Jump to content

Devletler Nasıl Büyür?


Recommended Posts

Ortalıkta dolaşan efsanelere göre Türkiye krizden en az zararla çıkan ülkeler arasındaymış. Türkiye Çin'den sonra en hızlı büyüyen ekonomiymiş. Yüzde 10 küsürlük bir büyümesi varmış. Avrupa ülkeleri yüzde 1 civarında büyümüşler.

Tayyip de bu efsaneleri siyasi propoganda malzemesi olarak kullanıyor. Artık ne kadar doğru bilemiyorum.

Merak ettiğim

1. Bir ülke ekonomik olarak nasıl büyür?

2. Ekonomik kriz neden olur? Küresel bir ekonomik kriz nasıl tüm dünyayı etkiler?

Bildiğimden değil, bilmediğimden soruyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ortalıkta dolaşan efsanelere göre Türkiye krizden en az zararla çıkan ülkeler arasındaymış. Türkiye Çin'den sonra en hızlı büyüyen ekonomiymiş. Yüzde 10 küsürlük bir büyümesi varmış. Avrupa ülkeleri yüzde 1 civarında büyümüşler.

Tayyip de bu efsaneleri siyasi propoganda malzemesi olarak kullanıyor. Artık ne kadar doğru bilemiyorum.

Merak ettiğim

1. Bir ülke ekonomik olarak nasıl büyür?

2. Ekonomik kriz neden olur? Küresel bir ekonomik kriz nasıl tüm dünyayı etkiler?

Bildiğimden değil, bilmediğimden soruyorum.

Avrupa yeteri kadar büyümüs daha ne kadar büyüsün.Türkiye nin büyümesi toprak alarak olur,diger türlü büyüme olmaz canim kardesim:))))

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kafir ülkeler ticaret hacmini, üretim-satışını maximuma yükselterek, devlet giderlerini minimuma düşürerek ekonomilerini büyütürler.

Eko-krizlerin ise tek sebepleri yoktur bir çok sebep vardır, kaos gibidir.

Bazen doğal kaynakların azalıp, nüfusun artışından, bazen dış ticaret açığından, bazen tüketim yokken üretim fazlalılığından (örnek son eko-kriz), bazen içe kapanmaktan doğabilir.

Bu eko-krizlerin ceremesini alt tabaka ile en üst tabaka çeker, ortadakiler bunlara nazaran biraz şanslıdır.

1929 krizinde ABD'de milti milyarderler sıfırı çektiler bir gecede, genel Türkiye krizlerinde ise açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayanlar ceremenin katmerini çeker.

Devalüasyon, Enflasyon gibi kavramlar hep çaresizliğin ortaya çıkardığı kaçamak cevaplardır asıl sebep sistemin temelininin arızasındadır bence.

Sevgiler. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

alafranga anlamda fabrika kurarak,ureterek,bilim ve teknoloji gelistirerek buyursun.

alaturka anlamda biryerleri fetederek,ele gecirdigin yerdeki halki asimile etmeye calisarak,daglara taslara ne mutlu turkum diyene yazarak buyursun.daha dogrusu buyudugunu sanirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ortalıkta dolaşan efsanelere göre Türkiye krizden en az zararla çıkan ülkeler arasındaymış. Türkiye Çin'den sonra en hızlı büyüyen ekonomiymiş. Yüzde 10 küsürlük bir büyümesi varmış. Avrupa ülkeleri yüzde 1 civarında büyümüşler.

Tayyip de bu efsaneleri siyasi propoganda malzemesi olarak kullanıyor. Artık ne kadar doğru bilemiyorum.

Merak ettiğim

1. Bir ülke ekonomik olarak nasıl büyür?

2. Ekonomik kriz neden olur? Küresel bir ekonomik kriz nasıl tüm dünyayı etkiler?

Bildiğimden değil, bilmediğimden soruyorum.

Ege Cansen'den okuyalım;

MİLLİ gelir, bu yılın ilk çeyreğinde, geçen yılın ilk çeyreğine göre % 11.7 arttı. Bu sevinilecek bir şeydir. Ancak sayıların ayrıntılarına girince ortada tantana yapılacak bir şey olmadığı derhal anlaşılıyor.

Sadece bir yıl önce yani 2009’da bir önceki yılın aynı döneminde milli gelirin % 14.7 azaldığını hatırlamak yeter. 2009’da 2008’e göre % 14.7 küçülüp sonra %11.7 büyümek, hâlâ 2008’in milli gelir düzeyine gelinmediğini gösterir. Asaf Savaş Hoca, Vatan Gazetesi’nde yayınlanan makalesinde büyümenin sayısal analizini etraflıca yaptı. Yazıda yer alan önemi bir tespit, 2010’un ilk çeyreğinde, 2009’un son çeyreğine göre büyümenin sadece % 0.1 (binde bir) olmasıdır. Bu çok önemlidir. Büyümenin durduğunu göstermektedir. Bu hesaplama Türkiye İstatistik Kurumu tarafından, takvim ve mevsim etkisinden arındırılarak yapılmıştır. Yani büyümeyi de, büyümenin yavaşladığını veya durduğunu söyleyen de devletin aynı kurumudur.

* * *

ABD’de mahkemede doğruyu söyleme yemini “gerçeği, sadece gerçeği ve gerçeğin tamamını söylemek” şeklindedir. Bu yemin şu iki şartı içerir:

1. Gerçek olmayan hiçbir şey söylememek,

2. Bildiği gerçeklerin hepsini söylemek.

Yemin eden kişi, bildiği gerçeklerin bir kısmını söylememişse, ağzımdan gerçek olmayan, yani yalan olan tek bir söz çıkmadı diyerek yeminine sadık kaldığını ileri süremez. Çünkü eksik konuşmak en kötü yalancılıktır. Maalesef bizim kültürümüzde eksik konuşmak, gerçeğin bir kısmını bildiği halde söylememek, yalancılık kabul edilmez. Bu da Türkiye’de yalanla yaşamayı bir hayat tarzı haline getirmiştir.

* * *

2010 yılının ilk çeyreğinde bir yıl öncenin aynı dönemine göre milli gelirimiz % 11.7; harcamalarımız ise % 23.7 arttı. Yani bu yıl, geçen yıla göre çok daha fazla harcama yaptık. Şimdi bu farkın nereden kaynaklandığını anlatayım. Bir ülkenin harcamalar toplamı, milli geliri ile cari açığının toplamına eşittir. Nasıl bir ailenin toplam harcamaları (tüketim artı yatırım) o ailenin has gelirleri ile aldığı borç tutarının toplamına eşitse, bir ülke için de aynı hesap geçerlidir. Cari açık, başka milletlerin tasarruf edip tüketim veya yatırım için harcamadığı paraları onlardan alıp (çoğunlukla borç olarak) harcamak demektir. Türk milleti 2010 yılının ilk çeyreğinde 243 milyar liralık katma değer yaratmış üstüne 14 milyar lira ( 9.5 milyar dolar) da borç almıştır. İkisinin toplamı 257 milyardır. Hâlbuki geçen yılın cari açığı 2008 yılına göre küçültmüştü. Yani 2009’un ilk çeyreğindeki harcama küçülmesi aynı dönemin milli gelir düşüşünden % 6.7 fazlaydı. Kısaca geçen yıl, yüzdesel olarak, milli gelir azalmasından daha fazla harcamalarımızı kıstık. Tam bir büzülme yaşadık. Bu yılın ilk üç ayında da tam tersini yaşıyoruz. Ama yılın ikinci yarısında büyüme hızının azalacağı aşikâr.

Son Söz: Yılın sonunda büyümenin düştüğünü görürsen, sakın şaşırma!

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/15243936.asp?yazarid=260&gid=61

aslında Türkiye bir iki yıl daha büyüyecek, bu büyüme kayışın ne denli güçlü kopacağının alâmeti olacak. büyüme sonunda duvara çarpılacak, başta hangi parti olursa olsun karne sürecine girilecek. hanya ve konya anlaşılacak. daha sonra sıkıyönetim tarzı kanunlar konuşulmaya başlanacak. belki de konuşulmaz direkt uygulanır, o zamana ait konjonktür belirleyecek bunu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...