Jump to content

Evrim Bilim midir? Yoksa?


Recommended Posts

Sizi bu konuda ehil gördüm peki doğa nedir ve özellikleri nelerdir?

yahu doğanın ne olduğunu yaz google öğren benden niye kavram açıklması istiyosun .. ben sözlük müyüm?? .. sen araştırma özürlü müsün?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 47
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Popular Days

Top Posters In This Topic

yahu doğanın ne olduğunu yaz google öğren benden niye kavram açıklması istiyosun .. ben sözlük müyüm?? .. sen araştırma özürlü müsün?

Sen özürlüsün herhalde araştırıyoruz ya. bu da bir araştırma değil mi? Araştırma yöntemime de mi karışacaksınız . Hani siz özgütlüğü savunuyordunuz hele bilimsel bir araştırmada despotluk olmaz ki ama.. şimdi mızıkcılık yapmaya başladınız bak. Böyle giderse oynamam ben ha söyleyeyim sana.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Muhteşem ve de süpersiniz arkadaşım. ;)

Doğa kendini yenileyebiliyor .. ama kirletme hızı arttıkça bi zaman sonra doğa bunun gerisinde kalıyor.. eğer sanayi devrimi öncesinde ki kirletme olsaydı hiçkimse doğayı koruma kampanyası başlatmazdı .. ama bugünün şarltlarında bu imkansız(!)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burdan da şu sonuç çıkıyor; Doğa İnsanı var etti, kanunları koydu ama kendi var ettiği insanın pisliğine yeni düştü.. Saçmalık, kısır döngü.. hem koca evrenin yanın da Doğa dediğin şey bir hiçtir...

Saçmalamaında da mantıklı bir cevap verin...!

KANUNLARI KOYAN KİM..?

Her teori bir aklın teoremi ise; Bu Değişmeyen Kanunları Koyan bir İlm-i Mutlak sahibi olmak zorunda değilmi..?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğa kendini yenileyebiliyor .. ama kirletme hızı arttıkça bi zaman sonra doğa bunun gerisinde kalıyor.. eğer sanayi devrimi öncesinde ki kirletme olsaydı hiçkimse doğayı koruma kampanyası başlatmazdı .. ama bugünün şarltlarında bu imkansız(!)

sangre...

Doğaya söylede kanunları değiştirsin çabuk.. En azından kendini yenileme hızını filan artırsın.. Yoksa kısa sürede yok olup gidecek zavallı şey..!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğa kendini yenileyebiliyor .. ama kirletme hızı arttıkça bi zaman sonra doğa bunun gerisinde kalıyor.. eğer sanayi devrimi öncesinde ki kirletme olsaydı hiçkimse doğayı koruma kampanyası başlatmazdı .. ama bugünün şarltlarında bu imkansız(!)

O halde doğa da bir yaratıkmış demek ki yani tıpkı bir halı tezgahı gibi. Bir'isi bu tezgah üzerinde hadsiz mevcudatı muhteşem bir şekilde dokuyor değil mi? Bir gün gider diğer gün gelir bir mevsim gider diğer mevsim gelir tıpkı mekik gibi.. İşte sen seyret şimdi Allah'ın muhteşem icraatını da O'na hayran olup insanlığın gereği olan O zat'a muhatap olma..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kanun nedir teori nedir bilmez bu cahiller.

Kanun evrenin her yerinde geçerli olan ve formüllerle gösterilebilen kuramlardır. Yerçekimi knunu gibi.

Ama evrimin bir matematik formülü yoktur. Evrenin her yerinde geçerli olduğuna dair somut bir bilgimiz yok çünkü diğer gezegenlere gidemiyoruz. Ve dahası evrim teorisi ndeki teori kısmı evrimin oluş şeklinin açıklanmasındadır. Doğal seleksiyon bu açıklamalardan biridir.

Canlıların değişim geçirdiği gerçektir. Doğal seleksiyon ise en önemlilerdir. Ama başka faktörler de olabilir. Teori nin kanun haline gelmemesinin nedenleri hala farklı mekanizmaların öne sürülebiliyor olması ve evrenn her yerinde aynı mekanizmanın olup olmadığının henüz bilinmemesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Burdan da şu sonuç çıkıyor; Doğa İnsanı var etti, kanunları koydu ama kendi var ettiği insanın pisliğine yeni düştü.. Saçmalık, kısır döngü.. hem koca evrenin yanın da Doğa dediğin şey bir hiçtir...

Saçmalamaında da mantıklı bir cevap verin...!

KANUNLARI KOYAN KİM..?

Her teori bir aklın teoremi ise; Bu Değişmeyen Kanunları Koyan bir İlm-i Mutlak sahibi olmak zorunda değilmi..?

Saçmalayan sensin(!) .. kirlenmede doğanın bi parçası .. yani sadece dünyayı yaşanmaz hale getiricek bu olay ama doğanın sürekliliği her zaman devam edicek.. kirlenmeden oluşan yeni düzende doğanın bi parçası .. ayrıca doğa dediğimiz şey sadece dünya değil .. bütün evren(!) ..

YASA KOYAN YOK(!) .. zaten doğayla birlikte bu yasalar mevcut.. ancak madde ve enerjinin evrimiyle birlilkte yeni yasaların oluşması olası, ve yasaların geçerliliğini yitirmeside .. ama benim ki sadece bi iddia.

tarihinde sangre tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kanun nedir teori nedir bilmez bu cahiller.

Kanun evrenin her yerinde geçerli olan ve formüllerle gösterilebilen kuramlardır. Yerçekimi knunu gibi.

Ama evrimin bir matematik formülü yoktur. Evrenin her yerinde geçerli olduğuna dair somut bir bilgimiz yok çünkü diğer gezegenlere gidemiyoruz. Ve dahası evrim teorisi ndeki teori kısmı evrimin oluş şeklinin açıklanmasındadır. Doğal seleksiyon bu açıklamalardan biridir.

Canlıların değişim geçirdiği gerçektir. Doğal seleksiyon ise en önemlilerdir. Ama başka faktörler de olabilir. Teori nin kanun haline gelmemesinin nedenleri hala farklı mekanizmaların öne sürülebiliyor olması ve evrenn her yerinde aynı mekanizmanın olup olmadığının henüz bilinmemesidir.

Bizde bu kanunları koyan kim diye soruyoruz..!

Değişim geçiren canlılar değil; Canlılıktır.. Milyarlarca yıllık süreç içerisinde dünya insanın yaşayacağı kıvama gelinceye kadar Allah bu dünya tarlasında pek çok çeşit varlık yaratmış.. Sebeb, sonuç ilişkisi içerisinde insan nevinin oluşumuna uygun ortam hazırlanmış.. Tüm değişim ve başkalaşım süreci bunun içindir..

Burda değişin canlı değil; canlılıktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burdan da şu sonuç çıkıyor; Doğa İnsanı var etti, kanunları koydu ama kendi var ettiği insanın pisliğine yeni düştü.. Saçmalık, kısır döngü.. hem koca evrenin yanın da Doğa dediğin şey bir hiçtir...

Saçmalamaında da mantıklı bir cevap verin...!

KANUNLARI KOYAN KİM..?

Her teori bir aklın teoremi ise; Bu Değişmeyen Kanunları Koyan bir İlm-i Mutlak sahibi olmak zorunda değilmi..?

onca sorun dururken peygamberin uçkuru için ayetler indiren bi tanrıdan daha mantıklı bir izah kendini savunamayan doğa. :P

tarihinde murteddd tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Teori nin kanun haline gelmemesinin nedenleri hala farklı mekanizmaların öne sürülebiliyor olması ve evrenn her yerinde aynı mekanizmanın olup olmadığının henüz bilinmemesidir.

O halde darwin niye yutturuyorsun bu teoriyi bir kanun gibi millete. demek teori kanun değilse bilim de değil. Bilimdeğilse de niye ben ona tabi olayım. Adem babam gibi insandan gelmek varken niye kendimi maymundan gelme göreyim bu insanlığa yapıştırılmış kara bir lekem değil mi? hep birlikte bu kara lekeden kurtulmamız gerek miyor mu? ya da madem maymundan geldik maymunları da neden hiç olmazsa atamız oldukları için evlerimize alıpta onlara minnet borcumuzu ödemiyoruz ki?

Charles darwin bunların hepsi senin başının altından çıktı. Sen insanlığın yüz kaarsısın yahu..(rahmetliyedir hitabım)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kuram veya teori, sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünüdür.

Bilimde kullanıldığı anlamıyla kuram, çok sayıda doğal gözlemi birbirine bağlayan bir gerçekler ve açıklamalar bütünüdür. Bir tahmin veya hipotez değildir. Kuantum kuramı, Görelilik kuramı, Evrim kuramı gibi birçok kuram, günümüz bilim çevrelerinde yaygın olarak kabul gören, az sayıda prensiple çok sayıda gözlemi birleştiren ve açıklayan kavramlar ve açıklamalar bütünüdür.

Şu an deneme aşamasında olan, ve bir gün yeteri kadar denendiklerinde kanun konumuna yükselecek olan tahminler değildir.

Evrim tamamen bilimseldir. İçinde biyoloji, fizik, fosil bilim, zooloji, mikrobiyoloji, embriyoloji gibi onlarca bilim dalını ilgilendirmektedir..

Link to post
Sitelerde Paylaş
O halde darwin niye yutturuyorsun bu teoriyi bir kanun gibi millete. demek teori kanun değilse bilim de değil. Bilimdeğilse de niye ben ona tabi olayım. Adem babam gibi insandan gelmek varken niye kendimi maymundan gelme göreyim bu insanlığa yapıştırılmış kara bir lekem değil mi? hep birlikte bu kara lekeden kurtulmamız gerek miyor mu? ya da madem maymundan geldik maymunları da neden hiç olmazsa atamız oldukları için evlerimize alıpta onlara minnet borcumuzu ödemiyoruz ki?

Charles darwin bunların hepsi senin başının altından çıktı. Sen insanlığın yüz kaarsısın yahu..(rahmetliyedir hitabım)

Anladım ki sizin anlamanız imkansız .. teorinin ne demek olduğunu yazıyoruz, teori kanun değilse bilim değildir diye saçma bi cevap alıyoruz .. bu nedir yahu hiç mi cahilliğinizden utanmıyosunuz(!)

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Bilim dünyasında, kanun, yasa ya da prensiplere bakarsanız; genellikle içlerinde bir veya daha fazla formül barındırdıklarını görürsünüz. İşte; evrim kuramının belki de hiçbir zaman “Evrim kanunu” şeklinde anılmayacak oluşunun nedeni burada yatmaktadır. Canlıların evrimi formüle dökülemez. Çünkü basitçe tanımlarsa; bir formül, çeşitli değişkenleri kullanarak, sonucu bilmemizi sağlar. Örneğin; ”x=V.t, d=m/V, …”gibi formüllerde, değişkenlere bağlı olarak sonucu kesin olarak bilebilirsiniz.Fakat, evrimde böyle bir şey söz konusu değildir.Evrimde çok fazla değişken mevcuttur, bunların arasında yukarıdaki formüller gibi tam bir matematiksel bağlantı yoktur ve en önemlisi evrim bilinçli bir süreç olmadığı için, sonucu önceden tahmin edilemez. Yani; bir canlı türünü oluşturan populasyonun tamamının ya da içinden bir grubun populasyondan göç edip etmeyeceği, değişen çevre şartlarının nasıl olacağı ve bu şartlara bağlı olarak genlerinde hangi mutasyonların meydana geleceği ve bu meydana gelen mutasyonlardan hangilerinin doğal seçilimde ayıklanarak, populasyonun gen havuzuna ekleneceği, bu süreçlere bağlı olarak evrimin hangi özellikler lehine veya aleyhine işleyeceği ancak tahmin edilebilir.Ama kesin bir sonuca ulaşılamaz. Ya da çok basitçe düşünürsek; evrimde, 2+2=4 diye bir kural yoktur. Evrim için böyle bir formül oluşturulsa bile; o 2’lerden biri mutasyon geçirerek 3’e dönüşürse, ya da 4’ü oluşturan 1’lerden bir grup populasyon dışına göç ederse, o formülün geçerliliği kalmaz.

Ayrıca böyle bir formül yalnızca sayısal bir sonuç verir. Örneğin; populasyonda,kaç canlının mutasyon geçireceği gibi. Ama bu mutasyonlar sonucu canlının morfolojik yapısının değişip, değişmeyeceği; değişirse nasıl olacağı hakkında herhangi bir formül sonucu elde edilmiş bir sayı bize bir fikir veremez. Böyle bir durumda da yalnızca tahminler devreye girer. ”Eğer çevre şartları şöyle şöyle değişirse; canlı şu yönde evrim geçirebilir” şeklinde tahminler yapılabilir. İşte evrim kuramının “Evrim kanunu” ya da “Evrim yasası” şeklinde anılmayışının nedeni, genel hatlarıyla bu şekilde açıklanabilir. Tabi böyle bir formülün olmayışı, evrimin kanıtlanmadığından değil, aksine; canlıların evrimi kanıtlandığı ve büyük ölçüde anlaşıldığı için böyle bir formülün oluşturulmasının doğru sonuçları vermeyeceği anlaşılmıştır. Kısacası; evrim bilinçli bir şekilde işlemediği ve mekanizmalarının etkilerinin ne olacağı önceden kesin olarak bilinemediği için; evrimin bir formülü yoktur. Bu yüzden de “kuram” olarak anılmaktadır.

Daha iyi anlaşılması için başka bir örnek vermek istiyorum. Canlıların evriminde, çevre şartlarının çok önemli olduğunu söyleriz hep. İşte bu çevre şartlarını değiştiren en önemli faktör; kıtaların hareketleridir. Kıtaların hareketlerini açıklayan bilimsel çalışma ise; ”Levha Tektoniği KURAMI”dır. Levhalar; okyanusal ve kıtasal levha olmak üzere 2’ye ayrılır ve astenosferin üzerinde hareket ederler. Hareket etmelerini sağlayan mekanizma da konveksiyon akımlarıdır. Levhalar birbirine yaklaşır, uzaklaşır, birbirinin altına dalar ve birbirleriyle çarpışırlar. Bu hareketleri sonucunda da okyanuslar kapanır ya da açılır, kıtalardan parçalar kopar ya da bütün kıtalar birleşerek dev bir kıta haline gelirler, dağlar, volkanik adalar, okyanus hendekleri, okyanus sırtları ve çok büyük depremler oluşur. Levhalarda bu hareketler olurken; canlıların yaşam ortamları da sürekli değişir. Yaşadıkları okyanuslar büyür ya da küçülür ve bu yüzden göç etmek zorunda kalırlar. Ya da kara parçaları kopar veya okyanuslarda volkanik adalar oluşur ve canlılar yaşadıkları populasyonlardan izole olarak yeni ortam şartlarında yeni özellikler geliştirmek zorunda kalabilirler. Kıtalar kutuplara doğru hareket eder ya da ekvatora doğru, buna bağlı olarak da sıcak ya da soğuk iklimde yaşayabilecek özelliklere sahip canlılar evrimleşir. Kısacası; levha hareketleri çevre şartlarını değiştiren en önemli unsurdur.

Bugün; levhaların hareket ettiği kanıtlanmıştır. Prekambriyen’den itibaren, kıtaların levha hareketleri sonucunda, hangi jeolojik zamanlarda hangi şekiller aldığını kesinlikle bilmekteyiz. Yani levha hareketleri bilimsel bir gerçektir. Kuram olarak anılmasının nedeni ise evrimin kuram olarak anılmasıyla aynıdır. Aynı evrimde olduğu gibi; levha tektoniğinde de formül oluşturamazsınız. Örneğin; kıtanın ilerleme hızıx zaman=kıtanın alacağı yol veya daha karmaşık formüller oluşturamazsınız. Ya da bir dağ oluşumunda; dağın kaç m yüksekliğe erişebileceğini kesin olarak bilemezsiniz, dağı oluşturacak çarpışmanın ya da dalma batmanın ne kadar süreceğini önceden kesin olarak bilemezsiniz. Dalma-batma zonlarında ortaya çıkan okyanus hendeklerinin kaç m derinliğe erişebileceğini yine önceden kesin olarak bilemezsiniz. Yalnızca, hareketin izlerini takip eder, buna bakarak da tahminler yürütürsünüz Levha tektoniğinde formül oluşturamamamızın nedeni; levha hareketlerinin kanıtlanmamış olması mıdır? Kesinlikle hayır! Aynı evrim kuramındaki gibi; süreçler büyük ölçüde bilindiği ve anlaşıldığı için, formül oluşturulamayacağı kabul edilmiştir Bir jeoloğa gidip, ”levha hareketleri kanıtlanamamıştır, yalnızca bir iddiadır, senaryodur, çünkü; adı hala levha tektoniği kuramıdır, kanıtlanması için kanun olması gerekir” derseniz; size ya benim yukarıda yaptığım açıklamayı yapıp anlamanızı bekler, ya da gülüp geçer.

Görüldüğü gibi; bir bilimsel çalışmanın kuram olması demek, onun kanıtlanmamış olması, bir iddia olması demek değildir. Halkımız arasında en çok hata yapılan ve yanlış anlaşılan kısım bu noktadır yani; “ Bilimsel bir çalışma önce teoridir, kanıtlanırsa kanun haline geçer” yanılgısı! Bu yanılgının en önemli nedenlerinden biri olarak, lise-2 biyoloji kitaplarını gösterebiliriz.

Kuramlar; uzun yıllarca deney ve gözlemlerle sınanmış, doğru olduğu çok güçlü bulgularla desteklenmiş ve desteklenmeye devam eden, bilimsel gerçeklerdir..."

Kaynak : http://fikirsel.ipbfree.com/index.php?showtopic=30

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hipotez:

Bir gözlemin, fenomenin (olgunun) veya bilimsel bir problemin, üzerinde daha fazla inceleme yapılarak test edilmesine olanak veren, öneri niteliğinde açıklaması.

Bu tanımda dikkat etmemiz gereken kısım: Getirilen açıklama, üzerinde daha fazla inceleme yapmaya ve test edilmeye (deneye) izin vermeli. Örneğin taşlar neden aşağı doğru yuvarlanır sorusuna, "çünkü deniz onları çeker" derseniz bu bir hipotezdir. Çünkü deney yaparak doğru olup olmadığını anlamanıza izin verir. Denize doğru olmayan bir eğimde taş yine yuvarlanacak mı? sorusunun cevabını deney yaparak bulabiliriz. Ama örneğin "Taşlar tanrıdan korktukları için yuvarlanırlar." bir hipotez değildir. Çünkü deneye izin vermez. Bu önermeyi test etmek için tanrıdan korkmayan taşlar bulmamız ve onların yuvarlanıp yuvarlanmadığına bakmamız gerekir. Bu ise bilimsel olarak mümkün değildir. Daha fazla incelemeye, deney yapmaya izin vermediği için bu önerme bir hipotez değildir. Sadece incelemeden ve üzerinde mantık yürütmeden öylece kabul etmemiz gerektiğini ileri süren bu tür savlara dogma denir.

Teori Nedir?

Zaman içinde defalarca test edilmiş, fakat hiç yanlış çıktığı görülmemiş, öngörülerinde doğru çıkmış hipoteze teori (kuram) denir. Örneğin ilk Newton tarafından ortaya atılan çekim ilkesine, yerçekimi teorisi denir.

Farkedileceği üzere teorinin bilim dünyasındaki anlamı ile halk arasındaki anlamı arasında önemli fark vardır. Halk arasında teori diye geçen şey, aslında hipotezdir. Örneğin şu söz çok kullanılır: "Bu söylediğin sadece bir teori." Halbuki teori bilim dünyasındaki en yüksek kesinlik derecesidir. Bu güne kadar aksi kimse tarafından gösterilememiş, ve gelecekle ilgili öngörüleri hep doğru çıkmış görüş anlamına gelir. Tek bir deney sonucu bile kabul gören teoriyle bağdaşmazsa teori geçerliliğini yitirir.

- Bilim dünyasıyla halk arasındaki önemli bir ayrım da önerileri doğrulama yöntemleridir. Bilim adamı

1- Olguları inceler, gözlem yapar.

2- Olguları açıklamak için eldeki verilerle bağdaşan kendince bir cevap bulur.

3- Bulduğu cevabı çürütmek için deneyler yapar. Çürütemezse bulduğu cevabın doğruluğunu test etmek için diğer bilim adamlarına da hipotezini açıklar, çürütmeye davet eder.

Bilim adamı olmayanlar ise

1- Olguları inceler, gözlem yapar.

2- Olguları açıklamak için eldeki verilerle (kısmen de olsa) bağdaşan kendince bir cevap bulur.

3- Cevabını haklı çıkaracak örnekler aramaya başlar.

Örneğin Darwin, "Doğada kendi soyunun devamına zarar verme pahasına başka bir canlı türüne hizmet eden tek bir canlı bulunduğu anda teorim çürütülmüş olur." demiştir. Böyle bir canlı bugüne dek bulunamamıştır. (Aklımdan yazdım, cümle Darwin'in sözüyle birebir örtüşmeyebilir ama kabaca böyleydi söz.)

- Peki kanun nedir ve teoriden ne farkı vardır? Kanun bir olguyu (genelde nicelikle) "tanımlamaya" çalışır. Teori ise "açıklamaya" çalışır. Örneğin "ideal gaz kanunu" dediğimiz şeyi PV=nRT olarak yazarız. Dikkat edilirse burada basıncın sıcaklıkla neden arttığının bir açıklaması yok, sadece nicelikler arası bir tanım var. Veya "kütlenin korunumu kanunu" dediğmiz şey, kapalı bir sistemde toplam kütlenin değişmeyeceğini söyler, fakat neden böyle olduğunu açıklamaya girişmez. Kanunlar da teoriler gibi %100 mutlak doğrular değil, fakat neredeyse kesindirler çünkü aksi tek bir örnek bugüne kadar bulunamamıştır.

- Matematikte ise teori değil teorem vardır, örneğin Pisagor teoremi. Teorem tamamen mantık silsilesiyle ulaşılan gerçek demektir. Teori gibi deneye dayanmaz.

- Bir hipotezin teori olarak kabul görmesi için sadece çürütülememiş olması yetmez, aynı zamanda gelecekle ilgili de doğru önermelerde bulunmalıdır. Örneğin başlarda Einstein'in görecelik kuramı yaygın kabul görmüyordu çünkü o zamanlarda bununla ilgili deney yapılamıyordu. Fakat Einstein'in hipotezi çok net bir öngörüde bulundu: Eğer bu hipotez doğruysa, Güneş, yanından geçen ışıkları büküyor olmalı. Bir güneş tutulması sırasında bu öngörü test edildi ve güneşin arkasındaki yıldızlardan gelen ışığın gerçekten büküldüğü görüldü. Hipotez ortaya atıldığında böyle bir olgu o güne kadar bilinmediğinden, görecelik kuramı için önemli bir destek oldu.

Kaynak : http://fikirsel.ipbfree.com/index.php?showtopic=30

Link to post
Sitelerde Paylaş
O halde darwin niye yutturuyorsun bu teoriyi bir kanun gibi millete. demek teori kanun değilse bilim de değil. Bilimdeğilse de niye ben ona tabi olayım. Adem babam gibi insandan gelmek varken niye kendimi maymundan gelme göreyim bu insanlığa yapıştırılmış kara bir lekem değil mi? hep birlikte bu kara lekeden kurtulmamız gerek miyor mu? ya da madem maymundan geldik maymunları da neden hiç olmazsa atamız oldukları için evlerimize alıpta onlara minnet borcumuzu ödemiyoruz ki?

Charles darwin bunların hepsi senin başının altından çıktı. Sen insanlığın yüz kaarsısın yahu..(rahmetliyedir hitabım)

la oğlum o zaman kimse bir şeyi öne sürmesin.çünkü ilk anda muhtemelen eksik olacaktir.

mağaralarımıza olmadı çöldeki çadırlarımıza dönelim. :mellow:

oğlum sen kafa buluyorsun bence bizle :angry:

kanunla,teori ile bilimi kıyaslama.elmeyla armutu kıyaslıyor musun.yazılanları okumuyorsun belli ki.biz ne desek boş.

teori nasıl bilim olmaz.git bir daha oku.bilim daha geniş kapsamlıdır,ancak bir teori her zaman bilimseldir.bilimin bi öğesidir.

biz maymundak geldik falan ne demek ya en temel şeyleri bilmiyorsun,sazanlık yapıyorsun. :angry::angry::angry:

Link to post
Sitelerde Paylaş
İzafiyeti bir kenara bırakalım. Var mı "Manyetik alan teorisi bir teoridir, ispatlanmamıştır, manyetik alan yoktur" diyecek biri?

bak değerli kardeşim. elinde mıknatıs varken bunun zıttını kimse söyleyemez. ama maymun ortada iken insan da ortada iken insanın maymundan gelmesini kimse yutturamaz.Günüzmüzdeki maymunların işi ne o zaman. hem madem zamanla biz de başkalaşacağız niye bu ülkeler , sitemler, okullar falaln bırakalım nasıl olsa biz de evrimleşip ne idiğü belirsiz bir şey olacağız.

hem niye üremem sistemi varki madem evrilmek var. hep evrileleim o zamamn zamanla değil hemen evrimleşelim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...