Jump to content

İlginç Fizik Soruları


Recommended Posts

Bir soru da ben sorayım;

Bir a noktasından bir planck mesafesi doğuya bir planck mesafesi kuzeye gittim, arkadaşım bu a noktasına geldi ve bir planck mesafesi kuzeydoğuya gitti. Aramızdaki mesafe ne kadardır?

Aranızdaki mesafe bir Planck mesafesinden daha kısa olamaz.

Bu durumda sorunun cevabı aranızda mesafe olmadığıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 1,7k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir soru da ben sorayım;

Bir a noktasından bir planck mesafesi doğuya bir planck mesafesi kuzeye gittim, arkadaşım bu a noktasına geldi ve bir planck mesafesi kuzeydoğuya gitti. Aramızdaki mesafe ne kadardır?

Ben de bir cevapta bulunayım.

(Karekök 2) - (1) planck mesafesi

Bu da yaklaşık 0.41 planck mesafesi eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son iki argümanı da kabul edebiliriz.

Ben biraz daha farklı bir nedenden foton için zamanın geçmediğini düşünmüştüm.

Gerçi sevgili Drekinci oldukça yaklaşmış benim düşünceme..

Foton bilgi taşır.

Bu her foton için geçerlidir. Bilgi bir yerden alınır, başka bir yere taşınır.

Alınan bilgi o an için donmuş bilgidir. Absolü sıfır değil benim kullandığım donmuş terimi...

Sadece o anın durduğunu belirtmek istiyorum. O an fotonda durmuştur.

Foton sonsuza kadar da gitse, aynı bilgiyi içerecek ve iletecektir.

Foton için zamanın geçmesi demek, içerdiği bilginin değişmesi demektir. Zaman ancak bu değişiklikle açıklanır.

Fotonun içerdiği bilgi değişmeyeceğine göre, foton için zaman geçmeyecektir.

Foton için zamandan bahsedemeyiz.

Köylü Mehmet Ağa'ya bunu böyle açıklarsam anlar herhalde. Anlamaması için bir neden yok.

Köylü Mehmet Ağa derken, küçük görmek istemiyorum tabii. Sadece bu konuda bilgisi olmayan ama akıllı ve mantıklı, öğrenmek isteyen bir insan düşünüyorum.

Aslında antropologlar ilkel kabilelerde yaşayan insanlara, bazı çağdaş fizik kuramlarını, kendi dillerini kullanarak açıklamanın ve onların anlamasını sağlamanın mümkün olacağını düşünmektedirler.

Fotonun zamanın dışında kaldığını, böyle bir açıklama ile herkesin anlaması sağlanabilir.

Hocam bence fotograf üzerinden kolay anlatılabilir .

Fotoğraf memed ağa'ya çapıp yansıyan ışık sayesinde oluşuyor.

Memed ağadan yansıyan ışık boşlukta milyon senede gitse yine fotograf makinasının objektifinden içeri girdiğinde aynı resmi oluşturacaktır.

Tıpkı fotograflarımızdaki yaşımızın donup kalması gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aranızdaki mesafe bir Planck mesafesinden daha kısa olamaz.

Bu durumda sorunun cevabı aranızda mesafe olmadığıdır.

Peki herhangi bir mesafe planck mesafesinin tam katları şeklinde mi olmalıdır yoksa planck mesafesinden fazla olması yeterli midir?

Planck mesafesi çaplı küre olur mu? Küp olur mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki herhangi bir mesafe planck mesafesinin tam katları şeklinde mi olmalıdır yoksa planck mesafesinden fazla olması yeterli midir?

Planck mesafesi çaplı küre olur mu? Küp olur mu?

Kuantum fiziğine göre Planck mesafesi, mesafenin kuantumu.

Enerji gibi mesafenin de kuantum'lar şeklinde geldiğine inanılıyor.

Planck mesafesinin daha azı olmuyor.

Mesafe uzayınca da onun Planck mesafesinin katları kadar olması gerekiyor.

Enerji de öyle.Daha azı yok ama, daha azı olmayan bir birimin katları şeklinde olabiliyor.

Bazılarına göre zaman bile bu yasaya uyuyor ve daha kısası olmayan anlar şeklinde geçiyor.

Yani temel olarak evrende egemen fizik kuantum fiziği.......

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hocam bence fotograf üzerinden kolay anlatılabilir .

Fotoğraf memed ağa'ya çapıp yansıyan ışık sayesinde oluşuyor.

Memed ağadan yansıyan ışık boşlukta milyon senede gitse yine fotograf makinasının objektifinden içeri girdiğinde aynı resmi oluşturacaktır.

Tıpkı fotograflarımızdaki yaşımızın donup kalması gibi.

Evet. Bunu Memed Ağa bile anlar.

Yalnız şimdi herkesin anlamada zorluk çekeceği bir hususa değinmek istiyorum.

Çok uzaklardan ve geçmişten taşıdıkları bilgilerle bize ulaşan fotonlar, içinden geçtikleri evren hakkında da bize bilgi iletiyorlar.

Yani fotonlar hem hiç değişmeden bize ulaşıyorlar, hem de yolda değişiyorlar....

Bu çelişkili durumu nasıl açıklayabiliriz?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Peki herhangi bir mesafe planck mesafesinin tam katları şeklinde mi olmalıdır yoksa planck mesafesinden fazla olması yeterli midir?

Planck mesafesi çaplı küre olur mu? Küp olur mu?

Daha da ilginç bir durum var....

Planck mesafesinden daha kısa bir mesafe ve bir kuantumdan daha az bir enerji olmazsa, enerji ve mesafenin olmadığı koşullar da olmaz.

Yani evrende yok yoktur. Herşeyin bir minumumu varsa, yokluk yoktur.

Nitekim kuantum fiziğine göre uzayda vaküm enerjisi vardır.

Bu enerji evrenin, muhtemelen evrenlerin, ortaya çıkmasından sorumludur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mesafe uzayınca da onun Planck mesafesinin katları kadar olması gerekiyor.

İşte bu dediğinizi bir türlü oturtamıyorum kafama, örneğin bir kenarı 5 planck mesafesi olan ikizkenar dik üçgenin hipotenüs uzunluğu ne kadardır? Planck mesafesinin nasıl olurda katları şeklinde çıkar bu sonuç? Aslında diğer sorularımda buna yönelik dikkatle bakarsanız.

tarihinde alpcakir tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte bu dediğinizi bir türlü oturtamıyorum kafama, örneğin bir kenarı 5 planck mesafesi olan ikizkenar dik üçgenin hipotenüs uzunluğu ne kadardır? Planck mesafesinin nasıl olurda katları şeklinde çıkar bu sonuç? Aslında diğer sorularımda buna yönelik dikkatle bakarsanız.

Üçgen insan aklının uydurduğu bir şekil. Doğada öyle bir şekil yok.

Doğada minumum düzeyde hangi şekillere izin verildiğini de bilmiyoruz. Bunların hepsi kuramsal.

Planck mesafesi de kuramsal tabii. Öyle bir mesafe var mı?

Tek emin olduğumuz ve ölçebildiğimiz fotonlar şeklinde yayılan enerji paketleri.

Zaman ve mesafe kuantumları sadece kuramsal olarak mevcut.

Big Bang'e doğru geriye giderken bir yerde Einstein kuramları ve matematik iflas ediyor.

Onların yerini alan bir fizik de yok. Kuantum fiziği yeterli değil. Eksik...

Dolayısıyla onları anlamayabiliriz. Bunu kabul etmemiz gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet. Bunu Memed Ağa bile anlar.

Yalnız şimdi herkesin anlamada zorluk çekeceği bir hususa değinmek istiyorum.

Çok uzaklardan ve geçmişten taşıdıkları bilgilerle bize ulaşan fotonlar, içinden geçtikleri evren hakkında da bize bilgi iletiyorlar.

Yani fotonlar hem hiç değişmeden bize ulaşıyorlar, hem de yolda değişiyorlar....

Bu çelişkili durumu nasıl açıklayabiliriz?

Değişmez nitelikleri parçacık,

değişen nitelikleride dalga özelliği sayesinde mi taşınıyor.?

Yazdıklarınızda sanki dalga parçacık ikilemindeki gibi bir zıtlık var.

Dalga yayıldığına göre değişmez zorundadır.

ama parçacık sabit özelliğini koruyarak devam edebilir.

O halde dalga özelliğinden ışığın geçirdiği değişimleribelkide anlayabilirız.

Parçacık özelliğindende ilk an'daki sahip olduğu bilgiyi okuruz.

Sadece sezgilerime dayanarak yazdım.Tuttu mu hocam?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gayet güzel tuttu..

Cük oturdu hem de....

Fotonlardaki çelişki devam ediyor...

Parçacık ve dalga düalitesi bu işte...

Evreni katederken dalgaların boyu uzuyor ve ışığın spektrumu kırmızıya kayıyor.

Bu bize evrenin genişlediği bilgisini veriyor.

Ayrıca polarizasyonu da değişiyor bazı yerlerden geçerken...

Ama fotonun bütününde parçacık olarak bir değişiklik yok. Olamaz da..

Bundan ne gibi bir anlam çıkabilir?

Ben şöyle bir anlam çıkarıyorum.

Fotonda bir yerden başka bir yere taşınan görüntü (imge) bilgisinden başka zamanla bilgiler de birikebilir ve onlar da taşınabilir.

Başka bir deyişle fotonlarla çok sayıda bilgi taşınabilir.

Fotonları kullanarak yapılan bir bilgisayar, çok daha fazla bilgi derleyebilir. Daha hızlı ve bilgiden daha zengin olabilir.

Zannedersem bunun üzerinde çalışmalar var...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte bu dediğinizi bir türlü oturtamıyorum kafama, örneğin bir kenarı 5 planck mesafesi olan ikizkenar dik üçgenin hipotenüs uzunluğu ne kadardır? Planck mesafesinin nasıl olurda katları şeklinde çıkar bu sonuç? Aslında diğer sorularımda buna yönelik dikkatle bakarsanız.

Elinde, üzerinde milyonlarca delik olan bir filtre kağıdı olsa, onun üzerinde bir üçgen çizebilirsin. Gelgelelim, mikroskobik delikler ölçeğinde bir üçgen çizmeye kalkışsan çizemezsin, delikler de büyük gelir (plank sabiti), kalemin ucu da (gözlemci). Evet, üçgeni mürekkepli bir kalemle, filtre kağıdı üzerine çizmeye çalıştın, onun için..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir sorda ben sormak istiyorum. İlginç değil belkide basit bir cevabı vardır ama ben bilmiyorum.

Radyoaktif atıkları depolamak için tercih edilen yerlerden biride eski yeraltı tuz madenleriymiş.

Tuz ile radyoaktivetenin ilgisi nedir?

Tuzun hangi özelliğinden faydalanılıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir sorda ben sormak istiyorum. İlginç değil belkide basit bir cevabı vardır ama ben bilmiyorum.

Radyoaktif atıkları depolamak için tercih edilen yerlerden biride eski yeraltı tuz madenleriymiş.

Tuz ile radyoaktivetenin ilgisi nedir?

Tuzun hangi özelliğinden faydalanılıyor?

Tuz içinde erimediği sıvıları mühürlüyor.

ABD'nin stratejik petrol depoları eski tuz madenleri.. Petrolü oraya pompalıyorlar. Etrafa sızmadan kalıyor orada.

Radyoaktif atıklar için de aynı neden geçerli olabilir. Atıkların sıvı olduğunu düşünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tuz içinde erimediği sıvıları mühürlüyor.

ABD'nin stratejik petrol depoları eski tuz madenleri.. Petrolü oraya pompalıyorlar. Etrafa sızmadan kalıyor orada.

Radyoaktif atıklar için de aynı neden geçerli olabilir. Atıkların sıvı olduğunu düşünüyorum.

Atıkları önce sıvılaştırıp sonra içinden bazı kısımları geri alıp,

sonrada kullanılamayacak olan kısımları ''camlaştırıp'' öyle depoluyorlarmış.

Nasıl bir cam oluyor? veya nasıl camlaştırıyorlar bilmiyorum.

Camlaştırdıktan sonra dışı çelik içi tahta ve reçine kaplı özel konteynerla yer altındaki depo yerlerine koyuyorlarmış.TAEK sitesinde bunlar yazıyordu.

Net'i saatlerce taradım ama tuz madenlerinin neden tercihler arasında olduğuna ilişkin bir şey bulamadım.

Belkide çökme riskinin çok az oluşu tercih sebebi olabilir.

Granit kayaların içine açılan depolarda tercihler arasındaymış,

heralde doğal tuzda epeyi sağlam bir yapı oluşturuyordur.

Tuz madenleri yeraltı sularını içeriye sızdırmıyorsa bir diğer nedende bu olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Atıkları önce sıvılaştırıp sonra içinden bazı kısımları geri alıp,

sonrada kullanılamayacak olan kısımları ''camlaştırıp'' öyle depoluyorlarmış.

Nasıl bir cam oluyor? veya nasıl camlaştırıyorlar bilmiyorum.

Camlaştırdıktan sonra dışı çelik içi tahta ve reçine kaplı özel konteynerla yer altındaki depo yerlerine koyuyorlarmış.TAEK sitesinde bunlar yazıyordu.

Net'i saatlerce taradım ama tuz madenlerinin neden tercihler arasında olduğuna ilişkin bir şey bulamadım.

Belkide çökme riskinin çok az oluşu tercih sebebi olabilir.

Granit kayaların içine açılan depolarda tercihler arasındaymış,

heralde doğal tuzda epeyi sağlam bir yapı oluşturuyordur.

Tuz madenleri yeraltı sularını içeriye sızdırmıyorsa bir diğer nedende bu olabilir.

Literatürde nükleer atıkların eski tuz madenlerinde saklandığına dair bir bilgi göremedim.

Ben petrolü saklar gibi saklıyorlar diye düşünmüştüm.

Siz nerede gördünüz? Bizle paylaşır mısınız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Literatürde nükleer atıkların eski tuz madenlerinde saklandığına dair bir bilgi göremedim.

Ben petrolü saklar gibi saklıyorlar diye düşünmüştüm.

Siz nerede gördünüz? Bizle paylaşır mısınız?

iii) Kullanılmış Nükleer Yakıtların ve Atıkların Yönetimi

.....Radyoaktif maddeler için en güvenli ve en uygun saklama alanları granit, tuz ve kil gibi jeolojik yönden sabit havuzların olduğu yerlerdir.

http://www.turksam.org/tr/a461.html

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...