Jump to content

Ölünce ne oluyor?


Recommended Posts

  • İleti 377
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Cennet de cehennem de bu dünyada. İnsanların kafasının içinde ve yaşadığı ortamda.

Güzel yurdumun cennet köşesine yaşıyorum. Dindarların cennet için öngördükleri her şey mevcut. Adeta burayı tanımlamışlar. Maddi ve manevi hiçbir sıkıntım yok. Mevcut problemler ve bu problemlerin üstesinden gelmek yaşama zevk katıyor.

Ben varsam ölüm yok.

Ölüm varsa ben yokum.

Aksine, sen varsan ölüm var...

Ölüm, o sahip olduğun tüm güzellikleri kaybedeceğinin farkındalığıdır.

Sen varoldukça ölüm olgusu vardır ve onunla yüzleşirsin.

Senin zihninin dışında doğada ölüm diye birşey yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sayın Hacı,

"Yaratılmak" diyince bende sizi yaratan bir Tanrının olduğunu düşündüğünüzü sandım bir an için.

O bakımdan yani.

Kusuruma bakmayın lütfen.

Saygılar.

Kusura bakacak bir şey yok kardeşim.

Yaratılış, yaratılma, yaratıcı gibi kelimeler ve deyimler yalnız inanırların tekelinde değildir.

Ateistler o deyimleri ve daha yüzlercesini, teist olarak suçlanacakları korkusu ile kullanmaktan çekinirler.

Onları kullandığım için birçok kereler bir inanır hatta bir Müslüman olmakla suçlanmışımdır.

Beni suçlayanlar da iyi ateist olsalar bari..

Alıştım artık ve önem vermiyorum.

Alınmıyorum da artık. Hiç üzülmeyin..

Hassasiyetinize teşekkürler yine de.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kusura bakacak bir şey yok kardeşim.

Yaratılış, yaratılma, yaratıcı gibi kelimeler ve deyimler yalnız inanırların tekelinde değildir.

Ateistler o deyimleri ve daha yüzlercesini, teist olarak suçlanacakları korkusu ile kullanmaktan çekinirler.

Onları kullandığım için birçok kereler bir inanır hatta bir Müslüman olmakla suçlanmışımdır.

Beni suçlayanlar da iyi ateist olsalar bari..

Alıştım artık ve önem vermiyorum.

Alınmıyorum da artık. Hiç üzülmeyin..

Hassasiyetinize teşekkürler yine de.

Açıklamaların için ben tşk ederim esas Hacı abi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne oldu sana?

Ateist mi oldun?

Yok hacı abim, ateist filan olmadım.

Çok içten, çok yalın, çok samimi ve çok doğru şeyler yazmışsın. İnsanın bu dünyada ne yapması gerektiğini harika bir şekilde o ellerinle oya gibi işlemişsin. Onları görüp teşekkür edemeden gidemedim.

O teşekkürü etmek için benim illede ateist olmama gerek yoktur. İnsan olmamız yeterlidir diye düşünüyorum.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ölümün ne olduğunu bilmek için önce yaşamın ne olduğunu bilmemiz gerekiyor, değil mi?

Yaşamın ne olduğunu bilmeden ölümü bilemeyiz.

Önce yaşamı materyelist ilkelere uygun olarak tanımlayalım.

Bu arada bazı sürprizlerle karşılaşırsak şaşırmayalım.

Yaşamın ve ölümün gizemlerinin onlarda saklı olduğunu unutmayalım.

MATERYELİST AÇIDAN CANLILIK NEDİR?

Yaşamı materyelist açıdan inceleyelim… Canlı varlıklar, sayısız atom ve moleküllerden oluşan ve termodinamik ilkelerine harfiyen uyan bir yapıya sahiptirler. Bu yapı asla statik değildir. Döllenmeyi izleyen her anı sürekli bir devinim içindedir. Kendisini oluşturacak sperm ve ovumun moleküler yapısı döllenmeden önce de sürekli olarak değişmektedir. Canlı ölünceye kadar mevcut bütün atomlarını sürekli olarak yeniler. Buna biz metabolizma diyoruz. Vücut dışına atılan atomlar asla yok olmazlar. Çünkü proton çürümez.. Bu durumda diyebiliriz ki canlıları oluşturan atomlar, canlı ortaya çıkmadan önce de vardırlar. Atomlar canlının yaşamı süresince durmaksızın yenilendiklerinden dolayı, materyelizm açısından canlıları kesin ve değişmeyen fiziksel birimler olarak kabul etmek mümkün değildir. Ayrıca canlı birimlerin bir başlangıç ve sona sahip gibi görünmelerine rağmen, canlılığın bilinen bir başı ve sonu yoktur. Aynı atomlar milyarlarca yıldır, sürekli olarak, çesitli canlıların yapısına katılmaktadırlar. Canlıları oluşturan atomlar yok olmazlar. Bir diğer canlıda devam ederler..

Yaşamı materyelist açıdan ele alınca, başı sonu olmayan sürekli bir devinim olduğu sonucuna varırız. Doğum ve ölüm biz insanların uydurduğu, doğada olmayan kavramlardır. Doğada doğum ve ölüm yerine sadece değişimler ve devinimler vardır. Madde enerjidir. Enerji yok olmaz. Sadece bir şekilden diğerine geçer. Bu durumda materyelist felsefe bakış açısından canlıyı şöyle tanımlayabiliriz:

Canlı, kendisini oluşturan atomların sürekli bir devinim yapmasını sağlayan karmaşık bir yapıya sahip, her türlü etkinliğin bir amaca hizmet etmek üzere senkronize edildiği, fizik yasalarına harfiyen uyulan bir enerji değişimi olduğu, son derece kompleks ve sürekli süreçlerin aslında olağan fizik yasalarına uymak şeklinde tezahür ettiği, kendisinden önce gelenlerin devamı olduğu gibi, kendisinden sonra gelecek olanlarla da devam eden, bu arada atomlarının sürekli deviniminden dolayı, her an farklı bir şekil alan, olağanüstü bir varlıktır.

Materyelist görüşe göre de canlılık olağanüstü bir olgudur. Olağanüstü diyorum, çünkü yaşamın nasıl başladığı henüz kesin olarak bilinmemektedir. Evrende sanıldığından daha yaygın bir fenomen olabilir. Yine de bu müthiş olgu varlığını cansız atom ve mokelüllerin tepkileşmesine borçludur. İlk başlangıcın bilinmemesi, yaşamın ilahi bir mucize olmasını gerektirmez. Canlı yaratıkların mevcut bütün fizik yasalarına uyması bu olağanüstü varlığın materyelizmle açıklanabileceğini telkin etmektedir.

Materyelist bakış açısından bütün yaşam sadece bunlardan mı ibaret?

Nerede maneviyat? Nerede biliç? Nerede vicdan?

Materyelizm bunları da açıklayabilir mi?

Materyelizm açısından ölüm nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ölümü dinsiz materyalistlere sormak saçma.Körden rehberlik istemek gibi birşey.Bu konu materyalizmle ifade edilemez.Ancak inkar edilir.

İslam'da ölünmez,ölüm "tadılır".Kısa bir an,geçiş sürecidir yani."Küllü nefsin zaiketul mevt".Her nefs ölümü tadacaktır.Ölecektir denmiyor.Burası çok önemli.

Ölümün tadılışının hemen ardından ruh yine vücutta bulunmaya devam eder.Cenaze namazının kılınışını gömülüşünü görür.Gömenlerin uzaklaşırken ayak seslerini bile işitir hadise göre.Bu hal bir süre devam eder.Haliyle bedende çürüme de başlar.Bir süre sonra meftanın dış dünyayla ilişkisi silikleşir ve kabir alemi denen boyuta geçer ruhu.Burası bir uyku hali gibidir.Kişiseldir.Cennetliklerin kabir alemi cenneti müjdeleyen bir cennet bahçesi,cehennimliklerinki de cehennemi haber veren bir cehennem çukuru gibidir.Bu hal de İsrafil a.s.ın sura üfleyip berzah sürecini başlatmasına kadar sürer.Bundan sonra kabir alemindeki tüm ruhlar uyanır ve hakiki cennet veya cehenneme gidilir.Burası ebedi duraktır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ölümün tadılışının hemen ardından ruh yine vücutta bulunmaya devam eder.Cenaze namazının kılınışını gömülüşünü görür.Gömenlerin uzaklaşırken ayak seslerini bile işitir hadise göre.Bu hal bir süre devam eder.Haliyle bedende çürüme de başlar.Bir süre sonra meftanın dış dünyayla ilişkisi silikleşir ve kabir alemi denen boyuta geçer ruhu.Burası bir uyku hali gibidir.Kişiseldir.Cennetliklerin kabir alemi cenneti müjdeleyen bir cennet bahçesi,cehennimliklerinki de cehennemi haber veren bir cehennem çukuru gibidir.Bu hal de İsrafil a.s.ın sura üfleyip berzah sürecini başlatmasına kadar sürer.Bundan sonra kabir alemindeki tüm ruhlar uyanır ve hakiki cennet veya cehenneme gidilir.Burası ebedi duraktır...

Şuraya bakın adam bunları sanki gitmiş görmüş gibi anlatmış.

Yav bir tane normal bir insan nurcu göremeyecekmiyim dünyada.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şuraya bakın adam bunları sanki gitmiş görmüş gibi anlatmış.

Yav bir tane normal bir insan nurcu göremeyecekmiyim dünyada.

Sevgili xislam,

Bir kısmı kurana uygun ama. Her can ölümü tadacak kısmı. Yani kuranda ölüm son gibi sunulmaz. Ölüm bir geçiştir.

Gerisi cemaate uygun kişisel düşünceleri sanırım. Onlara bişey diyemem.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şuraya bakın adam bunları sanki gitmiş görmüş gibi anlatmış.

2/3 Onlar görmediklerine inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına verirler.

Elhamdülillah her müslüman gibi ben de görmüş gibi inanıyor,hissediyorum.Şüphe duyan imanlı değildir zaten...

Link to post
Sitelerde Paylaş

2/3 Onlar görmediklerine inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına verirler.

Elhamdülillah her müslüman gibi ben de görmüş gibi inanıyor,hissediyorum.Şüphe duyan imanlı değildir zaten...

Hocam burda süper zenci diye birinden bahsediyorlar, bilmem sizde okudunuzmu hiç.

Ona niçin görmeden inanmıyorsunuzda bunlara inanıyorsunuz merak etmekteyim.

Saygılar..

Link to post
Sitelerde Paylaş

2/3 Onlar görmediklerine inanırlar, namazı kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan başkalarına verirler.

Elhamdülillah her müslüman gibi ben de görmüş gibi inanıyor,hissediyorum.Şüphe duyan imanlı değildir zaten...

Zaten bizde onu diyoruz sizler körü körüne inanıyorsunuz.

Şüphe bile etmeniz yasak, şüphe etmezsen nasıl emin olabilirsin?

Neden şüphe etmek yasak? senin söylediklerin gerçek olsa şüphe etmeyi yasaklarmısın?

Söylediklerin doğru ise insanlara şüphe etmeyi değil etmemeyi yasaklarsın çünki eğer doğru ise ne kadar şüphe etse araştırsa sonunda onun söylediği doğru olacaktır.

Ancak yalancı sahtekarlar şüphe etmeyi yasaklar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şuraya bakın adam bunları sanki gitmiş görmüş gibi anlatmış.

Yav bir tane normal bir insan nurcu göremeyecekmiyim dünyada.

Onların beyni ölmüş, di mi?

Bu nurcular seni okumaya başladıktan sonra benim daha çok ilgimi çekti. Onları hiç kaçırmıyor, feci tepki gösteriyorsun. Çok da iyi tanıyorsun.

Gerçekten inanılır gibi değiller. Risale kutsal kitapları, deli Said de peygamberleri olmuş.

Başlı başına bir din..

Beyinleri Risale'yle birlikte ölmüş gerçekten. Kullanmıyorlar ve zaten kullanmamaları gerektiğine de inanıyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ayete veya hadise dayanmayan görüşüm yoktur,olamaz.Reformcu bidatçı tayfanın iddia ettiğinin aksine bu işlerde kişisel düşünce olmaz.Cehenneme giden yol böyle masumane bidatlarla örülüdür.

Selamlar arkadaşım,

Ben reformcu değilim, bizzat orijinciyim. Ayetten anladığım ise iki kapak arası kitap değildir. En büyük kitap ortadaki kitaptır. Apaçık olan kitap yani.

Öteki hayat vicdanın yansımasıdır. Bunun için inançlı yada inançsız olmaya gerek yoktur. O vicdan herkeste aynı işler.

Birinin canını yakmışsan, bunun kötü birşey olduğunu bilmek için bir Tanrıya gerek yoktur, bilirsin ona inanmasan bile. Ama birinin canını yakacaklara, ulu orta bunu yapacaklara karşı Tanrı ve öteki hayat şarttır.

Selam ederim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten bizde onu diyoruz sizler körü körüne inanıyorsunuz.

Şüphe bile etmeniz yasak, şüphe etmezsen nasıl emin olabilirsin?

Neden şüphe etmek yasak? senin söylediklerin gerçek olsa şüphe etmeyi yasaklarmısın?

Söylediklerin doğru ise insanlara şüphe etmeyi değil etmemeyi yasaklarsın çünki eğer doğru ise ne kadar şüphe etse araştırsa sonunda onun söylediği doğru olacaktır.

Ancak yalancı sahtekarlar şüphe etmeyi yasaklar.

5 duyu organından başka hiçbir algılama aracımız yok.Ama hakikat bunlarla kavranamayacak kadar geniş.Şüphe ederek ancak kendimizi aldatırız.Vahiy ulaşamayacağımız konuları açıklamak için geliyor zaten.Sen 1500 sene önce bir topluma televizyonu,galaksiyi,atomu,interneti nasıl anlatırdın? Onlar da senin gibi şüphe duyan insanlar olsaydı bu anlattıklarına inanırlar mıydı? Bu inançsızlıkları senin anlattıklarını batıl yapar mıydı? Rasullerin vahiyleri,uyarıları da işte aynı böyle.Kulağını tıkarsan kendin kaybedersin.Ebedi saadet söz konusu...

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...