Jump to content

CHP nasıl iktidar olur?


Recommended Posts

her koşulda ve yönde desteklemesem de bir akp'li olduğumu belirterek başlıyorum. malum konu chp'nin iktidarsızlığı. chp'nin dışarıdan bakıldığında neden iktidara gelemediğini bu konuda kafa yoranlar az çok bilir. özetle; bardağın daima boş tarafını gösteren bir yaklaşım hiç bir zaman iktidar olamayacaktır. bunun müsebbibi Baykal'dır. neyse konuya geçelim.

genel başkan Baykal giderse durum sol açısından olumlu manada iyileşecektir, şöyle ki; Erdoğan tipi bir lider olan Sarıgül chp'nin başına gelirse halihazırdaki yüzde 6'lık oy değişen chp'nin yüzde 19'u ile birleştiğinde ham halde yüzde 25 oya ulaşır (bunlar maddi rakamlar). kızıp da akp'ye çaresizlikten veren kişiler için "esen rüzgar"ı da hesaba katarsak chp yüzde 27-29 oranında oya ulaşabilir.

öte yandan sırf adı ile istanbul'da "metrobüslü Kadir Topbaş"la seçim gecesi yüzde 41'e yüzde 42 oylarıyla kafa kafaya giden -daha sonra yüzde 36,5'a düşen- Kılıçdaroğlu faktörünü de hesaba katarsak işler değişmeye başlar.

mevcut oylar ve ek faktörler..

CHP : 19

TDH : 6

rüzgar : 4

kadro : 3

ek olarak; solda birleşmenin bu büyümeye etkisi olur mu bilmem, meselâ Zülfü Livaneli gibi âkîl olduğu izlenimi veren adamlardan oluşan bir kadro kurulursa -iktidar olunamasa bile- akp'nin gücü ciddi anlamda zayıflatılır. tüm bunları toplayınca chp'nin oyu yüzde 31-32'leri bulabilir.

akıllıca politika izlenirse chp'nin maksimum rakamı yüzde 32'e çekilebilir.

alın size iktidar formülü.

tarihinde Frankenstein tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 61
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

akp'nin 2002'de yüzde 34 ile iktidar olduğunu hatırlatmakta fayda var. chp laiklik ve benzeri karın doyurmayan ve halk için pratik anlam ifade etmeyen derin politikalara dalarsa durum yine akp'nin lehine gelişir. aksini yapar da pahalılık, işsizlik gibi halka daha yakın duran argümanlarla vurursa yukarıdaki rakamlar hayal olmaz.

tarihinde Frankenstein tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

CHP nasıl iktidar olur? Formül..

Çocuk yaparak...

CHP seçmeniyle AKP seçmeninin çocuk yapma ortalamaları arasında çok fark var.Makas her geçen gün daha da açılacak.Kelle hesabı anlayacağın.Siyasi hamlelerle filan düzelecek bir durum değil bu.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=14515244&yazarid=249&tarih=2010-04-24

Link to post
Sitelerde Paylaş

CHP Ecevit'li dönemleri de sayarsak 36 yıl iktidar olmuş bir parti.

Daha ne olsun.

Tek parti dönemi çıkılsa bile 13-14 yıl iktidara sahip olmuş.

Önce onun rekorunu kırsınlar bakalım...

Konu, yeniden nasıl iktidar olacağı ise eğer, 1-2 kaset, 1-2 suikast iddiası ya da girişimi ile olması mümkün. Malum, millet mağdur-mazlum durumuna düşenin oyunu yükseltiyor. :D

Yeter ki Baykal da oynayabilsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tek parti dönemi çıkılsa bile 13-14 yıl iktidara sahip olmuş. Önce onun rekorunu kırsınlar bakalım...

Hahaha, buna çok güldüm işte Pante. Hileli 46 seçiminden sonraki 4 yılı, darbelerin sonralarını falan sayarsan 14 yıl tabii! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hahaha, buna çok güldüm işte Pante. Hileli 46 seçiminden sonraki 4 yılı, darbelerin sonralarını falan sayarsan 14 yıl tabii! :D

Yine yaftalamalar, yine kanıtsız iddialar!

1946 seçimlerinin eleştirilecek tek yanı; baskın seçim olmasıdır.

Seçimlerin 1 yıl erkene alınmasıyla diğer 14 muhalif parti hazırlıksız yakalanmış, sadece 6'sı katılabilmiş.

Açık oy-gizli tasnif tanımı ise biraz ironiktir. Çünkü demokrasiye yeni geçilen bir ülke, daha önce öok parti deneyimi yok. Zaten diğer partilerden de bir itiraz yok. Üstelik DP'nin 60 milletvekili çıkarması yeni bir parti için büyük başarı görülmüş. Sonuca sevinmişler.

Ama aradan on yılllar geçip de geriye dönüp bakılınca 46 seçimleri yapılış tarzı nedeniyle "şaibeli" olarak adlandırılmış. herhangi bir hile sezildiğinden değil.

Darbe sonrası hükümetleri de gayet iyi biliyoruz.

Tersine sol partiler darbe sonrası seçim sonuçlarında başarısızdırlar.

Halbuki dünyadaki istatistikler göz önüne alınırsa cuntalardan sonra genelde sol iktidara gelir.

Türkiye'de ise sadece 1973 seçimlerinde başarı vardır. O da Ecevit'in kişisel başarısıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine yaftalamalar, yine kanıtsız iddialar!

1946 seçimlerinin eleştirilecek tek yanı; baskın seçim olmasıdır.

Seçimlerin 1 yıl erkene alınmasıyla diğer 14 muhalif parti hazırlıksız yakalanmış, sadece 6'sı katılabilmiş.

Açık oy-gizli tasnif tanımı ise biraz ironiktir. Çünkü demokrasiye yeni geçilen bir ülke, daha önce öok parti deneyimi yok. Zaten diğer partilerden de bir itiraz yok. Üstelik DP'nin 60 milletvekili çıkarması yeni bir parti için büyük başarı görülmüş. Sonuca sevinmişler.

Ama aradan on yılllar geçip de geriye dönüp bakılınca 46 seçimleri yapılış tarzı nedeniyle "şaibeli" olarak adlandırılmış. herhangi bir hile sezildiğinden değil.

Uydurma Pante, yaftacı sensin! Kanıt getirirsem ne yapacaksın?!

Al bak:

On the face of it, this was a considerable, but not a spectacular success

for the new party, but the reality was different. One reason the RPP

was returned with a majority was that there had been massive vote

rigging. The electoral procedures were far from perfect: there was no

guarantee of secrecy during the actual voting; there was no impartial

supervision of the elections and, as soon as the results were declared,

the actual ballots were destroyed, making any check impossible. It has

to be remembered that at this time all local and provincial administrators

were RPP party members, who had great difficulty in discriminating

between political opposition and high treason. The scale of the

fraud was so obvious that there was an outcry in the country. Celâl

Bayar stated that, according to a DP inquiry, the real number of seats

won by the party was much higher and that there had been ‘wickedness

involved in the election’. His statement to this effect was published in

the newspapers in disregard of a government notice that strictly forbade

any criticism of the elections.

Erik Jan Zürcher'in "Turkey: A Modern History" kitabından.

Başka kaynak da ister misin? O dönemle ilgili Kemal Karpat'ın falan akademik makaleleri falan var elimde, daha da istersen kütüphaneye uğrarım, mesele değil. Zamanıma değeceğini sanmıyorum tabii, ayrı konu.

Darbe sonrası hükümetleri de gayet iyi biliyoruz.

Tersine sol partiler darbe sonrası seçim sonuçlarında başarısızdırlar.

Halbuki dünyadaki istatistikler göz önüne alınırsa cuntalardan sonra genelde sol iktidara gelir.

Türkiye'de ise sadece 1973 seçimlerinde başarı vardır. O da Ecevit'in kişisel başarısıdır.

Darbelerden sonra hep İnönü'den hükümet kurmasını istemiyorlar mıydı askerler? İlk darbeden sonra askerin zoruyla AP ile koalisyon kurmadılar mı? 13-14 sene dediğinin 8 senesinin ne olduğu ortada, bırak bize masal anlatmayı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Erik Jan Zürcher'in "Turkey: A Modern History" kitabından.

Kanıta bak! :lol:

Yabancı yazarın kitabı olunca kanıt mı oluyor?

Sana nerden duydun demedik, kaynağını sormadık!

Kanıt sorduk kanıt!

Kaynaklar sadece yazıldığının, söylendiğinin ispatıdır.

Seçimde hile var demek için, 2007 seçimlerindeki gibi bilgisayar girdileri ile sandık sayım zabıtlarının birbirinden farklı olması gerekir. O seçimde var mı bu belgeler? Yok!

Darbelerden sonra hep İnönü'den hükümet kurmasını istemiyorlar mıydı askerler? İlk darbeden sonra askerin zoruyla AP ile koalisyon kurmadılar mı? 13-14 sene dediğinin 8 senesinin ne olduğu ortada, bırak bize masal anlatmayı.

Sallama!

Nasıl ki Ecevit büyük çoğunluğuna rağmen hükümet kuramayıp da MC hükümetleri kurulduysa, 61'de de sağcılar hükümet kuramadıkları için, istemediği halde İnönü hükümet kurmak zorunda kalmıştır.

Yaftacı seni!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanıta bak! :lol:

Yabancı yazarın kitabı olunca kanıt mı oluyor?

Sana nerden duydun demedik, kaynağını sormadık!

Kanıt sorduk kanıt!

Kaynaklar sadece yazıldığının, söylendiğinin ispatıdır.

Alanında tutulan, kaynak gösterilen bir kitaptır o; Kemal Karpat da yine alanında saygın bir tarihçidir. Ve tabii bu adamların yazdıklarının tümü delillere dayanır. Başka kaynak istersen oturup "Demirkırat" belgeselini falan da izleyebilirsin, dönemin tanıklarından olanları dinleyebilirsin. Senin gibi bir fikrisabit i hiçbir veri ikna etmez tabii, bir çeşit entelektüel dayak arsızısı olmuşsun sen.

Seçimde hile var demek için, 2007 seçimlerindeki gibi bilgisayar girdileri ile sandık sayım zabıtlarının birbirinden farklı olması gerekir. O seçimde var mı bu belgeler? Yok!

O dönem bilgisayar yoktu, çaktırma.

Sallama!

Nasıl ki Ecevit büyük çoğunluğuna rağmen hükümet kuramayıp da MC hükümetleri kurulduysa, 61'de de sağcılar hükümet kuramadıkları için, istemediği halde İnönü hükümet kurmak zorunda kalmıştır.

Yaftacı seni!

Uydurma! 24 Ekim 1961 tarihinde Çankaya Köşkü'nde ne toplantısı yapıldı acaba?

Sağcılar hükümet kuramazlarmış, yalana bak. AP, CMKP ve YTP'nin oylarını topla bakalım yüzde kaç yapıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye'de 1946 seçimlerinde büyük ölçüde hile olduğunu sanmıyorum.

Belki bir iki yerde düzensizlik olmuştur.

Eğer olmuş olsaydı, 1950 seçimlerinden sonra mutlaka yayınlanırdı.

Öyle bir yayın olduğunu hatırlamıyorum. Bir iki lunatik fanatik her zaman çıkar.

Ama sistemik bir oy sahtekarlığının olmadığı kesin.

DP zamanında bile olmadığını düşünüyorum ki o zamanlar Vatan Cephesi vardı ve seçimlerin sonucu için sandıkların kapanması beklenmezdi.

Sabah saat 9'dan itibaren sandıklar açılır ve oylar sayılırdı. Güya bir yöredeki bütün oyverenler oyverdikleri için sandıkların açıklmasının sakıncası olmazdı. DP devrinde öyle bir dönemden geçtik.

27 Mayıs devrimi neden yapıldı sanıyorsunuz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye'de 1946 seçimlerinde büyük ölçüde hile olduğunu sanmıyorum.

Belki bir iki yerde düzensizlik olmuştur.

Eğer olmuş olsaydı, 1950 seçimlerinden sonra mutlaka yayınlanırdı.

Öyle bir yayın olduğunu hatırlamıyorum. Bir iki lunatik fanatik her zaman çıkar.

Ama sistemik bir oy sahtekarlığının olmadığı kesin.

DP zamanında bile olmadığını düşünüyorum ki o zamanlar Vatan Cephesi vardı ve seçimlerin sonucu için sandıkların kapanması beklenmezdi.

Sabah saat 9'dan itibaren sandıklar açılır ve oylar sayılırdı. Güya bir yöredeki bütün oyverenler oyverdikleri için sandıkların açıklmasının sakıncası olmazdı. DP devrinde öyle bir dönemden geçtik.

27 Mayıs devrimi neden yapıldı sanıyorsunuz?

27 Mayıs bile İslam'ın uyuşturucu etkisini kıramadı.

Ya da Atatürk bile bu insanlık tarihinin en uyuştucu dininin etkisini kıramadı mı demeliydim?

İnsanlık bu lekeden nasıl kurtulacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya da Atatürk bile bu insanlık tarihinin en uyuştucu dininin etkisini kıramadı mı demeliydim?

Kırdı.En azından Atatürkçü Çağdaş diye bir kesim var,eğer o olmasaydı bu olmazdı,herkes müslüman dininde imanında insan olurdu.

Bir kere Atatürk islamla toplum arasındaki en önemli zinciri kırdı,Arap alfabesini yok etti.

Fesi yok etti.

Eski sistemden kalanlar elbette olacaktır,Martin Luther'de hristiyanlığı modernleştirmiştir ama hala koyuları var,yani dinlerin uyuşturucu etkisinin kırılması için toplumun %100'ünü etkilemesi gerekmiyor.

Türkiye'yi ancak eski günlere Atatürk'ün tam tersi biri getirebilir,Ama bu olmaz,dil bir daha değişmez.

Şimdi şöyle bir şey var,Osmanlı döneminde Türk'ler aşağılık bir milletti halkın gözünde,kafirdi lanetlenmişti hatta fetvalar çıkarılırdı Türk'lerle hiç muhattap olmayın diye.

Şimdi en şeriatçısı bile en azınan Türk-islam ideolojisini savunur Türk'lüğü yüceltir,Türkçe'yi korur.

Yani kimse gelipte Arap alfabesini tekrar getiremez bu ülkeye.Çünkü bu latin alfabesi artık TÜRKÇE diye özleşti ve bunu kimse kıramaz,çünkü halk artık Türk olarak biliyor kendini,osmanlıdaki gibi Türk'leri küçük düşürmüyor.

Atatürk'ün Latin alfabesini getirmesi yapabildiklerinin toplamına eşittir.Sırf bu uygulaması dünya tarihinin en akıllı insanı olmasını sağlamıştır,dünya onu tanımasa bile.

tarihinde KerpetenVahsi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkiye'de 1946 seçimlerinde büyük ölçüde hile olduğunu sanmıyorum.

Belki bir iki yerde düzensizlik olmuştur.

Yok, o seçim epeyce şaibeliydi, Şina Akşin'den Zürcher'e tüm kaynaklarda geçiyor usûlsüzlükler. Jandarmaların sandık başında vatandaşa baskı yapmasından tut oyların saklanmasına bin türlü rezalet var.

27 Mayıs darbesi demokrasi sevdasından yapılmadı bu arada. Milli Birlik Komitesi'ni nasıl bir şey sanıyorsunuz bilemiyorum tabii...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kırdı.En azından Atatürkçü Çağdaş diye bir kesim var,eğer o olmasaydı bu olmazdı,herkes müslüman dininde imanında insan olurdu.

Bir kere Atatürk islamla toplum arasındaki en önemli zinciri kırdı,Arap alfabesini yok etti.

Fesi yok etti.

Eski sistemden kalanlar elbette olacaktır,Martin Luther'de hristiyanlığı modernleştirmiştir ama hala koyuları var,yani dinlerin uyuşturucu etkisinin kırılması için toplumun %100'ünü etkilemesi gerekmiyor.

Türkiye'yi ancak eski günlere Atatürk'ün tam tersi biri getirebilir,Ama bu olmaz,dil bir daha değişmez.

Şimdi şöyle bir şey var,Osmanlı döneminde Türk'ler aşağılık bir milletti halkın gözünde,kafirdi lanetlenmişti hatta fetvalar çıkarılırdı Türk'lerle hiç muhattap olmayın diye.

Şimdi en şeriatçısı bile en azınan Türk-islam ideolojisini savunur Türk'lüğü yüceltir,Türkçe'yi korur.

Yani kimse gelipte Arap alfabesini tekrar getiremez bu ülkeye.Çünkü bu latin alfabesi artık TÜRKÇE diye özleşti ve bunu kimse kıramaz,çünkü halk artık Türk olarak biliyor kendini,osmanlıdaki gibi Türk'leri küçük düşürmüyor.

Atatürk'ün Latin alfabesini getirmesi yapabildiklerinin toplamına eşittir.Sırf bu uygulaması dünya tarihinin en akıllı insanı olmasını sağlamıştır,dünya onu tanımasa bile.

İmanım,

Atatürk dünya tarihine, İslam'ın melun tekerleğine tarihin en büyük kazığını çakmış adam olarak geçmiştir. Ve bunu sadece LAtin harferini kabul ettirmekle yapmamıştır. Türban'ı, fesi, sarığı, cübbeyi kaldırarak belki İslami ilkelliğin en köklü ve eylemli etkilerini kırmıştır. Birçok tarihçiye ve bana göre de onun en büyük devrimi kılık kıyafette getirdiği çağdaşlaşma ile din batağının sineklerini gerçek yaşamdan silmesi olmuştur. Çünkü her sosyal nazariye ancak gerçek yaşamda yer edebildiği kadarıyla bir anlam ifade eder. İşte Atatürk gerçek yaşamda köklü bir devrim yapmıştır. Hem de ilkel Arap tinine göre yaşayan bir tolpumda. Bu başarıyı normal ölçütlere sığdırmanın olanağı yoktur.

Fakat genç dostum, dinler tümüyle sosyal görüngüler de değildir. Din öyle bir alışkanlık ya da öyle feci bir hastalıktır ki normal zekaya sahip birinin bundan kurtulabilme yüzdesi son derece düşüktür. Sovyet deneyinin sonuçları bunu açıkça ortaya koymuştur. Nedenine ise ayrı bir konuda değinmek daha yerinde olur.

İşte, dini bir defada yok etmenin olanaksızlığı nedeniyle, bugün bize laik Atatürk devriminden kalan bir diyanet gerçeği vardır. Dini doğrudan doğruya hedef almanın olanaksızlığı Atatürk'ün demeçlerine ve siyasasına da yansımıştır. Açıkça dini yeremediği yerde, bilimi ön plana çıkarmıştır. EN HAKİKİ yol göstericidir demiştir. Mecliste "Biz, ilhamlarımızı gökten ve gayipten değil doğrudan doğruya yaşamdan aldık demiştir". Ama, özellikle de kurtuluş kesinleşinceye kadar, doğru bir politika izleyerek dinin bütünleştirici yönünden de faydalanmış, nesnel koşullara uygun nesnel bir taktik üretebilmiştir. Ama, Atatürk'ün "din vardır, dinsiz toplumların devamına imkan yoktur" sözü de aslında boş değildir. Din, bu gerizekalı insanlık var olduğu sürece var olmalıdır. Hatta bu aptal sürü için dinin faydaları da yok değildir. Bu durumda yapılması gereken, insanların yaşamda yükselebilmesini, tümüyle bilimsel kıstaslara dayalı yöntemlerle, zeka ve verimliliklerine endekslemektir.

Yeryüzünde zekayı egemen kılacak önlemler yaşama geçirilmedikçe, din var olacaktır ve var olması için haklı gerekçeler de, bu minvalde var olmaya devam edecektir.

tarihinde Mr.Guitar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dini şu anlık yok edemezsin,Zaten ateist nüfuslu çoğunlukta olan hangi ülke var ki,Çin desen onlarda belli dini asyan geleneklerin etkisindeler,Bir tek Kuzey Kore'yi sayarım,o zamanda ateist nüfuslu bir ülke yaratmış Atatürk,Bunu lise tarih kitaplarına görebiliriz o zamanın.

Yani dini yok etmenin yolu şuan yok,sadece etkilerini azaltabilirsin.Bunu şuana kadar başarabilmişler Sovyetler,Martin Luther,Atatürk gibi insanlar.

Mesela Sovyetlerden önce bazı Türk devletleri islam cumhuriyetleri kurucaktı ama şuan Azerbaycan modern ve çağdaş bir ülkedir,hatta bizden daha mükemmeldir orada mollalar,şeyhler siyasette veya medyada yer edinemiyor,halk onlara nefret kusuyor.Sovyetler bunun için başarılı bir adımdır.

Şu var,dini liberal bir çözümle yok etmek imkansız.Liberalizm'i %100 anlamıyla uygulayamazsın ben hiç biryerde uygulanmamalı demiyorum,ama dinlere özgürlük vererek insanların kurtulmasını beklemek saçmalıktır.

Dinler tarihte hep diktalar sonucu sadeleşmiştir.Şuan Atatürk sayesinde içki içen,modern giyinen açık dolaşan ama sözde müslüman çok kişi vardır,Veya sovyetler sayesinde islam cumhuriyetleri kuracakken laik,modern türk devletleri çıkmıştır.Fransız ihtilali sayesinde din adamları kaybetmiştir özgürlüğünü,bunlar hep diktayla olmuş şeyler bunlar olmasaydı şuan çook farklı şeyler olurdu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şu var,dini liberal bir çözümle yok etmek imkansız.Liberalizm'i %100 anlamıyla uygulayamazsın ben hiç biryerde uygulanmamalı demiyorum,ama dinlere özgürlük vererek insanların kurtulmasını beklemek saçmalıktır.

İşte budur! Dinin eylemli etkisini yok etmeden liberalizm kurmaya çalışmak, kumdan gökdelen yapmaya benzer. Tıpkı basınımızda görüp yüzüne tüküremediğimiz için bu gibi forumlarla avunmayı seçtiğimiz ve iğrenç yalan ve iftiralarıyla bizleri sürekli provokeden forum liboşlarımız gibi. İnan ki bunlar İslamcılar'dan da adi yaratıklardır. Çünkü omurgaları yoktur bu pisliklerin!

Dinler tarihte hep diktalar sonucu sadeleşmiştir.Şuan Atatürk sayesinde içki içen,modern giyinen açık dolaşan ama sözde müslüman çok kişi vardır,Veya sovyetler sayesinde islam cumhuriyetleri kuracakken laik,modern türk devletleri çıkmıştır.Fransız ihtilali sayesinde din adamları kaybetmiştir özgürlüğünü,bunlar hep diktayla olmuş şeyler bunlar olmasaydı şuan çook farklı şeyler olurdu.

Çünkü bir diktayı ancak diktaya başvurarak engelleyebilirsin. Bu karşıtlıkta tarafsız kalmak gibi bir şeçenek yoktur!

Dinler doğaları gereği baskıcı, katliamcı, özel yaşama müdahale edicidir. Bireyin koşulsuz itaatını sağlamayı hedef almışlardır. Teokraside bundan dolayı baskın/dikte ettirilmiş biçimlerin dışına çıkamaz, farklı fikir ve öneriler ortaya koyamazın. Tarihte bilimin, edebiyatın, sanatın ve insan onurunun dinlere karşı verdiği savaşım bunun en açık ve çürütülemez kanıtıdır!

tarihinde Mr.Guitar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...