Jump to content

Ateizm ve Ahlak


Recommended Posts

Ateizm ahlaki bir öğreti değildir.

Ateistlerin toplum içinde birbirlerine zarar vermediği sürece farklı ahlaki normları olabilir.

Belki şimdi hepiniz bana höyküreceksiniz ama annenizle kız kardeşinizle yatmanızın iğrenç ve sapıkça bişey olduğunu kim söyledi? müslüman arkadaşlar belliki allah yasaklamasa bile yatmayacaklar ama biri çıksa ve dese ki: yatıyorum. kız kardeşim de ben de mutluyuz. buna kim ne diyebilir? bu başlıkta görüldüğü üzere bir ateistin, bir kişinin kız kardeşiyle yatmasının sapıkça olduğunu iddia etmesi bile müslümanlık döneminden kalma ve aklından hala çıkaramadığı şartlanmış düşüncelerdir. bir kişinin annesiyle yatmasının neresi yanlıştır? müslüman arkadaşlar, eğer bunun sapıkça olduğunu düşünüyorsan ve ateistsen bunu bir temele bağlamalısın demişler ve bence haklılar da. ben de diyorum ki hiçbir temele bağlamıyorum, çünkü yanlış olmadığını savunuyorum.

İşte kendi içinde tutarlı olan ateist bakış zaviyeleridir bunlar ve başlıkta göya ateizm ve materyalizma adına yazılanlardan mükayese edilemeyecek kadar ateizm ve materyalizmaya daha yakın sözlerdir söylenenler!

Muhterem kenzoya ensest bahsinde evrime işaret etmesi, muhterem oktaya ise "bir temele bağlamıyorum" cihetinden mühalefet edip, birisine evrim ve farazi merhaleleri ensesti tek başına mahkum etmekten çok uzaktır ve böyle bir iddianın ortaya atılmasına hem beşerin farazi atalarının hali, hem beşeriyetin bidayeti muhalefet etmektedir diyorum, diğerine ise "yanlış olmama" halini bir temele bağlamak zaruretini inkar, beşeriyet ve bunun yüklediği sorumluluklardan kaçmaktır diyorum!

Seyehat dönüşüne kadar vaktimiz olur ise tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,2k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Hangi ilişkiymiş o enseste yakın ve hangi başka dinde yokmuş!

Daha öncede belirttim sizler amcakızlarını halakızlarını kardeş gibi görmediğiniz için eğer kızkardeşin ve annen ile yapmıyorsan ensest değildir; fikrinde olduğunuz için size göre ensest bir ilişkiden bahsetmek boşa bir hezeyan oluyor.

Ancak medeni toplumlarda; bu eski Türk medeniyetlerinin olduğu zamanlardan beri böyledir. Amcakızları ve halakızları ile evlenmek yasaktır. Bu hem yeni neslin sağlığını etkilemekte; hem de toplumda sosyalijik bir karmaşaya neden olmaktadır. Çünkü göçebe toplumlar kalabalık bir yaşam tarzından oldukları için onlar aynı evleri paylaşan insanlardır ve bu sosyolojik bir kardeşlik doğurmaktadır.

Yukarıda anlamayanlar için hayvanlar üzerinde test filan demişsiniz; size tavsiyem herkes deneyebilir. İsterseniz gidin köşedeki hayvan satıcısına sorun. Örneğin lepistes balıklarını üç nesil aynı akvaryumda tut. Dördüncü nesil zombi gibi oluyor. Akraba evliliğinden bu nedenle yavrular belli bir süre sorna sürekli ayrılırlar. Bunun için biyoloji okumaya da gerek yoktur.

Bu nedenle İslamın tanrısı ilimsel acizliğinin kurbanıdır aslında... Herhalde hiç lepistes büyütmemiş... Oysa kendi yaratmış değil mi?

NOT:Neden akraba evliliğinde sağlıksız nesiller doğar sorusunun cevabını öğrenmek isteyenler; insan kromozom sayısını ve bozuk kromozom sayıları ile genetiksel iletkenlik vasfı ile geçen kromozomları incelesinler. Bu sadece akraba evlilikleri için geçerli değildir ama akraba evliliklerinde oran çok daha yüksektir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok yanlış değerlendirmeler var ne yazık ki sevgili berguzar.

"Ateizm ve ahlak" ya da "din ve ahlak" kadar saçma bir konu olamaz.

Ahlak göreceli bir kavramdır ve toplumların karakteristik yapılarına göre biçimlenir.

Evrensel ahlak normlarının dışındaki ahlak kuralları, bir toplumda lanetlenebilirken bir başka toplumda hoş görülebilir. Bir din içinde ahlaksız görülebilecek yanlar olduğu gibi, yüksek ahlak olarak nitelendirilebilecek yanlar da olabilir. Ama herhangi bir kesim için, örneğin ateistler veya müslümanlar için ahlaksızlık eleştirisinde bulunulamaz.

Ahlak dinsel, düşünsel, toplumsal olmaktan ziyade kişiseldir.

Aynı grup içinde farklı ahlak anlayışına sahip insanlar çoktur.

Örneğin bir dernek kursanız bu konuda, adı da atıyorum; "Ahlak koruma ve yayma Derneği" olsa, 500 üyesi oluşsa. Kimbilir ne ters anlayışta olanlar olacaktır aralarında. Hatta çoğu birbirini ahlaksızlıkla suçlayacaktır. Bu üyelerin tümü aynı çizgide olsa, örneğin hepsi dindar müslüman olsa bile.

Evet sevgili pante,

Çok doğru diyorsun.

Birde şunu demek istiyorum. Ahlakı salt cinselliğe indirgemekde ahlaksız bir tutum. İnsanda cinsellikle uzaktan yakından alakası olmayan bir sürü ahlaksız duruş ve eylem var. Bunları da konuşmak lazım.

Ahlakı yada ahlaksızlığı tek tip bireye/topluma endekslemek çok yanlış. Hele bunun inanç yada inançsızlıkla zerre kadar alakası yok. Bu tamamen insan olma ile alakalı bir durum. Gerçi ben gibi inanırlar buna fıtrata yüz çevirmeme diyoruz ama bu söylem ille de söylenmek zorunda değil elbette. :)

Birde şunu demek istiyorum sevgili pante, seninde görüşünü merak ediyorum açıkcası.

Adem ile Havva kıssasına bakıp aha işte ensest bakın ahlaksız diyenler, canlılar ortak atadan lafı sanki bu kıssadan çok farklıymış gibi niye ahlaklı kesilirler? :)

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahu sen hakikaten yalancı bir adammışsın. O iletiler silinmeyecekti. Bütün o iletileri bir başka başlık altında toplamak ise senin değil, benim fikrimdi.

Arkadaşınızı örnek alıp sizde mi hakarete başladınız?

Ben sizin için "mesajları silecekti" mi dedim, yoksa mesajların silinmesine gönlüm razı olmadı mı dedim.

Bunu durduk yerde söylemedim ki ben, bakın başlığa baktım o mesajları konuyla ilgisiz olduğu için silmişsiniz, ancak bir üye "ya silinsin yada farklı bir başlıkta toplansın" gibi bir cümle kullanmıştı. Bende bu yüzden silinmesi doğru olmaz, farklı bir başlıkta mesela Alchindus'un bir başka siteden örneğini verdiği isimle açılmış bir başlık altında mesajlar toplanabilir dedim.

Sizde bana o halde açın böyle bir başlık dediniz bende açtım.

Bunu inkar mı ediyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu konu, farklı bir başlıkta gündeme gelmişti ve mesajların ayrılması gündeme geldiğinde IFeelGood'a bu isimde bir başlık altında toplanabileceğini ben önermiştim.

IFeelGood önerimi kabul etti ve bir konuya dair bir başlık açarsam mesajları oraya taşıyacağını söyledi.

İşte bu başlık bu amaçla açılmıştır ve Ateizm ve ateistin ahlak konularını irdelemektedir.

Bu başlığı durduk yerde açmadı. Yukarıda açıklamasını yapmış, link de vermiş.

Bir başka başlıkta yapılan tartışmalar buraya taşınacak. Birkaç sayfa boyu yapılan tartışmalar başlığın esas konusunu fazlasıyla dağıtmıştı. Fakat silmek de çok doğru olmayacaktı çünkü uzun uzun yazılmış bir sürü yazı vardı.

Bu başlık o tartışmaları taşıyacağımız başlık.

Sizden bir özür bekliyorum.

Muhterem evvela hassasiyetine teşekkür ederim

Rica ederim muhterem lafı bile olmaz.

tarihinde garodi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Öncelikle Ehl-i Beyt tabirini okumanızı tavsiye ederim. Bundan sonraki kısımda sorunun kan bağı mı; yoksa genel bir iktidar mücadelesi mi olduğunu görebilirsiniz. Kaldı ki; tüm bunların da ötesinde bu tür kavgalar kuranın yok olmasına sebebiyet veren kavgalar olmamıştır. NOIR size bunu söylemişti. Peki kuran nasıl sağ çıkmış gibi bir cümlesi vardı. Oradan da yola çıkarak; kuranın aslında bu kavgalar zamanında toplandığını ve kavgaların dışında tutulduğunu iş bu sebep ile sizden bunu belirtmenizi beklemiştim. Hem siz hem de NOIR kısır bir döngü içine girdiniz, üstelik çok ayrı bir konudan dolayı...

Çok cesursunuz, bakalım sadakatinizin meyil ettiği gerçeklik; hakiki mürşidin önünde eriyecek mi ya da ne kadar zamanda eriyecek...

Ayrıca kendinize nobran arıyorsanız en önce gelenlerinden biri Muhammettir. Kuran dediğiniz sözde kutsal kitabınızda bile bir yığın argo; küfür, hakaret, beddua kullanmış olması nobranlığının bariz kanıtı... Bence Muhammet'e istediğiniz gibi dokundurabilirsiniz. Nobranlık konusunda bir yıın örneğini sayabilirim.

Şeref ve haysiyet konusunda emin olun Muhammet'in şeref ve haysiyet miktarından daha az olanını bence bu konu içinde bulamazsınız. Eğer bir tereddütünüz varsa bu da bizim muhataplarımızın sorunu olur...

Ehlibeyt konusu falan bunlar okadar önemli mevzular değil zatında.

Bunu önemli kılan sonraki iktidar mücadeleleri.

Olay açık ve net. Muhammetten kan bağı ile güç alanlarla mekkenin eski yönetici takımı arasındaki iktidar mücadelesi. Eski yönetici aileler hakimiyeti tekrardan elegeçiriyorlar. Ali ve ekibide muhammetle olan kan bağı nı bir avantaj, güç ve hak olarak kullanmaya çalışıyorlar.

Çünkü saflar bu şekilde belirlenmiş. Bu tesadüfmü? Neden muhammetle kan bağı olanlarla, mekkenin eski yöneticileri ayrı saflarda yer almış? Oluşan safların karekteristik özelliği bu değilmi?

Okumak ve bilmek önemli ama okuduğunu anlayıp yorumlaya bilmek de önemli.

Bu mücadelelerde kuran hep yer almıştır. Tüm taraflar kuranın kendilerini desteklediğini göstermeye çalışmışlardır.

Haricilerin kuranı mızrağın ucuna takmaları da bunun sembolik bir göstergesidir.

Kuran gibi bir gücün desteğini kim arkasına almazki. Tarih ve günümüz bunun örnekleriyle dolu. İslam dünyasındaki tüm iktidarlar, tarikatlar....kuranın gücünü kullanmışlardır.

Hakimi, zalimi, ibnesi, puştu, sucusu, bucusu, sultanı,halifesi,alevisi, sünnisi,üfürükcüsü, tarikatcısı, şarlatanı ,politikacısı,alimi, memuru, müdürü hep kuranı kullanır.

Yoksa gerçekte çoğu beş para etmez bu adamlar bu gücü nerden bulurlar.

Bak mesela özelliştirme adına dini kullanmayan bir parti ülkenin kurumlarını yabancılara satsaydı şimdiye çoktan müslümanlar bindefa ayaklandılardı ülkenin malını gavurlara satıyorlar diye. Ama dinci bir parti satınca müslüman halkın gıkı çıkmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

[/size]

Sizden bir özür bekliyorum.

Rica ederim muhterem lafı bile olmaz.

Hayır efendim, bunların hiçbirisi doğru değil.

Başlık kontrolden çıkmış ve ensestin, ahlakın tartışıldığı bir başlığa dönüşmüştü. İletileri de silemezdim çünkü neredeyse toplam 4 sayfayı buluyordu.

Ortaya bir öneri yazıp o iletileri oradan ayırmamız gerektiğini ve başka bir başlığa taşınarak orada devam edilebileceğini belirttim.

DreiMalAli ve Tate de 14. sayfadan itibaren başlığın ayrılmasının uygun olacağını belirttiler, siz ondan sonra devreye girerek aynı minval üzere fikir belirttiniz. Başlığı siz açın isterseniz dedim, tamam dediniz.

Bütün olan budur, silinen iletilerle de sabittir. Şimdi o iletilerin silinmesine içim elvermedi falan deyince, sanki biz silecektik de siz kurtardınız gibi bir anlam doğuyor. Böyle bir şey yok.

Yönetimin işinize gelen uygulamalarını kişisel olarak üstlenip kullanıyorsunuz. O iletilerin bu başlığa taşınması düşüncesi de eylemi de yönetime aittir. Siz sadece öneriyi kabul ettikten sonra başlık açma kısmında devreye girdiniz.

Özür dilemesi gereken sizsiniz. Başlık açmanızı öneren bile bendim, siz de "memnuniyetle" deyip kabul ettiniz. Ortada sizin silinmesinden endişe edip de kurtardığınız iletiler falan yok. Bu kesin olarak yalan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak için rehber nedir? Din midir? İn midir? Yoksa cin midir?

Efendiler!!

SADECE AHLAK İÇİN DEĞİL, Dünyada HERŞEY için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki rehber bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında HERHANGİ BİR rehber aramak, GAFLETTİR,(vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan SAPMAKTIR.(yani sapıtmaktır.)

Ahlak yaşam boyunca uyulması gereken kurallar bütünü bir kalıptır. Bu kalıbın şekli, yöreden yöreye, kültürden kültüre ve dinden dine az veya çok değişir. O halde gerçek iyi ahlak hangisidir?

Hiç şüphe yok ki, gerçek iyi ahlak, EVRENSEL ahlaktır. Ama bunun dahası da var. Evrensel ahlakın dışında kalan, her türlü ahlak kuralları, gerçekte en büyük ahlaksızlıktır.

Çünkü evrensel ahlakın içine, "Al işte bu da iyi ahlaktır" diyerek, kendi dininin veya kültürünün ahlak kuralını sokarsan, bunun adı sahtekarlıktır.

Bir ahlak kuralı, ancak ve ancak evrensel ahlak kuralı ise iyi ahlaktır. Değil ise, "ona ahlak demek" bal gibi, buz gibi ahlaksızlıktır.

Pekiyi bir ahlak kuralının evrensel olup olmadığı nasıl anlaşılır? işte şöyle anlaşılır:

Aynı ahlak kuralı, yeryüzündeki milletlerin toplamının en az %90'ı tarafından benimsenmişse, o şekilde uygulanıyorsa, bu evrensel ahlaktır. Değil ise, bu iyi veya kötü ahlak olmayabilir fakat "Bu da ahlaktır" dendiği anda, onu söylemek çok büyük sahtekarlık olarak ahlaksızlığın daniskasıdır. Çünkü bu davranışın, kırmızı toz biberin içine, tuğla tozu katıp satarak parayı cebe indirmekten farkı yoktur.

Buraya kadar, "iyi veya kötü olmayan" dini/kültürel/yöresel/milli ahlak kuralını, evrensel ahlak diye satmanın ahlaksızlık olduğunu açıkladık. Pekiyi bunu ahlak kuralı diye satıp satmamak nasıl anlaşılır? Şöyle:

Senin dininin, senin milletinin, yöresel veya milli ahlakını uygulaMAdıkları için herhangi bir millete veya kişiye ahlaksız diyorsan bunu yapıyorsun demektir ve sırf bu yüzden asıl ahlaksız kendin oluyorsun.

Çünkü diyorum ya! Bu davranışın kırmızı toz biberin içine, tuğla tozu katıp satmaktan farkı yoktur.

Pekiyi evrensel ahlak diye satmıyorsan, kimseye senin dininin, senin milletinin ahlakını "ahlak budur" diye pazarlamıyorsan, kesinlikle ahlaklı mı oluyorsun? Hayır. Teste devam. Şuna bakılır:

Yeryüzündeki insanların en az %10'u, senin o ahlak olarak düşündüğün ama dayatmadığın ahlak kuralına "Bu bir ahlaksızlıktır" diyorsa o bir ahlaksızlıktır. Neye göre ahlaksızlıktır? Gerçek ahlaka göre, evrensel ahlaka göre. Yani senin kafanı kuma gömerek ahlak zannettiğin ahlaka göre değil.

Pekiyi evrensel ahlaka bakmamak, yani kendi ahlakını evrensel ahlakla kıyaslamamak, buna gözünü kapayıp, "Nasıl olsa ben bu ülkede yaşadığıma göre, evrensel ahlak beni ilgilendirmez. En iyi ahlak benim dedemin bana bıraktığı ahlaktır" demek(Ki çoğu insan bunu yapar) nedir? Düpedüz, alenen ahlaksızlıktır, kepazeliktir.

Şimdi bazı ahlak kurallarını test edelim bakalım:

** Nikahsız cinsel ilişki yaşamak (Zina):

Test 1: Alman toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Değil.

Test 2: İngiliz toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Değil.

Test 3: Amerikan toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kısmen.

Devam edelim mi? Gerek yok. Çünkü daha şimdiden tutturmamız gereken "%90'ın onayı" şartını kaçırdık.

O halde neymiş? Bu bir ahlak kuralı değilmiş.

Pekiyi buna "Bu bir ahlak kuralıdır" demek neymiş? Kepazeliğin, ahlaksızlığın daniskasıymış. İnsanların en az %90'ı arasında ahlaksızlık olarak kabul görmeyen bu kuralı, eğer kutsal kitaplardan biri "bu ahlak gereğidir" diyorsa, o kitap da ahlaksızlığın kaynağı demektir.

** Ensest'i test edelim:

Test 1: Avrupa toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Test 3: Amerikan toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Test 4: Asya toplumlarda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Devam edelim mi? Gerek yok. Çünkü %90'ı çoktan aştık. Sonuç: Ensest ahlaksızlıktır. Hangi ahlaka göre; "Bilimsel ve dolayısıyla evrensel ahlaka" göre. Yani gerçek ahlaka göre.

Bitti mi? Bitmedi. Evrensel ahlak kurallarından biri için; "Bu benim dinimin ahlakıdır, benim dinimden gelmedir" demek ahlaksızlığın en en en daniskasıdır. Neden? Çünkü dünyanın %90'ı senin dininden olmadığı halde, onların da uyguladığı ahlaka sahip çıkmak, "AHLAK HIRSIZLIĞIDIR". ve hırsızlık tüm dünyada ahlaksızlık olarak kabul görmüş bir ahlaksızlıktır.

Bütün dinler ahlaksızdır ama Özellikle İslam dini, yeryüzündeki en ahlaksız dindir. Bunu tabii ki, bu dine inananların algılaması mümkün değildir çünkü bu dine inananlar bu ahlaksızlıkları göremeyecek şekilde yetiştirilmişlerdir.

Neden en ahlaksız dindir? Çünkü "Bütün dinler İslamdı, insanlar bozdular" diyerek, "Bütün ahlak İslamdandı, iyi ahlaklar islamdan kalmadır, kötü olanlar ise İslamdan çıkmaktan dolayıdır" diyen tek dindir de ondan.

İşte bu; AHLAK HIRSIZLIĞININ DANİSKASIDIR.

Ahlak'ın gelişmesi adına, hiç bir şey yapmadan, devamlı hırsızlık peşinde koşan bu iğrenç din, hırsızlıktan arta kalan zamanlarında yan gelip yatar. Yattığı yerden ise hayatta herşey için en hakiki rehber olan bilimi sinsi sinsi izler.

Bilim, tekonoljide faydalı bir şey üretirse, anında "Bu zaten kuranda yazıyordu" diyerek hırsızlığa başlar.

Bilim ahlak bakımından,(Sosyal bilimler ve psikoloji), yenilikler keşfederek, iyi bir ahlak kuralını insanlığın önüne sunar. O sırada İslam avını bekleyen, dilini sarkıtmış soluyan köpek gibi bekler. İlk önce insanların onu ahlak kuralı olarak kabul edip etmeyeceğini bekler. Beklemekle de kalmaz, İslamda öyle bir ahlak kuralı dayatılmadığı için buna ahlaksızlık der. Sonradan baktı kİ, tüm dünya insanları ahlak kuralı olarak kabul ediyor; hemen aporta geçip, o ahlak kuralını adi bir hırsız gibi çalar, kendine mal edip bundan çıkar sağlamaya çalışır.

Sadece İslam değil, bütün dinler, AHLAK HIRSIZLARIDIR. İçlerinde en şerefsizi ise İslamdır. Çünkü en büyük ahlak soyguncusu odur.

Dolayısıyla, kimse kimseye "ahlaksız" demesin, kötü söz sahibine aittir. Medeni insana küfür yakışmaz, fikir yakışır. İslam dinine inananların durumu zaten, arslandan kaçan yaban eşekleri gibidir. Bu sebeple ahlaktanfilan bahsetmesinler. Yaban eşeklerinin ahlakı sınırlıdır. Bunlar aşağılık maymunlar gibidirler, hatta daha da aşağılıktırlar. Bu kahrolasıca alçaklar son derece sapık, beyinsiz, yalancı ve zorbadırlar. Yaban eşeklerini bilirsiniz, bundan fazlası beklenemez.

Kim "Benim filanca ahlakım var, en güzel ahlak budur ve bu ahlak bana dinimden/dedemden kaldı" diyorsa bilsin ki en ahlaksız kişi odur.

İyi ahlak için en hakiki rehber bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında HERHANGİ BİR ahlak rehberi aramak, GAFLETTİR,(vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan SAPMAKTIR.(Sapıklıktır)

Bergüzar! Evrim kuramında enset diye bir şey yoktur. Çünkü aynı gün çerisinde aniden biri dişi öbürü erkek olan insanımsı ortaya çıkıp, insanlar o çiftten türemedi. Ama Adem ve Havva olayının ensestten kaçışı yoktur çünkü o masala göre Adem'in çocukları birbirleriyle cinsel ilişkiye girmiştir. Dolayısı ile, İslam ensest ile başlar ve bununla da yetinmez, evrensel ahlaka uymaz bir şekilde, yakın akraba eviliklerini onaylayarak %50 ensete devam eder. Şu anda dünyada İslamdan daha ensest din yoktur. Ayrıca, dünyada şu anda "Enset kınanınca kınayan, kınanmayınca savunan" müslümanlardan başka kimse yoktur.

Ateizm'de ensest ahlakı yoktur. Çünkü biz ilhamlarımızı gökten indiği sanılan, "Şununla yat deyince yatılan, yatma deyince yatılmayan, ananı düz deyince düzülen, düzme deyince düzülmeyen, en az %50 öz kardeşin olan amcanın kızını mik deyince mikilen" kitaplardan değil, doğrudan doğruya ilimden, bilimden hayatın içinden almış oluyoruz.

İyi ki Kuran "ailece grup s.eks yapın" dememiş. Yoksa şu anda müslümnlar bunu savunuyor olacaktı.

Saygılar, sevgiler.

tarihinde Notamatik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhammet oğulluğunun karısını düdüklemeyi kafaya koyduğunda bile toplumun tepkisinden korktuğunu kuranda yazılanlardan anlıyoruz.

Demekki ozamanki toplum için de bu büyük bir ahlaksızlık çünkü muhammet hiçbir konuda bukadar korkmamıştır.

İkincisi sonraki dönemlerdede müslümanlar içinde bu ahlaksızlık uygulanmayıp aslında ret edilmiştir.

Gelelim bugüne..

Herhangi bir müslümanı çevirin deyinki. Adamın biri oğulluğunun karısıyla evlenmiş. Alacağınız en kibar cevap: Kimmiş lan o şerefsiz.

Kuranda olduğunu ve muhammetin yaptığını söyleyin o kişiye sizi yalancılıkla suçlayacaktır.

Ayetleri kurandan okuyun ozamanda kös kös bakacaktır.

Ama ahlaksızlıkta profosyonelleşmiş din bezirganları ahlak şöyledir böyledir kıvırmalarıyla olayı kıvırmaya çalışacaklardır ancak.

Eğerki bir çocuğu evlat edinerek onun tüm mahremlerine kolaylıkla ulaşabiliyorsan vede istersen hakim olabiliyorsan ozaman baştan adam gibi buna uygun kurallarınıda koyacaksın..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak için rehber nedir? Din midir? İn midir? Yoksa cin midir?

Efendiler!!

SADECE AHLAK İÇİN DEĞİL, Dünyada HERŞEY için, medeniyet için, hayat için, başarı için en hakiki rehber bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında HERHANGİ BİR rehber aramak, GAFLETTİR,(vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan SAPMAKTIR.(yani sapıtmaktır.)

Ahlak yaşam boyunca uyulması gereken kurallar bütünü bir kalıptır. Bu kalıbın şekli, yöreden yöreye, kültürden kültüre ve dinden dine az veya çok değişir. O halde gerçek iyi ahlak hangisidir?

Hiç şüphe yok ki, gerçek iyi ahlak, EVRENSEL ahlaktır. Ama bunun dahası da var. Evrensel ahlakın dışında kalan, her türlü ahlak kuralları, gerçekte en büyük ahlaksızlıktır.

Çünkü evrensel ahlakın içine, "Al işte bu da iyi ahlaktır" diyerek, kendi dininin veya kültürünün ahlak kuralını sokarsan, bunun adı sahtekarlıktır.

Bir ahlak kuralı, ancak ve ancak evrensel ahlak kuralı ise iyi ahlaktır. Değil ise, "ona ahlak demek" bal gibi, buz gibi ahlaksızlıktır.

Pekiyi bir ahlak kuralının evrensel olup olmadığı nasıl anlaşılır? işte şöyle anlaşılır:

Aynı ahlak kuralı, yeryüzündeki milletlerin toplamının en az %90'ı tarafından benimsenmişse, o şekilde uygulanıyorsa, bu evrensel ahlaktır. Değil ise, bu iyi veya kötü ahlak olmayabilir fakat "Bu da ahlaktır" dendiği anda, onu söylemek çok büyük sahtekarlık olarak ahlaksızlığın daniskasıdır. Çünkü bu davranışın, kırmızı toz biberin içine, tuğla tozu katıp satarak parayı cebe indirmekten farkı yoktur.

Buraya kadar, "iyi veya kötü olmayan" dini/kültürel/yöresel/milli ahlak kuralını, evrensel ahlak diye satmanın ahlaksızlık olduğunu açıkladık. Pekiyi bunu ahlak kuralı diye satıp satmamak nasıl anlaşılır? Şöyle:

Senin dininin, senin milletinin, yöresel veya milli ahlakını uygulaMAdıkları için herhangi bir millete veya kişiye ahlaksız diyorsan bunu yapıyorsun demektir ve sırf bu yüzden asıl ahlaksız kendin oluyorsun.

Çünkü diyorum ya! Bu davranışın kırmızı toz biberin içine, tuğla tozu katıp satmaktan farkı yoktur.

Pekiyi evrensel ahlak diye satmıyorsan, kimseye senin dininin, senin milletinin ahlakını "ahlak budur" diye pazarlamıyorsan, kesinlikle ahlaklı mı oluyorsun? Hayır. Teste devam. Şuna bakılır:

Yeryüzündeki insanların en az %10'u, senin o ahlak olarak düşündüğün ama dayatmadığın ahlak kuralına "Bu bir ahlaksızlıktır" diyorsa o bir ahlaksızlıktır. Neye göre ahlaksızlıktır? Gerçek ahlaka göre, evrensel ahlaka göre. Yani senin kafanı kuma gömerek ahlak zannettiğin ahlaka göre değil.

Pekiyi evrensel ahlaka bakmamak, yani kendi ahlakını evrensel ahlakla kıyaslamamak, buna gözünü kapayıp, "Nasıl olsa ben bu ülkede yaşadığıma göre, evrensel ahlak beni ilgilendirmez. En iyi ahlak benim dedemin bana bıraktığı ahlaktır" demek(Ki çoğu insan bunu yapar) nedir? Düpedüz, alenen ahlaksızlıktır, kepazeliktir.

Şimdi bazı ahlak kurallarını test edelim bakalım:

** Nikahsız cinsel ilişki yaşamak (Zina):

Test 1: Alman toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Değil.

Test 2: İngiliz toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Değil.

Test 3: Amerikan toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kısmen.

Devam edelim mi? Gerek yok. Çünkü daha şimdiden tutturmamız gereken "%90'ın onayı" şartını kaçırdık.

O halde neymiş? Bu bir ahlak kuralı değilmiş.

Pekiyi buna "Bu bir ahlak kuralıdır" demek neymiş? Kepazeliğin, ahlaksızlığın daniskasıymış. İnsanların en az %90'ı arasında ahlaksızlık olarak kabul görmeyen bu kuralı, eğer kutsal kitaplardan biri "bu ahlak gereğidir" diyorsa, o kitap da ahlaksızlığın kaynağı demektir.

** Ensest'i test edelim:

Test 1: Avrupa toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Test 3: Amerikan toplumunda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Test 4: Asya toplumlarda bu bir ahlaksızlık mıdır? Kesinlikle.

Devam edelim mi? Gerek yok. Çünkü %90'ı çoktan aştık. Sonuç: Ensest ahlaksızlıktır. Hangi ahlaka göre; "Bilimsel ve dolayısıyla evrensel ahlaka" göre. Yani gerçek ahlaka göre.

Bitti mi? Bitmedi. Evrensel ahlak kurallarından biri için; "Bu benim dinimin ahlakıdır, benim dinimden gelmedir" demek ahlaksızlığın en en en daniskasıdır. Neden? Çünkü dünyanın %90'ı senin dininden olmadığı halde, onların da uyguladığı ahlaka sahip çıkmak, "AHLAK HIRSIZLIĞIDIR". ve hırsızlık tüm dünyada ahlaksızlık olarak kabul görmüş bir ahlaksızlıktır.

Bütün dinler ahlaksızdır ama Özellikle İslam dini, yeryüzündeki en ahlaksız dindir. Bunu tabii ki, bu dine inananların algılaması mümkün değildir çünkü bu dine inananlar bu ahlaksızlıkları göremeyecek şekilde yetiştirilmişlerdir.

Neden en ahlaksız dindir? Çünkü "Bütün dinler İslamdı, insanlar bozdular" diyerek, "Bütün ahlak İslamdandı, iyi ahlaklar islamdan kalmadır, kötü olanlar ise İslamdan çıkmaktan dolayıdır" diyen tek dindir de ondan.

İşte bu; AHLAK HIRSIZLIĞININ DANİSKASIDIR.

Ahlak'ın gelişmesi adına, hiç bir şey yapmadan, devamlı hırsızlık peşinde koşan bu iğrenç din, hırsızlıktan arta kalan zamanlarında yan gelip yatar. Yattığı yerden ise hayatta herşey için en hakiki rehber olan bilimi sinsi sinsi izler.

Bilim, tekonoljide faydalı bir şey üretirse, anında "Bu zaten kuranda yazıyordu" diyerek hırsızlığa başlar.

Bilim ahlak bakımından,(Sosyal bilimler ve psikoloji), yenilikler keşfederek, iyi bir ahlak kuralını insanlığın önüne sunar. O sırada İslam avını bekleyen, dilini sarkıtmış soluyan köpek gibi bekler. İlk önce insanların onu ahlak kuralı olarak kabul edip etmeyeceğini bekler. Beklemekle de kalmaz, İslamda öyle bir ahlak kuralı dayatılmadığı için buna ahlaksızlık der. Sonradan baktı kİ, tüm dünya insanları ahlak kuralı olarak kabul ediyor; hemen aporta geçip, o ahlak kuralını adi bir hırsız gibi çalar, kendine mal edip bundan çıkar sağlamaya çalışır.

Sadece İslam değil, bütün dinler, AHLAK HIRSIZLARIDIR. İçlerinde en şerefsizi ise İslamdır. Çünkü en büyük ahlak soyguncusu odur.

Dolayısıyla, kimse kimseye "ahlaksız" demesin, kötü söz sahibine aittir. Medeni insana küfür yakışmaz, fikir yakışır. İslam dinine inananların durumu zaten, arslandan kaçan yaban eşekleri gibidir. Bu sebeple ahlaktanfilan bahsetmesinler. Yaban eşeklerinin ahlakı sınırlıdır. Bunlar aşağılık maymunlar gibidirler, hatta daha da aşağılıktırlar. Bu kahrolasıca alçaklar son derece sapık, beyinsiz, yalancı ve zorbadırlar. Yaban eşeklerini bilirsiniz, bundan fazlası beklenemez.

Kim "Benim filanca ahlakım var, en güzel ahlak budur ve bu ahlak bana dinimden/dedemden kaldı" diyorsa bilsin ki en ahlaksız kişi odur.

İyi ahlak için en hakiki rehber bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında HERHANGİ BİR ahlak rehberi aramak, GAFLETTİR,(vurdumduymaz) cahilliktir, doğru yoldan SAPMAKTIR.(Sapıklıktır)

Bergüzar! Evrim kuramında enset diye bir şey yoktur. Çünkü aynı gün çerisinde aniden biri dişi öbürü erkek olan insanımsı ortaya çıkıp, insanlar o çiftten türemedi. Ama Adem ve Havva olayının ensestten kaçışı yoktur çünkü o masala göre Adem'in çocukları birbirleriyle cinsel ilişkiye girmiştir. Dolayısı ile, İslam ensest ile başlar ve bununla da yetinmez, evrensel ahlaka uymaz bir şekilde, yakın akraba eviliklerini onaylayarak %50 ensete devam eder. Şu anda dünyada İslamdan daha ensest din yoktur. Ayrıca, dünyada şu anda "Enset kınanınca kınayan, kınanmayınca savunan" müslümanlardan başka kimse yoktur.

Ateizm'de ensest ahlakı yoktur. Çünkü biz ilhamlarımızı gökten indiği sanılan, "Şununla yat deyince yatılan, yatma deyince yatılmayan, ananı düz deyince düzülen, düzme deyince düzülmeyen, en az %50 öz kardeşin olan amcanın kızını mik deyince mikilen" kitaplardan değil, doğrudan doğruya ilimden, bilimden hayatın içinden almış oluyoruz.

İyi ki Kuran "ailece grup s.eks yapın" dememiş. Yoksa şu anda müslümnlar bunu savunuyor olacaktı.

Saygılar, sevgiler.

Sevgili Notamatik,

Birgün senin yazdığına zıt bişey yazacağım aklımın ucundan bile geçmezdi ama şunu da sormadan edemeyeceğim.

ensest gerçek ahlaka göre, bilimsel ve evrensel ahlaka göre, ahlaksızlık mıdır?

İnsanların en az %90'ı öyle deyince öyle mi olmaktadır? Ayrıca ensestin (günümüzde) ahlaksızlık olduğu, senin de düşüncen midir? Eğer öyle ise niye öyledir?

Ben ensest ile ilgili bu başlıkta 4. sayfanın en sonunda şu açıklamayı yapmıştım:

(Belki şimdi hepiniz bana höyküreceksiniz ama annenizle kız kardeşinizle yatmanızın iğrenç ve sapıkça bişey olduğunu kim söyledi? müslüman arkadaşlar belliki allah yasaklamasa bile yatmayacaklar ama biri çıksa ve dese ki: yatıyorum. kız kardeşim de ben de mutluyuz. buna kim ne diyebilir? bu başlıkta görüldüğü üzere bir ateistin, bir kişinin kız kardeşiyle yatmasının sapıkça olduğunu iddia etmesi bile müslümanlık döneminden kalma ve aklından hala çıkaramadığı şartlanmış düşüncelerdir. bir kişinin annesiyle yatmasının neresi yanlıştır? müslüman arkadaşlar, eğer bunun sapıkça olduğunu düşünüyorsan ve ateistsen bunu bir temele bağlamalısın demişler ve bence haklılar da. ben de diyorum ki hiçbir temele bağlamıyorum, çünkü yanlış olmadığını savunuyorum. bugün hemen hemen hepiniz,neden, anne ve kızkardeşle yatmanın sapıkça olduğunu düşünüyorunuz? çünkü size böyle öğretildi. beyninize böyle aşılandı. bu durumda bazı sivri akıllı arkadaşlar çıkıp da şöyle diyebilir: o zaman madem inanmıyoruz herşeyi yapalım.

kesinlikle böyle bir şey olamaz. çünkü "kötülük" ve "yanlış" diye kavramlar vardır. ensest ilişkinin bu kavramlarda uzaktan bile ilişkisi yoktur. kaldı ki asıl sorun, islamın ensest ilişkiyi yasaklamasıdır.

başkalarının özgürlüğünü kısıtlamadan, zarar vermeden yapılan herşey serbesttir, yanlış değildir (intihar vs den bahsetmiyorum). heleki ensestte iki taraf da mutluysa kimse birşey diyemez.

not 1: Herkesden biraz geniş düşünmesini rica ediyorum. eğer böyle yaparlarsa bana hak vereceklerdir.

not 2: Hayır, annemle veya kızkardeşimle yatmıyorum ama bunun sebebi bunu sapıkça görmem değil.)

Bu duruma göre benim düşüncem bellidir. Öyle ise ben sana göre ahlaksız olmalıyım. Peki neden? Bunu bana açıklar mısın?

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

din güzel ahlaktır...

din güzel ahlak falan değildir. din sadece safsatadır. Ayrıca kireccim şu çok ulu ve büyük insan modunda yazmayı bırak sadece komik oluyosun benden söylemesi. Üstelik çok da sıkıcı. Dişe dokunur bir argümanın varsa gel, her zaman bekleriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır efendim, bunların hiçbirisi doğru değil.

Pes ve yazıklar olsun.

Ben size "mesajları silecekti" demiyorum, ancak bazı üyeler bunu gündeme getirdiğinde ben yazık olur dedim, başka üyelerde ayrı bir başlıkta toplansın demişti ben bunu söylemeden.

Bende isim önerisinde bulundum ve bu başlık oluştu.

Madalya falan beklemiyorum yada size "mesajları yok edecektiniz" de demiyorum ama yine saldırıya uğruyorum.

Ateizm ve ahlakın tartışıldığı bir başlıkta bu ne kadar da anlamlı, ben çok şey öğrendim bu vesileyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Google'a yazdım, oradan öğrendim. Wikipedia iyi diyorsan oraya da bakarım.

Modern psikoloji çok büyük oranda felsefeden ayrılmış, tamamen bilimsel metodlarla çalışmaya başlamıştır. Materyalizm, empirisizm ve pozitivizm ile yoğrulmuş, tamamen deneysel bir bilim haline gelmiştir ve çok ciddi, ayrı bir disiplin olmuştur. İşte Freud'u da burada çöpe atar çünkü Freud bütün olarak kendi deneyimlerini/deneylerini kanunlaştırmaya kalkmıştır, hiçbir bilimsel temeli yoktur.

İşte şimdi de senin gibi yobaz müslümanların sığınacağı liman haline gelmiş. Vallahi çok acı..

Siz modern psikolojiyi nöropsikoloji felan zannettiniz herhalde. Modern psikolojinin tam kalbinde bulunan adamdır Freud. Sizin o ''kendi deneyimleri'' diye adlandırdığınız şeyler ile bugün ego, bilinçaltı, süper ego vs gibi kavramlardan söz edilebiliyor psikoloji, psikiyatri ve psikanalizde. Ayrıca tamamen pozitivist olduğunu iddia ettiğiniz alan çokça negatif bilimlerle birlikte yürümekte. Eğer dedğiniz gibi olsa psikoloji dediğimiz şey biyoloji ve nöroloji ile alakalı bir alan olarak kalırdı ki böyle değil bildiğiniz üzre.

Materyalizmle bilmem neyle yoğrulmuş dediğiniz şey psikolojinin bir parçası olan nöropsikolojinin genel özellikleridir. bu da dediğim gibi sadece psikolojinin bir kısmıdır, tamamı değil. parçayı bütüne mal edip aldatıcı ve yanlış yargılarda bulunmayın lütfen.

Herşeyi bilimsel temele oturtuyor diye övündüğünüz ''emprisizm, pozitivizm'' gibi kavramlar da çoktan mefta oldu. Bence burada geri kalan birazcık sizsiniz sanıyorum, 50-60 yıl önce felan mı eğitim aldınız pardon?

Post-pozitivizm (post-emprisizm) diye birşeyi duymamışsınız belli ki. ikinci dünya savaşı zamanından önce emprizm, pozitivizm gibi yöntemlere olan sıkı bağlılık 50'lerden beri çok güçlü bir sarsıntı içinde kaldı. papanın artık köşeye sıkışıp evrimi kabul etmesi gibi pozitivistler, empristler bahsettiğim dönemden sonra bu yöntemlerle elde edilen bilginin asla sarsılmaz, genel geçer bilgiler olamayacağını kabul ettiler. yani artık deneysel bilginin o tartışılmaz objektivitesi sarsıldı. bunun da güçlü sebepleri arasında kuantum ile de ortaya çıkan deneyleyen ve deneylenen arasındaki etkileşim sayılabilir. yani deneysel yöntemde deneylenen şey her zaman için deneyleyenden ve onun bağlı olduğu çeşitli koşullardan (algısal-çevresel vs) etkileniyor, bu da demektir ki özellikle deneysellikte mutlak bir objektivizmden bahsetmek mümkün değil. Bu buluşların etkileri değişimi başlattı bile, bahsettiğim gibi.

Ama sizin de bir suçunuz yok. Neredeyse her alandaki eğitim hala 50-60 yıl öncesinin güncellenmemiş bilgileriyle dolu bu ülkede ve bu yeni çağın fikirleriyle ve etkileriyle bahsedilen alanların değişim süreci oldukça yavaş. Bunu ben kendi alanımda da fazlasıyla görüyorum. Ama galiba siz ne verildiyse onu almışsınız ve orada kendinizi kapatmışsınız. Eğitimin yaşı yoktur, kendinizi ve bilgilerinizi güncellemenizi, değişime açık olmanızı tavsiye ederim.

Bir önceki yüzyılın bahsettiğiniz tarzdaki zihniyeti yavaş yavaş değişmeye başladı yani (doğal olarak). Ve zaten bu tarih boyunca da böyle olmuştur, ya bir önceki kuşağın dominant görüşüne tutunup kalanlar, ya da değişimi takip eder onu kavramaya çalışanlar vardır. Bu kadar basit.

Link to post
Sitelerde Paylaş

allah güzel ahlaklı insanları sever...

güzel ahlak en üstün ibadet sayılır...

güzel ahlaktan kasıt evrensel ahlaktır...

evrenin her yerinde geçerli olan ahlak...

Allah diye bişey yok kirecim ama güzel ahlak en değerli huy olabilir olabilir ona katılıyorum.

Ayrıca yine robot modunda iletilere devam ediyorsun,sen eskiden tam böyle değildin. Kademe kademe böyle oldun.

Sana da çok takıyorum farkındayım ama şu sinir edici ileti yazma stilini hafif değiştirsen çok kişiyi memnun edeceksin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah diye bişey yok kirecim ama güzel ahlak en değerli huy olabilir olabilir ona katılıyorum.

Ayrıca yine robot modunda iletilere devam ediyorsun,sen eskiden tam böyle değildin. Kademe kademe böyle oldun.

Sana da çok takıyorum farkındayım ama şu sinir edici ileti yazma stilini hafif değiştirsen çok kişiyi memnun edeceksin.

ben insanları kötülüğe mi çağırıyorum...

dinli dinsiz herkesin güzel ahlaklı dürüst olması iyi bir hedef değil mi...

dünyada herkes iyi olsa hiç bir sorun kalmaz...

ne polise ne askere ne hakime savcıya ne dine ne peygambere gerek kalmaz...

aslında amacın bu huzur toplumu olduğunu görmemiz gerekir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Post-pozitivizm (post-emprisizm) diye birşeyi duymamışsınız belli ki. ikinci dünya savaşı zamanından önce emprizm, pozitivizm gibi yöntemlere olan sıkı bağlılık 50'lerden beri çok güçlü bir sarsıntı içinde kaldı. papanın artık köşeye sıkışıp evrimi kabul etmesi gibi pozitivistler, empristler bahsettiğim dönemden sonra bu yöntemlerle elde edilen bilginin asla sarsılmaz, genel geçer bilgiler olamayacağını kabul ettiler. yani artık deneysel bilginin o tartışılmaz objektivitesi sarsıldı. bunun da güçlü sebepleri arasında kuantum ile de ortaya çıkan deneyleyen ve deneylenen arasındaki etkileşim sayılabilir. yani deneysel yöntemde deneylenen şey her zaman için deneyleyenden ve onun bağlı olduğu çeşitli koşullardan (algısal-çevresel vs) etkileniyor, bu da demektir ki özellikle deneysellikte mutlak bir objektivizmden bahsetmek mümkün değil. Bu buluşların etkileri değişimi başlattı bile, bahsettiğim gibi.

Kırmızı ile gösterdiğim sözünüz çok önemli Boethius ve söylediğin gibi bundan bu ülkede pek bahsedilmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İlk dört satıra kadar muntazam gelmişsiniz ancak sonrasında durum değişmiş. Ben Arap toplumundan değil; arap emperyalizminden bahsettim. Emperyalizm ilham aldığı milletin değerlerinden bile farklıdır. kaldı ki Arap toplumundan bahsederken İslam öncesi ve sonrası diye ayırmamız gerekiyor. Eğer İslam sonrası toplumlardan bahsediyorsak; amca kızlarının aile içinden sayılmaması onlara göre normal ise de, aynı dönemdeki medeni toplumlara göre ensesttir. Bunu ben söylemiyorum tarih söylüyor.

Amca kızıyla evlenen birisi elbette bana zarar vermiyor ama eblatlığının karısını alan adamda bana zarar vermiyor. O zaman normal mi karşılayacağız. Ya da bırak bunları öz gelinine saldıran adam da bana zarar vermiyor ama normal mi? Değil. O zaman konuya kime zarar veriyor şeklinde bakmaktan ziyade topluma ne kadar zarar veriyor şeklinde bakmak gerekir. İşte bu nokta da karşımıza akraba evliliğinden doğan sakat çocuklar çıkar. Baa veya sana zarar vermeyen bu anlayış başkalarına zarar vermeye başlar. egoist olamayacağımız için konuya böyle bakmakta fayda var.

Benim karşı olmam bu kişileri ahlaksız yapar mı sorusu çok geniş bir soru ama şunu belirteyim; ahlaksız yapmasa bile ilmen cehaletlerini ortaya çıkartır ve bence toplumdan şu amcakızı ile evlilik olayının bir an evvel kaldırılması gerekir. Laik bir toplumun aile oluşumlarında ilmi yol almak tek amacı olmalıdır.

....

Siz ne demek istiyorsunuz?

Arap emperyalizmi demekle herhalde Mars toplumunun adetlerinin Türk toplumunca benimsenmesinden bahsetmiyorsunuz?

Arap emperyalizmi dediğiniz her ne ise, Arap toplumunun kendisinden kaynaklanır, bu anlamda konuyu başka mecralara çekmeye gerek yok.

Önce bu konuda ne demeye çalıştığınızı kafanızda bir netleştirin, sonra bana yazın, müneccim olmadığımı daha evvel belirtmiştim.

Hatta genel olarak konu üzerinde sabit kalmaya çalışın, ben yardımcı olmaya çalışayım mesala size.

Ne demek İslam sonrası medeni toplumlarda amca kızları evlenilmesi ensest sayılıyor?

Medeniyetin ölçüsü amca kızları ile evlenmemek midir?

Şahsen alakasız kelimeleri yanyana getirip laf salatası yapmayı sevmem.

Bu sebeple, sonuç itibarı ile, biz, bizim adetlerimize göre hareket etmeyenleri ahlaksız olarak niteleyebilme hakkına sahibiz diyorsunuz.

Ben öyle anladım.

Fakat başkalarının da sizin adetlerinize, kendi adetlerine uymaması sebebiyle, size ahlaksız diyebileceğini unutmayın.

Konunun geneline dair çok şey söylenebilir ama ben bir alıntının alıntısını yapmayı ve bazı yöneticelere nostalji yaşatmayı tercih ediyorum:

Bilimin doğruları kesindir.

Kültürden kültüre değişmez.

Azteklerin suyu 35 derecede, Moğollarınki 135 derecede kaynamaz. Herkesin suyu deniz seviyesinde aynı derecede kaynar.

Peki, ensest tanımı üzerinde bir kesinlik var mı?

Yok.

Arap toplumuna göre, kuzenlerle ilişkiye girmek ensest değildir.

Eski Türk Toplumuna göre, 7 kuşak içindeki herkesle yapılan ilişki ensesttir, 7 kuşak sonrasındakilerle yağpılan cinsel ilişkiler ensest dışındadır.

Hindistan'daki bazı toplumlarda sadece amca-amca, teyze-teyze çocuklarının ilişkileri ensest içinde kabul edilirken, dayı-hala çocuklarının ilişkisi ensest sayılmamaktadır.

Yine Hindistan'daki bazı toplumlarda, bir erkek ile erkek kardeşin kızı arasındaki ilişki ensest sayılırken, aynı erkeğin kızkardeşinin kızı ile ilişkisi ensest sayılmamaktadır.

Kore'de bırakın 1. derece kuzenleri veya 7. derece kuzenleri, aynı kökten gelen ve aynı soyadını taşıyan insanların 35. kuşaktan ilişkisi bile ensest sayılmakta, ancak farklı soyadını taşıyan halanın kızı bile ensest sayılmamaktadır.

Bu bilgileri laf olsun, torba dolsun, genel kültür artsın diye vermiyorum.

Bu bilgileri vererek ensest tanımının evresnsel olmadığının görülmesini istiyorum.

Ensest tanımında kıstas nedir?

Sınır neresidir?

Bilim bir sınır koyabilir mi?

Koyamaz.

Bilimin net olarak tanımlayamayacağı birşey "bilimsel gerçeklere dayanan evrensel ahlak" diye satılamaz, pazarlanamaz.

Her toplumun ensest sınırını neye göre koyduğunu bilim açıklayamaz.

Burada hurafeler, gelenekler, dinler, kültürler, batıl inançlar devreye girer.

Söylediğimiz şey budur.

"Ensest ilişkinin yasak olması bilime dayalı evrensel ahlak kuralıdır" dersen, hangi ensest ?

Bilim eşcinselliğin, çokeşliliğin vs. gerekçelerini açıklar veya açıklamaya çalışır. Bilim bu ilişkilere iyi veya kötü etiketi yapıştırmaz.

O etiketi insanlar yapıştırırlar. İnsanların bu etiketleri yapıştırırken kullandıkları gerekçelerin bilimsel açıklaması yoktur.

Bu nedenle, bazı davranışların iyi veya kötü olarak nitelendirilmeleri "bilimsel olarak açıklanamaz", bu bir.

Hurafe sahibi olmak, başkalarına dayatmadıkça ve başkalarını kendi hurafelerini "bilimsel gerçeklik" diye satmadıkça sorun olmaz, bu iki.

Bilim aşkın kimyasını çözer. Aşk kapsamındaki eylemlere iyidir, kötüdür demez.

Bunlara toplumlar kendi değer yargılarına göre iyidir, kötüdür, doğrudur yanlıştır derler.

........

Kaynak ve daha geniş içerik için tıklayınız...

tarihinde Paradigmax tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Siz modern psikolojiyi nöropsikoloji felan zannettiniz herhalde. Modern psikolojinin tam kalbinde bulunan adamdır Freud. Sizin o ''kendi deneyimleri'' diye adlandırdığınız şeyler ile bugün ego, bilinçaltı, süper ego vs gibi kavramlardan söz edilebiliyor psikoloji, psikiyatri ve psikanalizde. Ayrıca tamamen pozitivist olduğunu iddia ettiğiniz alan çokça negatif bilimlerle birlikte yürümekte. Eğer dedğiniz gibi olsa psikoloji dediğimiz şey biyoloji ve nöroloji ile alakalı bir alan olarak kalırdı ki böyle değil bildiğiniz üzre.

Materyalizmle bilmem neyle yoğrulmuş dediğiniz şey psikolojinin bir parçası olan nöropsikolojinin genel özellikleridir. bu da dediğim gibi sadece psikolojinin bir kısmıdır, tamamı değil. parçayı bütüne mal edip aldatıcı ve yanlış yargılarda bulunmayın lütfen.

Herşeyi bilimsel temele oturtuyor diye övündüğünüz ''emprisizm, pozitivizm'' gibi kavramlar da çoktan mefta oldu. Bence burada geri kalan birazcık sizsiniz sanıyorum, 50-60 yıl önce felan mı eğitim aldınız pardon?

Post-pozitivizm (post-emprisizm) diye birşeyi duymamışsınız belli ki. ikinci dünya savaşı zamanından önce emprizm, pozitivizm gibi yöntemlere olan sıkı bağlılık 50'lerden beri çok güçlü bir sarsıntı içinde kaldı. papanın artık köşeye sıkışıp evrimi kabul etmesi gibi pozitivistler, empristler bahsettiğim dönemden sonra bu yöntemlerle elde edilen bilginin asla sarsılmaz, genel geçer bilgiler olamayacağını kabul ettiler. yani artık deneysel bilginin o tartışılmaz objektivitesi sarsıldı. bunun da güçlü sebepleri arasında kuantum ile de ortaya çıkan deneyleyen ve deneylenen arasındaki etkileşim sayılabilir. yani deneysel yöntemde deneylenen şey her zaman için deneyleyenden ve onun bağlı olduğu çeşitli koşullardan (algısal-çevresel vs) etkileniyor, bu da demektir ki özellikle deneysellikte mutlak bir objektivizmden bahsetmek mümkün değil. Bu buluşların etkileri değişimi başlattı bile, bahsettiğim gibi.

Ama sizin de bir suçunuz yok. Neredeyse her alandaki eğitim hala 50-60 yıl öncesinin güncellenmemiş bilgileriyle dolu bu ülkede ve bu yeni çağın fikirleriyle ve etkileriyle bahsedilen alanların değişim süreci oldukça yavaş. Bunu ben kendi alanımda da fazlasıyla görüyorum. Ama galiba siz ne verildiyse onu almışsınız ve orada kendinizi kapatmışsınız. Eğitimin yaşı yoktur, kendinizi ve bilgilerinizi güncellemenizi, değişime açık olmanızı tavsiye ederim.

Bir önceki yüzyılın bahsettiğiniz tarzdaki zihniyeti yavaş yavaş değişmeye başladı yani (doğal olarak). Ve zaten bu tarih boyunca da böyle olmuştur, ya bir önceki kuşağın dominant görüşüne tutunup kalanlar, ya da değişimi takip eder onu kavramaya çalışanlar vardır. Bu kadar basit.

Modern psikolojinin başlangıcıdır benim anlattığım. "Yani Materyalizm, empirisizm ve pozitivizm ile yoğrulmuş, tamamen deneysel bir bilim haline gelmiştir ve çok ciddi, ayrı bir disiplin olmuştur" demem, modern psikolojinin başlangıç dönemidir. Bunu belirtmeye gerek duymadım ama sizin yargılama meraklıları için bundan sonra daha dikkatli olurum.

Çok kısa bir özet/tanım geçmiştim. Birkaç satırda bilimsel psikolojiyi anlatmak pek mümkün değil.

Freud çağdaş psikiyatrinin kurucusudur. Psikiyatri ve dolaylı olarak psikoloji, şu anda kullandığı pek çok temel terimi Freud'a borçludur. O terimler hala kullanılmaktadır fakat içerikleri biraz daha değişip zenginleşmiştir. Özellikle psikanaliz. Freud'un öngördüğü gibi kullanılmaz.

Bu çok doğal çünkü Freud'un üzerinden neredeyse 100 yıl geçti. Bilgileri yenilmek ve daha bilimsel yaklaşıp, tutuculuktan sıyrılmak gerekiyordu değil mi?...

Fakat bu başlık Freud'un veya modern/bilimsel psikolojinin tartışıldığı ne olup olmadığının sorgulandığı başlık değil. Sırf o nedenle uzun uzun açıklamadım. Bunu daha sonraki iletilerimde de belirttim.

Freud'u ve modern psikiyatrideki yerini defalarca tartıştık. Bu başlıkta konuşulacak konu değildir bu.

Psikolojinin "bilimsel psikoloji" statüsüne ulaşması süreci çok uzun ve apayrı bir konudur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Misafir
Bu konu kapalıdır ama konuya cevap yazmaya yetkiniz var görünüyor.
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...