Jump to content

Allahın Tasarımı Error veriyor


Recommended Posts

@Hiçkimse... Karbonla ilgili iddiamın çıtasının yüksek olduğunu peşinen belirttim. Asal sayılar örneği verilebilir, doğru, pi sayısı da örnek verilebilir. Pi sayısının hiç bir döngü tekrarına girmeden devam etmesi ve nerde döngüye girip aynı rakamları tekrarlamaya başladığını kimsenin bilmemesi gibi bir durum var. Yani şimdi bu pi sayısı böyleyse, bunda bir iş var! Bu çok dikkat çekici bir durum. Yani şimdi bazı sayıları bazı sayılara böldüğünüzde virgülden sonraki basamak sayısı sonsuza gider tamam ama... Bunlar belli bir döngüye girerler. Diyelim yüzelli basamak gitti, ondan sonra aynı rakamların tekrarı başlar. Sonsuza kadar bu rakamları tekrarlar. Pi sayısında bu olmuyor. Döngünün sonu ve tekrarın başladığı yeri kimse bulamadı. Süper bilgisayarlar henüz bu döngü noktasının kaçıncı basamakta olduğunu bulabilmiş değil. Muhtemelen böyle bir döngü bitiş/başlangıç basamağı yok!!!

Şimdi bu benim kafamda bir ışık yakıyor mu, yakıyor ama biz neden bahsediyoruz, bir düşünelim. Çok aşırı büyük kapsamlı bir işten bahsediyoruz. Çoklu evrenlerden bahsediyoruz, başta ben olmak üzere ayağımızı denk almamız lazım. Bu konuda çok şey bilemeyeceğimizi kabul etmemiz gerekiyor artık yani, işin çapı akıl almaz derecede büyük... Evren bile hiç kimsenin aklının kavrayamayacağı kadar büyüktür. Evrenin büyüklüğünü kimse kavrayamaz, bu mümkün değil. Kaldı ki çoklu evrenler...

@leonardo18, @Sundance gibi ben de Carl Sagan'ın böyle bir deizm tanrısı tanımı yaptığından kuşkuluyum. Carl Sagan'ı çok severim. Hayranıyım yani, idolümdür. Böyle bir şey pek söylemez gibi geldi bana... Carl Sagan'a çok atama yapılıyor, uzaylı dini kurdu uzaylılara tapıyordu diyen bile var. Üzerinde çok spekülasyon yapılmış bir isim. Onun hakkında her duyduğunuza inanmamanızı tavsiye ederim. Çok fazla spekülasyon yapılıyor. İnternette "Carl Sagan şöyle dedi..." diye bir ifade görsem bile çok şüphe ederim. Bizzat onun kitabından gözümle okumadan şöyle dedi denmesine inanamam.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 187
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Şimdi klasik - modern ayırmayalım. Genel anlamda determinizme en büyük saldırıyı kuantum teorisinin yaptığı düşünülür. Yani determinizmin belirlenimcilik ilkesine. Determinizmin üç ayağından biri kırılırsa determinizm göçer. Tripod gibi. Determinizmin hep belirlenimcilik ayağına saldırı düzenlenmiştir. Nedensellik ilkesine kimse laf etmez. Gerekircilik ilkesine de pek ilişilmez. Bir ayağı kırmak yeterli olduğu için belirlenimcilik hedefe konmuştur. 

Doğru, Heisenberg belirsizlik ilkeleriyle determinizme büyük saldırılar düzenlemiştir. Kuantum dünyanın rastgeleliklerin dolu dizgin çılgınca at koşturduğu bir dünya olduğu ve hiç bir belirlenimin olmadığı iddia edilmiştir. Tabii bugün böyle bir şey söz konusu değil. Kuantum fiziği yasalarının, makro fizik yasalarından bile daha belirlenimci olduğunu artık çoğu fizikçi kabul ediyor.

Fakat determinizme Kaos teorisi ile de saldırıldığı daha az sansasyonel olmuştur. Halbuki bu saldırı çok daha büyüktür. Çünkü kuantum alem gibi kimsenin görmediği bir alanda yapılmıyordu bu saldırı. Gözle gördüğümüz dünyadaki makro cisimlerin davranışının kaotik olduğu söyleniyordu. Üstelik bu iddia doğruydu da!!! Bulutlar, akışkanlar tamamen kaotik, öngörülemez davranıyorlardı.

Sonra bilgisayarlar imdada yetişti. Kaos içinden düzen çıktığı, düzen içinden de kaos çıktığı bilgisayar grafikleri ile kanıtlandı. Sorun şu ki kaotik olaylarda belirlenimin kapsamına alınması gereken alan öyle büyüktü ki, bu alanı kapsamak insan aklı için olanaksız oluyordu. Fakat süper bilgisayarlar, çizdikleri grafiklerle karmaşık rasgele verilerdeki düzeni keşfedebiliyor ve resmedebiliyorlardı.  

Determinizm: 2 İndeterminizm: 0 Maç devam ediyor. Determinizmin iddiası, kalesinde tek gol bile görürse, kendini yenik ilan edeceği. Yani maç 12 - 0 da gidiyor olsa 12 - 1 olursa determinizm sahayı terkedip yenildiğini ilan edecek.

Link to post
Sitelerde Paylaş
25 dakika önce, democrossian yazdı:

 

@leonardo18, @Sundance gibi ben de Carl Sagan'ın böyle bir deizm tanrısı tanımı yaptığından kuşkuluyum. Carl Sagan'ı çok severim. Hayranıyım yani, idolümdür. Böyle bir şey pek söylemez gibi geldi bana... Carl Sagan'a çok atama yapılıyor, uzaylı dini kurdu uzaylılara tapıyordu diyen bile var. Üzerinde çok spekülasyon yapılmış bir isim. Onun hakkında her duyduğunuza inanmamanızı tavsiye ederim. Çok fazla spekülasyon yapılıyor. İnternette "Carl Sagan şöyle dedi..." diye bir ifade görsem bile çok şüphe ederim. Bizzat onun kitabından gözümle okumadan şöyle dedi denmesine inanamam.

Bütün kitaplarını okudum. Hiç böyle bir ibareye rastlamadım. Tam tersine Carl Sagan tanrının olmadığını o kadar kibarca açıklar ki hayran olursunuz. 

"Eğer tanrının ezelden beri var olduğunu söylüyorsanız neden bir adım kısaltıp evrenin ezelden beri var olduğunu söylemeyelim?" 

Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı kitabında ise "Uzaylılar, falcılar, telepatikler, vs..." ile ilgili metabilimi yıkmaya çalışır. 

SETİ programı, Voyager ile gönderilen altın plak gibi dünya dışı akıllı yaşamla temas çabaları ile bizim bildiğimiz anlamda "uzaylı" aynı şey değil. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şunu da daha önce bahsettiğim halde burada da belirtmeden geçemeyeceğim: Ateizme rastgelelikten, teizme düzenden gidildiği savı yanlıştır. Tersidir. Düzeni tanrı filan kurmamıştır. Maddenin doğasında kendi yapısında, dışardan kazandırılmamış, özünde sahip olduğu bir düzen vardır. Bu da sabit değildir. Kaostan düzene, düzenden kaosa evrilip durmaktadır. 

Rastgelelik tanrı inancına götürür. Çünkü madde başıboş kalsa düzen olmazdı, düzen gözlemlediğimize göre düzene sokan bir tanrı vardır, tanrı elini çektiği anda kıyamet... Madde yok olur. İnanç bu!

Halbuki determinizme göre tanrı filan yok, çünkü maddeyi düzene koymaya gerek yok, çünkü madde kendi özünde yasalar barındırıyor, bu yasalara göre  hareket ediyor zaten. Kimse maddeyi yönetmiyor.

Elbette sorunlarımız var, büyük de sorunlar bunlar. Sürekli yeni atomaltı parçacıklar keşfediyoruz ama, kimse hepsinin temelindeki teorik sicimi ahana sicim budur diye gösteremedi. Sicimler bir serap... Kuantum parçacıkların kum taneleri gibi savrulduğu çölde bir serap... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Sundance yazdı:

Bütün kitaplarını okudum. Hiç böyle bir ibareye rastlamadım. Tam tersine Carl Sagan tanrının olmadığını o kadar kibarca açıklar ki hayran olursunuz. 

"Eğer tanrının ezelden beri var olduğunu söylüyorsanız neden bir adım kısaltıp evrenin ezelden beri var olduğunu söylemeyelim?" 

Karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı kitabında ise "Uzaylılar, falcılar, telepatikler, vs..." ile ilgili metabilimi yıkmaya çalışır. 

SETİ programı, Voyager ile gönderilen altın plak gibi dünya dışı akıllı yaşamla temas çabaları ile bizim bildiğimiz anlamda "uzaylı" aynı şey değil. 

Çok doğru sözler bunlar. Ben Carl Sagan'a boşuna hayran değilim. O çok kibar bir ateistti. Örnek bir insandı. Onu tanıyanların ona hayran olmaktan başka bir şansı yoktu. Carl Sagan'ı hayranlık, özlem ve çok derin saygıyla anıyorum. Bu gezegenin yüzünden gelip geçmiş ender insanlardan biridir. Kitaplarını doyamayıp bir daha okuyorum, Mum Işığı kitabı okunmaktan çula döndü. Ömrümde böyle güzel bir kitap görmedim.

"Science as a candle in the dark" bu yani efsane bir slogan, bir destanın özeti... Daha da ne diyebilirim... 

Link to post
Sitelerde Paylaş

@democrossian bu konuda çok geniş bi bilgimin olduğunu iddia edemem ama fikirlerimi söyleyebilirim en azından ??

Paralel evrende de aynı madde formları olacağını düşünmemiz için elimizde bi kanıt yok. Bigbangden sonra enerji vardı. Enerjinin soğumasıyla madde oluşmaya başladı kabaca(böyle biliyorum en azından. ?) yani patlama şartları başka olsaydı başka maddeler de oluşabilirdi. Maddenin oluşma şartı patlama yani. O kosmosta bu kaos gelişti diyebiliriz. Yaşamın oluşması da hakeza bu şartlarda oluştuğu için yaşam var. Başka şartlarda başka evrenlerde başka yaşam ve madde koşullarının oluşmaması için bi sebep yok en azından.

ama bunların dışında farklı madde koşulları olsa da matematik dilinin aynı olacağını düşünüyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş

@Hiçkimse, ben de farklı düşünüyorum. Kuantumla ilgili şu an "Maddenin Son Yapıtaşları" kitabını okuyorum ve Enrico Fermi'nin "ben bunun böyle olduğunu bilseydim botanik okurdum" dediği kadar var. Beynimin içinde leptonlar, kuarklar, müonlar, nötrinolar, tau, sigma, lamda parçacıkları uçuşuyor. Ömrümde böyle karmaşık konu görmedim. Parçacık tabloları yapmaya giriştim, içinden çıkılacak gibi değil. Zaten yapmışlar, bakarken dudağı uçuklayabilir insanın. İnsan kaç türlü kaç çeşit parçacık var merak etmeye korkuyor! :D

Ama anladığım şu ki kuantumda belirlenim makro dünyadan bile kesin. Sicimler kuralları kesin ve belirli hale getiriyorlar. Yahu protonun yapısı var, minnacık protonu oluşturan yapı taşları ve bunların yerleşme şekli var!!! Proton kuantum alemde kocaman bir şey, elektronun yapısı var yahu, içinde etrafında parçacıklar var. Bu kadarına çüş dedim artık. Ülen bu elektronu biz var yok, dalga parçacık, olasılık bulutu diye tartışıyoruz, elektronun yapısını, yapı taşlarını anlatıyor adam!

Yani bu oluşumların oluşmaktan başka yolunun olmadığı şekilde oluşabileceği kanısına vardım. Benim vardığım fikir bu... Yanlış elbette olabilir. Yine bir elektron bir protonun yörüngesine girip hidrojen oluşacak, sonra yıldızlar helyumu sentezleyecek, sonra diğer elementleri ve elementler tablosu dolacak. benim kanaatim bu.

Elementler tablosunda öngörülen boşlukların gerçekten öngörüldüğü gibi elementin keşfiyle doldurulması gibi, kuantumda da şu parçacığın olması lazım deniyor teorik hesaplamalarla, sonra çarpıştırıcıda eninde sonunda o parçacık gerçekten çıkıyor!

Ha, bir evren oluşur ki ağır elementler oluşamaz. Tamam ona bir şey demiyorum. O evren boş kalır, hayat barındırmayan bir evren olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...