Jump to content

Gülen cemaati


Recommended Posts

Gülen cemaati:

Su anda Avrupa'nin cesitli ve Türk'lerin yasadiklari diger dünya ülkelerinde taskilatlanmis olan ve 25 milyar dolar para gücüne erismis bu cemaatin hiyerarsik yapisi cok kuvvetlidir.

Bu yapi sekli ayakta durabilmelerinin ana sebebidir.

Cemaatin calismalarini, yapilanmalarini arsivimde bulunan belgeler bilgiler ve videolar esliginde okuyanlara aktarmaya calisacagim.

Gülen cemaatini 15-20 senelik bir olay gibi inecelemeye almamiz yanlis olur.

Neden?

Üzerinde Günes batmayan Imparatorluk ile baglantisi oldugu icin. Ingiltere'nin neden böyle bir ad ile anildiginin bilindigini umuyorum fakat aciklamakta fayda var diye düsünüyorum.

Sahip olduğu sömürgelerle birlikte toprakları üzerinde aynı anda hiç bir yerinde gece olmadığı için bu adı almıştı.

Cok uzun, uzun emperyalizm gerceklerine dokunmadan, bu cemaatin baglantisini ve yüssüzlügünü kendi kaynaklari ile suratlarina vurarak baslayalim.

'' İstanbul'da fazla kalmaz, 1910 yılında Van'a gitmek üzere İstanbul'dan ayrılır, Batum yoluyla Van'a giderken Tiflis'e uğrar. Tiflis'te Şeyh San'an tepesinde bir Rus polisiyle ilginç bir konuşması olur.İslam'ın geleceğinden ümitli olduğunu ifade etmesi üzerine polisin çağdaş müslümanların esir, zayıf fakir olup varlık göstermelerinin imkansız olduğunu söylemesine karşılık verdiği şu keramet cevap 90'lı yıllardan sonra meşhur olmuştur:

''Müslümanlar tahsile gitmişler ; işte Hindistan, İslâm'ın kabiliyetli bir evladıdır,

İngiliz lisesinde okuyor. Mısır İslam'ın, zeki bir mahdumudur,

İngiliz Mülkiye mektebinden ders alıyor,Kafkas ve Türkistan İslamın iki bahadır oğullarıdır,Rus harbiyesinde talim ediyorlar''(Nur talebelerin'den bir hizmet grubu 1995 yılında Tiflis şehrinde bir özel lise açmışlardır.)

Daha sonra Van bölgesini dolaşarak ilmî içtimaî konularda etrafı aydınlatır. Gezileri esnasında kendisine sorulan surulara verdiği cevaplar,Münâzarat adlı bir kitapta toplanmıştır.

1911 kışında Şam'a gittiğinde oralı bazı âlim dostlarının ricası üzerine Emevi Camii'nde(alttaki resim) tarihi bir hutbe verdi(bu hutbenin Arapça orijinali küçük bir kitap halinde iki defa yayınlandılktan sonra bizzat müellif tarafından Türkçe tercümeside yayınlanmıştır).

KAYNAK:

http://www.risale-inur.org/resimlerlebediuzzaman.html

Kendi kaynaklarinda olan yazilara yorum yapmaya bile gerek duymuyorum. Fakat bu capsiz, emperyalist usaklarinin hem at gözlükleri takip, hemde isli cam fanuslarin icinde olabileceklerini düsünebilirmisiniz?

Eger insanlarin beyinlerinde bazi deger yargilari, efendileri tarafindan erezyona ugratilmissa bu insanlar; usak olmanin vermis oldugu sadakat duygulari ile gözleri adeta kör olmustur…

Kaynaklarina yazdiklari yalanlari dahi göremezler, daha sonra kendileride inanirlar bu yalanlara ve onlarla yatarlar onlarla kalkarlar…

Bakalim kendi kaynaklarina daha neler yazmislar...

...deger yargilari erezyona ugratilmis insanlarimiz:

" Bediüzzaman Said Nursi, Miladi 1878 te Bitlis in Hizan ilçesine bağlı İsparit nahiyesinin Nurs köyünde doğdu. Babasının adı Mirza,annesinin Nuriyedir.

Ağabeyi Molla Abdullah'ın ilim tahsil etmesinin kendisine kazandırdığı itibara imrenerek 9 yaşında Tağ köyünde Muhammet Emin Efendi'nin medresesinde(alttaki resim) öğrenime başladıysa da çok geçmeden Nurs'a döndü ve haftada bir gün gelen ağabeyinden

temel bilgileri öğrenmekle tahsilini devam ettirdi.

Öğreniminin en verimli safhası, 15 yaşındayken 1888'de Muhammet celalî'den ders aldığı üç aylık devredir. O zattan Molla Cami'den nihayete kadar, ortalama on yılda okutulan bütün metinleri üç ayda okuyup diploma aldı.

Kitaplardan sadece anahtar bilgileri öğreniyordu.alet ilimlerini kapsayan bu Öğrenimin ardından,sıcaktan kavrulmuş toprağın suyu yutması gibi temel ilimlere yöneldi.

Usûl'den Cem'ül-cevâmi, Kelâm'dan Şerhül-Mevâkıf gibi ağır metinlerden günde ortalama iki yüz sayfalık bir kısmı anlayarak okuyordu.

Bu sıralarda Şirvandaki ağabeyinin yanına gittiğinde icâzet aldığını söyleyince o inanmamış, sıkı bir sınamadan sonra küçük kardeşinin kendisini geçtiğini görerek talebelerinden gizlice ondan ders almaya başlamıştı. "

Devam edecek...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 148
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Dikkatlerinizi yukarida yazilanlara cekmek istiyorum.

9 yasinda, haftada bir eve gelen agabeyi ile tahsilini devam ettiriyor. Agabeyi kim? Camii imami.

Camii imamindan, haftada bir dinlenen lakirdilar mi, özlem konusmalari mi, her ne ise tahsil oluyor...

Hangi dilden? Kürtce...

Hangi dili konustugu hic sorun degil... Fakat burada düsünülmesi gereken önemli bir konu var.

Arap'ca, Türk'ce ve Fars'ca konusamayan ve yazamayan bir insan tahsilini sürdürüyor... Nerde ? Anadolu'da...

Kürt'ce yazili ansiklopedileri, ilim, bilim, irfanla dolu kalin kitaplari nerede bulmus o zamanda... hayret dogrusu.

15 yasina kadar, haftada bir camii imamindan alinan lakirdilar ve lukurdular tahsil olarak yaziliyor.

Nereye?

Kendi kaynaklarina...

Bunlari yazanlar; diger insanlari ayni kendileri gibi saniyorlar. İyide yapiyorlar.

Hani kafasini topraga sokunca, her seyin yolunda gittigini sanan sevimli yaratiklar varya...

...ayni onlar gibiler.!

Diyemiyorum.

Bunlar daha da beter.

Simdi bu zamanin aliminin tahsil derecesini 15 yasina kadar getirdikten sonra bu alime mastir yaptiracagiz. Bilimsel verileri, yukarida yazili olan, kendi kaynaklari ile karsilastiracagim.

Cok ilginizi cekecegeni düsünüyorum.

Zamanin sahtekar alimi haftada bir imam abisinden ders alarak 15 yasina geldi...

...6 sene icerisinde aldigi ders adeti ortalama 6x52= 312

Varsayalim imam abisinin yakasina sarilmis ve...

...abicim ne olur bana; Fransizca, Ingilizce, Arapca, Farsca, Türkce, Tasavvuf, fizik, astronomi, matematik, cebir, felsefe, tarih ve cografya ögret dedigi ders saatinin haftada bir 4 saat olmasini istemis ve profesör imam abiside kabul etmis.

6x52= 312x4=1248 saat ders almis kabul ediyoruz.

Bu kadar olmasi imkan haricindedir fakat, biz bu zamanin alimine biraz iltimas gecelim.

Kolay degil zamanin alimi olmak...

...karizmasini hemen cizdirmeyelim.

Peki bir ilk okul ögrencisinin ( 5 senelik ögretim ) okuma yazma ögrenerek, sadece alt yapi ve temel dersler olan: Türkce, hayat bilgisi, matematik, dilbilgisi, müzik,

cografya, tarih ve kompozisyon derslerini ögrenmek icin kac saate gereksinimi vardir?

5x52= 260 = 260x5= 1300 saat.

Kapsamli ve üst düzey egitim veren bir ilkokuldan mezun oldugunuz zaman aldiginiz ders saati, asagi yukari toplam 1300 saattir.

Bizim alimimiz 15 yasina geldiginde, imam abisinden aldigi, ne idügü belli olmayan ders saatinin toplam sayisi 1248 saat...

Durum cok vahim.

1300-1248= 52 saat.

İlkokul mezunu olan bir cocugun zamanimizin aliminden 52 saat fazlaligi var.

52 saat fazla, düzgün bir egitim alan cocugumuz 11 yasinda bulunmakta, Alim hazretleri 15 yasinda ve 52 saat geride bulunmakta.

Henüz Türkce, Arapca, Farsca okuyup yazamiyor...fen bilgisinin olmasi da imkansiz.

Imam abisinin agizinin icine bakip durmakta.

Üniversite dekani, Seyh Muhammed Celali hakkinda cok az ve celiskili bilgilere sahibim.

Uzun süren arastirmalarimda isimleri anilan Seyh Fetullah, seyh nur Muhammed ve seyh Mehmed efendinin... özellikle insanlarin gözlerinde büyütülmekte olan, birer camii imami olduklarina kanaat getirdim...

Cünkü isimleri anilan kisilerin hic bir arsivde verileri bulunmamaktadir.

Verilen tarihler bibiri ile uyusmamakta ve bu insanlar, sanal köpüklerle büyütülmeye calisilmaktadir.

Bu konuda sn. Serif Mardin'in yazdiklarini okumadan gecmemek gerekir diye düsünüyorum.

'' Öğreniminin en verimli safhası, 15 yaşındayken 1888'de Muhammet celalî'den ders aldığı üç aylık devredir.

O zattan Molla Cami'den nihayete kadar, ortalama on yılda okutulan bütün metinleri üç ayda okuyup diploma aldı.

Kitaplardan sadece anahtar bilgileri öğreniyordu.alet ilimlerini kapsayan bu Öğrenimin ardından, sıcaktan kavrulmuş toprağın suyu yutması gibi temel ilimlere yöneldi. Usûl'den Cem'ül-cevâmi, Kelâm'dan Şerhül-Mevâkıf gibi ağır metinlerden günde ortalama iki yüz sayfalık bir kısmı anlayarak okuyordu''

Bold olan cümleler hakkinda da bilimsel bir karsilastirma yapmaya calisacagim.

Devam edecek...

tarihinde cigi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Gülen cemaatinden, Sadi Nursi'yi ayirirsaniz hata edersiniz diye düsünüyorum.

Cünkü insanlar önce zamanin aliminin, yazdigi kitaplar ve sisirilmis hayat hikayesinin bulundugu CD ler satilarak veya bedava dagitilirak kandirilimaya baslaniyor. Bu CD ler ve bazi kitaplar bende bulunmakta.

Dolayisi ile bu cemaatin yapisina ve diger konulara gecmeden once zamanin alimi diyerek peygamber gibi tapindiklari Saidi Kurdi’yi biraz tanitmak istedim.

Haftalik rutin yapilan sohbetlerinde devamli Saidden ve risalei nurdan konusurlar.

Her firsatta Said efendiden “Bediüzaman hazretleri” diye hitap etmekten onun hakkinda sisirilmis balonlari husu icinde konusmaya anlatmaya bayilirlar.

Bu insan alim olarak dünya literaturune gecmis midir?

Hayir.

Bir doktorumuz veya biyologumuz kadar bilgi sahibi midir?

Hayir.

Bir bulusu veya felsefik görüsü var midir?

Hayir.

Bir ögretmenimiz kadar bilgi sahibi midir?

Hayir.

Dolayisi ile kimin pesinden gittiklerini ve onu zamanin alimi olarak lanse etmeye calistiklarini gösterelim diye düsününyorum.

Cünkü birebir bulundugum tartismalarda sundugum bu argümanlara henüz yanit verebileni göremedim.

Fethullah Gülen bir kukla, samar oglani...

Ayni sekilde, zamanin alimi gibi emperyalist gücler tarafindan kullanilan birisi.

Yasadigimiz zamanda oldugu icin simdilik onun hakkinda sisirecek bir seyleri bulunmadigindan, diger zir delinin arkasina saklaniyorlar.

Fakat onun adina sakirtlere kitap yazdirip diger dillere cevirmeyi de ihmal etmiyorlar.

Bir önemli konu ise, mücadele ettiginiz kisilerin savunduklari konulari bilmek ögrenmek ve onlarin iclerine girmek nasil bir yapiya sahip olduklarini gözlerinizle görmeniz onlarla birebir konusmaniz tartismaniz gerekir diye düsünüyorum.

Bu isler teorilerle, oturdugumuz yerden Google sayfalari karistirip sitelere forumlara sallama yazilar yazmakla olmamakta.

Keske öyle olsaydi.

Gercek yasam mücadelesi sokakta…

…PC lerin arkasinda degil...

Dogru güvenilir ve ciddi olan kaynaklarda bulunan bilgileri okumak icin PC lerden faydalaniriz fakat o bilgilerin de baska kaynaklar ile karsilastirilmasi gerekir diye düsünüyorum.

Nurcuların ne kadarı Fetullah'ın karşısında Saidin yanındadır.

Saidin günümüzdeki temsilcisi Fetullah hareketidir.

F tipi örgütlenmede genclerin beyinlerini yikamada Said önemli bir konumdadir

http://www.nurpenceresi.com/index.php

http://www.nurpenceresi.com/index.php?oku=27

http://www.nurpenceresi.com/ara.php?...mit=Sitede+Ara

http://www.risale-inur.org/yenisite/moduller/risalesoru/anasayfa.php

Fettullah hareketi nur cemaatinin içinden çıkmıştır ama boynuz kulağı geçmiştir ve hareketin temelide nur cemaatidir.

Biraz kisaltayim ve matematiksel hesaplari ortaya dökmeyeyim. Meraklisi olursa yazarim. Fakat dileyen asagidaki mantikdan faydalanarak söz konusu olan denemeleri kendiside cok kolay yapabilir. Hatta kendinizin okuma ve anlam hizinizi kolaylikla test edebilirsiniz.

Kendi kaynaklarinda duran iddialari okuyunca aklima mantigima yatmadi ve...

Bende bu kendi kaynaklarindaki iddilari (deli sacmalarini) neyin ne oldugunu, gercekleri kanitlamaya calistim. Hemde cok iyimser bir sekilde.

Bu konuda bir cok farkli insana deneyler yaptirdim.

Okuma hizlarini, anlamalarini, bilgi sayar ile baslarinda durarak ölctüm ve bu konuda daha cok bilgi sahibi oldum.

Nisa suresinde ki matematik hesabini, herkesin anladigi bir dilde yazinca ne oluyor?

Bir insan düsünün günde ikiyüz sayfalik bir kitap okuyabiliyor… Bu ne demektir?

Vasat, zar zor okuyabilen bir insandir.

Üstelik Saidi Nursi' nin günde 200 sayfa kitap okumasi asla olamaz ve olmamistir. Bu kocaman bir balondur.

Cünkü alim olabilecek nitelikte bir insanin dakikada en az 400 ila 500 kelime hizi ile okuyup anlamasi ve özel bir egitim almasi gerekir…

On yilda bilim ilim adina okutulup, ögrenilen kitaplari günde ikiyüz sayfalik okuma kapasitesine sahip olan bir kisinin 3 ayda bitirebilmesi iddasi komik bile olamaz...

Sacmaligin daniskasidir.

Eger bu zamanin salak alimi günde ikiyüz sayfa okuma kapasitesine sahipse…

Yatip kalkip sadece kitap okuyan bir insanin günde 200 sayfa okuyabilmesi, onun nasil bir egitim aldiginin kanitidir.

Cünkü normal egitim almis bir kisi, ayni sartlar altinda gunde 400 sayfalik bir okumayi cok rahat gerceklestirir.

Kendini bu konuda gelistirmis kisi ise 600 sayfayi asar.

Fakat söz konusu bilim, ilim ve beyine iyice kayit edilebilecek bir ögrenim kitabi oldugunda durum faklidir.

Birde alim olmak gibi iddaaniz varsa, daha cok farklidir…

Günde 200 sayfa kitabi zar zor okuyan adami, alirim karsima kagit gibi dürer atarim bir kenara…

Beni de ayni sekilde dürüp, kenara atabilecek, kapasitesi benden cok cok üstün insanlar vardir…

Bu adami birde Mevlana’nin aldigi egitim ile karsilastirmakta cok fayda vardir, cünkü Mevlana’nin su anda ki bulundugu tahtina oturtturulmaya calisilmakta ve her firsatta ondan üstün oldugundan bahis edilmektedir. Risalei nur da mesneviyi örnek alarak yazdirilmaya calisilmis fakat bu sahtekarlik ta basarili olamamistir. Kitabin ici celiskiler ve sacmaliklar dolu olmakla birlikte kullanilan dil insanlarin anlayamayacagi kelimelerden olusturulmustur.

Mevlana’nin aldigi egitimi, konustugu dilleri, yazdigi eserleri ve su anda Dünya literatüründe bulundugu yer ile bu zamanin alimini karsilatiralim.

Sonuc: Kocaman ici bos bir SIFIR…

Abdulhamit’in 7 sene timarhaneye postaladigi bu deli hakkinda Seyhulislam Mustafa Sabri’nin hakkinda yazdiklari cok ilgincdir. Bir cok saptamalari kendi inanci acisindan dogruluk arz etmektedir.

Kisa bir alinti yapalim:

" Sait, kürt cemaatından, şafii mezhepli, nakşi tarikatlı, okur fakat yazmaz, imla bilmez, seksen sene içinde yaşadığı millet olan Türk’ün lisanına hakkıyla vakıf olamamış, felaketten felakete sürüklenmiş, bir hapishaneden diğerine sürülmüş ve bugün seksen yaşını geçmiş ihtiyar bir adamdır. "

Dolayisi ile bu adam kuran okumaktan filan bir haberdir. Asil hedefi ise Kürt devleti kurmakti. Keske sadece bu konuya odaklansaydi.

Dini kullanarak bir tarikat olusturmasi ile birlikte Ingilizlerin Anadolu'yu parcalayabilmek icin kullanabilecekleri bir insan konumunu kazandi.

Bir cok yazisinin altini ASRIN HARIKASI KÜRT SAID diye imzalamistir. Bunlari asla görmezlikten gelemeyiz.

Bu yazidan sonra artik gecebiliriz cemaat yapisina ve calismalarina.

Eger bu delinin takipcisi salya sümük efendinin karizmasina itiraz eden olmaz ise...

Burada altini cizmek istedigim bir konu var. Onuda atlamak istemiyorum.

15 sene medrese egitimi ile 3 aylik bir ev/cami egitimi asla esit olamaz.

Bunun icin kanit isterim.

Bu konuda ki argümanlarimi sunarken kendi kaynaklarina yazmis olduklari, sisirme üfürük yazilari iddialarini dikkate aliyorum ve onlardan yola cikiyorum.

Sevgili Turan Dursun katledilmeseydi ve sn. Arif Tekin ile birlikte bu alimi yan yana oturtup tartistirma olanagimiz keske olsa idi.

Fakat Turan Dursun ve Arif Tekin’in yazdiklari kitaplar ile de bu karsilastirmayi yapabiliriz.

Düsünülüp irdelenmesi gereken bir karsilastirma olur diye düsünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 3 weeks later...

POLİTİKA GÜNLÜĞÜ

HİKMET ÇETİNKAYA

Nurettin Veren'i Tanır mısınız?

Nurettin Veren , Fethullah Gülen 'le tam otuz beş yıl birlikte oldu...

On altı yaşındayken İzmir'de Kestane Pazarı'nda Fethullah Gülen'den etkilenen Nurettin Veren şimdi şöyle diyor:

''Can ve mal güvenliğimden kuşku duyuyorum...''

Otuz yıldır ''Nur Hareketi'' nin içinde olan Veren'in internet sitesinde, Adalet Bakanı Cemil Çiçek , İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu , Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun 'a yazılmış bir mektup var...

Mektup şöyle:

''Ben Nurettin Veren

Siz beni Fethullah Gülen ile 35 yıllık cemaat hizmetlerimden yakından tanırsınız. Çünkü sizlerle birlikte çok zaman aynı dini hizmetlerde koşturduk.

Birlikte hizmetleri yaparken Fethullah Gülen ve arkadaşlarıyla çekilmiş fotoğraflarımız bunun ispatıdır.

Fethullah Gülen'e, bilginiz üzere benden başka kimse itiraz edip fikir beyan edemezdi. Özellikle ABD'ye kaçış konusuna şiddetli itirazım nedeniyle cemaatten aforoz edilmiş ve ölüm tehditleri almaktayım.

Sizden eski bir dava arkadaşım ve yetkili bakanlar olarak güvenliğimin tesis edilmesine yardımcı olmanızı istirham ediyorum.

Şayet can ve mal güvenliğime herhangi bir şey olursa bunun sorumluluğu, benim onlarca kişinin önünde öldürülmemi emreden Fethullah Gülen'e aittir.

Devletin en üst sorumluları ve eski dostlar olarak gerekli hassasiyeti hem cemaat tarafına hem de resmi olarak göstermenizi istirham ediyorum.

Bilgilerinize arz ederim.''

***

1966 yılında İzmir Kestane Pazarı'nda Fethullah Gülen'le tanışan, başta belirttiğim gibi otuz beş yıl birlikte olan Nurettin Veren, bakın neler anlatıyor:

''O tarihte Fethullah Gülen yirmi altı ben on altı yaşındaydım. Gece gündüz birlikteydik. Sır arkadaşı, gönül dostuydum.

Ben Orta Asya'da açılan beş üniversite ve Fatih Üniversitesi'nin kurucusuydum. Bunlara eski devlet bakanlarından Işılay Saygın tanıktır.

Aynı zamanda Samanyolu TV'nin kurucusu, hissedarıydım ve yönetim kurulu başkanlığı yaptım.

Asya Finans'ın kurucu organizatörüyüm. Tanıklar: Özer Çiller, Nevzat Saygılıoğlu, İhsan Fevzibeyoğlu, Yaman Törüner, Ufuk Söylemez, Ersoy Volkan, Can Yeşilada.

Gazeteci ve Yazarlar Vakfı Kurucu Mütevelli Heyet Başkanlığı yaptım.

Ben, Fethullah Gülen'i Özal, Demirel, Hikmet Çetin, Ecevit, Cindoruk, Semra Özal ile ilk kez konutta ve evlerinde gizlice görüştüren kişiyim...''

Nurettin Veren'e göre Fethullah Gülen, eski gönül dostunu bir bakıma satmış...

Acaba neden?

Yazılanları okuyunca şu karara vardım:

''Fethullah Gülen, yandaşlarını kullanıp, sonra bir kenara itiyor...''

Gülen ABD'ye giderken en yakınlarına bile haber vermemiş...

Bazı iddialarsa ilginç:

''Gazeteci ve Yazarlar Vakfı ile Samanyolu TV'de sahte imzalarla yönetim kurulu kararları alınıyor, hisseler el değiştiriliyor...''

Nurettin Veren bu konuda şu soruyu yöneltiyor Fethullahçılara:

''Diğer şirket ve vakıflarda başkaları adına atılan imzalar incelenmeye alınırsa ne yapacaksınız? Halkın nazarında güvenilirliğimiz sarsılmaz mı?

Himmet toplantılarında alınan çek ve senetlerin vakıf makbuzlarıyla tahsil edilmesi en doğru yolken, niye belirsiz kişilerin üzerinden tahsilat yapıyorsunuz?''

Fethullah Gülen, öğrencilerini ve müritlerini dövermiş...

Nurettin Veren anlatıyor:

'' Cevdet Türkyolu 'nun kafasında kaç tane sandalye, sehpa kırıldığını Gülen'e sormak gerekir...

Abdülkadir Akşit 'in on iki yaşındaki oğlu Mehmet Akşit 'i hortumla öldüresiye kaç defa dövdü, onu da sormak gerekir...

FEM Dershaneleri o zamanki genel müdürü, Çamlıca Camisi ve okulunu yaptıran Ali Katırcı 'nın damadı Mehmet Demircan 'ı Üsküdar'da bir yere gönderdi. Beklediğinden biraz geç geldiği için müthiş sinirlendi. Evli barklı Demircan'ı öldüresiye tekme tokat dövdü. Biz araya girip kurtarmaya çalıştık. Hırsını alamayıp Alaattin Pekmezci 'yle bana falakayı uzatıp bağlamamızı söyledi. Biz de bağladık, yere yıkıp ayaklarını havaya kaldırdık. Eline aldığı kalın sopayla yorulasıya kadar vurdu. Demircan bir taraftan yalvarıyor ve ağlıyordu, bağırıp kıvrandı ve bayıldı. Ayaklarını çözdük. deyince irkildi, 'Ayağa kalk, numara yapma' diye bağırdı ve sopayla koluna şiddetle bir kere daha vurdu ve 'Çıkarın bunu' dedi. Biz Demircan'ı sürükleyerek odasından çıkardık. Daha sonra Hocaefendi beni yanına çağırıp 'Bunu hastaneye götürüp bir baktır' dedi. Hastanede film çekildiğinde Demircan'ın kol kemiğinin çatlak olduğu görüldü.''

***

Şimdi ben Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Samanyolu TV ve Fethullah Gülen'in yılmaz savunucusu Zaman gazetesinden 'Hocam n'olur yeter, bir şey olmasın, bakın bayıldı' Nurettin Veren'in iddialarına yanıt bekliyorum!..

Bu iddialar nurettin **nurettinveren.org internet adresinden alınmıştır...

Elbet Türkiye Cumhuriyeti'nin savcıları, yargıçları ve Maliye Bakanlığı bu konuyu araştıracaklardır...

Cumhuriyet

16.11.2004

Link to post
Sitelerde Paylaş

Devlet eliyle Said Nursi propagandası

02.08.2010 Pazartesi

Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde yaptırılan "Bediüzzaman Külliyesi" hizmete açıldı.

Said Nursi’nin doğduğu köy olan Nurs’ta yapılan külliyenin açılışına

Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, Hizan Kaymakamı Mustafa Adil Tekeli, Said

Nursi’nin talebelerinden Abdullah Yeğin, Ahmet Aytimur ve Mehmed Fırıncı, Rusya,

Endonezya’dan gelen Müslüman turistler ve Türkiye’nin birçok ilinden gelen

vatandaşlar katıldı.

Açılış programı Kur’an’ı Kerim okunmasıyla başladı ve ardından dualar

edildi.

Külliyenin açılış kurdelesini kesen Vali Yılmaz, Bitlis’te vali olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Külliyenin yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Vali Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bitlis’te vali olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İnşallah burada olanlar, bizim için de dua ederler. Külliyenin yapımında bizim fazla bir katkımız

olmadı, ama destek olanlara teşekkür ediyorum. Buraya sahip çıkacağız. Bu ışık,

dünya var oldukça var olacak ve yanmaya devam edecek."

http://haber.gazetevatan.com/devlet-eliyle--said-nursi-propagandasi/320649/1/Manset

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cemaat değil yasadışı Nur terör örgütü arkadaşım.

Sizide kendi argumanlarına alıştırmış meşruluklarını kabül ettirmişler.Üzüldüm doğrusu.

Onların argumanlarını kullanmayın cemaat köylülük gibi tanımları kapsar Nurcuların konumu ise örgüt olarak tanımlanır.Nurcular bildiğimiz klasik örgüttür.

Aşırı sağcı yasadışı örgüt.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Cemaat değil yasadışı Nur terör örgütü arkadaşım.

Katiliyorum düsüncene marcos.

Cemaat kelimesini zaten bu sekilde algilamaktayim.Yani yasa disi bir terör örgütü gibi. Fakat iyice acarak "terör örgütü" kelimesini kullanmak aklima gelmemisti.

Uyardigin icin tesekkür ederim.

tarihinde cigi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Gülen cemaati kendini siyasete fazlasıyla bulaştıran bir cemaat.Oldukça güçlü bir oy potansiyelleri bulunması ise avantajları.Medya ve halkla iletişim ağları da yüksek.Halka bazılarının veremediğini vererek kendilerine bir sempati oluşturuyorlar ve ilgi çekiyorlar.

Hani Doğu'da sahip çıkmayan devlet nasıl AĞALARA halkı teslim ediyorlarsa Cemaatlere de teslim edilen halk var ne yazık ki.Halk sorunlarını devlet ile çözemeyince cemaat üzerinden çözmeye çalışılıyor.Cemaatleri güçlü kılan zamanın yanlış politikalarıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Katiliyorum düsüncene marcos.

Cemaat kelimesini zaten bu sekilde algilamaktayim.Yani yasa disi bir terör örgütü gibi. Fakat iyice acarak "terör örgütü" kelimesini kullanmak aklima gelmemisti.

Uyardigin icin tesekkür ederim.

Ne demek ben teşekkür ederim.

Başlığa Nurcuların tepkisi nedense ortada yok.Yoksa her zamanki gibi biz muhatap olmuyoruz konumundalarmı.Ne zaman gerçeklerle karşı karşıya kalsalar aynı şeyi yapar bu militanlar.

Yoksa forumda Nur örgütünden hiçkimse kalmadımı

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adı : Fet(h)ullah

Soyadı : Gülen ( Aslında pek bir sulu gözlüdür ama... )

Lakabı : Saygıdeğer Hocaefendi

Mesleği : Vaiz ( emekli )

Eğitim Durumu : İlkokul mezunu

Mal Varlığı  : Bir lokma, bir de üşütüp de hasta ne olmayayım diye arasıra sırtına attığı eski bir hırka!

YILDA KATRİLYONLAR ÖLÇÜSÜNDE CİRO YAPAN ŞİRKETLER, 25 MİLYAR DOLAR NAKİT HAZIR PARA, GEREK YURT İÇİNDE GEREKSE YURTDIŞINDA EN AZ 400 CİVARINDA OKUL, YURTİÇİ VE YURTDIŞINDA YAYIN YAPAN GAZETELER, TELEVİZYON KANALLARI, YÜZLERCE DERSHANE, ONLARCA ÜNİVERSİTE, ONBİNLERCE IŞIKEVİ, YİNE ONBİNLERCE EĞİTİMLİ PROFESYONEL ELEMAN...

Say say bitmez; hak berekaaaat!

Maşaallah diyelim de göz ne değmesin!

Peki bu derecede dev bir yapılanmanın kaynağı nedir sizce?

Himmet efendim, himmet!

Siz himmeti bilir misiniz; bu himmet öyle bir himmettir ki, sizin mahalledeki Himmet Emmi'ye benzemez!

Gerçi Saygıdeğer Hocaefendi ne yapıyorsa her şeyi Allah rızası için yapıyor!

Hem Allah rızası için hem de yüzde 95'i müslüman olan Türk milletini ''yeniden, bir daha müslüman yapmak'' için!

Kendileri için bir şey istiyorlarsa ekmek Kuran çarpsın!

Allah, Hocaefendimizi zındıkların iftirasından korusun efendim!

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...

Bu Kadar Cahilliği görünce insanın isyan edesi geliyor..

Cigi o kadar yazdın çizdin nerede bunların ispatı?

Birde kalkıp risalelerden alıntılar veriyorsun.Bediüzzamanın ilmi cephesi hakkında yeterince araştırma yapmamışsın ahkam kesme..

Bediüzzamana daha buluga ermeden medresede alim hocalık teklif etmiştir.Bu adam manyak mı deli mi küçücük çocuğa hiçbir lisan bilmediği halde hocalık teklif etsin..

Hadi onu geçtim...Osmanlı ve cumhuriyet devri dahil nasıl olurda dönemin hükümeti onu ulema kabul ediyor?Devletin bütün kademeleri kafayımı yemiş cahil alimlikle ilgisi olmayan akli dengesi bozuk birini ulemadan sayıyor?

Git adam gibi oku.Bediüzzamanda ki ilmi sen değil şu asırda geçmiş asırlarda bile (asrı saadet müstesna) çok az şahısta gösterebilirsin..

Bak ilk hayatından başla sana bir ipucu vereyim..

Arapçayı ilk kaç yaşında öğrenmiş onu bir araştır..Sonra hafızasında kaç kitap olduğunu kimin bediüzzaman lakabı verdiğini nasıl molla olduğunu araştır..

Ama kardeşim saçma sapan bilip bilmeden konuşma..

Eğer iddalarının arkasındaysan buyur hodri meydan ispatla..bediüzzaman gibi bir dahiyi sana ömrüm boyunca savunurum..buyur..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Abdulhamit’in 7 sene timarhaneye postaladigi bu deli hakkinda

Oha! 7 sene mi? Bediüzzaman tımarhanede sadece 15 gün kalmıştır 15 gün! hem deli raporuyla çıkmamıştır..

ya sizde hiç kafa çalışmıyor arkadaşım..Abdülhamit 7 sene tımarhaneye koysa bu adamı bu adam 1.dünya savaşına nasıl katılacaktı?

Yemin ediyorum pes bu kadar yalana dolana gözü kapalı inanılıyor çok yazık..

Link to post
Sitelerde Paylaş

bediüzzaman gibi bir dahiyi sana ömrüm boyunca savunurum..buyur..

Pes! Yuh!

Hadi üstad müstad diyorsun, onu anlıyoruz da, bir de dahi demişsin İllegal. Biz ona Deli Said diyoruz. Delilikle dahilik arasında ince bir çizgi vardır derler ama o da laf..

Deliüzzaman...

Bak akıl hastanesinde kaldığını sen de söylüyorsun. "Götürün bu deliyi tımarhaneye tıkın" demiş Abdülhamit.

Raporu olmadığını nerden biliyorsun?

Benim hatırladığıma göre raporu var ve hala hastane kayıtlarında durur. Hastanenin adını da unuttum, hatırlarsam yazarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer iddalarının arkasındaysan buyur hodri meydan ispatla..bediüzzaman gibi bir dahiyi sana ömrüm boyunca savunurum..buyur..

Evet, âkilüllâhm( etçil) hayvanların helâl rızıkları, vefat etmiş hayvanların etleridir. Hayatta olan hayvanların etleri onlara haramdır. Eğer yeseler, cezâ görürler.

1حَتّٰى يَقْتَصُّ الْجَمَّاۤءُ مِنَ الْقَرْنَاۤءِ (ev kemâ kàl). Yani, “Boynuzsuz olan hayvanın kısâsı kıyâmette boynuzludan alınır” diye ifade-i hadîsiye gösteriyor ki: Gerçi cesetleri fenâ bulur; fakat ervahları bâkî kalan hayvânât mâbeyninde dahi, onlara münâsip bir tarzda, dâr-ı bekàda mücâzat ve mükâfatları vardır. Ona binâen, canavarlara sağ hayvanların etleri haramdır, denilebilir.

KAYNAK : http://www.sorularlarisale.com/index.php?s=modules/kulliyat&risale=224&sayfa=421

Bunları söyleyen herif için mi dahi diyorsun ? Etçil hayvanların helal rızıkları ölmüş hayvanlardır öyle mi ? Aslan,kaplan gibi hayvanların helal rızkı leş yani ? Ya allah işi bilmiyor ya da sizin üstad pek de akıllı bir herif değil ???

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu Kadar Cahilliği görünce insanın isyan edesi geliyor..

Cigi o kadar yazdın çizdin nerede bunların ispatı?

Yukarida bilimsel kanitlar var.

Cok basit matematik hesaplari.

Sayilar asla yalan söylemezler.

Bilimsel yapilmis deneyler ve okuma hizlari ile ilgili olan aciklamalar gercektir. Zamanin salagi hakkinda olan yazilar da emperyalist usaklari nurcularin kendi kaynaklarindan alinmistir. Hepsi tek tek arastirilip incelenebilir. Verilen kaynaklar ve kanitlarin hepsi dogrudur.

Bunlara inanmayanlar icin cok basit bir yöntem var...

Yukarida ki aciklamalari test etmek!

Bunu yapmak cok kolaydir.

Tembel olanlar yukarida yazilanlarin dogru olup olmadigini okuma hizi teknikleri konusunda bilgi sahibi olanlara sorup danisabilirler.

Kolay gelsin.

Said Kurdi'nin zamanin salagi olduguna dair simdiye kadar bir yanit yazilmadigi icin Fetos ve cemaatin yapisina ve isleyisine gececektim...

Fakat bu durumda biraz daha bekleyebilirim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir”

Diyen bir adamın aklından şüphe etmemek abes kaçar . Evrenin olusumunu bile tugla örnegine benzer örnekler veren bir adamın alimliginden şüphe ederim . Rusyada risale - i nur yasaklandı . Umarım Türkiyede de yasaklanır . Basit bir tefsir kitabını ilahi sıfatlara bogarak akım olusturmuş kişileri de anlamakta zorlanıyorum . Risale - i nur kuranın acıklamasıdır diyerekten ; risale - i nur kuran okumaktır diyen zihniyetlere de pek çok kez rastlamışımdır .

Hayatıda bildigim kadarıyla amcasının oglu tarafından yazılmıştır . Şişirmelerin sebebini buradan anlayabiliriz .

Risale-i nur bir elektriğe benzer. son derece yüksek ve derin bir ilimdir o. öyleyken ne tahsile, ne ders çalışmaya hacet kalmadan; zahmet bile çekmeden herkes onu anlayabilir. ondaki derin bilgileri alabilir" (sikke-i tasdik-i gaybi, syf 2)

Hiç anlamasa bile, değil mi ki, risale i nur talebelerinin manevi bir kişilikleri vardır; öyleyse bu zamanın bir alimidir") (nur meyveleri, syf 66)

Said - i kürdiyi eleştirmek farkldır günümüzde ki talebeleri eleştirmek farklıdır . Zaten bu kadar yayılmasaydı şuan nurculugu eleştiriyor olmazdık ve külliyatta basit bir tefsirden ibaret kalırdı . Günümüzdeki yurtlarda ögretilenleri eminim cogunuz biliyorsunuzdur . Paso beyin yıkıyorlar adamlar . Hocaları derste ögrencilerine saidin dogum yerine , dogum yılına kadar ders metoduyla soruyorlar ve ilahlaştırılmış said - in hayatında ki şişirme hadiseleri beyine pompalıyorlar . Ne diyeyim ki .

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarida bilimsel kanitlar var.

Cok basit matematik hesaplari.

Sayilar asla yalan söylemezler.

Bilimsel yapilmis deneyler ve okuma hizlari ile ilgili olan aciklamalar gercektir. Zamanin salagi hakkinda olan yazilar da emperyalist usaklari nurcularin kendi kaynaklarindan alinmistir. Hepsi tek tek arastirilip incelenebilir. Verilen kaynaklar ve kanitlarin hepsi dogrudur.

Bunlara inanmayanlar icin cok basit bir yöntem var...

Yukarida ki aciklamalari test etmek!

Bunu yapmak cok kolaydir.

Tembel olanlar yukarida yazilanlarin dogru olup olmadigini okuma hizi teknikleri konusunda bilgi sahibi olanlara sorup danisabilirler.

Kolay gelsin.

Said Kurdi'nin zamanin salagi olduguna dair simdiye kadar bir yanit yazilmadigi icin Fetos ve cemaatin yapisina ve isleyisine gececektim...

Fakat bu durumda biraz daha bekleyebilirim.

Bak cigi senin bu yaptığın hesaplamalar senin elindeki eksik aaştırmalarına dayalı bu yüzden geçersiz..

Bak ne demişsin

Zamanin sahtekar alimi haftada bir imam abisinden ders alarak 15 yasina geldi...

...6 sene icerisinde aldigi ders adeti ortalama 6x52= 312

Varsayalim imam abisinin yakasina sarilmis ve...

...abicim ne olur bana; Fransizca, Ingilizce, Arapca, Farsca, Türkce, Tasavvuf, fizik, astronomi, matematik, cebir, felsefe, tarih ve cografya ögret dedigi ders saatinin haftada bir 4 saat olmasini istemis ve profesör imam abiside kabul etmis.

6x52= 312x4=1248 saat ders almis kabul ediyoruz.

Bu kadar olmasi imkan haricindedir fakat, biz bu zamanin alimine biraz iltimas gecelim.

Kolay degil zamanin alimi olmak...

...karizmasini hemen cizdirmeyelim.

Peki bir ilk okul ögrencisinin ( 5 senelik ögretim ) okuma yazma ögrenerek, sadece alt yapi ve temel dersler olan: Türkce, hayat bilgisi, matematik, dilbilgisi, müzik,

cografya, tarih ve kompozisyon derslerini ögrenmek icin kac saate gereksinimi vardir?

5x52= 260 = 260x5= 1300 saat.

Kapsamli ve üst düzey egitim veren bir ilkokuldan mezun oldugunuz zaman aldiginiz ders saati, asagi yukari toplam 1300 saattir.

Bizim alimimiz 15 yasina geldiginde, imam abisinden aldigi, ne idügü belli olmayan ders saatinin toplam sayisi 1248 saat...

Durum cok vahim.

1300-1248= 52 saat.

İlkokul mezunu olan bir cocugun zamanimizin aliminden 52 saat fazlaligi var.

52 saat fazla, düzgün bir egitim alan cocugumuz 11 yasinda bulunmakta, Alim hazretleri 15 yasinda ve 52 saat geride bulunmakta.

Henüz Türkce, Arapca, Farsca okuyup yazamiyor...fen bilgisinin olmasi da imkansiz.

Zamanin sahtekar alimi haftada bir imam abisinden ders alarak 15 yasina geldi...

İşte bak yanlışın burada.Bütün hesaplamaların bu bilgine dayanıyor.Ama bu bilgin yanlış..

Çünkü bediüzzaman abisinden ders almaya başlamadan evvel molla mehmed emin efendinin medresesinde ders almıştır.Daha sonra abisinden ders almaya başlamıştır.Oda köyünde medrese olmadığı için..Ondan sonradA zaten gezdiği yerlerde bir kaç medreseden daha ders almıştır..Üstadın takdire şayan bir özelliğide hangi kitabı okursa okusun anlamasıydı.Senin okuduğun kitaplara benzemez Sarf ve Nahiv ve İzhar bunları okudu.Bunları okurken nerdeysi biliyormusun Şeyh Mehmed Celâlî Hazretleri ile beraberdi..Cemü’l-Cevâmi, Şerhü’l-Mevâkıf, İbnü’l-Hacer gibi eserleri okuyup bitirdi.Sen bu eserlerin yukarıda saydığım ilimlerin ne olduğunu bile bilmezken kalkıp birde bediüzzamanı cahillikle suçluyorsun..

Dediğim gibi hiç düşünmüyorsunuz.Bu adam Ulemadan kabul edilip meclise bile davet edildi.Cahil bir insanı koskoaca devlet ulema kabul eder mi?

Kısacası senin bu hesaplamaların hepsi yanlış.

Link to post
Sitelerde Paylaş

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir”

Diyen bir adamın aklından şüphe etmemek abes kaçar . Evrenin olusumunu bile tugla örnegine benzer örnekler veren bir adamın alimliginden şüphe ederim . Rusyada risale - i nur yasaklandı . Umarım Türkiyede de yasaklanır . Basit bir tefsir kitabını ilahi sıfatlara bogarak akım olusturmuş kişileri de anlamakta zorlanıyorum . Risale - i nur kuranın acıklamasıdır diyerekten ; risale - i nur kuran okumaktır diyen zihniyetlere de pek çok kez rastlamışımdır .

Hayatıda bildigim kadarıyla amcasının oglu tarafından yazılmıştır . Şişirmelerin sebebini buradan anlayabiliriz .

Risale-i nur bir elektriğe benzer. son derece yüksek ve derin bir ilimdir o. öyleyken ne tahsile, ne ders çalışmaya hacet kalmadan; zahmet bile çekmeden herkes onu anlayabilir. ondaki derin bilgileri alabilir" (sikke-i tasdik-i gaybi, syf 2)

Hiç anlamasa bile, değil mi ki, risale i nur talebelerinin manevi bir kişilikleri vardır; öyleyse bu zamanın bir alimidir") (nur meyveleri, syf 66)

Said - i kürdiyi eleştirmek farkldır günümüzde ki talebeleri eleştirmek farklıdır . Zaten bu kadar yayılmasaydı şuan nurculugu eleştiriyor olmazdık ve külliyatta basit bir tefsirden ibaret kalırdı . Günümüzdeki yurtlarda ögretilenleri eminim cogunuz biliyorsunuzdur . Paso beyin yıkıyorlar adamlar . Hocaları derste ögrencilerine saidin dogum yerine , dogum yılına kadar ders metoduyla soruyorlar ve ilahlaştırılmış said - in hayatında ki şişirme hadiseleri beyine pompalıyorlar . Ne diyeyim ki .

“Bir sene bu risaleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın mühim, hakikatli bir âlimi olabilir”

Diyen bir adamın aklından şüphe etmemek abes kaçar . Evrenin olusumunu bile tugla örnegine benzer örnekler veren bir adamın alimliginden şüphe ederim . Rusyada risale - i nur yasaklandı . Umarım Türkiyede de yasaklanır . Basit bir tefsir kitabını ilahi sıfatlara bogarak akım olusturmuş kişileri de anlamakta zorlanıyorum . Risale - i nur kuranın acıklamasıdır diyerekten ; risale - i nur kuran okumaktır diyen zihniyetlere de pek çok kez rastlamışımdır .

Bari sen yapma Crafter.

Risaleleri mütala edebiliyor musun?Eğer etmdiysen nereden biliyorsun böyle birşeyin imkansız olduğunu?

İmkansız birşeyden bahseden adamın aklından şüphe edilir.Bunun imkanlımı imkansız mı olduğunu ne zaman mütalaa ettin?

Risaleleri anlayarak okumak her yiğidin harcı değildir.40 sene okuyan ve hala yeni birşeyler anlayan adamlar tanıyorum.Ben Üniversite profösörünün Nur talabesi önünde diz çöküp eline risaleleri alıp ''Hocam burası ne manaya geliyor?'' diye sorduğunuda biliyorum...Risalaleri anlayabilmek basit değil.Üstad bu cümlede zaten tam anlamaktan bahsediyor ki tam anlayabilen gerçektende şu zamanın hakikatli bir alimi oluyor gözümüzle gördük.

Dolayısıyla risaleleri mütala etmeden bu cümlenin doğru olup olmadığını sınayamazsın...

Risale-i nur bir elektriğe benzer. son derece yüksek ve derin bir ilimdir o. öyleyken ne tahsile, ne ders çalışmaya hacet kalmadan; zahmet bile çekmeden herkes onu anlayabilir. ondaki derin bilgileri alabilir" (sikke-i tasdik-i gaybi, syf 2)

Crafter sikke-i tasdiki gaybi mecmuası 6. sayfadan başlar.:(

Hiç anlamasa bile, değil mi ki, risale i nur talebelerinin manevi bir kişilikleri vardır; öyleyse bu zamanın bir alimidir") (nur meyveleri, syf 66)

:( Nur meyveleri diye bir mecmua bile yok.Yazan resmen çok desteksiz sallamış crafter..

Gerçekten üzülüyorum çok ciddiyim..

Selametle Kardeşim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...