Jump to content

İslam'da Hırsızın Cezası ve Kısasa Kısas


Recommended Posts

Hahaha :lol:

Ercü kıvranıyorsun varya muhatap alınmak için..

Bu ihtiyarda harbi gaddar ha, senin onca şirinliğini görmezden geliyor dönüp sana da öbür moruğa gösterdiği ilginin alakanın şevkatin zerresini lutfetmiyor B)

Ayıp ediyorsun ihtiyar gör şu ercüyü :D

Ha ercü, sende şunları gör bakayım :lol:

Biz uydurmayız pante, aramızdaki fark google kullanarak post yazmamaktan mütevellid hıfzımızdan yazar iken bazen böyle sehven hatalar etmektir!

Naklettiğimiz şekli ilede sözün meşhuriyetinden mütevellid olsa gerek böyle yazmışız!

Burada muhim olan Hz. Muhammedin sözündeki, hukukun güçlü ve zayıfa eşit uygulanmasına tekiddir ve kızı dahi haddi gerekecek suçu işler ise, bunun tatbikinden çekinilmemesi gerektiğidir!

Dediğimi anlamadı isen tekrar edeyim, Hz. Muhammedin "kızım fatımada olsa elini keserim" sözünü hıfzımızdan sehven yani hataen beytülmalden diye yazdığımı söyledim, hakikaten de sen "beytülmal mi demiş" diye sual ettiğinde öyle yazdığımı fark ettim!

O yazdığım şekliylede yaygın bir telaffuz vardır, amma ben kaynaklarda bu minvalde bir nakle rastadığımı hatırlamıyorum, zihnimizin bize yaptığının sebebi bu yanlış telaffuz olmalı!

Ha yok "kızının elini keseceğini nerede demiş" diyor isen işte sana nazar edebileceğin bir kaynak!

Pante hem yazılanlar, hem bunları yazanların geçmişi ortada!

Ben hiçbir vakit, sehven yaptığım bir hatayı reddetme sefaletine düşmedim! Üstelik burada da görüldüğü gibi, yaptığım manayı çarpıtma veyahut muhim bir hata değil, Hz. Muhammedin hırsızlık eden kızı dahi olsa onun elini keseceğini, yani hukukun herkese eşit uygulanacağı sözünü naklederken zihnimizde meydana gelen hatalı bir çağrışım ile bu çalma işini bir alana tahsis eden bir söz kullanmışım!

Durumu farkedince de hata etmişim, söz öyle değil böyle işte kaynağı da demişim!

Ben ifadede beytül mal geçiyor diye bir ısrar ve iddiada bulunmadım ki pante, diyorum ya sen "beytül mal mi demiş" dediğin anda ben böyle yazdığımı fark ettim! Sonra da zikrettim böyle yazmak ile hata etmişim deyu!

Mesele bu!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 102
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Hahaha :lol:

Ercü kıvranıyorsun varya muhatap alınmak için..

Bu ihtiyarda harbi gaddar ha, senin onca şirinliğini görmezden geliyor dönüp sana da öbür moruğa gösterdiği ilginin alakanın şevkatin zerresini lutfetmiyor B)

Ayıp ediyorsun ihtiyar gör şu ercüyü :D

Ha ercü, sende şunları gör bakayım :lol:

Vay hacıyatmaz.

Kişileri iplesem yazılarına cevap yazmazdım. Ama iplemiyorum.

Gerçekten ama tavır koymak bile gelmiyor içimden.

Ne söylediği şeyler, ne izlediği yol bir değer ifade etmiyor benim için. Çünkü ben onların hepsini değerlendirdim geçmişim de.

Yazmamın sebebi o.

Ben sadece konuların zevkini çıkarıyorum.

Tavır koyacam insanlar tavır koymamı haketmeli..

Gelelim senin hacıyatmazlığına.

Şu halinden kendi kendine sıkılmıyorsun değilmi.

Neden ucuz şişkinliklerle tatmin olmaya çalışıyorsun.

Herkes hata yapabilir ki bu başlıkta o da yaptı pante de yaptı bende yaptım.

Bu golse eğer bu başlıkta durum bir bir.

Ama hatanın ötesinde bir şey varki. Bu sahaların dışına çıkar. Bu direk tiyniyetle, gerçeğe bakışla, hayat felsefenle alakalı bir durumdur.

Beytülmaldan çalanın islama göre elinin kesildiğini sanıp. Bu el kesmenin nekadar adil bilmem ne olduğunu savunacaksın.

Sonra islamiyette beytülmaldan çalanın elinin kesilmediğini öğreneceksin bu seferde elin kesilmemesinin nekadar adil , iyi, hak olduğunu savunacaksın.

Bu hata değil.

Bizim orda buna çamura yatmak, fikri isal olmak, değeri olmamak, kıvırmak,kişiliksizlik ..denir.

Sizin orda ne denir. Aferimmmi denir.

Aferin o zaman.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayıp ediyorsun ihtiyar gör şu ercüyü :D

:)

Muhterem, bir fikre istinad edecen ve cevap verilmeye değecek sözleri görmeliyiz, aksini görmesek de olur!

Benden de sana tavsiye, bu evsafta olmayanı sende görme!

Bizim göreceğimiz kişi evvela okuduğunu anlayabilecek, okuduğunu anladığı halde yalana hileye başvurmayacak mizaçta biri olmalı!

Sıkılmadan deniyorki "evvela beytülmaldan çalanın elinin kesilmesinin ne kadar adil olduğunu söyledi sonra aksini", ah kör müsün yoksa girdiği kabın şeklini alan bir bukalemun da sen misin diyesi geliyor insanın :)

Sen sağolki yazdıklarımı sırası ile alt alta vermişsin, amma bak kelam hala aynı, imdi de bana böylesinin neyini göreyim ben!

Ben nerede beytülmalden çalan elin kesileceğini ve bunun pek adilane olduğunu yazmışım!

Ben "el kesme adil mi" diye sual eden muhatabıma evvela islamın iktisadi ve içtimai cemiyet yapısını zikredip bu yapı içinde islamın hangi el, hakkı olmayana uzanır ise bunu keseceğini zikretmişim!

Ve bu noktada hiçbir imtiyazlı zümre olmadığını göstermek bakımından da Hz. Muhammedin kızı dahi bunu yapsa onun elinin kesileceği sözünü nakletmek istemiş, nakletmişim!

Ayakta uyuyan gerçeğe sadakatsizler buna dikkat etsinki bu sözü naklettiğim yerde beytülmalden çalanın ahvalini konuşmuyoruz biz ve beytülmalden çalanın ahvalini benim bu mesajımdan sonra konuşuyoruz ve bende beytülmalden çalanın neden ve nasıl elinin kesildiğini değil, tam aksine neden kesilmediğini izah ediyorum!

Tam bu noktada muhatabım bana "naklettiğin hadis öyle demiyor ama" deyince bende dönüp bakıyorum ki hıfzımdan yazdığım sözde hata etmişim, bunu da belirtip hadis metni içün kaynakda veriyorum!

İmdi tutunacak dalı kalmayanlar ve fikren dayak üstüne dayak yiyenlerin futbol teşbihinden hareket eder isek, onların bu noktada bir bir beş beş on on ne istiyorlar ise onu söylemelerinin nazarımızda bir değeri yoktur!

İşte şu güne kadar bütün yazışmalarımız ortadadır ve müntesibi olduğumuz hak yolun kemalatından, davamızın büyüklüğünden mütevellid ele aldığımız hiçbir meselede, sahte tesellicilerin sandığı gibi bir hal yaşamadık, kalemizde gol görmedik hamdolsun :)

Bu bizim meziyetimiz değil hak ve hakikatın inkar olunamaz üstünlüğünün neticesidir!

Gerçeğe sadakat şart!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Amma insan biraz islam iktisadına, islamın "nisab miktarını aşan birikmişte fakirin hakkı vardır" dusturuna, islam toplumunda zekata, infaka nazar eder, sonra da kıtlık senesinde halife ömerin bu cezayı tatbik etmemesine ve bunun izahına bakar, üzerinde düşünür ve sonra islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

Gerçeğe sadakat şart!

Yukardaki Yazıda ne anlatılıyor.

1-Birikmiş şeylerde fakirin hakkı olduğu.

2-Kıtlık zamanda Hz Ömerin el kesme cezasında bazı değişiklikler yaptığı (Zaten Ömerin işi gücü muhammetin yanlışlarını düzeltmek olmuş)

3-Bunlar üzerinde düşünen insan birikmiş maldaki yoksulun hakkı olduğunu ve bunu alanında elinin neden islam tarafından kesildiğini anlaması lazım. (Tabi düşünen insan bunu anlamalı birikmişten çalanın elinin neden kesildiğini..)

4- Bu görüşü destekleyen ve açıklayan bir de hadisi yapıştırmış. "Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

Burad anlatılan kamu malına uzanan elin kesilmesi gerektiği ve neden kesildiği güzelce hikmetleri ile anlatılmış. Beytülmala uzanan elin kesilmesininde aynı adalet olduğu ispatlanmış.

Hazine malına gelir isek, islamın haza adalet olan ceza hukuku burada, her bir bireyin beytül malde hakkı vardır dusturuna göre hareket etmiş bu sebep ile burada had değil tazir cezası devreye girmiştir!

Eylem cezasız bırakılmamış amma fail, az veyahut çok hakkı bulunan bir yere el uzattığı içün, hiçbir hakkı olmayan yere el uzattığında tatbik olunan cezadan farklı bir cezaya maruz kalmıştır!

Şimdi yukardaki alıntıdan ne anlıyoruz.

1- Beytülmaldan nekadar hırsızlık yapılırsa yapılsın el kesme cezası uygulanmaz.

2- Nedeni çünkü herkesin hakkı var. Hırsızın elinin KESİLMEMESİ haktır.

Burdaki hata sadece bir hadisin yanlış hatırlanması değil. Hadis şöyle dedi savun o tarafı, hadis böyle dedi savun şu tarafı.

Bari bizim görevimiz budur deyin adaletten falan bahsetmeyin.

Sizlerin kendinize ait bir değeriniz yoktur ve olamaz. İslam sizin kişiliğinizi elinizden almış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hahaha helal ihtiyar vermişsin yine ayarı :lol:

Şimdi yukardaki alıntıdan ne anlıyoruz.

Ercü, biz anlayacağımızı anladık da sen yine hiçbir şey anlamamışsın bu senin kaderin mi yoksa B)

Bak adam diyorki "ben el kesme cezasının hikmetini anlatıyorum, bu konuda islamın kimseye imtiyaz tanımadığını da hadisle göstermek istiyorum" diyor.. Adam orada sizin gibi kopyala yapıştır yapmadığından mala uzanacak diyeceğine beytülmale uzanacak demiş yanlışlıkla.

Söylediği gibi hazine malına uzatılan el niye kesilir gibi bir izah hiçbir zaman yapmamış ki ercü, biraz delikanlı ol :lol:

Tamam ihtiyar seni yerinde çok hırpaladı ama bu senin salağa yatmana sebep olmamalı değil mi B)

İhtiyara bence teşekkür edin, adam hepinizi düzeltiyor :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hahaha helal ihtiyar vermişsin yine ayarı :lol:

Ercü, biz anlayacağımızı anladık da sen yine hiçbir şey anlamamışsın bu senin kaderin mi yoksa B)

Bak adam diyorki "ben el kesme cezasının hikmetini anlatıyorum, bu konuda islamın kimseye imtiyaz tanımadığını da hadisle göstermek istiyorum" diyor.. Adam orada sizin gibi kopyala yapıştır yapmadığından mala uzanacak diyeceğine beytülmale uzanacak demiş yanlışlıkla.

Söylediği gibi hazine malına uzatılan el niye kesilir gibi bir izah hiçbir zaman yapmamış ki ercü, biraz delikanlı ol :lol:

Tamam ihtiyar seni yerinde çok hırpaladı ama bu senin salağa yatmana sebep olmamalı değil mi B)

İhtiyara bence teşekkür edin, adam hepinizi düzeltiyor :D

islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

İzah etmeme lüzum var mı?

Yoksa striptize devam mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hahaha :lol:

Ercü, insan kendi kendini böyle rezil eder mi yaw :lol:

Striptize devam edip etmeyeceğine sen karar vereceksin, bana kalırsa etme yeterince rezil oldun B)

Yaptığın alıntıyı okumuyor musun sen ercü, yoksa ben mi çok zekiyim sen mi kıtsın?

"birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan el"

Ercü, buradaki birikmiş devlet malı mı, hazine parası mı sence :lol: :lol: :lol:

Yahu adam açıkça şahsi mülkiyette üstelik zekatı verilmiş yani fakirin hakkı fakire verilmiş temiz mala, birikmişe uzanan el kesilir diyor..

Hala kıvıracak mısın ercüüü..

Link to post
Sitelerde Paylaş

islamın "birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan eli" neden kestiğini anlar!

Ne demiştir Hz. Muhammed!

"Beytül mala uzanan el, kızım Fatıma'nın eli de olsa keserim"

İzah etmeme lüzum var mı?

Yoksa striptize devam mı?

Öyle elbette. Resul açısından da, hiç bir şey Allah`ın emirlerinden üstün değil idi.

Allah`ın indirdikleri hevasal değildir, bunu kimse inkar etmemeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hahaha :lol:

Ercü, insan kendi kendini böyle rezil eder mi yaw :lol:

Striptize devam edip etmeyeceğine sen karar vereceksin, bana kalırsa etme yeterince rezil oldun B)

Yaptığın alıntıyı okumuyor musun sen ercü, yoksa ben mi çok zekiyim sen mi kıtsın?

"birikmişteki yoksul payını hak sahibinin aldığı mala uzanan el"

Ercü, buradaki birikmiş devlet malı mı, hazine parası mı sence :lol: :lol: :lol:

Yahu adam açıkça şahsi mülkiyette üstelik zekatı verilmiş yani fakirin hakkı fakire verilmiş temiz mala, birikmişe uzanan el kesilir diyor..

Hala kıvıracak mısın ercüüü..

Ok.

Simo

Birikmiş falan ben hazine anladım.

Aşağıdaki hadiste Beytülmal.... olunca.

Ozaman sorun yok.

İki sıfır öndesiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Helal ercü, bak şimdi takdir ettim seni..

Bir de biz senin verecegin cevaba bakarak takdir edelim.

Çalmanın az çok olması neyi çaldıgı önemli degil çaldıgı kamu malı degilse ve çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor.

Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ?

Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!

Bir tepsi baklava çaldıgı için adamın elini kestiniz hırsızlıkta diyelimki büyük bir azalma oldu hırsızlıgı azalttınız başkalarına ibret olsun diye kestiginiz el nolacak. adam bütün ömrü boyunca o cezayı çekecek başkalarına ibret olsun derken o adama haksızlık etmiş olmayacak mı sınız?

Sosyal devlet oldugunu iddia eden devletler özürlüsünün bakımını üstlenmektedir.Adamın elini keserek üretimden çıkaracaksın sonra ömür boyu ona bakacaksın!

Bugünün Türkiyesinde yaşayan ilahiyat fakültelerinden mezun hangi ilahiyatçı vicdanının sesini dinleyerek el kesilmesi cezasını onaylayabilir.Vicdan sahibi ilahiyatcıların söyleyecegi şudur;

ŞARTLAR DEGİŞMİŞTİR

Biz sayın Alchindus a 19.yüzyıl osmanlıcanızı anlamakta zorlanıyoruz diye dostça uyarıda bulunurken daha önemli olanı unutmuşuz 7.yüzyıl el kesme cezaları ile bugünün dünyasında tevhıd yapamazsınız

Böylece ancak islamı küçültmüş olursunuz .Bu düşünceleri savunmakta devam edeseniz.Bazı komplo düşünmeyi sevenler sizin hiristiyan misyonerlerinin adamı oldugunuzu iddia edebilirler benden söylemesi

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Bir de biz senin verecegin cevaba bakarak takdir edelim. (1)

Çalmanın az çok olması neyi çaldıgı önemli degil çaldıgı kamu malı degilse ve çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor.

Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ?

Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!(2)

Bir tepsi baklava çaldıgı için adamın elini kestiniz hırsızlıkta diyelimki büyük bir azalma oldu hırsızlıgı azalttınız başkalarına ibret olsun diye kestiginiz el nolacak. adam bütün ömrü boyunca o cezayı çekecek başkalarına ibret olsun derken o adama haksızlık etmiş olmayacak mı sınız?(3)

Sosyal devlet oldugunu iddia eden devletler özürlüsünün bakımını üstlenmektedir.Adamın elini keserek üretimden çıkaracaksın sonra ömür boyu ona bakacaksın! (4)

Bugünün Türkiyesinde yaşayan ilahiyat fakültelerinden mezun hangi ilahiyatçı vicdanının sesini dinleyerek el kesilmesi cezasını onaylayabilir.Vicdan sahibi ilahiyatcıların söyleyecegi şudur;

ŞARTLAR DEGİŞMİŞTİR(5)

Biz sayın Alchindus a 19.yüzyıl osmanlıcanızı anlamakta zorlanıyoruz diye dostça uyarıda bulunurken daha önemli olanı unutmuşuz 7.yüzyıl el kesme cezaları ile bugünün dünyasında tevhıd yapamazsınız (6)

Böylece ancak islamı küçültmüş olursunuz .Bu düşünceleri savunmakta devam edeseniz.Bazı komplo düşünmeyi sevenler sizin hiristiyan misyonerlerinin adamı oldugunuzu iddia edebilirler benden söylemesi (7)

Aslında konu başlığı hırsızın cezası ve kısas ise de kısas konusu bu formun “bireysel suçlarda kısasmı, modern hukukmu daha adil davranıyor başlığında” ilk yazımda cevapladığımdan burada tekrarlamak istemiyorum. Zaten kısasla ilgili de cevaplanması gereken soruların kaldığını göremedim.

Bu nedenle sadece hırsızlıkla ilgili devam edebilirim.

(1) Uzun bir zaman geçmesine rağmen konunun kapanmadığını ve sorunun cevaplanmadığını gördüm. Buradakileri okuyanların son sorunun cevaplanmaması yüzünden, islamın bunu cevaplayamadığı, dolayısıyla soru sahibinin düşüncesinin doğru olduğu şeklinde bir fikre kapılmamaları için bildiğim İslam gerçeğine göre soruyu ben cevaplamaya çalışacağım.

(2) “…çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor.

soru: 1- Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ?

soru: 2- Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!

Cevap 1: Sadece bir insan olsaydım, inançlarım olmasaydı cevabım değişik olabilirdi. Onun için kesin bir şey söylemek her türlü yanlış olur. Ama ben inanan bir insan ve inandığı kaynak kuran olan bir müslümanım.

Bu soruyu da bir gerçek (kuran) Müslüman olarak cevaplayacağım ve bunun islamın cevabı olduğunu da iddia edeceğim. Bu cevabımı verirken kuran dışında bir kaynağa dayanmayıp, referans göstermeyeceğim. Bu nedenle hala anlaşılamayan bir yerler olursa, itirazlar olursa onlarında kurandan olmasını isteyeceğim, başka kaynakları kabul etmeyeceğim.

Şimdi cevabıma geçiyorum.

İslamda her şeyden önce bireyler arasında gelir dağılımından kaynaklanan suçların oluşmasını engelleyen tedbirleri İslami otoritenin alması şarttır. Yani İslami otorite yoksulluk nedeniyle oluşabilecek suçları önleyici bütün tedbirleri almak zorundadırlar.

İslami otoritenin bu görevi yanında da islamda bireylerin, fakire, düşküne, yolda kalmışa, sadaka vb. şekillerde yardım etmesi görevide vardır. Bu yardımı yapabilecek imkana sahipken bundan kaçan bireylerin bunun sonuçlarında sorumluluğu olacaktır.

İşte gerek yönetim tarafından, gerekse bireysel olarak islamda hiç kimse yoksulluk çekmeyecek, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanların ihtiyacı diğerleri tarafından karşılanacaktır.

Bu durum herkese anlatılıp, öğretilecek, ihtiyacı olanların gidebilecekleri kişi ve kurumlar gösterilecek ve bütün bunlara rağmen hırsızlık yapılırsa ellerinin kesileceği anlatılıp, anladıklarından emin olunacaktır.

Yani günümüz yasalarında olduğu gibi, ne zaman ve nerde nasıl çıktığı belli olmayan şekilde yasa çıkarılıp, sonra da bilmeyenlere “yasaları bilmemek mazeret sayılmaz, buyur çek cezanı bakalım” denemeyecektir.

İşte bu şartlar sağlandığında hiç kimse hırsızlık için; yoksulluk, ihtiyaç dahil hiçbir sebebe sahip olamayacaktır.

a) Sorudaki örneğinizden hareket edecek olursak; sadece baklava (yada ekmek vb. gıda) çalan bir kimse varsa; yönetim baklavaların teşhirine izin verdiği bir toplumda; baklava yiyemeyenleri görememiş ve onlara baklava yedirememişse; baklava çalanlar hırsızlıkla suçlu olmayacaklar. Aksine bunu sağlayamayan yönetim kendini kusurlu bularak, hem çalanın ihtiyaçlarını giderecek; hem de baklavacının zararlarını karşılayacaktır. İhtiyaçları karşılanan ve yukarda anlatılanları bilen biri de herhalde baklava çalamayacaktır. Eğer akıl özürlü yada maceraperest değilse tabi bunu yapamayacaktır.

B) Bir çuval para yada az para çalan birinin durumu kendi içinde değişmezken baklava çalana göre değişecektir.

Şimdi bir kimse yukarıda anlatıldığı ve sonuçlarını bildiği ve ihtiyacı olmadığı halde hırsızlık yaparsa çaldığı miktara bakılmaksızın eli kesilir. Çünkü hırsızın, az çalanınında çoğu bulması halinde çok çalacağı akıl işidir. O halde biri hırsızlık yapacaksa (özürlü değilse) çalabildiği kadar çalacaktır. Bu nedenle azı çoğu bakılmadan ceza uygulanacaktır.

Ancak…

Bu hırsızlık eylemi bir ihtiyacın karşılanmasından kaynaklanıyorsa o durumda hırsıza ceza uygulanmayacaktır. Şöyleki; Bir kimse geçim sıkıntısı çekse ve yönetimce fark edilmese, bu kimse çalmadan önce herhangi bir kimseden iş istemişse ve iş verilmemişse, başka birileri de iş vermemişse ve bu kimse mecburiyetten hırsızlık yapmışsa bu kimseye ceza uygulanamaz.

Aksine yönetim ve iş vermeyenler bu suça kusurları oranında iştirak ederler ve tazmin olunurlar.

Bütün bunlar, kuranda, zekat, infak, sadaka hükümlerinden çıkartılabilir.

cevap-2 : “Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!” demişsiniz. Ancak sanırım Allahtan korkarak demek istediniz. Neyse Allahtan korktuğum için cevabım yukardaki gibidir.

Allah’tan korkmasaydım, vicdanlı olmam içinde sebep yoktu, beni ilgilendirmezdi, ne şekilde cezalandıklarını bana dokunmadıkları sürece önemsemezdim. Bu nedenle Allah’tan korkmayanların vicdandan bahsetmelerini tutarsız bulurum. Allah’tan korkmayanın gerçekten vicdanlı davranması Halide, çok kısa bir anlatımla en azından bazı durumlarda kendisi kabul etmese de Allah korkusunun olduğuna delildir. Basit bir ahlaki yerleşkenin dahi onda olması o insanın değil, dinin etkisidir, sonucudur.

(3) Hırsız olursa bile az olacağı için başkalarına zarar vermesi yerine kendisi ibretlik olarak yaşayacaktır. Haksızlık falan da değildir.

(4) Başkalarına zararı önlemek için gerekirse devlet az sayıda hırsıza bakacak, ona uygun iş ve imkanlar sağlayacaktır.

(5) Vicdan sahibi ve gerçekten inanan ilahiyatçı yukarıdakileri aynen olmasa da büyük ölçüde onaylayacaktır. Zaman, mekan değişse de İslam değişmez. Evrensel olduğu için bu şartlar yönetimce sağlanacaktır her devirde… UYGUN ZEMİN YÖNETİMCE OLUŞTURULAMAZSA BU CEZA DA UYGULANAMAZ.

(6) El kesme bu şekilde olunca her zaman yapılabilir, sizin de itirazınız olamaz.

(7) Böylece islamın yüceliği kanıtlanmış, insan kaynaklarının çözümde yetersiz olduğu gösterilmiş olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İNTERNETTE SAYFA KAYDEDERKEN HATA OLDUĞUNDAN BU YAZI ÜSTTEKİ CEVAP OLARAK FAZLADAN YAZILMIŞ OLDU.

Aslında konu başlığı hırsızın cezası ve kısas ise de kısas konusu bu formun “bireysel suçlarda kısasmı, modern hukukmu daha adil davranıyor başlığında” ilk yazımda cevapladığımdan burada tekrarlamak istemiyorum. Zaten kısasla ilgili de cevaplanması gereken soruların kaldığını göremedim.

Bu nedenle sadece hırsızlıkla ilgili devam edebilirim.

(1) Uzun bir zaman geçmesine rağmen konunun kapanmadığını ve sorunun cevaplanmadığını gördüm. Buradakileri okuyanların son sorunun cevaplanmaması yüzünden, islamın bunu cevaplayamadığı, dolayısıyla soru sahibinin düşüncesinin doğru olduğu şeklinde bir fikre kapılmamaları için bildiğim İslam gerçeğine göre soruyu ben cevaplamaya çalışacağım.

(2) “…çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor.

soru: 1- Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ?

soru: 2- Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!

Cevap 1: Sadece bir insan olsaydım, inançlarım olmasaydı cevabım değişik olabilirdi. Onun için kesin bir şey söylemek her türlü yanlış olur. Ama ben inanan bir insan ve inandığı kaynak kuran olan bir müslümanım.

Bu soruyu da bir gerçek (kuran) Müslüman olarak cevaplayacağım ve bunun islamın cevabı olduğunu da iddia edeceğim. Bu cevabımı verirken kuran dışında bir kaynağa dayanmayıp, referans göstermeyeceğim. Bu nedenle hala anlaşılamayan bir yerler olursa, itirazlar olursa onlarında kurandan olmasını isteyeceğim, başka kaynakları kabul etmeyeceğim.

Şimdi cevabıma geçiyorum.

İslamda her şeyden önce bireyler arasında gelir dağılımından kaynaklanan suçların oluşmasını engelleyen tedbirleri İslami otoritenin alması şarttır. Yani İslami otorite yoksulluk nedeniyle oluşabilecek suçları önleyici bütün tedbirleri almak zorundadırlar.

İslami otoritenin bu görevi yanında da islamda bireylerin, fakire, düşküne, yolda kalmışa, sadaka vb. şekillerde yardım etmesi görevide vardır. Bu yardımı yapabilecek imkana sahipken bundan kaçan bireylerin bunun sonuçlarında sorumluluğu olacaktır.

İşte gerek yönetim tarafından, gerekse bireysel olarak islamda hiç kimse yoksulluk çekmeyecek, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanların ihtiyacı diğerleri tarafından karşılanacaktır.

Bu durum herkese anlatılıp, öğretilecek, ihtiyacı olanların gidebilecekleri kişi ve kurumlar gösterilecek ve bütün bunlara rağmen hırsızlık yapılırsa ellerinin kesileceği anlatılıp, anladıklarından emin olunacaktır.

Yani günümüz yasalarında olduğu gibi, ne zaman ve nerde nasıl çıktığı belli olmayan şekilde yasa çıkarılıp, sonra da bilmeyenlere “yasaları bilmemek mazeret sayılmaz, buyur çek cezanı bakalım” denemeyecektir.

İşte bu şartlar sağlandığında hiç kimse hırsızlık için; yoksulluk, ihtiyaç dahil hiçbir sebebe sahip olamayacaktır.

a ) Sorudaki örneğinizden hareket edecek olursak; sadece baklava (yada ekmek vb. gıda) çalan bir kimse varsa; yönetim baklavaların teşhirine izin verdiği bir toplumda; baklava yiyemeyenleri görememiş ve onlara baklava yedirememişse; baklava çalanlar hırsızlıkla suçlu olmayacaklar. Aksine bunu sağlayamayan yönetim kendini kusurlu bularak, hem çalanın ihtiyaçlarını giderecek; hem de baklavacının zararlarını karşılayacaktır. İhtiyaçları karşılanan ve yukarda anlatılanları bilen biri de herhalde baklava çalamayacaktır. Eğer akıl özürlü yada maceraperest değilse tabi bunu yapamayacaktır.

b ) Bir çuval para yada az para çalan birinin durumu kendi içinde değişmezken baklava çalana göre değişecektir.

Şimdi bir kimse yukarıda anlatıldığı ve sonuçlarını bildiği ve ihtiyacı olmadığı halde hırsızlık yaparsa çaldığı miktara bakılmaksızın eli kesilir. Çünkü hırsızın, az çalanınında çoğu bulması halinde çok çalacağı akıl işidir. O halde biri hırsızlık yapacaksa (özürlü değilse) çalabildiği kadar çalacaktır. Bu nedenle azı çoğu bakılmadan ceza uygulanacaktır.

Ancak…

Bu hırsızlık eylemi bir ihtiyacın karşılanmasından kaynaklanıyorsa o durumda hırsıza ceza uygulanmayacaktır. Şöyleki; Bir kimse geçim sıkıntısı çekse ve yönetimce fark edilmese, bu kimse çalmadan önce herhangi bir kimseden iş istemişse ve iş verilmemişse, başka birileri de iş vermemişse ve bu kimse mecburiyetten hırsızlık yapmışsa bunu da anlatabilirse bu kimseye ceza uygulanamaz.

Aksine yönetim ve iş vermeyenler bu suça kusurları oranında iştirak ederler. Yönetimce zararlar tazmin olunurlar.

Bütün bunlar, kuranda, zekat, infak, sadaka hükümlerinden çıkartılabilir.

cevap-2 : “Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!” demişsiniz. Ancak sanırım Allahtan korkarak demek istediniz. Neyse Allahtan korktuğum için cevabım yukardaki gibidir.

Allah’tan korkmasaydım, vicdanlı olmam içinde sebep yoktu, beni ilgilendirmezdi, ne şekilde cezalandıklarını bana dokunmadıkları sürece önemsemezdim. Bu nedenle Allah’tan korkmayanların vicdandan bahsetmelerini tutarsız bulurum. Allah’tan korkmayanın gerçekten vicdanlı davranması halide, çok kısa bir anlatımla en azından bazı durumlarda kendisi kabul etmese de Allah korkusunun olduğuna delildir. Basit bir ahlaki yerleşkenin dahi onda olması o insanın değil, dinin etkisidir, sonucudur.

(3) Hırsız olursa bile az olacağı için başkalarına zarar vermesi yerine kendisi ibretlik olarak yaşayacaktır. Haksızlık falan da değildir.

(4) Başkalarına zararı önlemek için gerekirse devlet az sayıda hırsıza bakacak, ona uygun iş ve imkanlar sağlayacaktır.

(5) Vicdan sahibi ve gerçekten inanan ilahiyatçı yukarıdakileri aynen olmasa da büyük ölçüde onaylayacaktır. Zaman, mekan değişse de İslam değişmez. Evrensel olduğu için bu şartlar yönetimce sağlanacaktır her devirde… UYGUN ZEMİN YÖNETİMCE OLUŞTURULAMAZSA BU CEZA DA UYGULANAMAZ.

(6) El kesme bu şekilde olunca her zaman yapılabilir, sizin de itirazınız olamaz.

(7) Böylece islamın yüceliği kanıtlanmış, insan kaynaklarının çözümde yetersiz olduğu gösterilmiş olur.

tarihinde aorskaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında konu başlığı hırsızın cezası ve kısas ise de kısas konusu bu formun bireysel suçlarda kısasmı, modern hukukmu daha adil davranıyor başlığında ilk yazımda cevapladığımdan burada tekrarlamak istemiyorum. Zaten kısasla ilgili de cevaplanması gereken soruların kaldığını göremedim.

Bu nedenle sadece hırsızlıkla ilgili devam edebilirim.

(1) Uzun bir zaman geçmesine rağmen konunun kapanmadığını ve sorunun cevaplanmadığını gördüm. Buradakileri okuyanların son sorunun cevaplanmaması yüzünden, islamın bunu cevaplayamadığı, dolayısıyla soru sahibinin düşüncesinin doğru olduğu şeklinde bir fikre kapılmamaları için bildiğim İslam gerçeğine göre soruyu ben cevaplamaya çalışacağım.

(2) çaldıgını itiraf ediyorsa ister bir tepsi baklava ister bir çuval para çalsın fark etmez elinin kesilmesi için yeterli sebeptir deniliyor.

soru: 1- Siz bir insan olarak buna katılıyormusuz ?

soru: 2- Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın!

Cevap 1: Sadece bir insan olsaydım, inançlarım olmasaydı cevabım değişik olabilirdi. Onun için kesin bir şey söylemek her türlü yanlış olur. Ama ben inanan bir insan ve inandığı kaynak kuran olan bir müslümanım.

Bu soruyu da bir gerçek (kuran) Müslüman olarak cevaplayacağım ve bunun islamın cevabı olduğunu da iddia edeceğim. Bu cevabımı verirken kuran dışında bir kaynağa dayanmayıp, referans göstermeyeceğim. Bu nedenle hala anlaşılamayan bir yerler olursa, itirazlar olursa onlarında kurandan olmasını isteyeceğim, başka kaynakları kabul etmeyeceğim.

Şimdi cevabıma geçiyorum.

İslamda her şeyden önce bireyler arasında gelir dağılımından kaynaklanan suçların oluşmasını engelleyen tedbirleri İslami otoritenin alması şarttır. Yani İslami otorite yoksulluk nedeniyle oluşabilecek suçları önleyici bütün tedbirleri almak zorundadırlar.

İslami otoritenin bu görevi yanında da islamda bireylerin, fakire, düşküne, yolda kalmışa, sadaka vb. şekillerde yardım etmesi görevide vardır. Bu yardımı yapabilecek imkana sahipken bundan kaçan bireylerin bunun sonuçlarında sorumluluğu olacaktır.

İşte gerek yönetim tarafından, gerekse bireysel olarak islamda hiç kimse yoksulluk çekmeyecek, kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan aciz olanların ihtiyacı diğerleri tarafından karşılanacaktır.

Bu durum herkese anlatılıp, öğretilecek, ihtiyacı olanların gidebilecekleri kişi ve kurumlar gösterilecek ve bütün bunlara rağmen hırsızlık yapılırsa ellerinin kesileceği anlatılıp, anladıklarından emin olunacaktır.

Yani günümüz yasalarında olduğu gibi, ne zaman ve nerde nasıl çıktığı belli olmayan şekilde yasa çıkarılıp, sonra da bilmeyenlere yasaları bilmemek mazeret sayılmaz, buyur çek cezanı bakalım denemeyecektir.

İşte bu şartlar sağlandığında hiç kimse hırsızlık için; yoksulluk, ihtiyaç dahil hiçbir sebebe sahip olamayacaktır.

a) Sorudaki örneğinizden hareket edecek olursak; sadece baklava (yada ekmek vb. gıda) çalan bir kimse varsa; yönetim baklavaların teşhirine izin verdiği bir toplumda; baklava yiyemeyenleri görememiş ve onlara baklava yedirememişse; baklava çalanlar hırsızlıkla suçlu olmayacaklar. Aksine bunu sağlayamayan yönetim kendini kusurlu bularak, hem çalanın ihtiyaçlarını giderecek; hem de baklavacının zararlarını karşılayacaktır. İhtiyaçları karşılanan ve yukarda anlatılanları bilen biri de herhalde baklava çalamayacaktır. Eğer akıl özürlü yada maceraperest değilse tabi bunu yapamayacaktır.

B) Bir çuval para yada az para çalan birinin durumu kendi içinde değişmezken baklava çalana göre değişecektir.

Şimdi bir kimse yukarıda anlatıldığı ve sonuçlarını bildiği ve ihtiyacı olmadığı halde hırsızlık yaparsa çaldığı miktara bakılmaksızın eli kesilir. Çünkü hırsızın, az çalanınında çoğu bulması halinde çok çalacağı akıl işidir. O halde biri hırsızlık yapacaksa (özürlü değilse) çalabildiği kadar çalacaktır. Bu nedenle azı çoğu bakılmadan ceza uygulanacaktır.

Ancak

Bu hırsızlık eylemi bir ihtiyacın karşılanmasından kaynaklanıyorsa o durumda hırsıza ceza uygulanmayacaktır. Şöyleki; Bir kimse geçim sıkıntısı çekse ve yönetimce fark edilmese, bu kimse çalmadan önce herhangi bir kimseden iş istemişse ve iş verilmemişse, başka birileri de iş vermemişse ve bu kimse mecburiyetten hırsızlık yapmışsa bu kimseye ceza uygulanamaz.

Aksine yönetim ve iş vermeyenler bu suça kusurları oranında iştirak ederler ve tazmin olunurlar.

Bütün bunlar, kuranda, zekat, infak, sadaka hükümlerinden çıkartılabilir.

cevap-2 : Allahtan korkmadan vicdanınız ve adalet anlayışınız size ne diyor bizimle paylaşın! demişsiniz. Ancak sanırım Allahtan korkarak demek istediniz. Neyse Allahtan korktuğum için cevabım yukardaki gibidir.

Allahtan korkmasaydım, vicdanlı olmam içinde sebep yoktu, beni ilgilendirmezdi, ne şekilde cezalandıklarını bana dokunmadıkları sürece önemsemezdim. Bu nedenle Allahtan korkmayanların vicdandan bahsetmelerini tutarsız bulurum. Allahtan korkmayanın gerçekten vicdanlı davranması Halide, çok kısa bir anlatımla en azından bazı durumlarda kendisi kabul etmese de Allah korkusunun olduğuna delildir. Basit bir ahlaki yerleşkenin dahi onda olması o insanın değil, dinin etkisidir, sonucudur.

(3) Hırsız olursa bile az olacağı için başkalarına zarar vermesi yerine kendisi ibretlik olarak yaşayacaktır. Haksızlık falan da değildir.

(4) Başkalarına zararı önlemek için gerekirse devlet az sayıda hırsıza bakacak, ona uygun iş ve imkanlar sağlayacaktır.

(5) Vicdan sahibi ve gerçekten inanan ilahiyatçı yukarıdakileri aynen olmasa da büyük ölçüde onaylayacaktır. Zaman, mekan değişse de İslam değişmez. Evrensel olduğu için bu şartlar yönetimce sağlanacaktır her devirde UYGUN ZEMİN YÖNETİMCE OLUŞTURULAMAZSA BU CEZA DA UYGULANAMAZ.

(6) El kesme bu şekilde olunca her zaman yapılabilir, sizin de itirazınız olamaz.

(7) Böylece islamın yüceliği kanıtlanmış, insan kaynaklarının çözümde yetersiz olduğu gösterilmiş olur.

Madem Kurana dayandırarak söylüyorsun o zaman ayet alalım.

Nerede bu dediklerin yazıyor?

Yoksa yorum mu yapıyorsun?

Bir de bu el kesme cezası kaç yaşına kadar uygulanır?

7 yaşındaki çocuğun da eli kesilir mi?

Akıl hastalarının eli kesilir mi?

Kesilmez ise hangi ayet bunları söylüyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Madem Kurana dayandırarak söylüyorsun o zaman ayet alalım.

Nerede bu dediklerin yazıyor?

Yoksa yorum mu yapıyorsun?

Bir de bu el kesme cezası kaç yaşına kadar uygulanır?

7 yaşındaki çocuğun da eli kesilir mi?

Akıl hastalarının eli kesilir mi?

Kesilmez ise hangi ayet bunları söylüyor?

SEVGİLİ KAŞİF, BENİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYORSUN.

1- Yazımda da belirttim zaten; zekat, infak, sosyal yardım gibi konuları düzenleyen ve hırsızlıkla ilgili ayetlerden, yine genel olarak kurandaki bir çok ayetten bunları anlatabiliyorum.

2-Kuran (bilmiyorsan hatırlatıyım) akıllı insanları muhatap alır ve onların akıl etmesini, düşünmesini ister. Akıllı olmayanlar ile akıl özürlüler ve aklını tam kullanamayanları muhatap almaz.

3- 7 yaşındaki bir çocuk aklını ne kadar kullanabilir kaşif? Akıl kullanma, büluğ çağı denen bir şey vardır bilirmisin?

Bu cevaplar yeterli olmalıysa da sen, şimdi; çocuğun büluğa erdiğini nasıl anlayacağımızı falan soracaksın, onu da anlatsak başka şeylerle asıl konudan uzaklaşıp bunu kabul etmemek için bir sürü şey öne süreceksin değilmi...

Yada bu defa olsun beni yanıltacakmısın? Bakalım, görelim...

tarihinde aorskaya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Beden bütünlüğünü bozan cezalar insanlık dışı ilkel bir vahşettir. Onaylanması diye bir olasılığın düşünülmesi bile ilkel vahşete ortak olmaktır.

sen,ne dediğini bilmeyen bedbaht!

bir yerlerde ceza ile ilgili görüş belirtmiş ve sonra "dediklerinin farkındamısın?" diye sorulduğunda onu savunan sen.

Sonra da savunduğun modern hukuk kuralına göre sana yöneltilen kabulündeki yanlışları cevaplayamayan sen.

Şimdi kalkmış; "beden bütünlüğünü bozan cezalar insanlık dışı ilkel bir vahşettir" buyuruyorsun. Ne yapılması gerekir yine cevaplamıyorsun.

Sadece söyleneni karala, ama sen başka şey söyleme. Ne güzel değilmi?

Hırsızlık nasıl cezalandırılmalıdır ve niçin? Günümüzde hırsızlığa adil ve önleyici ceza verilen bir ülke biliyormusunuz? cevaplasana hadi...

Yalnız dikkat et. bu defa arkasında durabileceksen yaz. Çok iyi düşün, sonra yaz. Çünkü yazdığından yine soru gelebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

SEVGİLİ KAŞİF, BENİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYORSUN.

1- Yazımda da belirttim zaten; zekat, infak, sosyal yardım gibi konuları düzenleyen ve hırsızlıkla ilgili ayetlerden, yine genel olarak kurandaki bir çok ayetten bunları anlatabiliyorum.

2-Kuran (bilmiyorsan hatırlatıyım) akıllı insanları muhatap alır ve onların akıl etmesini, düşünmesini ister. Akıllı olmayanlar ile akıl özürlüler ve aklını tam kullanamayanları muhatap almaz.

3- 7 yaşındaki bir çocuk aklını ne kadar kullanabilir kaşif? Akıl kullanma, büluğ çağı denen bir şey vardır bilirmisin?

Bu cevaplar yeterli olmalıysa da sen, şimdi; çocuğun büluğa erdiğini nasıl anlayacağımızı falan soracaksın, onu da anlatsak başka şeylerle asıl konudan uzaklaşıp bunu kabul etmemek için bir sürü şey öne süreceksin değilmi...

Yada bu defa olsun beni yanıltacakmısın? Bakalım, görelim...

Ben zekatla ilgili ayet yoktur demedim.

Sen kendince yorum yapıyorsun.

Sosyal olarak devlet açlığı gideremiyorsa ekmek çalana ceza olmaz diyorsun.

Ben de bunun Kuranda nerede yazdığını sordum.

Kendin çıkarımda bulunuyorsun.

Kendi kafandan şeriat kanunları yaratıyorsun.

Sana gerçek şeriat ülkelerindeki uygulamaları göstersek, onları "onlar şeriatı yanlış uyguluyor" diye kabul etmiyorsun.

Madem sen insan yapımı ve hadislere dayanan hukuku reddediyorsun, o zaman Kuran'dan ayetlerle göster. Yorum yaparak, çıkarımda bulunarak değil. Zira sana tamamen zıt yorumlar yapan şeriat ülkeleri de var.

Buluğ çağına girmemiş çocukların elinin kesilmeyeceğini,

Akıl hastalarının elinin kesilmeyeceğini,

Kleptomanilere nasıl davranılacağını,

Ayetlerle göstermen gerek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben zekatla ilgili ayet yoktur demedim.

Sen kendince yorum yapıyorsun.

Sosyal olarak devlet açlığı gideremiyorsa ekmek çalana ceza olmaz diyorsun.

Ben de bunun Kuranda nerede yazdığını sordum.

Kendin çıkarımda bulunuyorsun.

Kendi kafandan şeriat kanunları yaratıyorsun.

Sana gerçek şeriat ülkelerindeki uygulamaları göstersek, onları "onlar şeriatı yanlış uyguluyor" diye kabul etmiyorsun.

Madem sen insan yapımı ve hadislere dayanan hukuku reddediyorsun, o zaman Kuran'dan ayetlerle göster. Yorum yaparak, çıkarımda bulunarak değil. Zira sana tamamen zıt yorumlar yapan şeriat ülkeleri de var.

Buluğ çağına girmemiş çocukların elinin kesilmeyeceğini,

Akıl hastalarının elinin kesilmeyeceğini,

Kleptomanilere nasıl davranılacağını,

Ayetlerle göstermen gerek.

Sana şimdi islami yönetimin oluşması, görevleri, sorun ve çözüm şekillerini gösteren ayetleri yazmamamı bekliyorsun? hem de yazmam halinde hiç bir şey kabul etmeyeceğin halde... Burası bunun ne yeri ne de zamanı... Size yazıldığı gibi, hırsızlıktan önce yönetim gerekli sosyal tedbirleri alır, uygular ve sonra ceza tatbik eder.

1- İslamda genel olarak suç, haksız eylemlere dayandırılır. Özelde ise "Eylemde haklılık varsa suç onun değil, ona sebep olanındır".

2-büluğa girmemişlere, akıl hastalarına, kleptomanilere uygulanacak ceza ise "kuranın akıl sahiplerine hitap ederek, akıllıları muhatap alması, akıl özürlü olanlarla aklını kullanamayanların ise muaf oldukları kuran bütününden anlaşılır. Akılla ilgili, düşünme ile ilgili, ders alma ile ilgili ayetlere ise hemen her surede rastlanır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 9 months later...

Yazımızı ibretlik bir hadisle tamamlayalım, yine Kütübüsitte'den:

Resulullah (sav)`a bir hırsız getirilmişti. “Öldürün onu!” diye emretti. Kendisine: “Ey Allah`ın Resulü, bu adam sadece çaldı” denildi.

Bunun üzerine “Öyleyse (elini) kesin!” dedi ve derhal eli kesildi.

Sonra aynı adam ikinci sefer getirildi. Yine: “Öldürün onu!” diye emretti. Kendisine: “Ey Allah`ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı” dendi.

Bunun üzerine “Öyleyse kesin!” dedi ve derhal (sol ayağı) kesildi.

Sonra üçüncü sefer getirildi ve hırsızlık yaptığı söylendi. Hz. Peygamber: “Öldürün onu!” diye emretti. Kendisine: “Ey Allah`ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı” denildi.

Bunun üzerine: “(Sol elini) kesin!” diye emretti.

Sonra aynı adamı dördüncü kere getirdiler. “Öldürün onu!” buyurdu. Kendisine: “Ey Allah`ın Resulü, bu adam hırsızlık yaptı” dediler.

Bunun üzerine “(Sağ ayağını da) kesin!” diye emir buyurdu. Aynı adam beşinci sefer getiririldi. Hz. Peygamber (sav): “Öldürün onu” diye emretti.

Hz. Cabir (ra) der ki: “Adamı götürüp öldürdük. Sonra sürüyerek götürüp bir kuyuya attık. Üzerini de taşla doldurduk.”

Kütübüsitte, Hudud bölümü, Hadis No: 1631

Şimdi bu ibretlik hadiste benim anlamadığım nokta şu:

iki eli ve iki ayağı olmayan insan nasıl 5. kez hırsızlık yapıyor.

yani bi insan hadis uydurur da, uydururken bi düşünür.

Lafım sana değil pante yanlış anlamayasın.

E, bizim de eleştirdiğimiz bu işte!

Neden sadece cana can, dişe diş, göze göz diyor da mala mal demiyor?

Eleştirdiğimiz bu mantıksız anlayış.

Sebebi açık. Putperestliğin devamı da ondan.

İslam'ın %70'i putperest adet ve ibadetlerinden, %30'u da Musevi, Mecusi, Hristiyan taklitlerinden, kopyalarından oluşuyor.

Kendinden katılan 1-2 konu var o kadar.

Bunlardan biri evlatlıkla ve boşandığı eşiyle evlenebilme, diğeri de "ya müslüman olursun ya cizye ödersin" ilkelliği.

Kısas, Kur'an'da kısıtlanmış diye, tanımının içeriğini gözardı edecek değiliz.

Kaldı ki o kısıtlanmış halinde bile çelişki var.

Birisi bir tokat atsa, karşılığında tokadı hakeder Kur'an'a göre.

Ama İsa "Öbür yanağını çevir" diyor.

Bunların hepsi aynı Allah'tan ise bu ne çelişkili bir ilah.

Kuran ne derse desin. Önemli olan bilimdir, gerçektir. Kısas denilince, aynı cinsten karşılığı demektir ki; örneğin 2 tavuğu çalınan adama 4 tavuk vererek karşılanması misillemeli kısasa girer.

El Kindi uydurma! Sallıyorsun.

Tazminin, zararın karşılanması olduğunu söylemiştim ama keçi gibi inat ediyorsun.

Birisi evinin camını kırdı.

Masraflarını ödemesi tazmindir.

Arabana çarptı, hasar verdi. Yaptırması tazmindir.

Genelde kaza ile, istenmeyen ve kötü niyetli olmayan sebeplerden doğan zararlar tazmine girer.

Cehalet sende ve senin hukukunda.

Her hadisede el kesilmiyormuş.

Doğru, kesilmiyor. Eleştirdiğimiz de burası işte.

Neden küçük hırsızlıklarda el kesiliyor da, büyük hırsızlıklarda kesilmiyor?

Gaspçının, kapkaççının, hortumcunun, hazine malını soyup yetim hakkını yiyen büyük vurguncuların, çocuk hırsızlarının eli kesilmiyor. Ama yumurta çalanın, gömlek çalanın eli kesiliyor.

Bunun savunulacak bir tarafı var mı?

Bu mu adalet!

Ya suçsuz yere eli kesilenler ne olacak?

Yanlışlık halinde yerine getirilemeyen ve ömrü boyunca onursuzluğa mahkum edilen suçsuz insanın hakkı ne olacak?

Varsayalım ki yalancı-sahtekarın çok olduğu bir toplumda şeriat kanunları uygulanıyor.

İki yalancı şahitle çekemedikleri insanı "Kümesten tavuk çaldı" diye suçladılar. İkrarı şart görmeyen, iki şahidi yeterli gören bir düzen ise; O suçsuz insana yazık değil mi?

Halbuki o suçsuz adam elinin kesilmesi yerine 100 tavuk bile vermeye razıdır.

Böyle insanlık dışı bir ceza sistemi olabilir mi?

Olur. Böylesine ilkel dinlerde olur.

Yazık olan da bu El Kindi gibi meczupların o ilkel din düzenini getirmeye çalışmaları.

Yanlışsa itiraz et!

De ki "Ben öyle bir düşüncede değilim. Bu çağda böyle ilkel cezalar olmamalı". Diyebilir misin?

Diyemezsin, demezsin. Çünkü o düzen için ter dökmektesin.

Sizi gidi şeriat düzeni yanlıları sizi!

Sizi gidi mürteci meczuplar sizi!

Başka bir dinde el kesme varmı?

sadece bu bütün zamanların müthiş dinindemi var..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...