Jump to content

Biyoloji Soruları....


Recommended Posts

>>> Onların ilki bizim iddiamız.. En mantıklısı, en akıllısı, en olası.

Eeee, altında ne yazıyor:

Vitamin D production from Ultraviolet-B in the skin changes with the seasons and affects the immune system.[3][4][5]

Peki sen ne diyordun? Kendi ayağına sıktın gene.

Ve sana sorduk, dilediğin her yere bakabilirsin hacı, kışın insanların daha kalabalık olduğu bir şehir efsanesi sadece. Buyur göster nerde varmış böyle bir şey.

Sana bu yaşından sonra okuma yazma öğreteceksek, çok işimiz var demek hacı: "Some proposed explanations are:" Bari google'a translate ettirip öyle bir okusaydın hacı: "Önerilen bazı açıklamalar verilmiştir:"

Ve senin bu önerilen açıklamanın çürütüldüğünü de söyledik/gösterdik. Ve aç bak aynı sayfanın tartışmasını:

I'm somewhat skeptical about the popular explanation for the flu season, i.e., people being indoors and drier air.

I've lived in Phoenix Arizona now for six years, and it's in the summer that people stay indoors, and the AC units dry the air even more. In the winter people spend more time outdoors, moister air, etc. But, winter is still the flu season.

http://en.wikipedia.org/wiki/Talk:Flu_season

Evet hacı "aha burada yazıyooo" diye bilim yapılmaz, biyoloji hiç yapılmaz. Yapılıyor olsaydı, aha burada yazıyoo diye adem masalına tamam demek zorundaydık. Eğer biri çıkıp "nasıl oluyorda?" diyor ve cevap veremiyorsan, o teorin çürümüştür hacı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 413
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yeni bir soru...

İnsanların ileri teknoloji geliştirmediklerini ve bütün teknolojinin avlama-toplama üzerine kurulduğunu farzedelim.

Tarım yok. Hayvan ehlileştirmek yok.. Başka hiçbir teknoloji yok..

Bu durumda bu dünya kaç insan barındırabilir?

Bu soru eksik neden mi; çünkü farzedeceğimiz zaman aralığını bilmek sorunun cevabını değiştirecektir.

Hangi zamana göre farzedeceğiz? Günümüz yaşantısına göre mi? 1.000 yıl öncesine göre mi? 1.000 yıl sonrasına göre mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet hacı "aha burada yazıyooo" diye bilim yapılmaz, biyoloji hiç yapılmaz. Yapılıyor olsaydı, aha burada yazıyoo diye adem masalına tamam demek zorundaydık. Eğer biri çıkıp "nasıl oluyorda?" diyor ve cevap veremiyorsan, o teorin çürümüştür hacı.

Sana da nasıl bilim yapacağımızı şaşırdık..

Seni eğitmek ne zormuş..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu soru eksik neden mi; çünkü farzedeceğimiz zaman aralığını bilmek sorunun cevabını değiştirecektir.

Hangi zamana göre farzedeceğiz? Günümüz yaşantısına göre mi? 1.000 yıl öncesine göre mi? 1.000 yıl sonrasına göre mi?

İnsanın hiç bir zaman bu ilkel teknolojiyi aşamayacağını düşünün..

Yani insan hiçbir zaman avcı-toplayıcı düzeyi aşamamış olsun...

O zaman bu dünya kaç insan barındırabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer öyle olsaydı, şu anda dünyada insan filan kalmazdı zaten hacı. Avcı toplayıcılıkla hayatta kalabilme imkanımız yok. Hele son 250 bin yıldır ortaya çıkmış bir sürü buz çağıdır, şudur budur meselesini düşününce, insan yapabileceği tek şeyi yaptı: İnsan oldu. Olamasaydı ya? T.Rex daha azametliydi, süper bir avcı toplayıcıydı, ama ne oldu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer öyle olsaydı, şu anda dünyada insan filan kalmazdı zaten hacı. Avcı toplayıcılıkla hayatta kalabilme imkanımız yok. Hele son 250 bin yıldır ortaya çıkmış bir sürü buz çağıdır, şudur budur meselesini düşününce, insan yapabileceği tek şeyi yaptı: İnsan oldu. Olamasaydı ya? T.Rex daha azametliydi, süper bir avcı toplayıcıydı, ama ne oldu?

Katılmıyorum.

Goriller, şempanzeler, orangutanlar hala varlar.

İnsan onlardan daha az başarılı değildir.

Ayrıca avcı-toplayıcı olarak daha geniş bir iklime yayılabilir.

Belki konuşabilir ve sözlerle birbirleri ile anlaşabilir.

İyi bir arkadaş ve ebeveyn olduğu da kesin.

Sanatı keşfetmemiş olabilir. Soyut düşünemiyor da olabilir.

Ama yine de zeki bir yaratıktır. Avcı olduğu için tuzak kurabilir.

Çevresinden yararlanabilir.

Doğal bir felaketle karşılaşmadığı süre yaşamını sürdürecektir.

Dünya bu niteliklere sahip kaç insan barındırabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar tarım yapamaya ,evrimleştikleri süreyle kıyaslanınca daha dün başladı sayılır.

Onun öncesindeki insanların nufüslarının kalabalık olmadığını düşünmek yanlış olmaz sanırım. Ama bir rakam verilebilir mi?

Soru kaç insanın yaşadığından çok, dünyanın kaç insanın yaşamasına elverişli olduğudur.

İnsanların ilkel bir teknolojiye saplanmış kalmış, ilerleyemeyen bir toplum oluşturduklarını düşünelim.

Gerçek nufusları ne olursa olsun.. bizi o ilgilendirmiyor.

Dünya bu ilkel teknolojiye sahip kaç insanı destekleyebilir?

Burada bir tahmin yapmak gerekiyor.

İnsanın Afrika'da ortaya çıktığı ve oradan dünyaya yayıldığı kesin olarak biliniyor.

En basit teknolojiden başka araçı olmayan bu insanlar Afrika, Asya ve Avrupa dışında bir yere gidemezler.

Çünkü henüz gemi, hatta kayık inşa edecek bir teknolojiye bile sahip değiller.

Avcı oldukları için soğuk iklimlere uyabilirler. Öldürdükleri hayvanların kürkleri onları da ısıtacaktır.

Ve bu aşamada ateşi de bulmuşlardır. Ama tekerleği henüz keşfetmemişlerdir.

İlginç olarak bazı insan toplumları (Kuzey Amerikalı kızılderiller örneğin) tekerleği keşfetmemişlerdir.

Lokomosyonla adı geçen bu kıtalara yayılabilirler ama ötesine gidemezler.

Onlar için dünya üç kıta ile sınırlı kalacaktır. Adalara bile ulaşamayacaklardır.

Fizyolojik ve anatomik (biyolojik) olarak bu insanların şimdi yaşayan insanlardan hemen hiç bir farkı yoktur.

Beyinleri bile aynı büyüklüktedir. Ama soyut kavramlar oluşturamamaktadırlar. Sanat ve teknoloji alanında diğer hayvanlara çok yakındırlar.

Anatomik olarak diğer her bakımdan modern insandan farklı olmayan bu insanların nufusu mevcut doğal koşullarda ne olabilir?

Dünya bu niteliklere sahip kaç insan barındırabilir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Goriller, şempanzeler, orangutanlar hala varlar. İnsan onlardan daha az başarılı değildir.

İyide biz goril, şempanze veya orangutan değiliz.

Afrika'da rahat battığı için çoook uzaklara gitmek zorunda kalmadı insanoğlu. Derdi, hayatta kalabilmekti. Ve avcı-toplayıcı seviyesinde kalmış olan insan türlerini akıbetlerini de biliyoruz: Neanderthal, H.Erectus vs.

Bu türlerden avcı toplayıcı seviyesinde kalan yeğanesi, H.Erectus. Neanderthal bu seviyenin ötesine geçmişti. Sanatı da keşfetmişti aslında bir yere kadar. Bu nedenle onu kategori dışında tutmak gerekiyor.

Neanderthal'in yok oluşunda bizim payımız büyük olabilir. Fakat son buluntular, onlarında yok olmaya mahkum oldukları yönünde. İnsan sadece deveyi çökerten son saman çöpü görmüşte olabilir.

Olay aslında basit. Bizim yaşamamıza uygun olan coğrafya, yok olmaya başladı. Bizde sıvıştık. Bu ise bir milyon yıl kadar önce filan gerçekleşti. Gittiğimiz ve sığındığımız yerlerde ardından aynı akıbete maruz kaldı. Aslında yok olmaya mahkum bir türdük, hoş o zamanlar hala insan değildik gerçi. Şu an oralarda yaşayıp yok olmuş türlere bakınca, eğer avcı toplayıcı seviyesinde kalsaydık, hiç şansımız olmadığını söylemek gayet kolay.

Avc toplayıcı seviyesi, insan için çok çok ilkel bir seviye. İnsanın bir hayli eski ataları bu seviyedeydi, asıl mesele bu. Bu seviyeye indiğinizde, H.Erectus'a ulaşırsınız taa. Bu hususu göz önüne almak gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın hiç bir zaman bu ilkel teknolojiyi aşamayacağını düşünün..

Yani insan hiçbir zaman avcı-toplayıcı düzeyi aşamamış olsun...

O zaman bu dünya kaç insan barındırabilir.

Anladım, o zaman insan kendisini bulunduğu ortamda hangi besinler çoksa ona adapte edecekti, bunu başaramayanlar da hayatta kalamayacaklardı. Yani günümüzde et sevmeyen için alternatifler var; ancak bu o dönem için mümkün olmayacaktı bu sebeple nüfus şimdikinden çok çok daha az olacaktı diye düşünüyorum. Örneğin Afrika'nın bir bölgesinde yılan popülasyonun fazla olması insanı yılan yemeye mecbur ederek alıştırabilir demek istiyorum...

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanın Afrika'da ortaya çıktığı ve oradan dünyaya yayıldığı kesin olarak biliniyor.

En basit teknolojiden başka araçı olmayan bu insanlar Afrika, Asya ve Avrupa dışında bir yere gidemezler.

Çünkü henüz gemi, hatta kayık inşa edecek bir teknolojiye bile sahip değiller.

Burada bir düzeltme gerekiyor, insanlar Avustralya'ya daha Homo Erectus döneminde, Afrika'dan ilk çıkışta ulaşmışlardı, bunun sebebi de kayık ya da gemi inşa etmeleri değil, uzun bir buz çağı dönemine rastlaması nedeniyle denizlerin su seviyesinin oldukça düşük olmasıydı, muhtemelen basit sallar veya ağaç kütükleri işlerini gördü, adadan adaya zıpladılar..

Yine aynı şekilde Amerika'ya da son buzul çağı sonlarında Bering Boğazı'nın boğaz olmadığı, buz tuttuğu bir dönemde geçtiler, neolitik devrimden önce..

Bu çerçevede sorunuza tahmini bir cevap vermek gerekirse, çünkü kesin bir cevabı olamaz, ben 50 milyon civarında bir nüfus ancak olabilir diyorum... Dünya karalarının yüzölçümü yaklaşık 150 milyon km2, bunun tahminen 2/3 ünün avcı-toplayıcı bir nüfus açısından coğrafi şartlar nedeniyle sürekli olarak yaşanamaz olduğunu yine TAHMİN edersek, geriye kalan 50 milyon km2 nin azami 50 milyon nüfusu besleyebileceğini düşünüyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunlar fena tahminler değil.

Zaten sorunun amacı insan sayısını doğru tahmin etmek değil.

İlginç bir noktaya değinmek için sorulmuş bir soru bu aslında.

Böyle bir canlının (insanın) nufusunun 50 milyonun üstünde olması mümkün değil.

Anatomik ve fizyolojik olarak çağdaş insana çok yakın, hatta aynısı olan bu ilkel insanı sayı bakımından, homo sapiens sapiens ile karşılaştırırsak, nasıl bir sonuca ulaşırız?

Dünyanın çeşitli kıt'alarında yaşayan 50 milyon insanla, bugün aynı yerlerde yaşayan 7 milyar insanı karşılaştırırsak, ileri teknolojisine rağmen, veya ondan ötürü (ki burasına sonra değineceğiz), çağdaş insanın büyük bir tehlike içinde handikaplı bir yaşamı olduğu sonucuna varabiliriz.

Dünyada yaşayan insan sayısı, dünyanın doğal koşullar altında barındırabileceği insan sayısından en azından 140 defa daha fazladır.

Ve bu oran sabit durmamakta, sürekli olarak artmaktadır.

Bu durum insanlık için neden tehlikelidir?

Üstesinden gelmek, düzeltmek, ilerde daha da artacak nufusa adapte olmak mümkün müdür?

Yoksa insanlığı büyük bir felaket mi beklemektedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Bu durum insanlık için neden tehlikelidir? Üstesinden gelmek, düzeltmek, ilerde daha da artacak nufusa adapte olmak mümkün müdür? Yoksa insanlığı büyük bir felaket mi beklemektedir?

Eğer Dünya bugünkü gibi kalacak olsa, bu bir tehdit değil. Bu haliyle dünya en az 25 Milyar insanı rahatça idare edebilir. Elbette insanın modern insan olduğunu kabul ediyoruz. Bu rakamı 100 Milyara kadar çıkarmakta mümkün.

Velakin bunun için insanların alıştıkları yaşam tarzlarından bir hayli fedakarlık etmeleri gerekiyor. Mesela, öyle atla gemiye, çevir balığı, kır balığın kökünü yaklaşımıyla bu olamaz. Benzer şekilde Tarım için gayet uygun olan İzmit - körfez ovasını bina ve fabrikalarla doldurmamak gerekiyor. Tabi ki orada yapılacak ovanın sulanabilmesi için oradaki su kaynaklarını şimdiki gibi zehir akan derelere çevirmemek gerekiyor.

Sadece bu değil elbette. İnsanların örneğin yosun veya böcek yemek gibi bir takım tabularını yıkmasıda gerekiyor.

Basitçe, şu anda insan denizi kirletiyor. Bu kirlilik gübre görevi görüyor ve fitoplankton ile bitkiler patlama yapıyor. Gidin toplayın bunları, güzelce yiyin. Zira bunlar denizde kalınca ölüyor, ölünce çürüyüp oksijeni bitiriyor ve deniz çöl oluyor. Oysa hazır atıklarınızla gübrelediğiniz denizden çıkan denizanası, yosun, otlar, fitoplanktonlar vs. besin olarak değerlendirilirse, dünyada açlığa bile çözüm olabilir kolayca.

Benzeri hususlar kara içinde geçerli, ama onları izah daha uzun sürer.

Kısacası, dünyada daha çok insan barınabilmesinin koşulu, insanın tükettiğini geri çevrime sokabilmesine bağlı. Yani yiyeceğiz, içeceğiz, atıklarımızı ise tekrar yiyecek ve içeceğe çevirmenin yolunu bulacağız. Enerji ihtiyacını azaltacağız. Belki birilerine zor gelecek ama, koğuşlarda yaşayacağız. Merkezi ısıtma ile ısınacağız. Belki güneş gören ve hava alabilen toprak üstü o kadar kıymetli olacakki, evlerimiz yeraltında olacak. Taa o kadar.

Yok biz bugünkü gibi mirasyedi yaşayacağız, budur diyorsanız, bu dünya zaten 6 Milyar kişiye bile yetmediğini gösteriyor zaten. 10 Milyarı vs. hiç kaldıramaz, bu kesin.

Ama bu öngörüler dünyanın böyle kaldığı öngörüsüne göreydi. Fakat dünya böyle kalmayacak. Asıl mesele bu. Toba, Yellowstone, Sibirya sadece sırasını bekleyen yokediciler. Yeni bir buzulçağıda geliyor karşıdan. Dahası aşırı sıcaklar, yani küresel ısınma gelmiş olan bir sorun. Ve insanlık aptal aptal ibadet etmek derdindeyken bunları göremedi, ıskaladı. Şu anda süratle bir takım önlemler almaya başlaması gerekiyor. Yoksa tek çaresi kendi nüfusunu kıymak, yok etmek olacaktır. Bir 3. Dünya savaşının hayal olduğunu düşünmeyin. Bu gidişatın en iyi durum senaryosu bile, hiç güzel olmayan günleri gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

...Bu durum insanlık için neden tehlikelidir?

Üstesinden gelmek, düzeltmek, ilerde daha da artacak nufusa adapte olmak mümkün müdür?

Yoksa insanlığı büyük bir felaket mi beklemektedir?

Bence insanlığı bekleyen daha büyük bir tehlike! var.

Nüfus - Kaynak açmazına düşmeden önce bilim mutlaka beyin'in sırlarını çözecek ve hafızayı ( Bilgi,bilinç,hatıra vs. yani bizi biz yapan herşey ) yedekleme ve naklini başaracaktır. Beden sorununun başka genç bedenler veya klonların kullanılarak aşılacağını düşünürseniz, bu ölüm'ün sonu olur.

Elbette bu şans her insana verilmeyecek, bir gurup seçkinin tekelinde kalacaktır. Hal böyle olunca, hele birde gelişen teknolojilerle işgücü ihtiyacı kalmayınca, yeryüzündeki milyarlarca asalak! ne olacak dersiniz? Onların yaşamasına ve çoğalıp durmasına izin vereceklermi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben insanlığı büyük felaketlerin beklediğini düşünüyorum.

Artan insan nufusunun nedeni doğal seçilim değil...

Doğa çağdaş insanı seçmiyor artık.

Bilim ve teknoloji seçiyor.

Artan insan nufusu sorun yaratıyor ve o sorunlara yine kendisi çözümler buluyor.

İnsan sorunlarının çözümün doğaya terketmiyor.

Doğayı manüple ediyor.

Bu insanın kendi evriminden sorumlu olduğu yanlış izlenimini uyandırıyor.

Anibal belki de hala böyle düşünüyor ve insanın evriminin artık olmadığını veya yakın bir gelecekte olmayacağını ileri sürüyor.

Bu konuyu kendisi ile uzun uzun tartıştık.

Bilim ve teknoloji insanın evrimine yaptığı müdahaleyi ancak bir yere kadar götürebilir.

Ve o yere giderken de mevcut genetik yapıyı sürekli olarak manüple etmek zorundadır.

Yani insan temelde doğanın başvurduğu doğal seçilim yasasını bypass ederek, kendi genlerini manüple etmeye başlayınca, artık evrilmeyecek gibi bir izlenim uyanabilir.

Bu çok yanlış bir izlenimdir.

İnsan evriminin bilim ve teknolojiye terkedilmesi fatal bir hatadır.

Teknoloji o yöne doğru gelişiyor.

İnsan ne pahasına olursa olsun kendi evrimini ve bu arada dolaylı veya indirekt dünyada yaşayan milyonlarca canlı türünün evrimini de, kontrolü altına almak istiyor ve o yönde teknolojik ilerlemeler kaydediyor.

İnsan nufusunun bu aşırı patlaması bilim ve teknoloji ile henüz tedavilerinin mümkün olmadığı birçok bulaşıcı hastalığa karşı bir duyarlığın olduğuna işaret ediyor.

Ama bu gerçeği henüz kimse reelize etmiyor.

Doğal bir felaketle birlikte ortaya çıkan bir pandemi insanlığın sonunu vurgulayabilir.

İnsanlığın sonunu getirmek için bütün insanları öldürmesi gerekmez.

Bu felaketlerin bütün yapacağı mevcut bilimsel teknolojiyi, yani uygarlığı, yok etmektir.

Gerisini doğa kendisi getirecek ve doğal seçilim yasasını geride kalan insanlara uygulayarak, insandan yeni bir hayvan türünün ortaya çıkmasını sağlayacaktır...

Onun daha akıllı bir yaratık olacağının garantisi yoktur.

Ama muhtemelen o daha akıllı bir yaratık olacaktır.

Bana inanmıyorsanız, birkaç milyon yıl bekleyin. Bakın neler neler olacak...

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Anibal belki de hala böyle düşünüyor ve insanın evriminin artık olmadığını veya yakın bir gelecekte olmayacağını ileri sürüyor. Bu konuyu kendisi ile uzun uzun tartıştık.

Senin anlama sorunlarını biliyoruz hacı. O yüzden tekrar edelim: İnsanın evrimini, insanın kendisi bizzat belirleyecektir. İnsan dışındaki etmenler insanın evriminde belirleyici olamayacaktır. Doğa bundan sonra insanı belki yok edebilir, ama yönlendiremez.

Bunu nasıl "insanın evrimi olmayacak" gibi anladığında hayretengiz bir mesele aynen.

Hacı, eğer bir kaç milyon sonra bunları bir okuyan olursa, delinin biri savurmuş, saçmalamış, şu hacı denen diyecektir. Evrimi zerre kadar anlamadan, çıkmış bir hastalık, bir doğal afet oluverecekte insan değişecek vs. gibi sayıklamış diyecektir. Ama işin dahası "ondan daha zırdeli biri olan anibalde, laf anlatacağım diye, tüm zamanların en büyük salaklığına imza atmış" denecektir.

Hacı, insanın kendini ve genlerini etkileme gücünü yabana atma derim. Hepsi bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> Anibal belki de hala böyle düşünüyor ve insanın evriminin artık olmadığını veya yakın bir gelecekte olmayacağını ileri sürüyor. Bu konuyu kendisi ile uzun uzun tartıştık.

Senin anlama sorunlarını biliyoruz hacı. O yüzden tekrar edelim: İnsanın evrimini, insanın kendisi bizzat belirleyecektir. İnsan dışındaki etmenler insanın evriminde belirleyici olamayacaktır. Doğa bundan sonra insanı belki yok edebilir, ama yönlendiremez.

Bunu nasıl "insanın evrimi olmayacak" gibi anladığında hayretengiz bir mesele aynen.

Hacı, eğer bir kaç milyon sonra bunları bir okuyan olursa, delinin biri savurmuş, saçmalamış, şu hacı denen diyecektir. Evrimi zerre kadar anlamadan, çıkmış bir hastalık, bir doğal afet oluverecekte insan değişecek vs. gibi sayıklamış diyecektir. Ama işin dahası "ondan daha zırdeli biri olan anibalde, laf anlatacağım diye, tüm zamanların en büyük salaklığına imza atmış" denecektir.

Hacı, insanın kendini ve genlerini etkileme gücünü yabana atma derim. Hepsi bu.

İyi de benim yaramaz çocuğum.. insanın evriminin olmaması ile insanın evrimini kendinin belirlemesi arasında ne fark var?

İnsan kendi evrimin belirleyecekse evrilmeyecek demektir. Değil mi?

Sen insan artık doğal seçilime uyarak evrilmeyecektir demiyor musun? Bu insan evrilmeyecektir demek değil mi?

Büyü biraz. Hala çocukça iddialara güveniyorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı, evrim durmaz, yok olmaz, bitmez. Evrim her zaman süren bir süreçtir. 350 milyon yıldır aynı kalıyor olmakta bir evrim geçirmektir ve evrimin sürmesidir. Evrim senin anladığın gibi canlının şekilden şekle girmesi değildir.

Mesele bu sürüp giden evrimin yönünü kimin belirleyeceğidir.

Evrimi canlıların değişmesi gibi anlamak neysede, hala bunu idrak edememiş olman iyice batırıyor seni hacı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı, evrim durmaz, yok olmaz, bitmez. Evrim her zaman süren bir süreçtir. 350 milyon yıldır aynı kalıyor olmakta bir evrim geçirmektir ve evrimin sürmesidir. Evrim senin anladığın gibi canlının şekilden şekle girmesi değildir.

Mesele bu sürüp giden evrimin yönünü kimin belirleyeceğidir.

Evrimi canlıların değişmesi gibi anlamak neysede, hala bunu idrak edememiş olman iyice batırıyor seni hacı.

Karar değiştirdin galiba..

İnsan evrilmeyecek artık diye bas bas bağırıyordun..

Bulursam gözüne sokacağım..

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>>İnsan evrilmeyecek artık diye bas bas bağırıyordun.. Bulursam gözüne sokacağım.

Senin anlama kıtlığını biliyorduk zaten, şaşırmadık. Ama bulamayacaksın kendi bir tarafına kaçacak o olacak işte.

Posted 11 December 2010 - 01:02 AM

Peki insanın kendisi için? Bu saatten sonra insanın evrimini kendinin belirleyeceği muhakkak. Doğanın elinde bize kanat çıkarmak veya yılan gibi bir sürüngen etmek gücü yok artık. Ama bizi kolayca silebilir, yok edebilir, o ayrı mesele. Fakat, insan evrimi bundan sonra insanın keyfine göre gidecektir, emin olabilirsiniz.

http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=42586&view=findpost&p=684919

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...