Jump to content

Devrimciler..... Size Hitabediyorum....


Recommended Posts

Daha çok reformdan bahsedilmiş. Ama bunu anlayabiliyorum.

Gerçek anlamda devrim bizim kafamıza uymuyor. Kimsenin kafasına uymuyor.

Özellikle gerçekçi olması pek mümkün değil gibi duruyor.

İslam'dan kurtulmak bir devrim ama, gerçekçi değil.

Chivalric Diyanetin kapatılmasına değinmiş ki bence o bir devrim.

Diyaneti kapatıp İslam'ı halka maletmek müthiş bir devrim hem de.

Ve bize çok yararlı olacak bir devrim.

Ayrıca bence eyalet sistemine gitmek de bir devrim.

Büyük bir cesaret isteyen bir devrim. Ütopik değil. Reelistik. Ama zor.

Rejimi sosyal demokrasi yapmamız da bir devrim.

Şu ana kadar hep ne idiğü belirsiz bir rejimle yönetildik.

Gerçek insan hak ve özgürlüklerini pratik yaşama uygulamımız da bir devrim.

Düşünce özgürlüğü en önemli devrimlerden biri bizim için.

İsteyen türban ve tesettürle, Kur'an kursları ile falan uğraşsın.

İslam halka maledildikten ve insan haklarına tam uymamızdan sonra onlarla sorunumuz kalmıyor.

Ne kadar kolay bu devrimleri yapmak ve ne kadar da zor değil mi?

Benzerlerini yapmaya çalışmışız zamanında..O devrimleri devam ettirseydik, bugün bunları konuşmuyor, yaşıyor olacaktık..

Ne acı..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 91
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bence Diyaneti kapatmak büyük bir hata olur. Devlet şu andaki haliyle Diyanet yoluyla camilerde okunacak hutbeleri kendi belirliyor ve kontrol altında tutuyor. Bu hutbelerde politik mevzulardan uzak duruluyor.

Halbuki hutbeleri imamlar kendileri yazsa bakarsın bir de Hamas, El Kaide destekçiliği camilere taşınır olmuş. Cihatçılık naraları yükselir olmuş. Hiç gereği yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence Diyaneti kapatmak büyük bir hata olur. Devlet şu andaki haliyle Diyanet yoluyla camilerde okunacak hutbeleri kendi belirliyor ve kontrol altında tutuyor. Bu hutbelerde politik mevzulardan uzak duruluyor.

Halbuki hutbeleri imamlar kendileri yazsa bakarsın bir de Hamas, El Kaide destekçiliği camilere taşınır olmuş. Cihatçılık naraları yükselir olmuş. Hiç gereği yok.

Al sana bir aptal daha..

Yaw biz hatadan hiç bahsettik mi?

Hata olsun isterse.. Devrim olsun da.. Gerçekçi de olsun...

Diyanetin açılması hata değil mi?

Şimdi de kapatılması hata..

Ne saçmalıklarla uğraşıyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyanet ne demek? DİN İŞLERİ demek...İSLAM İŞLERİ yapan bir kuruluşun adıma DİYANET denmekte. Adında meymenet yok yani. Daha bunun farkında değil bu millet...bu ülkede bir sürü din var. DİN İŞLERİ adıyla tek bir iş yapmaya çalışıyor onu da bırakın yüzünü gözünü her yere bulaşarak yapıyor.

Türkiye seferberlik ilan etmeli bence.

Dünya ile entegrasyon seferberliği...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Daha çok reformdan bahsedilmiş. Ama bunu anlayabiliyorum.

Gerçek anlamda devrim bizim kafamıza uymuyor. Kimsenin kafasına uymuyor.

Özellikle gerçekçi olması pek mümkün değil gibi duruyor.

İslam'dan kurtulmak bir devrim ama, gerçekçi değil.

Sevgili Haci,

Devrim yapabilmek icin ufuklari genis tasarimci bir kafa yapisinin olmasi gerekir ayrica tek kisi ile de devrim yapilmaz. Bu bir takim ve uyumlu kadro isidir.

Yoksa devrim yapayim derken devrilmek isten bile degildir.

Devrim yapmaya kalkismis olmak icin mi devrim yapilacak ve ilk adimda basarisizlikla sonuclanacak...

...devrim yavas yavas sonuca dogru basari ile mi ilerliyecek?

Hayal görmek ile devrim arasinda daglar kadar fark vardir.

Devrimci kisinin... gercekci, yasadigi cagin sartlarin idraki icinde ve önce negatif olumsuzluklarin cözümlerini arastirmasini meleke haline getirmis olmasi gerekir.

"Düsündüm ve yaptim oldu" anlayisi ile yasamak zaten bizim insanlarimizin yasanti sekli fakat bundan dolayi genelde her islerinde basarizliklari kacinilmaz olmaktadir. Ya da devamliligi yakaliyamamaktalar.

Eyalet sistemi?

Su anda ki bir yapida olan ülkede buna hemen gecilemez. Devrimle olsa dahi devamliligi gelmez parcalanir gider.

Güzel bir sistem fakat buna gecilebilmesi icin önce devletin kücülmesi ve yerel yönetimlerin agirlikli olmasi gerekir.

Bunu da gerceklestirebilmek icin secim sisteminin ve partiler yasasinin degistirilmesi gerekmektedir.

Bunlari yapabilmek icin ise sivil bir anayasa bagimsiz yarginin olmasi sarttir.

Sivil anayasa ve bagimsiz yarginin hayata gecirebilmesi icin ise devlet din iliskilerinden ayrilmalidir.

Türkiye gibi bir ülkede iste bunu basarabilmek ve hayata gecirebilmek devrimdir.

Diyanet kapatilirsa devrimin kapilari kapanir ve basarilmamis bir ise devrim denmez.

Fakat kapatilmadan devlet destegi ile yönetiminden ayrilirsa zaman icinde kendiliginden erir önce marjinal bir duruma gecer sonra yok olur.

Su anda diyanet ordu ve silahla dahi kaldirilsa emperyalist güclerin ekmeklerine yag sürülmüs olunur ve ülke cok cabuk dagilir parca parca olur.

Devrim...

...ülke insanlarina esit hak ve özgürlüklerin dagiliminin olmasi önünde engel olan sorunlari cözebilmek ve onlarin yerlerine dogrularini gerekli olanlari koyabilmek icin yapilir.

Üretimin ve yasam standartlarin arttirilmasi ile esit sosyal adaletin dagilimi en üst düzeye ulastirilmasi gerekir.

Devrim yapmak... yikip yakarak halki birbirine kirdirip yoksulluga sürükleyip baska ülkelere bagimli olmak degildir.

Zaman degisiyor ve gelisiyor. Bununla birlikte düsüncelerin ve bakis acilarininin da zamana ayak uydurmasi hatta daha ilerileri öngörmesi gerekir.

1960 model devrimci kafasi ve anlayisi ile simdiki zamanda devrim yapilmaz.

Devrim hazirligini dahi yaptirtmazlar.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

1960 model devrimci kafasi ve anlayisi ile simdiki zamanda devrim yapilmaz.

ilk başta para babalarının analarını bellemek lazım, tabi hükümeti ele geçirtikten sonra. sonrası zaten çorap söküğü gibi gelir.

Yozlasmis ilerleme saglayamamis bir örnek.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Esaslı devrim yapmak, bir sosyal sınıfın iktidarına son verip, kendi sınıfsal iktidarını kurmaktır. Sosyal devrimler böyle olur. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Küçük burjuva, aydın ve asker sınıfsal tabanına dayalı olarak bir tür gerici feodalizme ve monarşizme karşı burjuva devrimi gerçekleştirmiştir. Merkezi kapitalist ülkelere göre daha bağımsızlıkcı bir siyasi çizgi tutturmak istemiştir. ekonomik alanda özel sektörün gücünün yetmediği alanlarda devlet yatırımları ile bir tür karma ekonomi uygulamıştır. Ana hedef kapitalist yoldan kalkınmayı seçtiği için devlet eli ile kapitalist yaratma politikaları da kuruluşundan beri varolagelmiştir.

İçinde bulunduğumuz tarihsel dilimde. Yakın bir gelecekte, işçi ve emekçi sınıflara dayalı bir sosyalist devrim gerçekleştirmek mümkün görülmüyor. Ancak uzak gelecek için gerçekçi bir devrim stratejisi düşünülüyor ise, Bunun birinci şartı burjuva demokrasisi çerçevesinde işçi ve emekçi sınıflara dayalı bir siyasi partinin kurulup yaşatılması. Bu partinin sosyalist dönüşümleri gerçekleştirecek bir programının olması. Özellikle işçi ve emekçileri örgütlemesi ve bu sınıfların sınıfsal çıkarlarını kararlılıkla savunması, Kapitalizmin iç yüzünü, emek sömürüsünü ve dengesiz gelişmesini, bu gelişmenin nedenlerini işçi ve emekçi sınıflara öğretmesi. Kapitalist kurum ve kuruluşları, kapitalistlerin mülkiyetindeki üretim araçlarının kamulaştırılması ve kamulaştırılma sonrası nasıl işletileceği, emekçi sınıfların demokrasisinin nasıl olacağı vs açıklıkla belirtilmesi gereklidir.

Tabi bu düzen içinde kalıp da, ciddi anlamda gerçekci bir proğram ile örgütlenmesini sürdüren ve giderek iktidara aday olabilecek bir siyasi partiyi hiçbir zaman serbest ve rahat bırakmayacaklardır. Çeşitli bahanelerle kapatılarcaktır. Kapatmanın çare olamayacağı kadar örgütlü bir yapı oluşturulmuş ise bu kez, legal alanda kontrol altında tutmaya çalışacaklardır.

Bir tarihsel konjonktürde, iktidardaki sınıflar artık toplumun tümünü yönetme inisiyatifini yitirdiği zaman, kapitalizmin dönemsel krizleri artık atlatılamayacak düzeylere gelip sürekli krizler haline dönüştüğü zaman ve işçi, emekçi sınıfları yeteri kadar örgütleyip, bilinçlendirip ve sosyalizm hedefini kabul ettirmiş bir siyasi parti de mevcut ise, artık devrim kaçınılmaz hale gelmiş demektir. İster serbest seçimler marifetiyle, İster genel grev ve toplu ayaklanma şekli ile olsun mevcut iktidar devrilecek ve yerine işçi ve emekçilerin iktidarı teessüs ettirilecektir. Elbette global olarak, kapitalizm gücünü kaybetmemişse, sanayisi ve tarımı yeterince gelişmemiş bir ülkede böyle bir devrimi gerçekleştirmek çok zordur ve geri dönüşlü olabilir. Ancak merkezi kapitalist ülkelerden başlayan bir devrim dalgası tüm dünyayı etkisi altına alarak kapitalizm tarihin çöplüğüne atılabilir.

Tabi sevgili hacı, sosyal devrimlerin gerçekleşmesinin, gerçekci bir perspektifine sahip olmadığı için. Sorusunu öyle bir sormuş ki. Alaattinin lambasından çıkan cin size dese ki dile benden ne dilersin. Ardında da bak benim gücüm öyle her şeye yetmez öyle bir şey dileyin ki gücüm yetsin "gerçekci olsun" diye şerh koymuş.

Aslında sosyal devrimlerde kimsenin dediği olmaz. Herkesin isteklerinin ortak bir bileşkesidir yaşama geçebilen. Bu da genellikle geçmişten bir adım ileridir.

Sevgiler.

tarihinde drekinci tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Drekinci,

Sanayilesmesini tamamlayamamis endüstrilesememis bir ülkenin isci sinifindan hic bir sey olmaz.

Türkiye'de bu ülkelerden biridir.

Türkiye'nin calisma prensibi ve anlayisini genel olarak inceledigimiz de ise her is sahasi ve kademelerinde günü kurtarma bakis acisi mevcuttur.

Devrim sözcügünün illa sosyalistligi ve sosyalizmi cagristirmasi da kabul edilemez.

Bir ülkede devrim yapabilmek icin sosyalist olunmasi gerekmiyor.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Devrim sözcügünün illa sosyalistligi ve sosyalizmi cagristirmasi da kabul edilemez.

Bir ülkede devrim yapabilmek icin sosyalist olunmasi gerekmiyor.

Sevgili cigi dikkat edersen devrim tanımıda sosyal bir sınıfın iktidardaki sosyal sınıfı uzaklaştırmak gibi bir işlev yükledim. Yani her iktidara gelen devrim yapmış olmaz. Veya iktidardakileri silah marifeti ile uzaklaştırmak da devrim değildir.

İngilterede magna carta ile başlayan süreçte kapitalistler, toprak ağalarının ve monarşinin iktidarına son verdiler. işte bu bir devrimdir. Paris komüni de bir devrimdir ancak iktidarı alan işçi ve emekçiler bunu koruyamamışlardır. Allende nin seçimle iktidara gelmesi de bir devrimdir. Burada da karşı devrime direnememe vardır. Küba, Sovyetlerin ekim devrimi ve mao halk iktidarı da birer devrimdir. Küba direniyor, sovyetler çöktü. Cin iki arada bir derede idare ediyor.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu de sosyolojik anlamda bir devrim değildir, üst yapıda devrim denilebilecek yenilikler yapılmış, ancak alt yapı devlet eli ile kapitalizme teslim edilmiştir. Feodalizm karşısında devrim ancak kapitalizm karşısında devrim değildir.

Örneğin iran devrimi de sosyolojik bir devrim değildir. Şah ve avanesi iktidardan uzaklaştırılmış yerini mollalar almıştır. Bu devrim de Türkiye deki devrime benzemektedir. Emperyalizmden bağımsız, daha milliyetci bir politika ile kendi enerji kaynaklarına sahip çıkma ön plandadır ama buna devrim denilemez. Sömürücü sınıflar arasındaki bir iktidar kavgasıdır. Örneğin Hitlerin iktidarı alması da bir devrim değildir. Burjuva sınıfların en baskıcı en eli kanlı en acımasız kesiminin iktidara gelmesidir.

Özetle temelde burjuva sınıfının katmanlarından herhangi birinin iktidarı alması devrim sayılmaz. Aralarında yönetimsel açılardan farklar olsa bile temelde hepsi özel mülkiyetci, hacının savunduğu sosyal demokrasi bile kapitalizmin versiyonlarıdır.

Yani önce devrimden ne anlıyoruz onun üzerinde anlaşmamız gerek. Her iktidar değişikliği devrim değildir.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili cigi dikkat edersen devrim tanımıda sosyal bir sınıfın iktidardaki sosyal sınıfı uzaklaştırmak gibi bir işlev yükledim. Yani her iktidara gelen devrim yapmış olmaz. Veya iktidardakileri silah marifeti ile uzaklaştırmak da devrim değildir.

İngilterede magna carta ile başlayan süreçte kapitalistler, toprak ağalarının ve monarşinin iktidarına son verdiler. işte bu bir devrimdir. Paris komüni de bir devrimdir ancak iktidarı alan işçi ve emekçiler bunu koruyamamışlardır. Allende nin seçimle iktidara gelmesi de bir devrimdir. Burada da karşı devrime direnememe vardır. Küba, Sovyetlerin ekim devrimi ve mao halk iktidarı da birer devrimdir. Küba direniyor, sovyetler çöktü. Cin iki arada bir derede idare ediyor.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu de sosyolojik anlamda bir devrim değildir, üst yapıda devrim denilebilecek yenilikler yapılmış, ancak alt yapı devlet eli ile kapitalizme teslim edilmiştir. Feodalizm karşısında devrim ancak kapitalizm karşısında devrim değildir.

Örneğin iran devrimi de sosyolojik bir devrim değildir. Şah ve avanesi iktidardan uzaklaştırılmış yerini mollalar almıştır. Bu devrim de Türkiye deki devrime benzemektedir. Emperyalizmden bağımsız, daha milliyetci bir politika ile kendi enerji kaynaklarına sahip çıkma ön plandadır ama buna devrim denilemez. Sömürücü sınıflar arasındaki bir iktidar kavgasıdır. Örneğin Hitlerin iktidarı alması da bir devrim değildir. Burjuva sınıfların en baskıcı en eli kanlı en acımasız kesiminin iktidara gelmesidir.

Özetle temelde burjuva sınıfının katmanlarından herhangi birinin iktidarı alması devrim sayılmaz. Aralarında yönetimsel açılardan farklar olsa bile temelde hepsi özel mülkiyetci, hacının savunduğu sosyal demokrasi bile kapitalizmin versiyonlarıdır.

Yani önce devrimden ne anlıyoruz onun üzerinde anlaşmamız gerek. Her iktidar değişikliği devrim değildir.

Sevgiler.

Devrimin ne olduğunu çok iyi biliyoruz sevgili Drekinci....

Bize saçma sapan yorumlar yapma lütfen.

Laf kalabalığına gerek yok. Konu sapmasın.

Yani sana göre ülkemizde evrim sınıfları ortadan kaldırmak mı?

Sen daha büyük bir cehaletle TC'nin kuruluşunun bir devrim olduğunu göremiyorsun...

Bir insan bu kadar mı kör olur.. İnanılmaz bir yorum. Ama senden gelmesine hiç şaşmadım.

Çünkü senin devrim konusunda bir acendan var. O tatmin edilmezse devrim olamaz.

Oysa her alanda devrim mümkündür.

Evet. Diyanetin kapatılmasını ve İslam'ın halka maledilmesini ben devrim olarak görüyorum.

TC'nin Osmanlıdan ayrılarak bağımsız bir ülke olması ve Atatürk devrimleri de,müthiş ve gerçek devrimlerdir.

SSCB'inde komünist devrim birden çözüldüğü halde Atatürk devrimleri hala devam etmektedir.

Onları canlandırmak da devrimdir elbette ama, artık yeterli değildir.

Sen aklını kapitalizm ile bozmuşsun. Başka devrim düşünemiyorsun. Yazık..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Chivalric Diyanetin kapatılmasına değinmiş ki bence o bir devrim.

Diyaneti kapatıp İslam'ı halka maletmek müthiş bir devrim hem de.

Ve bize çok yararlı olacak bir devrim.

Ayrıca bence eyalet sistemine gitmek de bir devrim.

Büyük bir cesaret isteyen bir devrim. Ütopik değil. Reelistik. Ama zor.

Diyanetin kapatılması devrim olmaz bence, reform olur.

Sistem bu reforma zaten uygun. Yani devrim deyince daha sarsıcı, varolan sistemi kökten değiştirmeyi hedefleyen bir kavram akla akla geliyor. Diyanetin kapatılması çok zor değil.

Bize çok yararlı olacağı ve önümüzü büyük ölçüde açacağı kesin tabii. Çocuklara din eğitimini zorla veremeyecekler, çocuklar devlet eliyle kirletilemeyecek öncelikle.

Eyalet sistemine gitmekse evet, devrim. Türkler'in yapısına uygun bir sistem değil çünkü. Tarihi boyunca gaspı "fetih" olarak adlandırmış, sahip olduğu toprakları savaşla almış ve en sonunda kendisine kalan küçücük toprak için yine çılgınca savaş verip korumuş bir toplum için çok zor.

Tamam, verelim ama "neden?" der Türk. Yani eyalet sistemini toprak vermek gibi görür ve bu Türk'ün doğasına aykırıdır. İşte bu yüzden gerçek bir devrim olarak nitelenebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani önce devrimden ne anlıyoruz onun üzerinde anlaşmamız gerek. Her iktidar değişikliği devrim değildir.

Sevgili Drekinci,

Katiliyorum bu düsüncene ayrica yukarida yazilanlarin geneline...

Yalniz su var ki her ülkenin konumlari da farkli farklidir.

Ben iktidar degisiklikleri ile hic bir zaman bozulmayacak ve herkese esit olabilecek bir sistemin olusturulmasindan yanayim devamli onu savunurum.

Bulundugumuz konjokturun ve sistemin bazi olusumlara yeniliklere gelismelere izin vermeyeceklerini biliyorum ve bunun da idraki icindeyim.

Dolayisi ile eskiden yapilmis simdi cok kolay gibi gözüken degisimlerin devrimlerin zamanimizda yapilabilmesi cok zordur.

Diyanet ile Türkiye Cumhuriyetinin ayrismalarini cok önemsiyorum cünkü ilk etapta yapilmasi gereken demokratik iyilestirmelerin önünde tek engel diyanet kurumu ve gercek laik bir yönetimimiz olmamasidir.

Gercek laik bir ülke yönetimine kavussak dahi önümüzde uzun bir sürecin olacagini düsünüyorum.

Anadolu topraklari tarih boyunca, günümüzde de önemini ve sorunlu olma özelligini korumaktadir.

Dolayisi ile bütün sorunlar ve gercekler masaya yatirilarak ileriye dönük düsülmesi gerekir diye düsünüyorum.

Düsünceleri tartisabilen ve konusabilen kültürü ülkemizde ne yazik ki gelistiremedik ve bunu bir türlü basaramiyoruz. Bunu bir basarabilsek cogu sorunumuzun üstesinden kolaylikla gelebilecegimizi düsünüyorum.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyanetin kapatılması çok zor değil.

Bu düsüncene katilmiyorum sevgili IFeelGood.

Su anda diyanetin kapatilmasi bir ic savas dogurur ve ülkeyi kaosa götürür diye düsünüyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de İslam ülkelerinde İslam'a yapılacak her müdahale bir devrim niteliğindedir.

Sadece bu nedenden dolayı diyanetin kuruluşu da devrimdir. Yıkılışı da bir devrim olacaktır.

Aslında Diyanet İslam'a müdahaleyi simgeleyen bir kurum. Kuruluşu devrim niteliğinde. Çünkü Halife'den alınan yetkilerle de donanmış bir kurum.

Öyle gibi durmuyor ama, kuruluşu bir devrim ise, yıkılışı da bir devrim olmalıdır.

SSCB'inde komünizm bir devrimle gelmiştir.

Gidişi de karşı bir devrimle gerçekleştirilmiştir.

Atatürk ilkelerinin egemen olduğu TC, hangi açıdan bakarsanız bakınız, devrimsel bir kurumdur.

Ve ilginç olarak o devrim hala egemendir. Hala vardır. Hala yok edilememiştir.

Bütün tartışmalara ve eleştirilere rağmen, Anayasamız tarafından korunulmakta, Anayasadan çıkarılsa bile öyle hemen yok olacağa benzememektedir.

Şurası kesindir ki Atatürk devrimlerine karşı bir devrim yapılmaya çalışılmaktadır.

AKP İslamcı hükümeti o devrimden sorumludur. Ama henüz başarılı olamamıştır. Ve başarılı olacağı da kesin değildir.

Bu da gösteriyor ki Atatürk devrimleri sanıldığından çok daha köklü ve değerlidir.

Diyanetin kurulması İslam'ı kontrol etmek amacı güder.

İlginç olarak Diyanetin yıkılması da aynı amaca hizmet edecektir.

Bu kontrol bir kurumdan alınmış, Müslüman halka devredilmiş olacaktır.

Bence Müslüman halk kendi dinini daha doğru kontrol edebilir.

Hristiyan ülkerinde bunun örnekleri var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi de İslam ülkelerinde İslam'a yapılacak her müdahale bir devrim niteliğindedir.

Sadece bu nedenden dolayı diyanetin kuruluşu da devrimdir. Yıkılışı da bir devrim olacaktır.

Aslında Diyanet İslam'a müdahaleyi simgeleyen bir kurum. Kuruluşu devrim niteliğinde. Çünkü Halife'den alınan yetkilerle de donanmış bir kurum.

Öyle gibi durmuyor ama, kuruluşu bir devrim ise, yıkılışı da bir devrim olmalıdır.

SSCB'inde komünizm bir devrimle gelmiştir.

Gidişi de karşı bir devrimle gerçekleştirilmiştir.

Atatürk ilkelerinin egemen olduğu TC, hangi açıdan bakarsanız bakınız, devrimsel bir kurumdur.

Ve ilginç olarak o devrim hala egemendir. Hala vardır. Hala yok edilememiştir.

Bütün tartışmalara ve eleştirilere rağmen, Anayasamız tarafından korunulmakta, Anayasadan çıkarılsa bile öyle hemen yok olacağa benzememektedir.

Şurası kesindir ki Atatürk devrimlerine karşı bir devrim yapılmaya çalışılmaktadır.

AKP İslamcı hükümeti o devrimden sorumludur. Ama henüz başarılı olamamıştır. Ve başarılı olacağı da kesin değildir.

Bu da gösteriyor ki Atatürk devrimleri sanıldığından çok daha köklü ve değerlidir.

Diyanetin kurulması İslam'ı kontrol etmek amacı güder.

İlginç olarak Diyanetin yıkılması da aynı amaca hizmet edecektir.

Bu kontrol bir kurumdan alınmış, Müslüman halka devredilmiş olacaktır.

Bence Müslüman halk kendi dinini daha doğru kontrol edebilir.

Hristiyan ülkerinde bunun örnekleri var.

Ya kusura bakma belki de ben çocukluktan beri "Atatürk devrimleri" diye yüzbin defa aynı teraneyi işittiğim için artık devrelerim yanmıştır, ama hakkaten Atatürk devrimleri diye yücelttiğiniz şey nedir anlam veremiyorum.

Diyanet mevzunda da bence bu kurumu kaldırmak faydalı olmaz. İmamları devletin kontrol etmesi, hutbelerin içeriğini belirlemesi bu kadar tehlikeli bir potansiyele sahip bir dini ehlileştirmek açısından faydalı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Diyanetin kurulması İslam'ı kontrol etmek amacı güder.

İlginç olarak Diyanetin yıkılması da aynı amaca hizmet edecektir.

Bu kontrol bir kurumdan alınmış, Müslüman halka devredilmiş olacaktır.

Bence Müslüman halk kendi dinini daha doğru kontrol edebilir.

Hristiyan ülkerinde bunun örnekleri var.

Katiliyorum bu düsünceye fakat birden ortadan kaldirilmasinda cekincelerim oldugu icin önce devlet ile ayrismasini daha uygun görüyorum.

Hristiyan ülkelerinde olan örneklerini bilerek bu tezi savunuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ya kusura bakma belki de ben çocukluktan beri "Atatürk devrimleri" diye yüzbin defa aynı teraneyi işittiğim için artık devrelerim yanmıştır, ama hakkaten Atatürk devrimleri diye yücelttiğiniz şey nedir anlam veremiyorum.

Eger onlar olmasa idi Türkiye Cumhuriyeti su anda Yugoslavya gibi parca parca ve kan gölüne dönmüs bir ülke olurdu.

Laik devlet imam yetistirmez ve hutbelerler filan ugrasmaz.!

Laikligin ne oldugu bir türlü ögrenilmiyor abuk subuk sorular soruluyor.

http://www.youtube.com/watch?v=RhzNLySWmJ4&feature=PlayList&p=155A8A4D38D5C1C7&playnext_from=PL&index=13

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eger onlar olmasa idi Türkiye Cumhuriyeti su anda Yugoslavya gibi parca parca ve kan gölüne dönmüs bir ülke olurdu.

Laik devlet imam yetistirmez ve hutbelerler filan ugrasmaz.!

Laikligin ne oldugu bir türlü ögrenilmiyor abuk subuk sorular soruluyor.

http://www.youtube.com/watch?v=RhzNLySWmJ4&feature=PlayList&p=155A8A4D38D5C1C7&playnext_from=PL&index=13

Diyaneti kuran kişiyle laikliği kuran kişi....

Sizin taptığınız kişi değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...