Jump to content

İslam'da Hırsızın Cezası ve Kısasa Kısas


Recommended Posts

  • İleti 102
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Olsa ne olur olmasa ne olur muhterem, evvela insanda okuduğunu anlama ve muhakeme melekesi olacak

İmdi bunun üzerine gidince gözyaşları ceyhun oluyor garibimin amma neyelyelim çağırıp davet edende kendisi oluyor!

Sen hadis kitabı okumamıştır diyorsun bende fıkıh bilmiyor diyorum!

Şıracının şahidi bozacı!

Biri sallar, öbürü yağlar. Al birini vur ötekine!

Kısas ile tazmin arasındaki farkı ya bilmiyor ya yine misyoner ağabeylerine şirin görünmeye çalışıyor!

Kısas suçun aynı cinsten bir fiil ile ceza ile cezalandırılması halidir!

Çocukların anlayabileceği biçimde misal vermek gerekir ise bir adam, bir adamı öldürür ise onun da öldürülmesi kısastır, bir adam bir adama tokat atar ise ona da tokat atmak kısastır!

Bir adam bir adamın parasını misalen bin lirasını çalar ise, bu adamın hırsızın parasını çaldığı adama bin lira vermesi kısas değil tazmin etmektir, zararı karşılamak ödemektir!

Sözün kısası bu eçhel hırsızlığın kısas kapsamında olmadığını, hırsızca mağdur edilmiş kişiye sende ondan çal denemiyeceğini bilmiyor

İslamın hırsızlığa böyle bir müeyyide uygulamasının keyfiyetini gayz dolu beyni anlayamamış olabilir, zati neyi anlayabiliyorki!

Amma insan biraz islam iktisadına, islamın "nisab miktarını aşan birikmişte fakirin hakkı vardır" dusturuna, islam toplumunda zekata, infaka nazar eder, sonra da kıtlık senesinde halife ömerin bu cezayı tatbik etmemesine ve bunun izahına bakar, üzerinde düşünür ve sonra islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Öyle değil işte!

Tanımı doğru yapmışsın ama konuya girince çarpıtmışsın.

Muhterem, ben senden daha iyi bir yanıt beklerdim ama çok zayıf oldu bu izahın.

Gerçi sen de haklısın, çaresizlik olunca elin kolun bağlı.

Kısas, aynı cinsten karşılık vermektir. Suç da olur, hürmet de. Öldürmek de olur, küfretmek de.

“Herşey karşılıklıdır” sözü de kısastandır.

Öyleyse kısas cana can, göze göz, dişe diş, mala mal, hayvana hayvan, paraya para, sevgiye sevgi, küfüre küfür, şiddete şiddet demektir.

Kur’an’dan örnek vereyim:

Bakara-194. Haram ay haram aya kısastır. Hürmetler (saygılar-yasaklar-ateşkesler) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.

Demek ki sadece öldürmekle ilgili değil. Saldırmakla, davranışla da ilgili.

Görüldüğü gibi ayette kısasın misillemesi de var.

Cana can olabildiği gibi mala mal. Nasıl mı?

Tevrat’ta olduğu gibi, İbrahim’in, Yusuf’un, Musa’nın uyguladığı gibi misliyle.

Bunun için bir engel mi var?

Kısas değil tazminmiş. Tazmin, verilen zararın telafi ettirilmesidir.

Örneğin nişandan rücu edildi, karşılığında tazmin vardır.

Birisi gelip evini yaktı. Adamın eli kesilse ne olacak, öldürülse ne olacak, evini geri getirecek mi?

Evinin ve eşyanın misliyle fazlasını geri alabilmelisin.

Bu tecavüze uğrayan olarak senin hakkın.

Ayrıca suçluya hapis cezası verilmesi de caydırıcı olması ve toplumun huzuru açısından devletin görevi.

Hırsızlıkta da mala tecavüz vardır. Çalınan mal değerince geri alındığı gibi, suça karşılık olarak da misilleme cezası verilir. Hırsızın elinin kesilmesi, çalıp da yediği parayı-malı geri getirmez. Elini-ayağını kesmek de onu üretimdışı bir asalak haline getirir. Mağdur mağduriyetiyle kalır. O eli kesilen de topluma bir yük olur.

Yani, cana can, göze göz anlamındaki kısas ilkeldir ama mala mal kısası gayet mantıklıdır.

Ne var ki İslam’da tam tersi geçerlidir. Tevrat, bir yanlış bir doğruyla idare ederken, Kur’an bir yanlışa daha büyük bir yanlış eklemiştir.

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

Gerçeğe sadakat şart!

“Hırsızlığa uzanan el” mi demiş yoksa “Beytülmal’e uzanan el” mi?

Ben hırsızlığa biliyorum.

Muhammed hazretleri Beytülmal’e dediyse, bu İslam hukukunu yapanlar senin gibi naşel mi?

Ya gerçek işte bu muhterem!

Yalanın-dolanın-hurafenin değil bilimin gerçeğine sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bna da kutubinin hadisi gerçek dışı geldi, adamın 3 kere bir yerleri kesiliyor (eli, sol ayağı, sağ eli) ve hala hırsızlık yapabiliyorsa ve sonra sağ ayağı kesiliyor ve yine hırsızlık yapabiliyorsa bu eli ayağı olmayan bu yaralı hırsıza malını mülkünü çaldıran salaktır.

Ya adama acıdılar da halk mallarından verdi sonra birileri bunu gizli gizli bir şeyler aşırmaya çalışırken gördü ve idareye ispiyonladılar sonra bu hadis oluştu diyeceğim ama o da mantıksız.

Ya neresinden tutulursa tutulsun inandırıcı değil, mantıklı değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hırsızın elinin kesilmemesini isteyenler kendilerinin hırsızlık yapmayacaklarından emin değildir.

Şu mantığı kurmak için çok düşünmemişsindir herhalde.

Mesela "Zaniye recm istemeyenler, kendilerinin zina yapmayacaklarından emin olmayanlardır" mı demek gerekir? Ya da;

"Evlatlıkla ve onun boşanan eşiyle evlenmeye karşı çıkanlar, bu tür bir evliliği hiç düşünmeyenlerdir. Karşı çıkmayanlar ise bunu aklından geçirenlerdir." denilebilir mi senin mantığınla?

Ayrıca şeriat ülkesinde mi yaşıyoruz ki; elinin kesilmesinden korkup da böyle düşünen olsun?

Yok eğer, sen şeriat gelmesini isteyenlerdensin ve şeriata karşı olanlar "Ya şeriat gelirse, ben de hırsızlık yaptığım takdirde elim kesilebilir." diye düşündüklerini ima ediyorsan; avucunu yalarsın. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhterem, ben senden daha iyi bir yanıt beklerdim ama çok zayıf oldu bu izahın.

Gerçi sen de haklısın, çaresizlik olunca elin kolun bağlı.

Kısas, aynı cinsten karşılık vermektir. Suç da olur, hürmet de. Öldürmek de olur, küfretmek de.

“Herşey karşılıklıdır” sözü de kısastandır.

Öyleyse kısas cana can, göze göz, dişe diş, mala mal, hayvana hayvan, paraya para, sevgiye sevgi, küfüre küfür, şiddete şiddet demektir.

Kur’an’dan örnek vereyim:

Bakara-194. Haram ay haram aya kısastır. Hürmetler (saygılar-yasaklar-ateşkesler) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.

Demek ki sadece öldürmekle ilgili değil. Saldırmakla, davranışla da ilgili.

Görüldüğü gibi ayette kısasın misillemesi de var.

Ah meal münekkidi, bu cahillik ile senin halin ne olacak!

Kısas kuranda hangi ayette hangi bağlamda farz kılınmış de bakayım!

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِصَاصُ فِي الْقَتْلَى

Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı.

Bakara 178

KISAS: Sözlükte ayniyle karşılık vermek, herhangi bir hakkı dengiyle takas etmek demektir. "katlâ" kelimesi "katîl"in çoğuludur. "Katîl" de maktûl, öldürülmüş kimse demektir. "öldürülenler hakkında" ifadesindeki "fî" harfi, sebebiyet içindir. Ey iman edenler! zulmedilerek öldürülenler hakkında, yani bunların öldürülmesinden dolayı karşılık olarak katillerine kısas uygulanması üzerinize yazıldı, yazılmış bir kanun oldu, farz kılındı.

Elmalılı

Kuranda kısasın geçtiği dört yerde görülen, cezayı gerektiren fiilin cana kast ve bedensel zararlarla alakalı olduğudur! Bakara yüzdoksandörden bahis etmende bizi gülücüklere gark etti!

Bir evvelki ayete bakar isen yine savaş hukukundan bahis edildiğini görürsün ve bakara yüzdoksandörtte de haram aylarda bir saldırı olur ise olan ne kadar ise o kadar bir mükabeleden bahis vardır ve mesele yine cana bedensel fiziki bir taarruz ve zarardır!

Cana can olabildiği gibi mala mal. Nasıl mı?

Tevrat’ta olduğu gibi, İbrahim’in, Yusuf’un, Musa’nın uyguladığı gibi misliyle.

:)

Farzedelim ahmet mehmetin parasını çalıyor!

Bunun kısası, kısas manasının içeriği bakımından ahmetin çaldığı parayı mehmete idadesi değildir, bunun adı tazmin olur, ödeme olur, şunu dahi tefrik edemiyor musun!

Senin buradaki büyük cehaletin, kuranın kısas hükmünü hangi alana tahsis ettiğini bilmemektir!

Kısas, cana kasteden hallerle alakalıdır!

Dediğim gibi sen o bir çok şeyi idrak edemeyen aklın ile "islam burada niçün böyle bir ceza uyguluyor acaba" sualini sorabilirsin, amma "burada niye kısas yok" demek tam cehalet işidir!

Yine bilmediğin bir husus, hırsızlık içün zikredilen hükmünde bazı şartlara tabi olduğudur!

Her hadisede el kesilmez!

Biraz fıkıh oku, bilmediğin sahada ahkam kesme!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante'nin Hadis külliyati olmadigi gibi, bence ciddiye alinabilecek bir kitapligida yok, hepsi islam karsiti, ve misyoner sitelerinden kopyala yapistir, araya ciddi tartismalarda "sivismak" icin bol bol "olabilirler, "neden olmasinnlar" , ve nihayteinde "niye benim arkadam önümden, üstümden yaziyorsunuz, ben zaten ateist degilimi ki !:)

bak iki yüklendik, Kemalist oldugunda inkar etti !! sen tut, koskoca forumu "kemalist degil" diye terk ettigini yalani söyle, sonra "ben kemalist degilim ki" de :)

celiskiler yumagi pante, biz bunlari zaten biliyorduk, cok sükür her gecen gün digerleri de ögreniyor.

onun siglini desifre ede ede biz artik utanir hale geldik, kendisi "yagmur yagmiscasina sükür etmekte".

tarihinde Cheragh tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ah meal münekkidi, bu cahillik ile senin halin ne olacak!

Kısas kuranda hangi ayette hangi bağlamda farz kılınmış de bakayım!

Kuranda kısasın geçtiği dört yerde görülen, cezayı gerektiren fiilin cana kast ve bedensel zararlarla alakalı olduğudur! Bakara yüzdoksandörden bahis etmende bizi gülücüklere gark etti!

Bir evvelki ayete bakar isen yine savaş hukukundan bahis edildiğini görürsün ve bakara yüzdoksandörtte de haram aylarda bir saldırı olur ise olan ne kadar ise o kadar bir mükabeleden bahis vardır ve mesele yine cana bedensel fiziki bir taarruz ve zarardır!

:)

Farzedelim ahmet mehmetin parasını çalıyor!

Bunun kısası, kısas manasının içeriği bakımından ahmetin çaldığı parayı mehmete idadesi değildir, bunun adı tazmin olur, ödeme olur, şunu dahi tefrik edemiyor musun!

Senin buradaki büyük cehaletin, kuranın kısas hükmünü hangi alana tahsis ettiğini bilmemektir!

Kısas, cana kasteden hallerle alakalıdır!

Dediğim gibi sen o bir çok şeyi idrak edemeyen aklın ile "islam burada niçün böyle bir ceza uyguluyor acaba" sualini sorabilirsin, amma "burada niye kısas yok" demek tam cehalet işidir!

Yine bilmediğin bir husus, hırsızlık içün zikredilen hükmünde bazı şartlara tabi olduğudur!

Her hadisede el kesilmez!

Biraz fıkıh oku, bilmediğin sahada ahkam kesme!

Gerçeğe sadakat şart!

Kendince çok yazınca çok zırvalamış olayıda örtmüş oluyorsun zahir.

İbrahimi dinlerde kısas olduğu halde hırsızlık konusunda kuran kısas prensibine niye uymamış diyor..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Pante'nin Hadis külliyati olmadigi gibi, bence ciddiye alinabilecek bir kitapligida yok, hepsi islam karsiti, ve misyoner sitelerinden kopyala yapistir, araya ciddi tartismalarda "sivismak" icin bol bol "olabilirler, "neden olmasinnlar" , ve nihayteinde "niye benim arkadam önümden, üstümden yaziyorsunuz, ben zaten ateist degilimi ki !:)

bak iki yüklendik, Kemalist oldugunda inkar etti !! sen tut, koskoca forumu "kemalist degil" diye terk ettigini yalani söyle, sonra "ben kemalist degilim ki" de :)

celiskiler yumagi pante, biz bunlari zaten biliyorduk, cok sükür her gecen gün digerleri de ögreniyor.

onun siglini desifre ede ede biz artik utanir hale geldik, kendisi "yagmur yagmiscasina sükür etmekte".

Sizin kendinize ait bir fikriniz olmazmı?

Söyleyebilecek cümleleriniz olmazmı.

İlla birilerine yamanmanızmı gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Birisi gelip evini yaktı. Adamın eli kesilse ne olacak, öldürülse ne olacak, evini geri getirecek mi? Evinin ve eşyanın misliyle fazlasını geri alabilmelisin. Bu tecavüze uğrayan olarak senin hakkın. Ayrıca suçluya hapis cezası verilmesi de caydırıcı olması ve toplumun huzuru açısından devletin görevi.

Hırsızlıkta da mala tecavüz vardır. Çalınan mal değerince geri alındığı gibi, suça karşılık olarak da misilleme cezası verilir. Hırsızın elinin kesilmesi, çalıp da yediği parayı-malı geri getirmez. Elini-ayağını kesmek de onu üretimdışı bir asalak haline getirir. Mağdur mağduriyetiyle kalır. O eli kesilen de topluma bir yük olur.

Bu konu ile örtüşen "Hırsızı Gizlemek! Sivri bencillik (Tıkla)" konusunu açmıştım.

Yusuf, El(i)lahın tasarısı ile Bünyamine hırsızlık suçunu atmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ah meal münekkidi, bu cahillik ile senin halin ne olacak!

Kısas kuranda hangi ayette hangi bağlamda farz kılınmış de bakayım!

Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı.

Kuranda kısasın geçtiği dört yerde görülen, cezayı gerektiren fiilin cana kast ve bedensel zararlarla alakalı olduğudur! Bakara yüzdoksandörden bahis etmende bizi gülücüklere gark etti!

Bir evvelki ayete bakar isen yine savaş hukukundan bahis edildiğini görürsün ve bakara yüzdoksandörtte de haram aylarda bir saldırı olur ise olan ne kadar ise o kadar bir mükabeleden bahis vardır ve mesele yine cana bedensel fiziki bir taarruz ve zarardır!

E, bizim de eleştirdiğimiz bu işte!

Neden sadece cana can, dişe diş, göze göz diyor da mala mal demiyor?

Eleştirdiğimiz bu mantıksız anlayış.

Sebebi açık. Putperestliğin devamı da ondan.

İslam'ın %70'i putperest adet ve ibadetlerinden, %30'u da Musevi, Mecusi, Hristiyan taklitlerinden, kopyalarından oluşuyor.

Kendinden katılan 1-2 konu var o kadar.

Bunlardan biri evlatlıkla ve boşandığı eşiyle evlenebilme, diğeri de "ya müslüman olursun ya cizye ödersin" ilkelliği.

Kısas, Kur'an'da kısıtlanmış diye, tanımının içeriğini gözardı edecek değiliz.

Kaldı ki o kısıtlanmış halinde bile çelişki var.

Birisi bir tokat atsa, karşılığında tokadı hakeder Kur'an'a göre.

Ama İsa "Öbür yanağını çevir" diyor.

Bunların hepsi aynı Allah'tan ise bu ne çelişkili bir ilah.

Kuran ne derse desin. Önemli olan bilimdir, gerçektir. Kısas denilince, aynı cinsten karşılığı demektir ki; örneğin 2 tavuğu çalınan adama 4 tavuk vererek karşılanması misillemeli kısasa girer.

Farzedelim ahmet mehmetin parasını çalıyor!

Bunun kısası, kısas manasının içeriği bakımından ahmetin çaldığı parayı mehmete idadesi değildir, bunun adı tazmin olur, ödeme olur, şunu dahi tefrik edemiyor musun!

Senin buradaki büyük cehaletin, kuranın kısas hükmünü hangi alana tahsis ettiğini bilmemektir!

Kısas, cana kasteden hallerle alakalıdır!

Dediğim gibi sen o bir çok şeyi idrak edemeyen aklın ile "islam burada niçün böyle bir ceza uyguluyor acaba" sualini sorabilirsin, amma "burada niye kısas yok" demek tam cehalet işidir!

Yine bilmediğin bir husus, hırsızlık içün zikredilen hükmünde bazı şartlara tabi olduğudur!

Her hadisede el kesilmez!

Biraz fıkıh oku, bilmediğin sahada ahkam kesme!

Gerçeğe sadakat şart!

El Kindi uydurma! Sallıyorsun.

Tazminin, zararın karşılanması olduğunu söylemiştim ama keçi gibi inat ediyorsun.

Birisi evinin camını kırdı.

Masraflarını ödemesi tazmindir.

Arabana çarptı, hasar verdi. Yaptırması tazmindir.

Genelde kaza ile, istenmeyen ve kötü niyetli olmayan sebeplerden doğan zararlar tazmine girer.

Cehalet sende ve senin hukukunda.

Her hadisede el kesilmiyormuş.

Doğru, kesilmiyor. Eleştirdiğimiz de burası işte.

Neden küçük hırsızlıklarda el kesiliyor da, büyük hırsızlıklarda kesilmiyor?

Gaspçının, kapkaççının, hortumcunun, hazine malını soyup yetim hakkını yiyen büyük vurguncuların, çocuk hırsızlarının eli kesilmiyor. Ama yumurta çalanın, gömlek çalanın eli kesiliyor.

Bunun savunulacak bir tarafı var mı?

Bu mu adalet!

Ya suçsuz yere eli kesilenler ne olacak?

Yanlışlık halinde yerine getirilemeyen ve ömrü boyunca onursuzluğa mahkum edilen suçsuz insanın hakkı ne olacak?

Varsayalım ki yalancı-sahtekarın çok olduğu bir toplumda şeriat kanunları uygulanıyor.

İki yalancı şahitle çekemedikleri insanı "Kümesten tavuk çaldı" diye suçladılar. İkrarı şart görmeyen, iki şahidi yeterli gören bir düzen ise; O suçsuz insana yazık değil mi?

Halbuki o suçsuz adam elinin kesilmesi yerine 100 tavuk bile vermeye razıdır.

Böyle insanlık dışı bir ceza sistemi olabilir mi?

Olur. Böylesine ilkel dinlerde olur.

Yazık olan da bu El Kindi gibi meczupların o ilkel din düzenini getirmeye çalışmaları.

Yanlışsa itiraz et!

De ki "Ben öyle bir düşüncede değilim. Bu çağda böyle ilkel cezalar olmamalı". Diyebilir misin?

Diyemezsin, demezsin. Çünkü o düzen için ter dökmektesin.

Sizi gidi şeriat düzeni yanlıları sizi!

Sizi gidi mürteci meczuplar sizi!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Pante'nin Hadis külliyati olmadigi gibi, bence ciddiye alinabilecek bir kitapligida yok, hepsi islam karsiti, ve misyoner sitelerinden kopyala yapistir, araya ciddi tartismalarda "sivismak" icin bol bol "olabilirler, "neden olmasinnlar" , ve nihayteinde "niye benim arkadam önümden, üstümden yaziyorsunuz, ben zaten ateist degilimi ki !:)

bak iki yüklendik, Kemalist oldugunda inkar etti !! sen tut, koskoca forumu "kemalist degil" diye terk ettigini yalani söyle, sonra "ben kemalist degilim ki" de :)

celiskiler yumagi pante, biz bunlari zaten biliyorduk, cok sükür her gecen gün digerleri de ögreniyor.

onun siglini desifre ede ede biz artik utanir hale geldik, kendisi "yagmur yagmiscasina sükür etmekte".

Sen benim yazılarımda tek 1 tane "Kemalistim" ifadesi bul, ben yazmayı bırakacağım.

Bu kadar açık ve net konuşuyorum.

Ama ben sana Kemalist olmadığımı ifade ettiğim birçok yazımı delil olarak getirebilirim.

Şimdi var mısın iddiaya;

Sen bulursan ben artık din konularında yazmayı bırakacağım.

Bulamazsan, ben sana Kemalist olmadığım ifadelerini gösterirsem;

"Ben adi şerefsiz tahrikçi provakatörün tekiyim. Pante hakkında sürekli yalan ve iftirada bulunuyorum. Aslında o her konuda objektif yazıyor. Kendisini çok takdir ediyor ve saygı duyuyorum. Bugüne kadar yaptığım tüm küstahlıklar için kendisinden özür diliyorum." yazısını Ateistforumdaki profilime mesaj olarak yazmaya var mısın? Elimde mükemmel bir delil olsun sana karşı.

Yiyor mu?

Hadi yiyorsa söz ver ve başla.

Yok yapamayacaksan eğer, bu da senin ne tür bir mahluk olduğunun göstergesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

E, bizim de eleştirdiğimiz bu işte!

Neden sadece cana can, dişe diş, göze göz diyor da mala mal demiyor?

Eleştirdiğimiz bu mantıksız anlayış.

Mantıksızlık, sende meleke halini almış arazın adı :)

Hırsızlık fiili ile, mala gelen zararı ve kısasın mahiyetini idrak edemeyen veyahut etmiş gibi yapana biz ne diyelim!

İslam, hataen veyahut kasten bir şahsın malına verilen zararı değil, hırsızlığı bu şekilde cezalandırıyor, hala ayılamadın mı!

Kısas, zulme kaçmadan, misli ile aynı cinsten mukabeledir!

Hırsızlığın kısası bu mantık ile hırsızlık olur buda meşru olmaz eçhel muhatabım :)

Pante benim cebimden yüz lira çalar ise Alchindusun kısas talep etmesi "bende onun cebinden yüz lira çalacağım" iddiası olurki bu saçmadır!

Resmi otoritenin panteye "Alchindusa yüz lira öde" demesi kısas değildir, bundan fazlasını ödeme talimatıda kısas değildir, çünki birincisi icbar edici bir hüküm ile suçluya tazmin cezası verilmesidir ikincisi de kısastaki mütekabiliyeti ihlaldir!

Hiç mi kafan çalışmıyor senin!

Kısas, Kur'an'da kısıtlanmış diye, tanımının içeriğini gözardı edecek değiliz.

Bu ne eçhelce laf :)

Kuran kısası "katla" ile, haksız yere cana kıyma ile kayıt altına aldı, buna tahsis etti ise, sen kuranın suç diye tespit ettiği başkaca fiiller de bu cezalandırma metodunu nasıl talep edebilirsin!

Eçhel olduğun içün mü :)

Birisi bir tokat atsa, karşılığında tokadı hakeder Kur'an'a göre.

Ama İsa "Öbür yanağını çevir" diyor.

Ah eçhel pante!

Evvela kuranda da bu hususta af mekanizması vardır, kısas tatbiki dışında ihtimal olmayan bir emir değildir!

İkincisi, isaya o sözü atfedenler ne derece doğru söylüyor ayrı bir bahis olmakla birlikte, müslümanlar ve peygamberleri de çok kere kendilerine yapılan haksızlığı hoşgörmüşlerdir!

Bir insanın kısas talep etme hakkı yok iken af etmesinin kıymeti nedir, bu hakkı var iken af etmesinin kıymeti ne!

Aklı olan bunu kıyas etsin ve yine zillete boyun eğmeyi her daim men eden islamın izzet ve şerefini bir kere daha takdir etsin!

Tazminin, zararın karşılanması olduğunu söylemiştim ama keçi gibi inat ediyorsun.

Yahu sen ne komik adamsın!

Ahmet mehmetin yüz lirasını çaldı!

Sen diyorsun ki "ahmet mehmete yüz lira ödesin"

E bu nedir :)

Kısas değildir :)

Her hadisede el kesilmiyormuş.

Doğru, kesilmiyor. Eleştirdiğimiz de burası işte.

Neden küçük hırsızlıklarda el kesiliyor da, büyük hırsızlıklarda kesilmiyor?

Gaspçının, kapkaççının, hortumcunun, hazine malını soyup yetim hakkını yiyen büyük vurguncuların, çocuk hırsızlarının eli kesilmiyor. Ama yumurta çalanın, gömlek çalanın eli kesiliyor.

Pante işin gücün karıştırıcılık ile, araya bir iki doğru sıkıştırıp on tane yalanı ortaya atmak!

İslama iftira etmek haricinde meziyeti olmayan pante sana ne diyorum, biraz fıkıh öğren zavallı!

Hırsız akıl baiğ ve reşid ise, çaldığı malda mülkiyet hakkı yok ise, bu mal belirli bir değerin üzerinde ise ve malı çalınan hukuki yola başvurmadan evvel mal iade edilip tövbe istiğfar edilmemiş ise, bu hususta şahitler var veyahut hırsız eylemini itiraf etmiş ise bu ceza ona tatbik edilir!

Hazine malına gelir isek, islamın haza adalet olan ceza hukuku burada, her bir bireyin beytül malde hakkı vardır dusturuna göre hareket etmiş bu sebep ile burada had değil tazir cezası devreye girmiştir!

Eylem cezasız bırakılmamış amma fail, az veyahut çok hakkı bulunan bir yere el uzattığı içün, hiçbir hakkı olmayan yere el uzattığında tatbik olunan cezadan farklı bir cezaya maruz kalmıştır!

Misalen aynı hal, fakirlerin istifade ettiği bir vakıf malından çalan fakir olduğunda da geçerlidir! Amma buradan bir zengin çalar ise ona had uygulanır!

Çünki prensip muhkem ve alemşumüldür!

Kimse hak iddia edemeyeceği mala el uzatamaz!

Hırsızın hiçbir hakkı olmayan mala el uzatmasında uğradığı cezayı ağır bulup yerine tazmin öneren pante, beytül malde az çok hakkı bulunan hırsızın buradan çaldığında tazir cezasına çarptırılmasını adaletsiz buluyor, buda onun sayısız tenakuzlarından sadece birisi oluveriyor :)

Ya suçsuz yere eli kesilenler ne olacak?

Pante niçün devamlı saçmalıyorsun :)

Cezalandırma sistemlerinde, hükümde hata etme ihtimalinin varlığı ceza sistemlerini geçersiz mi kılar!

Haksız yere hapse atılan, vergi cezasına çarptırılan bir sürü insan var diye, bu mevzuat tatbik edilmeyecek veyahut gayrı adil mi olacak!

Haksız yere kimsenin elini kesmeyeceksin, islam zati bu mevzuda had cezalarında en ufak bir şüphede haddi düşürür!

Hz. Muhammed "Şüphe bulununca, gücünüzün yettiği kadar hadleri düşürünüz" buyurmuştur!

Ölçüdür, şüpheler hadleri düşürür pante, fıkıh öğren biraz!

Ha birde yalancıdan şahid olmaz, bunu da öğren :)

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Maide-38. Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.

Ayşe rivayet etti ki; "Resulullah çalınan malların değeri çeyrek dinar ya da fazla ise, hırsızın elini kestirirdi."

(Sahih Muslim, Kitab Al-Hudud, hadis: 4157)

Ebu Hureyra Resulullah'ın şöyle dediğini rivayet etti:

"Bir yumurta çalıp eli kesilen, ya da bir ip çalıp eli kesilen hırsızın üzerinde Allahın belası olsun!"

(Sahih Muslim, Kitab Al-Hudud, hadis: 4185)

Nitekim İslam Öncesi Kureyş'de hırsıza verilen ceza elini kesmekti. Ve İslam'a bu ceza hiçbir değişikliğe uğramadan aynen geçti.

Müslümanlar artık bu cezayı ilkel buluyorlardır.Tanıdıgım hiç bir müslüman hırsızlık yaptı diye elin kesilmesine razı olmaz.

Sayın Pante

Maide 38 bugünün müslümanın vicdanın da yankı bulamaz

Bu hüküm kuranda olsa bile anlamını yitirmiştir.

Bu ayeti hiçbir müslüman savunamaz.

Geçen yıllarda baklava çaldıkları için gençlere 15 er yıl hapis cezası veren mahkemeye, kamuoyu nasıl tepki göstermişti hatırlarsınız.

Maide 38 i dogru bulana bizim toplumumuz en hafifinden meczup muamelesi yapar.

sayın Pante meczuplar konusunda şansınızın bol oldugu görülüyor

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mantıksızlık, sende meleke halini almış arazın adı

Hırsızlık fiili ile, mala gelen zararı ve kısasın mahiyetini idrak edemeyen veyahut etmiş gibi yapana biz ne diyelim!

İslam, hataen veyahut kasten bir şahsın malına verilen zararı değil, hırsızlığı bu şekilde cezalandırıyor, hala ayılamadın mı!

Kısas, zulme kaçmadan, misli ile aynı cinsten mukabeledir!

Hırsızlığın kısası bu mantık ile hırsızlık olur buda meşru olmaz eçhel muhatabım

Pante benim cebimden yüz lira çalar ise Alchindusun kısas talep etmesi "bende onun cebinden yüz lira çalacağım" iddiası olurki bu saçmadır!

Resmi otoritenin panteye "Alchindusa yüz lira öde" demesi kısas değildir, bundan fazlasını ödeme talimatıda kısas değildir, çünki birincisi icbar edici bir hüküm ile suçluya tazmin cezası verilmesidir ikincisi de kısastaki mütekabiliyeti ihlaldir!

Hiç mi kafan çalışmıyor senin!

Mantıksızlık ben de değil, senin inandıklarında ve sende El Kindi.

Anlatamıyorum herhalde.

Ben “böyle olmalı” diye bir iddiada bulunmuyorum.

Ben kısasa da karşıyım, el kesmeye de.

Kısas da sizin, el kesme de sizin ilkel uygulamalarınız.

Benim savunduğum Tevrat’ta kısas olarak düşünülüp hırsızlığın cezası çaldığı mala misillemeli olarak belirlenmişken, neden Allah fikir değiştirmiş de Kur’an’da el kesme cezası getirmiş.

Muhammed’den önce böyle uygulanmış. Tevrat’ta böyle yazıyor.

Ne Tevrat’ta, Ne İncil’de el kesme cezası yok.

İslam’dan başka hiçbir tektanrıcı dinlerde bu ilkel ceza yok.

Sen çıkıp diyorsun ki “Kısas öldürme, yaralama konusunda vardır. Mal için tazmin vardır.”

İyi de bu İslam’da böyle.

Tevrat’ta olabildiğine göre demek ki Kısas’ta “mala karşı mal” olabiliyormuş.

Ve el kesme gibi ilkel-insafsız bir ceza karşısında Tevrat’taki mantığı daha doğru buluyorum.

Yani benim değerlendirmem, bu iki farklı hüküm arasında Tevrat’taki mantığı savunmaktır.

“Kısas’ta mal olmaz” iddiana karşı da “Bu senin iddian, istenirse olabilir. Tevrat’ta nasıl olmuş?” diyorum. Bilimsel olarak da bu mümkün. En azından el kesmeye göre çok daha mantıklı.

“O benden 100 lira çaldı. Ben de ondan 100 lira çalacağım.” değil.

Daha önce örnek verdim. Adam senin evini yaktı. Sen de gidip onun evini yakmayacaksın elbette.

Evinin ve eşyalarının fazlasıyla karşılığını alacaksın.

Buna nasıl karşı çıkılır? Bundan daha doğru bir mantık olur mu?

Adam öldürenden diyet kabul edilirse nasıl affedilebiliyor, kısasta!

Demek ki rıza olduğu takdirde kısas ortadan kalkabiliyor.

Öyleyse neden hırsızın elinin kesilmesi yerine, maddi bir ceza verilemesin?

Bu ne eçhelce laf

Kuran kısası "katla" ile, haksız yere cana kıyma ile kayıt altına aldı, buna tahsis etti ise, sen kuranın suç diye tespit ettiği başkaca fiiller de bu cezalandırma metodunu nasıl talep edebilirsin!

Eçhel olduğun içün mü

Bre geri kafalı naşel!

( Dikkat et, her sert ifadem senin hakaretine karşılıktır. Kısasa kısas, hem de misliyle!)

Kısası Kur’an mı getirmiş ki, Kur’an öyle dediği için, öyle kabul görmeli.

Olduğu gibi Tevrat’tan almış. Ama hırsızlığa gelince putperest hukukunu aynen sürdürmüş.

Sen asıl buna cevap ver. Konuyu kısas içinde boğmaya çabalama!

Niye böyle yapıyorsun? Naşel olduğun için mi?

Asıl konumuz bu.

Neden asırlarca Tevrat’taki hükümler uygulanmışken; Allah daha sonra kendi hükmünü değil de kendisine ortak koşan ebedi cehennemlik müşriklerin hukukunu doğru bulmuş ve onu emretmiş?

Pante işin gücün karıştırıcılık ile, araya bir iki doğru sıkıştırıp on tane yalanı ortaya atmak!

İslama iftira etmek haricinde meziyeti olmayan pante sana ne diyorum, biraz fıkıh öğren zavallı!

Hırsız akıl baiğ ve reşid ise, çaldığı malda mülkiyet hakkı yok ise, bu mal belirli bir değerin üzerinde ise ve malı çalınan hukuki yola başvurmadan evvel mal iade edilip tövbe istiğfar edilmemiş ise, bu hususta şahitler var veyahut hırsız eylemini itiraf etmiş ise bu ceza ona tatbik edilir!

Hazine malına gelir isek, islamın haza adalet olan ceza hukuku burada, her bir bireyin beytül malde hakkı vardır dusturuna göre hareket etmiş bu sebep ile burada had değil tazir cezası devreye girmiştir!

Eylem cezasız bırakılmamış amma fail, az veyahut çok hakkı bulunan bir yere el uzattığı içün, hiçbir hakkı olmayan yere el uzattığında tatbik olunan cezadan farklı bir cezaya maruz kalmıştır!

Misalen aynı hal, fakirlerin istifade ettiği bir vakıf malından çalan fakir olduğunda da geçerlidir! Amma buradan bir zengin çalar ise ona had uygulanır!

Çünki prensip muhkem ve alemşumüldür!

Kimse hak iddia edemeyeceği mala el uzatamaz!

Hırsızın hiçbir hakkı olmayan mala el uzatmasında uğradığı cezayı ağır bulup yerine tazmin öneren pante, beytül malde az çok hakkı bulunan hırsızın buradan çaldığında tazir cezasına çarptırılmasını adaletsiz buluyor, buda onun sayısız tenakuzlarından sadece birisi oluveriyor

Yahu bu ne biçim akıl, bu ne biçim mantık?

Sen değil miydin “Beytülmal’e uzanan el, kızım Fatma’nın eli olsa keserim” diye hadis uyduran!

Şimdi ne oldu da İslam’ın berbat hukukunu savunur oldun?

Dansöz gibi kıvırma El Kindi!

Yetim hakkı yiyenlerin, devlet malını çalanların, trilyonları götüren hortumcuların eli kesilmeyecek,gariban hırsızın eli kesilecek ha! Öyle hukuka hukuk denmez, guguk denir guguk!

Kur’an’da bile geçmediği için böyle rezil bir hukuku savunduğun için boşuna yobaz olduğunu söylemiyorum. Kimse sanmasın ki dini inançlarından dolayı gerici, yobaz vs. diyorum. Hayır, normal bir dindar insana bu lafı asla söylemem. Ama molla kafalılar bunu hak ediyor.

Pante niçün devamlı saçmalıyorsun

Cezalandırma sistemlerinde, hükümde hata etme ihtimalinin varlığı ceza sistemlerini geçersiz mi kılar!

Haksız yere hapse atılan, vergi cezasına çarptırılan bir sürü insan var diye, bu mevzuat tatbik edilmeyecek veyahut gayrı adil mi olacak!

Haksız yere kimsenin elini kesmeyeceksin, islam zati bu mevzuda had cezalarında en ufak bir şüphede haddi düşürür!

Hz. Muhammed "Şüphe bulununca, gücünüzün yettiği kadar hadleri düşürünüz" buyurmuştur!

Ölçüdür, şüpheler hadleri düşürür pante, fıkıh öğren biraz!

Ha birde yalancıdan şahid olmaz, bunu da öğren

Gerçeğe sadakat şart!

El Kindi, yanlış karar her ülkede, her düzende olabilir.

Ben geri getirilemeyecek olması nedeniyle doğru bulmuyorum.

Yanlışlıkla eli kesilen insan, sadece bir uzvu eksik özürlü durumuna sokulmuyor.

Ömrü boyunca onursuz, utanç dolu bir yaşama mahkum ediliyor.

Bir insan 5 yıl haksız yere hapis yatabilir. Ama hiç olmazsa ondan sonraki yaşamını düzgün yaşayabilir.

Eli kesilenin öyle değil. Boynunda devletin levhasıyla mı dolaşacak “Bu adam suçsuz” diye?

Yalancıdan şahit olmazmış!

Şu mantığa bakar mısınız!

Sanki yalancının alnında yazıyor yalancı olduğu.

Kimbilir nice yalancı şahitler yüzünden ne canlar yakılmıştır şimdiye dek?

Peygamberin “Şüphe bulunduğunda haddi düşürün” hadisini görüyorsun ama Kütübüsitte’den naklettiğim hadisleri görmüyorsun.

Bu arada sorduğum soruları es geçmişsin. Sükut ikrardan gelirmiş.

Tahmin ettiğim gibi şeriat düzeni yanlısı bir gericisin.

Kullandığın sözcüklerden, dilinden-üslubundan belli.

Ama o zevki tadamayacaksınız, avucunuzu yalayacaksınız.

Laikliği kaldırmaya gücünüz yetmeyecek.

Hak bilimden gelir, gökten-şeriatten değil! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ve el kesme gibi ilkel-insafsız bir ceza karşısında Tevrat’taki mantığı daha doğru buluyorum.

Yani benim değerlendirmem, bu iki farklı hüküm arasında Tevrat’taki mantığı savunmaktır.

Zati sizin bütün meziyetiniz tevrat ve incili savunmaktır :)

Sen tevrata iman etmiş birisi isen bu beni üzmezki, sevindirir! Bir merhale atlamış, yukarıya doğru sıçrama yapmışsındır! Ümid ederiz, bu iş islam ile taçlanır diye bekleriz!

Tevrattaki hükme kalbinin ısınması iyi güzelde, bunu "tevattaki kısas" diye pazarlamana ne diyelim, eçhellik mi :)

Tevratta bu noktada bildiğimiz kısas bağlamında hüküm verildiğini nereden uyduruyorsun pante!

Daha önce örnek verdim. Adam senin evini yaktı. Sen de gidip onun evini yakmayacaksın elbette.

Evinin ve eşyalarının fazlasıyla karşılığını alacaksın.

Buna nasıl karşı çıkılır? Bundan daha doğru bir mantık olur mu?

Fazla mı üzerine gittik, kısa devre mi oldu :)

Evin yakılması eylemi ile hırsızlığı benzer fiil saymana mı, fazlası ile tazmin işlemine kısas yani aynı cinsten misli ile mükabele deme eçheliyetine mi dokunayım, sen söyle hangisi alıp yerden yere vurayım!

Kısası Kur’an mı getirmiş ki, Kur’an öyle dediği için, öyle kabul görmeli.

Cidden fuzuli zaman israfısın!

İslam hukukunda bir had cezasını mevzu ediniyorsun, sonra bu hukukta yer alan ve bir zarar verme biçimine tahsis edilmiş cezayı bu mevzu edindiğin konuda islam niye tatbik etmiyor diye aptalca didiniyorsun, sonra da "kuran öyle dediyse bana ne" diyorsun!

Yahu sen ne diyorsun, iyi misin :)

Sen asıl buna cevap ver.

Sana yine bilmediğin bir şeyi öğretip, islam hukukunun hırsızlık bahsinde bu cezayı vermesi hikmeti noktasında ilk mesajımızda gerekli bilgiyi vermiş idik!

"Nisab miktarını aşan birikmişte fakirin hakkı vardır" dusturuna malik islam iktisadının tatbik edildiği islam cemiyetinde, birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan el kesilir!

İslam toplumunda zekata, infaka nazar eden, sonra da kıtlık senesinde halife ömerin bu cezayı tatbik etmemesi üzerinde düşünen islamın kimse hak iddia edemeyeceği mala el uzatamaz dusturuna itiraz edemez!

Sen değil miydin “Beytülmal’e uzanan el, kızım Fatma’nın eli olsa keserim” diye hadis uyduran!

Biz uydurmayız pante, aramızdaki fark google kullanarak post yazmamaktan mütevellid hıfzımızdan yazar iken bazen böyle sehven hatalar etmektir!

Naklettiğimiz şekli ilede sözün meşhuriyetinden mütevellid olsa gerek böyle yazmışız!

Burada muhim olan Hz. Muhammedin sözündeki, hukukun güçlü ve zayıfa eşit uygulanmasına tekiddir ve kızı dahi haddi gerekecek suçu işler ise, bunun tatbikinden çekinilmemesi gerektiğidir!

gariban hırsızın

Gariban hırsız ha :)

Mesele islama sallamak olduğunda münkir içün hırsız gariban olur, fahişe ahlak abidesi!

Açın, yoksulun bu minvalde islam hukukunda nasıl bir muameleye uğradığını bilmiyor musun! Sana halife ömerin kıtlık senesinde bu haddi uygulamadığını söylüyoruz, bunu kurana ve onun vahyine tanık olmuş birisi olarak yapıyor!

Niçün!

Çünki gelen emirlerin sırasını ve emirdeki hikmeti çok iyi biliyor!

Sonra hortumcu meselesi!

Uydurmaktan utanmıyor musun, misalen vatandaşın mevduatını çalana bu hüküm niçün uygulanmayacak mış!

Türkiye'ye bakıp mı kelam ediyorsun yoksa, unutma burada yere göğe sığdıramadığın laik nizam ve seküler hukuk cari, bu sebeple ne hortumcunun eli kesilir, nede otuzbin masumun katili asılabilir!

El Kindi, yanlış karar her ülkede, her düzende olabilir.

Ben geri getirilemeyecek olması nedeniyle doğru bulmuyorum.

Had cezalarının tatbiki içün getirilen şartlara bir bakar isen, bu noktada hata etme ihtimali nerede ise sıfırdır!

Ve daha evvel dediğim gibi ufak bir şüphe dahi, haddi düşürür!

Yalancıdan şahit olmazmış!

İslam rejiminde olmaz, seküler rejimlerde olabilir, sen buna güzel bir misalsin :)

Bu arada sorduğum soruları es geçmişsin. Sükut ikrardan gelirmiş.

Hangileriymiş o sorular!

Laikliği kaldırmaya gücünüz yetmeyecek.

Salına salına nereye kadar gidebilirsin pante :)

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş
Zati sizin bütün meziyetiniz tevrat ve incili savunmaktır :)

Sen tevrata iman etmiş birisi isen bu beni üzmezki, sevindirir! Bir merhale atlamış, yukarıya doğru sıçrama yapmışsındır! Ümid ederiz, bu iş islam ile taçlanır diye bekleriz!

Tevrattaki hükme kalbinin ısınması iyi güzelde, bunu "tevattaki kısas" diye pazarlamana ne diyelim, eçhellik mi :)

Tevratta bu noktada bildiğimiz kısas bağlamında hüküm verildiğini nereden uyduruyorsun pante!

Lagaluga yapma!

Ben inancımla gayet yüksek bir şerefe nail oldum.

İlkel dinlerle, saçmalıklarla işim olmaz. Darısı başınıza! :D

Fazla mı üzerine gittik, kısa devre mi oldu smile.gif

Evin yakılması eylemi ile hırsızlığı benzer fiil saymana mı, fazlası ile tazmin işlemine kısas yani aynı cinsten misli ile mükabele deme eçheliyetine mi dokunayım, sen söyle hangisi alıp yerden yere vurayım!

Sen böyle teferruatla uğraş, o örneği hırsızlıkla bağdaştıran senin kafan, benim değil.

Cidden fuzuli zaman israfısın!

İslam hukukunda bir had cezasını mevzu ediniyorsun, sonra bu hukukta yer alan ve bir zarar verme biçimine tahsis edilmiş cezayı bu mevzu edindiğin konuda islam niye tatbik etmiyor diye aptalca didiniyorsun, sonra da "kuran öyle dediyse bana ne" diyorsun!

Yahu sen ne diyorsun, iyi misin

Zaman israfı olan sensin, her seferinde açıklamak zorunda bırakıyorsun.

Tevrat'ı gönderen Allah, "Hırsıza misliyle ödetin" diyor.

Tüm peygamberler döneminde de böyle uygulanıyor.

Buna karşın paganlarda, putperestlerde el kesme cezası var.

Şimdi MÖ. 1000 yılında iki toplum düşünelim.

Biri putperest ve hırsızın elini kesiyor. Diğeri Tevhid dininden ve hırsıza misliyle ödetiyor.

Sanal bir diyalog:

- Yahu siz de hırsızlerin elini kessenize. Böyle misliyle ödeterek hırsızlık önlenmez.

- Biz Allah'ın emrine uyarız. Bizim kitabımızda böyle yazar. O hırsız daha sonra bu huyundan vazgeçebilir ama kesilen eli geri gelmez. Allah büyüktür, alimdir.

- Bizim ilahlarımız da "Hırsızın elini keseceksin" diyor. Hırsız hırsızdır, yine yapar, asla düzelmez.

Ve binlerce yıl sonra Allah düşünür, taşınır. "Bu putperestlerin cezası daha iyi sonuç veriyor galiba" der. Ve son gönderdiği kitabında hükmünü değiştirerek putperestlere uyar.

Şimdi sen iyi misin El Kindi? :lol:

Biz uydurmayız pante, aramızdaki fark google kullanarak post yazmamaktan mütevellid hıfzımızdan yazar iken bazen böyle sehven hatalar etmektir!

Naklettiğimiz şekli ilede sözün meşhuriyetinden mütevellid olsa gerek böyle yazmışız!

Burada muhim olan Hz. Muhammedin sözündeki, hukukun güçlü ve zayıfa eşit uygulanmasına tekiddir ve kızı dahi haddi gerekecek suçu işler ise, bunun tatbikinden çekinilmemesi gerektiğidir!

Sen mi uydurmayacaksın!

Hadi ver o zaman hadisin adresini!

Bakalım kim google'dan bulduğunu yazıyor, kim doğrusunu biliyor.

Hadi bekliyorum.

Seninkinden daha sağlam hadis getirmezsem, uydurmadığını kabul edip özür dileyeceğim.

Hadi göreyim seni! Lagaluga yapmadan, sadece hadisi yaz görelim.

Gariban hırsız ha

Mesele islama sallamak olduğunda münkir içün hırsız gariban olur, fahişe ahlak abidesi!

Açın, yoksulun bu minvalde islam hukukunda nasıl bir muameleye uğradığını bilmiyor musun! Sana halife ömerin kıtlık senesinde bu haddi uygulamadığını söylüyoruz, bunu kurana ve onun vahyine tanık olmuş birisi olarak yapıyor!

Niçün!

Çünki gelen emirlerin sırasını ve emirdeki hikmeti çok iyi biliyor!

Sonra hortumcu meselesi!

Uydurmaktan utanmıyor musun, misalen vatandaşın mevduatını çalana bu hüküm niçün uygulanmayacak mış!

Türkiye'ye bakıp mı kelam ediyorsun yoksa, unutma burada yere göğe sığdıramadığın laik nizam ve seküler hukuk cari, bu sebeple ne hortumcunun eli kesilir, nede otuzbin masumun katili asılabilir!

Kıvırmaya inatla devam etmektesin.

Elbette gariban hırsız.

Eve giren hırsızın köşeyi döndüğü mü görülmüş?

O bir kişiyi soyuyor. Ama hortumcu, vurguncu, hazine malını çalan milyonları soymuş oluyor.

Sen bırak şimdi "mevcut hukuk" diyerek konuyu çarpıtmayı.

Devlet malını soyanı "Onun da hazinede hakkı var" diye affetmek, adaletsizliğin dikalasıdır.

Tersine eğer küçük-adi hırsızın eli kesilmeyip, devleti soyanın kesilseydi; O zaman buna hiç itirazımız olmazdı. Demek ki bu hukuku yapanların kendilerinden şüpheleri vardı. Belki de onlar da hortumcu idi.

İslam rejiminde olmaz, seküler rejimlerde olabilir, sen buna güzel bir misalsin

Hadi ordan meczup naşel! Yalancı da sensin, iftiracı da..

Yediririm o lafı sana:

İki kişi, üçüncü bir şahsın hırsızlık yaptığına dair şahitlikte bulundular. Bunun üzerine Hz. Ali adamın kolunu kesti. Bu iki kişi gidip bir müddet sonra diğer bir adamı getirip: "Biz hata etmişiz, hırsızlığı yapan o değilmiş (bu imiş)" dediler. Hz. Ali bunların şahidliğini iptal ederek (getirdikleri bu şahıs aleyhinde kabul etmedi. Ayrıca) onlara, önceki adamın diyetini yükledi ve: "Bilsem ki siz bu işi bilerek yaptınız, kollarınızı keserdim" dedi.

Kütübüsitte, Hudut, Hadis No: 1638

Afiyet olsun. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence Kısas konusunda kuranda kendi içerisinde tutarlılık var.

Ama Tevrat ile kuran arasındada hırsızlığın cezalandırma şekli arasında farklılık varmış.

Kuranın hükmümü daha medenice ve akıllıca, yoksa tevratınkimi?

Ve kuranda hırsızlıkla ilgili bir cezalandırma yöntemi olduğu halde kuran bunu neden değiştirmiş. Başlığın mevzusu asıl olarak bu.

Ama kısas konusunada takılındı. Tevratta hırsızın cezalandırma şekli kısas çerçevesinde mi değerlendiriliyor acaba. Bilgilensek iyi olur.

Ama başlığın mevzusu tevratta var olduğu halde para cezası neden değiştirildi. Kuranda cezalandırmalar genelde bedene yönelik mi ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...