Jump to content

Ateizm ve Ahlak


Recommended Posts

:)

He he haklısın delüğanlı..

Ne diyeyim, yapacak bir şeyim yok..

Zafer tüylerini takıp naralar atabilir, çılgınca kutlamalara başlayabilirsin...

ovvv çok centilmesin...

Peki sen ne yapacaksın.?

Beraberinde götüreceğin ''yoksam bu ateistler haklı mı? acaba Allah yok mu?'' gibi soru işaretleriyle yaşamaktan bıkmadın mı?

İçindeki bu soru işaretleriyle yaşama ızdırabına daha ne kadar katlanacaksın?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Davudi biraderim, buna sünnet diyorlar ise, sıkıysa, genç yaşta yaşlı kadınla evlensinler. Amaçları sünnete uymak ise. Çıkarlarına gelen şeye, sünnet yaması yapıştırmayı iyi bilirler ama, bunu sünnet kabül edip yapamazlar.

Keza, Resulun kendiside, yaptığı herşeyi tavsiye etmemiştir.

yav harun senin bu mesajı okuyunca aklıma , bildiğimiz klasik müslümanların akıllarının sadece uckura calışması gibi , bu forumdada ateistlerin islamı sadece uçkur üzerinden yorumlaması gibi , ateistlerle klasik müslümanların ortak özelliği aklıma geldi

bu mesaj için sağolasın

insallah bundan sonra , islamı görürken tam tarafsız ve etraflıca görür yorumlarız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

valla gördüğüm kadarıyla alchindus harbi harbi cevaplıyor , ateistlerde öyle bi duruma gelmişlerki , sanki sii / sünni müslümanlar gibi karsı cıkıyolar , madem bu gercekleri kabul etmeyecediniz ne diye dinden imandan cıktınız la :)

yada bu kafayla nasıl olduda müslüman oldunuzda dinden imandan cıktınız :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

yav harun senin bu mesajı okuyunca aklıma , bildiğimiz klasik müslümanların akıllarının sadece uckura calışması gibi , bu forumdada ateistlerin islamı sadece uçkur üzerinden yorumlaması gibi , ateistlerle klasik müslümanların ortak özelliği aklıma geldi

bu mesaj için sağolasın

insallah bundan sonra , islamı görürken tam tarafsız ve etraflıca görür yorumlarız.

eyvallah davudi..

Bir şey daha eklemek istiyorum

Şu 3 gruptaki karakteristik özellikler aynıdır.

1: Futbol fanatikleri

2: Irkçılar

3: Dinciler.

Dinci diyorum, dindar demiyorum dikkat ederseniz.

taraftar değil, fanatik

milliyetçi- vatansever değil, ırkçı kafatascı

Bu 3 grup mensupları, aşırı derecede çıkarcı oldukları için, ideolojilerini kendi çıkarlarına uygun bir şekilde uyarlayabilirler.

ve, aşırı saldırgandırlar. Kendi karaktersizliklerini, belli şeylerle perde ederler. (....... )adı altında, her haltı yerler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

valla gördüğüm kadarıyla alchindus harbi harbi cevaplıyor , ateistlerde öyle bi duruma gelmişlerki , sanki sii / sünni müslümanlar gibi karsı cıkıyolar , madem bu gercekleri kabul etmeyecediniz ne diye dinden imandan cıktınız la :)

yada bu kafayla nasıl olduda müslüman oldunuzda dinden imandan cıktınız :lol:

sorduğum hiç bir soruya yanıt bile vermedi... Harbi harbi saçmalıyor veya harbi harbi birilerini kekliyor desek daha iyi olur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

eyvallah davudi..

Bir şey daha eklemek istiyorum

Şu 3 gruptaki karakteristik özellikler aynıdır.

1: Futbol fanatikleri

2: Irkçılar

3: Dinciler.

Dinci diyorum, dindar demiyorum dikkat ederseniz.

taraftar değil, fanatik

milliyetçi- vatansever değil, ırkçı kafatascı

Bu 3 grup mensupları, aşırı derecede çıkarcı oldukları için, ideolojilerini kendi çıkarlarına uygun bir şekilde uyarlayabilirler.

ve, aşırı saldırgandırlar. Kendi karaktersizliklerini, belli şeylerle perde ederler. (....... )adı altında, her haltı yerler.

valla buna yorum yapılmaz anca imza atılır

tek söylüyeceğim şu ki dünya tarihinde hep bunların sözü gecti ve yine bunların gececek

Link to post
Sitelerde Paylaş

belkide seni cok sartlanmış buldu , ondan olmasın

Belki de cevabı yoktur ondan olmasın; ya da islamı savunmanın zor olduğunu biliyor ondan olmasın...

NOT: Elbette bir hedefe şartlandım; o da islamın sadist ve sapık bir din olduğunu ispatlamak; bunun karşısında olacak bir müslüman tanımıyorum henüz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu Alchindus açıkladı sanıyordum. :)

Üreme başladığı an buda başlar. Ve bir dişi üreme aşamasına gelmişse ve üremek için eylemde bulunuyorsa diyor Alchindus buna kim itiraz edebilir? Esas soru bu. Niye itiraz ettiğinizi kaynağı ile yazın diyor ama yazmıyorsunuz tatem benim.

Ama aradaki farkı iyi anlamak lazım. Evlilikten kasıt bildiğimiz gibi evlilik mi, yoksa cinsel ilişki mi? Hangisinden bahsediyoruz. Alchindus üreme ve cinsel ilişkiden bahsediyor bildiğim kadarıyla. Bunu yazarsan sevinirim.

Selam ederim...

müslümanların biz ateistlerle tartışmalarında (özellikle ahlak, namus vs. konularda) hep başvurdukları yöntemi bir kez de ben deneyeyim:

berguzar kardeş :

9 yaşında bir kızın olsa onun 55 yaşındaki biriyle cinsel ilişkiye girmesini normal karşılarsın yukarıdaki iletiden anladığım kadarıyla.

Çünkü regl olmuşsa bir dişi tamamdır diyorsun, cinsel ilişkiye girmesinde sakınca yoktur... biyolojik anlamda bir itirazım yok, bu konuda uzman değilim ama dediğin gibi dişi yumurtlamaya başlamışsa, üremeye hazır demektir..

yalnız tuhaf olan şu, siz inanırlar "hiçbir" konuda doğayı örnek almazken muhammedi aklamak için doğaya dönmeniz;

muhammed ve ayşe konusunu sizin de aklayamamanızın getirdiği bir sıkışmışlık duygusuyla "napsak napsak ..... buldum e hayvanlarda da bu mevcut (ki işin tuhafı bu da doğru değil, doğada kendinden 7 kat daha yaşlı bir erkekle çiftleşen bir dişi zor bulursunuz, en azından ben bilmiyorum biliyorsanız bilgilendirin) deyip deyim yerindeyse ...çtık bari sıvazlayalım dediğinizi gösteriyor...

sadede gelelim; doğadan örnek vermeye sakın kalkmayın bir inanırsanız eğer

o zaman doğada eşcinsel ilişki var, o halde eşcinsellik islamda normal karşılanır, ya da doğada tek eşlilik yok, evlilik yok, dişi-erkek arasındaki her türlü cinsel ilişki mübahtıra gelirsiniz ki işte orda gerçekten "sıvayamassınız"

isteyen buyursun sıvasın

doğaya başvuracaksak tamam ama her konuda başvuralım, bakalım islam ne duruma düşüyor görelim...

Link to post
Sitelerde Paylaş

müslümanların biz ateistlerle tartışmalarında (özellikle ahlak, namus vs. konularda) hep başvurdukları yöntemi bir kez de ben deneyeyim:

berguzar kardeş :

9 yaşında bir kızın olsa onun 55 yaşındaki biriyle

yalan ile kim ölmüş sende yalanlara sığın bakalım

Link to post
Sitelerde Paylaş

NOT: Elbette bir hedefe şartlandım; o da islamın sadist ve sapık bir din olduğunu ispatlamak; bunun karşısında olacak bir müslüman tanımıyorum henüz...

bu anlayısla islamı adilane bir sekilde yorumluyacağına inanıyomusun. ve ondan kaynaklanan siyasi olayları.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hangi yalandan bahsediyorsun ?

siz ateistler adınız gibi biliyorsunuz hz aişenin evlendiğindeki yaşının o olmadığını ama yalanlar hoşunuza gidiyor bu şekilde ateizme inancınız sarsılmıyor devam edin bazen yalanlar geçici de olsa mutluluk sağlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

siz ateistler adınız gibi biliyorsunuz hz aişenin evlendiğindeki yaşının o olmadığını ama yalanlar hoşunuza gidiyor bu şekilde ateizme inancınız sarsılmıyor devam edin bazen yalanlar geçici de olsa mutluluk sağlar

Aişenin yaşı ile ilgili bilgileri veren ateistler değil islam kaynaklarıdır.

Ayrıca muhammedin 9 yaşında bir kız ile yatması neden zorunuza gidiyor anlamıyorum bu islama aykırımı?

Kuranın neresinde küçük kızlar ile evlenmeyin diye birşey var?

Muhammed kuranı yumurtlarken nedense evaltlığının karısı ile evlenmeyi bile düşünmüş ama küçük kızlar ile evlenmemek konusunda hiçbir şey yazmamış neden acaba?

İşin komik tarafı ise muhammedi aklamak isteyen ahmaklar ıkına ıkına aişenin yaşının 15-16- veya 17 olduğunu söylerler.

Ama buda muhammedi aklamaz çünki muhammed aişe ile evlendiğinde 52 yaşındaydı adam ne işi var 52 yaşında bir adamın 17 yaşında kız ile derler. Düşünün birde bunu yapana birde peygamber diyorlar.

Aşağıdaki yazı ve sahih hadisler hiçbir yorum yapılmadan, tamamen İslami kaynaklardan alınmıştır.

Muhammed’in en küçük karısı Aişe’dir. Muhammed 52 yaşında iken, 9 yaşında olan Aişe ile gerdeğe girmiştir (Aişe, Muhammed ile evlendiğinde 6 yaşında idi (Bkz:Buhari, e’s Sahih, Kitabu Menakıbı’l-Ensar/44; Tecrid, Hadis no:1553; Müslim, e’s-Sahih, Kitabu’n-Nikah/69, Hadis no:1422) ,demek ki 3 yıl beklenilmiş).Bunun üzerine, islam hukuku bundan bir sonuç çıkarıyor ve "9 yaşındaki bir kız, "müştehat" (şehvete konu olabilecek çagda sayılır) deniyor. Ve de bu nedenle, bir erkeğin 9 yaşındaki bır kızla evlenebileceğini bildiriyor bır fıkıh hükmü olarak(Bkz:Muhammed Ali

Tehanevi, Keşşafu ıstılaha-tı’l-Fünun,1/788).

M. Sofuoğlu (Cilt 4, Syf - 318,319)

Sahih-i Müslim ve Tercümesi

Babanın Küçük Bakire Kızı Evlendirmesi Babı

1422…….: Aişe şöyle dedi: Ben altı yaşımda iken Resulullah beni (nişan) akdi yaptı. (Üç yıl sonra) ben dokuz yaşında bir kız iken de benimle evlendi. Aişe dedi ki: Biz Medine’ye geldik. Akabinde ben bir ay sıtmaya tutuldum, hummanın şiddetinden saçım döküldü. (Hastalıktan kurtulunca) saçım gürleşti ve omuzlarıma kadar uzadı. Bir kere ben arkadaşlarımla beraber bir salıncak üzerinde oynarken annem Ummu Ruman bana doğru geldi ve beni çağırdı. Ben de annemin yanına geldim. Benden ne isteyeceğini bilmiyordum. Annem elimden tuttu sonunda beni evin kapısı önünde durdurdu. Bende yorgunluktan dolayı “heh, heh” diyerek kaba kaba soluyordum. Nihayet derin derin soluyuşum geçti. Sonra beni eve soktu. Evde Ensar’dan birtakım kadınlarla karşılaştım. Bu kadınlar: Hayır ve bereket üzere, en hayırlı kısmete dediler. Annem beni bu kadınlara teslim etti. Onlar da başımı yıkadılar ve üstümü başımı düzelttiler. Duha vaktinde Resulullah’ı habersizce görmekten başka beni hiçbir şey heyecanlandırmadı. Akabinde Ensar kadınları beni Resulullah’a teslim ettiler.

Aişe: Peygamber beni altı yaşında bir kız iken akid yaptı, dokuz yaşında bir kız iken de benimle evlendi demiştir.

Ma’mer, Zuhri’den, o da Urve’den, o da Aişe’den haber verdi ki: Peygamber Aişe’yi yedi yaşında bir kız iken akid yaptı, dokuz yaşında ve oyuncakları beraber iken de evlendi ve nihayet Aişe on sekiz yaşında bulunduğu sırada Resulullah vefat etti.

Aişe şöyle demiştir: Resulullah Aişe’yi altı yaşında iken akid yaptı. Aişe dokuz yaşında bir kız iken Resulullah’ın evine gidip zifaf oldu. On sekizlik bir kadın iken de Resulullah vefat etti.

6542 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha ile yedi yaşında iken onunla nikahlandı, dokuz yaşında iken zifaf yaptı. Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe onsekiz yaşlarında iken vefat etti"

5607 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm benimle Şevvâl'de nikâh yapmıştı. Şevvâl'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ) yakınlarından olan kadınları şevvâl ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."

Müslim, Nikah 73, (1423);

Tirmizi, Nikah 9, (1093);

Nesai, Nikah 77, (6, 130).

5575 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben altı yaşında iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Benî'l-Hâris İbnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandım. Saçlarım döküldü. (İyileşince) saçım yine uzadı. Annem Ümmü Rumân, ben arkadaşlarımla salıncakta oynarken, bana geldi, benden ne istediğini bilmeksizin yanına gittim. Elimden tuttu. Evin kapısında beni durdurdu. Evimizde, Ensârdan bir grup kadın vardı. "Hayırlı, bereketli olsun!", "Uğurlu mübarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kılık-kıyafetime çeki düzen verdiler. Beni, (kuşluk vakti aniden) Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm(ın gelişinden) başka bir şey şaşırtmadı. Annem beni O'na teslim etti. O gün ben dokuz yaşında idim."

Buhari, Nikâh 38, 39, 57, 59, 61;

Müslim, Nikah 69, (1422);

Ebu Dâvud, Nikâh 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937);

Nesai, Nikah 29, (6, 82).

5574 - Urve merhum, Hz. Aişe radıyallahu anhâ'dan şunu nakletmiştir: "Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm bana dedi ki: "Rüyamda sen bana üç gece gösterildin: Melek seni bana bir ipek parçası içerisinde getirdi ve "Bu senin zevcendir, aç onu!" dedi. Ben de açtım, içindeki sendin. Ben: "Bu rüya Allah katından ise, onu gerçekleştirecektir" dedim."

Buhari, Nikâh 9, 35, Ta'bîr 20, 21;

Müslim, Fezâilu's-Sahâbe 79;

Tirmizi, Menakıb (3875).

4448 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın hanımlarından hiçbirine, Hz. Hatice radıyallahu anha'ya karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, Aleyhissalatu vesselam onun yâdını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hatice'nin dostlarına da gönderirdi. Bazan ona: "Sanki dünyada Hatice'den başka kadın yok!" derdim de bana: "(Onun gibisi var mıydı, o şöyleydi, o böyleydi..! (Öbür kadınlar beni çocuktan mahrum ederken) benim çocuklarım ondan oldu" diye karşılık verirdi. (Hz. Aişe derki: İçinden " Bir daha Hatice hakkında kötü söz söylemeyeceğim" dedim)." Hz. Aişe devamla der ki: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Hatice'den üç yıl sonra benimle evlendi."

Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Nikah 108, Edeb 73, Tevhid 32;

Müslim, Fezailu's-Sahabe 73, 74, 77, 78, (2434, 2435, 2436, 2437);

Tirmizi, Menakıb, (3885, 3886).

6577 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında iken bebeklerimle oynardım. Aleyhissalatu vesselam da benim kız arkadaşlarımı bana gönderirdi. Arkadaşlarımla beraber oynardık."

5607 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm benimle Şevvâl'de nikâh yapmıştı. Şevvâl'de gerdek yaptı. Yanında hangi kadını benden daha bahtlı idi?" (Urve der ki: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ) yakınlarından olan kadınları şevvâl ayında gerdeğe sokmayı müstehab addederdi."

Müslim, Nikah 73, (1423);

Tirmizi, Nikah 9, (1093);

Nesai, Nikah 77, (6, 130).

6542 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha ile yedi yaşında iken onunla nikahlandı, dokuz yaşında iken zifaf yaptı. Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe onsekiz yaşlarında iken vefat etti"

6547 - Ebu Saidi'l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Aişe radıyallahu anha'yı, elli dirhem değerinde ev eşyası mukabilinde nikahladı."

14- Aişe(rah)anlatıyor;

‘’Resullah ‘ın yanında kızlarla oynuyordum ,benimle birlikte oynayan arkadaşlarım vardı.Resullah (s.a.) eve girdiği zaman onlar gizlenirlerdi. Kendisi evde olmadığı zaman – onları bana gönderir,benimle oynarlardı..’’204

Link to post
Sitelerde Paylaş

siz ateistler adınız gibi biliyorsunuz hz aişenin evlendiğindeki yaşının o olmadığını ama yalanlar hoşunuza gidiyor bu şekilde ateizme inancınız sarsılmıyor devam edin bazen yalanlar geçici de olsa mutluluk sağlar

xislam senin yalan değinin cevabını, üstelik sizin deyiminizle "sahih" hadislarle verdi...

evet hangi yalandan bahsediyordun müslüman delikanlı... yanlış diyorsan sen doğrusun göster sahih hadislerle ayşenin yaşını... (bu arada yaşının önemi yok benim için 15 yaşında olsa idi de 52 yaşında biriyle cinsel ilişkiye girmesini "aynı" iğrençlikte bulurdum ama değil canını sıkacak, kaçaak delik arayacaksın ama sahih hadisler ayşe 9 yaşındaydı diyor)

bekliyorum kim yalan söylüyor çıksın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

xislam senin yalan değinin cevabını, üstelik sizin deyiminizle "sahih" hadislarle verdi...

evet hangi yalandan bahsediyordun müslüman delikanlı... yanlış diyorsan sen doğrusun göster sahih hadislerle ayşenin yaşını... (bu arada yaşının önemi yok benim için 15 yaşında olsa idi de 52 yaşında biriyle cinsel ilişkiye girmesini "aynı" iğrençlikte bulurdum ama değil canını sıkacak, kaçaak delik arayacaksın ama sahih hadisler ayşe 9 yaşındaydı diyor)

bekliyorum kim yalan söylüyor çıksın...

islam alimleri bunun böyle olmadığını söylüyor

ALINTI

Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin Peygamberimizle evlendiği yaşın on yedi-on sekiz olduğu ortaya çıkar.

Bu konu, daha detaylı bir şekilde Mevlana Şibli’ nin “Asr-ı Saadet” kitabında geçer. (İst. 1928. 2/ 997)

Hz. Ayşe’nin evlendiği zaman yaşının büyük olduğunu, ablası Esma’nın biyografisinden kesin olarak anlıyoruz. Eski biyografi kitapları Esma’dan bahsederken diyorlar ki: “Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam on yedi yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Ayşe, Hz. Peygamber’den önce Cübeyr’le nişanlanmıştı. Demek evlenecek çağda bir kızdı.” (Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Ali Himmet Berki, Osman Keskioğlu, s. 210)

Not: Konuyla ilgili Dr. Reşit Haylamaz'ın "Âişe Vâlidemiz’in Evlilik Yaşı" başlıklı şu makalesini de okumanızı tavsiye ederiz:

1. Risâletin ilk günlerinde Müslüman olanların isimleri sıralanırken, ablası Esmâ Vâlidemiz’le birlikte Âişe Vâlidemiz’in adı da zikredilmektedir. Dikkat çekici olan bu zikrin, Hz. Osmân, Zübeyr ibn Avvâm, Abdurrahmân ibn Avf, Sa’d ibn Ebî Vakkâs, Talha ibn Ubeydullah, Ebû Ubeyde ibn Cerrâh ve Erkam ibn Ebi’l-Erkam gibi ‘Sâbikûn-u Evvelûn’ tabir edilen en öndekilerin hemen arkasından; Abdullah ibn Mes’ûd, Ca’fer ibn Ebî Tâlib, Abdullah ibn Cahş, Ebû Huzeyfe, Suhayb ibn Sinân, Ammâr ibn Yâsir ve Habbâb ibn Erett gibi isimlerden de önce gerçekleşiyor olmasıdır.7 Demek ki Âişe Vâlidemiz, o gün küçük de olsa ‘irade’ beyanında bulunabilecek bir çağda ve ilk Müslümanlar arasında yer alabilecek bir durumdadır. Söz konusu bilgilerde ondan bahsedilirken, ‘O gün o küçüktü.’ şeklinde bir kaydın konulmuş olması, bu manayı ayrıca teyit etmektedir.8

2. Ablası Esmâ Vâlidemiz’in konumu da bu kanaati güçlendirmektedir; zira onun, on beş yaşında iken Müslüman olduğu bilinmektedir.9 Bilinen bir gerçek de onun, 595 yılında dünyaya gelmiş olduğudur.10 Bütün bunlar, risâletin ilk yılı olan 610 tarihini göstermektedir. Demek ki Âişe Vâlidemiz, yaşı küçük olmasına rağmen 610 yılında Müslüman olmuştur. Bunun için o gün onun, en azından beş, altı veya yedi yaşlarında olması gerekir ki, on üç yıllık Mekke hayatıyla en az yedi aylık11 Medine günleri de bu tarihe ilave edildiğinde onun, Allah Resûlü ile evlendiği gün –risâletten beş yıl önce dünyaya gelmiş olma ihtimalini esas alacak olursak- en azından on sekiz yaşında olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.

3. Mekke günleriyle ilgili olarak Âişe Vâlidemiz, "Ben Mekke’de oyun oynayan bir kız iken Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, ‘Doğrusu, onların asıl buluşma zamanları, kıyamet saatidir; Kıyamet saatinin dehşeti ise, tarif edilemeyecek kadar müthiş ve ne acıdır!’ (Kamer Sûresi, 54/46) ayeti nâzil oldu."12 bilgisini vermektedir ki bu bilgi, onun yaşıyla ilgili olarak bize farklı kapılar aralamaktadır. Şöyle ki:

4. Söz konusu ayet, Kamer sûresinin 46. ayetidir ve bütün halinde nâzil olan bu sûrenin, İbn Erkam’ın evinde iken ve bi’setin dördüncü (614),13 sekizinci (618) veya dokuzuncu (619)14 yılında indiğine dair farklı rivayetler vardır. Özellikle ayın ikiye yarılma hadisesini ve o gün buna olan ihtiyacı nazara alan bazı âlimler, söz konusu tarihin 614 olması gerektiği üzerinde durmuşlardır ki bu tarih esas alındığında Hz. Âişe Vâlidemiz, ya henüz dünyaya gelmemiş veya yeni doğmuş demektir. 618 veya 619 tarihi esas alındığında da durum pek değişmemektedir. Zira bu durumda o, henüz dört veya beş yaşında demektir ki her iki yaş da, söz konusu hadiseyi kavrayıp yıllar sonra da aktarabilecek bir olgunluğu ifade etmemektedir. Bu durumda ise o, en yakın ihtimalle risâletin başladığı günlerde dünyaya gelmiş olmalıdır.

Bu bilgilerle birinci maddede ifade edilenleri yan yana getirdiğimizde, Âişe Vâlidemiz’in 606 yılında dünyaya geldiği ve on yedi veya on yedi buçuk yaşında iken de evlendiği sonucuna ulaşmamız mümkün olmaktadır.

5. Âişe Vâlidemiz’in Mekke yıllarıyla ilgili olarak anlattığı bazı hatıralar da bunu destekler mahiyettedir. Mesela:

a) Risâletten kırk yıl önce gerçekleşen ve tarih belirlemede bir kıstas olarak kabul gören Fil hadisesinden geriye kalan iki kişiyi Mekke’de dilenirken gördüğünü söylemesi;

B) Mekke’nin en sıkıntılı günlerinde Allah Resûlü’nün sabah-akşam kendi evlerine geldiğini ve bu sıkıntılara dayanamayan babası Hz. Ebû Bekir’in de Habeşistan’a hicret teşebbüsünde bulunduğunu detaylarıyla birlikte anlatması;

c) İlk defa namazın ikişer rekat farz kılındığını, mukim olanlar için daha sonraları onun dört rekata çıkarıldığını, ancak sefer durumlarında yine iki rekat olarak bırakıldığını ifade etmesi;

d) "Biz İsâf ve Nâile’yi, Kâbe’de cürüm işlemiş ve bu sebeple Allah’ın kendilerini taş haline getirdiği Cürhümlü bir adamla kadın olarak duyup dururduk."20 gibi ifadelerle ilk günlerle ilgili nakillerde bulunması gibi daha pek çok hâtırat, daha ilk günlerden itibaren onun, gelişmeleri takip edebilecek bir çağda olduğunu ifade etmektedir.

6. Efendimiz’le izdivacı söz konusu olduğu günlerde Âişe Vâlidemiz’in, Mut’im ibn Adiyy’in oğlu Cübeyr ile sözlü oluşu da bu kanaati güçlendirmektedir. Burada ayrıca dikkat çeken husus, söz konusu teklifin, Havle binti Hakîm gibi aile dışından birisi tarafından gündeme getirilmiş olmasıdır. Açıkça bu onun, o gün evlilik çağına gelmiş ve evlendirilebilecek genç bir kız olduğunu ifade etmektedir.

Söz konusu ‘sözlülük hali’nin, İbn Adiyy ailesi tarafından ve oğullarının anlayışı değişir gerekçesiyle feshedildiği de bilinen bir gerçektir.21 Burada akla, İbn Adiyy ailesinin, oğullarının anlayışını değiştireceklerinden endişe ettikleri Ebû Bekir ailesiyle böyle bir akdi niye ve ne zaman yaptıkları sorusu gelmektedir. Bunun en makul cevabı söz konusu akdin, ya risâletten önce veya İslâm’ın açıktan tebliğinin başlamadığı dönemde gerçekleşmiş olduğu şeklindedir ki her iki durumda da onun, bi’setin dördüncü yılında dünyaya gelmiş olma ihtimali söz konusu olamaz; hatta bu, sanıldığından da erken yıllarda dünyaya gelmiş olabileceğini düşündürmektedir.

Bu kararın, açıktan tebliğin başlandığı dönemde alınmış olma ihtimali nazara alınacak olursa bu tarihin, İbn Erkam’ın evinden çıkış günleri olan 613-614 yıllarını ifade ettiği görülecektir ki bu, sözlendiği dönem itibariyle onun henüz dünyaya gelmediğini kabullenmek demektir. Bu durumda, söz konusu akitten bahsetmenin de imkânı yoktur. Öyleyse bu sözün bozulduğu tarihlerde onun, en azından yedi veya sekiz yaşında olduğunu kabullenmemiz gerekir ki bu da onun, takriben 605 tarihinde dünyaya gelmiş olduğunu göstermektedir.23

7. Mevzuya ışık tutması bakımından Âişe Vâlidemiz’le diğer kardeşlerinin arasındaki yaş farkı da dikkat çekicidir. Bilindiği gibi Hz. Ebû Bekir (radıyallahü anh)’ın altı çocuğu vardır; bunlardan Hz. Esmâ ve Hz. Abdullah, Kuteyle binti Ümeys’ten; Hz. Âişe Vâlidemiz’le Hz. Abdurrahman, Ümmü Rûmân (r.anha)’dan; Muhammed, Esmâ binti Ümeys’ten ve Ümmü Gülsüm de Habîbe binti Hârice’den dünyaya gelmiştir. Bu durumda Esmâ Vâlidemiz’le Hz. Abdullah; Abdurrahmân ile de Âişe Vâlidemiz anabir kardeşlerdir ve bu her iki anabir kardeşlerin arasındaki yaş farkları konumuza ışık tutacak mahiyettedir; şöyle ki:

a) Hz. Ebû Bekir’in ilk kızı olan Esmâ Vâlidemiz, hicretten yirmi yedi yıl önce 595 tarihinde dünyaya gelmiştir.24 Allah Resûlü’nün hicreti esnasında Zübeyr ibn Avvâm ile evli ve o gün altı aylık hamiledir. Bir diğer ifadeyle o gün yirmi yedi yaşındadır.25 Üç ay sonra Medine’ye hicret ederken Kuba’da oğlu Abdullah’ı dünyaya getirecektir. Yetmiş üç yılında ve yüz yaşındayken, hatta dişleri bile dökülmemiş halde vefat etmiştir.

Âişe Annemiz ile ablası Esmâ Vâlidemiz’in arasındaki yaş farkı ondur.26 Buna göre (595+10=605) Âişe Vâlidemiz’in doğumunun 605; hicretteki yaşının da (27-10=17) olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Evlilik hicretten yedi ay sonra27 gerçekleştiğine göre demek ki, bu sıralarda Âişe Vâlidemiz’in yaşı, on yedi'yi aşmış, on sekiz yaşına yaklaşmış demektir. Bedir’in hemen akabindeki Şevvâl ayında evlendiği bilgisini esas aldığımızda ise onun, evlendiği gün on sekiz yaşını aşıp on dokuza adım attığını kabullenmemiz gerekmektedir.

B) Burada dikkat çeken bir diğer husus da, Âişe Vâlidemiz’in anabir kardeşi olan Hz. Abdurrahman ile arasındaki yaş farkıdır. Bilindiği gibi Hz. Abdurrahman, Hz. Ebû Bekir’in büyük oğludur ve ancak Hudeybiye’den sonra Müslüman olacaktır. Bedir’de, babasıyla karşılaşmamaya özen gösteren de odur ve o gün Abdurrahman, yirmi yaşındadır.28 Buna göre o, 604 yılında doğmuş olmalıdır. Kardeşler arası yaş farkının genelde bir veya iki olduğu bir toplumda, ağabeyi 604 yılında dünyaya gelen bir kardeşin 614 yılında doğması ve tabii olarak iki kardeşin arasında on yaş gibi bir farkın meydana gelmiş olma ihtimali çok zayıftır ve bunu destekleyen herhangi bir delil de bulunmamaktadır.

8. Âişe Vâlidemiz’in vefat tarihi konusunda gelen rivayetler de bu kanaati güçlendirmektedir. Zira onun vefat ettiği yıl ve o günkü yaşıyla ilgili olarak hicrî 55, 56, 57, 58 veya 59;29 yaşıyla alakalı olarak da altmış beş, altmış altı, altmış yedi veya yetmiş dört30 gibi farklı tarih ve rakamdan bahsedilmektedir. Bu ise, doğum tarihinde olduğu gibi onun vefat tarihiyle ilgili de kesin bir kabulün olmadığını göstermektedir.

Özellikle 58. yılında ve 74 yaşında iken vefat ettiğini ifade eden rivayette, onun vefat ettiği günün çarşamba olduğu, vefat tarihinin, Ramazan ayının on yedinci gecesine denk geldiği, vasiyeti üzerine Vitir namazından sonra Cennetü’l-Bakî’ye geceleyin defnedildiği, yine vasiyeti gereği namazını, Hz. Ebû Hüreyre’nin kıldırdığı, mezarına da, ablası Hz. Esmâ’nın iki oğlu Abdullah ile Urve, kardeşi Muhammed’in iki oğlu Kâsım ve Abdullah ile diğer kardeşi Abdurrahman’ın oğlu Abdullah gibi isimlerin indirdiği gibi detayların bulunması,31 diğerlerine nispetle bu bilginin daha güçlü olduğu izlenimi vermektedir. Öyleyse bu tarihi esas alarak bir hesaplama yapacak olursak onun, Efendimiz’in irtihalinden sonra kırk sekiz yıl daha yaşadığını (48+10=58+13=71+3=74) görmekteyiz ki bu hesaba göre o, risâletten üç yıl önce dünyaya gelmiş demektir.

Bu durumda evlendiği gün onun, (74–48=26–9=17+7 ay) on yedi yılını yedi ay geçtiği anlaşılmaktadır.

Yukarıdaki bilgilere ilave olarak, erkek çocukların bile yoldan geri çevrildiği Uhud günü onun da cephede oluşu,32 ilmî meselelerdeki derinliği, İfk Hadisesi karşısında ortaya koymuş olduğu olgun tavır ve beyanları, Fâtıma Vâlidemiz’le arasındaki yaş farkı, hicret ve sonrasında yaşanan gelişmelere detaylarıyla birlikte vukûfiyeti, Medine’ye intikal ettikten sonra evlilik işinin, bizzat babası Hz. Ebû Bekir’in gündeme getirmesiyle ve mehir takdirinden sonra gerçekleşmiş olması,33 model bir şahsiyet olarak Efendimiz’in toplum önündeki rehberlik konumu, peygamberlik hassasiyeti ve baba şefkati, gelen ayetlerde evlilik yaşıyla ilgili olarak rüşd şartının getirilmiş olması,34 onun yaşı ve evliliğiyle ilgili rivayetlerin farklılık arz etmesi yönüyle kesinlik ifade etmiyor oluşu,35 o günkü yaşını ifade ederken bizzat Âişe Vâlidemiz’in, şüphe ifade eden "altı veya yedi" tabirini kullanması, o günün toplumlarında doğum ve ölüm tarihlerinin bugünkü kadar net tespit edilmiyor oluşu gibi bilgiler üzerinde de durulabilir.

Ancak netice değişmemekte ve bunların hepsi, onun risâletten önce dünyaya geldiği, on dört veya on beş yaşlarındayken nişanlandığı ve on yedi veya on sekiz yaşlarındayken de Allah Resûlü (s.a.s.) ile evlendiği şeklindeki kanaati kuvvetlendirmektedir.

tarihinde muslumangenc tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

islam alimleri bunun böyle olmadığını söylüyor

ALINTI

Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur. Dolayısıyla Hz. Ayşe’nin Peygamberimizle evlendiği yaşın on yedi-on sekiz olduğu ortaya çıkar.

Aferin müslümangenç bizlerin islam aşarı çelişkilidir sözümüzü kanıtlamışsın.

Evet zaten yukarıdada söylemiştim muslümanlar ıkına ıkına aişenin yaşını 15-16-17-18 e çıkartmaya çalşırlar diye.

Ve birde neden bu müslümanların muhammedin 9 yaşında kız ile yatması tuhaflarına gidiyor islamın neresine hangi kuran ayetine dayanıyor?

Kuranın neresinde küçük kızlar ile evlenmeyin yazıyor bunun nerwesi islama ters

Kannaati kuvvetlendirmekteymiş.

Diyeliki bu doğru ne değişiyor???

Muhammed aişe ile evlendiğinde 52 yaşındaydı diyeliki aişede 18 yaşında olsun ne işi var 52 yaşında bir adamın 18 yaşında bir kız ile üstelik bu adam peygamber.

Üstelik aişeyi himeyeme aldımda diyemez çünki aişe ebubekirin kızı yani babası hem zengin hemde güçlü

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hz. Ayşe vahiy başlangıcından beş altı yıl önce doğmuştur.

Kaynak?

Yok.

Esma yüz yaşındayken, Hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde yirmi yedi yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından on yaş küçük olduğuna göre,

Kaynak?

Yok.

Risâletin ilk günlerinde Müslüman olanların isimleri sıralanırken, ablası Esmâ Vâlidemiz’le birlikte Âişe Vâlidemiz’in adı da zikredilmektedir.

Kaynak?

Yok.

Ablası Esmâ Vâlidemiz’in konumu da bu kanaati güçlendirmektedir; zira onun, on beş yaşında iken Müslüman olduğu bilinmektedir.9 Bilinen bir gerçek de onun, 595 yılında dünyaya gelmiş olduğudur.10 Bütün bunlar, risâletin ilk yılı olan 610 tarihini göstermektedir.

Kaynak?

Yok.

Söz konusu ayet, Kamer sûresinin 46. ayetidir ve bütün halinde nâzil olan bu sûrenin, İbn Erkam’ın evinde iken ve bi’setin dördüncü (614),13 sekizinci (618) veya dokuzuncu (619)14 yılında indiğine dair farklı rivayetler vardır. Özellikle ayın ikiye yarılma hadisesini ve o gün buna olan ihtiyacı nazara alan bazı âlimler, söz konusu tarihin 614 olması gerektiği üzerinde durmuşlardır

Kaynak?

Yok.

Kapı gibi sahih hadisler varken ve bu hadislerde Ayşe'nin 6 yaşında peygamberle nişanlanıp 9 yaşında gerdeğe girdiği açıkça belirtilmişken; Kaynağı-kanıtı olmayan uydurmaların peşine neden düşülür?

Bu evlilik bir peygambere yakıştırılmadığı için.

Bu yakıştırmama, o dönemin müslümanlarına-dincilerine ait değil. Onların gözünde olay normal.

Bugünün müslümanları-dincileri bu durumdan rahatsız ve hiç olmazsa yaşı 17-18'e çekebilme gayretkeşliği içinde.

Efendimiz’le izdivacı söz konusu olduğu günlerde Âişe Vâlidemiz’in, Mut’im ibn Adiyy’in oğlu Cübeyr ile sözlü oluşu da bu kanaati güçlendirmektedir.

Daha önce sözlü olması, yaşının büyük olduğunu değil, çocuk yaşta evlenmenin yaygın olduğunu gösteriyor.

Çocuk yaşta evliliği eleştirip, olgunluk çağına ermeden evlenmemeyi tavsiye etmek yerine, bu durumu teşvik edercesine 52 yaşında iken çocuk yaştaki kızla evlenmek doğru mudur?

Bugünden bakarsan doğru değildir. Ama 1400 sene önce nereden bilsin Muhammed hazretleri, gün gelecek, insanlık farklı ahlaki değerler kazanacak ve bu tür evlilikler-ilişkiler sübyancılık-pedofili denilerek kınanacak? Dönemin şartlarına uygun hareket etmiş. Alan razı, veren razı. Size ne oluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...