Jump to content

Marksist ve Faşist Hezeyanlar


Recommended Posts

Bunlar genel çerçeveler. Bunların kapağını açıp içine bakarsan. İçinde, kapitalizm, sosyalizm, faşizm, monarşizm, liberalizm vb bir sürü şey bulursun. Bu bulduklarını çözümleyemezsen. Ne bilimden, ne hukuktan, ne ekonomiden ne de demokrasiden yararlanamazsın.

Sevgiler.

Ekonomiyi, hukuku boşver. Bunların ne alakası var kapitalizmle, sosyalizmle, insan haklarıyla falan. Cumhuriyet, demokrasi bunlar güzel şeyler sevgili Drekinci. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 95
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sevgili bakkalamcanınferyadı

Adil olmanın, adaletin en temel parametresi eşitlikten geçer. Bir yerde eşitsizlik varsa zaten adalet yoktur demektir.

insanlar arasındaki küçük farkları eşitsizlik olarak görmemek gerek. Veya insanlararası eşitsizlikte bizzat insanların rolü yoksa kime ne hesabı soracaksınız. Ama eşitsizliği bizzat insanlar yaratıyorsa. Birilerinin ürettiğine bir başkaları el koyuyorsa işte eşitsizliğin kaynağı bulunmuş demektir ve bu eşitsizliği ortadan kaldırmak adil ve doğru bir davranış olur.

Tabi bu eşitsizliğin avantajlı tarafandaysanız elbette eşitsizliği doğal karşılayacak, kendinizi ayrıcalıklı bir konuma getiren ilişkileri savunacaksınız. Ancak eşitsizliğin mağdur tarafındaysanız, elbette size yapılan haksızlığa, sizi mağduriyete sürükleyen düzene karşı mücadele edeceksiniz. Bu mücadeleyi kendinizi sömürücü sınıfa atmak için yapabilirsiniz. Veya eşitliği savunarak adil bir paylaşım istersiniz. Birinci mücadelenizde başarı kazanırsanız, sizinle beraber pek çok insanın bu mücadeleyi kazanmasına engel olursunuz. Düzenin temel karakteri yerli yerinde kalır yalnız siz sınıf atlamış olursunuz. Ancak Eşitlik ve adaleti savunarak mücadeleyi kazanırsanız. Kazanç topyekün olur. Tüm insanlık kazanır. Düzen değişmiş olur.

Ben kendimi kurtarmaya bakarım. Gerisi beni ilgilendirmez diyorsanız. Komünizme inanmamanız doğaldır.

Kendini kurtarma yolundaki mücadelende başarılar dilerim.

Bakalım bakkalamca feryat etmeden hipermarket olabilecek mi? :D

Sevgiler.

Mutlak herkesin robot gibi eşit olduğu bir yerde adalet yoktur. Sen sadece o şekilde bir ütopya kurabilirsin. Hayatta bu şekilde bir yer olmadı, olmayacaktır da. Örneğin zaten herkes aynı maaşı, ya da aynı parayı kazanıcaksa o zaman kişiler neden daha fazla çalışasın ki. Bu komünizm din değildir ki, güzel bir ideal uğruna insanların kimi çok çalışıp 100 lira alıyorsa, zaten çalışmayan adamda o parayı alacaksa, 100 lira alanda artık çalışmamaya başlar. Yani sözde herkese iş ayarlayan komünist devlette hantallık baş gösterir. Sovyetlerde bunu açıkca gördük. Devlet kurulduğu zaman, hemen büyük bir sıçrama yaparak inanılmaz bir şekilde gelişme kaydetti. Ama insanlar baktı, çalışanda aynı parayı alıyorsa, çalışmayan da aynı parayı alıyorsa ben niye fazladan çalışayım ki, bizim memur zihniyetindeki kişiler Sovyetlerdeki bürokrasiyi etkisi altına aldı. Çalışma saatini iple çeken, çalışmayan, akşama kadar çay içen bir bürokrat ve işci tipi türedi. Sovyet Rusya nın ve diğer komünist devletlerin asıl sıkıntısı da budur. Yaratılış tabiatına aykırı olalar her kişiye aynı donu biçmeye kalktılar. Sonuçta aynı donun herkese aynı şekilde olmayacağını yaşadığımız acı tecrübelerle öğrenmiş olduk. Adaletin kaynağını eşitlik olduğunu vurgulamışsın. Senin öngördüğün eşitlik anlayışı adaletsizliğin temelidir. İnsanları tornadan çıkmış gibi, aynı kalıpta değerlendirmek eşitsizliğin, adaletsizliğin en büyüğüdür. Bunu anlamanız dileğiyle.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asıl ciddi düzeyde eşitsizliğin olduğu yerde adalet yoktur. 80 milyar dolar servet sahibi, biri ile günde bir dolar kazan birini karşılaştıralım. Çok zengin biri parası ile adaleti, güvenlik güçlerini, siyaseti etkileyebilir. Çok sıkıştığı zaman atlar uçağına başka ülkeye kaçar, oradan tuttuğu avukatlarla, korumalarla kafa tutar. Ama buna rağmen birileri kral gibi yaşasın, diğerleri açlıktan vb. ölsün, ölen ölür diyenler çıkacaktır.

Ya da bu dünyada güçlü olanlar kazanır, güçlü kimse onun borusu öter diyenler de çıkacaktır. Dolayısı ile sosyalizm bu dünyada eşitsizlikten dolayı en çok ezilen açlar, işsizler, işten atılanlar, iş arayıp bulamayanlar, yarın eve ekmek götürmek istediği halde götüremeyenler, topraksızlar, işçiler, emekçiler vb. içindir. Zenginlikten dört köşe olup ya da zengin olmayı hayal edip veya kolay yoldan köşeyi dönmeyi düşünüp "Başlarım çarkına, işçiye, bilmem neye diye işçiye, emekçiye, ezilene hakaret edenler, aşağılayanlar, kendi tok iken başkasının aç yatmasını göbeğini kaşıyıp izleyip sonra kıs kıs gülerek "başlarım eşitliğine, koyduğum zaman oturturum bak" diyenler için değildir ve olmamıştır.

tarihinde Gold tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yahudilere.

Yahudilere.

Bazı doğrular vardır ki, kimin söylediğine bağlı değildir. Örneğin 2+2=4'tür. Yahudi de söylese, müslüman da söylese bu böyledir. Yahudi 2+2=4 diyor diye 2+2=5 olmaz ya da yanlış olmaz.

tarihinde Gold tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bazı doğrular vardır ki, kimin söylediğine bağlı değildir. Örneğin 2+2=4'tür. Yahudi de söylese, müslüman da söylese bu böyledir. Yahudi 2+2=4 diyor diye 2+2=5 olmaz ya da yanlış olmaz.

Anlıyorum fakat konuyla ilgili yazarsanız herkes açısından daha faydalı olcaktır.

Pante sormuş bu işler kime yaradı. ?

Cevap ?

tarihinde Tutankhamun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Faşizm ve marksizm almanya ve rusya yerine x ve y ülkelerinde patlasaydı bu sefer de niye buralarda oldu diye sormayacak mıydın

İslam niye arabistanda patladı peki

Sen ne savunuyorsan ve o şey ilk nerede çıktıysa artık o savunduğun şey niye ilk o yerde çıktı da diyebilirim

Elbette birşeyler bir yerlerden patlayacak

Her yerde aynı anda olacak hali yoktu ya

Senin ki de soru mu şimdi

Saçma bir konu olmuş bu

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mutlak herkesin robot gibi eşit olduğu bir yerde adalet yoktur. Sen sadece o şekilde bir ütopya kurabilirsin. Hayatta bu şekilde bir yer olmadı, olmayacaktır da. Örneğin zaten herkes aynı maaşı, ya da aynı parayı kazanıcaksa o zaman kişiler neden daha fazla çalışasın ki. Bu komünizm din değildir ki, güzel bir ideal uğruna insanların kimi çok çalışıp 100 lira alıyorsa, zaten çalışmayan adamda o parayı alacaksa, 100 lira alanda artık çalışmamaya başlar. Yani sözde herkese iş ayarlayan komünist devlette hantallık baş gösterir. Sovyetlerde bunu açıkca gördük. Devlet kurulduğu zaman, hemen büyük bir sıçrama yaparak inanılmaz bir şekilde gelişme kaydetti. Ama insanlar baktı, çalışanda aynı parayı alıyorsa, çalışmayan da aynı parayı alıyorsa ben niye fazladan çalışayım ki, bizim memur zihniyetindeki kişiler Sovyetlerdeki bürokrasiyi etkisi altına aldı. Çalışma saatini iple çeken, çalışmayan, akşama kadar çay içen bir bürokrat ve işci tipi türedi. Sovyet Rusya nın ve diğer komünist devletlerin asıl sıkıntısı da budur. Yaratılış tabiatına aykırı olalar her kişiye aynı donu biçmeye kalktılar. Sonuçta aynı donun herkese aynı şekilde olmayacağını yaşadığımız acı tecrübelerle öğrenmiş olduk. Adaletin kaynağını eşitlik olduğunu vurgulamışsın. Senin öngördüğün eşitlik anlayışı adaletsizliğin temelidir. İnsanları tornadan çıkmış gibi, aynı kalıpta değerlendirmek eşitsizliğin, adaletsizliğin en büyüğüdür. Bunu anlamanız dileğiyle.

Sevgili bakkalamca

Çalışanlar kapitalist düzende de sosyalist düzende de üretime katkısı, performansı üzerinden ücret alır. Kapitalist düzenlerde ürettiğinden daha az alır. Ki kapitalistin kasası bu artık değerlerle dolar. Kapitalist işçinin ürettiğinden daha azını verdiği halde işçiyi fabrikada çalıştırmaya devam ediyorsa, sosyalist düzende niçin etmesin. Sosyalist düzenlerde fabrikanın sahibi bizzat çalışanlar olmaktadır. Sen kendi bakkalında yan gelip yatıyor musun? Ki, işçide kendi fabrikasında yan gelsin. İşçinin üretime katkısı, performansı hesap edilemeyecek bir şey değil ki. Tüm çalışanların ürettikleri üzerinden gelir sağlanır. Bu gelir tüm çalışanlara hak ediş kriterlerine göre dağıtılır paylaşılır. kim neye itiraz eder? Üretilen belli, gelir belli, paylaşma kriterleri belli.

Madem ki alınan ücret çalışma azmini artırıyor. Bu sosyalist düzenlerde niçin uygulanmasın. Az çalışan az, çok çalışan çok kazanacak şekilde bir uygulama yapılır.

Mutlak eşitlik elbette mümkün değil. Ancak hem performansa dayalı ücret verilebildiği gibi. Çalışanların sosyal durumuna bakılarak da ücret farklılıkları uygulanabilir. Örneğin bakmakla mükellef olduğu yaşlı ve çocukları fazla ise daha fazla ücret. Uzun süreden beri aynı işte çalışıyorsa kidem farklılıkları uygulanabilir. vb.

Peki diyelim ki sen bakkalamcasın. Bir bakkalın var akşama kadar gelen müşterilere mal satıyor ve bu satış üzerinden gelir elde ediyorsun. Tam karşında bir hipermarket var. Sahibi markete uğramıyor bile. Ama senin kazandığının çok üstünde bir para kazanıyor.

Şimdi; sen bu duruma itiraz etmiyor musun?

Sürekli senin müşterilerini de çalıyor ve sen sabahtan akşama kadar dükkanında oturup sinek avlamaya başlıyorsun. Mallar elinde kalıyor. Giderek sermayeyi tüketiyorsun. İflas ediyorsun. Peki bu işleyişte bir adaletsizlik göremiyor musun?

Sizin gibi küçük burjuvalar, iflas edip hipermarketlerde çalışan işçiler durumuna düştüğü zaman anlarlar hanyayı konyayı ama umarım iflasedip hipermarket işçisi değil de, çok çalışıp hipermarket sahibi olursun.

Şimdi olayı kişileştirmeden değerlendirelim. Bakkalcılık sektörüne hipermarketler girmeğe başlayalı çok oldu. Her hipermarket kaç bakkalı tarihe karıştırdı.

Otur hesap et.

Sen hipermarkete dönüşen bakkalların oranı kadar. Ben ise iflas edip emeğinden başka satacak bir şeyi kalmayanların oranı kadar haklı olurum. Hangimizin haklılık payı daha fazladır.

Sen iflas edip emeğinden başka satacak bir şeyin kalmayınca, yine eşitsizliği ve adaletsizliği savunacak mısın?

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın drekinci size bir hıristiyan olarak sormak isterim komünist olmak için ateist olmak mı gerekir

Sen niye öylesin anlamında söylemiyorum sosyalizme ilgi duyan bir imanlı olarak soruyorum

Örnek olsun Mesihin de söylemlerinde komünist bir tavır var

Zenginlere çatıyor tapınaktaki tefecileri kovuyor komünyon kurup yemeği bölüştürüyor parayı Sezara bırakıyor vesaire

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili bakkalamca

Çalışanlar kapitalist düzende de sosyalist düzende de üretime katkısı, performansı üzerinden ücret alır. Kapitalist düzenlerde ürettiğinden daha az alır. Ki kapitalistin kasası bu artık değerlerle dolar. Kapitalist işçinin ürettiğinden daha azını verdiği halde işçiyi fabrikada çalıştırmaya devam ediyorsa, sosyalist düzende niçin etmesin. Sosyalist düzenlerde fabrikanın sahibi bizzat çalışanlar olmaktadır. Sen kendi bakkalında yan gelip yatıyor musun? Ki, işçide kendi fabrikasında yan gelsin. İşçinin üretime katkısı, performansı hesap edilemeyecek bir şey değil ki. Tüm çalışanların ürettikleri üzerinden gelir sağlanır. Bu gelir tüm çalışanlara hak ediş kriterlerine göre dağıtılır paylaşılır. kim neye itiraz eder? Üretilen belli, gelir belli, paylaşma kriterleri belli.

Madem ki alınan ücret çalışma azmini artırıyor. Bu sosyalist düzenlerde niçin uygulanmasın. Az çalışan az, çok çalışan çok kazanacak şekilde bir uygulama yapılır.

Mutlak eşitlik elbette mümkün değil. Ancak hem performansa dayalı ücret verilebildiği gibi. Çalışanların sosyal durumuna bakılarak da ücret farklılıkları uygulanabilir. Örneğin bakmakla mükellef olduğu yaşlı ve çocukları fazla ise daha fazla ücret. Uzun süreden beri aynı işte çalışıyorsa kidem farklılıkları uygulanabilir. vb.

Peki diyelim ki sen bakkalamcasın. Bir bakkalın var akşama kadar gelen müşterilere mal satıyor ve bu satış üzerinden gelir elde ediyorsun. Tam karşında bir hipermarket var. Sahibi markete uğramıyor bile. Ama senin kazandığının çok üstünde bir para kazanıyor.

Şimdi; sen bu duruma itiraz etmiyor musun?

Sürekli senin müşterilerini de çalıyor ve sen sabahtan akşama kadar dükkanında oturup sinek avlamaya başlıyorsun. Mallar elinde kalıyor. Giderek sermayeyi tüketiyorsun. İflas ediyorsun. Peki bu işleyişte bir adaletsizlik göremiyor musun?

Sizin gibi küçük burjuvalar, iflas edip hipermarketlerde çalışan işçiler durumuna düştüğü zaman anlarlar hanyayı konyayı ama umarım iflasedip hipermarket işçisi değil de, çok çalışıp hipermarket sahibi olursun.

Şimdi olayı kişileştirmeden değerlendirelim. Bakkalcılık sektörüne hipermarketler girmeğe başlayalı çok oldu. Her hipermarket kaç bakkalı tarihe karıştırdı.

Otur hesap et.

Sen hipermarkete dönüşen bakkalların oranı kadar. Ben ise iflas edip emeğinden başka satacak bir şeyi kalmayanların oranı kadar haklı olurum. Hangimizin haklılık payı daha fazladır.

Sen iflas edip emeğinden başka satacak bir şeyin kalmayınca, yine eşitsizliği ve adaletsizliği savunacak mısın?

Sevgiler.

Drekinci, süpermarketlerinin bakkalları ezmesini çok iyi biliyorum. Çünkü yıllarca bakkal olmasada, esnaflık yaptı. Hipermarketlerin çoğalması bizi ve bizim gibi küçük işletmeleri direk etkiledi. Tamam bunları bende ve benim gibi milyonlarca kişi de eleştiriyor. Ama bunları eleştirirken, bunların çözümü bütün kurumların devlet eline geçmesi değildir. Mesela eskiden Osmanlı devletinde devlet komünizmde olduğu kadar olmasada esnafı denetlermiş. Ahi teşkilatı diye bir kurum duymuşsundur. Zamanının Esnaf ve Sanatkarlar Odası diye düşünebilirsin. Ama işlevi çok daha geniş olduğunu unutma. Şimdiki gibi esnaftan aylık alıp kendi ceplerini doldurmuyorlardır. Örneğin, bir mahallede kaç bakkala, kaç manava, kaç kasaba ihtiyaç var bunun ayarlamasını yapıyordu. Bu sayede bir yere gereğinden fazla bakkal, manav v.b dükkanları kimse açamıyordu. Esnafın haksız kazanç elde etmesine müsade etmek için iyatlara müdahale hakkı vardı. Mesele et fiyatları çıktığı an bunu düşürecek tedbirleri en kısa sürede almaktaydı. Böyle bir teşkilat var mı Türkiye'de? Teşkilat varda, esnafı ve halkı düşünen yok. Herkes kendi ceplerini düşünüyor. Demişsin ki; herkes performasının oranında ücret alabilir. Ama senin bu söylediğin komünizm olmuyor. Sadece bir nevi heva ve hevesin uğruna komünizmi yumuşatmaya ve onu cicili bicili göstermeye çalışıyorsun. Drekinci son olarak senden bir isteğim olacak. Diyelim senin kafanda olan bir komünist devlette, insanların en üst düzey yöneticilerden en alt tabakadaki işcisi, köylüsünün ücret dağılımı hakkında kısaca bilgi verirsen sevinirim. Köylü 100 lire maaş alıyorsa, üst düzey yönetici de mi 100 lira maaş alacak. Diyelim işi sadece fabrikada bekçilik yapmak olan güvenlik görevlisi 100 lira maaş alıp, akşama kadar beyin ameliyatı yapan doktorda mı 100 lira maaş alacak. Kısacası mesleğine bakılmaksızın herkes 100 lira maaş alacak diyebilir miyim? Bunu şunun için sordum. Şimdiye kadar kendine komünist diyen bir çok kişiye bunu sordum. Farklı farklı cevaplar aldım. Şimdilik bunları cevaplarsan sevinirim. İleride daha farklı sorular sorabilirim. Bunları yazdım diye kesinlikle beni kapitalist diye yaftalamayasın. Kapitalist düzeni en az senin kadar hatta senden daha fazla nefret ediyorum. Ama aramızdaki fark senin bunun alternatifi olarak komünizmi görmende benim ise, düzen üstü düzen olan, yönetim üstü yönetim üstü yönetim olan İslam'da görmemdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın drekinci size bir hıristiyan olarak sormak isterim komünist olmak için ateist olmak mı gerekir

Sen niye öylesin anlamında söylemiyorum sosyalizme ilgi duyan bir imanlı olarak soruyorum

Örnek olsun Mesihin de söylemlerinde komünist bir tavır var

Zenginlere çatıyor tapınaktaki tefecileri kovuyor komünyon kurup yemeği bölüştürüyor parayı Sezara bırakıyor vesaire

Sevgili Pitis.

Bildiğiniz gibi ben ateistim. Sosyalist ve komünizmi savunuyorum. Sosyalizm ve komünizm yalnız ateistlerin tekelinde mi? Yalnız ateistler mi sosyalizmi ve komünizmi savunabilir?

Evet! Yalnız ateistler tutarlı bir şekilde sosyalizmi ve komünizmi savunabilir. Hatta savunmak yetmez yalnız ateistler sosyalizmi ve komünizmi inşa edebilir. Çünkü sosyalistler ve komünistler insan aklını ve bilimi rehber edinmişlerdir. Akıl ve bilimdışı şeyler insanları her zaman yanlışa sürükler. Sosyalizmi ve komünizmi insanlar kendileri için kuracaklardır. Allah korkusu, peygamber korkusu, öteki dünya korkusu her zaman bu dünya işlerine engel olmaya adaydır. Sosyalist ve komünist fikirler dindar insanların da aklına yatabilir. Ancak dinar insanlar inançlarını her şeyin üstünde tuttukları için bunları yönlendiren dinadamları her zaman kendi sosyal statüleri, ayrıcalıkları tehlikeye düştüğü zaman sosyalizme ve komünizme cephe alıp uygulamalara karşı çıkacaklardır. (Geçmiş örnekleri bolca mevcuttur) Dindar toplumlarda dinadamlarının hem maddi hem de manevi pek çok ayrıcalığı vardır. Sosyalizm ve komünizm bu ayrıcalıklara da son vereceği için dinadamları doğal olarak karşı çıkacaklardır. Kaldı ki Tüm dinler zaten öteki dünya, allah, melek, cin, şeytan, ruh vs gibi uyduruk şeylerle kandırılmaktadırlar. Dürüst bir insan, insanların böyle boş inançlarla kandırılmasına, bu boş inançlar üzerinden sömürülmesine vs göz yummaz. Karşı çıkar.

Özetle, allah istediği için sosyalizm kurulmaz.

Sosyalizm insan aklının, bilimin, üretici ve emekçi sınıfların bilinçli müdehaleleri ile kurulur.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili bakkalamca

Sorduğun soruların yanıtını daha önce başka arkadaşlara vermiştim. Ama hatırın için yine yanıtlayayım.

Sosyalist bir işletmede de tıpkı kapitalistin çalışanlarına verdiği ücret kriterleri uygulanabilir. Çünkü kapitalistler karını çalışanların ürettikleri üzerinden elde etmektedir. Böyle olunca üretime en çok katkı sağlayanı bilir, görür, değerlendirir ve bu katkı oranında ücretlendirir. Ama bu ücretlendirmelerin genel durumuna göz atarsak. Kapitalistlerin kasasına giren karın kaynağı nerededir? Yine çalışanların ürettiklerindedir. Yani Kapitalistler üretime katkısı olanlara katkıları oranında farklı ücretler verir ama yine de kasasında bir sürü kar birikir.

Yani mesele kapitalistin karının nereden kaynaklandığı ve bunun miktarıdır. Yoksa fabrikada çalışan, mühendis, müdür, ustabaşı beş alıyor, postabaşı 3 alıyor, usta 2 alıyor. işçi 1 alıyor meselesi değildir. Devlet işletmelerinde fabrika yönetiminde bulunan bir müdür ile bir işçi arasındaki ücret farkı 5-10 misli olabilir. Bu misli fazlalıklar hiçbir zaman bir müdür ile işçinin arasını kapitalist patron kadar açmaz.

100 işçi çalıştıran bir patronun geliri ile Fabrikada asıl üretimi yapan personelin gelirlerini karşılaştırdığınız zaman buradaki adaletsizlik insanın gözüne batar, gözünü çıkarır.

Asıl sorun, asıl çelişki çalışanlar arasındaki ücret farklılıklarında değil. Patron ile çalışanlar arasındaki gelir farklılığındadır. Bu gelir farklılığının tek nedeni. Üretim aracı olan fabrikanın sahibi olması, dolayısıyla üretilen malların da sahibi olmasındadır. Üretilen malların sahipliği üretimden sağlanan geliri de paylaşma inisiyatifini patronlara vermektedir. Ve patronlar da gelirin bir kısmını çalışanlara ücret, bir kısmını zorunlu giderlere, BİR KISMINI DA KENDİNE ayırmaktadır. İşte kendine ayırdığı kısmı mahsus büyük harflerle yazdım ki bu kısmın büyüklüğüne dikkat çekeyim. Bu büyüklükte patronun kendi emeğinin payı yoktur. Çalışanlara ödemediği, çalışanların ürettiklerinden tırtıkladığı miktarlardır.

Hani 8 çocuklu ana elindeki 8 yumurtayı çocuklarına adil olarak paylaştırıyor. Sonra da diyor ki.

Her biriniz, yarım yumurta verirseniz. Ananızı dert yesin yarım yarım dört yesin. :D

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 1 year later...

Kimseden beklediğin yanıtı bulamazsın. Çünkü kimse senin zihniyetinde değil.

HY bağlanıp yazarsa belki ondan beklediğin yanıtları alabilirsin. :lol:

Belli ki sen yine konuyu Yahudilere-Masonlara bağlayacaksın.

Aklını onlarla bozmuşsun.

Etkileri var mıdır?

Elbette faktörlerden biridir. Ama dikkate alınmayacak kadar zayıf etkilerdir.

Bolşevik ihtilalini Yahudi finans desteği nedeniyle siyonizmin bir planı olarak görebilirsin.

İtalya ve Almanya'daki faşist rejimler için ne yumurtlayacağını merak ediyorum. :D

pante bunu anlaman için dönemin İtalyan ve alman sanayisine şöyle bir bakman yeterli, aslında kavgam kitabında detaylı olarak verilmiş, sen aksini savunabiliyormusun ondan bahset bize. :)

tarihinde Sol Invictus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...