Jump to content

Ateizm ve Ahlak-2


Recommended Posts

Ateizm ve Ahlak başlığını burada tartışmaya devam edebilirsiniz.

Bu konu ile ciddi bir şekilde ilgilenmek istemedim ama, artık dayanmam imkansız.

Burada Alchindus'un ahlakı tartışılmıyor.

Ateistlerin ahlakı tartışılıyor.

Alchindus'un bütün ahlaksal değerlerini bir araya getirseniz, toplu iğnenin başını geçmez.

Garibanın bütün ahlaksal değerleri Kur'an ve Sünnet'le sınırlı.

Bunu kendisi birkaç kere itiraf ve kabul etti.

Daha nesini tartışıyorsunuz.... Adamı rahat bırakın.

Kendi ahlak ve etiksel değerlerinizi savunun.

Bu konuyu ben yıllar önce tartışmaya açtığım zaman, şimdi aramızda olmayan bir sürü liboş ateizmde ahlak yoktur, ateistlerin ahlaksal değerleri yoktur şekinde uzun yorumlar yaptılar.

Ben etik ateizmi onlara karşı savundum ve ateistlerde de ahlaksal değerler olmalıdır, aksi takdirde ateistlerin bazı ilkel ahlaksal ilkeler üzerine inşa edilen İslam'ı ve diğer dinleri eleştirmeleri mümkün değildir şeklinde uyarılar yaptım.

Bu uyarıları kimse dikkate almadı ve ateistlerin ahlakının ve etik değerlerinin olmaması gerektiği konusunda ateistlerin çoğu taviz vermedi.

Daha da ilginci, ateistlerin çoğu ahlaksal değerlerinin olmamasını, ateizmin bir dogma olmaması ile açıklamaya çalıştı. Peygamberi, kitabı, akıl vereni ve yol göstereni olmayan ateistlerin İslam'da olduğu gibi, kesin olarak belli bir takım ahlaksal ve etik değerleri olmamasını, onlarda ahlaksal ve etik değerlerin olmadığı şeklinde yorumlamaya çalışıldı.

Ateizmin neden ahlak bazında bir seçenek olduğunu ben uzun uzun ve birkaç kere açıklamaya çalıştım.

Her seferinde bir dirençle karşılaştım.

Konuyu daha fazla dağıtmadan başlığın ana temasına dönelim ve aşağıdaki soruları yanıtlamaya çalışalım.

Bu arada polemik yapmaktan ve sağa sola sataşmaktan da vazgeçelim.

Ateistlerin ahlakının kökeni nedir?

Etik ateizm ne demektir?

Ateistlerde belli bir takım ilkelere ve kurallara uyan ahlaksal değerlerin olmaması ne demektir?

Doğada ahlakın olmadığı gibi, ateizmde de mi ahlak ve etik yoktur?

Müslümanları rahat bırakmanızı tavsiye ediyorum.

Çünkü onların bütün ahlaksal değerleri Kur'an ve sünnetle sınırlıdır.

Onların da ne olduklarını çok iyi biliyoruz.

Bu laflar sizlere ateistler..

Bu sorular da sizlere yönelik..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,1k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

yeni başlık hayırlı uğrurlu olsun...

şimdi...

bir ateiste göre neler iyidir ...

neler kötüdür...

buradan başlayalım isterseniz...

bir de mümkünse neden iyi ve neden kötü olduklarını da öğrenmek isterim...

yani bir şeye iyi derken neden ona iyi derler kötü derken neden ona kötü derler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki bu tartışmaya bende varım..

Kirecin söylediğini ile ilgili şahsi düşüncem sudur ki;

Ateistler için neyin iyi neyin kötü olmadığı ateistin düşünce ve yaşam tarzına göre değişir.bu yüzden ateist için iyi ve kötü tamamen görecelidir..bu onun yaşam görüşüne bağlıdır..

Bu yüzden ateistleri için iyi şeyler ve kötü şeyler gibi bir liste hazırlamak oldukça zor olsa gerek..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ateistler için neyin iyi neyin kötü olmadığı ateistin düşünce ve yaşam tarzına göre değişir.bu yüzden ateist için iyi ve kötü tamamen görecelidir..bu onun yaşam görüşüne bağlıdır..

Doğru, katılıyorum.

Bu yüzden ateistleri için iyi şeyler ve kötü şeyler gibi bir liste hazırlamak oldukça zor olsa gerek..

Böyle bir liste olmaz zaten.

Kimse kalkıp bir liste yapıp da başına "Ateist Prensipleri" yazamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada birbirleri ile ilgili ama aralarında bazı önemli farkların olduğu iki kavramla karşı karşıyayız.

Moral (ahlak) ve etik...

Ateist ahlakını tartışırken bu kavramları karıştırmamak gerekiyor.

Onları karıştırmak çok kolay ve ayırmak biraz da yapay.

Yine de ateizm söz konusu olunca onları ayırmada yarar var.

Diğer konularda moral ve etiği birbirlerinden ayırmaya ben de şahsen karşıyım.

Ama ateizm konusunda onları ayırmanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yeni başlık hayırlı uğrurlu olsun...

şimdi...

bir ateiste göre neler iyidir ...

neler kötüdür...

buradan başlayalım isterseniz...

bir de mümkünse neden iyi ve neden kötü olduklarını da öğrenmek isterim...

yani bir şeye iyi derken neden ona iyi derler kötü derken neden ona kötü derler...

İnsanı büyütüp yücelten işler iyidir.

İnsanın büyüyüp yücelmesine engel olan şeyler kötüdür.

Diye başlayalım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yeni başlık hayırlı uğrurlu olsun...

şimdi...

bir ateiste göre neler iyidir ...

neler kötüdür...

buradan başlayalım isterseniz...

bir de mümkünse neden iyi ve neden kötü olduklarını da öğrenmek isterim...

yani bir şeye iyi derken neden ona iyi derler kötü derken neden ona kötü derler...

Toplumsal olsun yada iki bireyin arasında cereyan eden bir şey olsun ortak çıkarlara himet ediyorsa iyilik diyoruz.

tarihinde Thamate tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar, genel olarak, etik ve ahlakı (morali) değişik anlamlarda kullanırlar.

Etik daha çok insanların profesyonel yaşamlarındaki sorumluluklarını düzenleyen bir dizi kurallar olarak kabul edilir.

Ahlak (moral) terimi ise, sosyal ve özel yaşama şekil veren kurallar dizisi olarak bilinir.

İnsanlar bu değerleri birbirlerinden soyutlama eğilimi gösterirler. Çoğumuza göre profesyonel etik, kişisel ahlaktan farklıdır.

Dolayısıyla, mesleğimizi icra ederken izlediğimiz kuralları, kişisel yaşamımıza uygulamayız.

Kişisel değer yargılarımızı da, profesyonel yaşamımıza yansıtmayız.

Etik ve moral olmak üzere, iki farklı ahlak anlayışı vardır.

Özellikle Türkiye'de bu anlayış şekli çok yaygındır.

Müşteriye her türlü kazığı atmaktan çekinmeyen pazarcılar, esnaf, tüccar ve satıcılar, özel yaşamlarında son derece dindar ve dürüst davranan insanlar olabilmektedirler. Hemen her baş vurandan rüşvet almadan imza atmayan bir müsteşar veya başmüdür, aslında son derece içten ve sevecen bir baba ve sadık bir koca olabilmektedir. Türkiye’deki Profesyonellerin çoğuna göre bu çok normal bir durumdur. Hatta bazıları kendilerini şöyle savunurlar;

"Ben işimde giydiğim şapkayı, evde giymem. Ev için ayrı bir şapkam vardır!"

Bu ifade açıkca insanlardan bir çoğunun iş ve özel yaşamlarında farklı ahlaksal değerlere inandığını göstermektedir.

Bu inanış doğru mudur?

Bu türlü düşünenlerin ihmal ettiği çok önemli bir nokta vardır.

Bu şapkalar aynı kafadaki kelliği kapatacaklardır.

Şapkalar farklı olabilir ama, kafa aynıdır.

İnsanların profesyonel yaşamı, özel yaşamlarının devamıdır veya öyle olmalıdır.

Etik ve moral çoğu kere bir insanın yaşamında birbirlerinden ayrılmaması gereken kavramlardır.

Bu kavramların birbirlerinden ayrıldığı toplumlarda durum nedir?

Ülkemizi ele alalım. Müslüman kökenli Türk ateistleri için ahlak ve etik kavramlarının ne gibi bir anlamı vardır?

Türk ateistlerinin etiğinin ve ahlaklarının kökeni nedir?

Türk ateistleri kendi ahlaksal değerlerini bu kavramları birbirlerinden soyutlamadan mı daha iyi savunurlar, yoksa soyutlayarak mı?

Türk Müslümanları için durumun ne olduğunu biliyoruz.

Onlar bu kavramları birbirlerinden soyutlamada sorun yaşamıyorlar.

Onları istedikleri gibi ayırabiliyorlar.

Zaten bunu İslam emrediyor ve onlara zorda kaldıkları zaman yalan söyleme hakkı bile veriyor.

Türk ateistlerinin de böyle bir politika izlemesinin ne gibi sakıncaları olabilir?

Türk ateistleri etik ve ahlak kavramlarına nasıl yaklaşmalıdırlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Toplumsal olsun yada iki bireyin arasında cereyan eden bir şey olsun ortak çıkarlara himet ediyorsa iyilik diyoruz.

Buna şöyle bir ilavede bulunayım.

Genelde bir insan, fiilinden dolayı rahatsızlık duyuyor, suçluluk duygusuna kapılıyorsa o fiili kötüdür. Yaptığından dolayı kendini iyi hissediyor, bir memnuniyet, mutluluk duyuyor ve moral buluyorsa bu fiili iyidir.

İşte bu rahatsızlıkları ve memnuniyetleri belirleyen toplumun ahlak kuralları, görgü ve ananeleri, töreleri, tabularıdır.

Toplum bunlara toplumsal evrim ve deneyimlerle, din ve mezhep inançlarının şartlarıyla, çağdaşlığın, uygarlığın, modern yaşamın etkileriyle sahip olur. Birey, toplumsal kuralların kimisini kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına aykırı buluyorsa, topluma aykırı düşen fiilinden rahatsızlık duymaz, genel yapıdan soyutlanır ve kendi anlayışında çevre edinir. Ya da aykırı fiillerini gizlemek zorunda kalır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte bu rahatsızlıkları ve memnuniyetleri belirleyen toplumun ahlak kuralları, görgü ve ananeleri, töreleri, tabularıdır.

Toplum bunlara toplumsal evrim ve deneyimlerle, din ve mezhep inançlarının şartlarıyla, çağdaşlığın, uygarlığın, modern yaşamın etkileriyle sahip olur. Birey, toplumsal kuralların kimisini kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına aykırı buluyorsa, topluma aykırı düşen fiilinden rahatsızlık duymaz, genel yapıdan soyutlanır ve kendi anlayışında çevre edinir. Ya da aykırı fiillerini gizlemek zorunda kalır.

"topluma aykırı düşen fiilinden rahatsızlık duymaz, genel yapıdan soyutlanır ve kendi anlayışında çevre edinir"

bunun tartışılması lazım.yani dinin şekil vermediği bir toplum ahlakı yeryüzünde yok gibi

bu tür toplumlardan ateist ahlakı bağımsız olamayı başarabilecek mi başarırsa bu ahlakı neye göre şekillendirecektir.

işte bütün mesele bu

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar, genel olarak, etik ve ahlakı (morali) değişik anlamlarda kullanırlar.

Etik daha çok insanların profesyonel yaşamlarındaki sorumluluklarını düzenleyen bir dizi kurallar olarak kabul edilir.

Ahlak (moral) terimi ise, sosyal ve özel yaşama şekil veren kurallar dizisi olarak bilinir.

İnsanlar bu değerleri birbirlerinden soyutlama eğilimi gösterirler. Çoğumuza göre profesyonel etik, kişisel ahlaktan farklıdır.

Dolayısıyla, mesleğimizi icra ederken izlediğimiz kuralları, kişisel yaşamımıza uygulamayız.

Kişisel değer yargılarımızı da, profesyonel yaşamımıza yansıtmayız.

Etik ve moral olmak üzere, iki farklı ahlak anlayışı vardır.

Özellikle Türkiye'de bu anlayış şekli çok yaygındır.

Müşteriye her türlü kazığı atmaktan çekinmeyen pazarcılar, esnaf, tüccar ve satıcılar, özel yaşamlarında son derece dindar ve dürüst davranan insanlar olabilmektedirler. Hemen her baş vurandan rüşvet almadan imza atmayan bir müsteşar veya başmüdür, aslında son derece içten ve sevecen bir baba ve sadık bir koca olabilmektedir. Türkiye’deki Profesyonellerin çoğuna göre bu çok normal bir durumdur. Hatta bazıları kendilerini şöyle savunurlar;

"Ben işimde giydiğim şapkayı, evde giymem. Ev için ayrı bir şapkam vardır!"

Bu ifade açıkca insanlardan bir çoğunun iş ve özel yaşamlarında farklı ahlaksal değerlere inandığını göstermektedir.

Bu inanış doğru mudur?

Bu türlü düşünenlerin ihmal ettiği çok önemli bir nokta vardır.

Bu şapkalar aynı kafadaki kelliği kapatacaklardır.

Şapkalar farklı olabilir ama, kafa aynıdır.

İnsanların profesyonel yaşamı, özel yaşamlarının devamıdır veya öyle olmalıdır.

Etik ve moral çoğu kere bir insanın yaşamında birbirlerinden ayrılmaması gereken kavramlardır.

Bu kavramların birbirlerinden ayrıldığı toplumlarda durum nedir?

Ülkemizi ele alalım. Müslüman kökenli Türk ateistleri için ahlak ve etik kavramlarının ne gibi bir anlamı vardır?

Türk ateistlerinin etiğinin ve ahlaklarının kökeni nedir?

Türk ateistleri kendi ahlaksal değerlerini bu kavramları birbirlerinden soyutlamadan mı daha iyi savunurlar, yoksa soyutlayarak mı?

Türk Müslümanları için durumun ne olduğunu biliyoruz.

Onlar bu kavramları birbirlerinden soyutlamada sorun yaşamıyorlar.

Onları istedikleri gibi ayırabiliyorlar.

Zaten bunu İslam emrediyor ve onlara zorda kaldıkları zaman yalan söyleme hakkı bile veriyor.

Türk ateistlerinin de böyle bir politika izlemesinin ne gibi sakıncaları olabilir?

Türk ateistleri etik ve ahlak kavramlarına nasıl yaklaşmalıdırlar?

Evdeki ahlak denen şey aslında şu.

Tüm çıkar çatışmalarından kendini soyutlayan bireyin kendisine başkaları tarafından yapılmasını istemediği şeyler.

Yalan söylenmemeli diyen adam. Bana yalan söylenmemesini istiyorum ..

Bana zarar verilmemesini istiyorum.

Hayatıma saygı duyulmasını istiyorum.

Gerektiğinde bana yardım edilmesini istiyorum.

Bana haksızlık yapılmamasını istiyorum..

Gibi, insanın kendisine yapılmamasını istediği bunları talep edebilmesi içinde kendininde başkalarına yapması yada yapmaması gerektiğini düşündüğü davranışları sıralar..

Bence bunların hiçbir değeri yok.

Önemli olan insanlarla somut ilişkiler esnasında ayrıca çıkar ve menfaat elde edimleri sırasında insanın ne gibi davranışlara girdiğidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki bu tartışmaya bende varım..

Kirecin söylediğini ile ilgili şahsi düşüncem sudur ki;

Ateistler için neyin iyi neyin kötü olmadığı ateistin düşünce ve yaşam tarzına göre değişir.bu yüzden ateist için iyi ve kötü tamamen görecelidir..bu onun yaşam görüşüne bağlıdır..

Bu yüzden ateistleri için iyi şeyler ve kötü şeyler gibi bir liste hazırlamak oldukça zor olsa gerek..

Aman İllegal ya, bize iyiliği kötülüğü siz mi öğreteceksiniz? Sizin inancınıza göre domuz yemek kötülük namaz kılmak iyilik, ne alakası varsa <_<

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evdeki ahlak denen şey aslında şu.

Tüm çıkar çatışmalarından kendini soyutlayan bireyin kendisine başkaları tarafından yapılmasını istemediği şeyler.

Yalan söylenmemeli diyen adam. Bana yalan söylenmemesini istiyorum ..

Bana zarar verilmemesini istiyorum.

Hayatıma saygı duyulmasını istiyorum.

Gerektiğinde bana yardım edilmesini istiyorum.

Bana haksızlık yapılmamasını istiyorum..

Gibi, insanın kendisine yapılmamasını istediği bunları talep edebilmesi içinde kendininde başkalarına yapması yada yapmaması gerektiğini düşündüğü davranışları sıralar..

Bence bunların hiçbir değeri yok.

Önemli olan insanlarla somut ilişkiler esnasında ayrıca çıkar ve menfaat elde edimleri sırasında insanın ne gibi davranışlara girdiğidir.

İnsanlardan bazı beklentileriniz var ama...

Size yapılmasını ve yapılmamasını istediğiniz şeyler ahlakla direkt ilgili değil ama ondan da tümüyle bağımsız değil.

Ateist onları nasıl formüle edecek?

Sorun budur?

Dinler için bu çok kolay. İslam için daha da kolay. Çünkü Kur'an ve sünnette açık ve net olarak formüle edilmiş onlar.

Ateistlerin böyle bir lüksü yok.

Eğer bir insan kendinin İslam ahlakını izlediğini söylüyorsa, o ahlakın kökeni belli...

Ve bir ateist İslam ahlakını eleştiriyorsa, savunduğu ahlakın ne olmadığı belli..

Savunduğu ahlaksal değerlerinin ne olmadığı bilinen bir insanda ahlakın kökeni ve doğası nedir?

İnsanların birbirleri ile somut ilişkiler kurarkan izlemeleri gereken davranış biçimleri onun ahlakını yansıtıyorsa, onları nasıl tanımlıyorsunuz? Ve onların kökeni nedir?

Burada bunları tartışıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
"topluma aykırı düşen fiilinden rahatsızlık duymaz, genel yapıdan soyutlanır ve kendi anlayışında çevre edinir"

bunun tartışılması lazım.yani dinin şekil vermediği bir toplum ahlakı yeryüzünde yok gibi

bu tür toplumlardan ateist ahlakı bağımsız olamayı başarabilecek mi başarırsa bu ahlakı neye göre şekillendirecektir.

işte bütün mesele bu

Ateist ahlak diye birşey yok. Toplumun ve bireylerin ahlakı var.

Toplumların ahlakını ise şekillendiren din değil sadece.

Bu ancak sürekli teokrasi ile yönetilen ülkeler için geçerli olabilir ki yok sayılacak kadar azdır.

Örneğin ülkemizi ele alalım. Toplumun ahlaki yapısını sadece İslam mı şekillendirmiştir?

Öyle olsaydı, Milli Görüşçü MSP'nin baş sloganı "Önce Ahlak" olmazdı.

Demek ki 1000 yıldır İslam'ın olduğu topraklarda İslam ahlakı egemen olamamış.

Ahlak kuralları sadece cinsel konular değil. Tüm adetler de bunun içine girer.

"Hastayım" diyene "geçmiş olsun" demek ya da dememek gibi.

Bu bütünüyle ele alındığında Karadeniz'in kuralları Ege'den, Akdeniz'in kuralları Doğu Anadolu'dan farklılık arzedebiliyor. Ve bunların çoğu İslam'la ilgisi olmayan adetler.

Örneğin göz seyirmesine, kulak çınlamasına, avuç kaşınmasına verilen anlamlar gibi.

Kötü birşeyden bahsedildiğinde tahtaya vurmak, su içerken elini başına götürmek, dilek tutup çaput bağlamak, kurban kanını alnına sürmek, eline kına yakmak, nazar boncuğu takmak, nazarlanana kurşun dökmek, taşların uğuruna inanmak toplumda yaygın olan ama İslam'da olmayan konulardır.

Tersine İslam'da olan kurallara ise toplumun genelinde pek rastlanmaz.

Kur'an'da belirtilmesine rağmen kadınlarla perde arkasından konuşmak yani haremlik selamlık uygulaması çok seyrektir.

Yine Kur'an'a rağmen içki kullanımı çok yaygındır. Hatta öyle ki en dindar il sayılan Konya, içki tüketiminde birinci sıradadır.

Ve yine İslam'da sünnet olarak görülüp sadece cemaat mensuplarında görülen giyim ve davranışlara toplumun geneli uymaz.

İslam'ın Anadolu toplumunun geneline kazandırabildiği kural sayısı bir elin parmakları kadar azdır.

Büyük çoğunluğu Şaman adetleridir. Şamanizmin de din olduğu tartışmalıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ahlak bazında İslam, ateizmin de kendinin de referans noktalarını saptar.

İslam savlarını savunurken kendine göre bir takım ahlaksal kavramlar oluşturur.

İlkelerini ve değerlerini ahlaki bir zemine oturtur. Her din yapar bunu.

Bu ne demektir?

Bu şu demektir!

O zeminde oluşacak bütün değişiklikler ahlak bazında olacaktır.

Eğer ateizm İslam’ın ahlaksal kuralları üzerinde kurduğu o zemindeki değişiklikleri simgeliyorsa, ateizm İslam’ın karşısına doğrudan doğruya ahlaksal bir seçenek olarak dikilecektir.

Burada anlaşılmayacak bir durum yok.

İslam’ın ahlaksal değerleri ne olursa olsun, ateizmin ahlaksal bir seçenek olması keyfiyeti hiç bir şekilde değişmez.

Biz burada ahlak kavramında karşılaşılan farklılıklar, varyasyonlar, yorumlar ve hoşgörülerden bahsediyoruz.

Eğer İslam’da onların yeri varsa, ateizmde de yeri vardır.

Dinsizlik ve ateistlik ahlaksızlık mıdır?

Dinsiz ve ateist olan bir insan aynı zamanda ahlaksız da olabilir.

Ama dine ve Allah’a inanmamak tek başına ahlaksızlık nedeni olamaz.

Toplumun yasalarına ve kurallarına uyan her insan, ister dindar olsun ister ateist, ahlaksız değildir.

Ülkemizde farklı ahlaksal değerlere inananlar birbirlerine ahlaksız diyemezler.

Ama onlardan biri Afganistan, İran veya Suudi Arabistan’da yaşıyorsa, diğerleri tarafından ahlaksız olarak nitelendirilip cezalandırılabilirler.

Onların arasında ateistler de vardır. Çünkü o toplumların değer yargıları ateizme izin vermemektedir.

Ülkemizde halkımızın değer yargıları İslam tarafından saptandığı halde, medeni kanunların İslam kanunlarına olan üstünlüğü, ateizmin ahlaksızlık olmasını önlemektedir.

Çağdaş ülkelerde ahlaksal bir seçenek olan ateizm kötü ahlakı simgelemez.

Bunun tersini düşünelim.

Aşırı dinciliği ahlak bazında değerlendirelim. Aşırı dincilik ahlaksızlık mıdır?

Evet.. Eğer bünyesinde dini zorlama da varsa, kelimenin tam anlamı ile ahlaksızlıktır.

Ramazan’da komşuyu oruç tutmadığı için eleştirmek, camiye gitmeyeni kınamak, medeni ve laik bir ülkede açıkça ahlaksızlıktır.

Bosna ve Deprem paralarını çalanlar, Deniz Feneri sahtekarlığını yapanlar ahlaksız mıdırlar?

Elbette ahlaksızdırlar. Ayrıca kanun önünde adi bir suçuludurlar da..

Hiç kuşkusuz ateizm ahlaksal bir seçenektir.

Çünkü ahlak kavramı karşı olduğu teizmin en temel ilkesidir.

Bu durum açıça teizme karşı olan ateizmi ahlaksal bir seçenek yapar.

Ateizm ahlaksal bir seçenektir.

Peki ateist ahlakının kökeni ve doğası nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateist ahlak diye birşey yok. Toplumun ve bireylerin ahlakı var.

Toplumların ahlakını ise şekillendiren din değil sadece.

Bu

ee o zaman neyi tartışıyorsunuz.

her konuda olduğu gibi bu konuda da ateizm hiç bir şey üretmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmin bir şeyler üretmesi mi gerekiyor?

İslam gibi efsaneler ve yalanlar üreteceğine, hiç bir şey üretmemesi daha yararlı değil mi?

Kaldı ki ateizm İslam'ın ürettiği yalanlarla mücadele ediyor.

Tek başına bile bu çok önemli bir şeyler ürtemesi demek değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ateizmin bir şeyler üretmesi mi gerekiyor?

İslam gibi efsaneler ve yalanlar üreteceğine, hiç bir şey üretmemesi daha yararlı değil mi?

Kaldı ki ateizm İslam'ın ürettiği yalanlarla mücadele ediyor.

Tek başına bile bu çok önemli bir şeyler ürtemesi demek değil mi?

Şimdi hayatınıza yön veren ateizmin hiç bir şey üretmemesi sizin açınızdan mantıklı ise bence sorun yok.ben benimsediğim değerlerin üretken olmasına bakarım.kısır hiç bir şey üretmeyen sadece inkar eden bir düşünce ile hayatına yön vermeye çalışanlara da sadece acırım

şimdi bir ateist ateizm dışında nelere muhtaç

Ahlak-(yok olduğunu siz söylediniz)

İktisadi düzen:(sosyalizm yada kapitalizm kalıbından birine girmek zorunda)

Hukuk:Varolan hukuk anlayışına angaje olmak zorunda çünkü bir ateizm hukuku yok :)

eee bir ateistin yaşamında ateizm ne kadar var görüldüğü gibi hiç sadece

inkar

bir gün gelecek kendinizi de inkar edeceksiniz

tarihinde muslumangenc tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinler toplumların ahlaksal değerlerinden büyük ölçüde sorumlu olan sosyal kurumlardır.

Bunu kabul etmemek mümkün değil.

Toplumda oluşan bu ahlaksal değerler ayrıca ateistlerin de ahlakına şekil vereceklerdir.

Müslüman ülke ateistlerinin ahlaksal değer yargıları, o ülkede yaşayan Müslümanların ahlaksal değer yargılarından farklı değildir.

Bunu her ateist kendi yaşamından bilir.

Toplumun normlarının dışına çıkmak çok zordur. Onları beğenmeseniz bile dışına çıkmanız mümkün değildir.

Örneğin ramazanda bir lokantada öğle yemeğinde kafayı çekemez ve sokakta nara atamazsınız.

Bunun ahlaksızlık olduğunu siz de bilirsiniz. Çünkü bir yerde ahlaksızlık toplumun değer normlarına saygısız davranmak olarak da tanımlanabilir.

Bunlara benzer daha başka yüzlerce ahlaksal kurallar vardır. Onların hemen hepsi İslam kaynaklıdır.

Ve siz normal yaşamızda onların hepsine uymakla yükümlüsünüz.

Bu nedenlerden dolayı diyebiliriz ki ülkemizde ateistlerin ahlaksal kaynağı da İslamdır.

Peki bu durumda kendi ahlaksal değer yargılarının çoğunu İslam'dan alan ateistler, nasıl oluyor da bir yerde onları reddedebiliyor ve farklı ahlaksal değerlere sahip olabiliyorlar. Madem ateist ahlakı diye bir ahlak yok, İslam ahlakını reddeden ateistler ondan boşalan yeri nasıl bir ahlakla dolduruyorlar? O ahlakın kökeni nedir?

Bu başlık altında ben o ahlakın kökenine değineceğim.

O ahlakın kökeni İslam dini değilse nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dinler toplumların ahlaksal değerlerinden büyük ölçüde sorumlu olan sosyal kurumlardır.

Bunu kabul etmemek mümkün değil.

Toplumda oluşan bu ahlaksal değerler ayrıca ateistlerin de ahlakına şekil vereceklerdir.

Müslüman ülke ateistlerinin ahlaksal değer yargıları, o ülkede yaşayan Müslümanların ahlaksal değer yargılarından farklı değildir.

Bunu her ateist kendi yaşamından bilir.

Toplumun normlarının dışına çıkmak çok zordur. Onları beğenmeseniz bile dışına çıkmanız mümkün değildir.

Örneğin ramazanda bir lokantada öğle yemeğinde kafayı çekemez ve sokakta nara atamazsınız.

Bunun ahlaksızlık olduğunu siz de bilirsiniz. Çünkü bir yerde ahlaksızlık toplumun değer normlarına saygısız davranmak olarak da tanımlanabilir.

Bunlara benzer daha başka yüzlerce ahlaksal kurallar vardır. Onların hemen hepsi İslam kaynaklıdır.

Ve siz normal yaşamızda onların hepsine uymakla yükümlüsünüz.

Bu nedenlerden dolayı diyebiliriz ki ülkemizde ateistlerin ahlaksal kaynağı da İslamdır.

Peki bu durumda kendi ahlaksal değer yargılarının çoğunu İslam'dan alan ateistler, nasıl oluyor da bir yerde onları reddedebiliyor ve farklı ahlaksal değerlere sahip olabiliyorlar. Madem ateist ahlakı diye bir ahlak yok, İslam ahlakını reddeden ateistler ondan boşalan yeri nasıl bir ahlakla dolduruyorlar? O ahlakın kökeni nedir?

Bu başlık altında ben o ahlakın kökenine değineceğim.

O ahlakın kökeni İslam dini değilse nedir?

güzel itiraf

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...