Jump to content

Ölünce ne oluyor?


Recommended Posts

doğmatik ateistleri işte bu konuda rahatlıkla tespit edebilirsiniz.sanırsınızki öldüler ve hiçbişey olmadığını gördüler.Aynen müslümanların ahiret konusu gibi bunların da tam zıttı ama mantık aynı tespitleri vardır.

İyide bilim diye birşey var.

Olayların niçinini ? nasılını? nedenini? araştıran sistemli bir insanlık uğraşısı.

bir ateiste ''ölünce ne oluyor? '' diye sorduğunda genelde bilime dayanarak cevap verecektir.

Şimdi bunun neresi doğmatik davranmaktır?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 377
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

O kadar özenle masraf yapılmış olan bu imtahan yurdunda yaşayıp,sonrasında da bunları yaratanı red etmek mi,bazen diyorum ki bu inanmayan arkadaşlar acaba hayatlarında kendilerine yapılan maddi manevi güzelliklere aynı düşünce ile mi yaklaşıyorlar,ikram edileni alıp sahibine küfür etmek gibi..

Link to post
Sitelerde Paylaş

ölünce yok olacağız diyorsunuz,toprak olup hiçliğe karışacağız diyorsunuz

diğer ihtimalleri değerlendirmiyorsunuz,belkide benlik hiç ölmüyordur belkide bitki olarak tekrar dünyaya geliyoruzdur gibi gibi

Benliğin hiç ölmemesi ne demek yahu? Beyin işlemini gerçekleştiremediği sürece "benlik" diye birşeyden söz edilemez. Tersini iddia eden bilimsel dayanakların var ise sunmaktan çekinmemeni öneririm; aksi taktirde bu yaptığın laf salatasından başka birşey olmayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben, ölünce neler olduğunu iyi biliyorum.

Ama bunu sana ya da başkalarına aktarmam imkansız.

Sadece, şöyle diyebilirim.

Boyut değiştiriyorsun.

Bedeni terk ediyorsun.

Senin için YOK olmak diye bir şey yok.

Bilimin bunu kabul etmesi için, elbetteki bunun ispatlanabilir olması gerekli.

Bilimle ayrıldığımız nokta, tam olarak burası.

Çünkü , bu ispat edilemez. Her varlık, kendi boyut değişimini bir kez ( ermişler bir kaç kez) deneyimler.

Bir kaç kez diyorum, hindistan'da bunu yapanlar var.

Bunu deneyimlersin, ve öte tarafa geçersin.

Bir kısım insanlar da var ki , -bunlar büyük çoğunluğu oluşturuyor- boyut değiştirme işlemi esnasında, diğer boyuta tamamen geçememekte, ama bu boyutta da kalamamakta.

Başka bir bedende tekrar dünyaya gelmekteler.

Bu olaya Reankarnasyon denir.

Bilimin bunu kağıtlara doküp onaylaması ve ya onaylamaması beni bağlamıyor.

Ben , bütün dünyadan soyutlanmış bir şekilde, sadece kendi deneyimlerimi , kendi gerçeklerimi yaşarım ve onlara inanırım.

konumuza dönelim,

Bu dünyadan ayrılmaya henüz hazır olmayan ve bir şekilde ayrılan ( kaza -yangın-boğulma ) insanlarda, bu reankarnasyon olayı gerçekleşmektedir.

Bilim kabul etsin ve ya etmesin, dünyada bunun örnekleri vardır.

Eğer siz, ölüm anında , tam bir huzur içindeyseniz, büyük bir olgunlukla, boyut değiştirmeyi kabulleniyorsanız,

ölümünüz( boyut değiştirmeniz) çok rahat bir şekilde gerçekleşmektedir.

Bu olaydan sonra, sizin tekrar dünyaya gelmeniz, veya başka bir bedende ortaya çıkmanız sözkonusu olmaz.

Tamamen huzurlu bir şekilde gidersiniz.

Eğer siz, tam manasıyla aydınlanmış bir insansanız.

Budha gibi, Krişna gibi, isa gibi, musa gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimin bunu kağıtlara doküp onaylaması ve ya onaylamaması beni bağlamıyor.

Ben , bütün dünyadan soyutlanmış bir şekilde, sadece kendi deneyimlerimi , kendi gerçeklerimi yaşarım ve onlara inanırım.

eğer düşüncelerinin bilimsellikle alakası yoksa,

Senin ne düşündüğünde kimseyi bağlamaz.

Kendi kendine yalan söyleyen biri konumuna düşersin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir kısım insanlar da var ki , -bunlar büyük çoğunluğu oluşturuyor- boyut değiştirme işlemi esnasında, diğer boyuta tamamen geçememekte, ama bu boyutta da kalamamakta.

Başka bir bedende tekrar dünyaya gelmekteler.

Bu olaya Reankarnasyon denir.

Alintida olan cümleleri yazanin "ruhun" varligini kanitlamasi gerekir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

hala kanıt diyorsun cigi.

Kanıt bilimin aklın işidir.Sadece bilimi ve aklı referans noktası olarak almıyorum.

Benim için ,işin içine sezgiyi, zekayı , içgüdüyü , bilinci katmak gerekir.

Aklın yolu kısadır.

Ben başka bir boyuttan sesleniyorum.

Bu boyutta ispat yoktur.İspata gerek yoktur. Birebir deneyimlersin, yaşarsın ve tatmin olursun.

Dıştaki dünyanın fikirleri ,çeperinde kalmaya devam eder.

Sen merkeze çekilirsin.

bunu deneyimlemenin tek yolu, meditasyon ( düşünmeme hali ) yapmaktır.

meditasyon yaparsan, bunu yaşarsın, başkası meditasyon yaparsa, bunu sana sadece anlatabilir ama yaşatamaz.

Bu nedenle ispat , sözkonusu olmaz.Her birey, tek başına, bunu deneyimleyerek anlayabilir,bu gerçeği görebilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben başka bir boyuttan sesleniyorum.

Bu boyutta ispat yoktur.İspata gerek yoktur. Birebir deneyimlersin, yaşarsın ve tatmin olursun.

Dıştaki dünyanın fikirleri ,çeperinde kalmaya devam eder.

Sen merkeze çekilirsin.

bunu deneyimlemenin tek yolu, meditasyon ( düşünmeme hali ) yapmaktır.

meditasyon yaparsan, bunu yaşarsın, başkası meditasyon yaparsa, bunu sana sadece anlatabilir ama yaşatamaz.

Bu nedenle ispat , sözkonusu olmaz.Her birey, tek başına, bunu deneyimleyerek anlayabilir,bu gerçeği görebilir.

Sen baska bir boyutta olamazsin...Beyninde olusturduklarin ile baska bir boyutta oldugunu sanmaktasin ve yaniliyorsun.Yani kendini kandirmakla mesgulsun.

Ruh diye bir sey yoktur dolayisi ile bir bedenden baska bedene hoplayip ziplamakta yoktur.Eger böyle bir sey varsa beden canli ikende yapilabilmesi gerekir.

Bedenini evde birakip ruhunla baska mekanlarda gezinti yapabiliyor musun? Süratini ölctün mü? Bedeninden cikip karsisindan bakabiliyor musun?

Bunlar sacma sapan inanmalardir. Ben her konuda kanit isterim. Gözümle görmedigim abuk subuk sallamalara inanmam. Bana büyü ve meditasyonla yapilan bazi islemler, hipnoz islemez.Burclara fallara inanmam...Bunlari birebir denemisimdir.Merakimdan ruh cagirma seansina dahi katildim.Bunlar ile ugrasanlarin, yapanlarin hepsi soytarilardir.

Fakat saglik ile ilgili yapilan meditasyonlari bunlarin iclerine katmiyorum. Hastalari iyilestirmek icin meditasyonlar olabilir.

Kanit söz konusu olmaz ise "benim iki/üc/dört/bes ruhum var" diyen birisi icinde ayni durum söz konusu olmaz mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

cigi, zihnine inşaa edilmiş bu kalın duvarları yıkmadan, beni göremezsin.

Sen bu kalın duvarların ardına (akıl) saklanıyorsun, gözlerini rehber olarak tayin etmişsin.

Görürsem inanırım diyorsun.

...

Evet, sen bile bunu yapabilirsin.

Bu donanıma sahipsin.

Sen , meditasyona saçmalık dersen, o zaman sein bütün hayatın saçmalık olur.

Seninle akıl platformunda ortak bir paydada buluşmamız imkansız.

Akıldan ötelere yolculuk yapmamız gerek.

Görüyorum ki, sen buna hazır değilsin.

Saçmalıktır, diyerek kestirip attığın şeyler, senin saçmalıkların.

Deneyimlemediğin sürece de öyle kalacaklar.

Ama bunu deneyimlemiş ve, nasılsa anlaşılmayacağı için susmayı tercih eden binlerce insan var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

cigi, zihnine inşaa edilmiş bu kalın duvarları yıkmadan, beni göremezsin.

Saçmalıktır, diyerek kestirip attığın şeyler, senin saçmalıkların.

Deneyimlemediğin sürece de öyle kalacaklar.

Ama bunu deneyimlemiş ve, nasılsa anlaşılmayacağı için susmayı tercih eden binlerce insan var.

Zombi,

Konuyu saga sola cevirip saptirip meditasyon reklamindan baska yazdigin bir sey yok. Öldükten sonra ruhun baska bir bedene girip tekrar geri geldigini yazan sensin. Ileti 307 ile tartismaya basladik. Tekrar okumani öneririm.

Yahu sen kimsin, nesin ki seni göremiyecegim? Insan degil misin?

Sen önce iddia ettigin ruhun varligini kanitla...Ruh hakkinda sordugum sorulara neden yanit vermiyorsun? Tekrar edelim...

Ruh diye bir sey yoktur dolayisi ile bir bedenden baska bedene hoplayip ziplamakta yoktur.Eger böyle bir sey varsa beden canli ikende yapilabilmesi gerekir.

Bedenini evde birakip ruhunla baska mekanlarda gezinti yapabiliyor musun? Süratini ölctün mü? Bedeninden cikip karsisindan bakabiliyor musun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

hala kanıt diyorsun cigi.

Kanıt bilimin aklın işidir.Sadece bilimi ve aklı referans noktası olarak almıyorum.

Benim için ,işin içine sezgiyi, zekayı , içgüdüyü , bilinci katmak gerekir.

Aklın yolu kısadır.

Ben başka bir boyuttan sesleniyorum.

Bu boyutta ispat yoktur.İspata gerek yoktur. Birebir deneyimlersin, yaşarsın ve tatmin olursun.

Dıştaki dünyanın fikirleri ,çeperinde kalmaya devam eder.

Sen merkeze çekilirsin.

bunu deneyimlemenin tek yolu, meditasyon ( düşünmeme hali ) yapmaktır.

meditasyon yaparsan, bunu yaşarsın, başkası meditasyon yaparsa, bunu sana sadece anlatabilir ama yaşatamaz.

Bu nedenle ispat , sözkonusu olmaz.Her birey, tek başına, bunu deneyimleyerek anlayabilir,bu gerçeği görebilir.

Ben arada meditasyon yapıyorum. İyi geliyor.

İnançlı olduğum dönemde adeta tanrıyla tek beden haline geldiğimi hissederdim. İçimi öyle bir his kaplardı.

Şimdi ateistim yine meditasyon yapıyorum..

İçimi yine huzur kaplıyor ama tanrıyı hissetme olayı kalmadı..

Sadece sonsuz ve derin bir hiçliğin sakinliğini algılıyormuşum gibi hissediyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

doğmadan önce ne olduysa, ölünce de o olacak. nasıl ki doğmadan önce yoktu iseniz, öldükten sonra da yok olacaksınız. nasıl ki doğmadan önce varlığınızı hissetmediyseniz, ölünce de hiçbir şey hissetmeyeceksiniz. tüm düşünceler beyninizde olur biter. ruh diye tutturduğunuz şey aslında beynin ta kendisidir. ruh, bedeni kaplamaz. kolu kopan bir adamın ruhu da kopmaz. zira ruh yoktur. ruhun olduğunu savunan birine söyleyecek çok lafım var.

düşünceler ve duygular beyinde olup bittiğinden ölünce hücreler kendini sindirecek ve duygularımız olsun, anılarımız olsun hepsi yok olacak. zaten doğmadan önce de yoktular.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ölümden korkulmuyor aslında, ölünce geride kalacaklardan korkuluyor...

Kuran'da ölüm; kabaca pasivize olmak ,artık başkasının veya başka bir şeyin yönetimine girmek, kendi istemin veya beyninle hareket edememektir.

Hayat ise tam tersidir... Ve hayattakiler ilk ölümlerinden sonra bir daha ölmezler... İşte esas büyük zafer de budur...

Yani koca islamın dayandığı ölüm ve sonrası destanı bile aslında o bildiğimiz salt ölüm değildir...

Link to post
Sitelerde Paylaş

''The secret land'' yok mu yani :)

Bir şeyin secret olması için birlerinin bilip diğerlerinin bilmemesi lazım.

Ama hiç kimsenin bilmediğine açıkça : unknownland denir...

Ha bazısı da noland diyebilir :)

Aaa yoksa bu bizim inland olmaya?

Ne diyelim, bizim dünya bize wonderland ...

(İmzamdaki secret land'e takılmayınız, eskilerden bir şarkı sözüdür :) )

Link to post
Sitelerde Paylaş

tüm düşünceler beyninizde olur biter. ruh diye tutturduğunuz şey aslında beynin ta kendisidir. ruh, bedeni kaplamaz. kolu kopan bir adamın ruhu da kopmaz. zira ruh yoktur. ruhun olduğunu savunan birine söyleyecek çok lafım var.

Ruh'un "ne" olduğuna göre mi, ne sanıldığına göre mi tartışacağız. Ruh din adamlarının anlattığı gibi midir, yoksa dinin anlattığı gibi midir? Demem şu: ateistler Ruh'u ne sanıyor ki, yoktur/olamaz diye önyargılıyor?

doğmadan önce ne olduysa, ölünce de o olacak. nasıl ki doğmadan önce yoktu iseniz, öldükten sonra da yok olacaksınız. nasıl ki doğmadan önce varlığınızı hissetmediyseniz, ölünce de hiçbir şey hissetmeyeceksiniz.

düşünceler ve duygular beyinde olup bittiğinden ölünce hücreler kendini sindirecek ve duygularımız olsun, anılarımız olsun hepsi yok olacak. zaten doğmadan önce de yoktular.

Doğmadan önce yoktuk, bilincimiz de yoktu. Ama "nerede" yoktu? Bildiğimiz yaşadığımız evrende... Dini yada felsefi, ontolojik açıdan bunun bir önemi yok ki... Aynı şekilde öldükten sonra da yok olacağız ama nerede? bu evrende yok olacağız. Evet hücreler kendini sindirir, sinirler arası iletişim diye bişey kalmaz, bilinç susar ama, "bu evrende" susar. Öyleyse bunun tartışmasını yine "öteki dünyalara" alıyoruz, "kaçak dövüşüyoruz" filan mı? Yok... eskiden beri bunun aynısını söylüyorlardı. Sonra Ruh, hayaletsi bir imaja büründü. Bedenden çıkan, göğe yükselen, cennete giden filan... Bu basit anlayışın sebebi, eskilerin bu farklı alemler, evrenler meselesini basitleştirerek anlatmasıdır. Şimdi biz müslim olarak Kuran'ı referans alacağız. Çünkü sizin de bizimle tartışırken, bizim inancımız olarak onun tam olarak söylediğini referans almanız lazım. Ne diyor:

Ve sana ruhtan sorarlar.

De ki, Ruh Rabbimin emrindendir.

Ve size ilimden, azıcık birşey dışında verilmedi.

Öyleyse, azıcık bildiğimiz bir konuda din adamları olsun, ateistler olsun ahkam kesmekten önce ne kadar bildiğini hatırlamalı. Neden ateistler de? Çünkü onlar Ruh kavramına azıcık bilen Din adamlarını temel alarak karşı çıkıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...