Jump to content

bazı bitkiler neden dikenlidir?


Recommended Posts

  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

"Bazı bitkiler neden dikenli? Bu dikenler ne işe yarıyor?

Bitkilerin çeşitli organlarında (kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi), bitkinin yaşama ortamına ve tipine bağlı olarak çeşitli metamorfozlar (şekil değişiklikleri) görülebiliyor. Dikenler de birer yaprak metamorfozu, yani sadece değişikliğe uğramış olan yapraklar.

Dikenlerin çeşitli görevleri var. Öncelikle bitki, dikenleri sayesinde kendini belirli bir ölçüde koruyor. Örneğin bitki ile beslenen bazı canlılar, dikenli bitkilerden genellikle uzak duruyorlar. Bazı bitkiler ise, dikenleri sayesinde etraflarında bulunan bazı cisimlere yapışarak veya tutunarak, kendilerine dayanak alıyorlar. Örneğin, ışık miktarı yetersiz olduğunda, bitkiler dikenleri sayesinde tırmanarak, boylarını daha yüksek seviyelere ulaştırabiliyor. Bu şekilde, boylarını taşıyacak güçte kalın bir gövde oluşturmalarına da gerek kalmıyor. Dikenler aynı zamanda, evrimsel bir adaptasyon örneği. Kurak bölgelerde yaşayan bitkiler, yapraklarını dikenlere indirgeyerek fazladan su kaybını önlemiş oluyor.

Diken oluşumu, sadece yaprakların değişikliğe uğraması sonucunda görülmez. Bazı palmiye türlerinde, özellikle Hurmagillerde, diken şeklini alan kökler koruyucu görevindedir. Küçük ve yuvarlak, kırmızı meyveleri olan ateş dikeni bitkisinin dikenleri, gövde sürgünlerinin farklılaşmasıyla oluşmuştur. "Emergens" olarak bilinen yakıcı tüylerin sert olanları da, gül ve böğürtlen gibi bitkilerin üzerinde gördüğümüz diğer diken yapılarıdır.

Tüm bunlara ek olarak, dikenli bitkiler, çoğu hayvan için güvenli birer sığınak. Özellikle böcekler ve sürüngenler gibi küçük vücutlu hayvanlar, bu bitkilerin dikenleri sayesinde kendilerini de koruyorlar."

Deniz Candaş

NOT: Forum kurallarınca alıntı yapmanın ne derece doğru olduğunun tartışılır olduğunun farkındayım; ancak arkadaşa yardımcı olabilMek adına bunu benden çok daha iyi anlatmış olan, benim de bunları kendisinden öğrendiğim; TÜBİTAK Bilim Ve Teknik Dergisi yazarlarından Deniz Candaş'ın konuyla ilgili yazısını alıntıladım...

tarihinde antiyobaz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Araştırmaya gerek yoktu oysa ki. Dikenler bitkinin başka uzuvlarından evrimleşmiştir. Daha çok sıcak iklimde ve kurak bölgelerde yaşayan bitkilerde görülür. Amaç su kaybını minimuma indirecek biçimde terleme yüzeyini daraltmaktır.

Şimdi klasik bir yaratılışçı bakış açısı olarak "yaprağın yüzeyini daraltmak bitkinin aklına nerden geldi?" sorusu gelecektir. Ona da cevap vereyim peşin peşin.

Bitkinin aklına gelen bir şey yok. Yaprak hacmi geniş olan bitkiler su kaybından kuruyup yok oluyor, yaprak hacmini daraltıp dikene benzemiş olanlar ise hayatta kalıp özelliklerini sonraki nesle aktarıyor. Doğal seçilim yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nedeni malum değil mi?

Evrim!

Bazı bitkiler dikenlidir.

Bazıları zehirlidir.

Bazıları etoburdur.

Diğerlerinin lezzeti kötüdür.

Meyvalarının tadı, kokusu kötüdür.

Meyvalarının kabuğu çok serttir.

Bütün bunların ve diğerlerinin nedeni yaşamın diyalektik bir fenomen olmasıdır.

Hiç bir canlı varlık vakümde yaşamıyor.

Birbirleri ile sürekli olarak tepkileşiyorlar.

Bu tepkileşme onların alacağı şekli, davranışlarını, anatomi ve fizyolojilerini önemli ölçüde etkiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Araştırmaya gerek yoktu oysa ki. Dikenler bitkinin başka uzuvlarından evrimleşmiştir. Daha çok sıcak iklimde ve kurak bölgelerde yaşayan bitkilerde görülür. Amaç su kaybını minimuma indirecek biçimde terleme yüzeyini daraltmaktır.

Şimdi klasik bir yaratılışçı bakış açısı olarak "yaprağın yüzeyini daraltmak bitkinin aklına nerden geldi?" sorusu gelecektir. Ona da cevap vereyim peşin peşin.

Bitkinin aklına gelen bir şey yok. Yaprak hacmi geniş olan bitkiler su kaybından kuruyup yok oluyor, yaprak hacmini daraltıp dikene benzemiş olanlar ise hayatta kalıp özelliklerini sonraki nesle aktarıyor. Doğal seçilim yani.

Elbette bunlar mantık yoluyla ve biraz biyoloji bilgisi yardımıyla cevaplanabilecek türden sorular; gerekliği ya da gereksizliği noktasında bir iddiam zaten yoktu, sadece doğru cümleleri yan yana getirebilmek konusunda yaşayabileceğimi hissettiğim olası bir aksaklığa önlem olarak daha kapsamlı bir araştırma ile cevaplamayı tercih ettim, ne mutlu sana ki bu konuda benden daha yetkinsin ve direkt olarak kendi cümlelerinle durumu özetleyebiliyorsun; ama sonuçta ikimizin de amacı yardımcı olmaktan başka bir şey değildi...

Saygılar :lol:;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

antiyobaz arkadaşım kusura bakma gözümden kaçmış. Ben cevabımı yazmaya başladığım sırada senin iletin orada yoktu. Sanırım ben yazımı bitirene kadar yazmışsın. Üzerine alınman gereken bir şey yok. Aksine benim söylemek istediklerimi benden evvel söylemişsin. Teşekkür ederim. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> ve aslan,geyik yavrusunu her zaman yiyor.

Dünyadan bihaber bir angut işte.. Aslan, hiç bir zaman, geyik yavrusunu yemez.. Zira, aslanlar ve geyikler alakasız yerlerde yaşarlar. Bir aslan, Hayvanata bahçesine düşmediği sürece, asla bir geyik göremez..

Doğa hakkındaki bilgisi cehalet bile denemeyecek kadar sığ ve yanlış olan sizin, neden bu bataklıklardan çıkamadığınız kolayca anlaşılıyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş
>>> ve aslan,geyik yavrusunu her zaman yiyor.

Dünyadan bihaber bir angut işte.. Aslan, hiç bir zaman, geyik yavrusunu yemez.. Zira, aslanlar ve geyikler alakasız yerlerde yaşarlar. Bir aslan, Hayvanata bahçesine düşmediği sürece, asla bir geyik göremez..

Doğa hakkındaki bilgisi cehalet bile denemeyecek kadar sığ ve yanlış olan sizin, neden bu bataklıklardan çıkamadığınız kolayca anlaşılıyor..

lafın gelişi söylemişlen işte palyaçoluğun lüzumu yok , mal bulmuş maribi sazan:)..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi klasik bir yaratılışçı bakış açısı olarak "yaprağın yüzeyini daraltmak bitkinin aklına nerden geldi?" sorusu gelecektir. Ona da cevap vereyim peşin peşin.

Bitkinin aklına gelen bir şey yok. Yaprak hacmi geniş olan bitkiler su kaybından kuruyup yok oluyor, yaprak hacmini daraltıp dikene benzemiş olanlar ise hayatta kalıp özelliklerini sonraki nesle aktarıyor. Doğal seçilim yani.

vay anasına ne akılcı bi, cevap..

peki bi canlı uçmayı da böle mi öğrenmiştir? uçabilenler hayatta kalmış

uçamayanlar ölmüş di mi? dimitri..

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Dikenlerin çeşitli görevleri var. Öncelikle bitki, dikenleri sayesinde kendini belirli bir ölçüde koruyor. "

bu cümle doğru mudur?

açıkçası benim aklıma da bu gelmişti. ama diğerleri(ekonomiksel nedenler)daha mantıklı gibi..

sonuçta akıl yürütüyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dikenlerin diğer görevleri arasında yüzeyi genişletmesine rağmen su kaybını önlemek de var..

Genişleyen yüzey ince bir noktada sonlandığı için su kaybını önlemesi ile birlikte, atmosferden nem toplanmasını sağlaması da mümkün.

Yani hem yüzey genişliyor, hem su kaybı önleniyor.

Çöl bitkilerinin çoğu dikenli değil mi?

Ayrıca kuşlar gibi bazı parazitlerin bitki üzerine yerleşmesini de önlüyor olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı söylediğini tam olarak anlamadım. Çöl bitkileri sulak coğrafyalardaki bitkilere göre yüzey/hacim kıyaslamasında ne durumdadır tam olarak? Hayvanlarda tam tersini düşünmek mümkün. Ama hayvanlar bitkilere göre daha fazla miktarda ısı üretirler ve yüzey/hacim oranının artması ısı transferini kolaylaştırır. Bitkilerde ise böyle bir sorun yok. Amaç tamamen su kaybını minimuma indirmek.

Bitkilerde su kaybı sadece yapraklardan mı gerçekleşir bilmiyorum ama gözlemlediğim kadarıyla çöl bitkilerinde yüzey artırmaya dönük bir evrimsel eğilim yok. Tam tersine kaktüslere bakacak olursak sosis gibi gövdeleri barındırdığı kütleye göre çok az yüzey anlamına gelir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çöl bitkilerinde yüzey dikenlerle artmakta ve su kaybı dikenlerden dolayı azalmakta..

Bu bağlamda dikenlerin iki birbirlerine zıt yararı olabilir.

Su kaybına yer vermeyecek bir yüzey artması söz konusu yani.

Ayrıca dikenlerin convective cooling (İletimsel serinlik)e de neden olabileceğine değiniliyor.

Tabii dikenlerin asıl işlevi otoburların bitkiyi yemesini önlemek..

Çöl bitkilerinde serinlemek de önemli bir adaptasyon olmalı.

Aşağıdaki adres buna değiniyor..

Gerçi buradaki diken yapraklarla ilgili ama, bütün bitki dikenleri için söz konusu olmalı.

http://links.jstor.org/sici?sici=0040-9618...%3E2.0.CO%3B2-3

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben yine anlamadım. Hem dikenli hale gelip hem nasıl yüzeyini genişletiyor bu bitkiler? Belki de ben sormak istediğimi doğru düzgün soramıyorum. Şöyle anlatmaya çalışayım:

tropik.jpg

barrel%20cactus.jpg

Her iki bitki de 10 kg ağırlığında olsun. Elimizde de bir sürü 10x10 cm lik bantlar olsun. Ben birinci bitkiyi bunlarla kaplamaya başlasam, siz de ikinci bitkiyi. Her ikimiz de birim zamanda en fazla bir bant yapıştırıyorsak hangi bitkinin bant ile kaplanması önce biter?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Astığın resim yüzeyin ne kadar genişlediğini harika bir şekilde gösteriyor..

Hem nemi kapacak yüzey genişliyor, hem de su kaybı minumum bir düzeyde tutuluyor..

Hala anlamıyorsan, hayret diyeceğim...

Bu arada dikenlerin başka bir yararı daha ortaya çıktı..

http://waynesword.palomar.edu/acacia.htm

Yukardaki adres İngilizce ama, ben kısaca çevireyim.

Orta Amerika'da yaşayan akasyalarda kimyasal savunma olmadığı için diğer bitkilerle rekabet zorlaşıyor.

Bunu kompanze etmek için bir karınca türü ile akasyo ağaçları simbiyotik bir ilişkiye giriyorlar.

Burada yine akasyanın dikeninin rolü ver.

Karıncalar dikenlerin kökündeki genişlemiş yerlerde yaşıyorlar ve toksinleri ve saldırıları ile akasyayı otoburlara karşı koruyorlar.

Dikenlerin daha başka yararları da vardır mutlaka..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında doğa yüzey genişletmeyi nedense dikensi viluslarla başarmayı yeğlemektedir.

İnsan bağırsağını döşeyen hücrelerin lümena bakan tarafında her hücrede binlerce dikensi yapılar (viluslar) vardır.

Onlar sayesinde hazım yüzeyi yüzlerce kere genişlemekte ve bütün gıda maddeleri bu sayede kolaylıkla hazmedilmektedirler.

Bitkilerin de aynı stratejiyi uyguladıklarını biliyoruz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

anibal,ha geyik,ha karaca,ha bizon,ha zebra,ne farkeder.

sen sazanlık yapıp,kendine malzeme buldugunu zannedur.

ben sonunda yenen hayvanın kendi kendine bir koruma mekanizmasını doğal süreçler içinde geliştiremediğine değiniyordum.yani 1 milyon yıl öncede yem,bugünde yem.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...