Jump to content

Şeriat Geliyor Haydi Darbe Yapalım


Recommended Posts

Türkiye 28 Şubat’a giderken, Refah-Yol hükûmetine karşı siyasi bir cephe de oluşmuştu. Böyle bir hükûmetin kurulması birilerini neden rahatsız etti?

Refah Partisi açısından en önemli husus, küçük günahların üstünü örtmek; ama büyük sevapları kazanmak. Yani bir tarafta D-8 ve havuz sistemini uygulamaya çalışırken; diğer taraftan DYP içindeki yolsuzluklar göz ardı ediliyordu. Buna rağmen, eğer hükûmet devam etseydi büyük ihtimalle Türkiye’nin bugün borçlanma ve özelleştirme sorunu olmayacaktı. Çünkü nitelikli hırsızların önünü kesti o hükûmet.

Nasıl kesti?

O günlere dönecek olursak, Türkiye’nin borçlanma oranı büyük ölçüde azalmıştı. Yaklaşık yüzde 120 dolaylarında bir devalüasyon oranı vardı. Buna karşılık devletin özel bankalara serpiştirilmiş yüzde 30 civarında nemalandırılan parası vardı. Erbakan Hoca, Prof. Dr. Osman Altuğ teorisyenliğinde devletin irili ufaklı bütün paralarını topladı Ziraat Bankası’nda. Ve devletin o kadar borçlanması gerekmediği ortaya çıktı. Bunun için de faizler düşmeye başladı. Tefeciliğin önünü kesti hükûmet. Aslında Erbakan Hoca’nın askeri ve memleketi ne kadar sevdiğini biliyor bu devlet içindeki millî aparat. Ancak bütün bunlara rağmen içerideki hâkim sınıflar böyle bir operasyona karar verdi, dışarının desteği ile bunu başardı.

Hükûmet ortağı DYP’de büyük bir istifa depremi yaşandı. O istifaların sebebi neydi?

DYP içindeki Emniyetçi ekip etkili oldu. Bu ekibin Tansu Hanım’a (Çiller) karşı içeriden pasif bir başkaldırısını gördüm. Ancak benim istifamın gerekçesi başka. 28 Şubat pik noktaya giderken, bir gün Erkan Mumcu odama geldi. “Bu askerler darbe yapacak. İlk seni alacaklar. Sen DYP’ye geçmekle büyük hata ettin.” dedi. Şahitler huzurunda söyledi bunu. Arkadaşlarım vardı. Odamdan kovdum. Ondan sonra ben daha yakından baktım ordunun içine, ne olup ne bitiyor diye. Genç arkadaşlarım vardı Genelkurmay’da. Onlarla görüşmeye başladım. Benim şöyle bir özelliğim varmış; herhangi bir bakanlığın özel kaleminde iş takip telefonu olmayan 13 vekilden biri benmişim. Milletvekilleri takip ediliyordu yani.

Eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç, “İstifa ederek Refah-Yol hükûmetinin düşürülmesini sağlayan DYP’li bakan ve milletvekilleri bir anlamda darbeyi önlediler. Onları şükranla anıyorum.” diyor.

Ben onu şöyle tamamlayayım. Çünkü eksik söylemiş arkadaş. Biz önce ordunun içindeki iç savaşı önledik. Ondan sonra darbeyi önledik. İç savaşı kazanan, darbeyi de yapacaktı. O güzide hükûmeti kurban ederek... En büyük günahımız da budur. NATO’cu olmasalardı, dirayetli olsalardı, bu işikendi içinde halledebilselerdi bütün bunlar yaşanmayacaktı.

28 Şubat’ın kaybedeni kim, kazananı kim?

Bu süreçle birlikte sandık demokrasisi ortadan kalktı. Türkiye’de DYP, ANAP, MHP ve DSP gibi partiler tamamen tasfiye edildi. Yani millet iradesini yansıtan siyaset tamamen tasfiye edildi. 28 Şubat’ta bu memleket çok büyük meblağlar kaybetti. İnanılmaz yolsuzluklar yapıldı. Derin bir borçlanmaya sokuldu. Halkın psikolojisi mahvedildi. Aile yapınızdan inançlarımıza kadar her şey manipüle edildi. Bankaların içi boşaltıldı. Teoman Koman, Güven Erkaya gibi 28 Şubat’ı yapanlar, sonra bu bankaların sahiplerine danışman oldu.

- Refah-Yol hükûmeti düşürüldükten sonra Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında Anasol-D hükûmeti kuruldu. Ancak siz ANAP’tan da istifa ettiniz.

28 Şubat’ın aynı zamanda bir hırsızlık süreci olduğunu görünce istifa ettim. Meclis’te genel kurul restorasyonu 6,5 milyon dolara mal olacakken, 43 milyon dolara mal edildi. Mesut Yılmaz’a soruyorum, sustu. Bazı milletvekilleri yolsuzluğa bulaştı. Zaten sonra Anasol-D hükûmeti düştü. Tek nedeni de yolsuzluktu.

-28 Şubat’ın gerekçesi neydi?

28 Şubat’ta harika bir işçilik yaptılar. Fadime’yi sokaktan alıp başına türbanı geçirdiler, olay birden irtica tehlikesine dönüşüverdi. Tam bir toplumsal mühendislik ve manipülasyon. Olayların perde arkasına baktığınızda en önemli sebeplerinden biri D-8 ve havuz sistemini kuran ve bunları uygulayan bir hükûmetin ülkeyi yönetmeye başlaması. Yani nitelikli hırsızların bu zavallı halktan çalarak yurtdışına kaçırıp tekrar bu halka borç vermesi ile elde ettiği yüksek faiz dönemini bitirdiği için Refah-Yol’un yıkılmasına karar verildi.

- Ergenekon’da da ‘hükûmeti yıkma’ amacı var. Soruşturmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hükûmeti yıkmak için bir kesim ayaklandırılmak istenmiş. Ama iddianamedeki suçlama benim dikkatimi çekti. Burada sadece ‘hükûmeti yıkmak’ suçlaması var. Anayasayı değiştirmeye yönelik suçlamalar yok. O yüzden bu davadan bir şey çıkmaz gibi. Zaten sanıklar tek tek tahliye ediliyor. Çünkü hükûmet yıkılmadı, iktidarda. Yani amaçları sübuta ermiş değil.

-Ama ek iddianame daha hazırlanmadı. O dediğiniz suçlamaların, özellikle darbe suçlamasının, bu iddianamede yer alması bekleniyor.

Bana kalırsa Tayyip Erdoğan’a karşı yapılan ve sübuta ermemiş bu komplovari hareketlerden değil de Erbakan’a karşı yapılmış olanlardan dolayı onlar içeri alınmalıydı. Yani 28 Şubatçılar alınmalıydı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...