Jump to content

Hz:maşita,nın imanı size ibret olsun.


Recommended Posts

«Ben sizin rabbinizim» diyerek ilâhlık iddia eden ve bu iddiasını inatla sürdürerek nice masum insanların kanına giren, nice hakîki Allah dostlarını öldürten, koca kefere Firavun'un, Allah'a inanmış bir hazinedarı ve onun da Mâşita adında bir karısı vardı. Maşita aynı zamanda Firavun'un kızının da hizmetçisi idi. Bir gün hamamda Firavunun kızının saçını tararken elinden tarak düştü. O zamana kadar îmanını gizleyen ve Firavun'un yardımını gören Mâşita, o anda îmanını gizlemek lüzumunu duymadan Bismillah diyerek tarağı yerden aldı. Mâşita'nın bu sözlerinden bir şey anlamayan Firavun'un kızı:

varbak.com - Maşita Ve Firavun'a İsyanı

Ne diyorsun, sen benim babamdan başka birinin yaratıcı olduğuna mı inanıyorsun? diye sordu.

Mâşita:

Evet! Senin, benim ve bütün kâinatın, hatta babanı da yaratan yüce Allah ve onun Resulü Hz. Musa vardır. Ben onlara inanırım, senin kafir babana değil, dedi.

Firavun'un kızı:

Nasıl olur bu? Babama söylerim ben bu meseleyi, dedi ve hakikaten hamamdan çıktıktan sonra babasına durumu anlattı. Firavun Mâşita'yı huzuruna çağırıp meselenin doğru olup olmadığını sordu.

Mâşita:

Evet! Doğrudur. Senden başka hakiki bir ilâh vardır. O öyle Allah ki, hem senin, hem de bütün kâinatın yaratıcısı olan tek bir Allah'tır. Onun yeryüzündeki elçisi de Kelîmullah Hz. Musa'dır. Allah'a ve ahirete inanan herkesin; «La ilahe illallah Musa Kelîmullah» demesi lâzımdır, diyerek îmanını Firavun'un huzurunda da ikrar etti.

Mâşita'nın bu sözleri Firavun'u çileden çıkarmıştı. Kendisini Allah olarak kabul edinceye kadar işkence yapılmasını emretti. Saçından tavana astırdı, çıplak vücudunu kamçılarla kırbaçlıyorlardı. O ise, en ufak bir taviz vermeden, îmanında ısrar ediyordu.

En sonunda Firavun, onun îmandan dönmeyeceğini anlayınca, öyle işkence etmeye karar verdi ki, o işkenceler ancak şeytanın aklına gelirdi. Mâşita'yı bir tahtaya gerdiler. Ellerinden ve ayaklarından tahtalara çivilediler. Mâşita'nın iki çocuğu vardı. Bunlardan birisi beş yaşında, biri ise henüz Kundakta idi. Evvelâ beş yaşında olan kızını getirip, Mâşita'nın ağzını zorla açarak, kızın boğazını kesip kanını onun ağzına akıtmaya çalıştılar. Her tarafı kızının kanı içinde kalmıştı. Fakat en küçük bir pişmanlık duymayan Mâşita'da, dininden dönmek gibi bir şey görünmüyordu. Bu sefer kundaktaki yavrusunu getirip annesinin kucağına verdiler. Daha meselenin ne olduğunu anlama idrakinden mahrum olan yavruyu, annenin kucağına verdiklerinde, emmek için ağlayarak annesinin memesini arıyordu.

İşte dediler. Sen Firavun'un ilâhlığını kabul etmeyecek olursan, bu çocuğunu da gözünün önünde keseceğiz. Ya dininden dön, yahut bu manzaraya razı olacaksın, dediler.

O anda annelik şefkati galip gelmek üzere idi. Mâşita nerede ise Firavun'a: «Benim Allah'ım sensin» diyecekti. Bir taraftan şeytan da bu sözleri söylemesine yardım ediyordu. Tam bu esnada Cenab-ı Allah, daha kundakdaki çocuğu konuşturmaya başladı.

Çocuk:

Anneciğim sakın îmanından döneyim deme! Bak işte karşında Cennet bahçeleri ve Cemal-i ilâhî seni bekliyor. Kessin beni bu kafir. Beni ve seni öldürmekle ancak kendisine zarar vermiş olur. Başka hiç- bir şey yapamaz. Dünyada zillet altında yaşamaktansa, şehide olarak ölüp nimete kavuşmak hem senin, hem de benim için daha iyidir, diyerek annesini ikaz etti.

Bu hal karşısında Firavun şaşkına dönmüştü:

Aman söyletmeyin şunu. Bu durumu halk duyarsa, benim hakkımda şüpheye düşerler. Halk arasına vesvese girmesin, bu kadar tebaam var, bana inanan insanlar var. Rezil olmayalım, kesin şunların kafasını! diye emir verdi.

Masum yavruyu da, evvelki gibi annesinin ağzına kestiler ve kanlarını etrafa saçtılar. Bu hadise karşısında Mâşita üzülmek şöyle dursun, ölümün bir an önce gelmesini bekliyordu. Fakat Firavun hâlâ hırsını alamamıştı. Kocasını da gözü önünde öldürmek istiyordu. Kocasını getirdiler. Hiç bir şeyden haberi olmayan adamcağız, iki yavrusunun ölüsünü ve hanımının çarmıha gerilmiş halini görünce: «Allah'ın laneti senin üzerine olsun ey koca kâfir!» diye bağırmaktan kendini ala;madı.

Firavun'un intikam hırsları iyice kabarmıştı. Bir ateş yaktırıp, ateşin üzerine içi su dolu büyük bir kazan koydurdu. Kaynadıktan sonra da, çoluğuyla çocuğuyla hepsini kaynayan kazanın içine atıp, kaynatarak öldürdü. Kazana atılacakları zaman, suyun içinden:

«Ey Allah'ın has kulları! Melekler ve bütün canlı varlık size gıpta etmektedir. Bu kaynayan ateş değil, Allah'ın sizin için hazırladığı bir Cennet bahçesidir. Buraya gelmek için acele ediniz. Sakın hiç üzülmeyiniz» sesleri geliyordu.

Bu zamana kadar bütün Allah'a inanan insanlara bir örnek olacak olan bu hadise, bundan binlerce sene evvel vuku bulmuş olsa da bugün de, İslâm düşmanları Allah'a inananlara bu gibi işkencelerden zevk almaktan, Firavun'dan daha geri değillerdir. Allah îmanı kâmil nasip eyleye...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın angutmuşta firavun daha angut bir herifmiş, karşısında kundaktaki bebe konuşuyor buna rağmen şaşırmıyor.Bu nasıl olabilir demiyor.

Herneyse bu aptal masal için teşekkürler.

--->Tavanarası--->Çöplük

tarihinde RamizDayı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kadın angutmuşta firavun daha angut bir herifmiş, karşısında kundaktaki bebe konuşuyor buna rağmen şaşırmıyor.Bu nasıl olabilir demiyor.

Herneyse bu aptal masal için teşekkürler.

--->Tavanarası--->Çöplük

Senin başına böyle bir durum gelse onada kulp yakıştırırsın firavun kafirlikde o kadar ileri gitmişki kendinin Allah olduğu düşüncesinin etrafindaki insanların gözünden düşme tehlikesi daha ağır basıyor kendine göre.

tarihinde brokoli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hey gidi koca göbekli yüce rabbim hey!

Firavunların kendilerini yaratıcı olarak değil tanrıların dünyadaki yansımaları, yani günümüz diliyle halifeleri olarak gördüklerini ve tanrılar adına -kendi adlarına değil- ülkeyi yönettiklerini bilmesek yiyecez! Yanisi yukarıyı (evren) yönetenler tanrılar aşağıyı (dünya) onlar adına yönetenler firavunlar. Hepiciği bu!

Muhammedin elçilik iddiasından bir farkı yok yani firavunların.

Ha arada zibidiler var mıdır olabilir mısır bilimci değilim. Ama kelek de yiyecek yaşı çoktan geçtim. Papa allah gibi geziyor ortalıkta sizin fettolar da o allahcıklarla kol kola geziyor. Bundan bin sene sonra dinlerin esamesi okunmayacaktır lakin diyelim ki okunmakta olacaktır. Aha o zamanın müsloları da papaları allahlık iddiasıyla yücelteceklerdir firavunlara yaptıkları gibi. Fettocuklarda birer musa olup bitaraflarından sürekli yalanacaktır.

Çoluk çocuk masallarıyla bu denli orgazmlar yaşamanız da dehşet verici yani.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sizin bu ota bo(t)a inanmanız gerçekten beni hayrete düşürüyor.

Bu hikaye kimin arka kısmından uydurulmuş bilmiyorum ama maşita hazzzretlerinin ismi var firavun kim , ne zaman geçmiş belli değil.

Yere bisssmillah diye eğilmiş, yahudi inancında allah ve benzeri bir tanrı bir tek sizin hikayelerinizde var.

Kundaktaki çocuk konuşmuş vay anam vay. Bu maşita hazretlerinin öldürülmesi işkencesi bin yılları aşıp nasıl gelmiş,

o aşşaalık firavun mu anlatmış bunu dikilitaşlara mı kazıtmış.

bu arada :

MAŞITA: (Meşşâta) Baş tarayan. , (Meşşâta) Baş tarayan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

O zamana kadar îmanını gizleyen ve Firavun'un yardımını gören Mâşita, o anda îmanını gizlemek lüzumunu duymadan Bismillah diyerek tarağı yerden aldı.

Vatandas Misirli ama ne hikmetse 'Bismillah' diyor. Koptum.

Belki bu sohbet de Arapca yapilmistir, ne bilelim? Hikmetinden sual olunmaz..

tarihinde Satsuma54 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 years later...

Müslümallar firavun dedikçe hangisi? diye sormak lazım. Bu soytarılar firavunu, adı firavun olan tek bir kişi sanıyorlar.

Hele ki bir tanesi vardı, Muhammed ile firavunu kapıştırmaktaydı, son firavun sayılabilecek kişi ile aralarında 600 sene olduğunu bilmeden.

Bu müslümallar, kendini müslüman sananlara bir uyarı işareti olmalı; bu deve ile aynı şeylere inanıyor olamam demeli, sorgulamalılar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

öncelikle sizin de söylediğiniz gibi bu hikaye ancak: "allah var, peygamberi de var" ön kabulünü yaptıktan sonra bir anlam kazanacağı için, bu forumdaki inançsız kişiler için iman-din açısından bir anlam içermemektedir.

gerekli ön kabulü yapmış toplulukların içerisinde anlatılırsa (cemaat sohbetlerinde mesela) bir anlam ifade edebilir. (hikayenin doğruluğu ve firavun dediğiniz şahsın hangi firavun olduğunu sorgulamadım)

ikincisi:

konu başlığı: Hz:maşita,nın imanı size ibret olsun.

konu içindeki yazı: Bu zamana kadar bütün Allah'a inanan insanlara bir örnek olacak olan bu hadise, bundan binlerce sene evvel vuku bulmuş olsa da bugün de,İslâm düşmanları Allah'a inananlara bu gibi işkencelerden zevk almaktan, Firavun'dan daha geri değillerdir. Allah îmanı kâmil nasip eyleye...

bu son cümleyi okuyana kadar inançsız biri olarak bu hikayeden neyi ibret almam gerektiğini anlamamıştım. son cümleyi okuyunca ise şaşırdım. sanki burası: "inananlara işkence" forumu, biz de işkenceci sadistleriz gibi yazmışsınız. yazdığınızdan açıkça bu anlam çıkmaktadır çünkü başlıkta: "size ibret olsun" yazarken, içerikte de: "günümüzde imanlılara işkence edenlere ibret oluyor bu hikaye" yazmışsınız. burada kimseye zararı olmayan bir sürü ateist var ve bu yazdıklarınız buradaki birçok kişiye hakaret olarak algılanır.

inançsız olmamız işkenceden zevk alan bir sadist olduğumuz anlamına gelmiyor. inançsız biri olarak bu hikayeden (ya da masal mı demeliyim?) alacağım tek ibret, pislik insanlar tarafından masum insanlara yapılan işkencelerin iğrençliğidir.

tarihinde Ben Masumum tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

RamizDayı

Kadın angutmuşta firavun daha angut bir herifmiş, karşısında kundaktaki bebe konuşuyor buna rağmen şaşırmıyor.Bu nasıl olabilir demiyor.

Senin başına böyle bir durum gelse onada kulp yakıştırırsın. firavun kafirlikde o kadar ileri gitmişki kendinin Allah olduğu düşüncesinin etrafindaki insanların gözünden düşme tehlikesi daha ağır basıyor kendine göre.

firavun gurur yaptı diye biz de illa gurur yapacak değiliz hocam.

dini masallarda kendsine inanılmaz bir mucize sunulan kişilerin tamamının bu inanılmaz mucizeyi hiçe sayıp, gözleriyle gördükleri mucizeye rağmen hep (her hikayede) inanmama konusunda ısrarlarına devam ediyor olmaları sizce ilginç değil mi? bu kadar mı çok gururlu insan varmış?

tarihinde Ben Masumum tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...