Jump to content

Biyoloji Soruları....


Recommended Posts

  • İleti 413
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu sorunun cevabı sanıldığından çok daha zor..

Evrende neyin canlı olduğunu bilmek kolay değil.

Evrenin kendisi için bile canlı diyebiliriz.

Ama canlılığı molekül düzeyine indirmekten fazla bir zorluk çekeceğimizi sanmıyorum.

Prion'lar da canlıdır argümanı yapılabilir örneğin. Prion bir protein molekülüdür.

Virus, virusoid ve viroidlerin canlılık argümanı daha kolay yapılabilir.

Eğer prion canlı ise daha başka canlı moleküller de vardır.

O molekül Everest'in düşündüğü ribozomlar değil de, RNA molekülü olabilir. Ribozomlar da RNA ama, spefisik bir RNA..

Zannedesem RNA'dan biraz daha büyük.. RNA ile birlikte spesifik bir protein de içerirler..

Gen Bencil'dir de yaşamın başlangıç noktasının kristal moleküllerinde olabileceğinden bahsediliyordu.

böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali var mı? varsa-yoksa neden?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gen Bencil'dir de yaşamın başlangıç noktasının kristal moleküllerinde olabileceğinden bahsediliyordu.

böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali var mı? varsa-yoksa neden?

Bu bir spekülasyon..

Rağbetten düştü.. Artık pek ciddiye alınmıyor.

Bir ara ciddi şekilde düşünülmüştü ama.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> bir belegsel kanalında denizin tam 15 km altında omurgasız canlıların yaşadığını izlemişdim çok ilginç o basınca dayanacak evrimi geçirmeleri beni hayrete düşürmüşdü.

Seni kandırmışlar. Dünyada 15 km derinlikte deniz yok. Ama en derin denizlerde bile yaşayan bir şeyler var, o ayrı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

>>> bir belegsel kanalında denizin tam 15 km altında omurgasız canlıların yaşadığını izlemişdim çok ilginç o basınca dayanacak evrimi geçirmeleri beni hayrete düşürmüşdü.

Seni kandırmışlar. Dünyada 15 km derinlikte deniz yok. Ama en derin denizlerde bile yaşayan bir şeyler var, o ayrı.

nasıl kandırmışlar adam dedi 15 km derinlik ismini unuttum ama n. channel da bir belgeselde izledim bir deniz altı ile inmişlerdi.. çift camlardan biri patlamışdı sonra geri çıkmışlardı.. karanlığın dibi idi... şimdi dünyada o kadar derinlikte yer yok mu

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biraderim, dünyanın en derin çukuru mariana çukurudur, derinliğide 10,924 metredir, yani 11 kilometre bile değildir. Orada yakın zamana kadar hiç bir şey yaşamadığı düşünülüyordu. O yüzden nükleer atıkları depolamak filan planlanıyordu. Ama orada bir takım foraminifera'ların yaşadığı tespit edildi.

Çeviriler genelde abuk sabuk oluyor belgesellerde. 15 bin metre değil, belkide 15 bin feet'tir ki, 5 bin metre filan eder.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir ortamda yeterli miktarda oksijen olduğu halde az miktarda karbon monoksit olsa bile zehirlenme oluyor. Bunun nedeni nedir?

Çok basit bir nedeni var..

Korbonmonoksitin hemoglobine olan afinitesi, oksijenden çok daha fazla....

Hemoglobine önce karbonmonoksit bağlanıyor ve hemoglobinde oksijenin bağlanacağı yerleri işgal ediyor.

Ortamda istediği kadar çok oksjine olsun. Az miktarda karbonmonoksit bile tehlikeli...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok basit bir nedeni var..

Korbonmonoksitin hemoglobine olan afinitesi, oksijenden çok daha fazla....

Hemoglobine önce karbonmonoksit bağlanıyor ve hemoglobinde oksijenin bağlanacağı yerleri işgal ediyor.

Ortamda istediği kadar çok oksjine olsun. Az miktarda karbonmonoksit bile tehlikeli...

Çok doğru, hemoglobinin karbon monoksite açlığı oksijene olan açlığından 250-300 kat daha fazla.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben bir soru sorayım insanın fiziksel yapısı ile ilgili ,

Belki başka canlılarda da aynı özellik vardır ama ben bunu birebir yaşadığım için kendi türüm adına sorayım . Bizler genelde burnumuza yediğimiz çok şiddetli olmayan darbelerde bile beynimizin içinde şiddetli bir ağrı hissederiz ve gözlerimizde yaşarma olur . Neden kafa bölümüde diğer başka noktalara yediğimiz darbelerde böyle birşey söz konusu olmaz . Yani yanak bölgesine bir darbe alsak işte tamam bu acı yanağımdan geldi diye bir kanıya varıyoruz . Ama burnumuza bir darbe geldiğinde o acıyı beynimize direk olarak gelen bir darbe olarak algılıyoruz . Bizim burnumuzla beynimiz arasındaki bu yakın ilişkinin açıklaması nedir ?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Adrenalin böbreklerden salgılanıyor diye biliyorum. Kahvedeki kafein mi buna sebep oluyor.

Yada kafein beyindeki bir yeri uyarıyorda ,sonrada mı böbrekten adrenalin salgılanıyor.?

Adrenalin böbreklerden değil, böbreküstü bezlerinden salgılanıyor.

Kana geçen kafein ve diğer stimülanlar vücutta adrenalin salgılanmasına neden olurlar.

Ama sorun çok daha karmaşık..... Kafeinin başka etkileri de var.

Kafeinin adrenalin salgılanmasına neden olmasından öte beyinde kendi etkileri de vardır.

Yani kafeinin etkisi yalnız sempatik sistemle sınırlı değildir. Daha yaygındır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan vucudunun ,asimetrik olan yapısından ,genler mi?, yoksa gelişim mi? sorumludur.

İnsanın normalde aldığı her şekilden genler sorumlu elbette.

Gelişim ne demek anlayamadım. Genlerden bağımsız bir gelişim söz konusu olamaz.

Her canlıda vücudun bölümlerinin düzenli olarak gelişmesini sağlayan Hox genleri(homebox genes) vardır.

Başın, vücudun, kuyruğun, bacakların, antenlerin nerede gelişeceğini o genler saptar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Asimetriden kastım yüzün bir yarısının, diğerine azda olsa benzememesi ve bunun gibi ayrıntılardı.

Gelişim derkende kastım. Beyninin sağ veya sol lobundan hangisini fazla kullandığına göre mi? yüz şeklide ona göre asimetrik oluyor.

tarihinde BAAL tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...