Jump to content

İslam'da Hırsızın Cezası ve Kısasa Kısas


Recommended Posts

O..

Ben kırmızıyla belirttiğin misillemeye dikkat etmemiştim. Ben illa eşitlik olması gerektiğini düşünmüştüm (Kuranın kısas mantığını eşitleme olarak görmüştüm)..

Eğer yukarda belirttiğin ayetteki mantık varsa. O zaman hırsızlığa da kısas uygulanabilir hemde kuranın mantığı içerisinde.

Tamam dostum teşekkürler.

Akıl, sağduyu, sezgi, insanlık olarak hertürlü teşekkürü hakeden birisin.

Evet, burada haklısın.

Ayetteki misli sözcüğünü misliyle ya da misillemeli olarak çevirmek yanlış.

Çünkü Türkçede yanlış anlaşılmaya yol açıyor. Katıyla, fazlasıyla anlamı algılanabiliyor.

Doğrusu benzeriyle, aynısıyla çevirmek olmalı.

Ercü, kaderin mi senin daima ofsayta düşmek B)

Gerçi bu defa biraz mazursun, klavuz yakmış seni bu sefer :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 102
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Görüldüğü gibi ayette yapılan kötülüğe sadece misliyle yani aynısıyla-benzeriyle ceza verileceği yazılı.

Üstelik zulmedilmeyeceği de yazılı. Yani, o kötülüğünden fazla ceza verilmeyecek, fazla işkence edilmeyecek, iyiliğe ise kat kat (10 kat) mükafat verilecekmiş.

Ama bakıyoruz ki diğer ayetlerde Allah'ın bu adaleti yokoluyor ve kat kat ceza verileceği, ebedi cehennem işkencesi yapılacağını yazıyor. Yani, iyiliğe kat kat mükafat vereceği gibi kötülüğün cezasını da kata kat azap olarak vereceğini söyleyerek Enam-160'la çelişiyor.

Pante, sendeki bu cehalet hiçmi izale olmayacak!

Kısas, aynı cinsten misli ile cezalandırma dünya hayatında, siyasi otoritenin tatbik edeceği bir cezadır, kısası beşeri hukuk otoritesi tatbik edecek!

Furkan altmışdokuz ile enam yüzaltmış ayetlerinde ahiret azabından bahis vardır, yahu bunları nasıl karıştırıp çorba yapıp sonra da millete arz edebiliyorsun sen!

يُضَاعَفْ لَهُ الْعَذَابُ

Onun azabı kat kat artar.

Furkan 69

Furkan altmışdokuzda yudaaf ile kat kat olacağı söylenen azabın kendisidir, enam yüzaltmışta ise kötülük ile gelenin getirdiği kötülüğün misli ile cezalandırılacağı zikredilir!

Furkan altmışsekizde zikredilen cürümlerin cezai karşılıklarının kat kat azab olmadığını kuran nerede söylüyorda "aslında günahkara hakkettiğinden fazla ceza veriliyor" gibi komik bir söz söylüyorsun!

Beşeri planda, dünyada misalen bir insanın kulağını kesene kısas mucibince kulak kesme cezası verilmesi ile, ahiret yurdunda yalan dolan, zina, şirk vb günahlara verilen cezaları nasıl birbirine karıştırır ve kuranın

Ve onlar ki, Allah ile beraber başka bir tanrıya dua etmezler; Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina da etmezler; kim bunları yaparsa ağır bir cezaya çarpılır.

Kıyamet günü azabı katlanır ve orada ebediyyen hor ve hakir olarak kalır!

Furkan 68-69

diyerek bir arada zikrettiği "şirk, haksız yere cana kıyma ve zina" suçlarının failleri içün kat kat azab vardır hükmünü, sanki bir suça biçilmiş bir birim cezanın o suça iki veyahut üç veyahut daha çok birim ceza olarak tatbik edildiğini iddia etmektesin!

Hadi bazen meal münekkitliği ile saçmalıyorsun, amma şurada yaptığın tam çarpıtma, hile ve hurda değil mi!

Hud yirmiden evvelde birden fazla cürmün faili zikredilir, amma makaslama ile maksada ulaşmak isteyen pante, bunlara nazar edemez!

Bir yalanı Allah'a iftira edenden dana zalim kim olabilir? Bunlar, Rablerinin huzuruna çıkarılacaklar, şahitler de: "İşte bunlar, Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir!" diyeceklerdir. Haberiniz olsun, Allah'ın laneti zalimleredir.

Onlar ki, Allah yolundan alıkoyarlar ve onu eğriltmek isterler. Ahireti inkar edenler de onlardır.

Bunlar, yeryüzünde aciz bırakacak değillerdir, kendilerim Allah'tan kurtaracak bir kayırıcıları da yoktur. Onlara azap katlanacaktır. Onlar hem işitmeye tahammül edemiyorlardı hem de görmüyorlardı.

Hud 18-20

Bu çok basit bir açıklama olmuş Alchindus. Hiç de ikna edici değil.

Böyle bir açıklamada bulunan biri, Kur'an'da bildirilen hükümlerin de miadının dolabileceğini, o döneme ve o dönemin toplumlarına has bir uygulama olduğunu ve zamanı geldiğinde, çağa uygun yeni yasalara gereksinme duyulduğunda ayetlerdeki hükümlerin de değiştirilebileceğini düşünebilmeli.

Bir izahın ikna edici olup olmamasının kıstası senin idrak düzeyin değildir, ayrıca bizim seni ikna etmek gibi bir derdimizde yoktur!

Hakikatleri dilimiz döndüğünce vuzuha kavuşturmaya çalışıyoruz!

Şu yukarıda söylediğin zati senin bırak ikna olmayı başarmak, meseleyi idrakteki sıkıntını ele veriyor!

Kuran evvelinde gelen vahiyler belirli bir zaman ve mekan ile mahdut idi, o vahiyler kendi içlerinde bütün zamanlar ve mekanlara raci olduklarını söylemiyorlardı!

Zati bir kısım ahkam direkt israiloğulları ile alakalıdır!

Çölde isyan eden israiloğullarına getirilen yiyecek yasaklarının israiloğullarına raci olup, sonradan değişeceği hususu tartışma kabul eder mi!

Kuran ise son ve mütekamil vahiy olarak, kıyamete kadar cari ahkam ile zuhur geliyor!

Bundan mütevellid, yaradanın kurandan evvel gönderdiği ahkamın bir kısmını kuranda tekrar etmesi, bazısını değiştirmesi ve bazısını kaldırması salim aklın anlamakta zorluk çekmeyeceği bir husustur!

İsrailoğullarının işledikleri hatalar sebebi ile kendilerine has gelmiş kimi yasakların, kuran vahyinde yani bütün beşeriyete hitap edip kıyamete kadar cari olacak ahkamda yer almasını beklemek nasıl ahmaklık ise, kuran ahkamında eski şeriatlerden gelme bazı hükümlerin yer almasına şaşırmakta aynı nispette aptallıktır!

Artık şu hususları idrak eder konuma gel pante, sadece fıkıh değil biraz dinler tarihi de öğren!

Madem ki nebilik dönemini, vahyi sonlandırmış öyleyse bu değişimlere insanlar karar verebilir.

İslam hukukunun dinamizminin sebebi içtihad müessesesidir ve bu müessese, vahyin açtığı sahada icrayı faaliyet gösterir!

Bazılarının arzuları, maksatları hevaları hilafına, dinde açık sarih hükmü olan bir mevzuda içtihad olmaz!

Bu dini kimse tahrif edemez pante, bu vakte kadar edemediler bundan sonra edemezler!

Çünki bu dinin koruyucusu bu dini gönderendir!

Bütün zaman ve mekanlara, yaratılmışlara tam bir kudret ve ilim ile hakim ve hükmeden ilahi güçtür bu dini koruyan!

Maksadınıza ulaşabilmeniz mümkün değildir!

يُرِيدُونَ لِيُطْفِؤُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَاللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

İstiyorlar ki Allahın nûrunu ağızlariyle söndürsünler, Allah ise nûrunu tamamlıyacaktır, isterse kâfirler hoşlanmasınlar.

Saff 8

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alchindus

Sizin cevaplarınızı ilk defa okuduğumda, gerçekten iyi bir mantığınızın ve sağlam işleyen bir düşünce sürecinizin olduğu izlenimine kapıldım. Bunun nedeninin kullandığınız dilden kaynaklandığını devam eden okumalarımdan anladım. Eğer söylediklerinizin anlaşılmasını istiyorsanız dilinizi sadeleştirmenizi önereceğim. Bu şekilde sizi anlamak çok yorucu... enerjimi dilinizi çözmeye harcıyorum ve ne demek istediğinizi anlamak için ihtiyacım olan enerjiyi bu şekilde telef ediyorum.

Aynı dil uslübunu Said Nursi ve talebelerinde de görüyoruz. Bu uslüp gerçekten konuya nüfuz etmemiş insanlar üzerinde çok etkili oluyor. Bu tür sohbetlere şahit oldum. İnsanlar bu uslüp karşısında mest olabilirler ancak, kendilerine 'Ne anladınız?' diye sorduğumda hiçbir şey ifade edemiyorlar. İnsanların, bu uslüp ile konuşanlar hakkındaki olumlu imajından dolayı etkili olması, onların söylenileni anlama, araştırma ve sorgulamadan ziyade, etikete önem verdiğinin göstergesidir. Kısacası uslübunuz ne olursa olsun, düşünce sürecinizde bir çok mantıksal safsata mevcut. İşleyiş biçimi aynı bir zihin fakat ona güzel elbiseler giydirilmiş.

Pante'yi uzun zamandır takip ediyorum. Doğal olarak bir şeyi ispatlamaya ve göstermeye çalışırken hatalar olması çok doğal. Fakat herhangi bir dinden yana olmayan biri başka deyişle herhangi bir takımın taraftarı olmayan biri, taraf olana göre daha net ve objektif şeylere sunacağını herkes biliyor. Bu doğal bir kanun. Bir inanırın argumanlarında, doğal olarak üstüne örtme, başka yere çekme telaşını rahat bir şekilde görebiliyoruz. Sen fıkıh bilmiyorsun, hadislerden haberin yok, onu bilmiyon, bunu bilmiyon demek yapılan en büyük mantık safsatalarından biridir. Konuyu asıl problemin üzerinden uzaklaştırarak tartışmayı kazanacağınızı yada bir şeylerin sonucuna varacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Tam tersi, eğer gerçeği istiyorsanız, sorgulamaya başlayacağınız konu hakkında bütün inançlarınızı başka deyişle önyargılarınızı bir kenara bırakacaksınız. Bir şeye önce iman edip, ondan sonra o konu hakkında araştırmaya ve sorgulamaya girişmek gerçeği değil sizin arzu ve isteklerinizi ortaya çıkartır. Gerçeğe sadakat deyip bunu durmadan tekrarlamak bir coca cola reklam stratejisinden başka bir şey değildir. İşyerinizin çıkışından evinize kadar 'coca cola, coca cola' diyerek tekrarlarsanız, eve vardığınızda rahatladığınızı hissedersiniz. Nasıl ki, gerçeğin üstünü örtmek için kurduğunuz telaşlı ve endişeli her cümlenin arkasından 'Geçeğe Sadakat Şart' deyip günün sonunda rahatladığınız gibi...

Başkaları tarafından yönetilmek isteyen, kendilerine dini olsun yada olmasın her zaman bir otorite oluşturan ve başı sıkıştığında ona danışan siz insanlar, nasıl oluyorda karşıt görüşlü bir insan gördüğünüzde onu hemen dış mihrakların oyuncusu olduğunu iddia edebiliyorusunuz? Ki bu da büyük bir mantık hatasıdır. Sizleri takip edenlere şunu demek istiyorsunuz; dışardan gelen herşey kötüdür, yalancıdır. Bundan dolayı ben haklıyım. Kötülük mutlaka dışardan gelmeli. Ben içinizdeyim ve doğru ve ahlaklıyım. Bu şekilde etrafınızdakileri ve zihnen size inanmaya eğilimli (ki zaten sorgulanan konuya önceden iman etmişler) insanlara karşı etkili olabilirsiniz. Fakat bu sizi ahlaklı değil kurnaz biri yapar.

Bende şahidim pante dış mihraklardan 500 000 dolar alıyor. Amacı dışarda ne kadar kötülük varsa içinize sokmak ve onu toplumda yaygınlaştırmak. Onu durdurmazsanız o mükemmel ahlak dolu toplumunuzu dehşet dolu bir son bekliyor. Düşünsenize o müthiş etkili el kesme, baş kesme adeletinizi bir daha yerine getiremeyecek ve toplumunuzda hırsızlık alıp başını gidecek.. cehennem olasıca..

İslam fıkhı dediğiniz şey, Kuran, hadis ve diğer islami kaynaklardan çıkmıyor mu? Bugün senin el pençe divan durduğun islam fıkıhçıları, var olan kuran ayetleri ve hadislerden, zamana uygun adaletli bir sonuç çıkarabilir. Fakat diğer fıkıhçılar farklı bir sonuç çıkartıyor. Birileri olayı yumuşatabilir. Fakat diğerleri olabildiğince sertleştiriyor. Yani insan hak ve hukukunu ilgilendiren bir konuyu her türlü yoruma açık, nereye çeksen oraya gelen birtakım ayetlere ve hadislere mi dayandıracağız? Yoksa herşeyi bir kenara atıp (ki sorun burda atmıyorsunuz..) yeni ve zamanımıza uygun insani bir adalet mi kuracağız? Sen hiç bilmem kimin fıkhına göre İnsan Hakları Beyannamesi duydun mu? Hanefi İnsan Hakları Beyannamesi,Maliki İnsan Hakları Beyannamesi, Şafi Hanefi İnsan Hakları Beyannamesi... Bilmem ne insan hakları mezhebine göre...

Yani neymiş bu 13.7 milyarlık evrende son 200 000 yılın kısmında ortaya çıkan ve son bir kaç yuzyılda da baya bir ilerleme kateden biz insanlar, Arab'ın Allah'ından, Yahudi'nin Rab'inden, İncil'in Tanrı'sından daha iyi işler çıkartabiliyormuşuz. Eğer biz insan ırkı daha iyisini yapıyorsa, sizin o olağanüstü kitaplarınıza ve fıkhınıza ihtiyacımız yok. Hatta zaten daha iyisini yaptığımız için onları bilip de okumaya ve ezberlemeye de gerek yok. Eğer gerekirse açar bakarız.

Zaten AYIKLIĞIN (Adalet) ne demek olduğunu bilmek için ALKOLİK (Müslüman) olmaya gerek yok.

(Maaşım 200 000 dolar, beni ermeniler gönderdi..) İşimiz gücümüz müslümanlarla uğraşmak valla.. inanmazsan bak valla.. ekmek çarpsın..

tarihinde bukalemunmelankoli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Pante, sendeki bu cehalet hiçmi izale olmayacak!

Kısas, aynı cinsten misli ile cezalandırma dünya hayatında, siyasi otoritenin tatbik edeceği bir cezadır, kısası beşeri hukuk otoritesi tatbik edecek!

Furkan altmışdokuz ile enam yüzaltmış ayetlerinde ahiret azabından bahis vardır, yahu bunları nasıl karıştırıp çorba yapıp sonra da millete arz edebiliyorsun sen!

Alchindus, sen Kur'an'a Allah kelamı diye inanırsın, ben Muhammed hazretlerinin sözü diye.

Dolayısıyla ben insanlar için yazılmış tüm cezalara-mükafatlara Muhammed'in sözleri olarak bakarım.

İster dünya için yazmış olsun, ister ahiret için; Sonuçta bir insanın düşüncelerinde nasıl tezatlar olduğunu ortaya koymaya çalışıyorum.

Eğer bu düşünceler-hükümler bir tanrı sözü olsaydı; zamandan, şartlardan olaylardan etkilenmezdi. Hicretten 5 yıl sonra yazdıkları, hicretten 5 yıl önce yazdıklarıyla çelişmez, aynı çizgide olurdu.

Ama Muhammed hazretleri Mekke'de haniflerden-Hristiyanlardan etkilendi, farklı yazdı. Medine'de Yahudilerden etkilendi, farklı yazdı. Münafıklardan etkilendi, farklı yazdı. Bedevilere kızdı, farklı yazdı. İfk olayına sinirlendi, farklı yazdı. Tebenni olayına bozuldu, farklı yazdı. Eşlerinin aleyhinde komplo çevirmesine bozuldu, eşlerinden uzaklaştı, farklı yazdı.

Çünkü o bir insandı. Sosyal sorunlardan, çekişmelerden, savaşlardan, ihanetlerden, asiliklerden, münafıklıklardan, saygısızlıklardan etkileniyor, psikolojisi değişiyordu. Ayrıca hafızası, yetenekleri, bilgisi, kapasitesi sınırlıydı. O nedenle de hatalara, çelişkilere, gaflara müsaitti. Nitekim öyle oldu.

Yoksa ne diye bir ayetinde "Kötülük eden, yaptığı kötülüğün benzeri azapla cezalandırılacak." demişken;

başka bir ayetinde "Kötülük yapanın azabı kat kat arttırılacak" desin.

İlk ayetinde aynı kısasa kısas usulüne göre hareket ediyor. 2. de kısası misillemeli hale getiriyor.

İster dünya için söylenmiş olsun, ister ahiret için.

Kuran evvelinde gelen vahiyler belirli bir zaman ve mekan ile mahdut idi, o vahiyler kendi içlerinde bütün zamanlar ve mekanlara raci olduklarını söylemiyorlardı!

Zati bir kısım ahkam direkt israiloğulları ile alakalıdır!

Çölde isyan eden israiloğullarına getirilen yiyecek yasaklarının israiloğullarına raci olup, sonradan değişeceği hususu tartışma kabul eder mi!

Kuran ise son ve mütekamil vahiy olarak, kıyamete kadar cari ahkam ile zuhur geliyor!

Bundan mütevellid, yaradanın kurandan evvel gönderdiği ahkamın bir kısmını kuranda tekrar etmesi, bazısını değiştirmesi ve bazısını kaldırması salim aklın anlamakta zorluk çekmeyeceği bir husustur!

İsrailoğullarının işledikleri hatalar sebebi ile kendilerine has gelmiş kimi yasakların, kuran vahyinde yani bütün beşeriyete hitap edip kıyamete kadar cari olacak ahkamda yer almasını beklemek nasıl ahmaklık ise, kuran ahkamında eski şeriatlerden gelme bazı hükümlerin yer almasına şaşırmakta aynı nispette aptallıktır!

Artık şu hususları idrak eder konuma gel pante, sadece fıkıh değil biraz dinler tarihi de öğren!

İşte tipik bir fanatik müslüman düşüncesi.

Hiçbir esnekliği yok. Akla ve bilime dayanan bir yanı yok.

"Allah öyle yazmışsa kıyamete kadar geçerlidir" zihniyeti nedense Kur'an'daki köleliği görmüyor. Konu tartışıldığında ise "Azat teşviki ile köleliğin kaldırılmasının önü açılmış" deniyor. Köleliğin kaldırılması düşünülmüş olsaydı eğer, gaybtan haber verdiği iddia edilen Kur'an'da en azından "Kölecilik Allah nezdinde doğru değildir. Sabretsinler, birgün onlar da kurtuluşa ereceklerdir." gibi bir ayet olurdu.

Yine örneğin 8/ 60 ayetinde "düşmana karşı besili atlar hazırlayın" diyeceği yerde "düşmana karşı güçlü binekler hazırlayın" denirdi.

Yine örneğin 22/ 27 ayetinde hacca çağrı yaparken incelmiş-yorgun develerden bahsetmezdi. Uçaklar incelmiyor-yorulmuyor şimdilerde. :)

Kur'an'ın yazarı değişime-gelişime inanmayan biridir, herşeyi durağan zanneder ve kadercidir.

Tanrı sözü olan bir kitapta evrensellikten bahsedilebilmesi için her döneme-her topluma hitap eden ifadelerde bulunulması gerekirdi. Ama görülüyor ki o döneme ve 42/ 7'de denildiği gibi Mekke ve çevresine hitap eden bir kitap.

Bu dini kimse tahrif edemez pante, bu vakte kadar edemediler bundan sonra edemezler!

Çünki bu dinin koruyucusu bu dini gönderendir!

Tahrif edileceği kadar edilmiş zaten.

Bundan sonra revize edilmesi lazım. :lol:

Hiçbir dinin-hiç bir kitabın koruyucusu yok. Çünkü Tanrının böyle bir bir dini yok.

Tanrının dini, bizim dinimiz gibi insanlığın, bilimin dini.

İnsanlığı en üst mertebesine ulaştırmak için bilime sarılmak şart!

Not: Başlıkta son sözleri sana bırakıyorum sevgili Alchindus.

Yarından itibaren sınırlı bir internet ortamındayım.

Cepten de malum, yakıyor.

Yine de arada sırada göz atacağım.

Yokluğumda fazla atıp tutma meczup naşel, yoksa dönünce yapışırım perçemine. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alchindus

:)

Evvela, fikri acziyetten mütevellid lisanım hakkında kem küm eden herkese yapıp bir türlü müsbet cevap alamadığım daveti sana da yapayım!

Bana, şurada yazdıklarım içinde anlamadığını zorlandığını söylediğin kelime ve kavramları bir yazıver bakayım!

Yazıverde cevapsız kalanların arkasına saklanmaya gayret ettikleri çürük binayı temelinden bir kez daha yıkıverelim!

Lisan bahsinden sonra pante veyahutta bir başka kişiye biz sadece "şunu bunu bilmiyorsun" demek ile iktifa etmiyor, bilmediklerinide gösteriyoruz, tabir caiz ise gözlerine sokuyoruz!

İşte bu başlıkta da çok emsali var bunun!

Sonra şu gönülleri bayağı bir yaraladığı ve sizleri tedirgin ettiği belli olan oriental ve misyoner papağanlığı bahsine gelelim!

Buda afaki, uydurma bir itham değil sayısız defa delilleri ile ispat edilmiş bir mevzudur!

Bu gün yabancı menşeili islam muarızı siteler, islama taarruz etmeye gayret eder iken türk münkirlerinin ürettiklerinden istifade etmiyorlar, tam aksine türk münkirleri oriental ve misyonerlerin çürütülmüş uydurmalarını alıp tekrar tekrar arz ediyorlar!

Bu sefalete ve maksatlı işbirliğine biz niçün dikkat çekmeyelim!

Gerçeğe sadakat talebinin, karanlıktan beslenenleri ne kadar rahatsız ettiğinin farkındayız, amma bu farkında olma hali bunu taleb etmemize mani değildir!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alchindus, sen Kur'an'a Allah kelamı diye inanırsın, ben Muhammed hazretlerinin sözü diye.

Dolayısıyla ben insanlar için yazılmış tüm cezalara-mükafatlara Muhammed'in sözleri olarak bakarım.

Pante çevir kazı yanmasın ahvaline geçiş yapmışsın, mesele senin inanman inanmaman değil!

Mesele varolmayan bir şeyi kuranda var gibi gösterip tenakuz devşirme hilen!

Bak tekrar göstereceğim sana!

Yoksa ne diye bir ayetinde "Kötülük eden, yaptığı kötülüğün benzeri azapla cezalandırılacak." demişken;

başka bir ayetinde "Kötülük yapanın azabı kat kat arttırılacak" desin.

Görüyormusun sıkılmadan tekrar ettiğin hileni!

Halbuki bir evvelki mesajımızda gösterdik, furkan altmışdokuzda yudaaf ile kat kat olacağı söylenen ahiret azabıdır, enam yüzaltmışta ise kötülük ile gelenin getirdiği kötülüğün misli ile cezalandırılacağı zikredilir!

Furkan altmışsekizde "şirk, haksız yere cana kıyma ve zina" olmak üzere üç büyük günah sayılıp sonra bunların failleri içün tahakkuk edecek azabın kat kat olduğu zikredilir!

Amma sen hala sıkılmadan sanki bir suça biçilmiş bir birim cezanın o suça iki veyahut üç veyahut daha çok birim ceza olarak tatbik edildiğini iddia etmektesin!

Tekrar ediyorum, furkan altmışsekizde zikredilen cürümlerin cezai karşılıklarının kat kat azab olmadığını kuran nerede söylüyorda "aslında günahkara hakkettiğinden fazla ceza veriliyor" gibi komik bir söz söylüyorsun!

"Allah öyle yazmışsa kıyamete kadar geçerlidir" zihniyeti nedense Kur'an'daki köleliği görmüyor.

Çünki Cenab-ı Hak müslümanlara gidin beşeriyeti köleleştirin demiyor!

Tam tersine bütün beşeriyeti sadece kendisine kulluk hürriyetine davet ediyor!

Kurandan azıcık nasibin olsa idi, muhammed suresinden gereken dersi alabilir idin!

Bundan şu sonuç çıkar ki, Kur'an köle yapma usulünü kaldırmamış ise de teşvik de etmemiştir. Onun için müslümanlar köle yapmayı terk etmekle günahkâr olmazlar, onun için burada da açıkça ifade etmeyip zahiri azad ve fidyeye tahsis etmiştir. Biz Kur'an'ın tertibinin de tevkifî (Allah tarafından) olması görüşünde olduğumuz için bu âyetin burada zikredilmesini de hikmetten uzak bulmuyoruz. Allah daha iyisini bilir, bunun hikmeti gelecekte köle yapmanın bırakılmasının daha uygun olacağını hatırlatma olsa gerektir. Yani bu âyet tam zamanımızdaki hükümdür.

Elmalılı, Muhammed 4 tefsiri

Tahrif edileceği kadar edilmiş zaten.

Dikkatini çekerim, kurandan islamdan bahis ediyoruz, misyoner ağabeylerinin ellerindekinden değil!

Not: Başlıkta son sözleri sana bırakıyorum sevgili Alchindus.

Merak etme, sen buralarda iken hatalarını yüzüne karşı söylemeyi daima tercih ederim!

Artık tatil midir seyehat midir, gideceğin ortamda da sana hayırlar dilerim!

Keşki beni dinlesende bu arada biraz fıkıh okusan :)

Unutma, gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ercü, kaderin mi senin daima ofsayta düşmek B)

Gerçi bu defa biraz mazursun, klavuz yakmış seni bu sefer :lol:

Simo sen ateist olacaksın.

Ee bakıyorum düşünmeye başlamışsın.

Dinlerin ördüğü kozalardan çıkmak biraz zaman alır.

Zeki isen kozaların katlarını hızla parçalayabilirsin.

Yok eğer kafan basmıyorsa örülen kozalarda uğraşıp durursun. Çıkmaya ömrün yetmeye bilir. Senin ihtiyar gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

:)

Evvela, fikri acziyetten mütevellid lisanım hakkında kem küm eden herkese yapıp bir türlü müsbet cevap alamadığım daveti sana da yapayım!

Bana, şurada yazdıklarım içinde anlamadığını zorlandığını söylediğin kelime ve kavramları bir yazıver bakayım!

Kullandıgınız dil konusunda ateistlerden ,müslümanlardan gelen uyarılara ragmen hala kim benim lisanım hakkında kem küm ediyor diyebilmenize aşk olsun ! Kusura bakmayınız ama nasıl bir körlük içerisinde oldugunuzun delilidir bu cümleler.

Size miladı takvime göre 2010 yılında oldugumuzu hatırlatmalıyım.

Liselerimiz de,üniversitelerimizde (uzmanlık bölümleri dışında) artık osmanlıca ögretilmiyor.İnsanlar aksam ı seba yı,mücerred sülasi masdarları,mezüdinfüh sülasi masdarları bilmeyince sende ne kadar cahilsin demiyorlar bilmem haberiniz var mı?

Hala osmanlıcadan vaz geçemiyorsanız(Bencede vaz geçmeyiniz)yazınızın sonuna anlaşılmayan kelimelerin karşılıgını yazarsanız en azından osmanlıca kelimeler konusunda bize yaptıgınz katkıdan dolayı size çok teşekkür edecegim.

Yine hangi kelimeler,terkipler diye sormazsınız sanırım .2010 yılı Türkiye türkçesinde konuşulan dile yabancı kelimeler den bahsediyoruz .19.yüzyıl osmanlıcası ile günümüz türkiye türkçesinin ayrımını yapabiliyor musunuz?

Müslümanların Allahı,islamın peygamberi için uygun olan başka cezalar var mı?

El kesmenin dışında?

Kulak,burun,dil,ayak kesme,göz çıkarma,deri yüzme tırnak çekme üüüff ne büyük bir ilahi adalet.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evvela, fikri acziyetten mütevellid lisanım hakkında kem küm eden herkese yapıp bir türlü müsbet cevap alamadığım daveti sana da yapayım!

Bana, şurada yazdıklarım içinde anlamadığını zorlandığını söylediğin kelime ve kavramları bir yazıver bakayım!

Yazıverde cevapsız kalanların arkasına saklanmaya gayret ettikleri çürük binayı temelinden bir kez daha yıkıverelim!

hey jnm,

sanaaaa cvp yazmadan önce to do larımı bitrm dedim. (ah ne ara availableydin sen!:)). neise sindi foruma sumuut bi dalış yapiimm.

eh bliyon ben agir hengoverim ve bir dikef kahve icmeden yazamiyom. sennde amma egzajere ettin konuları o kadar da degil yanı..

sindi bi sitoriii patlatayım sana:

bunlar above the line islerdi, bir de below the line'lar vardi. daha sticker'lar, in-store displays, turn-cards yapilacak; leaflet ve billboard için design'lar hazirlanacakti. kullanilacak shoot'ların imagebank'ten bir an once secilmesinde yarar vardi. zaman cok dardi ve isin deadline'i aslında dundu. bunun icin iyi bir timing yapilmaliydi. creative calismaya gecilmeden once account executive'ler brief'in uzerinden bir kez daha gececeklerdi. gerekirse brand wheel'i yeniden olusturacaklar, concept'i ve usp'yi yeniden belirleyeceklerdi. simdi brainstorming zamaniydi ve kendileri de creative'leri bu konuda push edeceklerdi. evet isleri zordu ama bu zorluklari ignore etmeleri de sartti. müsteri pr konusundaki onerilere ve hazırlanmis olan media planning'e sicak bakmisti, ancak tahmini grp'lerin yeniden gozden gecirilmesi gerekiyordu falan filan neise asil subcekte gelelim..sen var ya resmen keyz sitadisin

okaayyy anlamadın mı? plz kelimeleri forvirdla bakimmm. açıklarız çaktın nı?

forvirdla aaa... backline tipleri saklandıkları yerden deleytelim gezegenden...

note:bkn"bn"bu"msji"ornk"olrk"yzyrm.nktlma"isrtlrndn"snrda"bslk"brkmdm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Alchindus

Yahuu senin mantığın iflas etmiş, düşünce sürecin sürüngenliğe evrilmiş. Hey her neronu örümcek bağlamış, 3-5 neron ile katık eden adam!

Sen söylediklerinin anlaşılmasının değil, kendi edebi dilinin reklamı peşindesin. 'Ben 19 yüzyıl konuşma dili ile konuşuyorum, anlamayan 21. yuzyıl insanları varsa, bana kelimeleri söylesinler yazarım' diyen bir yobazsın.. Herkesin kendisine uymasını ve merkezde kendisinin olmasını isteyen bir bencilsin. Sen, benim dilimi 21. yuzyıl insanları anlamıyor diye aşağılayan 19 yüzyıldan kalma arap entellektüelisin. İn aşağıya o fildişi kulesinden.

Üç cümlede yüz kez saçmalayan adam, tekrar ediyorum, eğer gerçekten anlaşılmak istiyorsan herkesin ortak dili ile konuşmak zorundasın. Yukarda verdiğim örnekte ki gibi ve senin gibi konuşan insanları ciddi meseleler konusunda hiç bir şekilde dikkate almam ve kimse de almaz. Önce dil problemini çöz, daha sonra birşeyi elli defa tekrarlamak zorunda kalma. İstersen takıldığımız osmanlı kelimelerde bundan sonra hep size soralım? Telefon lütfen... Bu ne kibir bu ne vurdum duymazlık! Durmadan herşeyin değiştiği evrende sabit kalmaya dirençli insanlarsınız. Yok olup gideceksiniz. Ve etrafınızı da telef ediyorsunuz. Ne kadar tehlikeli bir zihne ve düşünce sürecine sahip olduğunuzu neden görmüyorsunuz?

Neden sert bir dille konuştuğumu ifade edeyim; Çünkü sen kanıt göstermeden kimseyi misyoner papağanlığı ile suçlayamazsın. Kendi görüşleri için kanıta gerek duymayan ama karşıt görüşler için yüzbinlerce kanıt isteyen zorba zihinlilersiniz, iftira atarak, sorumluluğu başkasına atarak kendi pisliklerinizi ve yalanlarınızı görmezden geleceğinizi sanıyorsunuz. 1500 yıldır günde 5 defa aynı şeyleri tekrarlayan sizler papağan değilsiniz de, bu konuları bir kaç defa dile getiren karşıt görüşlü biri mi papağan? Burada ezberlediğin ayetleri yada hadisleri kopyala-yapıştır yapan siz değil misiniz? Kendine ait bir tane fikir yok. Sağdan soldan ezberlediğin şeyleri tekrarlamak, seni, o büyük dediğin zatların ve kitaplarının papağını yapmaz da ne yapar? Burada açılmış bu konuya dair KENDİNE AİT bir tane fikrin yok. Senin için hayat 500 sayfadan ibaret. Akla zarar bu kocaman evreni 500 sayfa ile sınırlandırıp kendisine daracık bir dünya kuran nehir kenarındaki su birikintileri gibisiniz. Unutma o su birikintisinde kurbağalar ve pislikler yaşar. Onun yok olup gitmesi sadece bir Güneş'in doğuşuna bakar. Evet defalarca biz misyoner papağanların dış mihraklardan beslendiğine dair kanıt istiyorum?

Benim gerçek adım Levent USTA. Ben öbür dünya denen şeye inanmam. Yaşayacağım 50 yıl var sonra yok olacağım. Bu kadar kısa ömrümü ne diye bu konularla ilgilenerek tehlikeye atıyorum? Neden bu konular karşısında durarak ve açıkça ifade ederek radikal gözleri kendime çekiyorum? Bana ne kadar verirlerse versinler. Şu kısacık ve en değerli ömrümden daha değerli ne olabilir? Neden öteki yaşama inanmayan biri, ölümü dahi göze alıp islam ile mücadele ediyor? Nasıl açıklıyorsun? 'İnançsızlığım için savaşıyorum' diyen bir inançsız gördün mü? Yoksa bir ödül için şartlandırılmış bir pavlovun köpeğini mi saldırtmak ve kullanmak daha kolaydır?

Bu gün yabancı menşeili islam muarızı siteler, islama taarruz etmeye gayret eder iken türk münkirlerinin ürettiklerinden istifade etmiyorlar, tam aksine türk münkirleri oriental ve misyonerlerin çürütülmüş uydurmalarını alıp tekrar tekrar arz ediyorlar!

Eğer araştırırsan misyoner papaz ve biimadamlarının argümanlarını dine taraf toplamak için kopyalayan sizlersiniz. Bununla ilgili ufak bir araştırma yapmayı davet ediyorum herkesi. Mesela ' İslam'da Hırsızın Cezası ve Kısasa Kısas' adlı konuya değinmiş ve benzer görüşleri paylaşan bir misyoner gösterir misin? Evet ispat edin. Sizin 'yok öyle şey, var böyle şey' demenizle hiçbir şey yok ve var olmaz.

Gerçeğe sadakat talebinin, karanlıktan beslenenleri ne kadar rahatsız ettiğinin farkındayız, amma bu farkında olma hali bunu taleb etmemize mani değildir!

Evet, özellikle beni rahatsız ediyorsunuz. Sadece beni değil, şu zihinsel yapınızın sindiği ve hüküm sürdüğü heryerde herkezi rahatsız ediyorsunuz.

Lafaaaaa bakkkk yaaaa... İslam'da el kesilmesinden rahatsız oluyoruz diye karanlıktan beslenenler oluyoruz. :angry: Eğer bu karanlıksa, senin vahşet, bencil ve sefalet dolu NUR'unu istemiyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlamadığını söylediği bir metnin veyahut yazarın saçmaladığını, yalan yanlış konuştuğunu iddia eden bir sahtekarı her daim muhatap almam amma bu girdikleri ortamın mahiyetine bürünen bukalemunlardan sonuncusunun dahi, "anlamadığın hangi kelime kavram imiş" suali karşısında sukuta gark olmasının altını çizmek icab ediyor!

Fikri acziyetlerinden mütevellid, mücadele edemedikleri görüş ve sahipleri ile, böyle zavallıca mücadele edebileceklerini sanıyorlar :)

İnternet dünyasındaki kısa geçmişimiz orada, tek kaynağınız aramaa motorlarına bir müracaat edin bakalım Alchindus a karşı böyle bir metod işe yarıyor mu yaramıyor mu!

Sonra şu inkar olunan oriental misyoner papağanlığı bahsine gelelim!

Hem turandursun da hem burada gördüğüm, nadan ve nobran kimi türk münkirinin Hz. Muhammedin savaşları ve cinsel hayatını diline doladığı irtifasız saçma sapan başlıklar haricinde kalan, nisbeten eli yüzü düzgün başlıklardaki iddiaların nerede ise tamamı ithaldir, misyoner ve oriental nakilciliğidir!

Matematik iddiasından tut, yahyanın adı uydurmasına, ay tanrısı masalından tut harunun kızkardeşi bahsine kadar hepsi, istisnasız oriental, misyoner nakilciliği, papağanlığıdır!

Bunları da bu fakir tek tek bağlantıları ile muhataplarının gözüne sokmuştur, sokmayada devam edecektir!

Şu forumda yazdığımız birinci mesaja nazar etmek dahi kafidir!

Paniğe, ağlaşmaya mahal yok, hakikatın acı ve katmerli tokadı yalancıların suratına inmeye devam edecektir!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Katolik misyoner cemiyetinin himayesi altindaki islam karsiti site'de ilgili konu alakli yorum !

http://www.derprophet.info/inhalt/sharia.htm

bu basligi okuyup sonra birde sözde ateist olan türk ateistlerin gerekclerini bakinca, sasirmamak elde degil !

gerci bu yetmez, katolikler bunu yaparda, evanjelistler yapmaz mi.

Almanyadaki evanjelistler konseyinin islam dini ve fikihi hakkindaki yorumlarinin yayinlandigi "islam enstitüsü"de ayni mantigi görmekteyiz.

http://www.islaminstitut.de/uploads/media/Strafrecht.pdf

Diyoruz ya, hic bir orjinaltieniz yok !

Link to post
Sitelerde Paylaş
Katolik misyoner cemiyetinin himayesi altindaki islam karsiti site'de ilgili konu alakli yorum !

http://www.derprophe...halt/sharia.htm

bu basligi okuyup sonra birde sözde ateist olan türk ateistlerin gerekclerini bakinca, sasirmamak elde degil !

gerci bu yetmez, katolikler bunu yaparda, evanjelistler yapmaz mi.

Almanyadaki evanjelistler konseyinin islam dini ve fikihi hakkindaki yorumlarinin yayinlandigi "islam enstitüsü"de ayni mantigi görmekteyiz.

http://www.islaminst.../Strafrecht.pdf

Diyoruz ya, hic bir orjinaltieniz yok !

ek olarak ilgili misyoner sitesinin linki

http://www.islaminstitut.de/Artikelanzeige.41+M579b9f16e77.0.html

türkiyde herhangi bir dini cemaate mensup bir bilim adaminin, kendi dini hakkindaki görüslerini itibar etmeyen sözde ateistlerimiz, misyoner cemaatlerinin semsiyesi altinda calismakten gurur duyan "batili islam arastirmcilarinin" islam dini hakkindaki görüslerine bir ateisten beklenmeycek sekilde kayda deger bulmalaridir.

http://de.wikipedia.org/wiki/Christine_Schirrmacher

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ercü, ateizm ve zeka..

Oksimoron mu bu :lol:

Bırak kozayı mozayı, ofsayttasın diyorum sen düdük çalmışken topu vurup sarı kartıda yiyorsun B)

Ercü, ikinci sarı kırmızıya döner biliyorsun :D

Ben gole gol derim.

Kurandaki kısasla ilgili iki ayetle bir genelleme yaparsan kurana göre hırsızlık kısasa girmez.

Bu bir goldür.

Ben cennetteki huriler karşılığı aklımı ve vicdanımı satmadım ki.

Beni kendinizle karıştırmayın.

Bu durum sizin asla sahip olamayacağı bir durumdur sizleri aşar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlamadığını söylediği bir metnin veyahut yazarın saçmaladığını, yalan yanlış konuştuğunu iddia eden bir sahtekarı her daim muhatap almam amma bu girdikleri ortamın mahiyetine bürünen bukalemunlardan sonuncusunun dahi, "anlamadığın hangi kelime kavram imiş" suali karşısında sukuta gark olmasının altını çizmek icab ediyor!

Belki sayın alchindus a faydası olur diye!

Günümüz türkiyesinde Tanzimat dönemi yazarlarını okurken Namık Kemal,Ziya Paşa Tevfik Fikret ve benzerlerini anlamak için osmanlıca türkçe sözlük kullanıyoruz.Malesef seni ve onları anlamakta zorlanıyoruz.Teyfik Fikretin SİS şiirini anlamak için sözlük karıştırmaya deger de, sizin yazılarınız için ise aynı şeyi söyleyemeyecegim.

Sürekli anlamadıgınız kelimeyi söyleyiniz diyorsunuz söylenmeyince de bak söyleyemediniz demek anlamını biliyorsunuz mu demek istiyorsunuz?

Size samimiyetle sormak istiyorum

Kullandıgınız kelimeler arasında bizim hangilerini anlamadıgımız konusunda bir fikriniz yok mu?

Böyleyse durum sizin açınızdan çok vahim demektir.

Bugünün Türkiye Türkçesi ile 18.19.yüzyıl osmanlıcasını belkide 15.16. asır osmanlıcasını ayıramıyorsanız durumunuz vahim haberiniz olsun.

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu nasil bir celiski bu nasil bir mantik ?! öncelikler ilgili ileti okunuyor, okunuyor, okunuyor....sonra icerik olarak elestirilecek bir tarafi olmayinca, "dogru düzgün yaz, anlamiyoruz seni yobaz, yazdiklarin gercekleri yansitmiyor" deniliyor. insan anlamadigi bir metini elestirebilir mi ?! eger türkiyde kendinizi sirf islam ve müslüman düsmani olmak ile ateist kabul ediyorsaniz, elestirilebilinir ! bu gercek sadece asili olan iltilerde degil, kurani kerim üzerinde ahkam keserkende görülmekte.

Bugün herhangi bir ingiliz, bundan iki yüzyil önce yazilmis bir eseri rahatlik ile okuyabiliyorken, türkiydeki sözüm ona "ilerici, aydinlanmis hümanist" müslüman karsitlari, bundan doksan yil önce cikmis gazeteyi ne okuyabiliyorlar, ve burada da anlasilacagina göre okuduklarini anlayabilme yeteneklerine sahipler, ama hepsi muazzam birer arabin dini diye kücümsedigi, ne arapca nede arabin tarihi ve sosyolojisi ile ilgili hic birsey bilmedigi halde islam elestirmeni kesiliyor basimiza :) nerdeden tutsak elimizde kaliyor bu mantik.

ne dedik suc sizin degil, sizi algilarinizi misyoner cemaatlere teslim edebilecek sekilde yetistiren betonist yapilanmada.

Aslinda olay gayet basit kurani kerimde insanin insana karsi isledigi suclari tarif eden ayetler vardir,

birde insanin allaha karsi olan sorumlulugu, bu bir birinden farkli cezayi islemi olan fiiler ile ilgili ayetleri ya cehaletden dolayi, yada kasitli olarak gercegi yanistmayacak sekilde, bunun öz türkcesi yalan söyleyerek-iftira atarak, misyoner cemaatlerin trva ati olanlarca müslümanlara dayatilmasi.

Bizde Gözü namazda olmaynain, kulagi ezanda olmaz derler, bizde size soralim, elinize belinize dilinize sahip cikamiyormsunuzda ellerinizin kesilmesinden korkuyorsunuz, akilli akilli durun, hakkiniz olmayan kul malina dokunmayin, eliniz ile koymadiginizi kaldirmayin, ne eliniz kesilsin, nede kolunuz....

bu dert sizi sarmis, yakmis anlasilan, kleptomanikmisiniz nesiniz....

Link to post
Sitelerde Paylaş

Amma insan biraz islam iktisadına, islamın "nisab miktarını aşan birikmişte fakirin hakkı vardır" dusturuna, islam toplumunda zekata, infaka nazar eder, sonra da kıtlık senesinde halife ömerin bu cezayı tatbik etmemesine ve bunun izahına bakar, üzerinde düşünür ve sonra islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

Gerçeğe sadakat şart!

Alcintus islamda kamu malını çalanların elinin kesildiğini sanıyor. Peygamberinin hadisini de kamu hırsızlığı olarak biliyor.

Tamam insan yanlış bilebilir. Yanlış bilmek yada yanlış hatırlamak insanın tiyniyeti ve karektersizliği ile alakalı bir durum değildir. Olabilir.

Neyse yanlış bildiği bir bilgiyiye dayanarak yanlışı iyi ve adalet diye savunmak savunan kişinin tiyniyeti hakkında şüpheler uyandırır.

Tamam bu zavallı durumuda geç.

Sonra islamda kamu hırsızlığının elinin kesilmediğini öğrenip yani daha önce savunduğunun ve iyi , adaletli dediği olayın tam tersi bir uygulama olduğunu öğrenince de.

Bu seferde daha önce iyi ve adeletli dediği durumun tam tersini iyi ve adalet diye savunan kişinin “gerçek” algılayışında ciddi problem olduğunu gösterir.

Düşünce fikrin bir namusu vardır ve bu namus bu kadar hiç ucuzlamamıştı.

Hazine malına gelir isek, islamın haza adalet olan ceza hukuku burada, her bir bireyin beytül malde hakkı vardır dusturuna göre hareket etmiş bu sebep ile burada had değil tazir cezası devreye girmiştir!

Neyse, "Ben sporcunun zeki çevik aynı zamanda AHLAKLISINI severim". demiş büyük adam.

Oyunda golde yenir. golde atılır. Burdada yenmiş ve atılmıştırda. Ama centilmenliğe aykırı hareketlere kırmızı kart gösterilir. Yukardaki hareket cetilmenliğe aykırı bir harekettir ve cezası kırmızı kart ve düzelene kadar sahalarden men cezsını gerektirir.

Not: Gotik tarzdaki fontlar alcintusa aittir. Zaten üsluptanda anlaşılır.

tarihinde ERCUMENT tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Amma insan biraz islam iktisadına, islamın "nisab miktarını aşan birikmişte fakirin hakkı vardır" dusturuna, islam toplumunda zekata, infaka nazar eder, sonra da kıtlık senesinde halife ömerin bu cezayı tatbik etmemesine ve bunun izahına bakar, üzerinde düşünür ve sonra islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

Gerçeğe sadakat şart!

Alcintus islamda kamu malını çalanların elinin kesildiğini sanıyor. Peygamberinin hadisini de kamu hırsızlığı olarak biliyor.

Tamam insan yanlış bilebilir. Yanlış bilmek yada yanlış hatırlamak insanın tiyniyeti ve karektersizliği ile alakalı bir durum değildir. Olabilir.

Neyse yanlış bildiği bir bilgiyiye dayanarak yanlışı iyi ve adalet diye savunmak savunan kişinin tiyniyeti hakkında şüpheler uyandırır.

Tamam bu zavallı durumuda geç.

Sonra islamda kamu hırsızlığının elinin kesilmediğini öğrenip yani daha önce savunduğunun ve iyi , adaletli dediği olayın tam tersi bir uygulama olduğunu öğrenince de.

Bu seferde daha önce iyi ve adeletli dediği durumun tam tersini iyi ve adalet diye savunan kişinin “gerçek” algılayışında ciddi problem olduğunu gösterir.

Düşünce fikrin bir namusu vardır ve bu namus bu kadar hiç ucuzlamamıştı.

Hazine malına gelir isek, islamın haza adalet olan ceza hukuku burada, her bir bireyin beytül malde hakkı vardır dusturuna göre hareket etmiş bu sebep ile burada had değil tazir cezası devreye girmiştir!

Neyse, "Ben sporcunun zeki çevik aynı zamanda AHLAKLISINI severim". demiş büyük adam.

Oyunda golde yenir. golde atılır. Burdada yenmiş ve atılmıştırda. Ama centilmenliğe aykırı hareketlere kırmızı kart gösterilir. Yukardaki hareket cetilmenliğe aykırı bir harekettir ve cezası kırmızı kart ve düzelene kadar sahalarden men cezsını gerektirir.

Not: Gotik tarzdaki fontlar alcintusa aittir. Zaten üsluptanda anlaşılır.

Çok güzel yazmışsınız

selamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

şu an yeryüzünde ki bütün istatistiki rakamları karşılaştırın.hatta tarih boyunca tutulan bütün istatistikleri.yeryüzünde yapılan hırsızlıkların tamamı islam ülkelerinde.sadece gelir adaletsizliği rakamlarını karşılaştırın.o bile müslümanlığın ne mal olduğunu ortaya koyar.üç beş hırhıza saray.öbürleri kimin siinde?

tarihinde antifanatic tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...