haci 0 Ağustos 19, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 19, 2010 gönderildi Doğu asyadaki insanların gözleri sizce neden çekiktir ? Bu özelliğin bir uyum mekanizması olduğu söyleniyor... Soğuk iklime uymak mekanizması olarak kabul ediliyor. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 19, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 19, 2010 gönderildi >>> Çevre evrimde rolü olan etmenlerden biridir. Ama Lamarck'ın düşündüğü gibi evrimi direkt olarak yönlendiren bir etmen değildir. Lamarck'ın düşündüğü şey bu değildi zaten. Genlerle aktarılma olayında da olaya sığ bakıyorsun hacı. Flamingolar yedikleri ile renk alabilme kabiliyetini genetik yoldan aldılar. Bu onlara avantaj sağladığı için bu hale geldiler. Eğer bunu sağlayan boyalı algler vs. olmazsa, o genlerde anlamsız kalır, en iyi ihtimalle körelen organlara dair genler olarak kalırlar. Kısaca, genlerin anlamı, ancak çevre olduğu zaman var olacaktır. Evrime çevreyi gözardı ederek bakmaya çalışmak, her zaman yanıltıcı olacaktır. Canlılar, masana muayen için gelen mahluklar değil hacı. Bi canlıyı izole, tek başına ve soyut olarak düşünemezsin. Bir canlı o şekilde var olamaz (en azından mevcut canlılar). Bir canlı çevresi ile, yani ekosistem olarak bir anlam ifade eder. Darwin'in söylediklerinin aslında bunu anlattığını anlamamız çok uzun sürdü Hacı. Emin ol bunu farkedemeyen, buradaki bütünlüğü algılayamayan çok insan var. Ve yazılanlara bakılırsa darwin bile bunun bu anlama geldiğini tam olarak idrak edebilmiş değildi. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 19, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 19, 2010 gönderildi >>> Çevre evrimde rolü olan etmenlerden biridir. Ama Lamarck'ın düşündüğü gibi evrimi direkt olarak yönlendiren bir etmen değildir. Lamarck'ın düşündüğü şey bu değildi zaten. Genlerle aktarılma olayında da olaya sığ bakıyorsun hacı. Flamingolar yedikleri ile renk alabilme kabiliyetini genetik yoldan aldılar. Bu onlara avantaj sağladığı için bu hale geldiler. Eğer bunu sağlayan boyalı algler vs. olmazsa, o genlerde anlamsız kalır, en iyi ihtimalle körelen organlara dair genler olarak kalırlar. Kısaca, genlerin anlamı, ancak çevre olduğu zaman var olacaktır. Evrime çevreyi gözardı ederek bakmaya çalışmak, her zaman yanıltıcı olacaktır. Canlılar, masana muayen için gelen mahluklar değil hacı. Bi canlıyı izole, tek başına ve soyut olarak düşünemezsin. Bir canlı o şekilde var olamaz (en azından mevcut canlılar). Bir canlı çevresi ile, yani ekosistem olarak bir anlam ifade eder. Darwin'in söylediklerinin aslında bunu anlattığını anlamamız çok uzun sürdü Hacı. Emin ol bunu farkedemeyen, buradaki bütünlüğü algılayamayan çok insan var. Ve yazılanlara bakılırsa darwin bile bunun bu anlama geldiğini tam olarak idrak edebilmiş değildi. Ne demek istediğin belli değil. Beyaz flamingoları doğa seçmemiş mi yani. Peki neden var onlar.. Sana göre çevrenin evrimdeki yerini biraz daha açıklamalısın. Şu ana kadar yeterince açıklayamadın. Genlerin anlamı çevre olduğu zaman var olacaktır demek, genleri doğal baskılar seçecektir demektir. Darwin'in daha başka ve sinsi bir fikri mi vardı yoksa? Çevreyi kimse gözardı etmiyor. Sen biraz abartıyorsun sadece. Çevrenin yukarda açıkladığım rolden başka rolü var diyoran iyi açıklamalısın. Şu ana kadar onu yapamadın. Bu arada filamingoların kırmızı olmasının nedeni bile genlerinin buna izin vermesidir. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 19, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 19, 2010 gönderildi Hacı beyaz flamingo yok, olsaydı dükkan senin. >>> Sana göre çevrenin evrimdeki yerini biraz daha açıklamalısın. Bunu belki bin kez açıkladık. Ama çevre ve genetiği bir bütünün parçaları gibi algılayamadıkça, ötesini anlamayı beklemek hayal. İndirgemecilik yaparak, canlıyı masaya koyup dna'sını santrifüje yollamak kolay. daha anlaşılır, pratik. Ama canlı ancak çevresi ile birlikte var. O bütünü görmen lazım. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 19, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 19, 2010 gönderildi http://en.wikipedia.org/wiki/Flamingo Antalya'ya hiç mi gitmedin.. Oradaki flamingonlar beyaz.. İnanmıyorsan yukardaki kaynağa bir göz at. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi Eh, bir göz at bakalım, hangisi beyaz? Flamingonun rengini yedikleri belirler. O yüzden şu renk yada bu renk demek biraz abes olur. Hep beyaz olarak kalan bir flamingo türüde yok. Link to post Sitelerde Paylaş
everest 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi Bu özelliğin bir uyum mekanizması olduğu söyleniyor... Soğuk iklime uymak mekanizması olarak kabul ediliyor. En azından bu benim verdiğim örnek çevrenin evrim üzerindeki etksine kanıt olarak gösterilemez mi ? Doğu asyalıların gözlerinin neden çekik olduğuna dair bir çok teori var . Bunlardan bir tanesi de şu . doğu asyalıların soğuk olan kuzey bölgelerinden göç ettikleri söyleniyor . O bölglerde genelde yüksek ve yılın bütün zamanı karlı olduğu için İnsanlar karlı yüzeyden yansıyan parlak ışıklar nedeniyle gözleri kısılıyor ve çekik bir şekil alıyor . Bu teori ne kadar doğrudur bilmiyorum ama bana göre mantıklı . Mesela eskimolar . Hepsinin gözleri çekik , derileri kalındır . Bunun gibi bir çok çevre etkisi örnek verilebilir aslında . Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi En azından bu benim verdiğim örnek çevrenin evrim üzerindeki etksine kanıt olarak gösterilemez mi ? Doğu asyalıların gözlerinin neden çekik olduğuna dair bir çok teori var . Bunlardan bir tanesi de şu . doğu asyalıların soğuk olan kuzey bölgelerinden göç ettikleri söyleniyor . O bölglerde genelde yüksek ve yılın bütün zamanı karlı olduğu için İnsanlar karlı yüzeyden yansıyan parlak ışıklar nedeniyle gözleri kısılıyor ve çekik bir şekil alıyor . Bu teori ne kadar doğrudur bilmiyorum ama bana göre mantıklı . Mesela eskimolar . Hepsinin gözleri çekik , derileri kalındır . Bunun gibi bir çok çevre etkisi örnek verilebilir aslında . Bu teori yanlış.. Gözünü kısanlar zamanla çekik gözlü olmazlar. Bu absürd bir iddia. Her fenotipik özelliğin mutlaka bir açıklaması olacak diye bir kural yok. Bazan cinsel tercih bir özelliğin yayılması için bir neden olabilir. Kadının birinde genetik bir mutasyona bağlı olarak çekik göz ortaya çıkmış ve o özelliği olan kadınlar erkekler tarafından yeğlenmiş olabilir. Bunu bazı hayvanlara gözlemliyoruz. Bir örnek olarak proboscis maymunları gösterebilirim. http://en.wikipedia.org/wiki/Proboscis_Monkey Seksüel tercih konusunda çok örnek gösterilebilir. Bazan bir genetik mutasyon aynı kromozom üzerinde yeğlenen bir gene çok yakın bir yer işgal edilebilir. İkisi birlikte etkinliklerini gösterebilirler. Şurasını asla unutmamak gerekir ki evrim türleri tutar ama doğal baskılar bireyler üzerinde etkilidir. Bunu ilk ortaya atan George C. Willıams olmuştur. Çekik gözlü olmak doğanın yeğlediği bir fenotipi de olabilir. Tibet'de yaşayanların başın aldığı şeklin çevreye adaptasyonu simgelediği Science mecmuasında yayınlanmıştı. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi >>> En azından bu benim verdiğim örnek çevrenin evrim üzerindeki etksine kanıt olarak gösterilemez mi ? Gösterilemez. Çünkü antropoloji başka bir şey söylüyor. İlk insanlar çekik gözlüydü. Yani değişen biziz, onlar değil. İlk insanlara en yakın insanlar, hala afrikada yaşıyor ve çekik gözlüler. Japon kadar değilse de, kazaklar gibi filan. Fakat değişim sadece gözlerde olmuyor haliyle. Onların gözleri daha çekik olurken, bizimkiler aksine olmuş. Ama başka özelliklerde değişmiş elbette. Sonuçta, ilk insanlara göre bir hayli değişmişler. Biz ise ilk gözümüze çarpan şeyi, gözlerini fark ediyoruz. Link to post Sitelerde Paylaş
everest 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi O zaman anibal senden çevrenin evrim üzerinde etkisi olduğunu açıkça bir bakışta bize gösterebilen bir veya bir kaçtane canlı türü örneği alalım . Senin bakış açınında buna musait olduğunu biliyoruz . Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi >>> En azından bu benim verdiğim örnek çevrenin evrim üzerindeki etksine kanıt olarak gösterilemez mi ? Gösterilemez. Çünkü antropoloji başka bir şey söylüyor. İlk insanlar çekik gözlüydü. Yani değişen biziz, onlar değil. İlk insanlara en yakın insanlar, hala afrikada yaşıyor ve çekik gözlüler. Japon kadar değilse de, kazaklar gibi filan. Fakat değişim sadece gözlerde olmuyor haliyle. Onların gözleri daha çekik olurken, bizimkiler aksine olmuş. Ama başka özelliklerde değişmiş elbette. Sonuçta, ilk insanlara göre bir hayli değişmişler. Biz ise ilk gözümüze çarpan şeyi, gözlerini fark ediyoruz. Bu açıklama kısmen doğru.. Ama biraz eksik.Anibal kısaca değinmiş. Etiyopya civarına giderseniz, orada yaşayanlarda bugün dünyada mevcut ve insan ırkı denen özellikleri taşıyan insanlarla karşılaşırsınız. Mongoloid olanlardan tutun, çekik gözlü olanlara kadar her türlü insan yaşar orada. Yani Anibal'in yazdığı doğru. Ama biraz eksik. Çünkü ilk insanlar hem çekik gözlüydüler, hem değildiler. Hem koyu siyahdılar hem açık siyahdılar. Hem dorikosefalik idiler hem değildiler. Hem mongoloid bir görünüşe sahiptiler hem değildiler. Bu fenotipik özelliklerden bazıları yaşadıkları yerin iklimine ve yüksekliğine göre doğal seçilim imtihanını geçmiştir. İlk insanların neden bu fenotiplere sahip olduklarından eminiz? Çünkü bu fenotipler genotipe bağlı olarak ortaya çıkmışlardır ve dominandırlar. Beyaz renk dominan değildir.. Dolayısıyla sonrada ortaya çıkmıştır. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi O zaman anibal senden çevrenin evrim üzerinde etkisi olduğunu açıkça bir bakışta bize gösterebilen bir veya bir kaçtane canlı türü örneği alalım . Senin bakış açınında buna musait olduğunu biliyoruz . Milyonlarca var onlardan... Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi SORU: Kutup ayılarının derisi ne renktir ve neden? Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi O zaman anibal senden çevrenin evrim üzerinde etkisi olduğunu açıkça bir bakışta bize gösterebilen bir veya bir kaçtane canlı türü örneği alalım . Senin bakış açınında buna musait olduğunu biliyoruz . Sen bu tartışmalardan çevrenin evrim üzerinde hiç etkisi olmadığı izlenimi aldın galiba. Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi O zaman anibal senden çevrenin evrim üzerinde etkisi olduğunu açıkça bir bakışta bize gösterebilen bir veya bir kaçtane canlı türü örneği alalım . Senin bakış açınında buna musait olduğunu biliyoruz . Derdin evrim ise, üreme süresi 20 yıl gibi uzun olan, izolasyonları kolay aşabilen insan gibi bir canlı bakacağın son yer olmalıdır. Evrimi görmek istiyorsan, çokca ve çabuk üreyen şeylere bakmalısın. En iyisi bakterilerdir. Ama farkları görmek zordur. O yüzden daha bir iyisi, böceklerdir. Havai'de yanardağlar ikide birde lav akıtır. Akan lavlar ormanların arasına girer, ormanı parçalara ayırır. Lavların arasında orman adacıkları kalır. 1940'lara gelene kadar Havai'de meyve sineği yaşamıyordu. Yoktu basitçe. Fakat uçakla taşınan meyvelerle meyve sinekleri oraya da bulaştı. 1950'lerde tek bir meyve sineği türü vardı. Ama ormanlar bölünüp adacıklara döndükten sonra, her adacıkta kalan meyve sinekleri başka bir cinse, ırka dönüştü gitti. Hatta, artık birlikte üreyemeyenleri bile var. Yada daha hızlı üreyen başka şeylere bakabilirsin, böcek seni bozarsa. Örneğin, göllerdeki balıklar. Müstakil göllerin her biri, kendi endemik türlerini içerir. Buna insan yapısı baraj gölleri de dahildir. Yada hiç yılan yaşamayan ama insanların yılanı taşıdıkları brezilyadaki "yılan adasına" bakabilirsin. Normalde sürüngen avcısı olan bir tür yılan adaya yerleşip, kuş avcısı olarak evrim geçirmiş durumda. Şu anda bu yılan tamamen farklı bir tür. Öyleki, klasik yılanlarda görülmeyen bir özellik olan üçüncü cinsiyet ve çift cinsiyet hususları söz konusu. Gördüğün gibi, evrimin örneği bol bol var her yerde. Sadece doğru yere bakman gerekiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
BA'AL 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi SORU: Kutup ayılarının derisi ne renktir ve neden? Siyah olduğunu bir belgeselde duymuştum. Ama neden siyah orasını tam hatırlamıyorum. Çevreden ısıyı soğurmak için olabilir mi? Aynı belgeselde kutup ayılarının kıllarının içinin boş olduğu bu sayede ısı yalıtımı sağladığını anlatıyordu. Link to post Sitelerde Paylaş
everest 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi Sen bu tartışmalardan çevrenin evrim üzerinde hiç etkisi olmadığı izlenimi aldın galiba. o izlenimi senin yorumların veriyor hacı . Senin bu yöndeki düşüncelerini de az biraz biliyorum . Daha önceki tartışmalardan . Çevrenin mutlaka evrim üzerinde etkisi var . Bu kesin . Ama çevre mi daha etkin yoksa genlerde rastgele oluşan mutasyonlar mı ben onu öğrenmek istiyorum . Link to post Sitelerde Paylaş
anibal 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi >>> Ama çevre mi daha etkin yoksa genlerde rastgele oluşan mutasyonlar mı ben onu öğrenmek istiyorum . "Daha" gibi bir soru ise soru, daha etkin olan çevredir. Yani doğal seçilimin etkisi, mutasyonlardan fazladır. Doğal seleksiyon, rasgele data üzerinde bir fitness fonksiyonu olarak görev yapar. Bu noktada mutasyonların her yöne olduğu, olması gerektiği barizdir. Doğal seleksiyon yoksa, her öne giden bu vektörlerin toplamı sıfır olacaktır. Kısaca canlı hiç bir şekilde evrim geçiremez. Elbette bunun izahı bu kadar basit bir matematik denklemi değil. Ama konuyu en iyi formülize etmenin yolu bu bence. Genelde sanılan şey şudur. Her şey aynı giderken, bir mutasyon olur, canlı bir avantaj kazanır. Maalesef bu böyle olmamaktadır. İstatistik analiz ve doğadaki gözlemler bunun böyle olmadığını açıkca gösterir. Olan, belli bir mutasyon havuzunun, belli çevre koşullarında sabit bir avantaja sahip olmasıdır. Doğal seleksiyon koşulları değişince, o mutasyonlardan bazıları avantajlı olur popülasyon içindeki baskınlığı artar. Evriminde tanımı budur zaten. Teknik olarak doğal seleksiyon değişmediği sürece, canlının değişmesi ve adaptasyon sağlaması mümkün değildir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 20, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 20, 2010 gönderildi "Daha" gibi bir soru ise soru, daha etkin olan çevredir. Yani doğal seçilimin etkisi, mutasyonlardan fazladır. Daha derken... 2,5 kiloluk dahanın bir kilosu mutasyon, birbuçuk kilosu doğal seçilimdir. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Ağustos 24, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 24, 2010 gönderildi SORU: En küçük canlı birim nedir? Canlı olarak kabul edebileceğimiz en küçük varlık nedir? Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts