Jump to content

İlginç Fizik Soruları


Recommended Posts

  • İleti 1,7k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Parmağımızın basıncı ile olusan dalgalar dolu kalem içinde ses hızında ilerler belli bir mesafade sönümlenir.

içi vakumlanmış ve çember şeklinde özel bir sistem düşünün. soruyu bloke edene kadar.

Soru neden bloke olsun ki?

Boyutsuz bir noktadan eşit uzaklıkta olan boyutsuz noktalar kümesi olan matematiksel çember mi?

Bu çember parmak ile etkileşime girmez.Uzaydan farkı kalmaz.

Fiziksel çemberde ise gerçek sonuçlar deney yapmadan belli olmaz.

Young modulu gibi matematiksel eşitlikler var ama her şart için doğru değeri vereceğini sanmıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Parmağımızın basıncı ile olusan dalgalar dolu kalem içinde ses hızında ilerler belli bir mesafade sönümlenir

Arkadaşım sen ne diyorsun yahu?

Parmağınla ittiğin bir çubuğun ittiğin yeri 2-3 cm ileri gittiğinde öbür taraftan diğer ucu da aynı anda 2-3 cm ileri gitmiyo mu?

Gitmiyor diyorsan o zaman o 2-3 cm lik ileri pozisyon değişimini nasıl açıklayacaksın?

Sen yanılıyorsun bunda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben de böyle düşünüyorum ancak benim düşündüğüm şey uzay zaman.

Örneğin uzay zamanı ele alalım.

Uzay zamanı DNA yapılı olarak düşünelim. (küçücük parçalarına kadar indik uzay zamanın yani)

Nasıl deniz analarını bir araya getiren DNA kodu var ya? Hani çapı 60 cm olsun, boyu 1 metre olsun diye?

İşte boşlukta da o türden bir 2 metre çapında bir uzay zaman yoğunluğu olan halka oluşturduğumuzu var sayalım.

Yani boşluk içinde kıldan ince bir sınırla boşluktan ayrı bir yoğunluk oluşturan bir uzay zaman yaratıyoruz.

Şimdi esas benim gelmek istediğim noktaya geliyorum.

Uzay zamanda, uzay zamandan bağımsız bir yapıda çember oluşturabildiğimizde (yani boşlukta bir yoğunluk - deniz anası - oluşturduğumuzda) ve bu çembere çap formülünü verebiliriz.

Eğer çap formülünü veriyorsak o zaman derinlik formülünü de mesafe hesabıyla verebiliriz. (yani çapı 2 metre olsun derinliği de 500 trilyon km olsun gibi)

Işık hızı sabittir uzay zamanda

Peki uzay zamanın kendisi için iletkenlik veya harekette bir sınır var mı?

Bence yok.

Bunu nereden anlıyoruz?

Işığın galibiyet hızından.

Işığa da ışıktan daha hızlı hareket edebilecek diğer şeylere de izin verebilecek yapıda uzay zaman.

Yani etkileşim hızı ne olursa olsun ona uyum sağlar.

O zaman yukarıda bahsettiğim 2 metre çapındaki çembere 500 trilyon km derinlikte üçüncü boyutunu verdiğimiz anda uzay zaman anında o uzunlukta bir yoğunluğu alır.

O halde kurt ve solucan delikleri resmen mümkün.

Resmen değil bayağı bayağı 500 trilyon uzaktaki mesafeye bir saniyede gidilebilir.

Bunun için de tek yapılması gereken hani uzay zamanın içinde 500 trilyon derinlikte, 2 metre çapındaki silindir var ya?

İşte ona derinlik koordinatını vermeden önce içerisine bir kabin yerleştirmek.

500 trilyon km derinlikte olsun bu çember dediğimiz anda o kabin saniyede 500 trilyonuncu kilometreye gider.

Benim kafa patlattığım şey bu.

Yoksa uzay zamanla işbirliği yapmadan bu ortamda hareket edilmez.

Sevgili ateistbakış

bu iletinden bir şey anlamadım.

uzayzamandan bağımsız bir çember oluşturmak ile ne anlatmak istiyorsun.

uzayzamandan bağımsız hiçbir şey olmaz ki.

Doğrusu denizanası metaforu ile de ne anlatmak istediğini anlamadım.

Bükülen uzayı çember haline getirdiğimizde, çemberin üzerinde hareket ederseniz çemberin boyu kadar bir mesafeyi kat edersiniz ama sonunda başladığınız yere gelirsiniz. Halbuki başladığınız yere gelmek için çemberi dolaşmaya gerek yoktur mu? demek istiyorsun.

Kurt deliği veya solucan deliği ile başladığınız yere aynı anda geçmek mümkün ise, tüm çemberi dolaşmak zorunluluğu neden? Çemberin her kilometresinde başka bir oluşum varsa (ki var) hiçbiri ile karşılaşmadan ahanda başladığım yere döndüm demenin ne esprisi var, kendimizi kandırmaktan başka.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili ateistbakış

bu iletinden bir şey anlamadım.

uzayzamandan bağımsız bir çember oluşturmak ile ne anlatmak istiyorsun.

uzayzamandan bağımsız hiçbir şey olmaz ki.

Doğrusu denizanası metaforu ile de ne anlatmak istediğini anlamadım.

Bükülen uzayı çember haline getirdiğimizde, çemberin üzerinde hareket ederseniz çemberin boyu kadar bir mesafeyi kat edersiniz ama sonunda başladığınız yere gelirsiniz. Halbuki başladığınız yere gelmek için çemberi dolaşmaya gerek yoktur mu? demek istiyorsun.

Kurt deliği veya solucan deliği ile başladığınız yere aynı anda geçmek mümkün ise, tüm çemberi dolaşmak zorunluluğu neden? Çemberin her kilometresinde başka bir oluşum varsa (ki var) hiçbiri ile karşılaşmadan ahanda başladığım yere döndüm demenin ne esprisi var, kendimizi kandırmaktan başka.

Sevgiler.

Uzay zamandan ısırık kopartıp bu ısırığın şeklini ve ebatlarını belirleyebilmelmekten bahsettim.

Eğer 2 metre çapında ve 500 trilyon km derinliğinde bir silindir olması gereken özellikleri ve işlemleri yaparsak kendi ait olduğu bütün içinde anında ona biçilen şekli alır (aynen DNA'ların deniz anası şekillendirmesi gibi uzay zaman içinde bir silindir oluşturacak yoğunluk)

Bunu kastettim.

Yani sustalı bışağın açılması gibi bam diye uzay zaman içindeki belirlenen sınıra uzar o kopardığımız ısırık.

Haliyle saniyesinde onun diğer ucunun (sustelı gibi bıçağın ucunun açıldığı yer) bulunduğu yerde oluruz eğer o ısırığın içine kabin veya taşıma teknolojisi yerleştirirsek.

Anlatmak istediğim buydu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu kastettim.

Yani sustalı bışağın açılması gibi bam diye uzay zaman içindeki belirlenen sınıra uzar o kopardığımız ısırık.

Haliyle saniyesinde onun diğer ucunun (sustelı gibi bıçağın ucunun açıldığı yer) bulunduğu yerde oluruz eğer o ısırığın içine kabin veya taşıma teknolojisi yerleştirirsek.

Anlatmak istediğim buydu.

Anlatmak istediğin uzayzaman ve hareket ilişkisini bir ışık kaynağı ile veya (eğer ışık kullanmak istemiyorsan) bir saatin akrep veya yelkonvanı anlatman daha anlaşılır olurdu.

Şöyleki. ışık kaynağını kutup yıldızına tuttuk, akabinde bir başka yıldıza, ışık eğer kalem veya sustalı gibi bir madde ise, ucu kutup yıldızından bir başka yıldıza bir saniyeden daha az zamanda ulaşması gerekir.

Veya bir saatin yelkovanındaki herhangi bir noktanın hareketi, yelkovanın sabit ucundan ne kadar uzakta olursa o kadar hızlı hareket eder. Ve yelkovanın uzunluğu milyarlarca kilometre ise, en uçtaki noktanın hızı ışık hızını bile geçer.

Isırık ve ısırığın denizanasını oluşturması metaforunu yine anlamadım.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Arkadaşım sen ne diyorsun yahu?

Parmağınla ittiğin bir çubuğun ittiğin yeri 2-3 cm ileri gittiğinde öbür taraftan diğer ucu da aynı anda 2-3 cm ileri gitmiyo mu?

Gitmiyor diyorsan o zaman o 2-3 cm lik ileri pozisyon değişimini nasıl açıklayacaksın?

Sen yanılıyorsun bunda.

Matematik bilgim az olduğu için sana anlatmakta zorlanıyorum.

1zdwvud.jpg

Kesiti belli bir test çubuğuna uygulanan basınç uzama miktarlarının grafiği malzeme cinsine göre değişsede aşağı yukarı bu resimde ki gibi grafik çizer.Daha düzgün bir grafik bulamadım.

çubuğa parmağın ile etkilediğin kuvvet hem malzemede hemde parmağında kısalmaya yol açar.

Elastiklik sınırı altında şekile göre 2 numara kuvvet ortadan kalktığında malzeme eski boyuna döner.diğer drumlarda dönmez.

çekme gerilmesi veya basma gerilmesi = kuvvet / kesit

young modulude = basma-çekme gerilmesi / (malzemedeki uzama miktarı / malzemenin kuvvet altında olmadığı haldeki boyu)

http://en.wikipedia.org/wiki/Young%27s_Modulus

Parmağımız ile çubuğu x birim kaydırmak için uyguladığımız kuvveti grafikte yerine koyarsak malzemedeki kısalmayı buluruz.

yapılan deneylerde

malzemedeki basınç dalgasının hızı = karekök (malzemenin young modulü / malzemenin özgül kütlesi)

olarak bulmuşlar.

Basınç dalgası uzun çubuklarda çubuk boyunca giderken sönümlenerek yok olur.

Deprem dalgası gibi.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Matematik bilgim az olduğu için sana anlatmakta zorlanıyorum.

1zdwvud.jpg

Kesiti belli bir test çubuğuna uygulanan basınç uzama miktarlarının grafiği malzeme cinsine göre değişsede aşağı yukarı bu resimde ki gibi grafik çizer.Daha düzgün bir grafik bulamadım.

çubuğa parmağın ile etkilediğin kuvvet hem malzemede hemde parmağında kısalmaya yol açar.

Elastiklik sınırı altında şekile göre 2 numara kuvvet ortadan kalktığında malzeme eski boyuna döner.diğer drumlarda dönmez.

çekme gerilmesi veya basma gerilmesi = kuvvet / kesit

young modulude = basma-çekme gerilmesi / (malzemedeki uzama miktarı / malzemenin kuvvet altında olmadığı haldeki boyu)

http://en.wikipedia....ung%27s_Modulus

Parmağımız ile çubuğu x birim kaydırmak için uyguladığımız kuvveti grafikte yerine koyarsak malzemedeki kısalmayı buluruz.

yapılan deneylerde

malzemedeki basınç dalgasının hızı = karekök (malzemenin young modulü / malzemenin özgül kütlesi)

olarak bulmuşlar.

Basınç dalgası uzun çubuklarda çubuk boyunca giderken sönümlenerek yok olur.

Deprem dalgası gibi.:)

Yani diryorsun ki o kadar uzunluktaki bir kalem yerinden kıpırdamamaya mahkumdur.

Öyle mi?

Benim anlamadığım başta kazanılan 2-3 cm'lik konum değişikliğinin anlamının ne olduğu?

Tamam güç sönümlensin.

Tamam dalga gibi olsun.

E artık daha ilk anda kazanılan 2-3 cm lik ileri konum sönümlenirken nereye kayboluyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Malzemenin cinsine göre yay gibi eski haline gelebilir.

Hamur gibi şekil değiştirir.

Cam gibi kırılabilir.

Her durumda malzeme çevresi ile ısı alışverişi yapar.

Senin yanlışın var.

Salıncakta birini sallarken

- elimizle onun vücuduna uyguladımız kuvvet farklı şey

- onun yer değiştirmesi farklı şey

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili ateistbakış

bu iletinden bir şey anlamadım.

uzayzamandan bağımsız bir çember oluşturmak ile ne anlatmak istiyorsun.

uzayzamandan bağımsız hiçbir şey olmaz ki.

İkinci bir uzay zaman olur.

Ben enerji, madde, evren, uzay-zaman da dahil olmak üzere herşeyin temelde parçacıklar veya parçacıkların parçacıklarından oluşan şeyler olarak görüyorum.

Eğer bir şey varsa, yapay olarak onun aynısı da oluşturulabilir.

Uzay-zaman içinde başka bir uzay zaman.

Ebatı da belirli.

Doğrusu denizanası metaforu ile de ne anlatmak istediğini anlamadım.

İçinde bulunduğun gezegendeki malzeme kodlarından biridir deniz anası.

Parçalar dağınık haldedir.

Ancak bir kod o parçaları birleştirir.

Bunu demek istiyorum.

Başka kod da bizi birleştiriyor

Başkası karıncaları birleştiriyor.

Bükülen uzayı çember haline getirdiğimizde, çemberin üzerinde hareket ederseniz çemberin boyu kadar bir mesafeyi kat edersiniz ama sonunda başladığınız yere gelirsiniz. Halbuki başladığınız yere gelmek için çemberi dolaşmaya gerek yoktur mu? demek istiyorsun.

Yapay olarak üretilen uzay zaman, bu ortamı içinde tutan uzay zamanın içine bırakılıp ebatları da belirlendiğinde o şekilde birleşir.

Aynen bir kova suya bir bardak su dökmek gibi (kovanın içindeki suyun tam ortasında ağzı kapalı bardak var, ve ağzını açtığın anda kendi ebatınca yer kaplar veya ona bazı belirleyici direktifler verirsen su içinde belirlediğin oranda su ile birleşerek belirli bir süre bir kütle oluşturabilir)

Kurt deliği veya solucan deliği ile başladığınız yere aynı anda geçmek mümkün ise, tüm çemberi dolaşmak zorunluluğu neden? Çemberin her kilometresinde başka bir oluşum varsa (ki var) hiçbiri ile karşılaşmadan ahanda başladığım yere döndüm demenin ne esprisi var, kendimizi kandırmaktan başka.

Benim çember dediğim şeyi 2 metrelik bir bozuk para düşünün.

O bozuk para patlamaya hazır bir bomba gibi uzay zamanla kendisine söylendiği şekilde bir birleşmeye hazır (500 trilyon kilometre bir kütle kiralayacak gerçek uzay zamandan serbest bırakıldığı anda)

İşte o bozuk paranın 500 trilyon kilometre kütle kiralayacağı istikamete bir taşıma sistemi kurulursa (kabin gibi) serbest bırakıldığı anda o kabini 500 trilyon kilometreye kadar anında iter.

Ben bunu anlatmaya çalışıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bir sorum var.Muhtemelen çok basit bir cevabı var ama ben bilmiyorum.

Sorum şu:hava nasıl soğur?

Isı dediğimiz şey moleküllerin titreşimi değil midir?

Uzay boşluğunda molekül olmadığına göre ısının uzaya dağılması gibi bir durumun sözkonusu olmaması lazım.

Dünya güneşten devamlı ısı aldığı halde nasıl oluyor da aynı sıcaklıkta kalıyor?

Moleküller aldıkları ısıyı ışıma yaparak tekrar mı kaybediyor nedir bu işin sırrı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bir sorum var.Muhtemelen çok basit bir cevabı var ama ben bilmiyorum.

Sorum şu:hava nasıl soğur?

Isı dediğimiz şey moleküllerin titreşimi değil midir?

Uzay boşluğunda molekül olmadığına göre ısının uzaya dağılması gibi bir durumun sözkonusu olmaması lazım.

Dünya güneşten devamlı ısı aldığı halde nasıl oluyor da aynı sıcaklıkta kalıyor?

Moleküller aldıkları ısıyı ışıma yaparak tekrar mı kaybediyor nedir bu işin sırrı?

Isı uzayda elektromanyetik radyasyonla iletilir.

Isının yüksek olduğu bir kaynaktan düşük olduğu kaynaklara ısı, enerji paketleri (fotonlar) şeklinde yayılır.

Uzayın vaküm olması bir şeyi değiştirmez. Enerji paketleri ışık hızında yayılırlar.

Bu fotonlar ısılarını dünyada karşılaştıkları atom ve moleküllere iletirler. Onları ısıtırlar.

Dünya hiçbir zaman aynı sıcaklıkta kalmıyor. Belli dereceler arasında oynuyor. Yöreler arasında sürekli ısı transportasyonu sağlanıyor.

Sıcaklık ekvatordan kutuplara hava hareketleri ile iletiliyor. Dünyanın ortalama sıcaklığı pek değişmiyor. Ama onu yerel sıcaklıklarla karşılaştırmamak lazım.

Dünya devamlı ısınmıyor. Çünkü kendisine gelen ısının bir kısmını uzaya tekrar yansıtıyor. Ayrıca dünya kendi içinden kaynak alan ısı ile de ısınıyor.

Evet.. Isı bir vaküm olan uzayda etrafa kolaylıkla yayılabilir. Isı çeşitli şekillerde yayılabilir.

Onları conduction, convection ve radiation dır..

Uzayda radiation ısı transferini sağlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim bir sorum var.Muhtemelen çok basit bir cevabı var ama ben bilmiyorum.

Sorum şu:hava nasıl soğur?

Isı dediğimiz şey moleküllerin titreşimi değil midir?

Uzay boşluğunda molekül olmadığına göre ısının uzaya dağılması gibi bir durumun sözkonusu olmaması lazım.

Dünya güneşten devamlı ısı aldığı halde nasıl oluyor da aynı sıcaklıkta kalıyor?

Moleküller aldıkları ısıyı ışıma yaparak tekrar mı kaybediyor nedir bu işin sırrı?

Isı üç şekilde iletilir.Bunlardan birisi ışınımdır.

Güneş'in ısısı dünyaya ışınım(radyoaktivite) yolu ile gelir.Isı boşlukta bu şekil iletilir.

Dünya, Güneş'ten aldığı ısının tamamını kullanmaz.Atmosferde bir kısmı soğurulur yansıtılır vs.Bu soğurma ve yansıma nedeniyle güneşin Dünya'yı ısıtma kapasitesi belli bir düzeyi aşmıyor.Atmosferin olmadığı inceldiği bölgelerde ısınma artacaktır.Işınım mesafe ve ışığın geliş açısı ile de bağıntılıdır.Güneş dünya'yı o mesafede anca o kadar ısıtabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Isı uzayda elektromanyetik radyasyonla iletilir.

Isının yüksek olduğu bir kaynaktan düşük olduğu kaynaklara ısı, enerji paketleri (fotonlar) şeklinde yayılır.

Uzayın vaküm olması bir şeyi değiştirmez. Enerji paketleri ışık hızında yayılırlar.

Bu fotonlar ısılarını dünyada karşılaştıkları atom ve moleküllere iletirler. Onları ısıtırlar.

Dünya hiçbir zaman aynı sıcaklıkta kalmıyor. Belli dereceler arasında oynuyor. Yöreler arasında sürekli ısı transportasyonu sağlanıyor.

Sıcaklık ekvatordan kutuplara hava hareketleri ile iletiliyor. Dünyanın ortalama sıcaklığı pek değişmiyor. Ama onu yerel sıcaklıklarla karşılaştırmamak lazım.

Dünya devamlı ısınmıyor. Çünkü kendisine gelen ısının bir kısmını uzaya tekrar yansıtıyor. Ayrıca dünya kendi içinden kaynak alan ısı ile de ısınıyor.

Evet.. Isı bir vaküm olan uzayda etrafa kolaylıkla yayılabilir. Isı çeşitli şekillerde yayılabilir.

Onları conduction, convection ve radiation dır..

Uzayda radiation ısı transferini sağlar.

Bunları biliyorum ancak benim sorduğum başka bir şey.Mesela güneşten gelen ışığı ve ısıyı kestiğimizi düşünelim.

Dünya kısa bir süre içinde buz çölüne dönecektir.Ben bunun sebebini merak ediyorum.

Yani merak ettiğim dünyanın nasıl ısındığı değil nasıl ve neden soğuduğu.

Moleküller mutlak sıfır sıcaklığına dönmeye mi eğilimlidirler?Devamlı elektromanyetik dalga yayarak ısı mı kaybetmektedirler?Bu soğumayı moleküller arası ısı transferiyle açıklayamayız çünkü uzay boşluğunda molekül yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları biliyorum ancak benim sorduğum başka bir şey.Mesela güneşten gelen ışığı ve ısıyı kestiğimizi düşünelim.

Dünya kısa bir süre içinde buz çölüne dönecektir.Ben bunun sebebini merak ediyorum.

Yani merak ettiğim dünyanın nasıl ısındığı değil nasıl ve neden soğuduğu.

Moleküller mutlak sıfır sıcaklığına dönmeye mi eğilimlidirler?

Evet.Ama asla mutlak sıfır sıcaklığına ulaşamaz.

Devamlı elektromanyetik dalga yayarak ısı mı kaybetmektedirler?

Evet.Foton yayarlar.

Bu soğumayı moleküller arası ısı transferiyle açıklayamayız çünkü uzay boşluğunda molekül yok.

Fotonların yayılması için ortamda moleküllerin bulunması gerekmiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları biliyorum ancak benim sorduğum başka bir şey.Mesela güneşten gelen ışığı ve ısıyı kestiğimizi düşünelim.

Dünya kısa bir süre içinde buz çölüne dönecektir.Ben bunun sebebini merak ediyorum.

Yani merak ettiğim dünyanın nasıl ısındığı değil nasıl ve neden soğuduğu.

Moleküller mutlak sıfır sıcaklığına dönmeye mi eğilimlidirler?Devamlı elektromanyetik dalga yayarak ısı mı kaybetmektedirler?Bu soğumayı moleküller arası ısı transferiyle açıklayamayız çünkü uzay boşluğunda molekül yok.

Bunları bilirsen bu soruların cevabını da bilirsin.

Yukarda sorduğun soruların cevabı verildi.

Bildiğin soruları bilmiyor gibi mi soruyorsun?

Bunların cevabını verirsek bu keresinde bunları da biliyorum demeyeceğine söz veriyor musun?

Dünyayı aslı ısıtan jeotermal enerjidir. Yerin derinliklerinden çıkar o enerji...

Moleküllerin absolü sıfır sıcaklığa dönme gibi bir eğilimleri yoktur.

Üçüncü termodinamik kanununa göre o sıcaklığa ulaşmak da mümkün değildir zaten.

Uzay boşluğunda molekül olmadığı da doğru değil.

Uzayın her metreküpünde bir hidrojen olduğu ileri sürülmüştür. Yani sağda solda hidrojen molekülleri vardır mutlaka.

Güneş etrafa yaydığı radyasyonla sıcaklığını, kütlesini kaybetmektedir elbette.

Bu soğumayı moleküler arası ısı transferi ile açıklayamazsın. Bu absürd bir açıklama olur.

Ayrıca güneşin her yeri aynı sıcaklıkta değildir. Yüzeyde sıcaklı 6 bin derece iken, koronoda milyonlarca derecedir. Nedenini kimse bilmemektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki başka türlü sorayım.

1-Dünya güneşten devamlı enerji alıyor fakat sıcaklığı nasıl sabit kalıyor?Bir maddeye devamlı ısı verirseniz sıcaklığının devamlı artması gerekir.

2-Bir metali ısıtıp hiçbir maddeye temas etmeyecek şekilde vakum ortamına koyarsak sıcaklığı düşer mi?Düşerse nasıl düşer,kaç dereceye kadar düşer?

Bana verdiğiniz cevap şu:

Dünya devamlı ısınmıyor. Çünkü kendisine gelen ısının bir kısmını uzaya tekrar yansıtıyor. Ayrıca dünya kendi içinden kaynak alan ısı ile de ısınıyor.

Evet atmosfer güneşten gelen enerjinin bir kısmını soğuruyor ve yansıtıyor ama konumuz bu değil.Atmosfer sadece bir filtre görevi görüyor.Sonuçta yerküreye ulaşan devamlı bir enerji mevcut.

Bunları bilirsen bu soruların cevabını da bilirsin.

Yukarda sorduğun soruların cevabı verildi.

Bildiğin soruları bilmiyor gibi mi soruyorsun?

Bunların cevabını verirsek bu keresinde bunları da biliyorum demeyeceğine söz veriyor musun?

Sizin verdiğiniz cevap benim sorumun cevabı değil.Dünya devamlı bir enerji alıyor,ancak sıcaklığı sabit.Yine sıcaklığı sabit sözünü başka anlamlara çekmeyin.belirli bir aralıkta sabit.Hatta çok uzun vadede soğuduğunu da söyleyebiliriz.Atmosfer de bunun cevabı değil.Atmosfer olmasa sıcaklık 30 derecede değil de 300 derecede sabit olurdu belki.Sanki suyu devamlı ısıtıyorsunuz fakat sıcaklığı 50 derecede sabit kalıyormuş gibi.Nereye gidiyor bu ısı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dünyanın sıcaklığı sabit ne demek?

Önce onu tanımlamanız gerekiyor.

Dünyanın sıcaklığı hiçbir zaman sabit değil.

Bazı değerler arasında oynuyor. O değerler canlılıkla çelişmiyor.

Dünyaya dışardan ulaşan enerjinin çoğundan güneş sorumlu.

Güneşden ne kadar enerji geldiği belli. Onun ne kadarının tutulduğu ve ne kadarının uzaya yansıdığı da belli.

Dünyaya ulaşan enerji dünyada mevcut sistemler tarafından etrafa dağıtılıyor.

Bu dağılımdan canlılar da sorumlu.

Ayrıca dünyanın merkezinden de enerji kaybı oluyor. O da yüzeyin ısınmasından sorumlu.

Volkanlar, tektonik süreçler, gayzerler ve diğerleri sayesinde dünya iç sıcaklığını düşürüyor. Onlar yüzeye oradan da uzaya kaçıyor.

Bütün bunlar atmosferde sıcaklığın belli dereceler arasında tutulmasından sorumlu.

Dünya bazan buzul devrine giriyor. Belli aralarla soğuyor.

Buzuk devirlerinin arasında ısınıyor.

Yani dünyanın iklimi kaos teorisi ile açıklanabilir.

Dünyada sıcaklığı belli değerler arasında tutan değişgenlerde olacak sapmalar dünya ikliminde büyük değişikliklere neden olabilir.

Ve oluyor da..

Ama bu değişiklikler şimdiye kadar canlıların varlığını tehdit etmiş değil.

Gerçi geçmişte vuku bulmuş tükenmelerin bir kısmından tektonik olaylar sorumlu olabilir.

Örneğin Sibirya volkanizmi ve kartopu dünya bunlardan ikisi olabilir.

Şu anda şanslı bir dönemden geçiyoruz. Dünya her zaman böyle değildi ve ilerde de olmayacak.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...