Jump to content

İlginç Fizik Soruları


Recommended Posts

yaklaşık cevap. doğru da. ama daha detay vermelisin.

bir de E=mc^2 de neden ışık hızının karesi???

madde&enerji de parçacıkların mesafesi söz konusu değil.

Daha fazla detay ancak bir resim olabilir. Mesela 'Hangi Kutup daha soğuktur?" başlığındaki 33. iletideki gibi bir resim: http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=11949&st=20

Benim söylediğim fiziksel temel kuvvetlerden olan elektromayetik kuvvet ve kütleçekim kuvveti için geçerli. Diğer iki temel kuvvet için geçerli olup olmadığını bilmiyorum. Çünkü atom parçacıkları hakkında ayrıntılı bilgim yok.

Ayrıca mesela kütleçekim kuvvetinin bu özelliği kendi dışındaki bir cisme etkisi için geçerlidir. Kendi içindeki bir cisme etkisi, uzaklığın karesinin tersine değil, sadece uzaklığın tersine orantılıdır. Benzer durum elektromanyetik kuvvet için de geçerlidir.

Temel kuvvetler haricinde benzer durum, küresel yayılan başka olgular için de geçerlidir: Işığın yayılması, sesin yayılması vs. Kısaca; bir dalganın yayılması.

Ama bir yayın veya bir lastiğin kuvveti için geçerli değildir. Bu kuvvetler uzaklığın karesinin tersi ile azalmaz. Tersine uzaklık ile doğru orantılı olarak artarlar.

E=mc^2 ise bu konuya uymuyor. Bu formülde c^2 bir değişken değil, fiziksel bir sabittir. Kuvvetler konusunda ise bir değişkenin karesinden bahsedilmişti.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,7k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Detay derken resim kastetmedim. Zaten kürenin yüzeyi deyince resme gerek kalmıyor.

Işık hızı değişken değil sabit de olsa neden kütleyle enerji arasında karesel orantı kuruyor? Neden başka bir kuvvet değil de kare?

Cevabı bilen olacak mı bakalım

Cevabı yukarda iki kere yazıldı.. Birini ben yazdım, diğerini DreiMalAli yazdı.

Sadece bir tesadüf... Başka bir anlamı yok.

Işık hızı ile hiç alakası yok.

Zaten ışığın her ortam için sabit bir hızı yoktur. Uzayda yaklaşık saniyede 300 bin km'dir ama, atmosferde daha yavaştır. Suda yüzde 25 yavaştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Detay derken resim kastetmedim. Zaten kürenin yüzeyi deyince resme gerek kalmıyor.

Işık hızı değişken değil sabit de olsa neden kütleyle enerji arasında karesel orantı kuruyor? Neden başka bir kuvvet değil de kare?

Cevabı bilen olacak mı bakalım

Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur.

:D

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

c^2 deki olayın çok güzel bir açıklaması var ve dört temel kuvvetten ikisinde mesafenin ters oranının nerden geldiğine benzer.

ipucu: matematik mi doğadan çıktı, doğa mı matematikten çıktı? bul cevabı, gelsin çorap söküğü.

tarihinde onikinciboyut tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

c^2 deki olayın çok güzel bir açıklaması var ve dört temel kuvvetten ikisinde mesafenin ters oranının nerden geldiğine benzer.

ipucu: matematik mi doğadan çıktı, doğa mı matematikten çıktı? bul cevabı, gelsin çorap söküğü.

Doğada matematiğin olduğu bazılarının iddiası ama matematiğin insansal bir etkinlik olduğu o kadar açık ve net ki...

Herşeyden önce insan gibi o da kusurlu.. Ve doğanın gizemini çözmek için yeterli değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş

E=mc² bağıntısının çıkarılışı bu adreste çok da detaylı olmasa bile anlatılmakta.

...Herşeyden önce insan gibi o da kusurlu.. Ve doğanın gizemini çözmek için yeterli değil.

Bir kaç sene önce ki aklımla "evet çok haklısın" derdim.Tabii kısmen haklı olduğunu kabul edebilirim şuan;ama şunu da belirtmek gerekir,matematik sonu olmayan ve ihtiyaç doğrultusunda kendisini sürekli geliştiren esrarengiz bir şeydir;tabi ki kendi düşüncem bunlar.Ama aynı zamanda doğa ile büyük oranda uyum içindedir.Büyük oranda dedim;uyuşmayan kısımların olduğunu ifade etmiş olmadım,uyuşmayan kısımları varsa bilmiyorum açık kapı bırakıyorum demek istedim.Bu konuda da iş büyük oranda insana düşüyor aslında.İnsan etrafını ne kadar iyi gözlemlerse ne kadar çok çalışırsa bilgi birikimini ne kadar çok arttırırsa kullandığı matematik de o oranda doğa ile örtüşür diye düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden doğada karşımıza bu kadar çok kare ve karekök çıkar sorusunun cevabı DreiMalAli'nin dediği gibidir.

Aralarında r uzaklığı bulunan iki küreyi rastlantsal yönlerde fırlatırsan birbirlerine temas etme şansları x2 ise, 2r uzaklığında bulunan iki kürenin çarpışma olasılığı x'dir. Yani kareköküdür.

Fizikteki dört temel etkileşimde de gravitasyon, manyetik, güçlü ve zayıf nükleer kuvvetler de parçacıkların buluşması çarpışması, veya henüz tam bilmediğimiz çekim gücünün bir yerden bir yere ulaşmasını sağlayan enerji paketleri ile ilgilidir.

Yani iki parça, dalga, temel parçacık, ya da sicim birbirlerini bulacak ki etkileşim sağlanacak.

Bu da kürenin çapı ile ilgilidir. Kürenin çapı 2 katına çıkarsa alanı 4 katına, hacmi de 8 katına çıkar. Yani bulup bulabileceğim parçacık etkileşimi ile ilgili kanunlar kare ve küp şeklinde bir formül içermeldir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

zamanın ve mesafenin kesikli olduğunu doğadan ne zaman öğrendik? son asırda.

peki mesafenin kesikli olması gerektiğini insan zekası, matematik olarak ne zaman söyledi? orta çağ yada daha öncesinde.

x doğrusu boyunca hareket eden bir m noktasal cismi düşünelim.

x doğrusunda a noktasından b noktasına gidecek.

bu yolda ilerlerken en başta yapması gereken en küçük mesafeyi almak.

en küçük mesafe sonsuz küçüklükte olsa hiçbir zaman hiçbir cisim hiçbir yere gidemez, hareket edemezdi.

bu bir paradigma olarak tanımlı. ismi aklıma gelmiyor.

önce yolun yarısını alması gerekir

yolun yarısını alması içinde yarının yarısını alması gerekir

bu sonsuza kadar gittiği için bir cisim bir yerden bir yere gidemez paradoksu.

akıl, mantık, matematik o paradoks tartışılırken nediyordu?

hareket olduğuna göre en küçük mesafenin de bir sonu vardır diyordu.

şimdi bunlarda zırva nerede?

Bahsettiğin paradoks Zenon'un bir çok benzer paradokslarından birisi (Aşil ve kaplumbağa paradoksu, ok paradoksu vs.).

Filozoflar için iyi bit uğraşı olsa da matematikde bir önemi yoktur.

Limit kavramı ile lise çağında bir talebenin üstesinden geleceği bir paradokstur sadece.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bahsettiğin paradoks Zenon'un bir çok benzer paradokslarından birisi (Aşil ve kaplumbağa paradoksu, ok paradoksu vs.).

Filozoflar için iyi bit uğraşı olsa da matematikde bir önemi yoktur.

Limit kavramı ile lise çağında bir talebenin üstesinden geleceği bir paradokstur sadece.

Sevgiler

limit de en küçüğe bir isim vererek çözüme ulaşılır. zaten bahsettiğimiz konularda bunlardı.

Mesela, diferansiyel hesapta bir eğri (daire gibi) sonsuz küçük uzunlukta sonsuz kenara sahip bir çokgen olarak kabul edilir. Limit kavramından ortaya çıkan diferansiyel hesap, pekçok fizik probleminin kolayca ele alınmasını sağlar.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Limit)

Limit, matematiğin sonsuz&sürekli dünyasından sınırlı&kesikli gerçek dünyaya geçişlerinden biridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
zamanın ve mesafenin kesikli olduğunu doğadan ne zaman öğrendik? son asırda.

peki mesafenin kesikli olması gerektiğini insan zekası, matematik olarak ne zaman söyledi? orta çağ yada daha öncesinde.

x doğrusu boyunca hareket eden bir m noktasal cismi düşünelim.

x doğrusunda a noktasından b noktasına gidecek.

bu yolda ilerlerken en başta yapması gereken en küçük mesafeyi almak.

en küçük mesafe sonsuz küçüklükte olsa hiçbir zaman hiçbir cisim hiçbir yere gidemez, hareket edemezdi.

Enerjinin kesikli olduğunu biliyoruz.Bunu Max Planck'ın kara cisim ışıması deneyinden biliyoruz ve bir kaç deney daha var bununla ilgili.Fakat zamanın,kütlenin ve uzunluğun kesikli olduğu ile ilgili herhangi bir hesaplama veya bunların bu şekilde olduğunu gösteren herhangi bir deney yok.Ama Planck kütle,uzunluk ve zaman sabitlerinin fizikte farklı yorumları bulunuyor.

Burası,burası,burası ve ayrıca burası yardımcı olabilecek konuları içeriyor olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Mesela, diferansiyel hesapta bir eğri (daire gibi) sonsuz küçük uzunlukta sonsuz kenara sahip bir çokgen olarak kabul edilir.

Bu sadece bir örnek. Başka bir anlamı yok.

Limit kavramından ortaya çıkan diferansiyel hesap, pekçok fizik probleminin kolayca ele alınmasını sağlar.

Haberim var! Sık sık kullanırım.

Limit, matematiğin sonsuz&sürekli dünyasından sınırlı&kesikli gerçek dünyaya geçişlerinden biridir.

Matematiksel anlamda tamamen yanlış bir cümle.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

c^2 deki olayın çok güzel bir açıklaması var ve dört temel kuvvetten ikisinde mesafenin ters oranının nerden geldiğine benzer.

ipucu: matematik mi doğadan çıktı, doğa mı matematikten çıktı? bul cevabı, gelsin çorap söküğü.

açıklamasını seziyordum fakat fiziksel hale somutlaştıramıyordum sonunda nasıl anlatacağımı buldum.

biraz ağır olduğundan şekillerle filan çalışmam lazım. hafta sonuna kadar eklemeyi umuyorum.

selamlar

Link to post
Sitelerde Paylaş

başka bir soru:

bir dairenin, tekerin ortasını mille bir yere sabitleyip çevirirseniz; dairenin kenarındaki bir noktaya x,y diye klasik olarak isimlendirdiğimiz 2 boyutlu bir hareket sağlarsınız. tekerdeki bütün noktalar 2 boyutlu bir ivme kazanmış olurlar. tekeri oluşturan bütün kütle kuantaları 2 boyutlu bir kinetik enerji kazanmış olur.

daire,daireler,küre,küreler vb. kullanarak çevirdiğinizde yüzeydeki yada kenardaki bir noktaya x,y,z boyutlarında 3 boyutlu hareket kazandırdığınız bir mekanizma tasarlayabilirmisiniz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

başka bir soru:

bir dairenin, tekerin ortasını mille bir yere sabitleyip çevirirseniz; dairenin kenarındaki bir noktaya x,y diye klasik olarak isimlendirdiğimiz 2 boyutlu bir hareket sağlarsınız. tekerdeki bütün noktalar 2 boyutlu bir ivme kazanmış olurlar. tekeri oluşturan bütün kütle kuantaları 2 boyutlu bir kinetik enerji kazanmış olur.

daire,daireler,küre,küreler vb. kullanarak çevirdiğinizde yüzeydeki yada kenardaki bir noktaya x,y,z boyutlarında 3 boyutlu hareket kazandırdığınız bir mekanizma tasarlayabilirmisiniz?

gyroscope.jpg

Bu jiroskop olur mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

açıklamasını seziyordum fakat fiziksel hale somutlaştıramıyordum sonunda nasıl anlatacağımı buldum.

biraz ağır olduğundan şekillerle filan çalışmam lazım. hafta sonuna kadar eklemeyi umuyorum.

selamlar

Matematik doğada neden olsun?

Bu çok saçma bir düşünce....

Doğal olgular onlar için daha önce tasarımlanmış bir takım matematiksel denklemlere uyarak mı gerçekleştiyorlar?

Bunun delilleri nelerdir?

Yoktur böyle delil.

Matematik doğanın umurumda bile değildir.

Doğal olguları inceleyelim. Gözlemler yapalım.

Ayı ve dünyayı ve güneşi ele alalım.

Onların hareketlerini izleyelim. Bu çok basit bir gözlem.

Onların hareketinin hiçbir matematiksel denkleme uymadıklarını göreceksiniz.

Onların hareketlerinde bir düzensizilik farkedeceksiniz.

Aynı düzensizliği evrende hareket eden her gök cisminde göreceksiniz.

Düzensizlikleri atom düzeyinde de gözlemleyeceksiniz.

Burada düzensizlik dediğimiz matematiksel formüllerle açıklanamayan bir takım davranışlar.

Radyoaktivite örneğin. Rastgele bir süreç. Hangi nötronun çözüneceği bilinmiyor. Doğa da bilmiyor.

Yakından incelenen bütün davranışlarda bir takım düzensizlikler var.

Onlar olmasaydı, matematiğin doğada olduğunu söyleyebilirdiniz.

Matematikle doğal olguları açıklamaya çalışıyoruz. Bütün yaptığımız odur.

Ve kullandığınız matematik kusurlu olduğundan doğal olguları tam olarak anlamıyoruz.

Bazı fiziksel davranışları açıklamak için özel matematiğe baş vuruyoruz.

Kuantum yasaları anlamak için örneğin, çok farklı bir matematik türüne ihtiyacımız var.

Onlar da mı var doğada?

Yoksa gözlemlediklerimizi açıklamak için onları biz mi uyduruyoruz?

Matematik doğanın umurunda bile değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tabi olduğumuz doğa kanunlarını algılayışımız 3 boyutlu klasik geometriye göre olduğu için diğer boyutları düşünmemiz zor olmaktadır.

Yine klasik analitik geometride kartizyen kordinat sistemi ve 3 boyutlu olarakta x,y,z diye adlandırdığımız doğru eksenleri üzerinde düşünmeye alışığız.

Alışageliğimiz uzay nokta, doğru, düzlem, hacimlerden oluşan x,y,z kordinatlarıyla analiz ettiğimiz uzaydır.

Alışageldiğimiz boyutlar zaman hariç ileri-geri, sağa-sola, yukarı-aşağı boyutlarından ibaret 3 boyutdur.

Doğanın özünde ise farklı geometri farklı matematik farklı uzay mevcut.

Doğa, kusursuzluğun geometrik, matematik, fizik hale büründüğü küreyi sever.

Küre kemalin, mükemmelliğin sembolüdür.

Doğanın özü eliptik uzayda daha iyi analiz edilebilmekte.

Eliptik uzayda alışageldiğimiz doğru aslında bir çemberdir.

Bir ipten sonsuza kadar sonu gelmeyen bir yol yapabiliriz.

Bunun en kusursuzu ipi çember şeklinde yaptığımızda olur.

Eliptik uzayda bir boyutlu küre çemberdir. Tek yol vardır. İki yön vardır. Bu yolun sonu yoktur.

İki boyutlu küre bildiğimiz kürenin yüzeyidir. İki dairesel yolu vardır.

Üç boyutlu küre bildiğimiz alışageldiğimiz görsel zekamızın kaldıramayacağı hiper şekillere giriş yapar. Doğada bu da vardır.

Biz direk kendisini görmüyoruz ama parçalarından var olduğunu anlıyoruz.

Dört boyut, beş boyut ve dahası.

Doğada zaman hariç 10 tane olduğu hesaplanıyor. Bir kesinlik yok henüz.

Matematik olarak ise sonsuz boyut olabilir.

Eliptik uzayın alışageldiğimiz bizim uzayımıza yansıması Öklid uzayındaki tanımıyla olur.

Eliptik uzaydaki 2 boyutlu küre öklid uzayında merkeze uzaklığı r olan 3 boyutlu bir hacim kaplar.

Kürenin analitik formulünde neden doğada kare ve karekökün çokça karşımıza çıktığının sırrı saklıdır.

Boyut sayısı ne olursa olsun kusursuz simetride, doğada, kürede her zaman üst olarak 2 sayısını göreceğiz.

3 boyutlu değil 30 boyutlu evrenimizde olsa yine kare kuvveti önümüzde duracaktı.

Çünkü kusursuzluğun özünde birlik var. Diğerlerini bir yapan, bire ulaştıran fonksiyonda karelerin toplamının karekökü fonksiyonudur.

Kürenin merkezindeki noktaya kürenin yüzeyindeki bütün noktalar tek, bir, eşit mesafededir.

qq2d.jpg

c ler kürenin merkezini, r yarıçapını, n eliptik anlamda boyut sayısını, x ise eksenleri belirtir.

Eliptik anlamdaki boyut sayısı öklit uzayında +1 boyutla ifade edilir.

Doğada bulunan 4 temel kuvvetten ikisindeki ters kare orantısının nerden geldiği sorusunun cevabı.

Kusursuz simetriden gelmesidir.

Kusursuz simetride boyut izdüşümlerinin kareleri toplamının karekökünün ortak noktaları olan yarıçapı vermeleri gibi,

4*pi*r^2 de alanını vermektedir.

Yüzey alanla direk alakalı olan parçacıkların etkileşme olasılığı, kuvvet alanlarının yoğunluğu gibi doğa olaylarında doğal olarak karesel bağıntı vardır.

qq3g.jpg

qq4n.jpg

E=mc^2 de neden ışık hızının karesi mevzusu da kürenin kemalinden kaynaklanır.

Burdaki kütle de enerji de ışık hızı da kendi tanımladığımız kavramlardır.

Kütle olarak tanımladığımız kavram zaten kendi içinde potansiyel enerji bulundurmaktadır.

Aslında kütle enerjinin başka bir halidir.

Bazen ışık bazen ısı bazen mekanik iş olan enerji bazen de madde oluyor kütle kazanıyor.

Maddeye dönüşürken etrafdan kaybolan enerji kütle oluyor, kaybolmuyor başka bir forma bürünüyor.

Bu form kütle çekim yeteneğine sahip bir potansiyel enerji formu.

Bu potansiyel enerjiyi aktif enerjiye dönüştüren bir reaksiyonda kütle kayboluyor, gravitasyon kuvveti ortadan kalkıyor, ısı, ışıma vs olarak ortaya çıkıyor.

Kütlenin tanımını biz yaptık. Doğanın davranışını algılayışımıza göre.

Kütle başka bir kütleyi çekebilme yeteneğine sahiptir.

Kütle potansiyel enerjidir.

Kütle gravitasyon kuvveti üreten parçacıklara sahiptir.

qq1q.jpg

Kütleyle küreyi birarada düşününce ortaya neden ışık hızının karesi cevabı çıkar.

O merkezindeki m kütleli bir cismin r uzaklığında bir küreyle çevrili olduğunu düşünelim.

Kürenin yüzeyinde noktasal m_i kütleleri olduğunu düşünelim.

m kütlesi kendine r mesafesinde bulunan bütün m_i kütlelerine çekim kuvveti uygular.

m_i kütlelerinin sayısı 4*pi*r^2 kadardır. yani kürenin yüzey alanı kadar.

m kütlesinin çevresine uyguladığı gravitasyon kuvveti parçacıklarla yayılır.

Ve doğanın gereği, kürenin gereği, tanımı gereği bütün etrafına bu kuvveti uygular.

Bu parçacıkların hızı ışık hızıdır.

r mesafesini t sürede alırlar.

m kütlesinin ortadan kalkması demek, enerjiye dönüşmesi demek.

m kütlesinin ortadan kalkması demek, gravitasyonel potansiyelin işe dönüşmesi demek.

m kütlesinin çevresiyle an ve an etkileşim halinde olması küresel parçacık alışverişine dayanır.

m kütlesinin çevreye yaydığı gravitasyon kuvveti kürenin alanıyla doğru orantılıdır.

Kürenin alanı ise r nin karesiyle orantılıır.

r ise hız çarpı zamandır.

r=C*t

Kürenin alanı 4*pi*C^2*t^2 dir.

Zamanın t anında m kütlesi varken, bir sonraki anında (t+1 de) enerjiye dönüşmüşse,

t anında etrafına küresel olarak yaydığı gravitasyonel çekim kuvveti ne oldu?

Bu sorunun cevabını biliyoruz. Enerjiye dönüştü.

Enerjiye dönüşürken neden ışık hızının karesiyle dönüştü?

Çünkü tanımı gereği kütle, gravitasyon kuvveti üretme yeteneğidir.

Bu yetenek evrenle küresel simetriyle ilişki içindedir.

Gravitasyon kuvvetinin toplam büyüklüğü kürenin yarıçapını ne alırsak alalım kürenin alanıyla doğru orantılıdır.

Kürenin alanı da yarıçapıyla doğru orantılıdır.

Yarıçapta hız çarpı zamandan, hızla doğru orantılıdır.

Hız da ışık hızı olduğundan

E~m*c*c dir.

yani E=k*m*c*c dir.

E yi joule olarak tanımlayınca E=m*c*c olarak temiz bir formül standartlarımız arasına girmiş olur.

Burdan çıkan şu sorular ise matematik ve fiziğin felsefeye yönlendirdiği sorulardır.

Doğa mı küreyi üretti, küre doğayımı üretti?

Matematik mi doğadan çıktı doğa m matematikten?

Doğaya bu kuralları ve doğayı anlasınlar diye İnsan aklına matematiği koyan mı var?

Forum kuralları çerçevesinde burda bırakıyorum.

Selamlar...

tarihinde onikinciboyut tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada bir sürü şey anlatmışsınız ama yaklaşımlarınız yanlış.En azından E=mc² için.Daha önce ki yazımda c² ibaresi ile ilgili bir link vermiştim,her ne kadar çok detaylı olmasa da konuya ilişkin bir kaç bilgi veriyordu.Ama sanıyorum ki pek dikkat çekmemiş bende üşenmeyip formülün çıkarılışını kağıt üzerinde yaptım ve fotoğrafını çektim ve buraya ekledim.

post-15972-052936800 1294252538_thumb.jp

post-15972-000641000 1294252551_thumb.jp

post-15972-045662800 1294252565_thumb.jp

Bir ekleme yapmam gerektiğini fark ettim.İlk fotoğrafta ki çizimlerde gösterilen ışık atımlı saat gerçek değil elbet.Fakat Maxwell ışığın hızını teorik olarak hesaplamış ve boşluktaki hızının sabit olduğunu ispatlamıştır.Işığın boşluktaki hızını sabit kabul ettiğimiz zaman ışık atımlı bir saatin nasıl davranacağını betimliyor.

tarihinde Öküz Aleyhisselam tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili onikinciboyut.

Epeyce yazı yazmıisın veya bir yerlerden alııntılamışsın ama, yazının içinde doğru olan cümle sayısı çok az.

Duygu sömürüsü ve azıcık felsefi laf kalabalığı mevcut.

Bu yüzden cümlelerine teker teker değinmiyeceğim.

En komik yer ise e=mc^2'yi ispatlamaya kalktığın bölüm:

m kütlesinin ortadan kalkması demek, enerjiye dönüşmesi demek.

m kütlesinin ortadan kalkması demek, gravitasyonel potansiyelin işe dönüşmesi demek.

m kütlesinin çevresiyle an ve an etkileşim halinde olması küresel parçacık alışverişine dayanır.

m kütlesinin çevreye yaydığı gravitasyon kuvveti kürenin alanıyla doğru orantılıdır.

m kütlesi hiç bir zaman ortadan kalkmaz! m enerjiye de dönüşmez. Enerji "bağlantı kuvvetlerinin" serbes hale gelmesiyle oluşur. Bu; atomda çekirdekle elektronları "bağlayan kuvvettir, yıldız-gezegen sistemlerinde ise gezegeni yıldıza "bağlayan" yerçekimi kuvvetidir.

m kütlesi çevreye kuvvet-muvvet yaymaz. Söyleyebileceğin en doğru şey "Kuvvet parçacıklar tarafından iletilir." gibi bir cümledir.

Gerçi yazında geçen "kürenin alanı" ne olduğu belli değil ama, m kütlesinin başka bir kütleye yapacağı kuvvet etkisi (çevreye yaydığı yaydığı gravitasyon kuvveti değil haaa!) "kürenin alanıyla doğru orantılı" değildir.

Eğer "kürenin alanı" ile kastettiğin senin yazında geçen ve m kütlesinden r yarıçapı uzaklıkdaki küre yüzeyi (küre değil, sadece yüzey. Yani içi boş bir küre.) ise, m kütlesinin başka bir kütleye yapacağı kuvvet etkisi o küreden tamamen bağımsızdır.

Senin mantığa göre ise; kürenin yarıçapı 2 katına çıkarsa m kütlesinin kuvvet etkisi 4 katına çıkmış olacak.!!!!!!! :blink: Oysa m kütlesinin kuvvet etkisinin, uzaklığın karesi ile ters orantılı olduğu Newton zamanından beri biliniyor.

Yok eğer "kürenin alanı" ile kastettiğin m kütlesini oluşturan kürenin yüzey alanı ise.. m kütlesinin kuvvet etkisi bu kürenin alanı ile doğru orantılı değildir. Bu kürenin yarıçapının kübü ile orantılıdır. Yani kürenin hacmı ile doğru orantılıdır.

Ve belirtmekte yarar var... Uzayda içi boş bir kürenin içinde (sadece yüzey zarı mevcut olan, fakat içi boş olan bir kürenin içinde) gravitasyon etkisi bulunmaz. Bu içi boş küre; içine koyacağımız bir m kütesine çekim kuvvet uygulamaz. Başka bir deyim ile, uyguladığı çekim kuvveti sıfırdır.

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...