Jump to content

ABD, Boşuna Afganistan'a Çöreklenmedi!Afganistan'da devrim yaratacak maden rezervleri bulundu


Recommended Posts

  • İleti 136
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Ayrıca 1 trilyon dolarlık maden demişler de neye göre 1 trilyon dolarlık demişler. Yani bu rakam cevherin zenginleştirilmiş halinde mi yoksa tuvenan halde mi? Ayrıca nasıl tespit etmişler? O kadar kolay mı bir yerdeki maden rezervini tespit edip hemen fiyat biçmek? Tamam o bölgeler zengin ama yinede sallama bir haber geldi bu bana. Öyle bir yerde bir şey buluyorlar kafadan burda 10.000.000 ton demir vardır diyor. Atma-tutma tekniği. Bilimsel bir değeri yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD zamanında Wietnama maden yatakları içinmi saldırmıştı.ABD petrolü savaşla istese Iraka değil Venezuallaya saldırırdı.Bu daha akıllıca olurdu hem karşısına fanatik dincileri almazdı hem bu kadar masraf yapmazdı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD zamanında Wietnama maden yatakları içinmi saldırmıştı.ABD petrolü savaşla istese Iraka değil Venezuallaya saldırırdı.Bu daha akıllıca olurdu hem karşısına fanatik dincileri almazdı hem bu kadar masraf yapmazdı.

Venezuelayı yemek daha kolay olsa oraya saldırırdı. Kendi halkı Saddam'dan nefret ediyordu, dolayısıyla içerden yıkmak için uygun bir ülke, teröre destek verdiği için kualisyon güçlerini savaşa sokmak daha kolay oldu. Veneuzalayla yapılacak bir savaşta destek vermezlerdi. Başka, Venezuela, ABD'nin yakınında bir latin Amerika ülkesi, benzeri Brezilya, Arjantin ve Meksika gibi ülkeleri Amerika kendine düşman ederdi hemde hepsiyle komşu. Venezuelaya saldırmak gerizekalılık olurdu.

Vietnam'a gelince her savaş illa petrol için yapılacak değil. Irak'ta sadece petrol için değil ama petrol bir etken/faktör/parametre ne dersen de...

tarihinde Nevzat tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

ABD Irakta SABA oturmustur.

Çağımızın madde bağımlılığı burada da etkisini göstermekte ve ABD'nin Irak işgali arkasında temel motif olarak maddî kazanç hesapları aranmaktadır.

Irak'ın işgal olayını basit bir yağmalama olayına indirgemek kolaycılığa kaçmaktır ve bu bakış açısı gerçekleri yansıtmaktan uzaktır.

Aşağıda açıkça görüleceği gibi rakamlar bu bakış açısını yalanlamaktadır.

ABD'ye Irak faturası ne kadar?

ABD'nin Irak savaşı için 2007'nin ilk çeyreğini de kapsayan süre için Kongre'den onay alarak yaptığı harcamaların tutarı 378 milyar dolardır ve bu rakamın savaşın sona ermesinin beklendiği 2010 yılına kadar 500 milyar doları, bazı tahminlere göre ise 700 milyar doları aşması beklenmektedir.

Savaş maliyeti öngörülerin oldukça üzerine çıkmış ve son zamanlarda haftada 2 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu miktar sadece savaş için gerekli "ilave" harcamaları içermektedir ve askerî personelin normal maaşları, sakatlanan askerlerin savaş sonrası bakımları, savaşı finanse etmek için alınan borçların faiz ödemeleri, savaş yüzünden petrol fiyatlarındaki artışın ekonomiye getirdiği ek maliyet, vs. bu rakamlara dahil değildir.

Bütün bu etkenler dikkate alındığında, yapılan kabullere bağlı olarak, Irak işgalinin maliyeti bir ile iki trilyon arasında değişmektedir ve hatta ABD'de çok ses getiren bir rapora göre 2 trilyon doları aşmaktadır. [/size][/font]

Bazı basın organlarına "2 trilyon dolarlık savaş" haber başlığını attıran bu raporun yazarları Columbia Üniversitesi öğretim üyesi ve Dünya Bankası baş ekonomistlerinden ve eski başkan Clinton'un ekonomi danışmanlarından Nobel ödüllü Joseph Stiglitz ile Harvard Üniversitesi'nden finans uzmanı öğretim üyesi Linda Bilmes.

Yale Üniversitesi'nden ekonomist William Nordhaus da bağımsız olarak raporunda savaşın potansiyel maliyetini 2 trilyon dolar civarında vermiştir.

Irak, bilinen 115 milyar varillik petrol rezervleriyle Suudi Arabistan ve Rusya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük petrol zengini ülkedir.

Bu miktar, varlığı henüz teyit edilmemiş rezervlerle beraber 265 milyar varile kadar çıkabilmekte, hatta bazı tahminler bu miktarı bayağı aşmaktadır.

Varili 55 dolardan Irak'ın bilinen petrol rezervlerinin toplam değeri yaklaşık 6,3 trilyon dolardır. Petrol firmaları bunun %40'ını petrol sahibi ülkeye verip gerisini alsalar kendilerine yaklaşık 4 trilyon dolar kalır. Bunun da yarısı kâr olsa 2 trilyon dolar eder - yani Irak işgalinin ABD'ye uzun vadede toplam maliyeti kadar.

Amerikan firmaları bu pastayı başta İngiltere olmak üzere başka ülkelerle paylaşacaklarına göre, öyle görülüyor ki ABD'nin Irak işgalinden kâr yerine zararla çıkması çok daha gerçekçi bir beklentidir.

Savaş öncesi Irak'ın petrol üretimi günde 2,6 milyon varil idi ve bunun yaklaşık beşte biri (500 bin varil civarı) iç tüketime gidiyordu.

Bu miktar savaş sonrasında dalgalanmalara tabi oldu ve 2005 ortalaması günde 1,4 milyon varil oldu ve Irak'a 26 milyar dolar kazandırdı.

Bunun da büyük kısmı maaşlar, sosyal programlar ve diğer harcamalara gitti. Irak'ın petrol ihraç altyapısı günde 6 milyon varil petrolün ihracını temin edebilecek kapasitede.

Körfez savaşından önce Irak'ın OPEC kotası günde 3,2 milyon varil idi (bu üretim üst sınırı dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan için günde 8 milyon varildir).

Petrol uzmanları, ülkede politik ortamın stabilize olması, gerekli pahalı yatırımların yapılması ve politik havanın ekonomik gelişmeyi teşvik edici hale gelmesi durumunda, günlük üretimini 2010'a kadar 6 milyon varile kadar çıkarabileceğini ifade etmektedirler.

Öyle görülüyor ki Irak'ın günlük petrol üretimi OPEC'in de kotası göz önüne alınırsa en iyi ihtimalle günde 6 milyon varil olacaktır ki onun da varil fiyatı 55 dolardan yıllık değeri 120 milyar dolardır.

Bu miktar, hepsini sıfır masrafla gasp ettiğini farz etsek bile, ABD'nin yaklaşık 13 trilyon olan gayri safi milli hasılasının sadece yüzde biridir - yani devede kulak bile değil.

ABD'nin dişinin kovuğunu bile doldurmayacak bir miktar için saygınlığını sokağa atması ve itibarını kaybetmeyi göze alması - Türkiye'nin tabii kaynakları yılda 4 milyar dolar gelir getiren bir ülkeye göz dikmesi ve onu işgale kalkması gibi - hiçbir akıl ve izanla bağdaşamaz.

Başka bir açıdan bakılacak olursa, Irak petrollerinden elde edilebilecek tüm para, ABD'nin 5 trilyonu aşkın net borcunun faizini dahi ödeyemez. Bu ağır borç yükünü mesele yapmayan ve gerekirse gözünü kırpmadan ona yüz milyarlarca dolar ilave edebilen bir ülke herhalde faizini nereden temin edeceğini düşünmeyecektir.

Irak petrolü ABD ve İngiltere'ye

İşin bir diğer boyutu da Irak'ın petrodolarlarının kendi masraflarını bile karşılayabileceğinin şüpheli olmasıdır.

Ülkede istikrar ve otorite sağlansa bile petrol üretiminin istenen seviyeye çıkarılması yıllar alacaktır ve ciddi yatırımlar gerektirecektir.

Irak'ın savaş sonrası yeniden yapılandırma projelerinin maliyetinin 100 milyar dolar (hatta daha yüksek) olması beklenmektedir

.

Ayrıca, Irak'ın Saddam Hüseyin zamanından kalma Körfez ülkelerine ve Rusya'ya 100 milyar dolar civarında bilinen dış borcu vardır ve 1990 Kuveyt işgalinden kaynaklanan 250 milyar dolar civarında tazminat talepleri ile karşı karşıyadır.

ABD Irak'ın işgalini tartışırken savaşın tahminî maliyeti zaman zaman gündeme gelmiş olsa da hiç kimse Irak'ın petrol zenginliklerinin üzerine oturmadan bahsetme cüretini göstermemiştir.

Gerçi Başkan Bush, eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz malî konulardaki eleştirileri göğüslemek için savaştan sonra Irak'ın petrol gelirleriyle savaşın yükünü omuzlamaya yardımcı olacakları konusunda beklentilerini ifade etmişlerdi ve hatta savaşın maliyetini petrol geliriyle karşılayabileceklerini söylemişlerdi.

İlaveten, Irak'ın zengin petrol kaynakları, muhtemelen 1972 yılında Irak'ın petrol kuyularını millileştirmesiyle ülkeyi terk etmek zorunda kalan Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin iştahını kabartıyordu ve kendilerini Irak'ın petrol kuyularının yolunu açacak her girişimi gönülden alkışlıyorlardı.

Irak'ın petrol arama ve çıkarma işleri ile yeniden yapılandırma projelerinin dağıtılmasında işgal güçlerinin etkisi ile ABD ve İngiliz şirketlerinin kayırılması herkesin beklentisi.

Ancak bu, başka ülke şirketlerinin ihalelere giremeyeceği anlamına gelmiyor.

Mesela Norveç petrol firması Det Norske Oljeselskap Aralık 2005'te Türkiye sınırı yakınlarındaki Zakho'da ilk petrol kuyusunu açtı bile.

Kuzey Irak'ta petrol çalışmaları yapan kuruluşlar arasında Türk, Kanada ve Avustralya firmaları da var.

Ayrıca, 1997'de Irak hükümeti ile Irak'ın en verimli alanlarında petrol çıkarma anlaşmaları yapan Çin, Rusya ve Fransız petrol firmaları da zamanı geldiğinde yarışta yerlerini alacaktır.

Irak savaşının ABD açısından istenmeyen bir yan etkisi petrol fiyatlarının hızlı bir tırmanışa geçmesi olmuştur.

ABD, kullandığı petrolün yaklaşık yarısını ithal etmektedir ve ABD'nin petrol ve doğalgaz için dış ülkelere ödediği miktar, savaşın başladığı 2003 yılında yaklaşık 130 milyar dolardan 2006 yılında 300 milyar dolara çıkmıştır.

Bu ilave paranın önemli bir kısmı İran ve Venezüella gibi ABD'ye dostça niyetler beslemeyen ve Rusya gibi rakip oluşturan ülkelerin kefelerine akmaktadır.

Yani Irak savaşı ABD'nin kanını emerken düşmanlarına kan takviyesi yapmaktadır ve ABD'yi ekonomik olarak vurmaktadır.

Alinti

Isteee,

Gercekten bu konudaki yazilanlarin Amarikanin kazanci olacak deyen bir yaziya hic rastlamadin desen yalan olmat. %99 u bu savasda Amarika zararli cikti deye yaziyorlar.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

ABD Irakta SABA oturmustur.

Çağımızın madde bağımlılığı burada da etkisini göstermekte ve ABD'nin Irak işgali arkasında temel motif olarak maddî kazanç hesapları aranmaktadır.

Irak'ın işgal olayını basit bir yağmalama olayına indirgemek kolaycılığa kaçmaktır ve bu bakış açısı gerçekleri yansıtmaktan uzaktır.

Aşağıda açıkça görüleceği gibi rakamlar bu bakış açısını yalanlamaktadır.

ABD'ye Irak faturası ne kadar?

ABD'nin Irak savaşı için 2007'nin ilk çeyreğini de kapsayan süre için Kongre'den onay alarak yaptığı harcamaların tutarı 378 milyar dolardır ve bu rakamın savaşın sona ermesinin beklendiği 2010 yılına kadar 500 milyar doları, bazı tahminlere göre ise 700 milyar doları aşması beklenmektedir.

Savaş maliyeti öngörülerin oldukça üzerine çıkmış ve son zamanlarda haftada 2 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu miktar sadece savaş için gerekli "ilave" harcamaları içermektedir ve askerî personelin normal maaşları, sakatlanan askerlerin savaş sonrası bakımları, savaşı finanse etmek için alınan borçların faiz ödemeleri, savaş yüzünden petrol fiyatlarındaki artışın ekonomiye getirdiği ek maliyet, vs. bu rakamlara dahil değildir.

Bütün bu etkenler dikkate alındığında, yapılan kabullere bağlı olarak, Irak işgalinin maliyeti bir ile iki trilyon arasında değişmektedir ve hatta ABD'de çok ses getiren bir rapora göre 2 trilyon doları aşmaktadır. [/size][/font]

Bazı basın organlarına "2 trilyon dolarlık savaş" haber başlığını attıran bu raporun yazarları Columbia Üniversitesi öğretim üyesi ve Dünya Bankası baş ekonomistlerinden ve eski başkan Clinton'un ekonomi danışmanlarından Nobel ödüllü Joseph Stiglitz ile Harvard Üniversitesi'nden finans uzmanı öğretim üyesi Linda Bilmes.

Yale Üniversitesi'nden ekonomist William Nordhaus da bağımsız olarak raporunda savaşın potansiyel maliyetini 2 trilyon dolar civarında vermiştir.

Irak, bilinen 115 milyar varillik petrol rezervleriyle Suudi Arabistan ve Rusya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük petrol zengini ülkedir.

Bu miktar, varlığı henüz teyit edilmemiş rezervlerle beraber 265 milyar varile kadar çıkabilmekte, hatta bazı tahminler bu miktarı bayağı aşmaktadır.

Varili 55 dolardan Irak'ın bilinen petrol rezervlerinin toplam değeri yaklaşık 6,3 trilyon dolardır. Petrol firmaları bunun %40'ını petrol sahibi ülkeye verip gerisini alsalar kendilerine yaklaşık 4 trilyon dolar kalır. Bunun da yarısı kâr olsa 2 trilyon dolar eder - yani Irak işgalinin ABD'ye uzun vadede toplam maliyeti kadar.

Amerikan firmaları bu pastayı başta İngiltere olmak üzere başka ülkelerle paylaşacaklarına göre, öyle görülüyor ki ABD'nin Irak işgalinden kâr yerine zararla çıkması çok daha gerçekçi bir beklentidir.

Savaş öncesi Irak'ın petrol üretimi günde 2,6 milyon varil idi ve bunun yaklaşık beşte biri (500 bin varil civarı) iç tüketime gidiyordu.

Bu miktar savaş sonrasında dalgalanmalara tabi oldu ve 2005 ortalaması günde 1,4 milyon varil oldu ve Irak'a 26 milyar dolar kazandırdı.

Bunun da büyük kısmı maaşlar, sosyal programlar ve diğer harcamalara gitti. Irak'ın petrol ihraç altyapısı günde 6 milyon varil petrolün ihracını temin edebilecek kapasitede.

Körfez savaşından önce Irak'ın OPEC kotası günde 3,2 milyon varil idi (bu üretim üst sınırı dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan için günde 8 milyon varildir).

Petrol uzmanları, ülkede politik ortamın stabilize olması, gerekli pahalı yatırımların yapılması ve politik havanın ekonomik gelişmeyi teşvik edici hale gelmesi durumunda, günlük üretimini 2010'a kadar 6 milyon varile kadar çıkarabileceğini ifade etmektedirler.

Öyle görülüyor ki Irak'ın günlük petrol üretimi OPEC'in de kotası göz önüne alınırsa en iyi ihtimalle günde 6 milyon varil olacaktır ki onun da varil fiyatı 55 dolardan yıllık değeri 120 milyar dolardır.

Bu miktar, hepsini sıfır masrafla gasp ettiğini farz etsek bile, ABD'nin yaklaşık 13 trilyon olan gayri safi milli hasılasının sadece yüzde biridir - yani devede kulak bile değil.

ABD'nin dişinin kovuğunu bile doldurmayacak bir miktar için saygınlığını sokağa atması ve itibarını kaybetmeyi göze alması - Türkiye'nin tabii kaynakları yılda 4 milyar dolar gelir getiren bir ülkeye göz dikmesi ve onu işgale kalkması gibi - hiçbir akıl ve izanla bağdaşamaz.

Başka bir açıdan bakılacak olursa, Irak petrollerinden elde edilebilecek tüm para, ABD'nin 5 trilyonu aşkın net borcunun faizini dahi ödeyemez. Bu ağır borç yükünü mesele yapmayan ve gerekirse gözünü kırpmadan ona yüz milyarlarca dolar ilave edebilen bir ülke herhalde faizini nereden temin edeceğini düşünmeyecektir.

Irak petrolü ABD ve İngiltere'ye

İşin bir diğer boyutu da Irak'ın petrodolarlarının kendi masraflarını bile karşılayabileceğinin şüpheli olmasıdır.

Ülkede istikrar ve otorite sağlansa bile petrol üretiminin istenen seviyeye çıkarılması yıllar alacaktır ve ciddi yatırımlar gerektirecektir.

Irak'ın savaş sonrası yeniden yapılandırma projelerinin maliyetinin 100 milyar dolar (hatta daha yüksek) olması beklenmektedir

.

Ayrıca, Irak'ın Saddam Hüseyin zamanından kalma Körfez ülkelerine ve Rusya'ya 100 milyar dolar civarında bilinen dış borcu vardır ve 1990 Kuveyt işgalinden kaynaklanan 250 milyar dolar civarında tazminat talepleri ile karşı karşıyadır.

ABD Irak'ın işgalini tartışırken savaşın tahminî maliyeti zaman zaman gündeme gelmiş olsa da hiç kimse Irak'ın petrol zenginliklerinin üzerine oturmadan bahsetme cüretini göstermemiştir.

Gerçi Başkan Bush, eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz malî konulardaki eleştirileri göğüslemek için savaştan sonra Irak'ın petrol gelirleriyle savaşın yükünü omuzlamaya yardımcı olacakları konusunda beklentilerini ifade etmişlerdi ve hatta savaşın maliyetini petrol geliriyle karşılayabileceklerini söylemişlerdi.

İlaveten, Irak'ın zengin petrol kaynakları, muhtemelen 1972 yılında Irak'ın petrol kuyularını millileştirmesiyle ülkeyi terk etmek zorunda kalan Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin iştahını kabartıyordu ve kendilerini Irak'ın petrol kuyularının yolunu açacak her girişimi gönülden alkışlıyorlardı.

Irak'ın petrol arama ve çıkarma işleri ile yeniden yapılandırma projelerinin dağıtılmasında işgal güçlerinin etkisi ile ABD ve İngiliz şirketlerinin kayırılması herkesin beklentisi.

Ancak bu, başka ülke şirketlerinin ihalelere giremeyeceği anlamına gelmiyor.

Mesela Norveç petrol firması Det Norske Oljeselskap Aralık 2005'te Türkiye sınırı yakınlarındaki Zakho'da ilk petrol kuyusunu açtı bile.

Kuzey Irak'ta petrol çalışmaları yapan kuruluşlar arasında Türk, Kanada ve Avustralya firmaları da var.

Ayrıca, 1997'de Irak hükümeti ile Irak'ın en verimli alanlarında petrol çıkarma anlaşmaları yapan Çin, Rusya ve Fransız petrol firmaları da zamanı geldiğinde yarışta yerlerini alacaktır.

Irak savaşının ABD açısından istenmeyen bir yan etkisi petrol fiyatlarının hızlı bir tırmanışa geçmesi olmuştur.

ABD, kullandığı petrolün yaklaşık yarısını ithal etmektedir ve ABD'nin petrol ve doğalgaz için dış ülkelere ödediği miktar, savaşın başladığı 2003 yılında yaklaşık 130 milyar dolardan 2006 yılında 300 milyar dolara çıkmıştır.

Bu ilave paranın önemli bir kısmı İran ve Venezüella gibi ABD'ye dostça niyetler beslemeyen ve Rusya gibi rakip oluşturan ülkelerin kefelerine akmaktadır.

Yani Irak savaşı ABD'nin kanını emerken düşmanlarına kan takviyesi yapmaktadır ve ABD'yi ekonomik olarak vurmaktadır.

Alinti

Isteee,

Gercekten bu konudaki yazilanlarin Amarikanin kazanci olacak deyen bir yaziya hic rastlamadin desen yalan olmat. %99 u bu savasda Amarika zararli cikti deye yaziyorlar.

Tolonbeg

Bunlar kısa vadede yapılan hesaplamalar ve yorumlar. Hemen şu kadar varil var varili şu para çarp bul o kadar basit değil. Amerika'nın uzun vadede kar etmesi kesindir. Demiş varili 55 $ bazen 120$'a çkıyor belli olmuyor. Ayrca bu petrol Amerika'nın önümüzdeki 50-100 yıl tüketeceği miktar, bunu tüketip kendininkini saklayınca ve Dünya'da petrol rezevleri tükenmeye başlayıp kendi petrolünü çıkarıp satmaya başlayınca elde edeceği kar kaç kattrilyon dolar olacak? Bunları düşünmek lazım abicim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bush'un aptallığı ve Bush yönetiminin kendini beğenmişliği yüzünden.

Bu salaklar düşmanın yenilmeyi kabul etmediği savaşları kimsenin kazanamayacağını bilmiyorlar.

Kendilerine olan aptalca güven koca bir ülkeyi ne hale getirdi.

Bir avuç Müslüman teröristin elinde oyuncak oldular salaklar.

Bush çeşitli nedenlerden Irak'a girmek istedi.

Nedenler arasında babasının savaşını devam ettirmek de vardı.

Petrol de nedenlerden biridir mutlaka ama en başta gelen bir neden değildir.

İlginç olarak bu aptallığı bir sürü ülke de paylaştı.

Ne akla hizmet kabul ettiler bilmem.

Amerika fiyatını çok acı ödedi ama.

Bir daha böyle aptallıklar yapmaz diyorsanız, yanılıyorsunuz.

Burası benzeri aptallıkları yapacak öküz dolu.

amerikan dış politikasını ''dahi bush'' tek başına mı beliyor yahut amerikan dış politikası çok katmanlı blokların/elitlerin ortaklaşa çizdiği bir perspektif üzerinden mi gidiyor? peki, obama'nın bush'un izinden gitmesine ne diyeceksiniz? ırak'tan hala çıkamayıp afganistan'da çatışmaları körükleyecek adımlar atmasına? (asker sayısını arttırmak, iran'a yaptırımlar ve savaş tehdidi vs)

analizler günümüz politikasının taa 90'ların başında belirlendiğini, yeni dış politik konseptin 20 sene evvelden belli olduğunu defalarca izah ediyor. afganistan ve ırak işgalleriyle ''medeniyetler çatışması'' tezleri tesadüfen ortaya çıkmış ürünler falan değildir; zaten tezi yazan adam da savunma bakanlığı danışmanıydı vakti zamanında. bizim emekli askerlerden de herhangi biri al, kürt sorunu üzerine konuştur; 80 yıllık resmi ezberi ve perspektifi aynen tekrar edecektir mesela. adamın aldığı terbiye ve eğitim o yönde çünkü. amerikan dış politika uzmanlarının tedrisatı da bellidir ki bunlar anlayana pek süpriz gelmez. zorlayıcı/ekstra ve olağan dışı koşullar oluşmadığı vakitçe de değişmez bu perspektif.

konuya gelince... amerikan hesapları arasında ''doğal kaynaklar'' elbette vardır, ancak bu derece net hesaplar yazılıp çizilmiş midir zamanla belli olur. petrol konusundaki itirazlara katılmakla birlikte, petrolün değeri zaten çağlar boyunca biliniyordu; keza 19.yy'da da oldukça önemli ve stratejik hale gelmişti. amerika için birinci derece önemli olan bölgedeki nüfuzudur; zaten, ırak işgalini de bu izah eder. salt petrol üzerinden yaşanmaz hesaplar, salt petrol gelirleri üzerinden. aslolan hegemonik varlığın meşruiyetidir, petrolse çantadan çıkan süpriz...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Venezuelayı yemek daha kolay olsa oraya saldırırdı. Kendi halkı Saddam'dan nefret ediyordu, dolayısıyla içerden yıkmak için uygun bir ülke, teröre destek verdiği için kualisyon güçlerini savaşa sokmak daha kolay oldu. Veneuzalayla yapılacak bir savaşta destek vermezlerdi. Başka, Venezuela, ABD'nin yakınında bir latin Amerika ülkesi, benzeri Brezilya, Arjantin ve Meksika gibi ülkeleri Amerika kendine düşman ederdi hemde hepsiyle komşu. Venezuelaya saldırmak gerizekalılık olurdu.

Vietnam'a gelince her savaş illa petrol için yapılacak değil. Irak'ta sadece petrol için değil ama petrol bir etken/faktör/parametre ne dersen de...

ABD Venezuaalaya savaş açsa neden Brezilya Meksika ve Arjantin ABD ye karşı çıksınki.İngiltere Arjantinin adasına savaşla el koyduda niye Venezuaalla Brezilya Meksika İngiltereye savaş açmadı.Hem Brezilya ve Meksika için Venezuaaldan kurtulmak iyi birşey değilmidir.ABD zaten pekçok Latin ülkesine savaş açmıştı.Hiçbir şeyde olmamıştı.

Varsay ki bir mahallede çok ünlü bir kabadayı var.Sonra bu kabadayı ihtiyarlıyor çakallara bile maskara olup ölüyor.Yerine geçmek isteyende zavallı aciz gördüklerini pataklıyor.Ben ne dersem o olur diyor.Amma bu yeni yetme kabadayı hep yanlış adamı tokatlıyor.Zaten dayak arsızı olanı tokatlasan ne yazar.

Kısaca bu hegemonya savaşı dünyada dengeleri ben belirlerim anlayışı.Tabiki yeni yetme kabadayımız birşeyi belirleyemiyor.Kazanmak gibi bir amacı olmayanı alt etmeye çalışıyor.Sonunu hazırlıyor farkında değil.ABD nin başına gelecekler umrumda değilde bizide arada kaynatıyor yanarım yanarım ona yanarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD Venezuaalaya savaş açsa neden Brezilya Meksika ve Arjantin ABD ye karşı çıksınki.İngiltere Arjantinin adasına savaşla el koyduda niye Venezuaalla Brezilya Meksika İngiltereye savaş açmadı.Hem Brezilya ve Meksika için Venezuaaldan kurtulmak iyi birşey değilmidir.ABD zaten pekçok Latin ülkesine savaş açmıştı.Hiçbir şeyde olmamıştı.

Varsay ki bir mahallede çok ünlü bir kabadayı var.Sonra bu kabadayı ihtiyarlıyor çakallara bile maskara olup ölüyor.Yerine geçmek isteyende zavallı aciz gördüklerini pataklıyor.Ben ne dersem o olur diyor.Amma bu yeni yetme kabadayı hep yanlış adamı tokatlıyor.Zaten dayak arsızı olanı tokatlasan ne yazar.

Kısaca bu hegemonya savaşı dünyada dengeleri ben belirlerim anlayışı.Tabiki yeni yetme kabadayımız birşeyi belirleyemiyor.Kazanmak gibi bir amacı olmayanı alt etmeye çalışıyor.Sonunu hazırlıyor farkında değil.ABD nin başına gelecekler umrumda değilde bizide arada kaynatıyor yanarım yanarım ona yanarım.

Komşu bir ülkeye saldırmak her zaman risklidir. Sonuçlarını tahmin edemezsin. O latin Amerika ülkelerini hafife alma. Küçücük Küba bile ABD'ye meydan okudu, okumaya da devam ediyor. Onların hepsi sol fraksiyonlu adamlar öyle kolay değil. Neyse Amerika'nın bileceği şey. Ayrıca bu tip olaylar basit kabadayı örnekleriyle açıklanmaz. Çok fark var. Birisinde 1-2 parametre varken diğerinde milyarlarca parametre var çok farklı denklemler.

Ben zaten Irak savaşının tek ve yegane nedeni petroldür demedim. O da bir etkendir dedim. Ama birinci derece amma beşinci derece bilemem ama kesinlikle bir faktördür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD zamanında Wietnama maden yatakları içinmi saldırmıştı.ABD petrolü savaşla istese Iraka değil Venezuallaya saldırırdı.Bu daha akıllıca olurdu hem karşısına fanatik dincileri almazdı hem bu kadar masraf yapmazdı.

petrol bahane

maksat

Müslüman kirmak , Müslümanlardaki nüfus patlamasini engelemk veya kontrol etmek .

ayni hz.Musa ve ona inanalarin misirda cektiklerini cektirmek.

bati mandasindaki olan öbür Muslüman toplumlarada gözdagi vermek.

armageddon hazikliklari hiristlere göre ikinci milenyum dönemini yasiyoruz yani ikinci hacli dönemi .

Link to post
Sitelerde Paylaş

dünyadaki vahsetin yeni ahiten oldugunu ispatliyorum okuyun

1111-misyonerlik te zorlama vardir

Luka 14-23

23«Efendisi(Isa) köleye(missyoner), `Çıkıp yolları ve çit boylarını dolaş, bulduklarını gelmeye zorla da evim dolsun' demiş.

222222- hiristiyan yapmak icin ön hazirliklar

1-(Matta 5/1)-Ne mutlu ruhta yoksul olanlara!

Göklerin Egemenliği onlarındır.( yani aptalarin) .

2-Luka 5/31

İsa onlara şu karşılığı verdi: «Sağlıklı olanların değil,hastaların hekime ihtiyacı var.( yani hastalarin)

3-luka 5/32

32Ben doğru kişileri değil, günahkârları tövbeye çağırmaya geldim.»(yani günahkarlarin)

aptal-hasta ve günahkar yapildiktan sonra misyonerlik baslar ,yani fitne fesat kaos sonra misyonerlik

333333- her yol mübahtir , netice önemlidir

romalila mektup yeni ahit

7 Ama benim yalanımla Tanrı'nın gerçeği O'nun yüceliği için daha açık şekilde ortaya çıkmışsa, ben niçin yine bir günahkâr olarak yargılanıyorum?

8 Bazılarının bizi kötüleyerek, söylediğimizi ileri sürdüğü gibi niçin, «Kötülük yapalım da bundan iyilik çıksın» demeyelim?

4444-tanri isaya tapmayi kabul etmeyenlere ne yaparlar

Petrus 2: 12

Ama anlamadıkları konularda sövüp sayan bu kişiler, içgüdüleriyle yaşayan, yakalanıp boğazlanmak üzere doğan, akıldan yoksun hayvanlar gibidir. Hayvanlar gibi onlar da yıkıma uğrayacaklar. (Isaya inanmayan hayvan gibidir yakalanip bogazlanmasi gerekir)irak ,afgan da arada bi kafasi kesilmis Müslümanlar buluyuyor

Yuhanna 15/6

Bir kimse bende kalmazsa, çubuk gibi dışarı atılır ve kurur. Böylelerini toplar, ateşe atıp yakarlar. (Isa ya inanmayan kuru tahtadir toparlayin yakin) bombalarla yakiyorlar insanlari

Luka 19/27 `Beni kral olarak istemeyen o düşmanlarıma gelince, onları buraya getirin ve gözümün önünde kılıçtan geçirin!'» (Burdaki kral bir benzetmedir kendisinin ikinci gelisi anlatir Isa , ona tabii olmayanlar kilictan gecirilecek)

Matta 10 /34

Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Ben barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben oğulla babasının, kızla annesinin, gelinle kaynanasının arasına ayrılık sokmaya geldim. `İnsanın düşmanları, kendi ev halkı olacaktır.'

------------------------

bati tarih bogu insanligin anasini aglatmistir ve devam ediyor edecekte taki kendi aglayana kadar

tarihinde enNazzam tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

petrol bahane

maksat

Müslüman kirmak , Müslümanlardaki nüfus patlamasini engelemk veya kontrol etmek .

ayni hz.Musa ve ona inanalarin misirda cektiklerini cektirmek.

bati mandasindaki olan öbür Muslüman toplumlarada gözdagi vermek.

armageddon hazikliklari hiristlere göre ikinci milenyum dönemini yasiyoruz yani ikinci hacli dönemi .

al bir akhe de burda, bu da nurcu/müslüman versiyonu. emperyalizm sonunda ''aile planlaması''na da girdi demek, marks duysa mezarında takla atardı herhalde:D

Link to post
Sitelerde Paylaş

al bir akhe de burda, bu da nurcu/müslüman versiyonu. emperyalizm sonunda ''aile planlaması''na da girdi demek, marks duysa mezarında takla atardı herhalde:D

herseyin basi nüfus patlamasi , expansiyon icin sart

fetocu deyilim , malazgirt ruhunu tasiyan ve ayni anda Atatürkcüyüm

tarihinde enNazzam tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

herseyin basi nüfus patlamasi , expansiyon icin sart

fetocu deyilim , malazgirt ruhunu tasiyan ve ayni anda Atatürkcüyüm

Hem osmanci,hem kemalist,hem dinci yakiyim ben bir birinci...Her dalda oynuyorsun yani atalarin maymundu,normal:)))

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bencede ABD ne Irağa petrol için girdi, Ne de Afganistana maden için...

Ama ABD'nin işte Petrol sapık bir diktatöre, yeraltı kaynaklarınıda bir terör örgütüne bırakmaya niyeti yok.

Eğer ki öyle yapsaydı.İnsanlığın başı daha da büyük belada olacaktı.Düşünsenize Türkiyeye Milli Görüş hakim oluyor.Şeriatı getiriyor.Türkiyeki kaynaklarınıda Halk için değil Cihad için kullanıyor.Böyle bir Türkiye göreceğime ABD gelsin bizi yönetsin kat ve kat razıyım.

Plagiarism diye biz buna diyoruz işte. Forumda aynı nicklerin bir kaç tane klonu ortaya çıkmaya başladı. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

petrol bahane

maksat

Müslüman kirmak , Müslümanlardaki nüfus patlamasini engelemk veya kontrol etmek .

ayni hz.Musa ve ona inanalarin misirda cektiklerini cektirmek.

bati mandasindaki olan öbür Muslüman toplumlarada gözdagi vermek.

armageddon hazikliklari hiristlere göre ikinci milenyum dönemini yasiyoruz yani ikinci hacli dönemi .

Yok be güzel kardeşim BD müslüman kırma heveslisi filan değil.Daha dün Rabbani-Hikmetyar yönetimini destekleyen oydu.Talibanıda Rabbani-Hikmetyar yönetiminin milliyetçiliğini dizginlemek için koz olarak ortaya çıkaranda BD in kendisi.

BD hegemonik güç için bir yerlere saldırma ihtiyacı güdüyor.Komunistlere saldıramaz (fizeksel olarak çok rahat saldırırda) saplantısı var yenilirim korkusu (BD Komunistler karşısında kendi korkularına yenilmiştir yoksa Komunistlerin bir zafer kazandığı yok) Müslümanlarıda güçsüz akılsız sanıyor bu adamlara istediğimi yaptırırım sanıyor.Yanılıyor tabiki yanılgısını da anlayamıyor.Hacı BD de Beyaz Saraya gidip müslümanların düşünce sistamatiğinin nasıl işlediğini anlatsa iyi olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

ABD Irakta SABA oturmustur.

Çağımızın madde bağımlılığı burada da etkisini göstermekte ve ABD'nin Irak işgali arkasında temel motif olarak maddî kazanç hesapları aranmaktadır.

Irak'ın işgal olayını basit bir yağmalama olayına indirgemek kolaycılığa kaçmaktır ve bu bakış açısı gerçekleri yansıtmaktan uzaktır.

Aşağıda açıkça görüleceği gibi rakamlar bu bakış açısını yalanlamaktadır.

ABD'ye Irak faturası ne kadar?

ABD'nin Irak savaşı için 2007'nin ilk çeyreğini de kapsayan süre için Kongre'den onay alarak yaptığı harcamaların tutarı 378 milyar dolardır ve bu rakamın savaşın sona ermesinin beklendiği 2010 yılına kadar 500 milyar doları, bazı tahminlere göre ise 700 milyar doları aşması beklenmektedir.

Savaş maliyeti öngörülerin oldukça üzerine çıkmış ve son zamanlarda haftada 2 milyar dolara ulaşmıştır.

Bu miktar sadece savaş için gerekli "ilave" harcamaları içermektedir ve askerî personelin normal maaşları, sakatlanan askerlerin savaş sonrası bakımları, savaşı finanse etmek için alınan borçların faiz ödemeleri, savaş yüzünden petrol fiyatlarındaki artışın ekonomiye getirdiği ek maliyet, vs. bu rakamlara dahil değildir.

Bütün bu etkenler dikkate alındığında, yapılan kabullere bağlı olarak, Irak işgalinin maliyeti bir ile iki trilyon arasında değişmektedir ve hatta ABD'de çok ses getiren bir rapora göre 2 trilyon doları aşmaktadır. [/size][/font]

Bazı basın organlarına "2 trilyon dolarlık savaş" haber başlığını attıran bu raporun yazarları Columbia Üniversitesi öğretim üyesi ve Dünya Bankası baş ekonomistlerinden ve eski başkan Clinton'un ekonomi danışmanlarından Nobel ödüllü Joseph Stiglitz ile Harvard Üniversitesi'nden finans uzmanı öğretim üyesi Linda Bilmes.

Yale Üniversitesi'nden ekonomist William Nordhaus da bağımsız olarak raporunda savaşın potansiyel maliyetini 2 trilyon dolar civarında vermiştir.

Irak, bilinen 115 milyar varillik petrol rezervleriyle Suudi Arabistan ve Rusya'dan sonra dünyanın üçüncü büyük petrol zengini ülkedir.

Bu miktar, varlığı henüz teyit edilmemiş rezervlerle beraber 265 milyar varile kadar çıkabilmekte, hatta bazı tahminler bu miktarı bayağı aşmaktadır.

Varili 55 dolardan Irak'ın bilinen petrol rezervlerinin toplam değeri yaklaşık 6,3 trilyon dolardır. Petrol firmaları bunun %40'ını petrol sahibi ülkeye verip gerisini alsalar kendilerine yaklaşık 4 trilyon dolar kalır. Bunun da yarısı kâr olsa 2 trilyon dolar eder - yani Irak işgalinin ABD'ye uzun vadede toplam maliyeti kadar.

Amerikan firmaları bu pastayı başta İngiltere olmak üzere başka ülkelerle paylaşacaklarına göre, öyle görülüyor ki ABD'nin Irak işgalinden kâr yerine zararla çıkması çok daha gerçekçi bir beklentidir.

Savaş öncesi Irak'ın petrol üretimi günde 2,6 milyon varil idi ve bunun yaklaşık beşte biri (500 bin varil civarı) iç tüketime gidiyordu.

Bu miktar savaş sonrasında dalgalanmalara tabi oldu ve 2005 ortalaması günde 1,4 milyon varil oldu ve Irak'a 26 milyar dolar kazandırdı.

Bunun da büyük kısmı maaşlar, sosyal programlar ve diğer harcamalara gitti. Irak'ın petrol ihraç altyapısı günde 6 milyon varil petrolün ihracını temin edebilecek kapasitede.

Körfez savaşından önce Irak'ın OPEC kotası günde 3,2 milyon varil idi (bu üretim üst sınırı dünyanın en büyük petrol üreticisi olan Suudi Arabistan için günde 8 milyon varildir).

Petrol uzmanları, ülkede politik ortamın stabilize olması, gerekli pahalı yatırımların yapılması ve politik havanın ekonomik gelişmeyi teşvik edici hale gelmesi durumunda, günlük üretimini 2010'a kadar 6 milyon varile kadar çıkarabileceğini ifade etmektedirler.

Öyle görülüyor ki Irak'ın günlük petrol üretimi OPEC'in de kotası göz önüne alınırsa en iyi ihtimalle günde 6 milyon varil olacaktır ki onun da varil fiyatı 55 dolardan yıllık değeri 120 milyar dolardır.

Bu miktar, hepsini sıfır masrafla gasp ettiğini farz etsek bile, ABD'nin yaklaşık 13 trilyon olan gayri safi milli hasılasının sadece yüzde biridir - yani devede kulak bile değil.

ABD'nin dişinin kovuğunu bile doldurmayacak bir miktar için saygınlığını sokağa atması ve itibarını kaybetmeyi göze alması - Türkiye'nin tabii kaynakları yılda 4 milyar dolar gelir getiren bir ülkeye göz dikmesi ve onu işgale kalkması gibi - hiçbir akıl ve izanla bağdaşamaz.

Başka bir açıdan bakılacak olursa, Irak petrollerinden elde edilebilecek tüm para, ABD'nin 5 trilyonu aşkın net borcunun faizini dahi ödeyemez. Bu ağır borç yükünü mesele yapmayan ve gerekirse gözünü kırpmadan ona yüz milyarlarca dolar ilave edebilen bir ülke herhalde faizini nereden temin edeceğini düşünmeyecektir.

Irak petrolü ABD ve İngiltere'ye

İşin bir diğer boyutu da Irak'ın petrodolarlarının kendi masraflarını bile karşılayabileceğinin şüpheli olmasıdır.

Ülkede istikrar ve otorite sağlansa bile petrol üretiminin istenen seviyeye çıkarılması yıllar alacaktır ve ciddi yatırımlar gerektirecektir.

Irak'ın savaş sonrası yeniden yapılandırma projelerinin maliyetinin 100 milyar dolar (hatta daha yüksek) olması beklenmektedir

.

Ayrıca, Irak'ın Saddam Hüseyin zamanından kalma Körfez ülkelerine ve Rusya'ya 100 milyar dolar civarında bilinen dış borcu vardır ve 1990 Kuveyt işgalinden kaynaklanan 250 milyar dolar civarında tazminat talepleri ile karşı karşıyadır.

ABD Irak'ın işgalini tartışırken savaşın tahminî maliyeti zaman zaman gündeme gelmiş olsa da hiç kimse Irak'ın petrol zenginliklerinin üzerine oturmadan bahsetme cüretini göstermemiştir.

Gerçi Başkan Bush, eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve Paul Wolfowitz malî konulardaki eleştirileri göğüslemek için savaştan sonra Irak'ın petrol gelirleriyle savaşın yükünü omuzlamaya yardımcı olacakları konusunda beklentilerini ifade etmişlerdi ve hatta savaşın maliyetini petrol geliriyle karşılayabileceklerini söylemişlerdi.

İlaveten, Irak'ın zengin petrol kaynakları, muhtemelen 1972 yılında Irak'ın petrol kuyularını millileştirmesiyle ülkeyi terk etmek zorunda kalan Amerikan ve İngiliz petrol şirketlerinin iştahını kabartıyordu ve kendilerini Irak'ın petrol kuyularının yolunu açacak her girişimi gönülden alkışlıyorlardı.

Irak'ın petrol arama ve çıkarma işleri ile yeniden yapılandırma projelerinin dağıtılmasında işgal güçlerinin etkisi ile ABD ve İngiliz şirketlerinin kayırılması herkesin beklentisi.

Ancak bu, başka ülke şirketlerinin ihalelere giremeyeceği anlamına gelmiyor.

Mesela Norveç petrol firması Det Norske Oljeselskap Aralık 2005'te Türkiye sınırı yakınlarındaki Zakho'da ilk petrol kuyusunu açtı bile.

Kuzey Irak'ta petrol çalışmaları yapan kuruluşlar arasında Türk, Kanada ve Avustralya firmaları da var.

Ayrıca, 1997'de Irak hükümeti ile Irak'ın en verimli alanlarında petrol çıkarma anlaşmaları yapan Çin, Rusya ve Fransız petrol firmaları da zamanı geldiğinde yarışta yerlerini alacaktır.

Irak savaşının ABD açısından istenmeyen bir yan etkisi petrol fiyatlarının hızlı bir tırmanışa geçmesi olmuştur.

ABD, kullandığı petrolün yaklaşık yarısını ithal etmektedir ve ABD'nin petrol ve doğalgaz için dış ülkelere ödediği miktar, savaşın başladığı 2003 yılında yaklaşık 130 milyar dolardan 2006 yılında 300 milyar dolara çıkmıştır.

Bu ilave paranın önemli bir kısmı İran ve Venezüella gibi ABD'ye dostça niyetler beslemeyen ve Rusya gibi rakip oluşturan ülkelerin kefelerine akmaktadır.

Yani Irak savaşı ABD'nin kanını emerken düşmanlarına kan takviyesi yapmaktadır ve ABD'yi ekonomik olarak vurmaktadır.

Alinti

Isteee,

Gercekten bu konudaki yazilanlarin Amarikanin kazanci olacak deyen bir yaziya hic rastlamadin desen yalan olmat. %99 u bu savasda Amarika zararli cikti deye yaziyorlar.

Tolonbeg

Amerikan hükümeti elbette bu işgalden zararlı çıktı, ama devlete silah satan kalantorlar bir güzel ense yaptı.

Devlet zarar etmiş kimin umurunda...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...