Jump to content

Ateizm ve Ahlak-2


Recommended Posts

Jadi yalan senin mayanda var bizde yok !

Sizin bütün hayatınız yalan kardeşim. Burada müslümanların bu güne kadar göz göre göre söylediği tescilli yalanları yazsak iki sayfalık başlık olur. Siz yalancısınız, gelişmiş, demokratik ülkelerdek, bireysel özgürlükleri istismar etmekten başka bişey bilmezsiniz

Sen Almanya'da yaşayan müslüman olrak, söyle bakalım bu güne kadar hiç kilise vergisi ödedin mi? Zorunlu diyordun ya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,1k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bastan sona ahlakla namusu, ahlakla ihaneti, ahlakla kötu huyu, ahlakla serefi, ahlakla herseyi karistirarak ahlaksizlik yapanlar var, yaziktir 10 sayfa yazilanlari gören ateisleri ahlaksiz sanip 10 sayfada kendini aklayamadi diyecekler oysa bambaska kavramlarla ateistlere saldiriliyor, kapatin su konuyu millet daha fazla sacmalamasin ahlak dinle ya da dinsizlikle degil birey birey kisilerle ilgilidir. "Her turlu ahlaksizligi yaparim ama muslumanim o zaman ahlakliyim" bunu diyen varsa bunun dogru olduguna inanan varsa bu topice yazmaya devam etsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

BIR MÜSLÜMAN NIYE KILISE VERGISI ÖDESIN !?! AMA ALMANYADA, BIR HRISITIYAN EBEVEYINDEN DOGAN COCUKLAR HRISITIYAN KABUL EDILIR ! VE O INSANLAR VERIYE TABI'DIRLER ! eger vergiden muhaf olmak istiyorlarsa, ki böyle bir haklari var, o zaman dilekce vermeleri gerekir, vergisini vermedigi kiliseden de hic bir hizmet alamaz. bu hizmetler arasinda, dini tören ile evlenip, dini tören ile gömülmenin oldugu gibi, cocuklarin vaftiz olabilme hakkida vardir, bu yüzden hristiyan almanlar genelde cocuklar vaftiz olduktan sonra, dini tercihlerinden dolayi degil, sirf bu vergiyi ödememek adina, kilise vergisi ödemelerini bir dilekce ile sonlandirirlar.

dedim ya bana ögretmeye kalkisma, altinda kalirsin....

Link to post
Sitelerde Paylaş

BIR MÜSLÜMAN NIYE KILISE VERGISI ÖDESIN !?! AMA ALMANYADA, BIR HRISITIYAN EBEVEYINDEN DOGAN COCUKLAR HRISITIYAN KABUL EDILIR ! VE O INSANLAR VERIYE TABI'DIRLER ! eger vergiden muhaf olmak istiyorlarsa, ki böyle bir haklari var, o zaman dilekce vermeleri gerekir, vergisini vermedigi kiliseden de hic bir hizmet alamaz. bu hizmetler arasinda, dini tören ile evlenip, dini tören ile gömülmenin oldugu gibi, cocuklarin vaftiz olabilme hakkida vardir, bu yüzden hristiyan almanlar genelde cocuklar vaftiz olduktan sonra, dini tercihlerinden dolayi degil, sirf bu vergiyi ödememek adina, kilise vergisi ödemelerini bir dilekce ile sonlandirirlar.

dedim ya bana ögretmeye kalkisma, altinda kalirsin....

Bir ateist neden diyanet vergisi ödüyor o zaman? Benim okuldan Alman arkadaşlarım var, hepsi ateist. Kiliseyle alakaları falan yok, ne vaftiz olmuşlar, ne kilisede törenle evlenmek nede gömülmek istiyorlar. Zaten kiliseler tarafından düzenlenen bu törenler ücretsiz değildir, kiliseye ödeme yapmak gerekir. Vergilerle karşılanan bir servis değil açıkçası, ayak üstü g.tünden attığın palavralardan biri sadece

Dediğim gibi, gelişmiş demokrasileri kendi çöl yasalarınızı uygulama aracı olarak kullanmayın. Ne bu mavalları yeriz nede bunu yapmanıza izin veririz

tarihinde jadı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Jadi ahmakliga gerek yok, dedim ya ben yazdiklarimda yüzde yüz hakliyim ! cünkü bu toplumun icinde yasiyorum, türkiyde diyanetin ödenegi genel vergilerden olusuyor, senin gibi sig düsünen insanlar bir olur, siyasal tercihlerinizi sizin görüslerinize göre hareket edenlere verirsiniz, türkiydede almanyada oldugu gibi olmasini talep edersiniz, size bol sans !

almanyada kiliseye vergisi ödemyen birisi, kilisde dini nikah kiyabiliyormuymus ? almanyada kilise vergisi ödemyen bir ebeveyin cocuklari, kilise tarafindan vaftiz edilip, komunyon hakkinda sahipmiymis ? almanyada kilise vergisi ödemyen bir hristiyanin cenazi dini tören ile kilisenin himayesinde olan mezarliga gömülebiliniyormuymus ?! yaw bu kadar yalani tek satira nasil sigdirabiliyorsun, cidden hayret mi hayret.

bir ankarali, siirt icin ayrilan vergileri ödüyorsa, sizde ülkenin dört bir tarafinda devlet adina dini hizmet götürenlerin vergilerini ödemek zorundasiniz, yersen böyle, yemezsen canin sagolsun.

tarihinde Cheragh tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Jadi ahmakliga gerek yok, dedim ya ben yazdiklarimda yüzde yüz hakliyim ! cünkü bu toplumun icinde yasiyorum, türkiyde diyanetin ödenegi genel vergilerden olusuyor, senin gibi sig düsünen insanlar bir olur, siyasal tercihlerinizi sizin görüslerinize göre hareket edenlere verirsiniz, türkiydede almanyada oldugu gibi olmasini talep edersiniz, size bol sans !

bir ankarali, siirt icin ayrilan vergileri ödüyorsa, sizde ülkenin dört bir tarafinda devlet adina dini hizmet götürenlerin vergilerini ödemek zorundasiniz, yersen böyle, yemezsen canin sagolsun.

Ben haklıyım deyince haklı olunmuyor. Bundan sonrada özgürlükçü ayaklarına yatma istersen, son iletilerinde ne mal olduğun ortaya çıktı zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş

nede gömülmek istiyorlar.

Allah uzun ömür versin tabide..

Sen öldüğünde, gömülmek dışında, farklı alternatiflerindemi var?

Mesela ney?

yakıp, külleri boğaz köprüsünden savurmak mı mesela?

Bir ölüyü gömmekten daha temiz ve mantıklı bir yöntem mi var?

tarihinde HARUNN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Allah uzun ömür versin tabide..

Sen öldüğünde, gömülmek dışında, farklı alternatiflerindemi var?

Mesela ney?

yakıp, külleri boğaz köprüsünden savurmak mı mesela?

Bir ölüyü gömmekten daha temiz ve mantıklı bir yöntem mi var?

Kilise töreniyle gömülmekten bahsettim

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kilise töreniyle gömülmekten bahsettim

Senin fikrin ne o zaman?

Sanırım, cenaze namazı istemiyorsun..anlaşıldı..

iyide, seni kim toprağa verecek?

müslüman olan, yakınların.

İslamda, dinsiz olarak ölen biri, müslüman kabül edilip, cenaze namazı kılınır. (Belki, günahları affolunur diye.)

cenaze namazın kılınır yani. (Ama inşallah, müslüman olarak ölürsün..Bu da, içten bir temennidir)

tarihinde HARUNN tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cheragh,

Jadı, islam uğruna vatanını satacak şahsiyette biri.

Zaten dediği gibi kendisi Türkiye'de yaşamıyor.

Tutumu bu başlığa yakışır biçimde. Ateizmde olmayan ahlak, kendisinde de mevcut değil.

Arkadaşı zaten sallayan yok forumda. Bu yüzden sende tartışıp değerli zamanını harcama.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cherag

Senin beni tamımadığın belli oluyor.

Benim en büyük düşmanlarım Türk ateistleridir.

Nedenini sor istersen.

Onları Türk Müslümanlarından daha ahlaksız bulduğum içindir.

Sen ezbere konuş..

Bu arada Almanya'daki vergiyi çok sevdim.

O vergiyi Türkiye'ye getirmeyi yıllardır düşünürüm.

O verginin aynısını değil ama. Farklısını..

Diyaneti kapatır İslam'ı halka mal ederim.

Camilerin bakımını, hoca ve imamların maaşını orada ibadet edenlere ödetirim.

Bütün İslam sorununu bu şekilde kökünden hallederim.

Bak sonunda bana karşı dangalak yine sen çıktın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bastan sona ahlakla namusu, ahlakla ihaneti, ahlakla kötu huyu, ahlakla serefi, ahlakla herseyi karistirarak ahlaksizlik yapanlar var, yaziktir 10 sayfa yazilanlari gören ateisleri ahlaksiz sanip 10 sayfada kendini aklayamadi diyecekler oysa bambaska kavramlarla ateistlere saldiriliyor, kapatin su konuyu millet daha fazla sacmalamasin ahlak dinle ya da dinsizlikle degil birey birey kisilerle ilgilidir. "Her turlu ahlaksizligi yaparim ama muslumanim o zaman ahlakliyim" bunu diyen varsa bunun dogru olduguna inanan varsa bu topice yazmaya devam etsin.

Bu konu aslında çok önemli.

Müslümanlar için önemli değil. Ateistler için önemli.

Etik ateizmin ne olduğunu ve ateistlerin neden ve nasıl etik olmaları gerektiğini başka bir başlık altında tartışamazsınız.

Sataşmaları görmezlikten gelirseniz, başlığı daha kolay tolere edebilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Camileride , Imani da iman sahiplerine teslim etmek isteyen bir zihniyeti taktir etmek ile birlikte, ayni zihiniyetin "özellestirilmis" cemaatlere niye karsi olur ? yani bugün camilerde, imamin masrafi da cemaatlerde olmali diyenler, böyle bir toplumda daha da güclenerek türeyecek cemaatlere karsi ne gibi bir uygulamalari olacak ? kökünden yasaklayip, diktatorya rejimi kurmak mi :)?!

senin bu tekflini hayata gecirebilmek icin, öncelikle devletin din siyaseti algisinda bir reform olmali, ülkemizdeki tüm dini cemaatler yeni yapilandirilmis "DIN KONVANSIYONDA" toplum icindeki oranlarinca temsil edilmeli, halkimiz farkli dini deger yargilara mensup insanlarin öncelikle varligini sonrada beraberce hak ve özgürlüklerin paylasilmasi gerektigi asilanmali, okullardaki egitim siyasetimiz de ayni parallelikte olmali.

ancak bundan sonra teklif ettigin bir kiymeti bir degeri olabilir.

Evet tercih sizin Ya Diyanet, yada elli bin cesit cemaatin bin küsür tarikat icinde sokaklari parsellemesi.

hacim senin yeni yeni ögrendigin seyleri biz yillardir kendi hayatimizda layiki ile uyguluyorz, sana bilmedigin konularda seve seve ders verebiliriz.....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence ahlak;Ateizm ve ahlak ,teizm ve ahlak,deizm ahlakı,panteist ahlak V.s. gibi birbirlerinden ayrıştırılmaya çalışılarak felsefelerle ve yüzeysel anlatımlarla açıklanamaz..Tamamen evrim ve gelişimle alakalıdır..Biraz da bu güne kadar çalışılmış çeşitli insan- ahlak deneylerine göz atmak gerekir...

Eğer ahlakı teistik ya da non-teistik diye ayırmaya kalkarsak gerçekçi olmaz.O zaman örneğin tüm müslümanlar 4 kadınla evliliği hala ahlaki buluyor olmalıydılar ki böyle değildir...

Öncelikle ahlak nedir???

Ahlak;insanın toplumun öteki bireylerine karşı ödevini içerir..Nedir bu ödevler;Başkalarının hakkına hukukuna tecavüz etmemek,hırsızlık yapmamak,adam öldürmemek,monogamik bir hayat sürerek partnerine duygusal zarar vermekten kaçınmak,kötücül yalanlar söylememek,ticarette dürüst olmak,müşkül durumda olanlara yardımcı olmak,yardımseverlik,büyüklere saygı,küçüklere sevgi,şiddetten kaçınmak,edepli ve terbiyeli olmak,v.s..v.s...dir.

Bu kuralları ise hayatımızın içine Tanrı gökten zembille indirip sokmamıştır..İnsanlar minimal seviyelerde beyinsel ,nöronsal evrimlerinde yeterliliğe ulaşmaya başladıklarında, insan toplulukları olarak bir arada yaşamın gerektiğini kavradılar.Aynı hayvanlarda olduğu gibi...Kendi akıllarıyla, yekdiğerinin hakkına hukukuna saygı olmadan zarar gördüklerini ve birtakım kurallara ihtiyaç duyduklarını anladılar ve günümüze değin beyin-zeka evrimine doğru orantılı olarak (tarihe bakarsak ta görebileceğimiz) yasaları yapa boza günümüze kadar geldiler..Artık Asur yasaları,roma yasaları,uygulanmıyor.Avrupadan alınmış Türk medeni kanunu işlemekte.Amerika ilk bağımsızlık bildirgesini yayınladığında yasalarını ve hukuğunu din kitaplarına bakarak yazmadı..

Akılla beraber gelişen etik sayesinde krallıklardan,sömürgecilikten,kölelik sistemlerinden kurtularak medeni ve günümüz açısından en iyi sistem kabul edilen cumhuriyete geçildi..Şimdi insanlık,daha iyi demokrasi nasıl olur? ,devletler insana daha saygılı ve faydalı sistemleri nasıl oluşturup uygulayabilir ?konuları üzerinde hala çalışıyor ve savaş veriyorlar..Bunu yapan ne Muhammetti, ne İsa, ne de Musa..Eğer din kitaplarına bakılarak tasarlanan ahlak kuralları baz alınsaydı,şimdi kölelik sistemi hala gündemimizde olurdu...4 karıyla evlenilir, ganimetler nasıl paylaşılır gibi savsak şeyler düşünülürdü..Demek ki dinin ahlakla uzaktan yakından alakası yok..Ateizmin de..İşin içine her toplumun kendi ekininde benimsediği ananelerinin tabularının karışması ise son derece normal.Ama bu farklılıklar sadece küçük nüanslar olarak kalmakta..

Medenileşerek, günden güne insanca bir arada yaşamanın daha iyi yolunu bulmaya çalışan insanın işidir ahlak kurallarını düzenlemek..

tarihinde Electra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ek olarak dikkatimi çeken ahlakla ilgili en bilinen deneyler,araştırmalar ve sonuçlar aşağıdaki gibidir;

**Denetimden çıkan tren olanca hızıyla raylara takılı beş kişinin üzerine doğru ilerliyor. Duruma el konmazsa hepsi ölecekler***

Elinizde bir seçenek var; o da trenin makas değiştirmesini sağlamak. Ancak, o zaman da öteki hatta takılı kişiyi ezip geçmesi söz konusu. Bu durumda ne yaparsınız?

Zararı en azına indirmek amacıyla, belki de çoğu kişi gibi, trenin makas değiştirmesini sağlamanın en doğru yol olacağını düşünebilirsiniz. Tek çare, önünüzde duran iri yarı adamı itip trenin durmasını sağlamak..Böylece, beş kişinin yaşamını kurtarmak uğruna bir kişinin yaşamını feda etmeniz gerekebilir. O zaman ne yaparsınız? Bu durumda, sorun farklı bir boyut kazanıyor. Çoğu insan gibi davranacak olursanız, bu çaresiz adamı ölüme terk etmezsiniz. Sonuçta daha çok insanın yaşamını kurtaracağınızı bilseniz de, birilerini durup dururken ölüme sürükleme fikri size pek doğru gelmeyebilir.

Ahlakın temelindeki ruhsal etmenleri araştıran bilim insanları bunda hem mantık, hem de duyguların bir payı olduğunu farkediyorlar ..Bu arada beyin taramaları ikisi arasındaki etkileşimi ve her birinin hangi durumlarda öne çıktığını da açıklığa kavuşturuyor. Elde edilen bu bulgular kök hücre araştırmalarından tutun da, kürtaj, ölüm cezası ve savaşa dek uzanan son derece çetrefilli kişisel ve toplumsal konularda nasıl bir düşünce sürecinden geçtiğimize ışık tutuyor.

Araştırmalardan elde edilen bu verileri biraraya getiren toplumsal ruhbilim uzmanları, ahlaki değer yargılarının uzun bir düşünce sürecinden çok, "sezgilerin" ürünü olduğuna inanıyor. .Söz gelimi, "kendi çocuğunu öldürmek doğru değildir" türü değerlendirmelerin tıpkı tiksinme duygusu gibi beyinde evrildiğine, "ölüm cezası yanlıştır" türü yargıların da toplumsallaşma süreci içinde zamanla evrildiğine parmak basıyor.

Sonuç olarak yapılan incelemeler derin düşünce sürecinin ahlaki değer yargılarının oluşmasında yalnızca kısıtlı bir rolü olduğu görüşünü destekliyor..(Örneğin ceza hukuku tasarlanırken).Dolayısıyla ahlaki yargıların, dinin hükümlerinin enine boyuna düşünülerek ve bir Tanrı korkusuyla uygulanamayacağının delilini gösteriyor..Kimse oturup " Ben şu anda, şu kişiyi öldürürsem Tanrı beni cezalandırır "diye bir plan yaparak vermiyor kararlarını..

Bir başka örnek daha verirsek; insanlara biri kız öteki erkek iki kardeşin çadırda tatil yaparken cinsel ilişkiyi aralarında denemeye karar verdikleri bir senaryo sunuluyor. Ama her iki taraf da korunduğundan, sakat çocuk doğurmak gibi bir olasılık söz konusu değil. İlk denemenin ardından her ikisi de normal yaşamlarına dönecek ve olay ruhsal açıdan hiç birinde olumsuz bir etki yaratmayacak.

Bu senaryo karşısında irkiliyorlar. Ne var ki birçok kişi yalnızca irkilmekle kalmayıp, bunun ahlaki açıdan tümden yanlış olduğunu öne sürüyor ve olayı tu kaka ilan ediyor... Bu kişilere neden öyle düşündükleri sorulduğunda da, genellikle elle tutulur bir açıklamaları olmadığını, ancak içlerindeki sesin onlara bunun yanlış olduğunu söylediğini getirmekle yetiniyorlar...

Gelişimsel ruhbilim uzmanları;Çoğu ahlaki değerlerimizin herhangi bir mantığa dayanmadığına, bunların doğuştan(genetik)var olduklarına ve toplumsallaşma süreci içinde edinilmiş olduklarına parmak basıyor.Akıl yürütmenin, temel bir unsur olmasa bile, karar verme sürecinde yine de önemli bir yere sahip olduğuna inanıyor..

Insanda ahlakın hem biyolojik, hem de kültürel temellere dayandığı görüşünün giderek yaygınlık kazanması üzerine uzmanlar hangi ahlaki bilgilerin doğuştan var olduğunu araştırmaya koyuluyorlar...Bir araştırmada 12 aylık bebeklere bir çizgi film gösteriliyor. Bir topun tepeye tırmanmaya çalıştığı filmde "kare" ona yardımcı olurken, "üçgen" işi baltalamakta... Ardından ayrı ayrı gösterilen iki film daha seyrettiriliyor..Bunlardan birinde top "kare"ye yakınlaşıyor, ötekinde de "üçgen" ile dost oluyor... Bebeklerin seçimlerini topla karenin dost oldukları filmden yana yaptıkları onu izleme süresinden açıkça belli oluyor... Yorumlardan ortaya çıkan sonuç, ahlakın en temel yapı taşlarından biri olan yardımlaşma ve dostluk arasındaki ilintiyi çok küçük çocukların bile kavrayabildiklerini gösteriyor olması..

Ahlaki seçimler yaparken beyinde neler olup bittiğini anlamak için beyin görüntüleme yöntemlerinden de yararlanıyor. Mesela Greene ve arkadaşları özellikle de tren ikilemine çözüm getirirken beyin etkinliklerinde ne gibi farklılıklar meydana geldiğini anlamaya çalışıyorlar..Manyetik titreşimli görüntüler farklı durumların beyinde farklı tepkilere yol açtığını ortaya koyuyor.. Makas değiştirme seçeneği verildiğinde, herhangi bir maliyet gelir çözümlemesinde olduğu gibi, beynin "sonuca götürücü" karar alma işlevlerinden sorumlu olan ön kısmının devinime geçtiği görülüyor.. Oysa, bir insanı ölüme sürükleme ya da sürüklememe konusunda karar verirken beynin hızlı duygusal tepkilerle bağlantılı bölümlerinde yoğun bir etkinliğe tanık olunuyor... Green’e göre, birilerini ölüme sürüklemek kişiyi bire bir etkileyen ahlaki bir karar olduğundan beyin bununla baş edebilecek biçimde evrilmiştir.. Köprü senaryosunda beynin farklı bölgeleri devinime geçmekle kalmayıp, karar alma süreci de uzuyor- öldürme kararı verildiğinde süreç daha da uzuyor. Ardında iyi bir niyet olsa bile, böylesine tatsız bir karar kişinin kendi içinde bir çelişki yaşamasına neden oluyor...Bu çelişki beynin bilişsel denetimden sorumlu bölgelerinde yoğun bir etkinliğe yol açıyor... Greene bu etkinliğin başkalarına zarar vermenin yarattığı hoşnutsuzluğun üstesinden gelinmesi için gerekli olan bilişsel çabanın bir yansıması olduğunu tesbit ediyor.

Deneylerden bazıları içimizdeki tiksinti duygusunun ahlaki değerlere nasıl etki ettiğini inceliyor..Örneğin, fırına verilmeye hazır bir piliçle cinsel ilişkiye girmek gibi tiksinti verici bir edim bile kimi zaman değerinden yitirip, ahlaki açıdan ancak yakışık kalmaz bir davranış biçiminde algılanabiliyor..Veya mesela başka bir tiksinti duygusunu ele alalım... Sokakta küflenmiş, ya da kokuşmuş bir yiyeceğe rastladığımızda, muhtemelen mikroplar bulaşmıştır bu yüzden tehlikeli olabilir diye düşünmek yerine, ilk tepkimiz genellikle ondan iğrenmek ve bir yana fırlatmak oluyor..Ruhbilimciler görsel algılamadan dilin kavranmasına dek uzanan bir dizi ruhsal alanda bilinçsiz, hızlı süreçlerin önemini giderek fark etmeye başlıyorlar... Bu bağlamda, bilginin kısıtlı olması durumunda etkili kararlar almamızı sağlayan ve duyguların ağırlıkta olduğu düzeneklerin evrimsel biyologlar tarafından geniş bir araştırmasının yapılıyor olması sevindirici ..50 yıl içerisinde evrimsel psikoloji teknoloji ve bilimin bu derece gelişmiş olanaklar sunması sebebiyle,bu gibi soruların tümüne açık cevaplar verebileceğini planlıyor..

Selamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

Camileride , Imani da iman sahiplerine teslim etmek isteyen bir zihniyeti taktir etmek ile birlikte, ayni zihiniyetin "özellestirilmis" cemaatlere niye karsi olur ? yani bugün camilerde, imamin masrafi da cemaatlerde olmali diyenler, böyle bir toplumda daha da güclenerek türeyecek cemaatlere karsi ne gibi bir uygulamalari olacak ? kökünden yasaklayip, diktatorya rejimi kurmak mi :)?!

senin bu tekflini hayata gecirebilmek icin, öncelikle devletin din siyaseti algisinda bir reform olmali, ülkemizdeki tüm dini cemaatler yeni yapilandirilmis "DIN KONVANSIYONDA" toplum icindeki oranlarinca temsil edilmeli, halkimiz farkli dini deger yargilara mensup insanlarin öncelikle varligini sonrada beraberce hak ve özgürlüklerin paylasilmasi gerektigi asilanmali, okullardaki egitim siyasetimiz de ayni parallelikte olmali.

ancak bundan sonra teklif ettigin bir kiymeti bir degeri olabilir.

Evet tercih sizin Ya Diyanet, yada elli bin cesit cemaatin bin küsür tarikat icinde sokaklari parsellemesi.

hacim senin yeni yeni ögrendigin seyleri biz yillardir kendi hayatimizda layiki ile uyguluyorz, sana bilmedigin konularda seve seve ders verebiliriz.....

Sen benden daha iyi bildiğini zannet. Kendini iyi hissedersin belki.

Bunları ben muhtemelen sen daha doğmadan önce düşünüyordum. Ya da kısa pantolonla dolaşırken..

Söylediklerin olmaz.

Ve yasakla hiç bir zaman bu işler başarılmaz.

Alabildiğine özgürlük tanıyacaksın İslam'a.. Ben hiç bir şeyi kısıtlamam.

Ama İslam'ı devletin elinden alır, halka veririm. Bunun zamanı çoktan geldi.

Tarikatlar, mezhepler sorunlarını kendi aralarında halletsinler.

Laikliğe karşı gelenler için şiddetli yasalar konur.

Dini siyasete alet edenler şiddetle cezalandırılır.

Gerisi kendiliğinden gelecektir. Ama bunu bir günde, bir yılda yapamazsın.

Kademe kademe yavaş bir tempo ile yapacaksın.

Mükemmel yapılır ama nerde bizde bunları yapacak cesaret..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayin electra, Vahiye dayanmayan ahlakin kendi icinde gerekceli bir tutarliligi yok !

Kisisel algiya göre degisken olan ahlaki degerler üzerinden nasil toplumsal bir ahlak olusacak ?!

yani size göre dört es ile evlenmek olmak suc ise, bu niye beni ve benimle gönül rizasi ile evlenmis dört kadini baglasin ?! hadi bu tür bir evliligi "dini güdülerden dolayi degilde" polygamiye yatgin oldugum icin, evlendigim kadinlar ile birerde kontrat yaparak evlendigimi düsünelim ? size göre böyle bir fiilin yanlis olmasinin beni ve ülkemiz ceza hukukunu niye ilgilendirsin ?!

veya beni bir natüralist bir nudist insan olarak kabul edin, ciplak dogdugumuz icin, sokaklarda, is yerinde, alis veriste ciplak dolasmak istemek gibi bir hakkim olsun, materialist atheist ahlak buna tepkisiz mi kalir, destekler mi, yasaklar mi ? eger yasaklar ise hangi gerekceler ile yasaklamali ?!

eger aslinda tepkisiz kalmak gerektigini düsünüyorsaniz, o zaman biz niye dine ve onun temsil ettigi ögelere karsilik olarak materialist ateist felsefeyi ciddiye alalim ? ciddiye alinabilecek es degerde bir alternatif olabilir mi kendisi ? olamiyorsa, kim ne etsin bu tür bir felsefeyi ? sirf islam düsmanligi icin mi gerekli yoksa ?!

tarihinde Cheragh tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer bir kimse yalan söylemekten, hırsızlıktan, adam öldürmekten, tecavüzden ve bunun gibi daha bir çok eylemden sadece cennetteki yerini kaybedeceği korkusuyla kaçınıyorsa, işte o ahlaksızın önde gidenidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...