Jump to content

12 Eylül'de ne diyeceğiz?


  

115 oy

You do not have permission to vote in this poll, or see the poll results. Please sign in or register to vote in this poll.

Recommended Posts

inegöldeki olaylar bu saçma hainlik dolu anayasaya evet demenin ne kadar tehlikeli olacağını ortaya koymuştur.osman baydemir denen rezil özerklik talep ediyor arsızca üstelik orta batı ve doğu karadeniz de özerk olmalıymış bu rezile göre..bu adamların amacının kürdistan falan olmadığı sonu bölünmeye gidecek olan özerliği falan şirin göstermek için nerdeyse hükümetten onay aldıkları ortada.hükümetle arada kavga ediyorlar ama onlar kankardeşler..düşünün doğu ve orta karadeniz diye de özerk bölgeler olacakmış arsıza göre.....

.bu zoort açılımının sonumuz olacağı bu itlerin daha da kuduracağı belliydi..hatayda bu kuduruklara tepki gösteren vatandaşlara saldırmak içim kırk araçla yola çıkan terör partisi utanmadan kürtlere saldırı olduğunu iddia etti..bütün bunlar hain anayasa ile ilgili değil diye düşünen ya da bilerek düşünmek isteyenler için bişi demiyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 300
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Osman Baydemir zaten önce ağzından Kuran ayeti çıktıktan sonra ardından aynı ağzıyla küfür edebilmiş bir kişiliğe sahiptir, bu beyni ile ayak takımı vücudunda dahi yer değiştirmiş olanları zaman hızla silecektir, kum gibi önce dağılıp sonra rüzgarla toz olup doğaya savrulacaklardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Osman Baydemir zaten önce ağzından Kuran ayeti çıktıktan sonra ardından aynı ağzıyla küfür edebilmiş bir kişiliğe sahiptir

Ağzım açık kaldı valla! Bence Önder Sav'a verildiği iddia edilen cezanın aynısı Osman Baydemir'e de verilsin. Sen de burada karizmatik din karşıtı yazılarını yazmaya devam et.

Link to post
Sitelerde Paylaş

fethullahgulen.jpg

Fethullah Gülen'in referandumla ilgili mesajında söylediği bazı sözlerin, yandaşlarına "Ne gerekiyorsa yapın, her yol mübah" mesajı olup olmadığı tartışılıyor.

Konuşmalarında üstü kapalı mesajlar vermeyi seven bir kişi olarak bilinen Fethullah Gülen'in, referandumla ilgili mesajında söylediği sözler, yandaşlarına "Ne gerekiyorsa yapın" mesajı olarak yorumlanıyor.

Gülen, mesajında şöyle dedi: "Değil sadece kadını erkeğiyle, çoluğu çocuğuyla ve dünyanın dört bir yanına dağılmışıyla hayatta olan insanları, imkan olsa mezardakileri bile kaldırarak o referandumda 'Evet' oyu kullandırmak lazım. Mezardakiler bile kalksın. Ben zannediyorum kalkarlar da.. Ben zannediyorum ruhları koşar da. Çünkü demokrasi adına çok önemli bir adımdır."

Bu sözlerin cemaate her yolu kullanmaları için yeşil ışık anlamına mı geldiği merak ediliyor.

http://haber.sol.org...or-haberi-31638

tarihinde Dehri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sağ bileğimizi yumruk yaparak başparmağımızı işaret ve orta parmağımızın arasına yerleştireceğiz,sol elimizi açık bir vaziyette sağ elimizin üzerine yerleştirip sağ bileği yukarıya doğru zorlayarak sol elimizin hakimiyetinden kurtaracağız.O esnada sağ bilekten şırrrrakkk diye bir ses çıkacak ve ortaya çıkan görüntü o sesle birleştiğinde bizden evet oyu isteyenlere cevabımızı vermiş olacağız...

Not: Harekete girişmeden önce sağ bilek yalanırsa ortaya çıkan şırrrrak sesi daha gür ve sanatsal çıkıyor...

Link to post
Sitelerde Paylaş

fethullahgulen.jpg

Fethullah Gülen'in referandumla ilgili mesajında söylediği bazı sözlerin, yandaşlarına "Ne gerekiyorsa yapın, her yol mübah" mesajı olup olmadığı tartışılıyor.

Konuşmalarında üstü kapalı mesajlar vermeyi seven bir kişi olarak bilinen Fethullah Gülen'in, referandumla ilgili mesajında söylediği sözler, yandaşlarına "Ne gerekiyorsa yapın" mesajı olarak yorumlanıyor.

Gülen, mesajında şöyle dedi: "Değil sadece kadını erkeğiyle, çoluğu çocuğuyla ve dünyanın dört bir yanına dağılmışıyla hayatta olan insanları, imkan olsa mezardakileri bile kaldırarak o referandumda 'Evet' oyu kullandırmak lazım. Mezardakiler bile kalksın. Ben zannediyorum kalkarlar da.. Ben zannediyorum ruhları koşar da. Çünkü demokrasi adına çok önemli bir adımdır."

Bu sözlerin cemaate her yolu kullanmaları için yeşil ışık anlamına mı geldiği merak ediliyor.

http://haber.sol.org...or-haberi-31638

Bu adam "Allah yok" desin ben müslüman olurum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ramazan umresi için 80 bin kişinin başvuru yapması Ak Parti'yi hareketlendirdi.

AKP Genel başkan Yardımcısı Haluk İpek, MKYK'da parti yönetimini şöyle uyardı: Ramazan umresi için 80 bin kişi başvurdu. Büyük bölümü 'evet' oyu verecek kitleden. Bayramı da Mekke'de geçerecekleri için referandumda oy vermezler. İpek'in görüşleri doğrultusunda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'da teşkilata 12 Eylül'e kadar yurtdışına çıkış yasağı getirdi: Umreyi başka dönem yapın..

HaberTürk gazetesinden Hasan Öymez'in haberine göre; KABE'nin etrafindaki inşaatlar nedeniyle hac kontenjanının bu yıl sınırlı tutulması, umre talebinde patlamaya neden oldu. Umre ziyaretini ramazanda yapmak isteyen 80 bin kişi Diyanet ve özel tur firmalarıyla irtibata geçti. İşte yaklaşan 12 Eylül referandumu öncesinde umreye olan bu yoğun ilgi AKP yönetimini de harekete geçirdi. Konu, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nda (MKYK) gündeme geldi.

YURTDIŞI ÇIKIŞLARI 12 EYLÜL'E KADAR ERTELENDİ

Konuyu gündeme getiren seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek "Ramazan umresi için 80 bin kişi kayıt yaptırdı. Bu vatandaşların tamamına yakını 12 Eylül'de 'evet' oyu kullanacak kitleden. Ancak bayramı da Mekke'de geçirecekleri için 12 Eylül'de oy kullanamayacaklar" dedi. Umreye gidecekler arasında belediye başkanı, belediye meclis üyesi, teşkilat başkanı ve teşkilat yöneticisi gibi isimlerin de bulunduğuna dikkat geken Ipek, bu durumun referandum kampanyasını olumsuz etkileyeceği uyarısında bulundu. Bunun üzerine Basbakan Tayyip Erdogan, AK Partili teşkilatlara ve belediye meclis üyelerine ramazan umresi programlarına dahil olmamaları uyarısı yapılmasını istedi. İl teşkilatlarına gönderilen genelgeyle de "yurtdışına çıkışların" 12 Eylül'e kadar kaldırıldığı vurgulandı. Genelgede "Tüm büyükşehir, il, ilçe, belde belediye başkanlarımızın, il genel ve belediye meclis üyelerimizin 12 Eylül 2010 tarihine kadar yurtdışı, yurtiçi tüm program ve izinleri ertelenmistir" ifadelerine yer verildi.

1505 BELEDİYE AK PARTİLİ

Türkiye genelinde 2 bin 949 belediye bulunuyor. Bunlardan 1505'i AK Partili. Ayrıca 33 bin 777 belediye meclis üyeliğinin toplam 14 bin 772'si AK Partili. Türkiye'de 3 bin 284 il genel meclis üyesinin de 1892'si AK Partili. AK Parti'nin Türkiye genelinde büyükşehir il, ilçe, belde olarak toplam 3 bine yakın teşkilatı bulunuyor. Her teşkilatta ortalama 20 kişinin görev yaptiği kabul edilirse, yaklaşık 60 bin teskilat yönetim kurulu üyesi bulunuyor. AKP yönetimi, yaklaşan halkoylamasi öncesinde, kampanyayı taşrada yürütecek bu kitleyi sahada tutmak istiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

''Referandumda ne diyeceksiniz? Evet mi Hayır mı?''

Benim soruya itirazım var. ''Ya evet diyeceksin ya da hayır'' dayatmasına itirazım var.

Evet diyenler, 12 Eylül'ün açtığı karanlık yolda bir durak daha ilerlemenin sorumluluğunu taşıyacak; Hayır diyenler ise, ''laikliği koruma'' adına 12 Eylül'ü savunmaya kadar düşmenin utancını taşıyacak.

Peki üçüncü bir alternatif yok mu?

12 Eylül'ünkini de AKP'ninkini de istemiyoruz, biz sokakta kendi anayasamızı yazıp taraftar bulacağız diyenler yok mu?

Var elbette. Onlar boykot ediyorlar. Ben de boykot edeceğim.

Her politik tutum başarılı olma hedefini güder.

Hayırcı tutumun başarılı olduğunu ve %80 taraftar bulduğunu düşünelim.

Ne olur?

12 Eylül anayasasına devam ederiz.

Ama bir de boykotun başarılı olup %80 taraftar bulduğunu düşünün.

Ne AKP'nin ne de 12 Eylül'ün meşruiyeti kalır.

Emperyalizm ve laikiyle dincisiyle tüm burjuvazi paniğe kapılır.

Cemaatlerin demokrasi maskesi yerle bir olur.

O halde aslolan, boykotu örgütlemektir.

Tek ilerici tutum budur.

İsteyen, ''daha kötüsü olmasın'' diyerek 12 Eylül anayasasının savunusuna girişip hayır oyu basabilir.

''Daha kötüsü olmasın'' diye diye bu hallere düştüğümüzü ve AKP'nin tam da 12 Eylül'ün ürünü olduğunu gözardı ederek...

tarihinde November tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

akpnin uygulamalarina karsi olmak gozumuzu kor etmemeli ve bu yuzden statukonun ekmegine yag surmemeliyiz.akp baska anayasa baska.bu anayasa statukoya onemli olcude darbe vuracak.bagrismalar bundan.bu firsat bir daha zor gelir.sekiz sene tek baslarina iktidar olduklari halde ancak cesaret edebildiler.statukonun ne kadar guclu oldugunu ve bu firsatin onemini gorun iste.

bu yuzden sozde degil ozde sosyalist ufuk urasin dedigi gibi "akpye hayir,referanduma evet" diyorum.

gercek solcular,kurdler,liberaller,dindarlar kisacasi sistemin ezdigi tum kesimlerinde evette birlesecegine inaniyorum.

Evet diyene hain hayır diyene darbeci diyecek saçma bir söylemler yağmuru var.Bu da referandumda ne oylanıyor ne olacak konusunun malesef önüne geçiyor.Çok can sıkıcı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>>>Ama bir de boykotun başarılı olup %80 taraftar bulduğunu düşünün.

Düşünmesek.

Hayal kursak olur mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

akpnin uygulamalarina karsi olmak gozumuzu kor etmemeli ve bu yuzden statukonun ekmegine yag surmemeliyiz.akp baska anayasa baska.bu anayasa statukoya onemli olcude darbe vuracak.bagrismalar bundan.bu firsat bir daha zor gelir.sekiz sene tek baslarina iktidar olduklari halde ancak cesaret edebildiler.statukonun ne kadar guclu oldugunu ve bu firsatin onemini gorun iste.

bu yuzden sozde degil ozde sosyalist ufuk urasin dedigi gibi "akpye hayir,referanduma evet" diyorum.

gercek solcular,kurdler,liberaller,dindarlar kisacasi sistemin ezdigi tum kesimlerinde evette birlesecegine inaniyorum.

AKP ye ve cemaatlerin devlet kadrolarına yerleşmesini engellemeye çalışmanın adı ne zaman statikoculuk oldu. Eğer senin dediğin gibi cemaatlere karşı cıkanlar statikocu olsaydı AKP bugün iktidarda olamazdı. Bir derin devlet var doğru. Fakat bu derin devlet senin bahsettiğin bu statikocular değil.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14523560.asp şu linkteki haberi iyi oku. Bu statikocuları yargılıyoz dedikleri davadaki ( ergenekon davası ) tek fiili suçlama danıştay saldırısıdır ve bu saldırının arkasındaki Fethullah gülen'nin yiğeni de dahil soruşturulmuyor hatta soruşturulan bir kişide danıştay davası ergenekon davası ile birleştirilir birleştirilmez selbest bırakılıyor.. Gerçekler her zaman gözünüzün önünde ama birde yorumlaya bilseniz. Sana gösterileri değilde, madalyonun öteki yüzüne bakabilmeyi bir başarabilsende ondan sonra yorum yapsan herkez için daha hayırlı olur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gerçekler her zaman gözünüzün önünde ama birde yorumlaya bilseniz. Sana gösterileri değilde, madalyonun öteki yüzüne bakabilmeyi bir başarabilsende ondan sonra yorum yapsan herkez için daha hayırlı olur...

Sen önce bir madalyonun öte yüzüne bak ve gerçeğin kişisel düzlemde ne kadar değişken olduğunu kavra..

Gerçekmiş..

Hangi gerçek, senin gerçeğin mi?

Çocuk mu kandırıyorsun?

Kendi gerçeğini git kendin gibilerine yuttur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen önce bir madalyonun öte yüzüne bak ve gerçeğin kişisel düzlemde ne kadar değişken olduğunu kavra..

Gerçekmiş..

Hangi gerçek, senin gerçeğin mi?

Çocuk mu kandırıyorsun?

Kendi gerçeğini git kendin gibilerine yuttur..

yetersiz kaldığın yerde hemen saldırıya geç. yaptığınız tek iş bu. saldırıya geçerek sindirmek. sen önce bu danıştay saldırısının arkasında Fethullah Gülen işi ne onu bir acıkla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sıradan bir demokrasi durumu olarak benden farklı düşünen bazı arkadaşlarım sordular: "Neden hayır diyorsun?" diye. Ben de bu nedenle referandumda oylanacak maddelere ilişkin rahatsız olduğum bazı noktaları dile getirmek gereği duydum. Bunun duygusal bir yanı yok. Tasarıyı okudum. Notlar aldım. Farklı görüşleri de okudum ve karar verdim.

Bilmem hatırlar mısıniz "Çiti çiti Bang bang!" diye bir müzikli film vardı, işte bu öneri bende oradaki cadının arabası izlenimini uyandırıyor, istediğimiz şeylerle dolu bir gizli kafes. Aşağıdakiler tamamen kişisel düşüncelerimdir. Hiç kimse katılmak durumunda değildir. Günlük hayatlarımızda gereğinden fazla alışılır duruma geldiği üzere benden farklı düşündüğünüz için kızmam, kırılmam, fikrinizi değiştirmek için sizi itelemem. Sadece benzer olgunlukta davranmanızı umabilirim.

Parti kapatma davasının TBMM'nin iznine bağlanmasını örneğin abes buluyorum. Referandum'dan sonraki 30 gün içinde yapılabilecek uygulamalara yer veren geçici maddeyi ciddi bir boşluk ve hatta tehdit olarak görüyorum. Yüksek Askeri Şura'nın alacağı askerle ilişik kesme kararlarının yargıya götürülmesinin önünün açılmasını da yanlış buluyorum. Yüce Divanın vereceği kararlara yargı yolunun açılmasını ise oldukça manidar buldum diyebiliriz.

Bunlarla birlikte Adalet bakanının HSYK'nın başkanı olması ve Adalet Bakanlığı Müsteşarının kurulun doğal üyesi olması ilkeleri değiştirilmemiş, bunun yargının bağımsızlığına açık bir engel olduğu ise bir sır değil sanırım. Sonra bir parti hakkındaki kapatma davası (herhalde bundan korkuyorlar) referandumdan önce bile açılmış olsa referandumdan sonraki kanunlara tabi olacak! Halbuki bir kanun değişikliğinde ancak o gün ve sonraki tarihlere ait işleyişleri bağlayıcılık koyabilirsin! Güçler dengesini altüst edecek ve yargının bağımsızlığını yok edecek bu tasarıyı, içerdiği onayladığım bazı maddelere rağmen bütünsel olarak onaylıyamıyorum. Rest ortada: "...bütün değişiklikler bir bütün halinde halk oylamasına gidecek..." yani yerse... Ama ne yaparsınız işte ben de emrivakiye hiç gelemem tabiatım böyle...

Kısacası ödün vermeyi kabul etmiyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

birincisi karalama ama ikincisi buyuk olcude dogru.darbecilik olmasa bile bir antidemokratlik oldugu asikar.can sikilacak bir sey yok.gidip eveti basip sonucu izleyecegim.statukonun maglubiyet cigliklarini evimde elimde sarap kadehimle tvde keyifle izleyecegim.

Atatürk ilkelerine bağlılık, laiklik, insan haklarını savunmak= statikoculuk, darbecilik

cemaatcilik, ümmetcilik = demekrasi ve özgürlük

Bu denklem ancak bizim gibi muz cumhuriyetlerinde ve onun yetiştirdiği bu tür beyinlerde ortaya çıkabilir ancak.

Başka bir mail grubunda yazdığım bir yazıyı burya ekleyeceğim;

"Evet"mi?

Türkiye bugün bir süreçten geçmekte ve önünde herhangi bir seçimden daha önemli bir referandum var. Bu referandum o kadar önemliki Fethullah Gülen mezardaki insanları dahi kaldırarak "Evet" oyu istemekte.

AKP ve tarafı olduğu kesim, Türkiye'de bir Ergenekon yapılanmasının bulunduğunu, bu örgütün Türkiye'yi yönettiğini idiia etmekteler. Bu Ergenekon yapılanmasının kökenlerini de 31 Mart vakasından, Menderes'in asılmasına ve Özal'ın ölümüne kadar bir çok karanlık saydıkları olayarlada ilişkilendirmekteler. Bu Ergenekon yapılanmasının da derin devlet olduğunuidiia etmekteler. Türkiye'yi bu emperyalist devletlerin arkasında olduğu güçlerin kendi çıkarları doğrultusunda şekillendirdiğini savunmaktalar. AKP, Ergenekon yapılanmasında kurtulmak için vatandaştan "Evet" oyu istiyor. "Hayır" diyenleri de Ergenekon'un ve emperyalist güçlerin taşeronu olarakla suçluyor.

Bu idialara bir bakalım; 80 darbesi.emperyalist güçler tarafından planlanmış ve sonrasında da bu güçler tarafından şekillendirildirilmiştir. 80 darbesi, milliyetçi sağ ve sol olmak üzere tüm ulusalcı güçleri eritmiş, sonrasında muhafazakar sağ güçlenmiştir. Fethullah Gülen ve bunlar gibi bir cok cemaat bunlara örnektir. Neden dini yapılanma emperyalist kuvvetler tarafından desteklenmiştir? Emperyalist güçler Türkiye'de insanların bilinçlenmesini "Fikri hür, vicdanı hür bireyler" haline gelmesini dini duyguları kullanarak engellemek amacındadırlar. Cemaatçilik, insanları birey olmaktan çıkartarak onları sürü haline getirmenin ve kolayca yönetilmesinin yoludur. Kitleleri oy deposu olarak kullanmak ve bu yolla küçük bir azınlığın maddi menfaati dahilinde yönlendirerek çıkar sağlamanın ve sömürmenin yöntemidir. Fethullah Gülen, bu ülke için insanlık için ne üretmiştir ki bugün tirilyonlarca liralık bir servetin sahibidir. Yaptığı tek iş Kuran'ı kendi çıkarları doğrultusunda yorumlayarak pazarlamaktır.Cemeatler çağdaş insanlar yetiştirmeyi amaç edinenTürkan Saylan için de misyoner ya da PKK semepetizanı yetiştiriyor diye karalama kampanyaları düzenlediler, Kardelen Ayşe'nin asker eşi İstanbul'da PKK'nın yerleştirdiği bombanın patlaması nedeni ile ölmesi sonrasında PKK ya "Benim hakkımı kollamak size mi kaldı?" diye seslenmiştir. Bu serzeniş, karalama kampanyalarını yapanlara karşı bir cevap niteliğindedir.Bu bilinçte insanlar yetiştiren kurumlar cemaatlerin hedefinde olmuştur. ( Ergenekon soruşturması kapsamında tutuksuz olarak yargılanmaları halen devam etmekte ) . Bu tür karalama kampanyaları Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri çağdaş egitim veren ve vermeye çalışan her bir kurum ve kişiye karşı da yürütülmüştür. Çağdaş bir eğitim vermeyi amaçlayan köy enstütüleri de basit bir tabirle "kominist ve dinsiz yetiştiriyor" diye dini duygular sömürülerek kapattırılmıştır. Menderes'in arkasındaki ağalık sistemi ve emperyalist kuvvetler sömürecekleri marabaları kaybetmemek için karalama kampanyaları düzenlemiş ve bu enstütüleri kapattırmışlardır. Köy enstitüleri, köylere kadar giderek bütün ülkenin bilinçlenmesini sağlayacak bir eğitim hareketiydi. Menderes toprak ağaları tarafından iktidara getirilmiş ve sonrasında bu ülkeyi Amerikanın bir eyaleti haline getirmeye çalışırken de kendisine karşı çıkanlarıda dinsizlikle suçlamıştı. Dini duygular, her zaman birileri tarafından kendi menfaatleri doğrultusunda kullanılmıştır.

Bilindiği gibi danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne elbombası atılması, Ergenokon davası için tek fiili suçlamalarıdır. Danıştay saldırısı incelediğinde ülkede yerleşmiş olan derin devlet ortaya çıkacaktır. Danıştay saldırısının arkasındaki güçleri anlamak için aşağıdaki linkte belirtilen haberi okuyalım;

"http://www.hurriyet.com.tr/gundem/14523560.asp"

Bu haberde, danıştay saldırısını gerçekleştiren Alpaslan Aslan'ın saldırı öncesinde , Süleyman Esen, Hamza Öztürk, Salih Yaşar, Salih Kunter ve Fethullah Gülen'in yeğeni Kemalettin Gülen ile defalarca telefon görüşmesi yaptığı ( TİB tarafından açıklanan belgelerde ) yazılı. Danıştay saldırısını yaptıranın kim olduğu, gerçek derin devletin uzantıları bu isimlerin araştırması sonrasında ortaya çıkacaktır. Fakat bu isimlerle ilgili hiçbir araştırma ve soruşturma yapılmıyor ve hatta Süleyman Esen isimli şahıs, soruşturma Ergenekon davası ile birleştirilir birleştirilmez serbest bırakılıyor. Neden? Bügün Türkiye'de hiçbir kurum; ne polis, ne savcıs, ne hakim ne de gazetecisi bu isimleri araştırarak daniştay saldırısının arkasındaki gerçek güçleri ortaya cıkaracak güçte ve çesarette değildir de ondan. Ergenekon davası birileri tarafından hazırlanmıştır ve danıştay saldırısı da bu hazırlık aşamasının bir parçasıdır. Ergenekon davası, F tipi yapılanmaya ve Türkiye'nin yeniden bir padişahlık ve tek adamlık yapılanmasına karşı direnecek olan isimlerin tepesinde bir kılıç gibi sallanmak üzere F tipi polisler tarafından tezgah olduğu bu haberle ortaya çıkmakda. Yukarda haberde verilen isimler, Fethullah Gülen'in yeğeni de dahil olmak üzere araştırılmadıkça gerçek derin devlet anlaşılamaz. Bu araştırma yapılmadanda Ergenekon davası yüzünden içerde yatan düşünürlerin hapislerde yatmalarına her sağ duyulu vatandaşın tepki göstermesi gerekmektedir.

AKP, bugün referandumda "Hayır" diyenleri Abdullah Öcalan "Hayır" dediği için bölücülerlede aynı saflarda olmakla suçlamakta. Abdullah Öcalan'ın neden bu görüşte olduğunu bilemeyiz, AKP ile bir anlaşma da yapmış olabilir. Fakat bir saf tutma varsa bu ancak cemaatler ile aynı safta olup olmama arasındadır. Ya ümmet olup birileri tarafından yönetileceksin, ya da birey olup kendi kendini yöneteceksin. Atatürk bizlere bu ülkeyi bırakırken yasama, yürütme ve yargıyı birbirinden ayırarak bırakmıştır. Bu kuvvetler ayrılığı ilkesini Batı toplumları büyük mucadeleler vererek kazanmışlardır. Bize ise Atatürk tarafından kolayca verildi. Bu kolay kazandığımız hakların kıymetini bilmemiz gerekiyor. Bu haklarımızı, 12 Eylül'de karşımıza getirilen referandumda "Evet" diyerek kolayca terk etmemiz isteniyor. Yargıda bügün büyük sorunlar vardır, doğrudur. Ama bunun referandumda önumuze getirilen yargıyı tek adama bağlama girişimi ile de ortadan kaldırılacağını sanıyorsak yanılıyoruz. Hele de bu adam Dolmabahçe Sarayı'na yerleşmiş padişah özentisi bir adamsa.

12 Eylül'deki referandumda oyunuz halen "Evet"mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...