir...

****

NOIR diyor ki: Sonlu bir hayata inanan yada ateist olan diyelim kişiler kendilerini insanlık için feda ediyorlar. Bunun örnekleri o kadar fazla ki saymak imkansız.Boş konuşuyorsun arkadaşım.Kalıplardan çıkın artık.

REANULTFERRARİ cevap veriyor: NOIR ! buraya kadar okuduğun hiç bir şeyi iyi anlayamadınsa

şunuda anlayamdın mı ?

kendisi feda eden bu ateistin yaptığı şey çok Büyük BİR AHKAKLIKTIR

bunu da anlayamadın mı

pispisini gitti.. ne güzel yaşmaya devam edicekti.. DİMİ !

herhald ekendisine feda etmesi.. hayatta bıktığından nefret ettiğinden

yaşama gerekliliklerine dertlerini kederlerini ortadan kadırmak

bunlardan kurtulup hiç olmaklığı büyük bir huzur rahatlama olarak kabul ettiğinden

kendisini feda etmiştir..

yoksa hayattan zevk alıyorken ahmak olamaz ki hayatını feda etsin..

yoksa ahmak mı ? NOIR

sence durum nedir

dipnot: sorularınıza daha sonra cevap vereceğim.. işim var

bu cevabı bile zor yazdım

cevaplardan herkes hissesi ne ise alacağını umarım

saygılar

tarihinde Renaultferrari tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ERCÜMENT

İnsanlar iki felsefe ile yaşıyor.Biri paylaşmak birlik olmak.Diğeri dünyaya hükmetmek.İkinciyi seçenler dini, sevgiyi, bilgiyi,adaleti kısacası bulabildiği bütün diğerleri kullanarak inanlara zulmeder.Diğerleri ise bu yarışta sadece kendisi gibi vicdanlı insanlarla bir güç teşkil edebilirler.Bu kadar din takıntınız olmasa sizde göreceksiniz ama vicdan dumurunuz yüzünden gerçeği göremeiyorsunuz.Sizin cehenneminiz de bu.Kendi elinizle hazırlamışsınız debelenip gidin .

Noır hep kaçak güreşiyorsun.

Bir üçüncüsüde senin gibi olanlar galiba.

Sende böyle devam et.

Herkesin yapısı farklı farklı ama benim tarzım değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz ateist karakterli olduğumuz için ateist olduk, ateist olduktan sonra ateist karekterli olmadık. Çünkü önce ateist olabilecek karaktere sahip olunur, ondan sonra o karakterle ateist olunur. Ateist karakterli olmanın da en birinci ilkesi, annemin sofrasında ne bulursam alır hiç bakmadan cumburlop diye yutarım ilkesinden vaz geçmektir. Biz o sofradakilerin hiç birini "acaba yenir bir şey mi değil mi" demeden alıp yutmayız. Zamanında yuttuklarımızın da hepsini kustuk, kendi soframızı kurup kendi yemeklerimizi yedik. Bu yemeklere örf, adet, gelenek, görenek ve din de dahil olduğu gibi aynı zamanda da ahlak da dahildir.

Çünkü biz biliyoruz ki; bu kadar çok kapkaçın, hırsızlığın, tecavüzün, cinayetin, magandalığın kol gediği bir ülkede, herkes "memleketin çivisi çıkmış" derse, sanki bu kadar suçu ve adiliği uzaylılar yapıyormuş gibi, tek bir kişi bile çıkıp ben de bu ahlaksızlara dahilim, benim ailem de dahil diye düşünmezse, hiç istisnasız herkes ama herkes kendisini ve ailesini halktan apayrı görürse, ahlaksızlığın asıl kaynağı budur.

Biz ise daha ateist olmadan önce, ne gemiler yaktık, ne duvarlar yıktık. Duvarları yıka yıka gemileri yaka yaka bir de baktık ki ateist olmuşuz. Farkında olmadan.

Binlerce yıldır anlatılan "Duvarın arkasında ahlaksızlık var, kötüler var, başka da bir şey yok" masallarına inanmayıp, duvarları aştık, yıktık, bir de baktık ki, dedelerimizin duvarının arkasında gerçek insanlık varmış.

Değerli Notamatik,

Kalıplaşmış şöyle bir söz vardır ''hislerime tercüman oldunuz'' diye, yazılarınız bende bu duyguyu oluşturuyor.

Yazılarınızın hayranıyım. Keşke sizin kadar güzel anlatımım olsa,kendimi geliştirmek için çok da uğraşıyorum ama malesef bende yazma yeteneği yok.

Okumak benim en başarılı olduğum alan ve yazılarınızı da zevkle okuyorum. Emeğinize sağlık çok teşekkürler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ANDROMEDA Din nedir dinsizlik nedir anlattım

bu yazıları okumuşsan

yukarıda söylediklerini söyleyemezsin

bunları diyemezsin bunların lafını dahi edemezsin

alakasız boş lakırdı dırıldı ne diyim bilmiyorum !

bir alaka yok ki

Aşağıdaki alıntıya verdiğim cevap bile düşüncesiz alakasız bir cevaptır

ANDROMEDA

CEVABI ŞU : Elbette bilimin bana sağlayabileceği imkanları araştırırım... Fiziğimi düzeltemiyorsam beynimi yüceltirim... Nihayetinde de olanı kabul ederim... Beyni hurafelerle uyuşturunca daha çok şey elde edemezsin

halbuki ANDROMEDA !

BİLİM sana diyor ki: beynini yüceltemeye kalkma boşa zahmet külfet altına gimre.. yarına varacağın bile belli değil.. küt gidersin hiç olursun ANI yaşayamadan pispisini getti derler senin için ANDROMEDA ! o yüzden alakasız sen söylediklerin

ama Din diyor ki beynini yüceltmek istersen yücelt

ölünce karşılığını alırsın...

Ölünce havanı alırsın arkadaşım... Hangi anlayışın insana faydası olduğunu anlaman için iki anlayışın ülkelerine ve insanlık tarihine kısa bir göz atman bile yeter...En iyi bilgi orada...Zaten siz de için için bunu bilmeseniz niye dünyada ceza veresiniz ki insanlara?...

Ahirete iman aslında olmadığı ve bu konu çok şüpheli bulunduğu için inancınız dünyada insan taşlatıyor, el-kol kesiyor..

Bu arada bir teistin beynini hür düşünce ile yüceltmesi zaten imkansız bir şeydir... Bunu samimi olarak dinden dışarı çıkmadan anlamanız imkansız...

Link to post
Sitelerde Paylaş

TATE !

ben yakışıklı ve güzel karısıda güzel bir mağra adamıyım

sen tipriz sümklülsün karında yok

ne düşünürsün !

eşit değiliz aynı değiliz.. farklıyız

soruyorum TATE ne düşünürsün ?

hayatın zindan mı olur

kıskancından çatlar mısın patlar mısın ne düşünürsün ?

işte TATE eşitlik adına sana düşen ilk vazife benim leşimi yere sermek olacaktır..

ama.. bereket versin ki kabilemizin büyükleri ormanın ruhuna inandıklarından..

iylik kötülük dye bir şey kabul ettiklerinden.. sen bana bu şartlarda dokunamıyorsun

işte onun için dinsiz ahlak olmaz

Mağara insanının evlilik yaptığını veya tek eşli yaşadığını nerden çıkarıyorsun?

Mülkiyet bilincinin olmadığı yerde evlilik kurumu gelişemezdi.

Çünkü evliliğin amaçlarından biri mirasın kimler arasında bölüşüleceğinin belirlenmesidir.

Mülkün sahibi öldüğünde, malının kendi kanından gelen çocuklarına kalmasını isteyecektir.

Bir erkek çocukların kendi kanından geldiğini nasıl garanti edebilir? Tabiki evlilik kurumunu icad ederek...

Dolayısıyla evlilik kurumuda mülkiyet bilincinin gelişmesi ortaya çıkarmıştır.

Mağara döneminde erkek ve kadın arasında sadakate dayalı bir ilişki olamaz....Çünkü sadakat kavramını üretecek temel olan mülkiyet bilinci henüz ortaya çıkmamıştır.

Yani ormandaki iyi ruh, kötü ruh bunlar boş laflar.

Sadece madde vardır ve maddenin ortaya çıkardığı medeniyet.

tarihinde tate tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Mağara insanının evlilik yaptığını veya tek eşli yaşadığını nerden çıkarıyorsun?

Mülkiyet bilincinin olmadığı yerde evlilik kurumu gelişemezdi.

Çünkü evliliğin amaçlarından biri mirasın kimler arasında bölüşüleceğinin belirlenmesidir.

Mülkün sahibi öldüğünde, malının kendi kanından gelen çocuklarına kalmasını isteyecektir.

Bir erkek çocukların kendi kanından geldiğini nasıl garanti edebilir? Tabiki evlilik kurumunu icad ederek...

Dolayısıyla evlilik kurumuda mülkiyet bilincinin gelişmesi ortaya çıkarmıştır.

Mağara döneminde erkek ve kadın arasında sadakate dayalı bir ilişki olamaz....Çünkü sadakat kavramını üretecek temel olan mülkiyet bilinci henüz ortaya çıkmamıştır.

Yani ormandaki iyi ruh, kötü ruh bunlar boş laflar.

Sadece madde vardır ve maddenin ortaya çıkardığı medeniyet.

Sevgili tate,

Bunlar çok subjektif yorumlar. Hem insanın evrim geçirmiş bir hayvan olduğunu savunuyorsun bilimle paralel. Sonra inanırları kötülemek için insanın çok eşliliğinden dem vurarak bak hayvanlar bile tek eşli diyorsun yine bilimle paralel. Sonra kalkıp bunları yazıyorsun.

Ya sen evrimin içinde bir hayvan değilsin insansın,

Yada sen evrimin içinde bir hayvan olarak diğer hayvanlar kadar erdemli olamayan bir hayvansın.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili tate,

Bunlar çok subjektif yorumlar. Hem insanın evrim geçirmiş bir hayvan olduğunu savunuyorsun bilimle paralel. Sonra inanırları kötülemek için insanın çok eşliliğinden dem vurarak bak hayvanlar bile tek eşli diyorsun yine bilimle paralel. Sonra kalkıp bunları yazıyorsun.

Ya sen evrimin içinde bir hayvan değilsin insansın,

Yada sen evrimin içinde bir hayvan olarak diğer hayvanlar kadar erdemli olamayan bir hayvansın.

Selam ederim.

Sevgili berguzar,

Materyalist koşullar ahlak üretemez tezine karşılık olarak kuşlardaki sadakat davranışını vermiştim.

Fakat oradada kuşları bu şekilde davranmaya zorlayan maddi bir sebep vardı.

Kuşlar gelecek nesillere genlerini bırakmak için başarılı bir ekip çalışmasına mahkumdurlar...

Tamamen materyalist sebeplerle gelişmiş bir daranış örneği olarak sunmuştum.

İnsanların evlilik kurumunu icadının mülkiyet bilincinin gelişmesiyle olduğunu söylerkende yine materyalist bakış açımı koruyarak söylüyorum.

Çünkü mülkiyetin olmadığı yerde evlilik yoluyla nesebin tespitine gerek yoktur.

İnsanın yaptığı bütün soyut veya somut davranışlar maddi temeller üzerinde yükselmiştir..

Madde herşeyin yaratıcısıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mağara insanının evlilik yaptığını veya tek eşli yaşadığını nerden çıkarıyorsun?

Mülkiyet bilincinin olmadığı yerde evlilik kurumu gelişemezdi.

Çünkü evliliğin amaçlarından biri mirasın kimler arasında bölüşüleceğinin belirlenmesidir.

Mülkün sahibi öldüğünde, malının kendi kanından gelen çocuklarına kalmasını isteyecektir.

Bir erkek çocukların kendi kanından geldiğini nasıl garanti edebilir? Tabiki evlilik kurumunu icad ederek...

Dolayısıyla evlilik kurumuda mülkiyet bilincinin gelişmesi ortaya çıkarmıştır.

Mağara döneminde erkek ve kadın arasında sadakate dayalı bir ilişki olamaz....Çünkü sadakat kavramını üretecek temel olan mülkiyet bilinci henüz ortaya çıkmamıştır.

Yani ormandaki iyi ruh, kötü ruh bunlar boş laflar.

Sadece madde vardır ve maddenin ortaya çıkardığı medeniyet.

İlkel kabilelerde evlilik kurumu vardı tate.Mülkiyet bilinciyle ortaya çıkmamış evlilik kurumu.Uzmanlaşmadan kaynaklanan bir farklılaşmanın olmadığı topluluklardı bunlar.Ayrıca zengin yoksul ayrımı olmaksızın,farklılık sadece yaş ve cinsiyetle ortaya çıkıyor.Ekonomik ve sosyal örgütlenme tamamen eşitlikçi.

ve bu topluluklarda evliliğin diğer topluluklarla,diğer kabileler arsında yapılması kesin bir kural :)Böylece akrabalık bağı ile birbirlerine bağlanıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Afedersiniz..

Genelevde çalışan kadınlar sizin izniniz olmadan nefes alabilirler mi?

Büyük bir olasılıkla onlar devlete sizden daha çok vergi veriyorlar.

Çevrelerine sizden daha çok yararlı onlar..

Kimbilir bir günde kaç erkeği rahatlatıyorlar, streslerini alıyorlar ve cinsel suç işlemelerini önlüyorlar.

Kimbilir kaç genç erkek kadınları onlar aracılığı ile tanıyorlar.

Yukardakileri utanmadan nasıl yazabiliyorsunuz.

Hiç mi akıl yok sizde? Hiç mi vicdan, insaf ve insanlık yok?

Onların oy verme, seçme ve seçilme hakları ile nasıl böylesine küstahca oynayabiliyorsunuz.

Daha da ötesi onların hayat sigortalarına bile müdahele etmede bir sakınca görmüyorsunuz.

Onların da çocukları, anne babaları, hatta eşleri olabileceğini hiç düşünmüyorsunuz.

Sizce kadınlara bekaret kemeri mi takmamız gererkiyor?

Nedir bu kadın düşmanlığı?

Siz normal bir insan değil, bir sapık gibi düşünüyorsunuz..

Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?

Evet benim iznim olmadan nefes alabilirler.

Ama siz bu devlete genelev kadınları kadar da vergi vermiyorsunuz.

Stok 10 milyon dolarınız ve siz ABD de siniz.

Hiçbir genelev kadını kendini tanıtacak kadar bir erkeği odasında tutmaz. Kapıya pezevengi gelir, "hadi lan hadi daha işin bitmedi mi, belinden çıkacak 2 damla su Bağdattan mı geliyorsun" der.

Utanmamayı ben bu forumdan öğrendim. Bu satırım daha da açabilirim istersen.

Hayat sigortalarını patronları yapıyorsa ne ala, devlet yapmamalı.

Aileleri varsa yani utanacakları birisi.. Genelevde işleri ne?

Ben kadın düşmanı değilim.

Gayet normal ve Türk ekonomisini düşünür bir vaziyette düşünüyorum..

Ben Ateist forum'un yazarıyım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

öldükten sonra ceza ve mükafata inanmayan bir adamda ahlak kurulmaz

dinsiz ahlak olmaz

Siz göre ahlak kuralları bir tek cennete gidebilmek için var.

Bir kere dinin argumanlarının doğru olduğuna inanmışsınız ...dolayısıyla herşeyi ona göre değerlendiriyorsunuz.

Ahlakın gelişiminin dinle alakası olmadığını defaatle yazmış olmamıza rağmen hala aynı görüşü tekrar yazıyorsunuz

Çünkü başka şansınız yok...

Bir ahiret olmasa dünyadaki yaşamınızın boşa gittiğini kabul etmek zorunda kalacaksınız.

Ahirete endeksli olmayan bir yaşama nelerin değer katabileceği hakkında size hiçbir şey öğretilmemiş....

Hep reel olanın dışında ,uzakta ,ötede olan şeyler size değer olarak öğretilmiş....

Sahte para karşılığında malını vermiş tüccar gibisiniz.

Gerçeği anladığınızda artık çok geç olacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili berguzar,

Materyalist koşullar ahlak üretemez tezine karşılık olarak kuşlardaki sadakat davranışını vermiştim.

Fakat oradada kuşları bu şekilde davranmaya zorlayan maddi bir sebep vardı.

Kuşlar gelecek nesillere genlerini bırakmak için başarılı bir ekip çalışmasına mahkumdurlar...

Tamamen materyalist sebeplerle gelişmiş bir daranış örneği olarak sunmuştum.

İnsanların evlilik kurumunu icadının mülkiyet bilincinin gelişmesiyle olduğunu söylerkende yine materyalist bakış açımı koruyarak söylüyorum.

Çünkü mülkiyetin olmadığı yerde evlilik yoluyla nesebin tespitine gerek yoktur.

İnsanın yaptığı bütün soyut veya somut davranışlar maddi temeller üzerinde yükselmiştir..

Madde herşeyin yaratıcısıdır.

Yapma lütfen tate,

Hem tüm canlılar hayatta kalmak ve genlerini aktarmak için varlar deriz. Hemde neseb önemli değil diyoruz insanlar için. Ama gelelim görelimki kuşlardaki genler insandan daha önemli ve onlar insandan daha sadık yeni nesillerine. Oluyor mu ama, lütfen ya?

Yeni nesil miras bölüşümü ile ilgili değildir. Yani insan bunun için mülkiyetçi olmamıştır. Ne zaman materyalizm ile tanıştı o zaman mülkiyetçi olmuştur. Şimdi kalkıp materyalizmin yakın yüzyılda yapılan tanımına gitmeyelim, lütfen anlamaya çalışalım. Yani sahip olma duygusu ve isteği ile tanıştığı zamandan bahsediyorum.

Hadi senin dediğini kabul edersek insanlar nasıl çiftleşiyorlardı peki? Hadi tek eşli değillerdi. Bu kadar kara düzen bir üreme biçiminde o zaman ensestin olmasıda kaçınılmaz ve sıklıkla görülmesi elzemdir. Peki o zaman niye insanların bugünkü büyük bölümü az bir bölüme göre çok çok daha sağlıklı. Yada insan bu kadar doğru oranda zekasını geliştirerek evrimleşebilir miydi?

Madde herşeyin yaratıcısı demişsin. Bende herşeyin yaratıcısı Tanrıdır diyorum. Maddeyi o yaratmıştır kudreti ve gücü ile, devinimi de onun zekasıdır diyorum.

Sonuçta bu bir inanç.

Ama herşeyi maddeye indirip yukarıdakileri yazarsan cidden bu çok çıkmaz bir sokak olur, üzgünüm ama böyle yani.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sence Sokrates ahlaksız bir adam mıydı?... "Ethics" diye bir şey duydun mu hiç?.. Sence ben ahlaksız bir adam mıyım?...

Sevgili Andromeda,

Anlamamakta bence ısrar ediyorsun. Reno tıpkı kirecin ve benim dediğimin aynısını diyor.

Diyor ki:

Siz kendinizi ne kadar ateist olarak görsenizde eğer iyi ve erdemli iseniz bu fıtrata işlenen kodu açığa çıkardığınızdandır, yani din denen kodlamadan kaynaklıdır. Bu anlamda sizin kendinizi nasıl lanse ettiğinizin bir önemi yok.

Tersi olarak bugün inançlı biride çalıp çırpıyorsa, olmadık ahlaksızlıklara imza atıyorsa, o da fıtrata yüz çevirdiğinden, yani dinsiz olduğundandır diyor.

Sanırım anlatabildim, umarım yani.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Andromeda,

Anlamamakta bence ısrar ediyorsun. Reno tıpkı kirecin ve benim dediğimin aynısını diyor.

Diyor ki:

Siz kendinizi ne kadar ateist olarak görsenizde eğer iyi ve erdemli iseniz bu fıtrata işlenen kodu açığa çıkardığınızdandır, yani din denen kodlamadan kaynaklıdır. Bu anlamda sizin kendinizi nasıl lanse ettiğinizin bir önemi yok.

Tersi olarak bugün inançlı biride çalıp çırpıyorsa, olmadık ahlaksızlıklara imza atıyorsa, o da fıtrata yüz çevirdiğinden, yani dinsiz olduğundandır diyor.

Sanırım anlatabildim, umarım yani.

Selam ederim.

Ben de diyorum ki ne uygarlık tarihi, ne felsefe ne de sosyoloji biliyorsunuz... Dünyayı bu dinden ve insanlığı şehrinizden ibaret sanıyorsunuz... Sokrates hangi dinden almış ahlakını?... "Ahlağın kaynağı din değildir" diyoruz... Dinler sonradan ortaya çıkmış toplumsal parazitlerdir... Zaten bilinen şeyleri anlatıp duruyoruz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de diyorum ki ne uygarlık tarihi, ne felsefe ne de sosyoloji biliyorsunuz... Dünyayı bu dinden ve insanlığı şehrinizden ibaret sanıyorsunuz... Sokrates hangi dinden almış ahlakını?... "Ahlağın kaynağı din değildir" diyoruz... Dnler sonradan ortaya çıkmış toplumsal parazitlerdir... Zaten bilinen şeyleri anlatıp duruyoruz...

Sen islam deyince 1400 yıl önceki hatırlatmayı bellemişsin ordan gidiyorsun.

İslam Ademden beri var olan şey. Bilinçli ve şuurlu insandan beri varolan şey.

Kuran yeni bir din getirmemiştir. Hiçbir peygamber ve ilahi öğreti yeni birşey getirmemiştir.

Hani şu fıtrata kodlanan var ya, onu unutanlara hatırlatmak için onlar yeryüzünde boy göstermiştir.

Kalıplarından çıkamayan ve dogmaların esiri olan sensin Andromeda, biz değiliz.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen islam deyince 1400 yıl önceki hatırlatmayı bellemişsin ordan gidiyorsun.

İslam Ademden beri var olan şey. Bilinçli ve şuurlu insandan beri varolan şey.

Kuran yeni bir din getirmemiştir. Hiçbir peygamber ve ilahi öğreti yeni birşey getirmemiştir.

Hani şu fıtrata kodlanan var ya, onu unutanlara hatırlatmak için onlar yeryüzünde boy göstermiştir.

Kalıplarından çıkamayan ve dogmaların esiri olan sensin Andromeda, biz değiliz.

Selam ederim.

Tek bir arkeolojik kanıt ver... Dinlerin tek tanrıcılıktan çok tanrıcılığa ve putperestliğe gittiğini göster...Uydurulmuş şeylerle bilimi birbirine karıştırma...Bir arpa boyu yol git artık...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...