Jump to content

İnsan Aklını Dumur Eden Ayetler


Recommended Posts

  • İleti 88
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

1 saat önce, priest of nature yazdı:

Sorunu göremiyorum.alıntı yapsana sorunu veya tekrar sorabilir misin?


"Kavak Sen, Bir Türbede, Sarıklı mezarın altından ayağa kalkan Evliya gördün mü?
Görsen Böyle olmazdın heralde
Benim sorduğum soruya da bak :)"

Bu cümlelerden ayrı, başka soru yok.
Son cümlede şunu demek istiyorum: "Bir ateiste sorulacak soru mu bu! Benim sordu ğum soruya da bak, Heralde Mezardan kalkan birini görse, ateist olmazdı." 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, kavak yazdı:

"Böyle olmazdın" derken, ne demeye getiriyorsun ?


"Kerâmetleri görseydin belki ateist olmazdın" anlamında söyledim.
Fakat Mu'cîze görüp îmân etmeyen (edemeyen) de çok.

2 saat önce, kavak yazdı:

Bakıyorum ve gördükçe gülüyorum.

Yahu memleketin her tarafını evliyalar ablukaya almış ve bizim heeç haberimiz olmuyor.

Harbiden kıskandım...


Çok değiller, Çok azlar...
Suyunun suyunun suyu dersen evet çok sayılır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, HATEM yazdı:

evliyâ var.

Atıyon yine ha.

Evliya var da bu müslümler niye dünyanın en geri kalmış toplumları?

Niye kafalarına sürekli bomba yiyurlar?

Bu evliyalar boku konuşturacağına müslümlerin refahını arttıracak, süper güç etcek işler yapsalar ya? 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Frankton yazdı:

Bir karınca bu kadar karmaşık bir cümleyi, o beyinle nasıl söyleyebilir? Kelimeler ve anlamları onlar için ağır değil mi? Bildiğimiz kadarıyla biz insanlar gibi düşünüp, söyleyebilecek bir kapasiteleri de yok. Böyle bir cümleyi, bırakın anlamlı bir biçimde kurmayı, anlamsızda olsa dahi kuramaz, akledemez, kendileri de anlayamazlar. Bu ayet bana çok fantastik, insan kurgusu gibi geliyor. Açıklarsanız sevinirim.

 

18 Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler."

 

Araştırmalarım sonucu bu cevapları buldum:

 

''Bu kıssada Hüdhüd ve karıncanın, “qale/qalet” şeklinde söze başlaması ve bütün varlıklara şamil olan ‘kavl’ tabirinin, ‘kelam’ tabirine tercih edilmesi, yapılan bu konuşmanın, lisan-ı hâl ile gerçekleşmiş olduğunun delili sayılmıştır.'' (Bkz. Çağıl, Necdet, İlahî Kelâmın Tabiatı (Sözden Yazıya), İnsan Yayınları, İstanbul, 2003, s. 74-75; Çağıl, Necdet, Din Dili ve Mecaz, s. 66-68)(link: http://dergipark.gov.tr/download/article-file/147816)

 

''Karınca kıssası İsrail metinlerinde de yer almıştır. Fakat kıssanın devamında Süleyman’ın böbürlendiği, karıncanın da ona: “Sen bir damladan yaratılmışsın” demesi karşısında mahcup olduğu ileri sürülür (Jewish Encyclopadea, XI, 440). Burada da görüldüğü gibi Kur’ân, diğer kutsal metinler karşısında hakem konumundadır, onlara karıştırılan beşerî ilaveleri düzeltmektedir. Buna rağmen bazı oryantalistler sıkılmadan, Kur’ân’ın bu tür kıssaları Yahudi rivayetlerinden aldığını iddia etmektedirler.'' (Suat Yıldırım Meali  18. Ayet Açıklaması)

 

''27:18 Süleyman'ın bir peygamber olarak mucizeler göstermesi Kuran'ın bağlamı içinde bir anlama sahip; ama karıncaların Süleyman'ı ve ordusunu tanımaları ve bu bilgiyi birbirlerine iletmeleri neyle açıklanır? Karıncalar da mı mucize gösteriyorlardı?! Tüm karıncalar böyle gizli bir yeteneğe mi sahip yoksa? Acaba ayaklarının kokusundan mı tanıyorlardı onları? O toplu iğne kadar olan beyinleriyle mi???1 20:114.'' (Edip Yüksel, Mesaj Kuran Çevirisi) (Ayrıca 20:144 ayeti dipnotuna da bakabilirsiniz: http://19.org/tr/mesaj-dipnotlar/)

 

1 Edip Yüksel'in açıklamasıyla birlikte yazılan bu italik kısım bazı kaynaklarda yer alsa da, 19.org sitesinde yer almamaktadır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Abdülmalik yazdı:

Atıyon yine ha.

Evliya var da bu müslümler niye dünyanın en geri kalmış toplumları?

Niye kafalarına sürekli bomba yiyurlar?

Bu evliyalar boku konuşturacağına müslümlerin refahını arttıracak, süper güç etcek işler yapsalar ya? 

 

 


Sen geri kalmışlığın ne olduğunu biliyor musun? Bilmiyorsun.
Neyin iyi neyin kötü olduğunu da bilmiyorsun.
Geri kalmışlığın ne olduğunu da bilmiyorsun.
Meselâ ba'zı fakir adamlar için derler ki; "Gönlü zengin"
Şimdi ben sorsam, Gönlü zengin olmak mı iyidir? Yoksa cebi zengin olmak mı?
Gerçek hayâtı bilsen, Gönlü zengin olmak iyidir dersin.
Hayâl olan Dünyâ hayâtından başka bir hayat bilmessen, Dünyâ zenginliği iyidir dersin.

Hüseyin Atay vardı, Yaşar Nuri'nın hocası,, Karadenizli dingil,,
bir sohbet ortamına teşrîf ettiler,, amanın bi saygı bi hürmet,
(En sol tarafıma oturdu, çok şükür sağıma oturmadı)
Biz de bi köşede mal gibi dinliyoruz onu
Yine bu Afganistan geri kalmışlık terâneleriyle müslümânları küçümsemeye başladı
Sabrım taştı,

Afganistan'ın içi (Vücûd memleketleri) Amerika gibi refah içindedir.
Amerika'nın da İçi Afganistan gibi yoksulluk içindedir dedim.
Âhiretde dedim İçler Dış, Dışlar iç olacak,
Müslümân isen Müslümânca bak, Kâfirler gibi Dünyânın dış yüzüne bakma dedim.
Zınk diye kaldı.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
45 dakika önce, HATEM yazdı:


"Kerâmetleri görseydin belki ateist olmazdın" anlamında söyledim.
Fakat Mu'cîze görüp îmân etmeyen (edemeyen) de çok.


Çok değiller, Çok azlar...
Suyunun suyunun suyu dersen evet çok sayılır. 

 

 

Fetih 23 derki Allah'ın kanunlarında bir değişiklik göremezsin..

 

Biz de diyoruz ki o keramet dediklerin hap içince oluyor. Keramet hapta..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

 

Günümüzde de çeşitli haplar var bunları içip içip pkafsyi buluyorlar sonrada şarkı yazıyorlar.

 

Yatağımın altında bir canavar var, zihnimde onunla geçinmek zorundayım..gibi sözler Amerikalı şarkıcı reyhana aittir.

 

Benzer olaylar tarikatlar içinde de var. Ya hap alıyorlar yada müritlerin okunmuş suyuna bir şey katıyorlar. Sonra onlar hayal görmeye başlıyor.

 

Böyle olan birisi tarikatı bırakıp tedavi olursa iyileşiyor.
 

Fetih 23 derki Allah'ın kanunlarında bir değişiklik göremezsin..

 

Biz de diyoruz ki o keramet dediklerin hap içince oluyor. Keramet hapta..


Allah'ın kanunlarında değişiklik olmamasının senin tezinle ilgisi yok.
Allah'ın kanunlarında değişiklik olmaz ama Allah'ın kanunları çoktur.
Haller değiştiği zamân şartlar da değişir.
Aynı su, sıcaklık arttıkça buharlaşır. daha yüksek sıcaklıkta plazma laşır. Soğuduğunda katılaşır.
Bu, çok basit anlaşılabilecek bir durum, enerjin ve hâlin değişirse tâbî olduğun Allah'ın kuralları da değişir.
Dikkat et, buz için geçerli kurallar âlemde değişmez, Buhar için geçerli kurallar da hiçbir zamân değişmiyor.  Fakat suyun enerjisi değiştikçe hâli değişiyor çünkü Tâbi olduğu kurallar değişiyor.
Sen kendini hazırlarsan Tecellîler farklılaşıyor.
İnsânda Meleklik özelliği de var Hayvânlık özelliği de var.
Meselâ açlık ile Meleklik cihetini kuvvetlendirirsen, Meleklerin tâbi olduğu kuralların dâiresine girersin. Tokluk ile hayvânlık cihetini beslersen Hayvanlık dâiresinde mahpûs kalırsın.
Bunu anlamak çok basit.

Mes'elenin uyuşturucular ile de evet ilginç bir bağlantısı var. 
Dervişlerin helâl yoldan, cinsel ve gıda perhîzleri ile ulaştıkları sarhôşluk ve hazzlar ile
Üzümsuyu içenlerin ve uyuşturucu kullananların, harâm yollardan ulaştıkları sarhôşluk arasında ters yönde paralellikler vardır. 
Uyuşturucu kullananlar kısaca kendilerine zarâr verir. Çünkü kolay yoldan o sarhôşluğa ulaştılar.
Dervişler ise kendilerine fayda verir çünkü Allah rızâsı için zor yolu seçtiler.
Geniş konu, Çok detaylı açıklama ister.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 dakika önce, HATEM yazdı:


Allah'ın kanunlarında değişiklik olmamasının senin tezinle ilgisi yok.
Allah'ın kanunlarında değişiklik olmaz ama Allah'ın kanunları çoktur.
Haller değiştiği zamân şartlar da değişir.
Aynı su, sıcaklık arttıkça buharlaşır. daha yüksek sıcaklıkta plazma laşır. Soğuduğunda katılaşır.
Bu, çok basit anlaşılabilecek bir durum, enerjin ve hâlin değişirse tâbî olduğun Allah'ın kuralları da değişir.
Dikkat et, buz için geçerli kurallar âlemde değişmez, Buhar için geçerli kurallar da hiçbir zamân değişmiyor.  Fakat suyun enerjisi değiştikçe hâli değişiyor çünkü Tâbi olduğu kurallar değişiyor.
Sen kendini hazırlarsan Tecellîler farklılaşıyor.
İnsânda Meleklik özelliği de var Hayvânlık özelliği de var.
Meselâ açlık ile Meleklik cihetini kuvvetlendirirsen, Meleklerin tâbi olduğu kuralların dâiresine girersin. Tokluk ile hayvânlık cihetini beslersen Hayvanlık dâiresinde mahpûs kalırsın.
Bunu anlamak çok basit.

Mes'elenin uyuşturucular ile de evet ilginç bir bağlantısı var. 
Dervişlerin helâl yoldan, cinsel ve gıda perhîzleri ile ulaştıkları sarhôşluk ve hazzlar ile
Üzümsuyu içenlerin ve uyuşturucu kullananların, harâm yollardan ulaştıkları sarhôşluk arasında ters yönde paralellikler vardır. 
Uyuşturucu kullananlar kısaca kendilerine zarâr verir. Çünkü kolay yoldan o sarhôşluğa ulaştılar.
Dervişler ise kendilerine fayda verir çünkü Allah rızâsı için zor yolu seçtiler.
Geniş konu, Çok detaylı açıklama ister.
 

 

 

İnsan ac kalınca da hayal görür. Aşırı susuz kaldın mı bilmem ama anlatılanlara göre susuzluk yada aşırı tuz kaybı ışık parlamaları yapıyormuş.

 

Bir de neden aç kalmak zorunda olalım ki.. insan olup adam gibi yaşamak varken hayal görmek için eziyete gerek yok bence.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, malta erigi yazdı:

Dervişler de löp löp afyon yutmuyorlar mıymış? Ne farkı var?


İçki içmek, uyuşturucu kullanmak İslâm da harâm. Sigara içmek bile bana göre harâm.
Tarihte, kendisine dervişim diyip afyon içenler vardır. Onlardan Kerâmet ehli çıkmaz.
Ehl-i sünnet temelli olmayanların Kerâmete ulaştıklarını görmedim, ulaşamazlar. 
Fakat Alevîler arasında saygı gösterilen ve kerâmetleri zikredilen türbeler (medfûn) var. Doğruluğuna inanmıyorum.
Türbedeki şahsın döneminde alevîler nasıl yaşıyordu onu da değerlendiremiyoruz. Belki bu kadar yoldan çıkmış değillerdi.
Günümüzdekilere bakarak mümkün görmüyorum. Abdest yok namaz yok, gusül yok kerâmet mi olur?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Düşünen Hayvan yazdı:

İnsan ac kalınca da hayal görür. Aşırı susuz kaldın mı bilmem ama anlatılanlara göre susuzluk yada aşırı tuz kaybı ışık parlamaları yapıyormuş.

 

Bir de neden aç kalmak zorunda olalım ki.. insan olup adam gibi yaşamak varken hayal görmek için eziyete gerek yok bence.


Kimse aç kalmak zorunda değil.
Peygamberlerin Başına gelen, kendileri istemedikleri hâlde başlarına gelen dehşetli hâdiselere yaklaşıp, yukarıda bahsettiğim reaksiyonlara ortak olma çabası,, dervişlerin isteyerek girdikleri, tercîh ettikleri bir yoldur. Normalde ramazan orucu tutmamız yeterlidir. Fakat, Olağanüstü haller ancak olağanüstü eşiklerden geçerek olur. Damlaya damlaya uzun süreçte de göl olabilir.

Hâlüsinasyonlar görmek çok başlangıç aşamalar. Evliyânın kerâmetleri ile karıştırmamak lâzım.
Fakat yukarıda uyuşturucu konusunda doğru yere parmak bastığın gibi bu halüsünasyonla da bağlantılı olarak "hayâl" kavramı, bu konuda dehşetli bir öneme sâhiptir.

Halisünasyonun çok ötesinde Hayâl kapısından içeri girildiğinde yolun en sonunda,
Ebdâllere (yediler) mahsûs,, Tayy-i Mekân ve Cismin (Bedenin) Tebeddülü Kerâmetlerine ulaşmak vârdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Abdülmalik yazdı:

Şizofren masalları.

Anlat @HATEM anlat.

Yiyen biri çıkar.

Sizler tam bir hödüksünüz.

A ha bu da uzay mekiğini düşürmüş, gitte şeyini öp, belki kerametinden sana da iki hokkabazlık yapar.

 

 

 


O kadar İlkel bir beynin var ki, Temyîz kabiliyetin yok. Siyah beyazdan başka renk seçemiyorsun.
Bu adamdan Şeyh değil, olsa olsa Otopark Bekçisi olur.

 

tarihinde HATEM tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
43 dakika önce, HATEM yazdı:


Kimse aç kalmak zorunda değil.
Peygamberlerin Başına gelen, kendileri istemedikleri hâlde başlarına gelen dehşetli hâdiselere yaklaşıp, yukarıda bahsettiğim reaksiyonlara ortak olma çabası,, dervişlerin isteyerek girdikleri, tercîh ettikleri bir yoldur. Normalde ramazan orucu tutmamız yeterlidir. Fakat, Olağanüstü haller ancak olağanüstü eşiklerden geçerek olur. Damlaya damlaya uzun süreçte de göl olabilir.

Hâlüsinasyonlar görmek çok başlangıç aşamalar. Evliyânın kerâmetleri ile karıştırmamak lâzım.
Fakat yukarıda uyuşturucu konusunda doğru yere parmak bastığın gibi bu halüsünasyonla da bağlantılı olarak "hayâl" kavramı, bu konuda dehşetli bir öneme sâhiptir.

Halisünasyonun çok ötesinde Hayâl kapısından içeri girildiğinde yolun en sonunda,
Ebdâllere (yediler) mahsûs,, Tayy-i Mekân ve Cismin (Bedenin) Tebeddülü Kerâmetlerine ulaşmak vârdır.

 

Bu devirde ispat edilemeyen şeyleri iddia etmemek gerek zira müslümanların hali ortada.. bu kadar keramet ehli varken ölen her çocuğun sorumluluğu onların üzerinde olacak..

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

27:18 " Nihayet karınca vadisine geldikleri vakit bir karınca, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesinler” dedi."
bu ayette kalet nemletun karınca dedi ki manasında kavl kullanılmaktadır.
Kur'an da kavl nutk kelam hadis hivar lafız kimi konuşma manasında kelimeler geçer
hiç biri diğeri ile aynı değildir.
kelam hem kitabi yazılı olur hem sesle olabilir
lafız ve nutk daha çok maddi sesle iletişim manası taşır
kavl ise en genelidir
gözler baş eller ayaklar dahi konuşur ancak mecazi manadadır 
araplar da kavle şöyle örnekler verilir:
gözler dediki kaleti aynan gözlerin konuşması gözler ile işaret yapma sen sus gözlerin konuşsun derler ya işte öyle gözler çok şey söyler.
kale bi rasihi başı ile söyledi  lafzi anlamın aslısı başı ile bir işaret veya hareket  yapmak
kale bi yedihi eli ile  söyledi   asıl manası ile ile bir şeyi tutmak ellerin bir nevi konuşması
kale bi riclihi ayağı ile yürümek veya ayağı ile vurmak bir nevi ayakların konuşması
bu gün körler için kabartamalı harfler sağırlar için elle işaret dilleri  vardır trafik polisleri elleri ile tarfiği yönetir.
yani konuşmanın bin türlü hali vardır
hz süleyman a kuş dili öğretildiği ayeti var.bu gün görmekteyiz ki konuşmaya en yeteneği olan hayvanlar kuşlardır papağan gibi kuşlar buna örnektir.
ancak kavlin asıl manası sesle konuşmak değildir anlatmaktır aktarmaktır aktarma ve anlatma da sadece sesle ilgili değildir yani harfler ile cümle kurmak hiç değildir
beden dili dediğimiz üzülme heyecan korku jestler vb şeyler harfler ses gibi duygu aktarımı yapar bir nevi kavldir
bebekler hangi milletten olursa olsun hepsi aynı şekilde ağlar sesler çıkarır ama harflere kelimelere dökülmez ancak hususi bir dildir ve anneler bebeklerin ağlamasından her şeyi anlar bir nevi onlarla konuşur söyleşir
bebek biraz büyüdümü garip sesler belli berlirsiz kelimeler söyler bir nevi bebekçe konuşur tam olgun kıvama geldimi anne dilini konuşur  ancak hala harfleri sesleri yazıyı bilmemektedir
demek ki asıl olan beden dili işaret dili ağlamalar vb hepsi umumi evrensel dillerdir
misal baş işareti ile evet veya hayır diyebilirsin kelime kullanmadan 
demek ki aktarımın binlerce dili var
hayvanların her türün kendine göre sesleri var bunlar bir nevi kavldir yani konuşmadır
arıların hem vızıldmaları hem değişik hareketleri bir nevi kavldir konuşmadır
karınca ve arı gibi  toplumsal  nizamlı düzenli yaşayan hayvanlar arasında bir ieltişim dili olmadan bu kadar nizamlı dakik olmaları imkansızdır
kuşlar dahi uçarken o kadar nizamlı intizamlı hareketle ile uçar ve göç eder ki kati bir dili vardır 
bahusus karıncaların nasıl haberleştiği ile ilgili değişik ilmi çalışmalar yapılmıştır
Kur'an arılara vahy ettik der. vahiy ilham anlamına da gelir. 

yine kavl ilham anlamınada gelir.
kendi içindeki kalbindeki konuşmalarada kavl denir.
konuşma anlatma iletişim ve dil kavramları farklıdır
iletişim sadece dil ile olmaz sözsüz iletişimde olur
beden dili de olur mors alfabesi ile de olur.
mors alfabesi ile bir telgraf gelse onu anlamayan bir şey çıkarmaz
ancak onuçözen bilen anlar
kuş dili karınca dili bir nevi böyledir
onu çözdüğünde iletişim başlar kavl başlar anlatım başlar konuşma başlar
kitapta bir nevi konuşur.
o yüzden efendim karıncanın ses teli yok nasıl bu kompleks cümleyi kurabilir demenin hiç bir anlamı yoktur
arınında  ses teli yok ama en mükemmel peteği ilham ile örebiliyor  hareketler ile haberleşebiliyor.
altıgen en az balmumu ile en kısa en pratik en iktisatlı şekilde yapılıp en fazla balı depolayabilen yavru larvaları koruyabilen havalandırmayı depolamayı kolaylaştıran bir yapıdır
bu karmaşık ve mükemmel yapıyı ören hayvankar neden mükemmel iletişimi becermesinler?
kale sadece sesli konuşma değildir ellerde ayaklarda gözler de başta konuşabilir ancak bu sesli konuşma değil işaret ile mana aktarımıdır.
şurda ilginç bir video var karıncaların nasıl konuştukları adeta ilmen ispatlanmış:

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...