Jump to content

Laik-Dinci Catismasinin Sehirli-Koylu boyutu


Recommended Posts

işte yine klişe söylemler bunların arkasına sığınmayı bırakın bazı yerlerde hassasiyet varmış

hadi siz açık açık dile getiriyorsunuz inamadığınızı peki inamadığı halde menfaati uğruna

saltanatı uğruna takıyye yapanlar müslümanlığın uzağından geçmeyen ama ısrarla müslümanım

diyenlere birşey diyemezsiniz tabii beni herhangi cemaat yada fırka enterese etmez

ben kitabımda ne yazıyorsa ona inanırım ha bu cemaatler yada gruplar kitaba ters şeyler yapıyorsa

bunlar kitaba izafe edemezsiniz zira uygulamadaki hatalar sistemi bağlamaz.

Kİtabın arkasına sığınıp bazı şeyler yapanları sanki biz destekliyoruz dinci saltanatmış

işinize gelmeyince konuyu saptırıp farklı mahfillere çekiyorsunuz

siz beni o cahil müslümanlardan sandınız herhalde gelenekçi islamı gelenek için yaşayan

tarikatçi,cemaatçi ya da ne derseniz artık inkar edebilirmisiniz yazdıklarımı ederim desenizde inanmam

söylemleriniz aristoratkların saltanatının devamından başka işe yaramaz ...

vesselam... :angry:

Ta Demokrat partiden beri tüm sağ partiler islam ile köylülüğü o kadar iyi kullandılar ki... Yazdıklarınız aynı kullanılanların manifestosu gibi olmuş... Sonunda giyotinleri kuracaksınız galiba meydanlara...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Komik olmayın solcu partiler onlardan dahada gülünecek durumda meydanlarda çiftçinin köylünün

sorunlarına çözüm bulacağız diye bağıran ama bir yandan onları bir çeşit işçi gibi gören benim(!)

çıkıp dinde başörtüsü yoktur diye fetva verip sonrada bayanlara başörtüsü dağıtan benim(!)

hiç bir siyasi oluşum beni enterese etmiyor zira aynı düzen hepsin de de hakim

Siz karşı tarafın hatalarına o kadar endesklenmişsiniz ki kendi savunduğunuz oluşumların

hatalarına bakmayı denemiyorsunuz...sağcı solcu farketmiyor hepsi aynı ...

bende aynı şeyden korkuyordum ama siz bir reform yapıp önce tank yürütürsünüz

sonra giyotinleri kurarsınız...

vesselam...

tarihinde Firaki tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kirsaldan gelip kendi tutuculugunu birakamayip, nesillerdir sehirde olan aydinlanmis insanlari kiskanip veya cekemeyip geleneklerini ona dayatma istegi vardir.

Evet kimi zaman böle oluyor ama bunu bir takım yobaz genelleme yapılamz kimi köylülerle öle köylü vardırki medeniyetlidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet kimi zaman böle oluyor ama bunu bir takım yobaz genelleme yapılamz kimi köylülerle öle köylü vardırki medeniyetlidir.

metal kardeşim söylediğin doğru.

zaten burda mesele tek tek bireyler ve onların suçlu oluşu falan değil.

toplumsal bir olgudan bahsediliyo burda.

Link to post
Sitelerde Paylaş

C3PO yazınız ön yargılarla dolu! Mesele kimin yük olup kimin olmadığı meselesi ise şehirlerin kendi içinde ve ülke genelinde nasıl yük olduklarını çok açık tatışabiliriz. Neden mi? Çünkü bu ülkede şehir yaşamı daha yeni bir olgu! Ve şehirle denilen kişilerde çoğunlukla köylerden göç etmiş kesimlerden oluşuyor. Ya da küçük şehirlerden büyük şehirlere. Konu kimin yük olduğu meselesinden daha çok neden yük olduğu meselesinden başlanarak düşünülebilir.

Bu noktada şehirlerde yaşayan vatandaşların çoğu bir nesilden fazladır orda olmayabilir. Buda dönemsel olarak yaşanan yoğun göçlerden kaynaklanıyor. DP döneminde oluşturulan sanayi girişimi daha geniş olarak liberal ekonomi atağı ile köylerden şehire yoğun bir nüfus geçişi oldu. Bu vatandaşlarımız oralarda adapte olmakta zorluklar çektiler. Sonuç olarak o dönemden sonrada hükümetler popüler siyaset yapmaya devam edince her göç eden birey oraya kendi kültürünü taşıdı ve oranın kültürünü almakta zorlandı. Bunu çok doğal görmeliyiz. Çünkü açlık sınırında yaşayan bir insan ancak o seviye imkanlarla hayat mücadelesini verir. Böylece ondan elit bir kültüre yatkın olmasını beklemek ancak aymazlık olabilir.

Öncelikle bu sorunlar yaşandığı ilk dönem itibariyle popüler siyaset yerine akın akın gelen göç dalgasına yönelik politikalar ve gelecek stratejiler yürütülebilirdi. Bunca insan burada iş bulamayacak ve barınmakta sıkıntı çekecekti. Bu biriken sıkıntılarda zamanla psikolojik ve sosyal yaralara sebep olacaktı. İşte ta o zamandan iktidarlar bunu düşünmüş olsalardı bir çok insan mağdur olmayacak ve sosyolojik ve ekonomik sorunlar ortaya çıkmayacaktı!

Kırsaldan gelen insanların hepsi tutucuymuş gibi yazmakta haksızlık oluyor. Siz gelin doğuya ve sizi birkaç köye götüreyim. Orada ki örf, adet, gelenek vs genel analamda törel standart nerede var! Hoşgörü insana saygı vs! Yani algınızda tüm köyler birmiş gibi olgusallaşmış fakat bu böyle değil! En azından doğunun çoğu köyünde hiçte öyle değil! Şehirlere göç eden insanların aydınları kıskandığını düşünmüyorum. Açlık sınırında yuvarlanan insanın kıskanmaya vakit bulacağınıda düşünmüyorum. Tabi bu ifadelerimi genellemiyorum. Kıskananda olacaktır. Bu sebeple türlü kötü yollara başvuranda olacaktır.

Almanya da bunu yapamamalarının sebebi Alman eğitim, kültür, yasal vs sisteminin bu konuda taviz vermemesi olabilir. Alman arkadaşlar daha iyi bilirler.

Almanyada ki yurtdaşlarımızın çıldırdıklarını düşünmedim hiçbir zaman. Sanırım orada ki tek milliyetçi ya da hip hop'çılarda onlar değilller. Orada var olan gençlik eğilimlerinden etkilenmeleride oldukça normal.

Özellikle neden köktenci milliyetçi ya da solcu olduklarınında daha derin bir mevzusu vardır. Bunu darbe dönemlerini okuyarak yakalayabiliriz.

Türkiye de oluşan sosyal etkileşim sonucunda popüler siyaset yüzünden karma ve milli olmayan ya da en azında ne olduğu belli olmayan bir sosyal yapı oluşuyor. Bu ne dinle, tarihle, ırki kimlikle vs tam örtüşmüyor. Sanırım globalizmin olumsuz yansımalarında etkileniyoruz. Geçmiş sorunsalların üzerine diğer kültürlerle etkileşimde hazırlıksız yakalanmış olabiliriz. Yani Arap ve Avrupa kültürü ve milli değerlerle yoğrulmuş ilginç bir oluşum var. Bu her kesimde var! Bunları doğal gördüğüm gibi hastalıklı bir şekilde ilerlediğini düşünüyorum. Yani sonuç olarak sebepler ne olursa olsun sonuçlar hiç istemediğimiz gibi ve olumsuz olabilir!

Şehirli bürokrasi adam olsaydı ve dönem dönem gelen popüler siyasetçilere karşı dursaydı. Ya da halkın yanında durarak ve öncelikle halkın çıkarlarını korusaydı. Hastalıklı bir şekilde öncelik olarak kendi çıkarları ile uğraşan bir bürokrasi bu olanları hak ediyor!!!

Köy ve şehir uçurumuda normal bir gidişat. Sanayileşmiş ülkelerde seyir bu şekilde olur. Önemli olan dengeli ve sistematik bir sanayileşmeye gidebilmekti. Bunu beceremeyen siyasi kalpazanlar yerine köylülerde suç aramakta bizi ayrıca sorunlu bir bakışa yöneltir.

Laik/dinci temelinde bir sorun tam olarak yok bu parti diktatörleri arasında var! Parti içi demokasiden ve genel anlamda demokrasiden uzak insanların sorunu bu dedikleriniz. Halk daha çok aş peşinde. Onların için öncelik ekonomik, sağlık boyutundadır. Dinci/laik kamplaşmasını yaratanda yine bu ahmak siyasilerdir. Memlekette çözülecek başka iş kalmadıda bunlarla uğraşıyorlar. Şimdi dersinizki bunları yapanlar sağ iktidarlar değil mi? Evet geçmişe bakınca bu sorunların altında daha çok sağcı tohumlar görüyoruz. Fakat sağ/sol diye ayırmayı pek doğru bulmuyorum tarih bir bütündür ve benim için yanlışlar hepimizdir. Doğrularda öyle. Yani devamlı olarak etkileşim içindeyiz. Herhangi bir hatayı sadece bir kesime dayandırıp onları ötekileştirmek sonuç getirmeyecektir. Sonuç onların ve kendimizin hatalarını görüp ötekileştirmeden gerçekçi çözümleri sunabilmektir. Bu sorunlar halkçı bir iktidarla elbette çözülebilir. Fakat bu halkçı iktidarın ilk olmasa da önemli sıradaki işi eğitim, istihdam ve sağlık sorunlarını halletmektir. Bunun için ekonomi lazımdır. Yani ilk iş ekonomidir. Sonrası gerçek bir iktidarın çözmesi için pekte zor olmasa gerek. Tabi bu iktidarın başa gelmesi içinde halkın bilinçli olması gerekir. Bugün mümkün müdür? Hayır! Fakat tarih halkların bilinçlenmesine şahitlik etmiştir. Tekrar bir bilinçlilik dönemi oluşacaktır. Bunun için hepimizin burnunun sürtmesi gerekecek:=)

Sevgili C3PO köyün neyi yük olacak:=) Köylüleri sanayi için köleleştirenlerde bulmak gerek sorunu! Köylünün ne suçu var adam kültürel, ekonomik vs birikimi ile çalışmaya geliyor. Bunu isteyende popülist hükümetler! O da gidip çalışıyor. Kendisi yük olmak istemiyor, ki asıl amacıda çalışıp kazanmak fakat dediğim gibi dönemsel çıkarlarına bakan ve ileriyi düşünmeyenler yüzünden bize yükmüşler gibi geliyor! Halbuki asıl yük bürokrasi denen iş bilirlerde. Genellemek lazım ama köylü yük olamaz. Ki kendileri üretip kendileri kazanıyorlar. Köylere devletin ne yardımı uzanıyor ki! Üstelik köylülerin kendi alanlarında gelişmelerini sağlamak yerine sürüymüşçesine sehirlere yöneltenlerde hükümetler.

tarihinde Nektar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden onyargiliyim? Sehirde yasayan ve tutucu dindar bir yasam suren karsilastiginiz insanlara sorun, "nerelisiniz?" diye bakalim ne diyecekler. Kendileri degilse abeveynleri kirsaldan gelmis olacak.

Ben burada koy kotudur, kirsal kotudur demiyorum ki. Ben sehirleri sevmem mesela sehirli olmama ragmen..

Sadece bizim ulkemize ozel bir tespit yapmak istedim. Kirsalda beslenen din ulkenin geri kalanina salindi bence..

tarihinde C3PO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
C3PO yazınız ön yargılarla dolu! Mesele kimin yük olup kimin olmadığı meselesi ise şehirlerin kendi içinde ve ülke genelinde nasıl yük olduklarını çok açık tatışabiliriz. Neden mi? Çünkü bu ülkede şehir yaşamı daha yeni bir olgu! Ve şehirle denilen kişilerde çoğunlukla köylerden göç etmiş kesimlerden oluşuyor. Ya da küçük şehirlerden büyük şehirlere. Konu kimin yük olduğu meselesinden daha çok neden yük olduğu meselesinden başlanarak düşünülebilir.

Bu noktada şehirlerde yaşayan vatandaşların çoğu bir nesilden fazladır orda olmayabilir. Buda dönemsel olarak yaşanan yoğun göçlerden kaynaklanıyor. DP döneminde oluşturulan sanayi girişimi daha geniş olarak liberal ekonomi atağı ile köylerden şehire yoğun bir nüfus geçişi oldu. Bu vatandaşlarımız oralarda adapte olmakta zorluklar çektiler. Sonuç olarak o dönemden sonrada hükümetler popüler siyaset yapmaya devam edince her göç eden birey oraya kendi kültürünü taşıdı ve oranın kültürünü almakta zorlandı. Bunu çok doğal görmeliyiz. Çünkü açlık sınırında yaşayan bir insan ancak o seviye imkanlarla hayat mücadelesini verir. Böylece ondan elit bir kültüre yatkın olmasını beklemek ancak aymazlık olabilir.

Öncelikle bu sorunlar yaşandığı ilk dönem itibariyle popüler siyaset yerine akın akın gelen göç dalgasına yönelik politikalar ve gelecek stratejiler yürütülebilirdi. Bunca insan burada iş bulamayacak ve barınmakta sıkıntı çekecekti. Bu biriken sıkıntılarda zamanla psikolojik ve sosyal yaralara sebep olacaktı. İşte ta o zamandan iktidarlar bunu düşünmüş olsalardı bir çok insan mağdur olmayacak ve sosyolojik ve ekonomik sorunlar ortaya çıkmayacaktı!

Kırsaldan gelen insanların hepsi tutucuymuş gibi yazmakta haksızlık oluyor. Siz gelin doğuya ve sizi birkaç köye götüreyim. Orada ki örf, adet, gelenek vs genel analamda törel standart nerede var! Hoşgörü insana saygı vs! Yani algınızda tüm köyler birmiş gibi olgusallaşmış fakat bu böyle değil! En azından doğunun çoğu köyünde hiçte öyle değil! Şehirlere göç eden insanların aydınları kıskandığını düşünmüyorum. Açlık sınırında yuvarlanan insanın kıskanmaya vakit bulacağınıda düşünmüyorum. Tabi bu ifadelerimi genellemiyorum. Kıskananda olacaktır. Bu sebeple türlü kötü yollara başvuranda olacaktır.

Almanya da bunu yapamamalarının sebebi Alman eğitim, kültür, yasal vs sisteminin bu konuda taviz vermemesi olabilir. Alman arkadaşlar daha iyi bilirler.

Almanyada ki yurtdaşlarımızın çıldırdıklarını düşünmedim hiçbir zaman. Sanırım orada ki tek milliyetçi ya da hip hop'çılarda onlar değilller. Orada var olan gençlik eğilimlerinden etkilenmeleride oldukça normal.

Özellikle neden köktenci milliyetçi ya da solcu olduklarınında daha derin bir mevzusu vardır. Bunu darbe dönemlerini okuyarak yakalayabiliriz.

Türkiye de oluşan sosyal etkileşim sonucunda popüler siyaset yüzünden karma ve milli olmayan ya da en azında ne olduğu belli olmayan bir sosyal yapı oluşuyor. Bu ne dinle, tarihle, ırki kimlikle vs tam örtüşmüyor. Sanırım globalizmin olumsuz yansımalarında etkileniyoruz. Geçmiş sorunsalların üzerine diğer kültürlerle etkileşimde hazırlıksız yakalanmış olabiliriz. Yani Arap ve Avrupa kültürü ve milli değerlerle yoğrulmuş ilginç bir oluşum var. Bu her kesimde var! Bunları doğal gördüğüm gibi hastalıklı bir şekilde ilerlediğini düşünüyorum. Yani sonuç olarak sebepler ne olursa olsun sonuçlar hiç istemediğimiz gibi ve olumsuz olabilir!

Şehirli bürokrasi adam olsaydı ve dönem dönem gelen popüler siyasetçilere karşı dursaydı. Ya da halkın yanında durarak ve öncelikle halkın çıkarlarını korusaydı. Hastalıklı bir şekilde öncelik olarak kendi çıkarları ile uğraşan bir bürokrasi bu olanları hak ediyor!!!

Köy ve şehir uçurumuda normal bir gidişat. Sanayileşmiş ülkelerde seyir bu şekilde olur. Önemli olan dengeli ve sistematik bir sanayileşmeye gidebilmekti. Bunu beceremeyen siyasi kalpazanlar yerine köylülerde suç aramakta bizi ayrıca sorunlu bir bakışa yöneltir.

Laik/dinci temelinde bir sorun tam olarak yok bu parti diktatörleri arasında var! Parti içi demokasiden ve genel anlamda demokrasiden uzak insanların sorunu bu dedikleriniz. Halk daha çok aş peşinde. Onların için öncelik ekonomik, sağlık boyutundadır. Dinci/laik kamplaşmasını yaratanda yine bu ahmak siyasilerdir. Memlekette çözülecek başka iş kalmadıda bunlarla uğraşıyorlar. Şimdi dersinizki bunları yapanlar sağ iktidarlar değil mi? Evet geçmişe bakınca bu sorunların altında daha çok sağcı tohumlar görüyoruz. Fakat sağ/sol diye ayırmayı pek doğru bulmuyorum tarih bir bütündür ve benim için yanlışlar hepimizdir. Doğrularda öyle. Yani devamlı olarak etkileşim içindeyiz. Herhangi bir hatayı sadece bir kesime dayandırıp onları ötekileştirmek sonuç getirmeyecektir. Sonuç onların ve kendimizin hatalarını görüp ötekileştirmeden gerçekçi çözümleri sunabilmektir. Bu sorunlar halkçı bir iktidarla elbette çözülebilir. Fakat bu halkçı iktidarın ilk olmasa da önemli sıradaki işi eğitim, istihdam ve sağlık sorunlarını halletmektir. Bunun için ekonomi lazımdır. Yani ilk iş ekonomidir. Sonrası gerçek bir iktidarın çözmesi için pekte zor olmasa gerek. Tabi bu iktidarın başa gelmesi içinde halkın bilinçli olması gerekir. Bugün mümkün müdür? Hayır! Fakat tarih halkların bilinçlenmesine şahitlik etmiştir. Tekrar bir bilinçlilik dönemi oluşacaktır. Bunun için hepimizin burnunun sürtmesi gerekecek:=)

Sevgili C3PO köyün neyi yük olacak:=) Köylüleri sanayi için köleleştirenlerde bulmak gerek sorunu! Köylünün ne suçu var adam kültürel, ekonomik vs birikimi ile çalışmaya geliyor. Bunu isteyende popülist hükümetler! O da gidip çalışıyor. Kendisi yük olmak istemiyor, ki asıl amacıda çalışıp kazanmak fakat dediğim gibi dönemsel çıkarlarına bakan ve ileriyi düşünmeyenler yüzünden bize yükmüşler gibi geliyor! Halbuki asıl yük bürokrasi denen iş bilirlerde. Genellemek lazım ama köylü yük olamaz. Ki kendileri üretip kendileri kazanıyorlar. Köylere devletin ne yardımı uzanıyor ki! Üstelik köylülerin kendi alanlarında gelişmelerini sağlamak yerine sürüymüşçesine sehirlere yöneltenlerde hükümetler.

Yazinizda katildigim cok nokta var, ozellikle konulara getirdiginiz aciklamalar icin tesekkur ederim

Link to post
Sitelerde Paylaş
Neden onyargiliyim? Sehirde yasayan ve tutucu dindar bir yasam suren karsilastiginiz insanlara sorun, "nerelisiniz?" diye bakalim ne diyecekler. Kendileri degilse abeveynleri kirsaldan gelmis olacak.

Ben burada koy kotudur, kirsal kotudur demiyorum ki. Ben sehirleri sevmem mesela sehirli olmama ragmen..

Sadece bizim ulkemize ozel bir tespit yapmak istedim. Kirsalda beslenen din ulkenin geri kalanina salindi bence..

Bu doğru bir tespit; oluşturulan, beslenen (özellikle esnaflar eliyle), örgütlenen, palazlandırılan, kendi çizgisinde eğitilen bir kesim artık kendini gösterdi... Cemaatlerin çok fazla etkisi var bu işte... İran devrimini de ilk olarak esnaflar beslemiş zaten...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir gun taksiye binmistim, soforle bu konulari konusuyorduk. Adama insanlar Iran gibi olmaktan korkuyorlar dedim, kadinlar "bizi kapatmasinlar" diye korkuyorlar dedim. Normal bir adam gibi gozukuyordu sonra dedi ki "Benim esim de "bu aciklara niye birsey yapmiyorlar, onlar da acik sacik geziyor" diyor" dedi.

Aslinda esi degil, kendisi soyluyor tabii bunu..

Zaten hep esnaf, taksici, boyle islerini yerilerinde durarak (cok mesgul olmayan, sohbete falan vakti olan) yapan insanlar boyle oluyor.

tarihinde C3PO tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...