Jump to content

Ateizm ve Ahlak


Recommended Posts

Ahlak bir toplumsal anlaşmadır.Genelde yazılı olmaz.

Kuralları toplumun güçlü kısmı koyar, tamamen kendi keyiylerine göre.

Ve ''toplum'' olarak kalabilmenin şartı olarak da herkesin ayı olması gerektiğine inanldığı için toplumun parçası olan her fert bu kuralları kabul etmiş sayılır.

Ahlak din ile hiç alakalı değildir.Onlar sadece benzerlik taşırlar.

Dinin kuralları ''ahlaksal düzeni sağlamak için'' değildir, dinin kuralları saece dinin kendisi içindir, dinle ilgili herşey dinin çıkarı içidir.

Toplumun kendi içinde ki yazılı olmayan anlaşması ise, toplumun o kurallarıkoyan güçlü kısmının keyfini kaçırmamak içindir.

Tabi kuralların devamlı varlığı bir süre sonra onlar üzerinde düşünmeyi imkansız kılar ölü beyinlerde. ve bu anlaşma hiç bozulmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Alchindus ben panteistim benim bir ahlak normum mevcut.Ve bu normlar doğaya ve doğal yasalara dayanıyor.Ama ateizmle ilgili iyi bir felsefi tabanım var.

Forumun genel üye profili ateizmden çok sünni mezhebi reddiyecisidir.Sizin misyonerlerle karıştırmanız da bundan.

Ateizmde ahlak ve estetik gibi olgular aranamaz.Ateizm bu yüzden sorgulanamaz yargılanamaz da.Ateizm maddeye evrene ve doğanın gidişatına bakar durur.Tanrı yoktur gibi keskin bir dogmaya sahiptir.

Ateizm tanrı formlu ahlak ve toplumsal öngörülere karşıdır.Yani dinlerin sunacağı ahlak tanımına anti bir tavır gösterir.

Yani biraz açarsam tanrı iyi olmamızı ister tanrı zina yapmamamızı ister gibi temeli tanrıya dayanacak ahlaki çağrılara cevap vermez ve kabul etmez.

Forumdaki genel tartışmanızı SÜNNİ REDDİYECİLERİYLE yaptığının farkında olduğunu düşünüyor ve eleştirilerini ateizmin kabul etmeyeceğini belirtiyorum.

Normalde kendime en yakın felsefi akımı ateizm olarak görmekteyim ama bu forum ateistlerine nazaran müslümanlarla bir arada olmayı yeğlerim.Çünkü onlar foseptiğin en dibindeği mesnetsiz olanlarını da midesine indiriyorlar.

tarihinde Galileo100 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Forumdaki genel tartışmanızı SÜNNİ REDDİYECİLERİYLE yaptığının farkında olduğunu düşünüyor ve eleştirilerini ateizmin kabul etmeyeceğini belirtiyorum.

Sana bir şey soracağım.

Sünni reddiyeci ne demek? Yani biliyorum tabii ama böyle söyleyince başka türlü, başka bakış açısına ve üsluba sahip reddiyeciler var gibi bir anlam çıkıyor ve ben onları da merak ediyorum.

Onlar kimler ve sünni reddiyecilerle aralarındaki farklar neler? Ya da fark var mı?

Kaldı ki ateistler reddiyeci falan olamaz. Reddetmek deyince, bir Tanrı vardır ama ateist ona inanmayı reddediyordur gibi anlaşılır. Oysa bir Tanrı yoktur zaten. Dolayısıyla reddedilecek bir şey yoktur ateist için.

Ama bu ayrıntı şimdilik önemsiz.

Benim merak ettiğim, ateistleri neye göre kategorize ediyorsunuz? Bu çok saçma değil mi?

Ortadaki din belli, kitap belli, hadisler vs. belli, ateistin neden inanmadığı belli. Bir zamanlar inançlı olan ateistlerin dinden kurtulmalarına, sıyrılmalarına ya da onu terketmelerine (adına ne dersen de) neden olan süreci tetikleyen etmenler herkeste farklı farklı görünür ama sonucu etkilemez. Hiç etkilemez hem de.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sana bir şey soracağım.

Sünni reddiyeci ne demek? Yani biliyorum tabii ama böyle söyleyince başka türlü, başka bakış açısına ve üsluba sahip reddiyeciler var gibi bir anlam çıkıyor ve ben onları da merak ediyorum.

Onlar kimler ve sünni reddiyecilerle aralarındaki farklar neler? Ya da fark var mı?

Kaldı ki ateistler reddiyeci falan olamaz. Reddetmek deyince, bir Tanrı vardır ama ateist ona inanmayı reddediyordur gibi anlaşılır. Oysa bir Tanrı yoktur zaten. Dolayısıyla reddedilecek bir şey yoktur ateist için.

Ama bu ayrıntı şimdilik önemsiz.

Benim merak ettiğim, ateistleri neye göre kategorize ediyorsunuz? Bu çok saçma değil mi?

Ortadaki din belli, kitap belli, hadisler vs. belli, ateistin neden inanmadığı belli. Bir zamanlar inançlı olan ateistlerin dinden kurtulmalarına, sıyrılmalarına ya da onu terketmelerine (adına ne dersen de) neden olan süreci tetikleyen etmenler herkeste farklı farklı görünür ama sonucu etkilemez. Hiç etkilemez hem de.

Açık cevaplayayım.

Sünni rivayetlerin ardına sarılıp bir de bunun üzerine rivayetler uyduran süzme çakma ateistlere sünni reddiyecisi denir.

Forumda bol miktarda mevcuttur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Açık cevaplayayım.

Sünni rivayetlerin ardına sarılıp bir de bunun üzerine rivayetler uyduran süzme çakma ateistlere sünni reddiyecisi denir.

Forumda bol miktarda mevcuttur.

İlginç...

Ben bundan şunu anladım.

İslam'ın rivayetlerini ciddiye alıp, onlar üzerine yeni rivayetler ekleyen ateistlerden mi bahsediyorsunuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet aylardır senin de vurguladığın şeyden.

İslam'ın rivayetlerini hala ciddiye alan çok var.

Bu zamanla değişecek bir husus.

Ve muhtemelen çok uzun bir zaman alacak.

Yine de bu konuda önemli adımlar atıldı. Kitaplar yayınlanıyor ve toplantılar yapılıyor.

Yakın bir gelecekte hiç bir şey değişmeyecek.

İslam'ın yalanlarına inanmayanların sayısı yavaş artacak.

Çünkü efsanelerden kurtulmak çok zor.

Ateistleri suçlamıyorum artık.

Bir yerde İslam'a inanmak kolaylık.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam'ın rivayetlerini hala ciddiye alan çok var.

Bu zamanla değişecek bir husus.

Ve muhtemelen çok uzun bir zaman alacak.

Yine de bu konuda önemli adımlar atıldı. Kitaplar yayınlanıyor ve toplantılar yapılıyor.

Yakın bir gelecekte hiç bir şey değişmeyecek.

İslam'ın yalanlarına inanmayanların sayısı yavaş artacak.

Çünkü efsanelerden kurtulmak çok zor.

Ateistleri suçlamıyorum artık.

Bir yerde İslam'a inanmak kolaylık.

Mevcut İslam bir Emevi dayatması ve Arap geleneklerinin bazı sentezler harmanlayıp(hanif yahut tek tanrıcı denen dinlerin sentezleri) bu bahsettiğimiz rivayetler üzerinden iyi kurgulayarak bize sunumunu yapmışlar.

Ha diyeceksinki Şİİ ler çok mu doğru.Hayır onlarında reflex ve politik olarak kendi rivayetleri mevcut.Mesela şiilere göre İlk üç halife dinden çıkmış :)

Sünni rivayetçiliği karşısında farklı rivayet oluşturan bir cephe oluşuyor.Muhattap sünni olunca rivayetlerle çarpışmak zorunda kalıyorsunuz.

Turan Dursun ve İlhan Arsel bu konuya kurban gitmiş mesela.

Neyse ben genel olarak forum ateistlerini küçümsemek alaya almak yahut tartışılamaz bulmak için yazmıyorum bu eleştiriyi.Yazık ki sünnilikle boğuşarak ne ateizmi ne de İslam eleştirilerini sağlıklı aktarabiliyoruz.Berbat bir durum.

tarihinde Galileo100 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak bir toplumsal anlaşmadır.Genelde yazılı olmaz.

Kuralları toplumun güçlü kısmı koyar, tamamen kendi keyiflerine göre.

Ve ''toplum'' olarak kalabilmenin şartı olarak da herkesin ayı olması gerektiğine inanıldığı için toplumun parçası olan her fert bu kuralları kabul etmiş sayılır.

Ahlak din ile hiç alakalı değildir.Onlar sadece benzerlik taşırlar.

Dinin kuralları ''ahlaksal düzeni sağlamak için'' değildir, dinin kuralları sadece dinin kendisi içindir, dinle ilgili herşey dinin çıkarı içindir.

Toplumun kendi içinde ki yazılı olmayan anlaşması ise, toplumun o kurallarıkoyan güçlü kısmının keyfini kaçırmamak içindir.

Tabi kuralların devamlı varlığı bir süre sonra onlar üzerinde düşünmeyi imkansız kılar ölü beyinlerde. ve bu anlaşma hiç bozulmaz.

51 sayfa ne tartışmışsınız bilmiyorum ama 51. sayfaya göz attığımda, ahlakın doğruya en yakın tanımını sevgili NİHİL yapmış.

Daha da genelleştirirsek, ahlakın tanımı demokrasinin tanımına yaklaşır.

Kendine yapılmasını istemediğin davranışları başkasına yapmazsan ahlaklı biri olursun.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Açık cevaplayayım.

Sünni rivayetlerin ardına sarılıp bir de bunun üzerine rivayetler uyduran süzme çakma ateistlere sünni reddiyecisi denir.

Forumda bol miktarda mevcuttur.

Bundan ben de şikayetçiyim ama bunu yapanlara bunu yapanlar sadece sünni ateistler değildir herhalde.

İslam'ın ve savunurlarının belirlediği ve karar verdiği saçmalıkları ciddiye almaktan ne zaman kurtulacağız bilmiyorum.

Şu Ayşe'nin yaşı Hatice'nin dişi, Muhammed hangi gün ne yaptı kimle yattı ve daha bir sürü şey..

Bunlardan hiçbir şey çıkmaz. Bugüne kadar da çıkmadı. Adam zaten abuk sabuk bir yığın şeye inanıyor, Ayşe 6 yaşında olsa ne farkeder 9 yaşında olsa ne?.. Hatta 15 olsa?..

İslam'ın dümen suyundan çıkıp da günümüze gelemiyoruz bir türlü.

Link to post
Sitelerde Paylaş

51 sayfa ne tartışmışsınız bilmiyorum ama 51. sayfaya göz attığımda, ahlakın doğruya en yakın tanımını sevgili NİHİL yapmış.

Daha da genelleştirirsek, ahlakın tanımı demokrasinin tanımına yaklaşır.

Kendine yapılmasını istemediğin davranışları başkasına yapmazsan ahlaklı biri olursun.

Sevgiler.

Bu tanım fena bir tanım değil ama biraz güdük bir tanım..

Neden?

Mesela kendi çocuğuna yapılmasını istememekle başka bir çocuğa yapılmamasını istemek aynı derecedemidir kişi için?

Hayatında herkes iyi kötü çalışır ve bir gayret içerisinde bulunur?

Bu bulunduğun çalışmanın nekadarı kendin için? Ne kadarı çocuğun için, nekadarı ailen için , ne kadarı akrabaların için, nekadarı arkadaşların için, nekadarı şehrin için , nekadarı milletin için, nekadarı dünya ve dünya insanları için?

Kendin için istemediğini başkaları içinde istememek cümlesindeki "KENDİN" kim?

İnsan kendini derece derece bedeniyle özdeşleştirir, ailesiyle özdeşleştirir, toplumuyla özdeşleştirir, milletiyle özdezleştirir, dünya ile özdezleştirir hatta evrenle özdezleştirir.

Ailesiyle özdeşleştirdiği derecede artık var olan varlık sadece kendi bedeni değil aile denen soyut bir varlık vardır. Sadece bir kişiden oluşan bir varlık değil aileyi oluşturan fertlerin azaları olduğu manevi bir varlık vardır artık ortada. Kişinin kendi sadece o büyük varlığın bir üyesidir ve kişi değerler üretirken o büyük manevi varlığın nefsine göre değerler üretir.

Sonra toplumuyla özdeşleşir mesela. Ozamanda toplum denen manevi varlığa göre değerler üretir.

Özellikle takımlarıyla özdezleşme olayı ilginç bir örnektir . Sahada 22 kişi top oynar milyonlarca kişi sevinir veya üzülür. Sahada olmayanların sevinip üzülmesi ne oluyorki? Golü senmi attın sanki? Ama olay öyle değildir işte. Ordaki kişiler takımlarıyla özdezleşmiştir ve takımın başarıları kendi başarılardır. Herkes takımının daha nasıl iyi olur onu düşünür ve kişinin kendisi takım denen manevi şahsiyetin başarısını düşünür, Takım denen manevi şahsiyetin varlığı ve başarısı neyi gerektiriyorsa başkalarını ve kendinide ona göre yerleştirir..En iyi gol atanı forvete koyar mesela, belkide kendini yağmur altında bağaranların olduğu yere koyar. Futbolculardan biri mesela özel hayatına dikkat etmezde kötü oynarsa ona kızar.

Yani insanın ve insanın toplum içindeki davranışları elbette karmaşık şeyler aynı doğadaki birçok olay gibi.

Ama biliyoruzki doğadaki karmaşık olayların doğal nedenleri var.

İnsanoğlunun açıklamakta zorlandığı şeyleri tanrıya vermesi cahilliğininin bir devamı olan ahlakıda tanrıya verme cahilliğini savunan beyinsizleri izliyoruz bu başlıkta.

Cahiiliğini, olayları tanrıya vermekle bilgiye dönüştürdüğünü sanan insan müsveddelerini izliyoruz.

Müslümanlar doğal olayları tanrıya vermekle hiçbirşey üretemedikleri gibi ahlakıda tanrıya vermekle insan davranışları hakkında hiçbir bilgi üretemiyorlar. Yani müslümanlar sosyal bilimler konusunda da bir hiçler.

Ey müslümanlar! kendinizle, tanrınızla, düşüncelerinizle ve bilginizle gurur duyabilirsiniz.

Sizin tanrınız ancak bilginin olmadı karanlığın tanrısı. Güya tanrınızla bilginin olmadı karanlığı aydınlattığınızı sanıyorsunuz.

Şimdiye kadar hiçbirşeyi gerçek anlamda aydınlattığınız görülmemiş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmde ahlak ve estetik gibi olgular aranamaz.Ateizm bu yüzden sorgulanamaz yargılanamaz da.

Yok öyle yağma muhterem!

Kaynaksızlık arkasına saklanarak, kaynak sahiplerine saldırmak, indi mütalaalarını alemşumül prensipler gibi pazarlamak, gerçeğe ihanet üzerine ihanet etmek!

Yok öyle yağma!

Ateist evvela kaynaksızlığın ne olduğu idrak edecek, ahlaki umdelere haiz ise bunları nereden borç aldığını bilecek, borcu aldığı yere aldığı borç ile caka satamayacağını kafasına sokacak, bir yerlerden borç almamış ise her şeyi sufli nefsine istinad ettirdiğini ve bundan mütevellid de her iyi güzel, kötü çirkin telakkisinin anca kendisini bağladığını, bağlayabileceğini kafasına sokacak ve böylesinin başka hiçbir ferdi vahidi ahlaki olarak tenkid ehliyeti olmadığını kabul edecek!

Bunları yapmadan sahte ahlakçılık yapmaya devam eder ise senin aranmaz dediğin ve isabet ettiğin hususları ateistin yegane sermayesinde ve ideolojisinde aramak ve böylelikle sahte ahlakçının sahtekarlığını yüzüne vurmak durumunda kalırız!

Misalen bu sahte ahlakçıların senin yerinde ikazından sonra "falanın yaşı, filanın işi ile bizde alakadar olmak istemeyiz" diyerek sarahaten yalan söylemelerinden sonra "ahlaki tutumlarınızın mahreci sorgulandığında buna cevap vermek yerine falanın yaşını, filanın işini diline dolayanlar bizzat sizsiniz, kimi kandırıyorsunuz" deme durumunda olduğumuz gibi!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

henüz tanışmadık galiba

Merak etme tanışacağız.... Aşağıyı okuyun, öyle kopyala - yapıştır müslümanlığı yok... Gidin okuyun araştırın sonra gelin...

bu anlayısla islamı adilane bir sekilde yorumluyacağına inanıyomusun. ve ondan kaynaklanan siyasi olayları.

27 sene şimdiki görüşünün tam tersini savunan birisi için merak etme asil adalet şimdi başlıyor...

çok şeyi değiştirir

doğruları bilin yeter. zengin babanın kendi kararını verebilecek yaşa gelmiş kızının kendi isteği ve tercihi ile 52 yaşında biri ile evlenmesini eleştirebilirmisiniz?

eleştirirsiniz önemli değil bu insanların tercihi

bu tercihler tüm insanlar tarafından her zaman onaylanmıyabilir bu normal

Kendi kararını 9 yaşında verebilyorsa; senin kızını merak ediyorum, acaba 9 yaşında saat 8'den sonra sokakta oynatır mısın...

Alıntı yaptığım yazı çok uzundu kısalttım ve kaynakları alıntı yapmadım

kaynakları da sen yazmadın zaten; kopyaladığın arkadaş yazdı...

Olmayan kaynaklar iş 9 yaşa gelince birden kaynak teşkil ediyor.Muvazenenize hayranım.

Ben her kaynağı inceliyorum; tabi 1900 lerden sonra İslamı aklamak için yazılan sözde kitapları değil, yalanları incelemem...

Kısaltarak yaptığım makalenin kaynakları

Dipnotlar

1.Bkz.: Buhârî, Menâkıbü’l-Ensâr 20, 44; Müslim, Nikâh 71; Fedâilü’s-Sahâbe 74; Ebû Dâvûd, Edeb 55; İbn Mâce, Nikâh 13; Nesâî, Nikâh 78; Dârimî, Nikâh 56.

Bu müslüman arkadaşlar herkesi kendi gibi her dipnota kanar sandıkları için yığınla dipmot kaynak yazmış. Yazının kendisi kadar kaynak var. Şimdi biliyorlar ki; hepsini tek tek inceleyemeyeceğiz. Ancak unutuyorlar ki; yalanların ortaya çıkması için iki tane yeter. Bende en başta yer alan 1 numaralı kaynakları inceledim arşivimden ve iki tane yalanı çıkarttım; şimdi yalan okumaya hazır olun...

İbn Mâce, Nikâh 13

İbni Mace hadis sıralamalarında 13 numaralı hadisi nikah ile ilgili değil; bu nedenle ben bunun sayfa numarası olduğunu düşündüm ama o da değil. Böylece direkt gittim ; nikah bölümünü okudum. Orada Ayşe ile Muhammet'in evlilikleri hakkında sadece iki hadis var işte numaraları ile...

1990) "... Aişe (Radtyallâhü ankâ)'âan; Şöyle demiştir :

Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Şevval ayında beni nikahladı ve (yine) Şevval ayında benimle gerdeğe girdi. (Nikâh ve zifafım Şevval ayında olduğu halde) O'nun hangi zevcesi Onun yanında benden daha şanslı (mutlu) dur? Âişe de (Peygamber'e uymak üzere) kendi yakını olan kadınları Şevval ayında gerdeğe ithal etmeyi tercih ederdi."

1991) ;'.., el-Hâris bin Hişâm (Radtyallâhü onh)'âen rivayet edildiğine göre:

Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ümmü Seleme (Radı-yallâhü anhâ)'yı Şevval ayında nikahladı ve Şevval ayında onunla gerdeğe girdi."

Not: Zevâid'de şöyle denilmiştir : Bunun isnadında bulunan Muhammed bin îsh&k tedlisçi olup bu hadisi an'ane ile rivayet etmiştir. Ayrıca müellifin yanında, el-Hâris bin Hişam bin el-Muğİre'nin bundan başka hadisi yoktur. BuhârI, Müslim, Tirmizl, Ebû Dâvûd ve Nesai'de İse bu ravlnin hiç bir hadisi yoktur.

El-MizzI: Muhammed bin Yezld el-Müstemli de bu hadisi Esved bin Âmir'-den, Esved'ln senedi ile rivayet etmiştir. Buradaki senedden şu farkla ki bu se-neddeki Abdülmellk yerine Abdurrahman bulunur. O daha isabetlidir, demiştir.

Gördüğünüz gibi burada Ayşe'nin yaşından bahsetmiyor. Bu hadislerden yola çıkarak Ayşe'nin yaşını bulamayız. O zaman kaynaklarda neden İbn Mace'den alıntı yapılmıştır? Cevap kafa karıştırmak için; aslında İbn Mace hiç bir zaman müslümanların bu iddialarını doğrular bir hadis yazmamış...

Gelelim asıl yalanı ortaya çıkartan kaynak ve hadise; (bu en sevdiğim kısım; kendi kaynaklarından kendilerine cevap vermek...)

Müslim, Nikâh 71

Sunen-i Müslim'in hadis kitabında bölümler içinde başka bir hadis numaralaması var. Nikah bölümünün 71. hadisi aynen şöyle;

71- (...) Bize Abd b. Humeyd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Abdür-rezzâk haber verdi. (Dedi ki) : Ma'mer, Zührî'den, o da Urve'den, o da Âişe'den naklen haber verdi ki, PeygamfoerfSallallahü Aleyhi ve Sellem) kendisini yedi yaşında iken nikâh etmiş dokuz yaşında iken de zifaf yapılmış (oyuncak) bebekleri beraberinde imiş. On sekiz yaşında iken de Re-sûlüllah {Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat etmiş.

Yani 18 yaşında evlenmemiş; 18'inde iken Muhammet vefat etmiş...

Şimdi soruyorum; İbn Mace ve Müslim'den kaynak aldığınız hadislerin tam metni ve numaraları nelerdir? Ravileri kimlerdir?

Ya da insanları kandırabiliriz diye yalan söylemekten utanmıyor musunuz?

Cevap Hayır. Yüzleri bile kızarmıyor. Sonra gelip Ateist ve ahlak çelişkisi yapıyorlar...

Bu arada tanışalım muslumangenc, ben Muhammet'in en sapık olduğunu ispatlayan kişiyim...

yalandan kim ölmüş

9 yaş ile ilgili yalan ve hatalı rivayetler ateistler için neden sağlam ve sorgulanamaz oluyor buna da mantığı olanlar cevaplasın

Yalanlar yukarıda yazıyor; git ona bak...

Peygamberin yaşamadığına inananlar 9 yaşında bir kızla evlendiğine inanıyor..

Komik, gerçekten komik..

Yaşadığına inananlar, malum Sahih-i Buhari ve diğerlerinden toplam 7299 sözden sadece birine inanıyor, diğerlerine inanmıyor..

Garip, gerçekten garip..

:)

Gördüğün gibi her kaynağı kullanıyoruz ama İslamı aklamak için sonradan elemen uyduran kaynaklara elbette itibar etmiyoruz; yoksa muslumangenc'e olduğu gibi biri çıkar, yalanını yüzüne yapıştırır...

tarihinde kitapkurdu82 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha bitmedi yalanlara devam;

muslumangenc yazdığı kaynaklarda aynen şöyle bir satır var...

Dârimî, Nikâh 56.

Bunu da buldum Darimi'nin Nikah bölümündeki 56. konu başlığı, aynen şöyle; (hadis numarası ve Raviler de var...)

2266. Bize İsmail b. Halil haber verip (dedi ki), bize Ali b. Mushir, Hişâm'dan, (O) babasından, (O da) Hz. Aişe'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) benimle, ben altı yaşındayken (Mekke'de) evlendi. Sonra biz Medine'ye gelip el-Hâris ibnu'l-Hazrecoğulları'nın yanına indik. Derken ben sıtmaya yakalandım da başımın (saçı dökülüp) darmadağınık oldu. (Ardından iyileştim ve saçını yeniden bitip çoğaldı. Öyle kî, saçım) bir kâkülcük de uzadı. Derken, bana, ben bir tahterevallinin üzerinde ve beraberimde bazı kız arkadaşlanm var iken (annem) Ümmü Rûman geldi ve beni çağırdı. Ben de, ne istediğini bilmediğim halde onun yanına geldim. O da elimden tutup (götürdü). Nihayet beni evin kapısında durdurdu. Ben nefes nefese kalmıştım. Akabinde nefesim biraz dindi. Sonra o biraz su aldı ve onunla yüzümü ve başımı sildi. Daha sonra da beni eve girdirdi. Bir de ne göreyim, bir odanın içinde Ensârlı kadınlar! Onlar hemen; "hayırlı bereketli olsun, hayırlı uğurlu olsun" dediler. (Annem) de beni onlara teslim etti. Onlar benim durumumu, (üst-başımı) düzelttiler. Derken bir kuşluk vakti Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) aniden yanıma geldi, onlar da beni O'na teslim ettiler. Ben o gün dokuz yaşındaydım."

Yani sizin anlayacağınız aslında kendi görüşlerini çürüten kaynakları alıntı olarak almışlar. Neyse ben yalanları bulmaya muslumanları rezil etmeye; tabi rezil olacak yüzleri varsa; devam edeceğim.

NOT: Senin yerinde olsam muslumangenc artık foruma hiç girmem, okumadan yapıştırdığın yazılardaki yalanları nasıl yedireceksin kendine bilemem...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaslar, ateistler olarak, herhangi bir dinin ayrintilarini tartismak gibi bir yanilgiya dusmeyin. Bir insan inanmadığı, yok saydığı bir şeyi tartışmaz. Bizim inananlarla alıp veremediğimiz hiç bir şey yok. Örneğin Alchindus, adamcağiz istemeden zehirlenmiş bir defa. Onunla tartışıp, onu üzerek bir yere varamazsınız. Bu bir hastalıktan farksız, resmen beyinleri yıkanmış. İnanç uğrunda kendini ve bir çok insanı feda edebilecek hasta bir ruh haliyle karşı karşıyayız. Tehlikeli bir ruh hali. Çoğu buna karşı çıksa da aslında olay klinik bir olay. Fakat, maalesef onlar için yapılabilecek pek fazla bir şey yok.

Bizim burada tartışmamız gereken, bundan sonraki nesillerin bu hastalıktan nasıl korunacağı. Insanoglunun gelişmesinin önündeki en büyük engel dindir. Bazı dinler diğerlerine oranla daha sagduyulu görünse de dinin iyisi olmaz. "Yok"u savunan hiç bir düşünce insanlık için iyi olamaz.

Lütfen, enerjimizi ve vaktimizi bu uğurda tüketelim ki, forumumuz amacına ulaşsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yaw hacımla biz ne güzel ferdi ve kollektif ahlak konusu üzerinden ilerliyorduk..

Bir iki gün ortadan kaybolduk başlık nereden nereye gelmiş B)

Ama bizim ihtiyar yine iyi kafa yapmış milletle :D

İşte tam şurada

Eskimo, sosyalleşemediği, sosyal yapı tesis edemediği içün mü, yoksa "masum cana kıyma" diyen bir ahlak manzumesine malik olmadığı içün mü yaşlısına zarar vermektedir!

top çizgiyi geçmiş, gol olmuş B)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalanlar serisi devam ediyor;

1 numaralı kaynaklarda yazan yalanlardan bir tanesi daha; (müslümanlara kapak olsun...) Ayrıca belirteyim 78. bölümün başlığı bile yalanı ortaya çıkartıyor.

Nesâî, Nikâh 78

78- DOKUZ YAŞINDA ZİFAF

3325- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni altı yaşımda iken nikahladı ve dokuz yaşımda iken de zifafa girdi, ben o zaman kız çocuklarıyla oyun oynuyordum. (Dârimi, Nikah: 28; Tirmizî, Nikah: 9)

3326- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni nikahladığında altı yaşımda idim. Benimle evlendiğinde ise dokuz yaşımda idim. (Dârimi, Nikah: 28; Tirmizî, Nikah: 9)

Gördüğünüz gibi Nesai'de Darimi'den alıntı yapmış; zaten başka bir şey söyleyemez...

NOT:Bir olayı sadece Buhari'den aldığımızı düşünen müslüman kafalara biraz da ibret olsun...

tarihinde kitapkurdu82 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kısaca her topluluğun kendini oluşturan kişileri ve toplulukları da hesaba katarak varlığına ve var oluş nedenlerine, amacına uygun hareket edebilmektir ahlak.

İnsanlarda nefislerinde başka kişilerle ve topluluklarla derece derece özdezleşir. İnsan kendini yaşatmak ve büyütmek (manevi olarak) ister ondan dolayı öğrenir, öğrendikcede özdezleşir.Özdezleştiği herşeyle artık kendisi o olur. Özdeşleştiği herşey kadardır artık kendisi. İnsanlar bu büyümeye engel olan ters olan şeyleride sevmez. Büyümeye uygun yapıları sever.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aileyi ele alalım.

Aileyi oluşturan tek tek fertler var ama aile denen fertlerden daha büyük ve fertlerin kendilerini ait hissettikleri ve özdeşleştikleri bir kişilik var. O yüzden fertlerden derecesine göre o aile denen kişiliğin varlığına, amacına uygun konumda bulunup hareket etmeleri istenir. Fetlerde aileyi isterki zaten aile içinde yaşıyorlardır. Ayrıca aile gibi kendi vücutlarından daha büyük bir vücuda sahip oluyorlar.

Aile denen manevi şahsiyetin sağlıklı olması, gelişmesi, faydalı olması ve amacına uygun tutarlı bir organizasyona gerek vardır.

Mesela aile içinde fertlerin hırsızlığı bu kişiliği bozar. Sağ göz sol göze yalan söylermi?

Güvensizlik aileyi bozar , varlığına, amacına terstir.

Ailenin bir ferdinin birgün senin karını yatağa atabileceği düşüncesinin düşüncesi bile olmamalıdır.

Zaten bu düşünce olsa aile diye birşey bu şekilde olmazdı.

Aile denen şahsiyeti ve onu var eden değerlerle yarat. Sonra da dengesizin biri onu yaratan ve yaşatan nedenlere aykırı bir davranış sergilesin bunuda ahlaksızlık olarak değerlendirme.

Tüm toplumsal kişiliklerde kurallar açık ve belli olmalıdır. Çünkü fertler baştan nasıl davranacağını bilmelidir. Kuralsız, amaçsız bir organizasyonla fert kendini özdeşleştiremez çünkü fert için özdeşleşeceği büyük şahsiyet anlamsızdır, yaşamıyordur, ölüdür.

Muhammede dönelim..

Amacı, varlığı, kuralları belli olan ve bunlara göre fertlerin şekil aldığı bir ailede açık kurallara ters bi hareket yapıyor ve kuralı değiştiriyor. Ailenin varlığına, yaşamına ters bir hareket yapıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...