Jump to content

AMARIKANIN KIZILDERILI SOYKIRIMI


Recommended Posts

  • İleti 119
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Buradan nereye varacağız? Şuraya mı geleceğiz? Başkası yapıyorsa, o da yapmıştır, dolayısıyla bunda da kötü bir şey yoktur. Ama kötü örnek olamaz değil mi? Burada mantık ne? Bu mantıkla her türlü kötü davranışı aklamak mümkün tabii. "Ama o da yaptı." değil mi? Çok güzel bir mantık, hayran kalıyor bu mantığa insan gerçekten...

İlla bir yere mi varmak gerekiyor? Ben sözü "başkası yapıyorsa o da yapmıştır bunda kötü bir şey yoktur" demeye NERDE getirmişim pardon? Asıl sizin mantığınız nasıl mantık? Ben bir yere varmak için değil, ortada buz gibi duran gerçeği bir kere daha dile getirmek için yazdım. Hangi kötülüğü aklamaya çalışmışım bu sözle? :S

"Amerika şeytan, bakın şöyle böyle yaptı ama bizim milletimiz şahane! Melekler gibi tanrı'nın oğullarıyız biz" işte bu mantık saçmadır, Amerika'yı eleştir tabi, hatta haklılık payı da vardır ama bunu yaparken eleştiriden kendi milletini sıyırmaya/uzak tutmaya da çalışma, objektif olarak, yeri geldiğinde gerçekleri söylemeyi bil, hangi gerçek cidden "gerçek" ise onu söylemeyi bil, "aslanız kaplanız fethederiz, mahvederiz HEY" edebiyatından sıyrılmak gerek. Sütten çıkma ak kaşık BİR TEK millet yoktur dünya üzerinde, bitti. Bundan illa bir şeyler çıkarmak gerekmiyor, kimseyi de aklamak gerekmiyor.

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İlla bir yere mi varmak gerekiyor? Ben sözü "başkası yapıyorsa o da yapmıştır bunda kötü bir şey yoktur" demeye NERDE getirmişim pardon? Asıl sizin mantığınız nasıl mantık? Ben bir yere varmak için değil, ortada buz gibi duran gerçeği bir kere daha dile getirmek için yazdım. Hangi kötülüğü aklamaya çalışmışım bu sözle? :S

"Amerika şeytan, bakın şöyle böyle yaptı ama bizim milletimiz şahane! Melekler gibi tanrı'nın oğullarıyız biz" işte bu mantık saçmadır, Amerika'yı eleştir tabi, hatta haklılık payı da vardır ama bunu yaparken eleştiriden kendi milletini sıyırmaya/uzak tutmaya da çalışma, objektif olarak, yeri geldiğinde gerçekleri söylemeyi bil, hangi gerçek cidden "gerçek" ise onu söylemeyi bil, "aslanız kaplanız fethederiz, mahvederiz HEY" edebiyatından sıyrılmak gerek. Sütten çıkma ak kaşık BİR TEK millet yoktur dünya üzerinde, bitti. Bundan illa bir şeyler çıkarmak gerekmiyor, kimseyi de aklamak gerekmiyor.

Anthemoessa,

Gerçi sevgili Gold'a yazmışsın ama ben birşeyler yazayım. Kendiside düşüncesini elbet yazacaktır.

Başlık konusun ne, kızılderililer.

Peki daha ilk başta kızılderililer hiç konuşulmadan Ermeni sorununu ortaya koyan kim, Ludwig?

Biz ne anlayalım bu tutumda peki?

Açsın o zaman Ludwig yada dileyenler öyle bir başlık tartışalım bunuda.

Ki ben kendi adıma diyeyim, insanların tarihlerine nasıl yaklaşmaları gerektiğini, vs bir sürü şey söyledim.

Burada en çok sıkıntı duyduğumuz şeylerden biri başlıkların bu şekilde ana amacından koparılması ve hiçbir tartışmayı insan gibi yapamamamız.

Bak ben başlık açtım, Mutlak Krallık İstiyorum ismi altında.

Orada çok geniş ve kapsamlı devletler, rejimler, sistemler her türlü masaya yatırılabilir. Var yani konuşulmak istenen başlıklar.

Ama burada Ludwig'in karın ağrısı şudur.

Bize dayatması şudur.

Türkler sözde! Ermeni soykırımını kabul etmeliler. Çünkü o zaman birileri Türklerin ipine daha çok sahip olacak.

Amerika neyi kabul etmiş kızılderililer ilgili, bugünü konuşalım. Bunları söyleyebilecek kaç tane aslan yürek! var yeryüzünde.

Eğer tarihte hiçbir millet temiz değildir derseniz, ne geçmişinizden ders alırsınız, nede geleceğe yön verirsiniz.

Zira burada Türkler ile açılan her olumsuz başlığa ben katılır ve aynen bu cümleyi yazarım.

O zaman dünyanın bu büyük sorununu ve hepimizi ilgilendiren bu zulüm sorununu gelir Nibirulular çözer.

Yapmayın lütfen...

Bu başlıkta konu kızılderililer...

Başlığa sadık kalarak tartışalım lütfen...

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlla bir yere mi varmak gerekiyor? Ben sözü "başkası yapıyorsa o da yapmıştır bunda kötü bir şey yoktur" demeye NERDE getirmişim pardon?

Onu niye yazıyorsun o zaman, laf olsun torba dolsun diye mi? Tabii tabii laf olsun, torba dolsun diye yazıyorsun. Ne demek istediğin ortada hala laga luga yapıyorsun.

Asıl sizin mantığınız nasıl mantık? Ben bir yere varmak için değil, ortada buz gibi duran gerçeği bir kere daha dile getirmek için yazdım.

Pardon ortada buz gibi duran gerçek ne? Konu ile ilgili ne yazdın sen, laf salatasından başka da çıkıp millete mantık dersi veriyorsun. Tek yaptığın liboş mantığını aklamak, zoruna gitti değil mi bu gerçek? Benim mantığım konuyla ilgili tartışmak gerektiğini söylüyor. Zira mantık budur. Ama polemik yapmak veya konuyu sabote etmek isteyenler konuyu dağıtırlar, olayı, konuyu başka başka yere çekerler. Senin yaptığın işte bu, ama konu ile ilgili adam gibi bir şey yazmadığın halde hayır ben bunu da yapmıyorum filan diye yaptığın şeyleri de inkar edebilirsin.

Hangi kötülüğü aklamaya çalışmışım bu sözle? :S

Dalga mı geçiyorsun? Konu ile ilgili ne yazdın sen şimdi de bunu yazıyorsun? Konu ile ilgili laf salatası yapıyorsun, sonra çıkıp bir de ben ne yapmışım diyorsun. Yapmaya çalıştığın ve çalıştığınız şey az çok belli, yanıldığımı da sanmıyorum. Tabii daha açık açık yaparsan daha iyi olur, gerçi bundan daha nasıl açık yaparsın bilemiyorum. Tabii senin mantığın ile bizim mantığımız farklı. O yüzden yazdıklarım sana hava civa gelebilir. Benim mantığım liboş ilkelerine göre çalışmıyor, ve liboş mantığı ve gözü ile olaylara bakmıyor. Ama senin az çok hangi mantıkla baktığın da belli? Ben Damat Ferit gözü ile ve liboş gözü ile olaylara bakmıyorum, o yüzden benim mantığım sana yaramaz. Sen bu yüzden git mantığı da bakış açısına liboş abilerinden öğren oldu mu?

"Amerika şeytan, bakın şöyşe böyle yaptı ama bizim milletimiz şahane! Melekler gibi tanrı'nın oğullarıyız biz" işte bu mantık saçmadır,

Bunu mu tartışıyoruz biz burada, mantık dersi verene bak. Şu lafın bile senin olaya nasıl baktığını gösteriyor. Diğer milletler şahane diyen mi var? Ne diyorsun sen? Konu ne burada, sen ne yazıyorsun?

Neyse seninle uğraşacak vaktim yok. Konuyla ilgili yazacak bir şeyin varsa lütfen yaz, yoksa laga luga yapma lütfen. (Öteki milletleri de, devletleri de, komünistleri de burada tartışmıyoruz.)

tarihinde Gold tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Bunu mu tartışıyoruz biz burada, mantık dersi verene bak. Şu lafın bile senin olaya nasıl baktığını gösteriyor. Diğer milletler şahane diyen mi var? Ne diyorsun sen? Konu ne burada, sen ne yazıyorsun?

DİYENler var evet, onlar kendini biliyor ben de onlara yazdım.

Tek yaptığın liboş mantığını aklamak, zoruna gitti değil mi bu gerçek?

Ben liberal değilim, siyasetle işim de yok, sadece fikirlerimi belirtmek için yazdım.

Pardon ortada buz gibi duran gerçek ne? Konu ile ilgili ne yazdın sen, laf salatasından başka da çıkıp millete mantık dersi veriyorsun

Heh! hemen çirkefleşip üslubu boz! Ben "siz" diye hitap ederken bir anda karşımda hakaretvarki yazılar göreyim, hadi kardeşim başka kapıya! sizin gibilerle kaybedecek vaktim yok, kendimi açıkça ifade ettim, başka lafa gerek yok. Benim siyaetle işim olmaz, foruma siyaset değil din/felsefe/teoloji konuşmaya geldim. Ancak bu, arada çizgiyi aşanlara, gerçeği yüzlerine vurmamayı da gerektirmez.

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Avanos'a 'Kızılderili soykırımı' Anıtı

CUMA, 12 Mart 2010 01:14

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin

Ermeni Yasa Tasarısı'nı tanıyan kararına tepki amacıyla Kapadokya Platformu,Avanos'a ‘Kızılderili anıtı' dikecek. Kapadokya Platformu ‘Kızılderili anıtı' dikmek için harekete geçti.

Kapadokya'ya 50’yi aşkın ülkeden gelen turistlerin görmesi için Avanos'un entepe noktası olan İğdiş Tepesi'ne dikilecek anıt kentin her yerinden görülebilecek. Kapadokya Platformu adına yapılan yazılı açıklamada Ermeni tasarısının safsata ve ciddiyetten son derece uzak olduğu dile getirildi.

Sadece kınamanın yetersiz olduğunun belirtildiği açıklamada şöyle denildi: “Sözde Ermeni soykırımı sanki olmuş gibi yutturmaya çalışan gerçek soykırım mimarı Amerika, bu konuda dünyadaki soykırımları yapan haydut çetesinin ta kendisidir. Evet doğrudur soykırım yapıldı.

Hatta soykırımlar yapıldı. Hâlâ soykırımlar devam ediyor. Soykırım Amerika kıtasının gerçek sahiplerine yapıldı.

Amerika'nın, Kızılderililer'e yaptığı soykırımı lanetliyoruz. Soykırım Japonya'da yapıldı. Atom bombasıyla soykırımı yapan Amerika’dır. Japonya soykırımını lanetliyoruz. Komşumuz Irak’ta yüz binlerce Müslüman kanı akıtan Amerika, bir ulusuyok etti. Soykırımcılığın bu en bariz ve en yakın örneğini de lanetliyoruz.

Tolonbeg”

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Arkadaslar,ABD nin SOY KIRIMI ve KATLIANLARINDAN bazilari.

Vahşi Amerika'nın katliamlarından bazıları

Amerika'nın işkencelerini belgeleyen Carol Richardson'un 'What does god require? Working to close the 'school of assassins' adlı eserinde yer alan Amerika'nın katliamları ve işkencelerinden bazıları şöyle;

- 1898: Meksika'yı işgal etti, aynı yıl Küba'ya girdi.

- 1921: Nikaragua'yı işgal etti. 40 yıldan fazla sürecek bir terör devrini başlattı.

- 1945: Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atom bombası attı. 250 bin kişi vahşice öldü.

- 1950: Kore’ye saldırdı. Yüz binlerce Koreliyi katletti.

- 1954: Binlerce Guatemalalıyı öldürdü.

- 1955: Endonezya, Laos ve Kamboçya'da çok sayıda CIA operasyonu düzenledi.

- 1950: Küba'da 60 bin kişi, ABD destekli Batista birliklerince katledildi.

- 1961: Küba'ya karşı Domuzlar Körfezi çıkarmasını örgütledi.

- 1965: Dominik'e paraşütçülerini indirdi ve 10 bin Dominikliyi katletti.

- 1973: Şili'de CIA'nın düzenlediği darbe ile 30 bin kişi katledildi.

- 1975: Vietnam işgali bittiğinde arkasında milyonlarca ölü bıraktı.

- 1970: Kamboçya ve Laos'ta ABD, 1 milyon insanı katletti.

- 1983: Lübnan’da 14 Bin deniz piyadesi binlerce Lübnanlıyı katletti.

- 1983: 2. Lübnan işgalinde Lübnan'a günlerce bomba yağdırdı.

- 1986: Libya'yı bombaladı, bine yakın sivili katletti.

- 1989: Panama'ya asker çıkarttı ve 5 bin Panamalıyı katletti.

- 1991: Irak’ta ilk Körfez Savaşını başlattı, binlerce insanı katletti.

- 1991: Somali'yi işgal etti.

- 2001: Afganistan’ı işgal etti. İşgal devam ediyor. Her gün insanlar katlediliyor.

- 2003: Irak’ı yeniden işgal etti. 1.000.000 civarında insanı katletti. Katliam sürüyor.

HEP "ÖZGÜRLÜK" YALANININ ARKASINA SIĞINDI

- İran'a karşı başlattığı ahlaksız ambargoyu yıllardır sürdürüyor.

- Latin Amerika'da ABD'nin bulaşmadığı savaş, katliam, insan hakları ihlali yok gibi. Nikaragua'dan kaçan işkenceci, halk düşmanı örgütleri destekledi ve Nikaragua halkının üstüne saldırttı.

- Birçok Latin Amerika ülkesinde de Ulusal Muhafızlar adı altında Ölüm Mangaları'nı örgütledi, eğitti, finanse etti, silahlandırdı ve halkın üzerine saldırttı.

- ABD son olarak Irak ve Afganistan'da yüz binlerce Müslüman’ı şehit etti, kadınların namuslarına el uzattı ve hapishanelerde on binlerce Müslüman’a sistematik işkenceler yaptı.

AMERİKA 70 MİLYON KIZILDERİLİYİ KATLETTİ

Her Kızılderili için resmi olarak 5 dolar ödeyen ABD, toplamda 70 Milyon Kızılderiliyi katletmişti. Kristof Kolomb’un 1492 tarihindeki keşfinden hemen sonra başlayan Kızılderili katliamı, yerli halkın tabi tutulduğu soykırımın adıdır. O tarihten 1886 yılına kadar süren katliamda, 70 milyon Kızılderili ortadan kaldırıldı. Devlete ait binaların bodrumları, Kızılderili kafataslarıyla dolmuş taşmıştı.

İlk biyolojik silah, Kızılderililer üzerinde uygulanmıştı. Sürgüne gönderilen Kızılderililere yardım olarak dağıtılan battaniyelere çiçek mikrobu bulaştırılarak çok sayıda insanın öldürülmesi sağlanmıştı.

Kızılderililerin açlıktan ölmesi için başlıca yiyecekleri olan bizonların toptan ölmesi de, soykırım yöntemlerinden biri olmuştu. Amerika kıtasını keşfeden Kristof Kolomb’un seyir günlüğüne göre Kızılderililer, ”Keskin silahları ilk kez gören, kötülüğü tanımayan ve hiç silahı olmayan“ bir ulustu. O tarihlerde dünya nüfusunun 5’te biri Kızılderiliydi. Ancak bugün, soykırımlarla yok denecek seviyeye geldi.

ABD’NİN İLK BAŞKANI: “BU VAHŞİ HAYVANLARI TOPTAN İMHA EDECEĞİZ”

Kızılderililere tahammül edemeyen bu zorbalar; onları “halk” olarak bile görmüyordu. ABD’nin kurucusu ve ilk Başkanı George Washington’un sözleri de tezi doğruluyordu. Washington, yerlileri vahşi kurtlara benzeterek, “Bu vahşi hayvanların (Kızılderilileri kastediyor) tamamen imha edilmesi gerekiyor” diyordu. Sonuçta da öyle oluyordu. ABD’nin bir başka Başkanı Theodore Roosevelt de Washington’dan geri kalmıyordu: “Ben en iyi yerli (Kızılderili) ölü yerlidir demek istemiyorum ama 10’da 9’u öyledir” diye konuşuyordu.

400 YILDA 90 MİLYON AFRİKA KÖLELEŞTİRİLDİ

Sözde Ermeni Soykırımı iddiaları ile Türkiye’yi yargılamak isteyen ABD, Avrupa uluslarınca 400 yıldan fazla sürdürülen acımasız insan ticaretinden büyük payı da kendisi almıştı. 1517'de İspanya kralı tarafından plantasyon köleliği Amerika'daki İngiliz kolonilerince de sürdürüldü.

Köle ticaretinin sürdürüldüğü 400 yıl boyunca Afrika 75 ile 90 milyon arasında genç erkeğini yitirdi. Bu dönemde Afrika'dan Amerika'ya 15 milyon köle getirildi. Aradaki fark, köleleştirilen Afrikalıların yolda ölmesinden kaynaklanmaktaydı. Gemilerde milyonlarca köle yaşamını yitirdi. Karaib Adalarındaki halkın % 90′ı da köleleştirildi.

ihlassondakika.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.

Tolonbeg

tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ABD'nin işgallerini ve uluslararası hukuk ihlallerini elbette biliyoruz ama yukarıdaki bilgiler gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Rakamlar ve olaylar fazlasıyla abartılarak verilmiş; tipik bir Amerikan karşıtı propogandasının ifadesi bu satırlar. Sanki ABD öcüymüş ve tüm diğer uluslar iyilik meleğiymiş gibi bir sanı uyandırmak istenilmiş. Oysa bir çatışma her zaman iki kutupludur ve karşılıklı gelişen bir sürecin ürünüdür. Örneğin; ABD Japonya'ya atom bombası atmıştır ama bunun öncesinde Japonlar da Pearl Harbor'a harekat düzenleyip binlerce Amerikalı'yı kendilerini savunamayacakları bir bir haldeyken katletmişlerdir. Yine, ABD Afganistan'a girmiştir, ama 11 Eylül'de teröristlerin alçakça saldırısına uğramıştır. Gerçek böyle iken, Amerikaya yapılanları atlayıp sadece Amerika'nın yaptıklarını, bire on katıp bu biçimde lanse etmek bilim namusuyla bağdaşır bir tutum değildir.

Nitekim; yukarıdaki yazının altındaki not da yazının ne kadar temelsiz ve güvenilmez olduğunu belgeliyor:

"ihlassondakika.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir."

Skandalları ile ünlü ihlas ismini görünce taşlar yerine oturuyor. İçeriğini bilmediğin bir yazıyı neden yayarsın?

Üstelik, diğerlerine galebe çalma, diğer uluslara baskın olma, sadece Amerikalılara özgü bir davranış değil, tersine insanlık tarihinin bir yasasıdır!

Tarihte güçlenen her insan topluluğu diğer toplumlara saldırmış ve onları kendi buyruklarına almışlardır. Siz, Türkler'in ve diğer birçok toplumun nasıl müslüman olduğunu sanıyorsunuz? Bizim dinimiz iyi değil, sıkıldık artık dinimizi değiştirip İslam'a geçelim diyerek mi? Üstelik tarihin en kanlı katliamlarını yayılmacı müslüman Araplar yapmışlardır! Hatta, denilebilir ki İslam'ın uydurulmasının başlıaca nedeni de bu yayılmacı emellerdir.

Adalet güçlünün umurunda değildir.

Güçlü güçsüzün gözünün yaşına bakmaz.

Güçlü ve bağımsız olmayı bilmek gerek...

Link to post
Sitelerde Paylaş
ABD'nin işgallerini ve uluslararası hukuk ihlallerini elbette biliyoruz ama yukarıdaki bilgiler gerçeği tam olarak yansıtmıyor. Rakamlar ve olaylar fazlasıyla abartılarak verilmiş; tipik bir Amerikan karşıtı propogandasının ifadesi bu satırlar. Sanki ABD öcüymüş ve tüm diğer uluslar iyilik meleğiymiş gibi bir sanı uyandırmak istenilmiş. Oysa bir çatışma her zaman iki kutupludur ve karşılıklı gelişen bir sürecin ürünüdür. Örneğin; ABD Japonya'ya atom bombası atmıştır ama bunun öncesinde Japonlar da Pearl Harbor'a harekat düzenleyip binlerce Amerikalı'yı kendilerini savunamayacakları bir bir haldeyken katletmişlerdir. Yine, ABD Afganistan'a girmiştir, ama 11 Eylül'de teröristlerin alçakça saldırısına uğramıştır. Gerçek böyle iken, Amerikaya yapılanları atlayıp sadece Amerika'nın yaptıklarını, bire on katıp bu biçimde lanse etmek bilim namusuyla bağdaşır bir tutum değildir.

Nitekim; yukarıdaki yazının altındaki not da yazının ne kadar temelsiz ve güvenilmez olduğunu belgeliyor:

"ihlassondakika.com bağlantı verdiği sitelerin içeriğinden sorumlu değildir."

Skandalları ile ünlü ihlas ismini görünce taşlar yerine oturuyor. İçeriğini bilmediğin bir yazıyı neden yayarsın?

Üstelik, diğerlerine galebe çalma, diğer uluslara baskın olma, sadece Amerikalılara özgü bir davranış değil, tersine insanlık tarihinin bir yasasıdır!

Tarihte güçlenen her insan topluluğu diğer toplumlara saldırmış ve onları kendi buyruklarına almışlardır. Siz, Türkler'in ve diğer birçok toplumun nasıl müslüman olduğunu sanıyorsunuz? Bizim dinimiz iyi değil, sıkıldık artık dinimizi değiştirip İslam'a geçelim diyerek mi? Üstelik tarihin en kanlı katliamlarını yayılmacı müslüman Araplar yapmışlardır! Hatta, denilebilir ki İslam'ın uydurulmasının başlıaca nedeni de bu yayılmacı emellerdir.

+1. Harika, altına imzamı atıyorum...

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Senin yazdiklarin gercekleri yansitiyormu?

Pearl Harburda 2400 Amerikali ölmüstür.

Hirosima Nagazakide yalniz ölenler 250,000 ,yaralilarda cabasi.

Amerikan baskani ordu komutanina ne diyor yukardaki yazilardan okumus olman gerek.Tek kizil derili komadan hepisini temizleyin.Ne dediydi generel,emrin yerine getirildi.

Sen anlasilan GAGURDAN yana olanlardansin,hemide yamyam gavurdan yana.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adalet güçlünün umurunda değildir.

Güçlü güçsüzün gözünün yaşına bakmaz.

Güçlü ve bağımsız olmayı bilmek gerek...

O zaman bu ülke yönetimindekilerin hepsinin dini vardır, müslümandırlar ve şu an güçlüdürler.

Neden onların yanında değilsiniz peki?

Bu soru bana sorulmaz mı diye düşündünüz yoksa?

Sizin sorununuz adalet değil, zaten beklemediğinizi ve istemediğinizi açıkca belli etmişsiniz. Güçlüden yana olduğunuz sürece safınızı ortaya koyamayacak gibi duruyorsunuz.

Ne acı!!!

Halbuki ben bir müslüman olmama rağmen bu hükümetin yaptığı hiçbir zulme kayıtsız kalamıyorum!!!

Şimdi bu yazdıklarınız ile bu hükümeti eleştirme hakkınızı yerle bir ettiniz, bilmem farkında mısınız?

Iste böyleee,

Senin yazdiklarin gercekleri yansitiyormu?

Pearl Harburda 2400 Amerikali ölmüstür.

Hirosima Nagazakide yalniz ölenler 250,000 ,yaralilarda cabasi.

Amerikan baskani ordu komutanina ne diyor yukardaki yazilardan okumus olman gerek.Tek kizil derili komadan hepisini temizleyin.Ne dediydi generel,emrin yerine getirildi.

Sen anlasilan GAGURDAN yana olanlardansin,hemide yamyam gavurdan yana.

Tolonbeg

+1000000000000000000000000000000000000000000000

Sen çok yaşa tolon dede...

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zaman bu ülke yönetimindekilerin hepsinin dini vardır, müslümandırlar ve şu an güçlüdürler.

Neden onların yanında değilsiniz peki?

Bu soru bana sorulmaz mı diye düşündünüz yoksa?

Sizin sorununuz adalet değil, zaten beklemediğinizi ve istemediğinizi açıkca belli etmişsiniz. Güçlüden yana olduğunuz sürece safınızı ortaya koyamayacak gibi duruyorsunuz.

Ne acı!!!

Halbuki ben bir müslüman olmama rağmen bu hükümetin yaptığı hiçbir zulme kayıtsız kalamıyorum!!!

Şimdi bu yazdıklarınız ile bu hükümeti eleştirme hakkınızı yerle bir ettiniz, bilmem farkında mısınız?

Biz daha güçlüyüz.Bizde ordu var.İstesek yerle bir olurlar,herşey bir emrimize bağlı.Müslümanlar Kemalistlerden güçlü değil,eğer o durumdaysa biz güçlenmesinide biliriz.Sen anlamamışsın sanırım Diriliş'in söylediklerini,Amaç güçlüyü desteklemek değil,Eğer biri senden güçlüyse,sende güçlü olmaya çalışacaksın,ondan daha güçlü olucaksın,olay budur.Yani Filistinliler,Iraklılar,Afganlar güçlü olmak için uğraşıyor mu uğraşmıyor,hala şeriat peşindeler,kızlarını örtme peşindeler,kuranı hafızlama peşindeler,Nazar etme ne olur çalış seninde olur,sen yıllarca otur çalışma dinle kafanı boz sonra gelip biri sana dalınca masum oyunları oyna,hadi be.O dalan devlet yıllarca çalışmış,dünyaya bilim adına,sanat adına birşeyler katmış,sen ne yapmışsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biz daha güçlüyüz.Bizde ordu var.İstesek yerle bir olurlar,herşey bir emrimize bağlı.Müslümanlar Kemalistlerden güçlü değil,eğer o durumdaysa biz güçlenmesinide biliriz.Sen anlamamışsın sanırım Diriliş'in söylediklerini,Amaç güçlüyü desteklemek değil,Eğer biri senden güçlüyse,sende güçlü olmaya çalışacaksın,ondan daha güçlü olucaksın,olay budur.Yani Filistinliler,Iraklılar,Afganlar güçlü olmak için uğraşıyor mu uğraşmıyor,hala şeriat peşindeler,kızlarını örtme peşindeler,kuranı hafızlama peşindeler,Nazar etme ne olur çalış seninde olur,sen yıllarca otur çalışma dinle kafanı boz sonra gelip biri sana dalınca masum oyunları oyna,hadi be.O dalan devlet yıllarca çalışmış,dünyaya bilim adına,sanat adına birşeyler katmış,sen ne yapmışsın.

Sanırım sen de Berguzar'ı anlamamışsın. Berguzar orada Kemalistleri değil ateistleri kastediyor. Kemalizm, ateistlik demek değil ki!

Bak Diriliş ne yazmış:

Üstelik tarihin en kanlı katliamlarını yayılmacı müslüman Araplar yapmışlardır! Hatta, denilebilir ki İslam'ın uydurulmasının başlıaca nedeni de bu yayılmacı emellerdir.

Madem öyle? Ateizm bu ölçüde gücünü gösterebiliyor mu, Türkiye'de gösteremediği çok açık sanırım, bunu tartışmaya bile gerek yok. Yani insanlar ateist filan oluyor mu bu şekilde, olmuyor; gerçi buna gerek var mı, ya da yok mu veya olabilir mi ayrı mesele (zaman, şu bu)...Buna bağlı olarak bir sürü güç çeşiti var, bunu da anlamak gerekir. Savaşçı olmanın gücü, zorbalığın gücü, mantığın gücü, bilim ve teknolojinin gücü, coğrafyanın verdiği güç, ekonomik güç, nüfus gücü vb. İslamın da elbette bir gücü var kuşkusuz.

dünyaya bilim adına,sanat adına birşeyler katmış,sen ne yapmışsın.

Savaşlarda kazanmak birçok şeye bağlıdır. Teknolojin, bilimin vb. süper olsa bile zaman zaman yenilebilirsin. Bak ABD'nin Vietnam bozgununa.

tarihinde Gold tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sanırım sen de Berguzar'ı anlamamışsın. Berguzar orada Kemalistleri değil ateistleri kastediyor. Kemalizm, ateistlik demek değil ki!

Bak Diriliş ne yazmış:

Madem öyle? Ateizm bu ölçüde gücünü gösterebiliyor mu, Türkiye'de gösteremediği çok açık sanırım, bunu tartışmaya bile gerek yok. Yani insanlar ateist filan oluyor mu bu şekilde, olmuyor; gerçi buna gerek var mı yok mu ayrı mesele...Buna bağlı olarak bir sürü güç çeşiti var, bunu da anlamak gerekir. Savaşçı olmanın gücü, zorbalığın gücü, mantığın gücü vb. İslamın da elbette bir gücü var kuşkusuz.

Savaşlarda kazanmak birçok şeye bağlıdır. Teknolojin, bilimin vb. süper olsa bile zaman zaman yenilebilirsin. Bak ABD'nin Vietnam bozgununa.

Aslında Vaşi olayı güzel açıklamış ama Kemalizmi temel alarak sizlerin ana temayı anlamasını zorlaştırmış...

Kısa bir örnekle hem size hem de büyük düşünür Bergüzar Hanımefendilerine yanıt vermiş olayım.

Bugün ABD'de, Türkiye'deki gibi bütçeden dev kaynakların ayrıldığı bir Diyanet Kurumu mevcut değildir. Amerikalılar bunun yerine bilime ve teknolojiye yatırım yapmayı tercih etmektedirler ve bu yarışta ipi göğüslemeyi de başarmışlardır.

Amerikalılar, en sofusu kesimiyle bile yaşama dönük, gerçekçi ve sürekli ilerlemek için çalışan bir ulusu simgelerler.

Bunu akıllarını kullanarak başardılar.

Darısı bizlerin başına...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında Vaşi olayı güzel açıklamış ama Kemalizmi temel alarak sizlerin ana temayı anlamasını zorlaştırmış...

Kısa bir örnekle hem size hem de büyük düşünür Bergüzar Hanımefendilerine yanıt vermiş olayım.

Bugün ABD'de, Türkiye'deki gibi bütçeden dev kaynakların ayrıldığı bir Diyanet Kurumu mevcut değildir. Amerikalılar bunun yerine bilime ve teknolojiye yatırım yapmayı tercih etmektedirler ve bu yarışta ipi göğüslemeyi de başarmışlardır.

Amerikalılar, en sofusu kesimiyle bile yaşama dönük, gerçekçi ve sürekli ilerlemek için çalışan bir ulusu simgelerler.

Bunu akıllarını kullanarak başardılar.

Darısı bizlerin başına...

Vahşi hiçbirşeyi açıklamadı.

Bugün Diyanet dediğiniz kurum Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk tarafından kurulmuştur. Madem kemalistler her fırsatta Atatürke sahip çıkıyorlar, onun kurduğu bu kurumada yıllardır sahip çıkıp eğer amacına hizmet etmediğini düşünüyor ve bu ülkeye zarar verdiğini düşünüyorlardı ise, bizzat o kurumun içinde olmak ve o kurumun içinde görev yaparak kokuşmuş dedikleri zihniyeti düzeltme yolunda güzel şeyler yapabilirlerdi. Ama var mı orada böyle birileri yok. Demekki Atatürk'ün kurduğu bir kuruma dindarlar sahip çıkmış desek senin yukarıdaki iletine haksızlık etmemiş olurum.

Ayrıca Türkiyenin bugünkü hali CHP'nin statükocu ve halktan kopuk tavrının ürünüdür.

Madem siz okuyup düşünmeyi seviyorsunuz o zaman size ev ödevi.

1800'lerin sonunda Osmanlının elinde hangi projeler vardı ve bu projeler neden hayata geçirilemedi.

Aselsanda 3 mühendis niye intihar!!! etti.

Devrim arabaları niye üretilemedi?!!!

Türkiyede üretim yapılan ve dışarıya bile uçak sattığımız uçak fabrikaları bugün neden bu haldeler?

Sorular o kadar çokki. Sırayla. Siz bunlardan başlayın lütfen...

Amerika aklını kullanmaz, bu soruları cevapladıkca onların aklına hayran!!! kalabilirsiniz ama varsa birazcık vicdanınızda sızlaması gerekiyor. En azından kendi insanınız namına.

Bu arada kilise nedir, ne değildir, amacı nedir? Bunlarada biraz değinin isterseniz. Hemde en objektifinden.

Mesela isterseniz başka bir başlık açıp Evangelistleri konuşalım ha, ne dersiniz? :)

Neyse, yine konuyu değiştiriyoruz. Konu ülke, diyanet, vs değil.

Kızılderililer.

Varsa bu soykırıma ait cümleleriniz lütfen yazın...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Amerikalılar, en sofusu kesimiyle bile yaşama dönük, gerçekçi ve sürekli ilerlemek için çalışan bir ulusu simgelerler.

Türkiye'de insanlar birçoğu da çalışıyor. Öyle iş bulmak filan kolay da değil bir sürü insan için. Şuradaki okuyucu yorumlarını ve analiz bile bunu bir parça göstermektedir.

Buradan

Bunu akıllarını kullanarak başardılar.

Bizde de yıllarca Amerika kültürünü, dizilerini (Dallas vb.) izleyerek büyümüş bir kuşak var.

amd_jr-ewing.jpg

J. R. Ewing'i örnek alarak aklını kullanmak isteyen veya kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen bir sürü Türk var. Adnan Menderes'in "her mahallede bir milyoner yaratacağız sözü" de aslında çok daha önceden bu arzunun bir ifadesi olmuştu, Menderes vb. Türkiye'yi, Küçük Amerika yapmak istediler, hayalleri ve gayeleri buydu.

Adnan_Menderes_Feb._3_1958.jpg

Bak: her mahallede bir milyoner - ekşi sözlük

Küçük Amerika olma hayali son bulmadı kuşkusuz. Başkanlık rejimine geçmek istiyor AKP, belki küçük ABD olma hayalinden kaynaklanıyor olabilir. Ama küçük ABD mi oluyoruz yoksa çakma ABD mi oluyoruz ya da küçük ABD olma hayali bize neler kazandıracak, neler kaybettirecek sorularını düşünen pek yok sanırım.

Kısaca ABD hedefi yeni bir hedef değil. Özellikle sağ partiler için, ABD birçok bakımdan model.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Gelin Kizil derililerin Asyadan AmarIkaya gecis öykülerini kisaca okuyalim. Buzul caginin en şiddetli döneminde, M.Ö. 34000 - M.Ö. 30000 yıllarında, dünyadaki suyun önemli bir bölümü büyük kıtasal buz katmanları halindeydi. Bunun sonucunda, Bering Denizi bugünkü düzeyinden yüzlerce metre daha aşağıdaydı ve Asya ile Kuzey Amerika arasında, adına Beringia denilen, bir kara köprüsü oluştu. Beringia’nın en geniş döneminde 1.500 kilometre kadar olduğu sanılıyor. Nemli ve ağaçsız bir tundra olan bölge, otlar ve diğer bitkilerle kaplıydı ve bu da ilk insanların yaşamak için avladıkları büyük hayvanları çekiyordu.

Kuzey Amerika'ya ilk erişen insanlar, yeni bir kıtaya ayak bastıklarını muhtemelen tahmin bile edemezlerdi. Atalarının binlerce yıldır yaptığı gibi Sibirya kıyılarında av peşinde koşmaya devam etmişlerdir.

İlk yerleşimciler Seminoller, Çerokiler ve Mişuki kabileleri ile karşılaştılar.

İspanyol kaşifler ise Kaliforniya'da Şoşon, Payitu, Kahula, Mevuk ve diğer bazı kabilelerle karşılaşmışlardır. 19. yüzyılda, Avrupalı kaşifler batıya doğru göç ederken Kızılderili kabileleri kendi topraklarından sürmüşlerdir.

Bu dönem batıda Apaçi, Siyu ve Komançi ve diğer kabilelerle yapılan utanç verici savaşlar dönemidir.

Bu savaşlardan geriye kalan çok az sayıda yerli ise, Rezervasyonlar (kızılderililer için ayrılmış araziler) olarak bilinen küçük bir alanda yaşamaya mecbur edilmişlerdir.Yani bu halkın büyük bir kısmı soykırım'a uğradı.

Bugün abd hükümeti tarafından resmen tanınan 554 Kızılderili kabilesi vardır.

Kızılderililer 1952 yılına kadar Rezervasyon denilen toplama kamplarında yaşamaya zorlanmışlardır. Kizilderililerin halen önemli miktardaki kısmı bu bölgelerde yaşamaktadır.

1626 yılında Hollandalıların satın aldığı New York'ta günümüzde 85.000'den fazla Kızılderili yaşamaktadır.

2007 yılının Aralık ayında, en önemli Kızılderili kabilelerinden biri olan Lakota Siyuları ABD vatandaşlığından çekildiklerini ve kendi devletlerini kuracaklarını ilan etmişlerdir.

Toprakları beş ayrı ABD eyaletinin sınırları içerisinde olan Lakotalar'ın bu girişiminin sonuçları henüz kesinleşmemekle birlikte, Kızılderililerin büyük soykırımdan bu yana ilk bağımsızlık girişimleri olarak tarihe geçmiştir.

Alinti

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Iste böyleee,

Bir çok savaşta Kızılderililer beyaz adamdan daha az kayıp vermiştir.

Onların asıl büyük kayıpları "rezervasyon" bölgelerine toplanmalarıyla başlar.

Kızılderililere ayrılan topraklar çiftçilik yapmadıkları gerekçesiyle sürekli olarak ellerinden alınır.

Toplama kamplarının dışındaki alanlarda ise buffalolar öldürülmüş, ekili tarlalar yakılmak suretiyle yok edilmiştir.

Yıllar geçtikçe daralan çemberin içinde yaşam öylesine zorlaşır ki, Kızılderililere uygulanan soykırım belirgin bir görünüm kazanır.

Kamplardaki sisteme hayran olan biri vardır: ADOLF HITLER.

Bu insan kasabı, Kızılderililerin toplanıldığı kamplara bir araştırma heyeti gönderir.

Böylelikle de, gelen bilgilerden .etkilenerek 1933'de, Almanya'nın Dachau kentinde ilk toplama kampını kurar.

Toplama kamplarında yaşamaya zorlanan Kızılderililerin yiyeceklerini sağlamak üzere bir çok kişiyle sözleşmeler yapılır.

Getirilen yiyeceklerin üstlerinde kullanılmaz damgası olsa da, Kızılderililere dağıtılır.

Yiyecek zehirlenmesi sonucunda meydana gelen ölümler sıralamasında çocuklar birinciliği hiçbir zaman bırakmazlar!

Soğuk kış gecelerinde ısınmaları için battaniye dağıtılır Kızılderililere...

Ardından,

verem,

kızamık,

difteri gibi bulaşıcı hastalıklar boy gösterir kamplarda.

Beyaz adam, savaşmadan da Kızılderilileri yok etmenin yollarını daha önce neden düşünemediğine üzülür.

Bir kurşun ile ancak bir Kızılderili öldürülür.

Mikroplu battaniyeler ile binlercesini katletmek çok daha kolay olmaktaydı.

Toplama kamplarından hükümeti temsil eden bir yönetici sorumluydu.

Aileleri parçalamak, çocukları ellerinden almak onun elindeydi.

Kamplardaki insanları istediği işde dilediği kadar çalıştırabilirdi.

Yönetici, bir kaç beyaz adama kamplarda ticaret yapmaları için izin verirdi.

Çalışmalarının karşılığında ellerine bir kaç kuruş geçen Kızılderililer sözkonusu dükkânlardan alış veriş yapmak zorunluğundaydılar.

Fiyatlar oldukça yüksekti ve kamp yöneticisi satışlardan komisyon alıyordu!..

Beyaz adam, Kızılderilileri ayrı ayrı toplama kamplarında yaşamaya mahkûm ettikten sonra her birine misyonerler gönderdi.

Amaç, Kızılderilileri zorla Hıristiyan yapmaktı.

İnanç özgürlüğü her ne kadar devlet koruması altında olsa da, toplama kampları bunun dışında tutulmuştu.

Misyonerler, çocukları ailelerin elinden zorla alarak dini okullara ya da, ana dillerini konuşurken yakalandıklarında işkence gördükleri devlet okullarına gönderirler.

Kaçmaya çalışan çocuklar askeri disiplin kurallarına göre ağır şekilde cezalandırılıyorlardı.

Albay John M. Chivington'un "yavru bitlerinde büyüyüp bir gün bit olacağı" sözü okullardaki eğitimin hangi koşullarda yapıldığını daha anlaşılır kılacaktır.

Kızılderililer ulusal kıyafetlerinden vazgeçmek, "uygar giysi" denilen şeyleri giymek zorundaydılar.

Ayrıca, her Kızılderili erkeği saçını kısa kestirmeliydi.

Saçıyla gurur duyan bir Kızılderili için bu son derece onur kırıcı bir uygulamaydı.

Ama onları insan yerine koyan yoktu.

Bağımsızlık Bildirgesi'nde "Savaş düsturları, yaşına, cinsine ve durumuna bakılmaksızın kayıtsız şartsız herkesi öldürmek olan acımasız vahşi yerliler" olarak tanımlanmışlardı.

Hani, tüm insanların eşit olduğunun savunulduğu ünlü Bağımsızlık Bildirgesi'nde!.

.

Beyaz adam, Kızılderililer ile dört yüzü aşkın anlaşma yapar.

Hepsi de, beyaz adam tarafından bozulan anlaşma metinlerinde şunlar yazılıdır: "

Irmaklar aktıkça, güneş tepede parladıkça ve çimenler yeşerdikçe bu topraklar sizindir ve sizin izniniz olmadıkça da, ne elinizden alınabilir, ne de satılabilir."

Kızılderilileri biraraya toplamak düşüncesi İspanyol sömürgecilere kadar uzansa da, toplama kamplarının kuruluşuna yönelik en önemli adım ABD Senatosu'nun 1871'de aldığı yerlilerin bir ulus olamayacağı kararıdır.

1887'de yürürlüğe koyulan "Davves Genel Tahsis Yasası" gereğince de, Kızılderililere toplama kamplarının yolu görülür.

Toplama kamplarında yaşanılan olaylar arasında Wounded Knee kıyımının apayrı bir önemi vardır.

Herşey Kızılderililer arasında beyaz adamı topraklarından kovacak bir kurtarıcının geleceği inancının doğusuyla başlar.

Bu inancın ortaya çıkardığı Hayalet Dansı giderek yaygınlaşır.

ABD yönetimi bir ayaklanmanın başlayacağından korkarak orduyu Kızılderililerin üstüne doğru harekete geçirir.

14 Aralık 1890'da Titan Dakotalarmın reisi OTURAN BOGA yakalanarak öldürülür.

Bunun üzerine Kızılderililerin bir kısmı Pine Ridge kampından ayrılırlar.

7. Süvari Alayı kamptan ayrıldıkları için düşman ilan edilen Dakotaları takibe başlar.

28 Aralıkla Kirpi Deresi yakınlarında askerler Kızılderililer ile karşılaşınca reis Koca Ayak beyaz bayrak çekilmesini emreder.

Binbaşı Samuel Whitside, zatürreye yakalandığı için ciğerlerinden kan gelen Koca Ayak'a, Kızılderilileri Wounded Knee deresi yakınlarındaki süvari kampına götürmek üzere emir aldığını anlatır.

Burnundan damlayan kanların kızıla boyadığı battaniyesine sıkıca sarılan reis, kendilerinin de aynı yöne gittiğini söyleyince Binbaşı Whıtside, melez iz sürücü John Shangreau'dan silahların toplanmasını ister.

Shangreau, böyle bir şey yapılırsa çatışmanın kaçınılmaz olduğunu, erkeklerin kurtulup, kadınlar ve çocukların öleceğini anlatınca Binbaşı silahların kampta alınmasına karar verir.

"Yaralı Diz" anlamına gelen Wounded Knee deresindeki süvari kampına varıldığında hava karardığı için silahların sabah toplanması daha doğru bulunur.

Koca ayak, yakalanışını kutlayan askerlerin viski içip attıkları kahkahadan uyuyamaz ve sabaha kadar burnunun ucunda birikip sonra battaniyesine düşen kan damlalarını sayar.

Bir boru sesiyle uyanır Kızılderililer ertesi sabah.

Beyaz Mızrak olanları şöyle anlatır: "

Silahlarımızı istediler.

Biz de tuttuk verdik silahlarımızı.

Ortada bir yere yığdılar silahları.

Ne var ki, asker reisler toplanan silahları yeterli görmemişlerdi, askerleri çadırları aramaya gönderdiler."

Baltaları ve çadır direklerini de silahların yanına yığan askerler bununla da yetinmeyip, Kızılderililerin üstlerini aramaya koyulurlar.

Bu sırada büyücü Sarı Kuş, Hayalet Dansı yapmaya başlar: "

Kurşunlar sizi bulamayacak, kırlar geniştir, kurşunlar sizi bulamayacak"...

Kara Çakal, üstünden çıkan Winchester tüfeğe çok para ödediğini ve tüfeğin kendisinin olduğunu içinden haykırarak havaya kaldırır.

Yıllar sonra adını "Sakallı Dawey" olarak değiştirecek olan Wasumaza "Eğer üstüne varmasalardı, kendiliğinden gidip oracığa bırakacaktı silahını" dedikten sonra katliamın başlangıcını anımsar: "

Omuzundan yakalayıp itelediler.

O sırada bile kötu bir niyeti yoktu.

Kimseye doğrultmuş değildi tüfeğini.

Niyeti silahını yere bırakmaktı.

Üstüne geldiler, yere koymak üzere olduğu tüfeğe yapıştılar.

Tam Kara Çakal'ı yere savurdukları sırada bir silah sesi duyuldu.

O anda, kimsenin vurulup vurulmadığını bilemem ama arkasından ortalık karıştı."

Üzerlerinde silah olmayan Kızılderililer kaçmak zorunda kalırlar.

O sırada tüm tepelerin toplar ile dolu olduğu anlaşılır...

Ve top atışıyla senaryonun sonuna gelinir!

Kurtulmayı başaranlardan biri de Gelincik Louise'dir: "

Kaçmaya çalıştık ama yaban sığırı gibi bir bir vurdular bizi.

Beyazların içinde de iyi insanlar bulunduğunu biliyorum, ama kadınları ve çocukları vurduklarına bakılırsa askerler çok kötü insanlar olmalı.

Kızılderililer beyaz çocuklara asla böyle yapmazlardı."

Resmi makamlar ölen Kızılderili sayısını 153 olarak açıklar.

Ama, sürünerek kaçamaya çalışanların bir çoğu gizlendikleri yerde ölürler.

Katledilen Kızılderili sayısı üç yüzün üstündedir.

Askerlerden de yirmi beşi ölür.

Bunlar arkadaş kurşunu ya da şarapnel parçalarıyla son nefeslerini vermiş olanlardır.

Katliamın sonlarına doğru kar fırtınası başlayınca cesetler oldukları yerde bırakılır.

Fırtına dindiğinde donmuş cesetler arasında Koca Ayak'a da rastlanılır!..

Kızılderililerin "Geyiklerin Boynuzlarını Döktükleri Ay" dedikleri Aralık'ta, Noel'e dört gün kala kurtulan 51 Kızılderili Pine Ridge kampına getirilir.

Her yer askerlerle dolu olduğu için içlerinden yalnızca dördünün erkek, geri kalanların kadın ve çocuk olduğu Kızılderililer kiliseye kapatılırlar. Vaaz verilen kürsünün üstünde şunlar yazılıdır: "

Yeryüzünde Barış, İnsanlara İyi Niyet"...

Katliamı yaşayan Kara Geyik o gün bir başka şeyin daha öldüğünü söyler: "

O zaman kaç kişinin öldüğünü anlayamamıştım.

Şimdi kocamışlığımın şu yüksek tepesinden gerilere baktığımda, yerde birbirleri üzerinde yığılı duran boğazlanmış kadınları ve çocukları, hâlâ o genç gözlerimle görebiliyorum.

Ve orada, o çamurun içinde bir şeyin daha öldüğünü ve o kar fırtınasına gömüldüğünü görebiliyorum.

Evet, bir halkın düşü öldü orada..."

Isteee,

Vahsi deyil YAMYAM bati demek gerekir.

Bunlarin en iyisi kendi söylemlerine göre GEBERENLERIDIR.

Batililar Ermeni soykirimi deye agizlarini actiginda

80 milyon kizil derilinin KITIR KITIR KESTIKLERINI onlarin PIS suratlarina vurmaliyizki,bir daha Ermeni lafini agizlarina Alamasinlar.

Agzimizdaki bu dil konusmamiz icindir, SUSMAMIZ icin DEGIL.

Tolonbeg

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalniz Kizilderili diye bir halk yoktur. Hatta bu isim asagilayici bile olabilir. Kuzey Amerika Yerli Halklari soykirimi demek daha mantikli olur. Bu arada asagidaki iki resmi ilginc buldum. Ikinci resim birincisinden yillarca onceden. "Kizilderili" acilimi yani :D:

No_beer_sold_to_indians.jpg

UsaP340-5Dollars-1899-altered_f.jpg

tarihinde Yer Su tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...