Jump to content

Baş Örtüsü Hakkımız Söke Söke Alırız


Recommended Posts

liberalliği antimilitarizme eşitledikten sonra sosyalizmi de ona eşitlemişsiniz ya ben de artık bir şey demiyorum. bu sosyalistlere de kömüş mü diyeceğimiz (aralarında ''ütopyacı sosyalistler'' varsa ben bilmem )? Dinin ılımısı afyon olmuyor mu mesela? Dozunda olunca bünyeye iyi mi geliyor? Ya şu sizin liberal ve sosyalistlerin bir gün de dincilerin kadrolaşmaları hakkında kalem oynattıklarını görsek nasıl olur?

Liberalliği ne antimilitarizme ne de sosyalizme eşitledim, yanlışın var chill pill, yazılanları bir tur daha oku istersen. Sadece genel olarak "liboş" diye adlandırdıkları, ve de tüm dertlerinin serbest piyasanın engelsiz işlemesi olduğu iddia edilen insanların önemli bir kısmının ekonomik konularda klasik liberal çizgide olmaığının falan altını çiziyorum.

Bu sosyalistlere nasıl bir ad vereceğin sana kalmış. Bu adamlar ortodoks Marksistler gibi dini hayatın her alanından devlet eliyle silme taraftarı değiller mesela, evet.

Her gün o konuları yazan bir sürü adam var zaten, dinciler şöyle yaptı dinciler böyle yaptı gibisinden, bırakın diğerleri de onların elleşemediği askeri vesayet, Kürt sorunu gibi konulara el atsınlar.

Nickin süpermiş bir de. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 900
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Başörtülü doktor erkeklere bakmazmış.

O doktor başını açınca bakarmı?

Lisedekilerde başını kapatırmış.

Kapatıyorsa zaten dışarı çıkıncada kapatıyor.

Ayrıca kafayı kapatınca dincileşiyor, açınca laikleşiyormu bir kişi.

Dur bakalım kendi kendime bir deneyeyim.

Uvvv.. Hiçbirşey olmadı. Acaba erkekler üzerinde etkili olmuyormu..

Ne anlatmak istedigimi anlamadigin icin kafani bosuna kapatmisin ERCUMENT.

Türbani takti kafasina tip fakültesini bitirdi ve doktor oldu...Bu zihniyet erkek hastayi nasil muayene edip ameliyat edebilir?

Zaten tipi okuyup hala kurana allaha inaniyorsa süzme malin biridir...O da baska bir sorun.

Belki alintidaki cümlelerden anlarsin...

...anlamazsan iyice acarim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla Asimov senin yazında da, verdiğin linkteki yazıda da savunulan düşünceler liberal ya da liboş diye adlandırdığınız adamların küresel kapitalizmin oyunları için kullandığı maaşlı elemanları olduğu, ve "market fundamentalism" gibisinden bir şeyleri savundukları falan yönünde düşünceler. Adamları seversin sevmezsin, görüşlerini benimsersin benimsemezsin falan ayrı konu, ama bu adamları az çok tanıyan, biraz Taraf gazetesi okumuş bir insan bunun aslının olmadığını görür. Basit bir örnek vermek gerekirse kapitalizmin hizmetinde falan dediğiniz adamlar niye virüslü et skandalının üstüne gidip büyük şirketleri karşılarına alıyorlar, AB'deki gibi daha sıkı devlet regülasyonunu falan talep ediyorlar? Desteksiz sallayanın kim olduğu açık bence.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Valla Asimov senin yazında da, verdiğin linkteki yazıda da savunulan düşünceler liberal ya da liboş diye adlandırdığınız adamların küresel kapitalizmin oyunları için kullandığı maaşlı elemanları olduğu, ve "market fundamentalism" gibisinden bir şeyleri savundukları falan yönünde düşünceler. Adamları seversin sevmezsin, görüşlerini benimsersin benimsemezsin falan ayrı konu, ama bu adamları az çok tanıyan, biraz Taraf gazetesi okumuş bir insan bunun aslının olmadığını görür. Basit bir örnek vermek gerekirse kapitalizmin hizmetinde falan dediğiniz adamlar niye virüslü et skandalının üstüne gidip büyük şirketleri karşılarına alıyorlar, AB'deki gibi daha sıkı devlet regülasyonunu falan talep ediyorlar? Desteksiz sallayanın kim olduğu açık bence.

Belkide rakip et firmasını destekliyorlardır. Çünkü Ahmet Altan o yazısında Maret diye marka ismi veriyor.

Gazetelerin en büyük gelirleri sanıldığı gibi gazete satışı değildir.

En büyük parayı şantajdan götürürler.

Birinin kötü birşeyi ele geçince o kişi aranır veya rakibi aranır ve güzel paralar kazanılır bu işlerden.

Yada rakip firmaların birine saldırarak diğerinden para alırlar.

Ahmet Altanın günahını almayayım tabi de bu işler böyle döner.

Fazla ahlaksızca ve bel altı çalışılmaz ise de bu işin doğası budur vede iyidir de.

Yani maretin rakibi ahmet altana böyle kötü bir suçu yazdırır.

Marette rakibinin hatalarını takip eder.

Sonuçta gazetecide, gazetede ve halkda bu işten faydalanır.

Bunda kötü birşey yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Basit bir örnek vermek gerekirse kapitalizmin hizmetinde falan dediğiniz adamlar niye virüslü et skandalının üstüne gidip büyük şirketleri karşılarına alıyorlar, AB'deki gibi daha sıkı devlet regülasyonunu falan talep ediyorlar? Desteksiz sallayanın kim olduğu açık bence.

Büyük şirketleri tam olarak karşılarına aldıklarını nereden biliyorsun? Amaç gerçekten o mu yoksa başka bir şey mi bunu zaman gösterecek. Örneğin istenilen gıda ile ilgili bazı yasaların değişmesi ve aslında tam büyük şirketlerin istediği türden düzenlemesinin yapılmasını savunmakta olabilir. Yani sağ gösterip sol vurmak diyoruz buna.

En önemlisi şu propaganda sürekli yalan söyleyerek değil, birçok doğrunun arasına zaman zaman bazı özel yalanlar katarak yapılır. Sürekli yalan söyleyerek en aptal insanları bile kandıramazsınız. Evrim teorisini çürütmeye çalışan kişiler de bunu yapıyor zaman zaman. İşi derinlemesine bilmeyenler bunları okuyunca bu yüzden kolay bir şekilde bazen kanabiliyor ama unutma şeytan bazen ayrıntıda gizlidir, bazen olayları iyice anlamak için yüzeysel bakmak yetmez, derinlemesine analiz gerekir. Göbeğini kaşıyan adam ve çaylaklar, vb. bunu göremez veya yapamaz çok defa.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne anlatmak istedigimi anlamadigin icin kafani bosuna kapatmisin ERCUMENT.

Belki alintidaki cümlelerden anlarsin...

...anlamazsan iyice acarim.

Yanlış yerden bakıldığı için yanlış yöntemler uyguluyorsunuz.

Birkere düşünelim.

Çok partili parlementer bir sistemdeyiz demi.

Meclisteki çoğunluk bu yasağı istemiyor.

O zaman çelişiyorsun.

Buna karşı ne yapıyorsun askerle, üst bürokratla işi çözmeye çalışıyorsunki

Buda Çok partili parlementer sisteme ters.

Sonra ülke liberalleşmiş.

Yani ülkenin içinde devlet haricinde birsürü sermaye birikimleri oluşmuş.

Devlete göbek bağları yok bunların yada en azından güçleri var.

Hala insanları merkezi bir anlayışla şekillendireceğini sanırsan veya denersen başarısız olursun.

Ayrıca çelişirsin.

En iyi ihtimalle komik ve saçma bir duruma düşersin.

Uluslar arası ticaretlerle uluslar üstü şirketlerle işler yapılıyor artık.

Ve bu ülkenin ticareti, piyasası , pazarı, ilişkileri, alım-satımı uluslar üstü olmuş.

Bak çevrene, kullandığın bilgisayar, gittiğin banka, girdiğin siteler, telefon, ayakkabı, dikişmakinesi.

Hepsi uluslarüstü şirketlerin ticareti.

Bu ilşkiler insanların tüm algısını,düşüncesini değiştiriyor.

Bu durumda insanlar ulusal devletin zorlaması altına girmek istemez,

İnsanlar çok uzaklarla ve farklı ulusların şirketleriyle işbirliğine girdiği için eski ulusal politikalar ve düşünceler ters gelir.

İnsanların değişen yeni düşünceleri,yaptıkları ulusalcı bir kafaya hayinlik gibi gözükür.

Asıl ulusalcılar kendilerini sorgulasın. Uluslararası ilişkilerin olduğu bir dünyada nasıl senin gibi düşünsün insanlar.

Ulusalcıların düşünceleri geçmişin dünyasında oluşmuş.

Marifet insanları eski düşüncelerle değil yeni durumun yeni düşünceleriyle yönetmektir.

Becerebiliyorsan böyle.

Beceremiyorsan başka becerenler bulunur ve bulunuyor.

Beceriksizlik yüzünden dinciler başımıza bela oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bi dönem biskivülerde falan domuz yağı var muhabbeti vardı.

Yani olaya haramdan giriliyordu.

Sonra baktım bu işleri fetullahcılar pompalıyormuş.

ÜLKERE çalışıyorlarmış.

Bir müslüman olarak çok bozulmuştum ozaman.

Çünkü yüce bildiğimiz dinin bu şekilde kullanılması çok ters gelmişti bana.

Zaman ile Taraf hep aynı yerlere saldırıyor.

Biri biraz daha muhafazakar ayaklarla diğeride daha çok liberal muhabbetlerle..

Bunuda gözönünde bulundurmak gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlış yerden bakıldığı için yanlış yöntemler uyguluyorsunuz.

Birkere düşünelim.

Çok partili parlementer bir sistemdeyiz demi.

Meclisteki çoğunluk bu yasağı istemiyor.

O zaman çelişiyorsun.

Buna karşı ne yapıyorsun askerle, üst bürokratla işi çözmeye çalışıyorsunki

Buda Çok partili parlementer sisteme ters.

Sonra ülke liberalleşmiş.

Yani ülkenin içinde devlet haricinde birsürü sermaye birikimleri oluşmuş.

Devlete göbek bağları yok bunların yada en azından güçleri var.

Hala insanları merkezi bir anlayışla şekillendireceğini sanırsan veya denersen başarısız olursun.

Ayrıca çelişirsin.

En iyi ihtimalle komik ve saçma bir duruma düşersin.

Uluslar arası ticaretlerle uluslar üstü şirketlerle işler yapılıyor artık.

Ve bu ülkenin ticareti, piyasası , pazarı, ilişkileri, alım-satımı uluslar üstü olmuş.

Bak çevrene, kullandığın bilgisayar, gittiğin banka, girdiğin siteler, telefon, ayakkabı, dikişmakinesi.

Hepsi uluslarüstü şirketlerin ticareti.

Bu ilşkiler insanların tüm algısını,düşüncesini değiştiriyor.

Bu durumda insanlar ulusal devletin zorlaması altına girmek istemez,

İnsanlar çok uzaklarla ve farklı ulusların şirketleriyle işbirliğine girdiği için eski ulusal politikalar ve düşünceler ters gelir.

İnsanların değişen yeni düşünceleri,yaptıkları ulusalcı bir kafaya hayinlik gibi gözükür.

Asıl ulusalcılar kendilerini sorgulasın. Uluslararası ilişkilerin olduğu bir dünyada nasıl senin gibi düşünsün insanlar.

Ulusalcıların düşünceleri geçmişin dünyasında oluşmuş.

Marifet insanları eski düşüncelerle değil yeni durumun yeni düşünceleriyle yönetmektir.

Becerebiliyorsan böyle.

Beceremiyorsan başka becerenler bulunur ve bulunuyor.

Beceriksizlik yüzünden dinciler başımıza bela oluyor.

Yanlis yöntemleri savunmuyorum...Meclisteki 550 kisi dogrulari konusmaya cesaret edemediklerinden dinci takimina yaglaniyorlar.Yas pastanin en büyük ve kremali dilimini kimler olusturuyorlar? Yaptiklari mücadeleler ne icin saniyorsunuz? Türban serbest olduktan sonra göreceksiniz neler olacagini.

Yirmibes milyon insanin inanclari ile dalga gecip yasaklayan zihniyete, diger insanlara esit özgürlukleri tanimayana, sindirmeye calisana su yok...Benim yasam anlayisim bu.

Alevi inancli bir anne cocugunun zorunlu din dersi almamasi icin acmis oldugu dava bes sene sürmüs ve cocukla annesinin baslarina bir sürü olaylar gelmis.Dava basvurusunu kabul ettirene kadar neler yasamislar.Davayi kazandiklari halde müfredat yeterli olmadigi icin cocuk din dersine girmek zorundaymis.

Bu zihniyetin özgürlügünü mü savunuyorsunuz?Neden?

Daha cok sindirilip rencide olabilmek icin mi?

Ayrica bu konuda yazdigim düsüncelerimi okumadigini algiladim.Ulusalci, minci, fincanci, izmci, partici filan degilim...Sadece yurdumu seviyorum.

Bildigim icinde yasadigim bir sistemden bahsediyorum.Bu sistem merkezci anlayis degildir ve yerel yönetimler güclüdürler.Yurt disina cikan yazar cizer liboslar cok iyi bilirler sistemin nasil oldugunu fakat yazmak/anlatmak islerine gelmez.

Benimle bu konuda uzlasmaniz cok zor diye düsünüyorum.Ben özgürlügün ve esitligin ne demek oldugunu cok iyi biliyorum, öyle yasiyorum...Türkiye'de yasayip senin düsüncende olanlar bilmiyorlar.

Aramizda ki fark bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türban sorunu denilen yapay problem üzerinde artık daha fazla konuşmanın yararı yok.

Milyonlarca Alevi ve dinsiz çocuğun zorla din dersine sokulduğu bir ülkede bu saçmalık üzerinde çene yormak da neyin nesidir ki?

Her allahın günü daha fazla soyuluyoruz; üzerimizdeki baskı her geçen gün biraz daha artıyor.

Ülke karanlığa gömülüyor.

Bırakın artık şu türbanı mürbanı da can alıcı sorunları konuşalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yanlis yöntemleri savunmuyorum...Meclisteki 550 kisi dogrulari konusmaya cesaret edemediklerinden dinci takimina yaglaniyorlar.Yas pastanin en büyük ve kremali dilimini kimler olusturuyorlar? Yaptiklari mücadeleler ne icin saniyorsunuz? Türban serbest olduktan sonra göreceksiniz neler olacagini.

Yirmibes milyon insanin inanclari ile dalga gecip yasaklayan zihniyete, diger insanlara esit özgürlukleri tanimayana, sindirmeye calisana su yok...Benim yasam anlayisim bu.

Alevi inancli bir anne cocugunun zorunlu din dersi almamasi icin acmis oldugu dava bes sene sürmüs ve cocukla annesinin baslarina bir sürü olaylar gelmis.Dava basvurusunu kabul ettirene kadar neler yasamislar.Davayi kazandiklari halde müfredat yeterli olmadigi icin cocuk din dersine girmek zorundaymis.

Bu zihniyetin özgürlügünü mü savunuyorsunuz?Neden?

Daha cok sindirilip rencide olabilmek icin mi?

Ayrica bu konuda yazdigim düsüncelerimi okumadigini algiladim.Ulusalci, minci, fincanci, izmci, partici filan degilim...Sadece yurdumu seviyorum.

Bildigim icinde yasadigim bir sistemden bahsediyorum.Bu sistem merkezci anlayis degildir ve yerel yönetimler güclüdürler.Yurt disina cikan yazar cizer liboslar cok iyi bilirler sistemin nasil oldugunu fakat yazmak/anlatmak islerine gelmez.

Benimle bu konuda uzlasmaniz cok zor diye düsünüyorum.Ben özgürlügün ve esitligin ne demek oldugunu cok iyi biliyorum, öyle yasiyorum...Türkiye'de yasayip senin düsüncende olanlar bilmiyorlar.

Aramizda ki fark bu.

Demek milletvekilleri dincilere yağcılık yapıyor. Milletvekillerinin kendileri dinci zaten. Bu halk dincileri seçiyor. Ayrıca dinciler örgütlü, etkili, parayıda buldular, laiklerdende vizyonları ve hayalleri daha geniş, daha başarılılar.

Ayrıca türban üzerinden mücadeleyi yapanların bilinçaltı sakat geliyor bana.

Yapılan savaş kadın üzerinden namus meselesine dönüştürülüyor.

Bu meseleden binlerce kat büyük sakıncalı işler oluyor. İnsanlar hala türbanla herşeyin değişeceğini düşünüyor. İlginç..

Benim amacım dincilere özgürlük falan değil.

Amacım, bu işlerden laikler en az nasıl zarar görürler. Nasıl etkilenmezler, madur olmazlar. Hatta belkide nasıl kara dönüştürülür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bana martaval okumayin!Yurt disinda yasiyorum fakat Türkiye'nin durumunu cok iyi biliyorum.Düsüncelerinizi özgürce yazdiginiz ateist forumlarin devlet ile ne kadar problemleri oldugunu biliyor musunuz? Youtube ve her istedigi siteye dahi giremez, türbana özgürlügü savunur andavalli...

İyice saçmalamışsın!Söylediklerinde mantık yok!!!Hiç bir şey bilmiyorsun!

Ateistler icin inanclarin hepsi aynidir.Fakat Türkiye'de hanefi mezhebinin herkese dayatilmasi söz konusu oldugu icin, onlarin inanclari ile ugrasmaktayiz.

Hanefi mezhebinin herkese dayatılması diye bir şey yoktur!

Kimlerin inançlarıyla uğraşıyorsunuz?

Yahu yirmibes milyon Alevi yurttasimizin inanclari asagilanmakta,kendi paralariyla yapacaklari cem evlerine devlet tarafindan yer verilmemekte...Gidin arastirin bu konuyu bakalim altindan ne cikacak?

Uydurma!O kadar alevi yok!

Alevi yuttaşların inançları aşağılanmıyor!

İsteyen cem evini yapıyor!

Dinsiz ailelerin cocuklarina zorla din dersleri dayatilmakta...Dogan her cocugun kimligine haşırt "islam" mühürü vurulmakta...

Yine uyduruyorsun!

Zorla dayatma diye bir şey yok!

Müslüman olmayan ailelerin çocukları din dersinden muaf tutulmaktadır!

Dogan her cocugun kimligine haşırt "islam" mühürü vurulmakta iddiası hayal ürünüdür!Müslüman olanlara İslam mührü vuruluyor!

Sanal forumlara hapsedilmis canli hayatta bir müslüman kadar özgürlükleri bulunmayan fakat yana döne ateistlikten dem vuranlarin beyinlerine limon suyu sıkmak gerekiyor...

Kendini kandırıyorsun!Söylediklerin gerçek dışı!

Kardesim bana yasama hakki tanimayana ben hic tanimam...Önce esitlik!Siz nasil ateistiniz, insani cildirtirsiniz...

...Dinciler tarafindan ezilmeyi, hor görülmeyi kabul eden, özgürlügü olmayan ateist mi olur!

Hayal ürünü düşünceleri bırak!

Olursa dallama yavsak düsünceli ateist olur, uyduruk siyasi simgeyi, türbana özgürlügü savunur!

Hakaret etmeyi bırak!

O siyasi simge değil sen siyasi simge yapmaya çalışıyorsun!

Türbana özgürlüğü savunabilir o.Sana ne oluyor?!!!

"Tamam türban üniversitelerde serbest olsun fakat önce diyanetin kicina tekmeyi vurun hepimiz esit hak ve özgürlüklere sahip olalim" cümlesini neden kimse ifade etmiyor...Macaniz mi yemiyor?

Çok ayıp!Neden düzgün konuşamıyorsun?

Türkiye müslüman bir ülke.Elbetteki Diyanet olacaktır!

Bireylerin hak ve özgürlüklerinin iyilestirmeleri icin mücadele edilir, gerekirse bu ugurda her sey göze alinir... Mustafa Kemal gibi birisinin daha cikip altin tepsi icinde hak ve özgürlüklerin sunulacagini mi saniyorsunuz?

Diyaneti Atatürk kurmuştur!Hatırlatırım!

Üniversiteler ibadethaneler degildir...Bu gün türbani dayatan, yarin üniversitenin icine mesciti dayatacaktir. Bu pislik zihniyetin nasil bir sürecten geldigini cok iyi biliyorum...

Üniversiteler ibadethane olmadığı için kılık kıyafetin,türbanın serbest kalması gerekiyor.

Tek tip giyinme ibadethanelerde olabilir!

Dayatma diye bir şey yoktur.Türban yani başörtü bir haktır!

Mescit zaten var!Bir çok üniversitede var.Zaten mescit olması gereken bir şey!

Cümlenin sonunda yine hakaret etmişsin!Bu çağ dışı zihniyeti bırak!

Türbani üniversiteye degil, türbani uyduran ve savunan erkeklerin kiclarina sokulmali...bunun mücadelesi verilmelidir.

Sen terbiyesizliği iyice ele almışsın!

Türban elbetteki savunulur!İnsani bir haktır!

tarihinde dedektifbelissa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyle birşey olmazda hadi olduğunu varsayalım.:)

Neden korkuyorsun.? Alt tarafı bir elbise parçası değil mi? Onlar seni değiştirip imana mı getirecek?

Atatürk'te yeri gelince uygun olanı yapmaya gocunmamıştı.

bizde gocunmamalıyız.

Sevgili BAAL,

Bakış açında ciddi sorunlar göze çarpıyor. Öncelikle, türban bir kere başa geçince oradan bir daha çıkmaz bunu unutma. Yani sen, önce takalım, sonra şartlar lehimize dönünce çıkarıp atarız, ne olacak sanki bir bez parçası bu sonuçta diyerek, mücadeleyi en başından yitirdiğinin bile farkında olmayarak gülünç bir taktik öneriyorsun farkında olmadan. Evet haklısın, siyasetçi olmak gerek; siyaseti iyi kullanamamanın acı diyetini ödedik yıllardır. Hatta denebilir ki sosyal demokrasiyi temsil eden basiretsiz ve ufuksuz liderlerin bedelini ödedik, ödüyoruz. Elbette taktik ve siyaset biliminden had safhada yararlanmak şattır. Ama, bu, kazanılmış hakların gaspına sessiz kalmayı önermek gibi bir çılgınlığı onaylamak anlamına gelemez. Kazanılmış bir cephe, savaşmadan düşmana teslim edilmez.

Atatürk'ün tutumu hakkında da yanılıyorsun. Daha cumhuriyet kurulmadan önce bile meclisin imam tarafından açılmasına karşı çıkmış bir Atatürk'le bu türban geri adımının bağdaşması söz konusu bile olamaz. Kaldı ki, O, şeriatı içerden yıkmıştır. Bizim mücadele olanaklarımızın hiçbirine sahip olmadan... Yolunu kendi başına açarak, tırnaklarıyla kazıyarak...

Atatürk devenin başını çadırdan içeri asla sokmadı.

Sen ise çadırı deveye teslim etmekten, hatta deve kılığına girmekten söz edebiliyorsun.

Çok ama çok büyük bir yanılgı bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta yazan hanımlara lafım yok ama başlıkta yazan erkeklere iki çift lafım var. Özellikle başörtüsüne karşı çıkan erkeklere. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu'na da gönderme yapayım.

Ört kız başını, ..rospu mu olacaksın diyen yobaz babadan/abiden tek farkınız yok...

Birisi bir hanıma örtünmesi konusunda baskı kuruyor.

Laik olduğunu savunan erkek ise laikliğin göstergesi olarak bir kıyafet unsuru olan başörtüsünü kadına çok görüyor ve bunu takanı gericilikle suçluyor ve ısrarla takmaması gerektiğini, takamayacağını söylüyor.

İşte yukarıdaki dayatmanın aynısıdır bu.

Bunları tartışan egemen erkeklerde kadın ne düşünüyor, gerçekten ne yapmak istiyor diye hiç bu konuya eğilmiyor.

Kadınlarla ilgili bir konuya kadınlara bıraksanız, onlar hallederler zaten en iyi biçimde.

Kılıçdaroğlu'da diyorki:

Tamamen kapatırsa olmaz, ama saçın birazını açıkta bırakan, çenenin altından bağlama modelini benimserse olur.

Olduuuuuuuuuuuuuuu....

Kişilerin giyinme hakları vardır ve bunu istedikleri gibi değerlendirirler.

Sevgili Ercüment en gerçekçi yorumları yapmış, kendisini kutluyorum bu açıdan.

Her tür baskı ve dayatma sonunda şiddeti doğurur ve şiddet kaçınılmazdır.

Bu ülkede çok ama çok uzun yıllardır laiklik altında tek tip sistem, tek tip insan modeli dayatılır. Ama bu dayatmanın önüne laik ön adı getirilince birden özgürlük-demokrasi ve çağdaşlık oluverir.

Peh!!!

Önce içini boşalttığınız laiklik kavramına hakkını verin, sonra gelin laik olmadığını savunduklarınızı eleştirin.

İşin en komik yanıda şudur bence. Ben müslüman bir hanımım ve başörtülü değilim. Bunun nedenlerini din forumundaki başlıklarda zaten detaylıca yazıyorum.

Bu laik!!! ateist arkadaşlar benim benimsediğim bu çağdaş/laik/modern duruş karşısında beni kutlamaları gerekirken, başörtüsü dinin emri, sen müslüman bile değilsin derecelerinde fetvalar vererek Diyanet'in ne kadar gerekli olduğunu yine bize kendileri öğretiyorlar.

Hani başörtüsü laik olmamanın önündeki tek engel idi, ne oldu? Bende başörtüsü yok ama yine laik/çağdaş/modern/özgürlükçü olamıyorum vesselam.

Bir olguyu çıkarınıza her geldiği şekilde evirir çevirirseniz ve bu noktada söylemler üretirseniz herşeyden önce samimiyetsiz bir insan modeli çıkartırsınız ortaya ve insanlar size zerre kadar itimat etmezler.

O yüzden itimat edilecek bir yanınız yoktur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Demek milletvekilleri dincilere yağcılık yapıyor. Milletvekillerinin kendileri dinci zaten. Bu halk dincileri seçiyor. Ayrıca dinciler örgütlü, etkili, parayıda buldular, laiklerdende vizyonları ve hayalleri daha geniş, daha başarılılar.

Ayrıca türban üzerinden mücadeleyi yapanların bilinçaltı sakat geliyor bana.

Yapılan savaş kadın üzerinden namus meselesine dönüştürülüyor.

Bu meseleden binlerce kat büyük sakıncalı işler oluyor. İnsanlar hala türbanla herşeyin değişeceğini düşünüyor. İlginç..

Benim amacım dincilere özgürlük falan değil.

Amacım, bu işlerden laikler en az nasıl zarar görürler. Nasıl etkilenmezler, madur olmazlar. Hatta belkide nasıl kara dönüştürülür.

ERCUMENT,

Türbanin arkasina saklanmis zihniyeti bir türlü anlamiyorsunuz...Yahu "demokrasi ulasilacak nokta icin bir aractir" diyerek, magduru oynayip demokrasiden adim adim faydalanip ülkeyi ne hale getidiklerini görmüyor musunuz?

Egitimin icine ettiler dogmatizm ile doldurdular...Bunlari nasil icinize sindiriyorsunuz ve bu zihniyetin önünün daha cok acilabilmesi icin nasil manipüle olabiliyorsunuz?

Kisitli haklarini özgürlüklerinizi dile getirmeyen seslerini cikartamayan insanlar, ülkeyi karanliklara dogru sürükleyen, gücü elinde bulunduran zihniyetin daha cok özgürlükler elde etmesini, daha cok semirilip güclenmesinin savunulmasini anlayamiyorum.

Allaha inanan fizik, biyoloji profesörü mü olur?Yapmayin lütfen...Türkiye Islam Hurma Cumhuriyeti oldu haberiniz yok...Hala horul horul uyuyorsunuz.

Türbani savunana kadar gercek laik yönetimi neden savunmuyorsunuz?Türkiye'nin bütün sorunlarin önünde dag gibi duran engeli kaldirin ortadan, kim ne giyerse giysin, neye inanirsa inansin.

Dincilerin kafalarini kasimak icin yalakalanmayi birakin da, kendi kafalarinizi kasiyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Belkide rakip et firmasını destekliyorlardır. Çünkü Ahmet Altan o yazısında Maret diye marka ismi veriyor.

Mesele sadece Maret meselesi değil, birçok firma hakkındaydı o haber, ilgili bakanlığın araştırmasında da haberin doğru olduğu ortaya çıktı. Numuneler alındı, bakteriler bulundu, halk olan bitenden haberdar oldu.

Hangi rakip firmayı destekliyor olabilir ki Altan? Öyle de olabilir, böyle de olabilir diye yüz çeşit komplo teorisi yazılabilir elbette de var mı bu iddianıza işaret eden bir şey?

Büyük şirketleri tam olarak karşılarına aldıklarını nereden biliyorsun? Amaç gerçekten o mu yoksa başka bir şey mi bunu zaman gösterecek. Örneğin istenilen gıda ile ilgili bazı yasaların değişmesi ve aslında tam büyük şirketlerin istediği türden düzenlemesinin yapılmasını savunmakta olabilir. Yani sağ gösterip sol vurmak diyoruz buna.

Bu iddialarının herhangi bir dayanak noktası var mı acaba? Mantıksal olarak imkânlı olan her şeyi ciddiye alacak hâlimiz yok neticede.

Büyük şirket falan diyorsun ama Taraf TÜSİAD'a da geçiriyor habire, onu hangi komplo teorisi ile açıklayacaksın?

Bu arada bugün okulda 3 tane falan türbanlı gördüm; laiklik elden gitti, şeriat da geldi galiba :D

tarihinde @stur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

TÜRBANLI NEREDE DAHA ÖZGÜR?

Ortaköy’de gezerken mi? Sultanbeyli’de turlarken mi? İzmir’de yaşıtlarıyla şen şakrak sohbet ederken mi?

Bitlis’te yaşıtlarıyla laflarken mi?

Nerede?

Kilit soru budur..

Türbanlı kız nerede yaşamaktan daha mutludur..

Kendini nerede daha çok özgür hisseder..

* * *

Kot pantolonuyla türbanını bütünleştiren, başı açık arkadaşlarından geri kalmayan, onlar kadar sosyal hayata giren, girmesi istenen, girdiği için örnek gösterilen, türbanın modern mahrem olduğunu ispatlayan genç kız, neden koşa koşa ‘kendinden korktuğu’ iddia edilen insanların yaşadığı yerlere gider..

Oralarda vakit geçirmeyi tercih eder?

Neden?

Sevgilisiyle yan yana yürüyebilmek..

El ele tutuşmak..

Birlikte sinemaya gitmek, yemek yemek, bir kafede oturup sohbet etmek için..

Neden hayırcıların yoğun olduğu bölgeleri seçer..

* * *

Oysa siyasi analizcilere (!) göre; evet oyları daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha çok hoşgörü talebidir..

O zaman evetlerin yoğun olduğu bölgeler de özgürlükçü bölgelerdir!..

Hayır oyları, statükodur, faşist eğilimin ifadesidir, değişime sırtını dönmektir, dünyaya gözünü kapatmaktır..

Bu duruma göre, hayır oylarının yoğun olduğu yerler de tutucuların yaşadığı yerlerdir..

* * *

Hal böyleyse türbanlı genç kız neden Bağcılar’da eğlenmiyor da, koşa koşa Yeşilköy’e gidiyor..

Orada yaşayanlar..

Türbana karşı olan, türbanlıdan nefret eden, öcü görmüş gibi bakan, insanların kılık kıyafetine karışan, demokrasi karşıtı, hoşgörüden nasibini almamış insanlar değil mi?

Evet..

Evetse türbanlı genç kız yaşıtlarıyla Yeşilköy sahillerinde kahkaha atıyor..

Etiler’deki kafelerde sigarasını tüttürüyor..

Maçka parkında sevgilisiyle el ele yürüyor..

Beşiktaş’ta diz dize sohbet ediyor da..

Bunların hiçbirini neden ‘evet’lerin çok yoğun çıktığı yerlerde yapamıyor..

Neden başı önde, hızlı adımlarla evine gidiyor..

* * *

42’lerin yaşadığı yerlerle, 58’lerin yaşadığı yerleri anlamaya çalışırken işe buradan başlayalım..

Tam bu sorudan!..

Ne dersiniz?

Mehmet Tezkan...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astur, üniversiteler kıyafetlere yasak getirilecek yerler değildir, bu konuda bende yasağa karşıyım. Ama Türkiye'nin şu anki gidişi hiç iyi değil, bunu nasıl göremiyorsunuz anlamıyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astur, üniversiteler kıyafetlere yasak getirilecek yerler değildir, bu konuda bende yasağa karşıyım. Ama Türkiye'nin şu anki gidişi hiç iyi değil, bunu nasıl göremiyorsunuz anlamıyorum

Ben şahsen birkaç önemli alanda oldukça olumlu gelişmeler görüyorum. Ekonomi eskisine göre çok daha sağlam ve stabil, gelecekte epeyce ekonomik büyüme bekleniyor; Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununun çözülme ihtimâli şu anda belki de hiç olmadığı kadar yüksek, askeri vesayet çok büyük oranda kırılmış durumda vs.

Basın ve ifade özgürlüğü gibi birkaç alanda ise olumsuz şeyler yaşanıyor, bunlardan elbette rahatsızım, ama Türkiye bu konularda hiçbir zaman iyi olmadı, ülkenin insan hakları sicili falan malum. Karakolda işkence gibi rezaletlerin önünün alınması falan iyi, ama Ergenekon gibi davalardaki hukuk rezaletleri kötü.

Ülkenin iyiye gittiği, yerinde saydığı, ve de gerilediği alanlar var. "Overall"da iyiye gidiliyor gibime geliyor ama.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta yazan hanımlara lafım yok ama başlıkta yazan erkeklere iki çift lafım var. Özellikle başörtüsüne karşı çıkan erkeklere. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu'na da gönderme yapayım.

Ört kız başını, ..rospu mu olacaksın diyen yobaz babadan/abiden tek farkınız yok...

Birisi bir hanıma örtünmesi konusunda baskı kuruyor.

Laik olduğunu savunan erkek ise laikliğin göstergesi olarak bir kıyafet unsuru olan başörtüsünü kadına çok görüyor ve bunu takanı gericilikle suçluyor ve ısrarla takmaması gerektiğini, takamayacağını söylüyor.

İşte yukarıdaki dayatmanın aynısıdır bu.

Böyle birşeyi kimse söylemiyor.İsteyen istediği gibi giyinir buna kimse karışmıyor ki.Çok büyük yanılgı içersindesiniz.Sadece her devletin kılık-kıyafet yönetmeliği vardır.Bu bağlamda bizim de kanunlarımızda türban kamusal alanda yasaktır.Kimse sokakta ki insana karışmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle birşeyi kimse söylemiyor.İsteyen istediği gibi giyinir buna kimse karışmıyor ki.Çok büyük yanılgı içersindesiniz.Sadece her devletin kılık-kıyafet yönetmeliği vardır.Bu bağlamda bizim de kanunlarımızda türban kamusal alanda yasaktır.Kimse sokakta ki insana karışmıyor.

Zaten bende bunu anlamıyorum ki, kamusal alan nedir? Nereler kamusal alandır. Nereler değildir. C.başkanının eşi türbanlı. Çankaya köşkünde yaşıyor. Orası kamusal alan sayılır mı? Benim anlamadığım şudur. Nerenin kamusal alan olduğu ve neresinin olmadığı belli değildir. Kişinin yorumuna kalmış birşeydir. Ör: Meclis kamusal alandır ama Çankaya Köşkü değildir. Bunu açıklayabilecek bir arkadaş var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...