Jump to content

EVREN EZELİ MİDİR, DEĞİL MİDİR?


Recommended Posts

Evrenin neyin içinde genişlediği önemli bir sorudur.

Hatta diyebiliriz ki evrenin kökenini araştıran bilim için daha önemlisi olmayan temel bir sorudur.

21'nci yüzyılda fizik evrenin ortaya çıkışı ile ilgili sorunları araştırmaya önem verecektir.

Bilimsel yaratılış öncelik kazanacaktır.

Bu konuda şimdiden ihmal edilmesi olanaksız gözlemler yapılmış ve kuramlar ortaya atılmıştır.

Bu kuramların en önemlisi Alan Guth'un genişleme kuramıdır.

Bu kurama göre sınırsız hiçbirşeylikte doğup batan, yanıp sönen virtual particle'lar vardır.

Onlara biz yalancı zerreler diyoruz.

Hiçbirşeylik sonsuzdur. Ama hiçbirşeylik bizim anladığımız anlamda yokluk değildir.

Hiçbirşeylikte vaküm enerjisi vardır.

Bazı quantum yasalar vardır. Bu yasalara göre hiçbirşeylikte enerji açığa çıkması olasalığı sıfır değildir.

14 milyar yıl kadar önce bu yalancı zerrelerden biri false vacuum olmuştur.

Burada false geçici anlamına gelmektedir. Vacuum ise negatif enerjidir.

Bu kurama göre evren hiçbirşeylik içinde genişlemektedir.

İlginç olarak genişleyen madde ve enerji içeren uzay boşluğudur.

Bu boşluyun bir dokusu olduğundan bahsedilmektedir.

Tabii uzayın içinde, evrenin bir köşesinden diğer köşelerine doğru yayılan çekim ve elektromanyetik dalgaların varlığını dikkate alırsanız, uzayın bir dokusunun olması son derece mantıklı bir açıklamadır. Uzayın dokusuna katılan başka güçler de olabilir.

Bütün bunları söyledikten sonra uzayda varlıklarından haberdar olduğumuz yalancı zerrelerin Hiçbirşeylikten kalan zerreler olduklarına inanmak zorundayız.

Casimir etkinin yalancı zerrelerin varlığına işaret ettiğine inanılmaktadır.

Bir yalancı zerre false vacuum olup genişlerken, içinde genişlediği hiçbirşeyliğin yapısını oblitere etmemiş ve onların yerini almamış olabilir.

Yani uzayda yalancı zerreler vardır.

Bu kuram multiverslerle de bağdaşmaktadır.

Evrenin sonsuz bir boşluk içinde genişlemesi kuramı dinlerin yoktan varoluş kuramı ile çelişir.

Çünkü yeni bir şey yaratılmamıştır. Her zaman var olan bir şey kılık değiştirerek karşımıza çıkmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 307
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

<<<<<Vaküm enerjisinden sorumlu yalancı zerrelerin ömrü 10^-21 saniyedir<<<<<

Zaman big bang ile başladı ama zaman tek başına boyut değildir,uzay-zaman beraberdir

big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

<<<<<Vaküm enerjisinden sorumlu yalancı zerrelerin ömrü 10^-21 saniyedir<<<<<

Zaman big bang ile başladı ama zaman tek başına boyut değildir,uzay-zaman beraberdir

big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

valla bu konuda hayyamın bir sözü var.

''dünya öküzün boynuzunda değildir ama..öyle sanan öküzler çoktur''

şimdi o öküzler olsaydı süper hücre öküzün boynuzundadır derlerdi :lol:

tarihinde NOIR tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Anibal mantığını kullanarak evreinin ezeli olduğunu söylüyor.

Bunu kabul edemeyiz.

İnsan mantığı evrenin gizemini çözmek için evrilmemişitir.

Bazı temel fiziksel yasalar insan mantığı ile bağdaşmazlar zaten.

Bize bilimsel gözlemler lazım.

Onlardan hiç bahsetmemiş. Bence Anibal'in argümanları kabul edilemez.

Hacı sadece boş laf üretiyorsun. Al sana gözlemin en babası, en daniskası: Termodinamik kanunları. Bundan öte gözlem, şu bu var mı?

Efenim, neymiş, vakum enerjisi varmış. Eh artık, pes yani. Demek varmış işte evren gene, vakum enerjisi olarak. Yoklukla, başka türlü olmayı bile karıştırmaya başladın.

Sen yok ne demektir bir fikrin var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sart kosmuyoruz,özgürlük veriyoruz sinirsizca,allah gibi kendine kul yapmiyoruz,kula ihtiyaci varmis...

kim kime özgürlük veriyor ?

sahipmisiniz ki özgürlük vereceksiniz ?

köle mi var karşınızda ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

<<<<<Vaküm enerjisinden sorumlu yalancı zerrelerin ömrü 10^-21 saniyedir<<<<<

Zaman big bang ile başladı ama zaman tek başına boyut değildir,uzay-zaman beraberdir

big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

Peki bigbang'den önce ne uzay ne zaman mutlak anlamda yoktu diyerek ispatlanamayacak bir önerme atanlara ne demeli?

Evren demesek bile evreninde parçası oldugu "maddi" varlık (buna artık multiverse de ne dersen de) ezelidir demek saçmada

Tanrı vardır o uzay ve zamandan münezzehtir demek saçma değil öyle mi?

Tanrı yaratıyor yani eylemde bulunuyor ama her nasılsa zamandanda münezzeh.

Sizler böyle hikayelere inanmayı normal buluyorsunuz değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

Bunun hesabı basit. Bgi bang'ın bir gözlem olmadığını unutuyorsunuz. Big bang hesaplanarak bulunan bir sonuçtur. Ve big bang zaman ve mekanın katlanmış olarak big bang öncesinde var olduğunu söyler. Katlanmış olmak, rafta durmak değildir. Bu terimin ne olduğunu gidip bir öğrenin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu labunyaların anlamadığı şey şu

Bigbang dolaylı olarak hesaplamaların sonucu ortaya konan birşey. Kimse bigbagi veya ondan öncesini görmedi di mi? evet

Şimdi bunu kabul ediyorlar ama aynı biçimde bigbang olmuş ise buna dair fiziksel diğer açıklamaları, teorileri görmezden geliyorlar. Ulen ikiside teori, M teorisi, multiverse teorileri bigbang'e dair fiziksel açıklamalar getiriyor. Şimdi onları gözardı etmenin anlamı ne?

Kaldı ki tekillik olgusu genel görelilikte vardır. Genel görelilik ise kuantum mekaniğini kapsamaz. Kuantum mekaniğide genel göreliliğin öngördüğü tekilliği yasaklar.

Bunları bilmeden bol keseden atarsanız ancak cahil cühelayı kandırırsınız

tarihinde kenzo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

Bunun hesabı basit. Bgi bang'ın bir gözlem olmadığını unutuyorsunuz. Big bang hesaplanarak bulunan bir sonuçtur. Ve big bang zaman ve mekanın katlanmış olarak big bang öncesinde var olduğunu söyler. Katlanmış olmak, rafta durmak değildir. Bu terimin ne olduğunu gidip bir öğrenin.

Yine arada bir olduğu gibi işkembeden atıyorsun Anibal.

Big Bang gözlemi olan bir genişlemedir. Hala da gözlemlenmektedir.

Zemin mikrodalga bu gözlemdir. Ölçülen biçilen, hatta duyulan ve görülen bir gözlemdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine arada bir olduğu gibi işkembeden atıyorsun Anibal.

Big Bang gözlemi olan bir genişlemedir. Hala da gözlemlenmektedir.

Zemin mikrodalga bu gözlemdir. Ölçülen biçilen, hatta duyulan ve görülen bir gözlemdir.

Öyledir yada böyledir ama bu olguların baska türlü açıklamasının mümkün olmadıgını iddia edemezsin.

Şu an bigbang dışı modellerde inceleniyor.

Ayrıca bigbang yaratılış anlamına gelmeeeeeeeez

tarihinde kenzo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Soru geldi EVREN NEDİR? sorusuna dayandı.

Önce evreni tarıf edin de neyi tartıştığımızı bilelim.

Sonsuz boşluk evrene dahil değil mi?

Sonsuz boşlukta bulunan yalancı zerreler evrene dahil değil mi?

Hem sevgili hacı. iletilerini evren ezelidir şeklinde sonlandırıyorsun. Ne hikmetse benim ve anibalin evren ezelidir yaklaşımına karşı çıkıyorsun.

Bir zamanlar bir reklam vardı. İki ihtiyardan biri soruyor.

-Bankaya mı gidiyorsun?

Diğeri yanıtlıyor.

-Hayır bankaya gidiyorum. diye :D

Benzer yaklaşımı sauder de sergiliyor.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

<<<<<Vaküm enerjisinden sorumlu yalancı zerrelerin ömrü 10^-21 saniyedir<<<<<

Zaman big bang ile başladı ama zaman tek başına boyut değildir,uzay-zaman beraberdir

big bangden önce hem uzay vardır hem zaman vardır diye ispatlanamayacak bir ömerme ortaya atıp somra bunu kabul ederek evren ezelidir demenin,big bang den önce evren öküzün boynuzunda idi demekten hiç farkı yoktur.

Hiçlik sonsuz bir boşluktur. Uzay da bir boşluk olduğuna göre..

Ama durum öyle değil işte.

Einstein'a göre uzay oluşmuştur. Uzayın bir dokusu vardır. Uzay zamana katılır.

Ama o zaman ve uzay Big Bang'den sonraki zaman ve uzaydır.

Biz daha önceki bir zamandan bahsediyoruz.

Big Bang öncesinden yani.

Big Bang'den önce ne uzay vardır ne de zaman. Çünkü zaman sonsuzdur.

Yalancı zerrelerin davranışı zaman alır ama o madde veya enerjinin davranışı ile ilgilidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Soru geldi EVREN NEDİR? sorusuna dayandı.

Önce evreni tarıf edin de neyi tartıştığımızı bilelim.

Sonsuz boşluk evrene dahil değil mi?

Sonsuz boşlukta bulunan yalancı zerreler evrene dahil değil mi?

Hem sevgili hacı. iletilerini evren ezelidir şeklinde sonlandırıyorsun. Ne hikmetse benim ve anibalin evren ezelidir yaklaşımına karşı çıkıyorsun.

Bir zamanlar bir reklam vardı. İki ihtiyardan biri soruyor.

-Bankaya mı gidiyorsun?

Diğeri yanıtlıyor.

-Hayır bankaya gidiyorum. diye :D

Benzer yaklaşımı sauder de sergiliyor.

Sevgiler.

Ben sizin evren ezelidir görüşünüze karşı çıkmıyorum.

O sonuca varış yönteminize karşı çıkıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hiçlik sonsuz bir boşluktur. Uzay da bir boşluk olduğuna göre..

Ama durum öyle değil işte.

Einstein'a göre uzay oluşmuştur. Uzayın bir dokusu vardır. Uzay zamana katılır.

Ama o zaman ve uzay Big Bang'den sonraki zaman ve uzaydır.

Biz daha önceki bir zamandan bahsediyoruz.

Big Bang öncesinden yani.

Big Bang'den önce ne uzay vardır ne de zaman. Çünkü zaman sonsuzdur.

Yalancı zerrelerin davranışı zaman alır ama o madde veya enerjinin davranışı ile ilgilidir.

Hacı, hangi yalancı zerrelerden bahsediyorsun ki sen?

O dediğin yalancı zerrelerin varlığı, bilfiil evrenin varlığı değil mi zaten?

Ha, bu arada yalancı zerreler dediğin şeylerin, bahsettiğin gibi bir izahta kullanılması, dinlerin tanrı masalından farkı ne?

Big bang gözlenmiş bir şey değil hacı. Kozmik fon radyasyonu, hesaplanıp budur dendikten bilmem kaç yıl sonra keşfedilmiş bir şey. Ve elimizde big bang teori olarak olmasa, onu açıklayacak başka bir şeyimiz olurdu.

Ve diğer yandan fon radyasyonunu görmek, big bangı görmekle alakasız bir şeydir. Hala daha big bangı görebilmiş değilsin. Ve big bang bu kara madde ve kara enerjiye rağmen nasıl olabildi, nasıl olur da evren o genişlemede ışıktan daha hızlı genişlemiş olabilir gibi sorular cevapsızdır. O nedenle de sıfır noktasından patlamayı içeren klasik teori eskisi gibi kabul görmez.

Ve her ne olursa osun, bahsettiğin şeyler gene aynen bizim dediğimiz yere varıyor Hacı. Sadece geveliyorsun bir şeyler, hepsi o kadar. Evren ortada yokken vakum enerjisinden ortaya çıkmaz hacı. Bu değil iddia. İddia evrenin big bangtan çok önce genleşmeye başladığı, vakumun oluşmasıyla birlikte artan basınç nedeniyle big bangın gerçekleştiği, big bangın ise bir patlama değil, bir yırtılma şeklinde olduğu. Bugün destekte bulan iddia bu hacı. Ve bu iddiada gördüğün gibi, big bang için evren big bang öncesinde de hazır ve nazır.

Ha, bu arada everen evren deyip duruyoruz. Evrenin %75 kadarı kara enerji. Kalanın %22'si ise kara madde. Bilinen bu işte, şimdilik. Siz evrenin %96'sını oluşturan bu iki neydiği meçhul şeyi hiç hesaba katmadan, devede kulak bile ancak olabilecek madde ve enerji üzerinden ezeliyet hesabı yapamaya çıkıyorsunuz. Kara enerji veya kara madde olmasa galaksiler, yıldızlar filan asla varolamazdı. Maddenin madde olabilmesini sağlayan şey kara madde. Singularity'ye düşmeden adam gibi galaksi filan olabilmesini sağlayanda kara enerji. Bu ikisi olmadan ötesi hikaye. Ve siz üç kuruşluk madde üzerinden ahkam kesmeye çalışıyorsunuz.

Kozmolojide yeni bir devrin kapısındayız. Big bang öncesi maddenin ne haltlar işlediğinin keşfi devri. Elbette dünyadan haberiniz yok, boş atıp dolu tutmaya çalışıyorsunuz.

Big bangtan öncesi artık bilinemez değil. Ve onu bilebilmek için, bize gereken maddeyi ve kara şeyleri iyi bilmek. Bu da şunu getiriyor. Maddenni yok olduğu bir na olsaydı, madde asla bugüne gelemezdi. Yanisi şu, madde big bang zamanında da, bugün de aynı şey aslında. Tüm sorun bizim atom algımızda hepsi bu. Nasıl ki bir zamanlar, maddenin atomlardan oluştuğunu düşünüp, altın atomu ile altın, hava atomuyla hava vs. algılıyorduk, şimdi ise aslında hepsini proton ve nötrona indirgedik. İşte aynısı gene devam ediyor. Big bang öncesinde de, karadeliğin içinde de her yerde aynı olan en temel yapıların keşfinin kapısındayız. Bu apaçıkca, big bang öncesi maddenin ezeliyeti demek.

Ama bu bilimsel açıdan kahinlik sadece. Şu an elimizde olanlar belli. Bu açıdan, madde yok edilemez. Yoktanda var edilemez. O halde madde geçmişte her hangi bir zamanda yok olmuş olamaz. Hepsi bu kadar basit aslında.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hacı sadece boş laf üretiyorsun. Al sana gözlemin en babası, en daniskası: Termodinamik kanunları. Bundan öte gözlem, şu bu var mı?

bu ne ucube bir adamdır yarab termodinamikmiş

1.termodinamiğin 2.kanuna göre evren ezeli olamaz

2.Termodinamiğin birinci kanunun big bang den önce geçerli olduğu hiç bir şekilde ispat edilemez

bir de utanmadan gözlem diyor sanki big bang öncesi gözlenebilirmiş gibi,memleket böyle aydın geçinen,bilgin geçinen kazmalardan geçilmiyor nedense

Link to post
Sitelerde Paylaş

<<<<Ve big bang zaman ve mekanın katlanmış olarak big bang öncesinde var olduğunu söyler. <<<<

söyler tabii şarkı da söyler

arkadaşım sen dolandırıcımısın,üçkaatçımısın ben çözemedim

big bang nerde böyle bir şey söyler nerenden uyduruyorsun

big bang e göre big bang in öncesi bile yoktur

hayatın palavramıdır böyle?

kaynağın varsa referensları ile göster

böyle bilim forumu da hiç görmedim her türlü palavra masal hikaye sallama serbest

Link to post
Sitelerde Paylaş
Big bang gözlenmiş bir şey değil hacı. Kozmik fon radyasyonu, hesaplanıp budur dendikten bilmem kaç yıl sonra keşfedilmiş bir şey. Ve elimizde big bang teori olarak olmasa, onu açıklayacak başka bir şeyimiz olurdu.

Dedim ya.. Kendi aklına göre gidiyorsun. Literatürü taramıyorsun. 1960'lı yıllarda takılıp kalmışsın....

Ben bir şeyler öğrenmek için yırtınıp duruyorum. Sen hepsini bir kalemde reddediyor kendi izbe köşene çekiliyorsun.

Çık oradan artık. Biraz daha sosyal ol.. Oku biraz. Eskiden bildiklerin mürürü zamana uğradı.

Eski çamlar bardak oldu çoktan.. Aşağıdakilerin hepsini okumana gerek yok. Epeyi uğraştırdı beni.

KOZMİK ZEMİN RADYASYONU

Maddenin davranış biçimlerinin geride bıraktığı izlerin en özgün ve ilginçlerinden biri kozmik zemin radyasyonudur.

Bu radyasyon Big Bang’den arta kalan bir fosil artıktır.

Big Bang’in geride bıraktığı bir izdir.

Bu izi yakından inceleyerek Big Bang hakkında, başka türlü elde edilmesi olanaksız bazı bilgiler edinebiliriz.

Her ne kadar var olması gerektiği teoristler tarafından çok önceden ileri sürülmüşse de, kozmik zemin radyasyonunun bulunması bir rastlantıdır.

1964 yılında Arno Penzias ve Robert Wilson son derece duyarlı bir boynuz anten ile New Jersey’deki Bell laboratuvarında deneyler yapmaya başlamışlardır.

Amaçları bir buluş yapmak değildir.

Kozmik zemin radyasyonu hakkında bildikleri fazla bir şey yoktur ve o konu ile ilgilenmemektedirler.

Anten 6 metre genişliğinde olup, son derece zayıf radyo dalgalarını algılamak için özel olarak tasarımlanmıştır.

Çok zayıf ve anlamlı, insan eseri radyo dalgalarını, dünyada ve hatta evrende mevcut parazit radyo dalgalarından ayırmak için, bütün parazitlerin teker teker bulunması ve yok edilmesi gerekmektedir.

Bunu başarmak için radarların ve radyo yayınlarının etkisi ile birlikte, alıcı antenin kendi sıcaklığının neden olabileceği parazit radyo dalgaları için bile anteni sıvı helyumla -269 santigrad derece soğutarak, önlemler alınmıştır.

Bütün önlemlere rağmen doğası meçhul bir parazit alıcıya musallat olmuştur.

Bu parazitten dolayı insan eseri olarak yayınlanan çok zayıf radyo dalgalarını almak mümkün olamamaktadır.

Antene musallat olan parazitin normalde beklenen parazitten 100 kere daha yoğun olması, Penzias ve Wilson’u derin derin düşünmeye sevketmiştir. Parazit gökyüzünün her tarafından gelmekte olup, gece ve gündüz bir değişiklik arzetmemektedir. Dalgaların uzunluğu 7,35 sm olup, dünya kökenli değildir. Güneşten, hatta bizim Samanyolu galaksisinden bile kaynak almamaktadır.

Bütün olasılıkları elimine eden araştıricılar sonunda bu parazitin bizim galaksinin dışından, bütün evrenden geldiği sonucuna varmışlardır. O zamana kadar evrenin her tarafından diffüz olarak gelen bir radyo sinyalinden bahseden olmamıştır. Bu parazitin kaynağını açıklamak mümkün değildir. Herşeyden önce tek bir kaynaktan gelmemektedir. Kaynak bütün evrendir.

Yaklaşık aynı zamanda Bell laboratuvarından 60 km uzaktaki Princeton Üniversitesinde üç bilim adamı (Robert H. Dicke, Jim Peebles ve David Wilkinson) gökyüzünü milimetre ve santimetre uzunluklarındaki mikrodalgaları araştırmak için taramayı planlamaktadırlar. Bu araştırıcılara göre Big Bang’den etrafa müthiş bir radyasyon yayılmış olmalıdır. Bu radyasyonun mikrodalga şeklinde olduğuna inanılmaktadır. Araştırıcılar uygun antenlerle bu radyasyonun gösterilebileceğine ummakta ve bu konuda bir yayın yapmayı düşünmektedirler. Yazdıkları bildiriyi yayınlamak üzeredirler.

Yayınlanacak yazıdan haberdar olan bir fizik profesörü durumu Penzias’a bildirince, Penzias ve Wilson keşiflerinin önemini bir anda reelize ederek, Robert H. Dicke ve arkadaşlarını kendi laboratuvarlarını ziyarete davet etmişlerdir. Araştırıcılar bu davete icabet etmişler ve sonunda birlikte Astrophysical Journal Letters’de iki ayrı not yazarak bilim dünyasını bu ilginç durumdan haberdar etmişlerdir. 1978 yılında Penzias ve Wilson, buluşlarından dolayı Nobel Fizik Ödülünü kazanmışlardır.

Maddenin davranış biçimlerinin bir izi olarak kozmik zemin radyasyonu tek başına bize evren hakkında fazla bilgi vermez.

Ancak bu izi sürerek kazanılacak bilgiyi başka şekilde kazanmak mümkün değildir.

Tek başına önemi sınırlı olan bu keşif, Big Bang kuramı ile birleştirilirse daha da büyük bir anlam içerecektir.

Ve o anlam gerçekten çok derindir.

Kozmik zemin radyasyonu yalnız maddenin davranış biçimlerinden birinin evrendeki izleri değildir. Aynı zamanda Big Bang kuramının somut kanıtlarından biridir.

Kozmik zemin radyasyonu ile ilgili bazı özellikler bize Big Bang’in başlangıcı hakkında ilginç bilgiler vermektedir.

Evrende gözlemlediğimiz galaksilerin hemen tümünün bizden uzaklaştığını biliyoruz. Çünkü onlardan bize ulaşan ışığın dalga boyu uzayarak kırmızıya doğru kaymaktadır.

Işığın dalga boyunun uzaması demek, çıktığı kaynaktan bize ulaşırken katettiği uzun yolda, gerilime tabi olması demektir. Görünen ışığın dalga boyu çok kısa olup, bir metrenin milyonda biri kadardır. Oysa şimdi bize ulaşan radyasyonun dalga boyu milimetre ve santimetre uzunluklarındadır.

Hareket halinde olan ışığın dalga boyunun uzaması için, çıktığı kaynakla ulaştığı hedef arasındaki mesafenin giderek artması gerekmektedir. Diğer galaksilerde ışığın tayfının kırmızıya kaydığını görüyorsak, onlar bizden uzaklaşıyorlar demektir. O halde evren genişlemektedir.

Bu olayı geriye doğru götürürsek, ışığın dalga boyu giderek kısalacak, galaksiler birbirlerine giderek yaklaşacak ve evrende maddenin yoğunluğu giderek artacaktır. Tabii bu arada evren ısınacaktır da.

Bu gözlemler evrenin sıcak ve yoğun bir başlangıcı olduğuna işaret etmektedir.

Bu evren genişlerken geride kozmik zemin radyasyonu denen bir iz bırakmıştır. Kozmik zemin radyasyonunun bize Big Bang hakkında bu bilgileri verebilmesi için başka bir gözlemle birleştirilmesi gerekmektedir.

O da ışığın tayfının kırmızıya kaymasıdır.

Bu gözlemlerden evrenin genişlemesinin, yaratılış sırasında maddenin davranış biçimlerinden birinin izi olduğunu çıkarabiliriz. Bu da bizi maddenin neden böyle davrandığını araştırmaya sevkeder.

Kozmik zemin radyasyonu için ilkel ışık terimi de kullanılıyor. Sürekli genişlemeden dolayı evrenin ısısı şu anda absolü temperatürün 3 derece üstünde olan -270 santigrad derecedir. Herhangi bir istasyonu almayan televizyonlardaki parazitlerin yüzde birkaçının nedeni kozmik zemin radyasyonundan kalan fosil fotonlardır.

Nobel fizik ödülü ile mükafatlandırılmalarına rağmen Penzias ve Wilson’on çalışmaları, daha sonra yapılan çalışmalara oranla, oldukça kabadır. Onların gösterdiği zemin radyasyon ancak yüzde 10 oranında düzgündür. Bu konuda kazanılan en rafine bilgilerin kaynağı COBE (Cosmic Backgrond Explorer) uydusudur. Bu uydu ile kazanılan bilgiler Big Bang kuramının doğruluğunu kesin olarak kanıtlamıştır.

Bu uydu kozmik zemin radyasyonundaki mikroskopik ayrıntıları algılamak üzere tasarımlanmıştır. Uydudan gelen bilgiler değerlendirilince kozmik zemin radyasyonunun son derece düzgün olduğu anlaşılmıştır.

Bu radyasyon o kadar düzgündür ki, mevcut astronomik bilgilerle bağdaşmamaktadır. Çünkü bu radyasyonun bu şekilde hatasız derecede düzgün olması evrende ileri bir zamanda galaksilerin oluşması için gerekli koşulların olmadığına işaret etmektedir.

Bu radyasyonun mükemmel derecede düzgün olması demek, evrende maddenin dağılımının mükemmel olması demektir. Bu durumda madde öbek öbek toplanıp, galaksileri oluşturamaz.

İlerde galaksilerin oluşabilmesi için bu radyasyonun maddeni dağılımında olan heterojeniteyi yansıtması gerekmektedir. Bebek evrende maddenin çok az da olsa düzensiz dağılımı, ilerde abartılarak galaksilerin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

Bilim adamları COBE’nin gönderdiği bilgileri yakından inceleyerek bir tür düzensizlik bulmaya çalışmaktadırlar.

Eğer bu düzensizlik bulunamazsa, Big Bang teorisi güme gidecektir.

Nitekim 1990'lı yıllarda basında Big Bang kuramının yanlışlandığı şeklinde haberler yayınlanmaya başlamıştır.

Big Bang kuramı bütün bu buluşlara rağmen, dar bir boğazdan geçmektedir.

COBE’nin gönderdiği bilgilerin analizi sanıldığından daha zor olmuştur. Çünkü bu radyasyonu etkileyen bir takım etmenleri teker teker elimine etmek zorunluğu vardır.

Sonunda bu yapılmış ve geride yüzbinde bir (1/100000) anizotropi, yani düzensizlik kalmıştır.

Çok hafif anizotropiye sahip kozmik zemin radyasyonu, bebek evrendeki maddenin dağılımındaki hafif düzensizliğin izlerini yansıtmaktadır. Evrenin ilk 300 bin yılı içindeki bu çok hafif düzensizlik, ilerde maddenin galaksiler şeklinde öbek öbek birikmesi için yeterlidir.

Genişlemekte olan genç evrende bu düzensizlik giderek abartılmış ve ilk milyar yıl içinde galaksiler oluşmaya başlamıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...