Jump to content

Sadece kadınların olduğu bir dünya olabilir.


Recommended Posts

çok saçma bi soru.hem neden sadece müslüman hanımlara hitaben bu:ateist hanımlar robotmu yoksa.ayrıca erkek kadınsız kadın erkeksiz yaşayamaz.ilahi denge bu çünkü

Pardon ama müslüman olmakla bu yazdiklarinin alakasi ne Allah erkegi ve kadini birbirleri icin yaratmis..müslüman kadinlarin erkeklerden kacmasi gibi bi durum varda benimmi haberim yok acaba..her lafinizda islamiyeti karalamaya calisiyosunuz ama böyle yaparak insanlarin inanclarinin dahada güclendigini anlayamayacak kadarda körlesmissiniz..bence sizinki ateistlik degil islam düsmanligi?not geceyim...kapali degilim,namaz kilmiyorum...ama ELHAMDÜLILLAH son nefese kadar ;)

Müslüman dindar hanımların düşüncelerini özellikle merak ediyorum da ondan.

Zamanı gelince açıklarım.

Herkes cevap verebilir. Burası forum.

İslamı karalamaya çalışmaya gelince ... öyle bir derdim yok.

Nereden çıktı?

Yazımdan böyle bir şeyi nasıl çıkardınız, merak ediyorum.

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 40
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Çok yaşa emi, bu aklıma hiç gelmemişti... :lol:

Hamal modunda yanımızda dolaşabilirler... bilumum ayak işlerini de yapabilirler... getir götür işlerini mesela....

Evet ya erkekler olsun, olsun ki biz de onları kullanabilelim...

Baslik iyiden iyiye Femdom dunyasina kaymakta..

Ehh, fena da olmamakta.. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet.

"Teknoloji artık izin veriyor, erkeksiz bir dünya istermisiniz?" diye sordum.

Bir tane "müslüman" hanım çıkıp, "erkek baskısından bıktık, evet, olabilirse iyi olur" demedi.

Sorununuz ne biliyor musunuz?

İslamda, "erkeğin 4 tane nikahlayabildiği, istediği zaman boşol diyebildiği, mahkemelerde sözü yarım sayılan, mirasta yarım pay verilen 2. sınıf insan" sınız.

Ayetlerde, sürülen tarla veya mal deniyor size.

.... ve siz bunu kabul etmişsiniz.

Silkinip, "biz de insanız" demek artık aklınıza bile gelmiyor.

Ne acı.

.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet.

"Teknoloji artık izin veriyor, erkeksiz bir dünya istermisiniz?" diye sordum.

Bir tane "müslüman" hanım çıkıp, "erkek baskısından bıktık, evet, olabilirse iyi olur" demedi.

Sorununuz ne biliyor musunuz?

İslamda, "erkeğin 4 tane nikahlayabildiği, istediği zaman boşol diyebildiği, mahkemelerde sözü yarım sayılan, mirasta yarım pay verilen 2. sınıf insan" sınız.

Ayetlerde, sürülen tarla veya mal deniyor size.

.... ve siz bunu kabul etmişsiniz.

Silkinip, "biz de insanız" demek artık aklınıza bile gelmiyor.

Ne acı.

.

yalnızca kadınların yaşadığı bir dünyada başörtüsü takar mıyım takmaz mıyım doğrusu bilemiyorum,ama Allah'ın emrini göz önünde bulunduracak olursam takarım galiba..kadının da erkekeğin de birbirine ihtiyacı olacağından erkeksiz bir dünya düşünemiyorum ve de istemem..(yanlış anlaşılmasın)

inanan bir bayan olarak kendimi hiç bir baskı altında hissetmiyorum,baskı altında olsaydım burada sizlerle görüşemezdim..

mirasta kadına yarım erkeğe tam pay hakkı verilmesine gelince;kadının ailesine bakma gibi bir zorunluluğu yoktur,ama erkeğin böyle bir zorunluluğu vardır..erkek ailesine ,anne ve babasına bakmak zorundadır..

evlendiğimde eşim üzerime kuma getirmeye kalkışırsa tek celse ile boşanırım..

erkek eşini dövebilir,sebepleri vardır,ama beni dövmeye kalkanı ben de döverim..

kadın kocasının tarlasıdır;bu mevzuya istemeden de olsa değinmek istiyorum;

Erkek, normal yoldan (çocuğun geldiği yerden) olmak kaydıyla istediği şekilde hanımiyla temas edebilir. Nitekim, "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Bakara: 223) buyurulmuştur. (Hangi şekilde olursa olsun, ilişki normal yoldan olmalıdır. Aksi takdirde Livata fiili işlenmiş olur ki bu büyük günahlardandır. Nitekim Allah Teâlâ Lut kavmini bu cürmü işledikleri için helak etmiştir).

umarım anlaşılmıştır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu başlığı kınıyorum. Ben bir ateistim. Ve dindarlarla çarpışılacak pek çok cephede bizi üstün kılacak bir meşruiyete dayanarak ateist olmayı seçtim. Belden aşağı vurmaya ihtiyacımız yok. Kendimizi küçültmemeliyiz.

işte güzel yurdumun ateisti bu birşeye inaıyorsanız yada inanmıyorsanız başkalarının inançlarına hakaret hakkınız var demek değili bu sizi küçük düşürür çünkü yanlız düşkünler küfürle hakaretle bir yere varabilir.

soruya geince hanımım istemez heralde eve gidince sorayım.Şu hanım baskısına da bir açıklık getirelim siz özgürlük adı altında hanımlarınızı sokağa resmen atıyorsunuz benim hanımım fatura yatırmaya gidemez niye gitsinki ben niye varım.Ama istediği toplantılara gidebilir arkadaşlarına gidebilir iş saatlerim dışında ne istiyorsa beraber yapabiliriz.salınca hanımları ne oluyor dışarısı rezillik dolu hanımım neden rahatsız edilsinki, duyduk forumda ayaktan hoşlananlar bile var.Ben kıskancım hanımım dışarıya arabayla ancak çıkar istediği yere gider ben yanında olmadan çarşıya gitmesini isemem bumu baskı biz buna sevgi aşk şefkat diyoruz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
yalnızca kadınların yaşadığı bir dünyada başörtüsü takar mıyım takmaz mıyım doğrusu bilemiyorum,ama Allah'ın emrini göz önünde bulunduracak olursam takarım galiba..kadının da erkekeğin de birbirine ihtiyacı olacağından erkeksiz bir dünya düşünemiyorum ve de istemem..(yanlış anlaşılmasın)

inanan bir bayan olarak kendimi hiç bir baskı altında hissetmiyorum,baskı altında olsaydım burada sizlerle görüşemezdim..

mirasta kadına yarım erkeğe tam pay hakkı verilmesine gelince;kadının ailesine bakma gibi bir zorunluluğu yoktur,ama erkeğin böyle bir zorunluluğu vardır..erkek ailesine ,anne ve babasına bakmak zorundadır..

evlendiğimde eşim üzerime kuma getirmeye kalkışırsa tek celse ile boşanırım..

erkek eşini dövebilir,sebepleri vardır,ama beni dövmeye kalkanı ben de döverim..

kadın kocasının tarlasıdır;bu mevzuya istemeden de olsa değinmek istiyorum;

Erkek, normal yoldan (çocuğun geldiği yerden) olmak kaydıyla istediği şekilde hanımiyla temas edebilir. Nitekim, "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Bakara: 223) buyurulmuştur. (Hangi şekilde olursa olsun, ilişki normal yoldan olmalıdır. Aksi takdirde Livata fiili işlenmiş olur ki bu büyük günahlardandır. Nitekim Allah Teâlâ Lut kavmini bu cürmü işledikleri için helak etmiştir).

umarım anlaşılmıştır.

Sevgili elanur,

Sen baskı altında hissetsen de hissetmesen de,

Kuran'da gayet açık bir şekilde iyi kadın itaatkardır diyor.

İtaat içinde baskıyı barındırır zaten;

Diyanet İşleri Meali(Yeni) (Nisa 34)

Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.[115] Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı[116] korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.[117] Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.

Ayrıca kadına boşanma hakkı da vermiyor sadece

Kocanla sadece barışma yolunu öneriyor;

Diyanet İşleri Meali(Yeni) (Nisa128)

Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Sonuç olarak Kuran'a inanıyorsan bütünüyle uymak gerekir.

sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ayrıca kadına boşanma hakkı da vermiyor sadece

Kocanla sadece barışma yolunu öneriyor;

Diyanet İşleri Meali(Yeni) (Nisa128)

Eğer bir kadın kocasının, kendisine kötü davranmasından, yahut yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşarak aralarını düzeltmelerinde ikisine de bir günah yoktur. Uzlaşmak daha hayırlıdır. Nefisler ise kıskançlığa ve bencil tutkulara hazır (elverişli) kılınmıştır. Eğer iyilik eder ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Sonuç olarak Kuran'a inanıyorsan bütünüyle uymak gerekir.

sevgiler

sevgili Keklik

İslamda kadının da erkek gibi boşanma hakkı vardır.. fakat erkeğe göre kadın daha duygusal olduğu için kadının ani karar vermeyip boşanmak için mahkemeye başvurması gerekmektedir.. nitekim asrı saadette kadınlar bizzat peygamberimize gelip kocalarından şikayette bulunuyorlardı..hakim kadının boşanma gerekçesini haklı bulduğu takdirde kocasının rızasına bakmadan kadını eşinden boşardı..

saygılar

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
sevgili Keklik

İslamda kadının da erkek gibi boşanma hakkı vardır.. fakat erkeğe göre kadın daha duygusal olduğu için kadının ani karar vermeyip boşanmak için mahkemeye başvurması gerekmektedir.. nitekim asrı saadette kadınlar bizzat peygamberimize gelip kocalarından şikayette bulunuyorlardı..hakim kadının boşanma gerekçesini haklı bulduğu takdirde kocasının rızasına bakmadan kadını eşinden boşardı..

saygılar

sevgili elanur,

Kuran'ın kendisinde ben, kadının boşanma hakkına dair herhangi bir

ayet bulamadım. Varsa bana gösterirsen sevinirim.

Oysa öncelikle baz alınması gereken Kuran'ın kendisi değil mi?

Kaldı ki senin verdiğin örnek bile kadının aczini vurgulamaktadır.

Erkek için hakimin haklı bulma şartı olmayacak ama kadın için boşanma isteği

yeterli karşılanmayıp, bir de hakim haklı bulursa boşayacak. Bu hiç de adil değil.

Gelelim kadının erkeğe nazaran daha duygusal olması konusuna:

Duygusallık, hassaslık demek değildir. Adı üstünde, öfke, üzüntü, sinirlilik,

yufka yüreklilik, kıskançlık gibi negatif ve pozitif kavramların hepsini içine alır.

Bu duyguların hepsi de hem erkekte, hem de kadında mevcuttur. Ama ne yazık ki

yüzyıllardır sadece kadına mal edilmiş olduğu için bir çok kadın da bu konuda

zayıf olduğuna inanmaktadır.

sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş

“onlara verdiklerinizden bir şey almanız size helâl olmaz. eşler, Allah'ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından korkarlarsa, o başka.. Allah’ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından siz de korkarsanız, kadının fidye verip kendini kurtarmasında her ikisi için de bir günah yoktur. bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır.. onları aşmayın. kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, işte onlar zalimlerdir..” (Bakara 2/229)

evliliğin yürümeyeceği endişesine kapılan kadın, durumu yetkililere bildirir.. onlar da aynı endişeyi duyarlarsa kadına evliliğe son verme yetkisi verirler.. kadın, ayrılmaya karar verirse, kocasından aldığını geri verir.. ayette geçen, “Onlara verdiklerinizden...” ifadesi, kadının kocasından aldığı mehir ve hediyelerin tamamı olarak anlaşılabileceği gibi, bir kısmı olarak da anlaşılabilir.. bunlardan ne kadarının geri verileceğine yetkililer karar verirler. kocanın suçu yoksa tamamını geri vermek gerekir..

yetkili makam mahkemedir..

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
“onlara verdiklerinizden bir şey almanız size helâl olmaz. eşler, Allah'ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından korkarlarsa, o başka.. Allah’ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından siz de korkarsanız, kadının fidye verip kendini kurtarmasında her ikisi için de bir günah yoktur. bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır.. onları aşmayın. kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, işte onlar zalimlerdir..” (Bakara 2/229)

evliliğin yürümeyeceği endişesine kapılan kadın, durumu yetkililere bildirir.. onlar da aynı endişeyi duyarlarsa kadına evliliğe son verme yetkisi verirler.. kadın, ayrılmaya karar verirse, kocasından aldığını geri verir.. ayette geçen, “Onlara verdiklerinizden...” ifadesi, kadının kocasından aldığı mehir ve hediyelerin tamamı olarak anlaşılabileceği gibi, bir kısmı olarak da anlaşılabilir.. bunlardan ne kadarının geri verileceğine yetkililer karar verirler. kocanın suçu yoksa tamamını geri vermek gerekir..

yetkili makam mahkemedir..

Sevgili elanur,

İlgili ayeti en baştan alalım istersen;

Bakara 229

Boşamak (talak) iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz. Ancak Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka. Eğer siz de bunların, Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın çizdiği hudududur. Sakın bunları aşmayın, Her kim Allah'ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerdir.

Görüldüğü gibi burada boşanma konusunda asıl selahiyet

yine erkeğe verilmiştir. Ancak, Allahın koyduğu sınırlarda duramayacağınızdan

korkarsanız, kadın hakkından vazgeçtiği takdirde boşanmanızda sakınca yoktur

diyor. Yine son söz kocanın!

sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili elanur,

İlgili ayeti en baştan alalım istersen;

Bakara 229

Boşamak (talak) iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz. Ancak Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka. Eğer siz de bunların, Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur. İşte bunlar, Allah'ın çizdiği hudududur. Sakın bunları aşmayın, Her kim Allah'ın hududunu aşarsa, işte onlar zalimlerdir.

Görüldüğü gibi burada boşanma konusunda asıl selahiyet

yine erkeğe verilmiştir. Ancak, Allahın koyduğu sınırlarda duramayacağınızdan

korkarsanız, kadın hakkından vazgeçtiği takdirde boşanmanızda sakınca yoktur

diyor. Yine son söz kocanın!

sevgiler

Kardeşim bu ayeti yanlış anladınız birde tefsir resmen yapılıyor zaten onu hiç anlamış değilim neyse.' defa boşandınız barıştınız 3. kez boşanılmaması için erkekler çaba sarf edecek ya güzellikle yanında tutacak nazıyla oynayacak hanımın ayrılmak istememesi için yada güzelce ayrılacak hanıma verdiği varlığı asla alamaz nikahta mihir denen altın zinet eşyası ev vesaire verilir bunları geri alamaz erkek alırsa helal değil haram olur.Ama hanım hakkını istemezse bu ekilded de boşanma olabilir.Dediğim gibi ama bu ayetin ne zaman geldiğii hangi olay üstüne geldiği de önemlidir.Her kim bu hududu aşarsa zulme etmiş olur kime hem eşine hemde kendi nefsine.İslamda kadının hakları erkek haklarına eşittir ancak kadınlar akli olarak düşünmektense daha çok duygusal anlamda düşündüklerinden boşanma hemen gerçekleşmez bir hakeme başvurulur bu zamanın şartlarına göre değişir kadı hakim vesaire
Link to post
Sitelerde Paylaş
Kardeşim bu ayeti yanlış anladınız birde tefsir resmen yapılıyor zaten onu hiç anlamış değilim neyse.' defa boşandınız barıştınız 3. kez boşanılmaması için erkekler çaba sarf edecek ya güzellikle yanında tutacak nazıyla oynayacak hanımın ayrılmak istememesi için yada güzelce ayrılacak hanıma verdiği varlığı asla alamaz nikahta mihir denen altın zinet eşyası ev vesaire verilir bunları geri alamaz erkek alırsa helal değil haram olur.Ama hanım hakkını istemezse bu ekilded de boşanma olabilir.Dediğim gibi ama bu ayetin ne zaman geldiğii hangi olay üstüne geldiği de önemlidir.Her kim bu hududu aşarsa zulme etmiş olur kime hem eşine hemde kendi nefsine.İslamda kadının hakları erkek haklarına eşittir ancak kadınlar akli olarak düşünmektense daha çok duygusal anlamda düşündüklerinden boşanma hemen gerçekleşmez bir hakeme başvurulur bu zamanın şartlarına göre değişir kadı hakim vesaire

Sevgili kardeşim,

Üzerinde tartıştığımız konu KADININ BOŞANMA HAKKI, boşanmanın kaç kez

olup, olmaması değil. Koskoca Kuran'da bir tek bu ayette kadına boşanma izni verilmiş

gibi görünse de İYİLİKLE TUTMAK, ya da GÜZELLİKLE SALMAK yetkisi yine erkeğe verilmiş.

Kadının boşanmayı istemesi halinde, erkeğe verdiğinizi istemeniz doğru değil dese de

kadın hakkından vazgeçerse boşayabilirsiniz diyor.(isteme, yan cebine koy!)

Kadının duygusallığıyla ilgili düşüncemi de yukarıda belirtmiştim zaten.

Kadınları uyutmak ve üzerinde tahakküm kurmak için uydurulan bir bahaneden

öte bir şey değil benim için.

Bu ayet veya başka bir ayetin de ne zaman ve hangi şartlar altında gönderildiği de

önemli değil. Zamandan münezzeh olan ve yarattığı kullarının hangi şartlar altında

neyi yapabileceğini önceden bilmeye muktedir olan bir tanrının kurallarını zamana-

zemine göre ayarladığına inanılması mantığa aykırı bence.

sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sevgili kardeşim,

Üzerinde tartıştığımız konu KADININ BOŞANMA HAKKI, boşanmanın kaç kez

olup, olmaması değil. Koskoca Kuran'da bir tek bu ayette kadına boşanma izni verilmiş

gibi görünse de İYİLİKLE TUTMAK, ya da GÜZELLİKLE SALMAK yetkisi yine erkeğe verilmiş.

Kadının boşanmayı istemesi halinde, erkeğe verdiğinizi istemeniz doğru değil dese de

kadın hakkından vazgeçerse boşayabilirsiniz diyor.(isteme, yan cebine koy!)

Kadının duygusallığıyla ilgili düşüncemi de yukarıda belirtmiştim zaten.

Kadınları uyutmak ve üzerinde tahakküm kurmak için uydurulan bir bahaneden

öte bir şey değil benim için.

Bu ayet veya başka bir ayetin de ne zaman ve hangi şartlar altında gönderildiği de

önemli değil. Zamandan münezzeh olan ve yarattığı kullarının hangi şartlar altında

neyi yapabileceğini önceden bilmeye muktedir olan bir tanrının kurallarını zamana-

zemine göre ayarladığına inanılması mantığa aykırı bence.

sevgiler

peki birde şu yönüyle bakalım ben hanımıma Kurana göre muamele ediyorum Elhemdülillah çok mutluyuz hanımım boşanmak istese tabi bana bakacak herşey hanım kafasına göre boşansın gitsin nereye gidecek baba evinde ne kadar rahat edebilir boşandıktan sonrada benim sorumluluğumda olması lazım değilmi yani ona destek olmak zorundayım tamam boşanıyosun git diyemem değilmi.Şimdi diyebilirsiniz bu kadın başkasıyla evlenmeyecekmi evlenebilir tabi ama evlenene kadar ona yine benim bakmam lazım kusura bakmayın öyle kurt sofrasına atmak mümine yakışmaz ailesi mesul evet ama bende kendimi mesul bilirim bundan
Link to post
Sitelerde Paylaş

çabuk çapuk pes eden biri değilimdir. bu konuyu sizinle konuştuğumuzdan bu yana deteylı bir şekilde araştırıyorum ve araştırmaya da devam edecem.neyse konuya döneyim

İslam da boşanma, anlaşamayan eşlerin evlilik bağını bitirmek için konulan çözüm yoludur. Taraflardan biri bu evlilikten memnun olmayıp ayrılmaya karar verirse (ki bunun kadın ve erkek olması fark etmez) gerekli mercîlere niyetini ve nedenini bildirerek, (evliliğini tescil ettirdiği gibi, ayrılığını da tescil ettirip) boşanma ilamını alması gerekir. Bu malın ve neslin korunması için bir zorunluluktur. Hakimin ve yakınların birleşme ümidi olan eşleri, yeniden düşünmeye çağırarak gerekli nasihatta bulunmasının zorlayıcı hiçbir boyutu yoktur. Sonuca (ayrılmaya veya devamına) yine eşler karar verecektir.

Boşanma talebi kadından geldiği zaman kadının mehrinden vazgeçmesi gerekir. Asrı saadette evlenirken mehir olarak bir hurma bahçesi alan kadın peygamberimize gelerek boşanmak istediğini söyleyince, Peygamberimiz de:

“Evlenmek için aldığın hurma bahçesini geri verir misin?” buyurur; kadın: “Beni bu adamdan kurtar da ya Rasulullah üste para da veririm” der. Peygamberimiz de bu boşanma olayını gerçekleştirir.

Şunu açıkça bilmeliyiz ki, evliliğin gerçekleşmesi için evlenecek tarafların rızası nasıl gerekli ve şart ise, evliliğin devamı için, her iki tarafın bu evliliğin devam etmesini istemesi de şarttır. Kadın veya erkek ister geçimsizlikten, ister güvensizlikten kaynaklansın yahut başka sebeplerden olsun evliliğini bitirmek istediği taktirde, her iki taraf için de herhangi bir dini engel yoktur. Ancak her ikisi için dinin, insafa, düşünmeye, Allah’ın ilkelerini korumaya çağrısı vardır. İnsan iyi düşünüp kararını öyle vermelidir. Kimsenin tercihine engel olma söz konusu değildir. Kalmaya veya gitmeye eşler karar verecektir.

Kur’an’ın delili ise şöyledir: Bakara suresi 228. ayetinde boşanan kadınların durumu anlatılırken “kadınların meşru şekilde görevleri olduğu gibi hakları da vardır. Ancak erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece daha fazla hakkı vardır. Allah güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” Buradaki üstünlük (Allah doğrusunu bilir), nafakalarını temin etmek, koruyup kollamaları gibi nedenlerle verilen “kavvamlık”, sorumluluk ve yöneticiliktir.

“Eğer boşanmaya karar verilirse, boşanma kesinleşir. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.” (2/227) Burada ”boşanmaya karar verirlerse” ifadesinden de anlaşılacağı gibi kararı veren tek şahıs kastedilmemiş, birden fazla bir ifade kullanılmıştır. Hüküm tek kişilik değildir. Taraflardan her ikisi için de geçerlidir.

“... Eğer eşlerin Allah'ın çizdiği sınırlar içinde kalamayacaklarından endişe ederseniz, kadının kendi boşanmasını sağlamak için, mehrinden vazgeçmesi veya başka bir şey vermesinde her iki taraf içinde bir sakınca yoktur...” (2/229) Bunun anlamı şudur:

Kadın kocasıyla evliliğini sürdürmeden ümidini kesmişse bunu bitirmek için karşı taraftan herhangi bir hak talep etmediği gibi mehrinden de vazgeçebilir ve kocasına fazladan bir şeyler de verebilir demektir. Bu ise kadının, kocasından boşanma talebinde bulunabileceğinin en açık kanıtıdır.

İslam insanı hiçbir şekilde mahkum etmez. Razı olmadan yapılan imanı kabul etmediği gibi, ikrahla/zorla söyletilen inkarı da kabul etmez. O halde bir kimseye istemediği bir evliliği de asla dayatmaz. Bunu insanlar kendi istek ve arzuları ile yapacak ve koruyacaklar ki bir anlamı olsun. Ancak İslam yapılacak işlerin doğrusunu ve eğrisini insanların idrakine sunarak; yapılacak doğru işlerin ilkelerini belirler. Kul olan insan da dilediğini tercih edip sonucuna katlanmaya razı olur. Şu ayet bunu daha net olarak ifade etmektedir.

“Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya yüz çevirmesinden korkarsa; aralarında anlaşma yapmalarında her ikisi içinde bir günah yoktur. Hatta anlaşmak daha iyidir. Ancak nefisler cimriliğe eğilimli hale getirilmiştir. Eğer iyi davranır ve haksızlıktan sakınırsanız bilin ki, Allah yaptıklarınızdan şüphesiz haberdardır.” (4/128)

“Eğer ayrılırlarsa, Allah herbirini bol nimetiyle yoksulluktan kurtarır. Allah'ın nimeti boldur. Hikmeti büyüktür.” (4/130)

Sonuç olarak şunu bilmeliyiz ki nikah, belli şartları taşıyan insanlar tarafından kendi istekleriyle yapılan bir sözleşmedir. Sözleşmede en az iki taraf vardır. Sözleşmeyi yapmada veya devamını sağlamada, karşılıklı sadık kalmada ve sözleşmeyi bozmada taraflar aynı haklara sahiptir. Birinin diğerinin aleyhine kullanacağı herhangi bir imtiyazı yoktur. Bir antlaşmayı yaparken taraflardan biri razı olmayınca yapılamadığı gibi; var olanın devamı için de iki tarafın devamını istemesi şarttır. Kadın veya erkek bunu istemediği zaman nikahın devamı söz konusu olmaz. Müslümana yakışan güzellikle bitirmektir. Sonuç olarak Allah'ın 2/229’daki hükmünü hatırlatıyor, sizlerin de düşünmesini istiyoruz. Doğruların paylaşılmasını, yanlışların da düzeltilmesini umuyoruz.

tarihinde elanur tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Anlamıyorum, hiç anlayamıyorum...

Neden 14 asır önce, o devrin şartlarına göre yazılmış bir kitabı günümüzde uygulamaya çalışanlar var....

Bu ne kadar tuhaf ve garip aynı zamanda da ilkel bir durum...

O devirlerde, hukuk yoktu, insan hakları yoktu, medeni kanun yoktu, yokoğlu yoktu...

Bir kişinin ağzından çıkanlar uygulanıyordu, canının istediği ayetleri allah kelamı diye o devrin insanı yutmuş olabilir...

Hala insanların bu ilkellikleri yaşamasını ve 14 asırlık ilkel bir kitabı, getirip bugüne oturtmasını ve ilkel arap geleneklerine göre bir yaşam tarzı oluşturmasını anlayamıyorum....

Vazgeçin bu işten, artık kanunlar var, hukuk var, kadın erkek hukuk önünde eşit.... özellikle kadınlar artık akıllarını başlarına alsınlar, kuran hükümlerine göre bir yaşantıyı seçen kadın, insanlığını da cumhuriyetin kadınlara kazandırdığını da elinin tersiyle bir kenara itip, kölelik yaşar ancak....

Gerisi fasa fiso, kuran kadın için öyle demiş de şöyle demiş de... buna kargalar bile güler....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Anlamıyorum, hiç anlayamıyorum...

Neden 14 asır önce, o devrin şartlarına göre yazılmış bir kitabı günümüzde uygulamaya çalışanlar var....

Bu ne kadar tuhaf ve garip aynı zamanda da ilkel bir durum...

O devirlerde, hukuk yoktu, insan hakları yoktu, medeni kanun yoktu, yokoğlu yoktu...

Bir kişinin ağzından çıkanlar uygulanıyordu, canının istediği ayetleri allah kelamı diye o devrin insanı yutmuş olabilir...

Hala insanların bu ilkellikleri yaşamasını ve 14 asırlık ilkel bir kitabı, getirip bugüne oturtmasını ve ilkel arap geleneklerine göre bir yaşam tarzı oluşturmasını anlayamıyorum....

Vazgeçin bu işten, artık kanunlar var, hukuk var, kadın erkek hukuk önünde eşit.... özellikle kadınlar artık akıllarını başlarına alsınlar, kuran hükümlerine göre bir yaşantıyı seçen kadın, insanlığını da cumhuriyetin kadınlara kazandırdığını da elinin tersiyle bir kenara itip, kölelik yaşar ancak....

Gerisi fasa fiso, kuran kadın için öyle demiş de şöyle demiş de... buna kargalar bile güler....

uygulanmasını ne zararı var yada bunların anlatılmasının mantıklımı geliyor korkmayınn...Ayrıca sizin deiğiniz gibi 14 asır önce gönderilen bir kitap günümüze ışık tutuyor iişte buda insan tarafından yazılmadığını gösterir.Kuranda hiç bir insan parmağı yoktur birebir Allahın söyledikleri ve istedikleridir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
uygulanmasını ne zararı var yada bunların anlatılmasının mantıklımı geliyor korkmayınn...Ayrıca sizin deiğiniz gibi 14 asır önce gönderilen bir kitap günümüze ışık tutuyor iişte buda insan tarafından yazılmadığını gösterir.Kuranda hiç bir insan parmağı yoktur birebir Allahın söyledikleri ve istedikleridir.

Hangi ışık, ne ışığı hangi allah.... allah 14 asır önce konuştu sonra da bir daha konuşmama kararı mı aldı...

İşte kadınlara da antik arap geleneklerini, tanrı buyruğu diye yutturup istediğiniz gibi kullanıyorsunuz...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hangi ışık, ne ışığı hangi allah.... allah 14 asır önce konuştu sonra da bir daha konuşmama kararı mı aldı...

İşte kadınlara da antik arap geleneklerini, tanrı buyruğu diye yutturup istediğiniz gibi kullanıyorsunuz...

Biz kadınlara kesinlikle sizden fazla değer veriyoruz siz maddi güzelliği geçince türlü rezilliklerle hanımı evden atarken yada evden giderkennn biz hanımımıza her daim sevgi ve şefkat duyuyoruz sadık kalıyoruz.Mümin böyle yapmalıı .Allah son din islamı göndermiştir Kuranı kerimide kelamı olarak tabiii.Ve asla tahrip edilmeyeceğini bildirmiştir. Yani sizin susma dediğiniz olay Kitap göndermekse artık gelmeyecek boşuna beklemeyinn.Ve Allah o kelamıyla her daim insanlara yol göstermiştir.Zararını hiç görmedik islam alemi olarak müslüman hanımlardan biri çıkıp desin din bizi zorluyo mutsuz ediyo

Işık konusunu unutmayalım Kuranı kerim bugünün hayatınada düzen getiriyor sadece 14 asır öncesi için gelmemiştir yanii

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...