Jump to content

İslam ve Ahlak......


Recommended Posts

hırsızın elinin kesilmesi şartlara bağlıdır..

toplumda hırsızlık meslek haline girmişse

çalınan şeyde kıymeti büyükse

ve iki tane adil şahitte varsa

ifadeler alınır incelenir.. komplo mü değilmi

adli merciler tarafında bakılır suç varsa ceza tatbik edilir..

alçak ve yüksek tabaka çalarken öyle biçimlere getiriyor kii. dikkat et sen şuçlusun diyor..

yani islamı islamdan zor..

saliklerine sorma... islam saliklerini kalsaydı çok daha acı neticelar alınırdı..

Diğer paragraflarını okumadım ama onlardan bağımsız olan bu paragrafın bile yeterli...

Demişsin ki islamı islama sor. Bu islam dediğin kavram temeli kuran olan bir kitap sonuç itibari ile sanırım buraya kadar hem fikiriz.

Ancak o zaman adama sormazlar mı? Senin kuranın neresinde hırsız ile ilgili iki şahit gerekiyor diyor? Neresinde ifadesini al emri var?

Siz yine Tanrıdan daha akıllı adamların geldiğine dua edin ki; örneğin Ömer bu işi şahitlere bağlamış... Oysa aynı kuran sırf Ayşe'nin namusunu kurtarmak için zinaya şahit olayını getirmiş... Hırsızlıkta ise hiç bir emir yok. Yani tek başına kuran koca bir hukuksuzluk abidesi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 148
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

İslam ahlakı öncelikle Allahın Yapılmasını yasakladığı şeylerin uygulanmaması,yapılmasını istediği şeylerin uygulanması esasına dayanır...

Daha sonra ise en öncelikli olarak KUL HAKKI kavramı üzerinden gelişir

Mesela hırsızlık edilince bir kulun(insan) hakkına tecavüz edileceğinden hırsızlığı yasaklamaktadır..Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir..

Zina hadisesinde 4 şahit getirilmesinde de kulun ve haklarının diğer insanlardan korunması esası vardır.Zira insanların pekçoğu acımasız ve zalimdir.Bir cinsel ilişkiyi 4 kişi birden ve BİZZAT göremeyeceği için kul zina etmiş bile olsa Allah onun alenen açıklanmasını ve alenen cezalandırılmasını zorlaştırmaktadır.Düşünün ki kendi eşiniz zina yaptı ve 3 kişi bunu bizzat gördüğünü iddia ediyor ve siz de kanaat getirdiniz ki bu böyle...İnsanların pekçoğu değnekle yetinmezler...Katil olurlar.Bu ve buna benzer pekçok örnekle anlatılabileceği gibi herşeye rağmen allah kulunun zulüm görmesine razı değildir ve birgün o kulun gerçekten tevbe edip kendisine yönelmesini istemektedir.Yoksa ona çoktaaaan pekçok cezalar verir,yokedilmesini emredebilirdi.Hangimiz ne diyebilirdik.... Devam edeceğim

eğer senin sözlerinden yola çıkarsak; tecavüz ahlaksızlık değildir. Kuranda tecavüz için bir yasak yok çünkü. O zaman insanlar beğendikleri ve vermeyen (gönlünü) kadınlara tecavüz edebilirler. İşte bu senin sözlerine göre İslamın ahlak anlayışı; aaaa bir şeyi unuttuk müslüman adamın da bir annesi, karısı ve kızkardeşi var değil mi?

Peki gönülden söylüyorum hiç olmasını istemem sadece örnekleme yapıyorum herhangi bir müslüman arkadaşının kardeşine veya annesine tecavüz edilmesini yasaklayan bir ayetin olmaması durumu ortada duruyorken; kuranda yapılmasını yasaklamayan her emrin ahlak olarak kabul edilmesine ne diyorsunuz? Sizce bu ahlak örneği mi yoksa ahlaksızlık örneği mi?

tarihinde kitapkurdu82 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Genellikle islamı bilmeyen veya islamla ilgili olumsuz bir yargısı olan veya önyargısı olan insanlar bu konuya hacının sorduğu soruyu bile anlamaya gayret etmeden takılıp kaldıkları fakat bilmeden yorumladıkları konularla örneklendirmeye çalışıyorlar..Bu durum da işi kendileri için çorbaya çeviriyor...Madem öyle tek tek örneklerle bu konuyu açmaya çalışalım.

İslam ahlakında öncelikli olan allahın yapılmasını istediklerinin yapılması,yapılmamasını istediklerinin yapılmamasıdır.Ve buna bağlı olarak en önde gelen şey kul(insan) hakkıdır dedik...

Zina mevzusunda önceki ifademizle örneklendirdik.İnsanların ahlakı ile ilgili olarak bir arkadaş dedi ki" öyleyse siz insanların çoğunu ahlaksız görüyorsunuzdur" dedi. Ahlakda da diğer pekçok meselede olduğu gibi tekamül (tamamlanmış,olgunlaşmış,zirveye ulaşmış)etme hedefi vardır...İnsanlar en aşağı ahlaksızlıktan,tekamül etmiş ahlaka kadar binler derecede ahlaka sahiptir.Herkesin ahlakdaki derecesi ve yeri farklıdır.Onun için tüm insanlar ahlaksızdır,ya da ahlaklıdır diyemeyiz..Ama şunu diyebiliriz ahlaklı,erdemli,haysiyetli,şerefli,onurlu,izzetli,iffetli...vs. gibi ifadelerde bulunabiliriz. Veya,onursuz,hain,hırsız,şerefsiz,alçak,...vs.yi gözlemleyebiliriz ama bunu ifade edemeyiz.Çünkü kul hakkı doğar.Bu olumsuz insanların da haklarını korumak müslümanın vazifesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem dinsizsin,

Mesela kur'anı hammurabi yasalarından üstün kılan nedir?

Kur'anda beşeri bir kitaptır diyorsun sonuçta.

kur'anı üstün kılan nedir diğer beşeri eserlerden?

Dinsiz olmak ilkesiz olmak değildir.Benim bir sürü ilke ve idealim var.Kuran benim ilke ve ideallerime uygun bir psikoloji ile yazılmış.Değerlerime yakın değerler görüyorum .Bu yüzden sürekli savunma pozisyonuna giriyorum.Kendisini kimseye dayatmayan hatta bize lanse edildiği gibi Allahtan mesaj olduğunu söylemeyen bir kitap kuran.

Ferrari,

Gizli zina edenler ile aşikara vuranların imanını nasıl değerlendiriyorsun peki ?

Öyle ya toplum olarak yaşayabilmenin tek yolu bir dine inanmaksa o dine inananlar neden topluma kötü örnek oluyor ? Şahidli zinakarlar dinsiz midir ?

Bu konuda başta bir iddiam vardı yarım kaldı .Muhammed yada adı her ne ise kimsenin ahlak bekçiliğine soyunmamış ileri görüşlü bir adamdı.Fakat zina halen daha toplumu kirleten bir davranış olduğu üzere o vakitte böyle yargılandığından bu konuda topluma örnek teşkil eden zatlara yaptırımlar getirmiş.

Nedir zina açıkta işlenen cürüm mü ? yoksa bizim bildiğimiz şekli ile nikahsız beraberlikler mi ?

Ben bunun nikahın akdinin beraberliği kutsamaktan çok hukuksal bir durum olduğunu gözardı edişimizden kaynaklandığını düşünüyorum.

Allah en büyük şahit olduğu için eğer iki insan hayatını birleştirmek istiyorsa insan şahitlere ihtiyacı yok.Allah zaten herşeyi gören kalplerdekini bilen sıfatıyla şahittir kişilere sormadan kutsama yetkisine sahiptir.

O yüzden nikah akdi toplumda eşlerin mağdur duruma gelmesini önlemek için yapılan bir anlaşmadır.

Bu yüzden muhammed şahidi olmayan zinaları kişilerin özel hayatı olarak görmüş.Topluma kötü örnek olmadığı müddetçe ahlak zabıtalığı yapmanın bir değeri olmadını bilen birisiymiş.

Ben hala iki insanın arasında yaşanan şeylerin çok özel oldunu ulu orta herkesin içinde yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum.Bu yüzden şimdilerde insanların otobüslerde parklarda yaptığı gibi ulu orta yakınlaşmalara karşıyım.Bu insanlar evlerinde anne babalarının yanında bu şekilde davranıyorlar çok iyi biliyorum.Fakat dışarıda kimseye karşı saygıları yok.Açık bir terbiyesizlik örneği.Biliyorum forumda bu konular tartışıldı bazıları bunun çok doğal olduğunu düşünüyor.Ne zaman tuvalet ihtiyacımızı (ki o daha temel bir ihtiyaçtır)sokaklarda gidereceğiz o zaaman bunu da doğal karşılayacağım.Zaten bizi hayvanlardan ayıran kaç özellik kaldı ki !

Belki o de dönemde de böyle durumlar olduğu için zinaya dört şahit getirme meselesi doğmuş olabilir diye düşünüyorum.

Ve tekrar şunu eklemek istiyorum gerçek islam dinlerden bir din değil .Bir hak hukuk ve özgürlük hareketidir.Aksini söyleyen yukarıda ki kutsama ile ilgili yazdıklarıma karşı bir tutumu kurandan bulup getirsinler.

tarihinde NOIR tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Diğer paragraflarını okumadım ama onlardan bağımsız olan bu paragrafın bile yeterli...

Demişsin ki islamı islama sor. Bu islam dediğin kavram temeli kuran olan bir kitap sonuç itibari ile sanırım buraya kadar hem fikiriz.

Ancak o zaman adama sormazlar mı? Senin kuranın neresinde hırsız ile ilgili iki şahit gerekiyor diyor? Neresinde ifadesini al emri var?

Siz yine Tanrıdan daha akıllı adamların geldiğine dua edin ki; örneğin Ömer bu işi şahitlere bağlamış... Oysa aynı kuran sırf Ayşe'nin namusunu kurtarmak için zinaya şahit olayını getirmiş... Hırsızlıkta ise hiç bir emir yok. Yani tek başına kuran koca bir hukuksuzluk abidesi...

Maide ayet no 8 de: düşmanına karşı bile adaleti amrediyor adaleti meydana getirebilmek için şahitlet olun buyuruluyor

nisa ayet no 135 de: ananız babanız akrablarınız en yakınlarınız olsa dahi zengin veya fakirde olsalar

Allah adaletini yerine getirmek için şahitler olun buyuruluyor lehine yada aleyhine

demek oluyor ki Adaleti yerine getirmek için şahitler gerekir:

her şeyden az iki şahit istenir

zikredilen ayetler de bir şahit yeterli olsaydı Allahın adalet yerine getirmk için şahitler olun denmezdi..

herşeyde iki şahit istendiği halde yalnız zinada ise 4 şahit istenir.. sebebi Cenabı Hak kulunun toplum içinde yüzünde kızardığına razı olmadığındandır

Şahit demek: görmek bilmek bilidirmek demektir..

öyle herkes şahit olamaz...

bunun içinde şahitlerin olayı görmesi anlatması bildirmesi gerekir.. birbirini tutuyormu tutumuyotr mu adli merciler inceler.. kopmlo mu değil mi? anlaşılır... gereği yapılır..

maide 38 ayetinde Hrsızlıkta açıkça şahit kelimesin geçmemesin sebebi

hırsızsın işini yaparken yapacağı fiil dolayısıyla bu iş kimseyi görünmeden yapacağındadır.

kim şahit olablir...

hırsızın cezasnın verilebilmesi için hırsızın olayı itiraf etmesi veya şahitlerin olması gerektiğindedir

bu adam hırsız paramı çaldı diyorsan adaleti yerine getirmek için şahitler getirmek zorundasın bak nisa 135 maide 8

kitapkurdu82:

eğer senin sözlerinden yola çıkarsak; tecavüz ahlaksızlık değildir. Kuranda tecavüz için bir yasak yok çünkü. O zaman insanlar beğendikleri ve vermeyen (gönlünü) kadınlara tecavüz edebilirler. İşte bu senin sözlerine göre İslamın ahlak anlayışı; aaaa bir şeyi unuttuk müslüman adamın da bir annesi, karısı ve kızkardeşi var değil mi?

Peki gönülden söylüyorum hiç olmasını istemem sadece örnekleme yapıyorum herhangi bir müslüman arkadaşının kardeşine veya annesine tecavüz edilmesini yasaklayan bir ayetin olmaması durumu ortada duruyorken; kuranda yapılmasını yasaklamayan her emrin ahlak olarak kabul edilmesine ne diyorsunuz? Sizce bu ahlak örneği mi yoksa ahlaksızlık örneği mi?

kuranda tecevzüün cezası yoktur demek

Kuranda Allahın birliği beyan eden ayet yoktur demek gibidir

bak resmen ayeti var !

iyi anlayamadınsa burayıda oku

tarihinde Renaultferrari tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim merakım bu değil sayın ferrari.

Neden şahidi olmayan cürümlere bir yaptırım yok ?

Buna verilecek cevabınz var mı ?

Şahidi olmayan cürümlerde kabahat işlenmiş ve kayıt altına alınmıştır..Adaletin tam teşekkül edeceği yerde hesabı görülecektir...Ancak aleni ve açıktan ve başkalarının da gördüğü bu gibi cürümlerde İNSAN ın ve Toplumun en temel yapı taşı olan AİLE nin korunmasına yönelik olarak cezai yaptırım uygulanmalıdır ki, kişiliği henüz şekillenmemiş,körpe zihinler,idrak ve şuurun tam yerleşmediği kişiler,veya NİYETİ BOZUK insanlara caydırıcı olsun

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şahidi olmayan cürümlerde kabahat işlenmiş ve kayıt altına alınmıştır..Adaletin tam teşekkül edeceği yerde hesabı görülecektir...Ancak aleni ve açıktan ve başkalarının da gördüğü bu gibi cürümlerde İNSAN ın ve Toplumun en temel yapı taşı olan AİLE nin korunmasına yönelik olarak cezai yaptırım uygulanmalıdır ki, kişiliği henüz şekillenmemiş,körpe zihinler,idrak ve şuurun tam yerleşmediği kişiler,veya NİYETİ BOZUK insanlara caydırıcı olsun

Niyeti bozuk insana ne yapsan caydırıcı olamazsın ofkardeş.Kapıyı kapasan bacadan girer gene yapacağını yapar.Seni anlıyorum .Fakat benim söylemek istediğim şey başka bir şeydi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zina ne demek: gayri meşru ilişki demek

meşru ne demek biraz daha türkçesi sözün : akla ilme insanlığa vicdana medeniyete uyan bir gayeyi meydana getiremeklik için konan şey

o halde gayrı meşru ne demek oluyor: akla vicdana insanlığa örfe medeniyete manaya zıt aykırı iş

demek ki zina : yapanlar içinde öyle ne güzel bir şey değilmiş

nikah ayrı..zina ayrı..cima ayrı

tarihinde Renaultferrari tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Fikir değil soru var ama ya görmüyorsun ya da verecek mantıklı bir cevabın yok.

''Allah en büyük şahit'' miş, iyi de O zaman zina suçu için kendi dışında şahit aramayacak, ben öbür tarafta zina edeni cezalandıracağım diyecek, 100 değnek ile kullarına havale etmeyecek öyle!

o zaten kendi için şahit aramıyor ki :)

zina ettiği iddia edilen adam zulme uğramasın diye şahit arıyor. bu kadar net olan birşeyi niçin görmemek için gözünüzü kapatıyorsunuz sevgili nilay

Link to post
Sitelerde Paylaş
Fikir değil soru var ama ya görmüyorsun ya da verecek mantıklı bir cevabın yok.

''Allah en büyük şahit'' miş, iyi de O zaman zina suçu için kendi dışında şahit aramayacak, ben öbür tarafta zina edeni cezalandıracağım diyecek, 100 değnek ile kullarına havale etmeyecek öyle!

Ofkardeş

adromeda bunu sordu cevap verdik

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslüman toplumlar ilerlemeyi aslına dönük bir sürece tabi tutarsa bu,döngüsel bir ilerleme olur.Batı toplumlarında din ve gelenek bile ileri dönük bir şekilde değerlendirilmiştir.

Bu yüzden 1500 sene öncesinin egemen ahlak anlayışı bugün geçerli olamaz.Saf bir ahlak anlayışı da yoktur ayrıca.Her toplumsal formasyonun kendine has bir ahlakı vardır.Amaç bu toplumsal sistemi muhafaza etmektir.Bu sebeple ahlak kuralları da muhafazakardır.Bu kurallara uymayan mesela bizim toplumumuzda bugün evlilik dışı çocuk sahibi olmak isteyen bir birey ahlaksız kabul edilir.

Toplum yapısı değiştikçe ahlak(din,hukuk,gelenek görenek vb)daha gecikmeli olarak değişecektir.Yani ahlak değişecek fakat işlevi değişmeyecektir.Bu işlev toplum olarak bir arada yaşayıp bir iç tutunum sağlayabilmektir.

Gayet açıktırki ahlak,evrensel bir doğru değildir.İslam'ın ahlak öğretisi de 1500 sene öncenin toplumsal bir anlamıdır.

Aslında foucault'un dediği gibi ahlak,bir dışlama kurumudur.Sistemin sürekliliğini sağlama bakımından bir iktidardır,baskıdır.Ahlak, sistem içi özne üreten bir kurumdur.

Bugün bir bireyi olduğum toplumun egemen ahlakını tümden reddetmiyorum.Sadece kendi yaşam biçimime uygun bir forma dönüştürüyorum.Bu form dini yada profan her tür öğeden oluşabilir.

1500 sene öncesinin egemen ahlak anlayışı bugün geçerli olamaz DİYORSUNUZ DA SİZ HİÇ VEDA HUTBESİNİ OKUDUZ MU?

insan hakları evrensel beyannamesi veda hutbesinden 1370 sene sonra yazıldı ve aynı şeylerden bahsediyor...

aHLAK(ÖRNEK OLSUN DİYE YAZIYORUM) BİN BASAMAKLI BİR MERDİVENDİR. kimi 500.üncü basamakta kimi 300 üncü basamakda kimisi 50.basamakdadır.İman etmeyen insan ahlaksız değildir o da bu ahlak basamağında,50 nci,100 üncü,üçyüzüncü basamakta bulur kendine bir yer...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İslam ahlakının özüne, kökenine kimse değinmemiş....

Başlıkda şu soruyu sorduk.

İslam'da ahlak anlayışının temelini ne oluşturmaktadır?

Bu sorunun cevabı nedir?

Kimse değinmemiş bu soruya..

İslam ahlakının temel öğelerinin başında kadınlarla ilgili emirler gelir.

Diğerlerini şöyle sıralayabiliriz.

Yetim hakkı yememek.

Faiz almamak.

Gayri Müslimlerle evlenmemek.

Ana babaya saygı göstemek. (Yalnız bir ayette geçer)

Akraba evliliği ahlaksızlık değildir.

Hırsızların ellerini kesmek ahlaksızlık değildir.

Evlatlıkla evlenmek ahlaksızlık değildir.

Kadınları yataktan atmak, dövmek ahlaksızlık değildir.

Kadınları ikinci sınıf insan addetmek ahlaksızlık değildir.

Kölelik kurumu ahlaksızlık değildir.

Yılda bir hayvan katliamı ahlaksızlık olmadığı gibi, şarttır da..

Ahlaksal değerleri ne kadar yüksek bir din değil mi İslam?

Akraba evliliği niye ahlaksızlık olsun ki,insan amca,dayı,teyze kızıyla evlenir.hiçbir ahlaksızlığı yoktur.

hırsızlara ceza verilmelidir ve verilir..Peygamber zamanında kaç kişinin eli kesilmiştir.bir bakın bakalım.Cezalardan maksat yaptırım ve CAYDIRICILIKTIR..bunun ahlaksızlıkla ne ilgisi var sevgili hacı..Bugün hırsızları hapse atınca ahlaksızlık mı etmiş oluyoruz?

evlatlık,evlat değildir.kan bağı yoktur...

kadınlar yataktan atılmaz...küserseniz,bir yaptırım ve yaptoklarına ceza ve uyarı olarak kendinizden onu mahrum edersiniz,SİZ GEÇİCİ OLARAK YATAĞI terkedersiniz..bunun neresinde ahlaksızlık var?

Kölelik kurumunu islam getirmemiştir.Tam tersi kaldırmıştır.Kölelik islamda önce uygulanan bir cahiliye geleneği idi ve islam her fırsatta kölelerin azad edilmesi,hürriyetlerine kavuşturulmasını öngörmüştür.mesela bir kısım cezaların yaptırımı da kölele azad etmektir ve her fırsatta köle azat edilmesi tavsiye edilmiştir.Ancak taktir edersiniz ki bir sigarayı bile kanunlarla yasaklayamadığınız insanlığa..herşeyin insan gücüyle yapıldığı zamanlarda kölelik sistemini birdenbire kaldırmak,bugünün örneğiyle herkesin elinden,traktörünü,jipini,otomobilini,iş makinasını,fabrikasını almak gibi gelecekti.

Kadınlar islamda hiçbir zaman ikinci sınıf insan olmadı.İslamdan önce kadının toplumdaki yeri neredeyse köleninkinden beterdi,yaşam hakkı bile uyoktu.İnsanlar o kadar yabani, ve hayvani bir haldeydi ki pekçok evin kapısında bir sembolik bayrak asılırdı.Bu eve girip içerdeki kadınla her türlü işlemi yapabilirsiniz,serbestir anlamındaydı bu bayrak...insanlar çocukları bu hale düşmesin diye diri diri kızlarını gömüyorlardı.Bir yanlışı,başka bir yanlışla gidermeye çalışıyorlardı...o kadar kadın hakkı vardı...islamla kadın dikildi,doğruldu,evinin hanımı,çocuklarının annesi ve insanlığın en etkili öğretmeni oldu...Hangi kadın hakkı??

Zaten sen ve ateistlerin de kesip etini yedikleri ve zaten kesilecek olan hayvanların Kurban bayramında süslenerek,özenle,sevgiyle ve şerefkle kesilmesinde nasıl bir ahlaksızlık var onu da anlamadım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah şahit ise ve her şeyi en iyi o biliyor ise bu dünyada ceza niye veriliyor?.. İlahi adalete güven yok galiba... Üstelik bu tür konularda adli hatalar olması ihtimali de çok büyük... Öyleyse hiç hata yapmayacağı kesin olan Allah'ın adaletine niye bırakılmıyor işler ve çok aciz ve kusurlu olabilen insan bu tartışmalı işlere memur ediliyor?.. Üstelik ceza çok ağır taşlanarak öldürülüyor insanlar; bu işi insanların kusurlu adaletine bırakmak ne derece uygun?..

[/b][/size]

Alenen işlenen suçların cezası da alenen verilir..gizli işlenen kabahatlerin günahı da büyük mahkemeye bırakılır da ondan..Alenen işlenen suça ceza vermezseniz İNSAN(KUL)hakları rizke girer ve insan haklarına çok tecavüzler olur.onun için cezalar caydırmak ve yaptırım uygulamak üzere verilir.ayrıca büyük davalar büyük mahkelerde(ahirette)görülür.Küçük davalar ise daha dünyadayken görülür.(mahalli mahkemeler gibi)

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Cezasını burada hemen versin" demiyoruz.. "Öbür tarafta zaten vereceği cezayı niye burada bir de bize gördürmeye ve uygulatmaya çalışıyor" diyoruz... Üstelik biz hata yapması çok muhtemel zayıf ve aciz varlıklarız... Niye bu iş burada bizden isteniyor?.. Müslümanlar zaten öbür tarafta cezasının hakkıyla verileceğine iman etmiyorlar mı?...Dünyada adli hata olabileceği çok açık ve cezalar geriye dönüşlü değil ve çok ağır (taşlayarak öldürme, öldürünceye kadar sopalama, el kesme, çapraz kesme vs)... Bu durumda bu iş niye bize bırakılıyor?... Niye kullardan böyle ciddi bir iş isteniyor?.. Üstelik yüzyıllarca bugünkü adli tıp ve digital görüntüleme imkanları da insanların elinde olmamış... Allah niye "siz karışmayın ben ötede hakkıyla vereceğim cezasını" diyerek işi bitirmiyor?.. Yoksa "Allah" diye bir şey yok mu?...

sevgili andromeda senin bu yaklaşımın şuna benziyor

insan sosyal bir varlıktır.ve içinde yaşadığı sosyal çevrede insanların koyduğu kanun ve kuralları ihlal eder ve kanun kural koyucular o kişiye ceza verir ki diğer insanların hakları korunsun.ASIL MESELE ONUN CEZALANDIRILMASI DEĞİL TOPLUMUN VE DİĞER İNSANLARIN KORUNMASIDIR.onun için suç işleyene bir yaptırım olarak ceza uygulanır.Bu da diğer suçlu adaylarına caydırıcı bir örnek olur...bu kadar basit

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ofkardes

herşeyin insan gücüyle yapıldığı zamanlarda kölelik sistemini birdenbire kaldırmak,bugünün örneğiyle herkesin elinden,traktörünü,jipini,otomobilini,iş makinasını,fabrikasını almak gibi gelecekti

bu söyledikleriniz dinin ruhuna aykırı..

çünkü insan kabahatsiz yaşayamaz..

kabahat işleyen bir mümin kölesini azad etmedikçe katiyen kendisini cenabı hakka affetiremez..

eğer sizin dediğiniz gibi olursa.. Allah müminler ekonomik büyük bir darbe vuruyor yeryüzünde silmek istiyor elinde arabasını traktörünü fabrikasını almak istiyor olur

demek ki böyle bir şey yok

İslamda köleliğin ismi sadece ismi vardır.. islamda Köleliğin adı =Gizli islam stajıdır..

esir köle Müminden insanlık dersi alır.. manevi hürriyetini alde eder.. ve mümin bir kabahat işleyinceesir köle azad olur maddi hürriyetini kavuşur..

o kölede düşünür bu feyz bunlar nerden geliyor der.. karşısına hazreti muahmmed çıkar.. müslüma olur

Link to post
Sitelerde Paylaş

islam güzel ahlaktır...

güzel ahlak islamdır...

her güzel ahlaklı müslümandır...

güzel ahlaklı olmayan müslüman değildir...

Bir karın var ve ona sormadan ikinciyi alıyorsun ve eve getiriyorsun... İslama göre ahlakın nasıl?... Bir problem var mı İslama göre?...

Link to post
Sitelerde Paylaş

sevgili andromeda senin bu yaklaşımın şuna benziyor

insan sosyal bir varlıktır.ve içinde yaşadığı sosyal çevrede insanların koyduğu kanun ve kuralları ihlal eder ve kanun kural koyucular o kişiye ceza verir ki diğer insanların hakları korunsun.ASIL MESELE ONUN CEZALANDIRILMASI DEĞİL TOPLUMUN VE DİĞER İNSANLARIN KORUNMASIDIR.onun için suç işleyene bir yaptırım olarak ceza uygulanır.Bu da diğer suçlu adaylarına caydırıcı bir örnek olur...bu kadar basit

Keşke bu kadar basit olsa... Felsefenin en büyük konularından birisi olan etik'in bir alt kolu olan uygulamalı etik bahsinin oldukça uzun bir tartışma konusudur suç ve ceza kavramı... Ve hiç de basit falan değildir... Metaetik yaklaşımlardan hareketle aslında suçun cezalandırılmaması gerektiği ve suçlunun özgür olmadığı bile savlanabilir ve savunulabilir pekala... Bilmeyen için her şey uzaktan basit görünür...

İçimizde en çok kendine güveni ve cesareti olanlar genellikle en az bilenlerimizdir (Dunning-Kruger teoremi)...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maide ayet no 8 de: düşmanına karşı bile adaleti amrediyor adaleti meydana getirebilmek için şahitlet olun buyuruluyor

nisa ayet no 135 de: ananız babanız akrablarınız en yakınlarınız olsa dahi zengin veya fakirde olsalar

Allah adaletini yerine getirmek için şahitler olun buyuruluyor lehine yada aleyhine

demek oluyor ki Adaleti yerine getirmek için şahitler gerekir:

her şeyden az iki şahit istenir

zikredilen ayetler de bir şahit yeterli olsaydı Allahın adalet yerine getirmk için şahitler olun denmezdi..

herşeyde iki şahit istendiği halde yalnız zinada ise 4 şahit istenir.. sebebi Cenabı Hak kulunun toplum içinde yüzünde kızardığına razı olmadığındandır

Şahit demek: görmek bilmek bilidirmek demektir..

öyle herkes şahit olamaz...

bunun içinde şahitlerin olayı görmesi anlatması bildirmesi gerekir.. birbirini tutuyormu tutumuyotr mu adli merciler inceler.. kopmlo mu değil mi? anlaşılır... gereği yapılır..

maide 38 ayetinde Hrsızlıkta açıkça şahit kelimesin geçmemesin sebebi

hırsızsın işini yaparken yapacağı fiil dolayısıyla bu iş kimseyi görünmeden yapacağındadır.

kim şahit olablir...

hırsızın cezasnın verilebilmesi için hırsızın olayı itiraf etmesi veya şahitlerin olması gerektiğindedir

bu adam hırsız paramı çaldı diyorsan adaleti yerine getirmek için şahitler getirmek zorundasın bak nisa 135 maide 8

Ha yani kuran adaletli olacaksın dediği için hırsıza iki şahit diyorsun. Peki iki rakamını nereden buluyorsun. Adalet için iki şahit gerekir diye bir tanım kuranda yok... Bu elementi nereden uyduruyorsun...

Üstelik aynı kuran seninde belirttiğin gibi sırf Ayşe'nin namusunu kurtarmak için alenen ve bizatihi "4" şahit rakamını koymuştur. Hem şahit diye yazar hemde rakam vardır. Alenen yani kimse zina için şahit gerekmez diyemez. Bu kadar kesin ve kati... Ancak aynı durum neden hırsızlıkta yok.

Neden hırsızlık konusunda tanrı kesin bir hüküm getirmemiş.

Hem kuran çok yerde kendisini yalanlayan bir kitaptır. Senin verdiğin örnekten gidelim. Ayet bir kavme adaletten bahsediyor ama Yahudiler için heğsini allah kahretsin diyor. Adalet birilerinin yaptığı hatayı tüm millete bağlamak ile olmuyor. Aynı kuran müşrikleri bulduğun yerde öldürün diyor.

Aynı Muhammet Kureyza'da savaşabilecek herkesi öldürüyor. Oysa onları aileleri ile birlikte başka toraklara gitmesine izin verebilir ama öyle yapmıyor savaşabilecek herkesi öldürüyor. Adalet dediğiniz bu ise; hırsızın elini kesmek için zaten kesin bir şartta yokken, bu yöneticilerin insiyatifine bırakılmış demektir. Tanrı bunu göremeyecek kadar kör olamaz...

Kuranda tecevzüün cezası yoktur demek

Kuranda Allahın birliği beyan eden ayet yoktur demek gibidir

bak resmen ayeti var !

iyi anlayamadınsa burayıda oku

Bir önceki cevabını tam metin vermişin diğerinde iki ufak paragrafı yazmak için link... İlginç... Neyse;

Nur süresi ayet 2;

2 - Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.

Burada zorla zinaya tabi olan ve bu nedenle cezaya tabi olmayan bir kadından bahsediyor mu?

Neden insanları kandırmak için yalanlar uyduruyorsunuz. Sonradan yapılmışyorumları sanki kurandaymı gibi ekleme üçkağıtçılığını yapıyorsunuz. Anlamayanlar bir şey var sanacak alın Nur 2. Ayet ile ilgili Elmalılı'nın tefsiri...

"2- Zâniye ve zânî; ZANİYE, zina eden kadın ZANÎ zina eden erkek demek olduğu belli, fakat zaniye ile mezniyeyi ayırmak gerekir. Her zaniye mezniyedir; ama her mezniye, zaniye değildir. Çünkü mezniye, zina edilen kadın demektir ki, şiddetle ve zorla da olabilir. Zorla zina edilen kadına ise mezniye denilirse de zaniye denilemez. O zira ancak kendi istek ve arzusu ile zina işlemiş kadına denilir. Karşılıklı rıza ile işlenilmesi sebebiyle, zina fiilinde bu fiili işleyenler ortak olur. Zorla zina edilen kadın ise hiçbir yönden fail değil menf'ul dür. İşte burada, zorlanana had cezası gerekmeyeceğini anlatmak için zaniye denilmiş, mezniye denilmemiştir. Şunu da unutmamalıdır ki maksat, zinalarının sabit olduğuna şer'î yönden hüküm verilmiş olan zanî ve zaniyedir. Zinanın tesbiti ise "Onlara içinizden dört şahit getirin."

İşte benimde sormak istediğim soru neden kuranda "mezniye" ile ilgili bir kelime ayet yok...

Ayrıca Elmalılı'nın yanıldığı noktayı da hemen belirteyim. Ayet diyor ki; zina eden kadın ... yüz değnek vurun. Bu cümleden tecavüze uğrayana vurmayın gibi bir yaptırımı çıkartması herşeyden öte mantığa tersidir. Bir eyleme ceza verdi iseniz; aynı eylem ile eşdeğer başka bir eylemi uygulama ve niyet açısında ayırıyorsanız, o zaman ona ceza verilmesinin belirteceksiniz. Burada Tanrının yapacağı çok ufak ir şey ayetin sonuna "mezdiye bu hükümden muaftır" diye yazacak. Eğer yazmazsınız herkesten iyi ama tecavüz ve zina ayırımını yapmasını bekleyemezsiniz. Kanunlar açık ve kesin olmalıdır. Açık ve kesin olmayan kanunlar hukuksal boşluk yaratırlar...

Bu nedenle tecavüz olayının atlanması söz konusu olamaz. Ayrıca birisine tecavüz eden kişinin cezası ile zina yapanın cezasının aynı kılmakta adaletsizliktir. Birinde her iki tarafında rızası var iken; diğerinde cebren bir müdahale söz konusudur. Kişi sadece tecavüz eylemini yapmaz aynı zamanda zor kullanır ve darp eder. Ancak kuran bunu da atlamıştır. Yani zina yapana verilen ceza ile tecavüz edene verilen cezayı aynı müeyyideye bağlamıştır. (Sizin belirttiğiniz ayete göre) Oysa bu bile yanlıştır ki; asıl olarak Tanrı tecevüz suçunu pas geçmiştir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...