Jump to content

Hz. İsa Gerçekten Yaşadımı?


Recommended Posts

Zamanın Ruhu: Anlatılmış en müthiş hikaye - I

Aşağıdaki yazı, Zeitgeist (Zamanın Ruhu) adlı belgeselden alınmıştır.

Birinci Kısım

Güneş... M.Ö 10.000 yılından beri, insanlar bu nesneye duydukları saygıyı ve hayranlığı çizimlerle ve yazılarla dile getirmişlerdir. Bunun nedeni ise gayet açık, güneş her gün doğarak insanların dünyasını aydınlatır, ısı ve güvenlik sağlar, onları soğuktan, körlükten ve geceleri ortaya çıkan yırtıcı hayvanlardan korur.

İnsanlar anladı ki o olmadan ekinler büyümez ve bu gezegen üzerinde yaşam devam edemez. Bu gerçekler güneşi, tüm zamanların en çok tapınılan nesnesi haline getirdi.

Benzer şekilde insanlar, yıldızlara da ilgi duydular. Yıldızların hareketlerini takip ederek uzun vadede gerçekleşen bazı olayları önceden hesaplayabileceklerini fark ettiler.

gunes.jpg

Ay tutulması ve dolunay gibi olayları. Gökcisimlerini gruplayarak bugün bizim "Takımyıldız" dediğimiz haritaları oluşturdular.

Zodyak çaprazı insanlık tarihinin en eski kavramsal işaretlerinden biridir. Güneşin, bir yıllık süreç içerisinde 12 büyük takımyıldızı içinden geçişini tasvir eder.

zodiac_beitalpha.jpg

Ayrıca 12 ayı, 4 mevsimi, gün dönümlerini ve ekinokslarını da belirtir. Zodyak çaprazı'nda her takımyıldızı antropomorfize edilmiş, diğer bir deyişle hayvan ya da doğa figürleriyle kişiselleştirilmiştir.

Bir başka deyişle antik toplumlar güneşi ve yıldızları izlemekle kalmamış, onları, hareketlerinin sonucunda meydana gelen olaylarla bağlantılı olarak özenle kişiselleştirmişledir.

surya002.jpg

Güneş, yaşam veren ve yaşamı devam ettiren nitelikleriyle görülemeyen yaratıcının sureti, yani Tanrı olarak kişiselleştirilmiştir. "Tanrı'nın Güneşi", "Dünyanın Işığı" ve "İnsanlığın Kurtarıcısı" olarak da bilinir.

Benzer şekilde, 12 takımyıldız da "Tanrı'nın Güneşi"nin ziyaret ettiği yerleri temsil ederler ve genellikle o zaman aralığında gerçekleşen doğa olaylarındaki etken elementlerle isimlendirilirler.

Örneğin Aquarius (Kova), Su Taşıyıcısı, şiddetli yağmurları getiren kişidir.

Horus, M.Ö 3000 civarında Mısır'ın Güneş Tanrı'sıydı. Horus güneşin kişiselleştirilmiş haliydi ve yaşamı güneşin gökyüzündeki hareketiyle ilgili bir dizi hikayeyle açıklanıyordu. Mısır'daki antik hiyeroglifler sayesinde, bu güneş tanrısı hakkında çok şey biliyoruz.

Örneğin, güneşi ve ışığı temsil eden Horus'un Set adında bir düşmanı vardı ve Set gece karanlığının kişiselleştirilmesiydi. Her sabah Horus, Set'e karşı olan savaşını kazanırken akşam olduğunda da Set Horus'u mağlup ederek onu yeraltına gönderir. Burada da görüldüğü gibi "Aydınlık-Karanlık" ya da "İyi-Kötü" gibi kavramlar, en çok karşılaşılan ve bugün bile farklı şekillerde karşımıza çıkan en bilindik mitolojik ikilemlerden biridir.

Horus_and_Seth_Battle.jpg

Horus'un hikayesi genellikle şöyle devam eder: Horus, 25 Aralık'ta bakire Isis-Meri tarafından dünyaya getirilir.

isis.jpg

Doğumu, doğudaki bir yıldızla birlikte meydana gelmiştir. 3 Kral, yıldızı takip ederek Horus'u bulmuş ve bu yeni doğmuş kurtarıcıyı süslemişlerdir. 12 yaşına geldiğinde, cömert bir çocuk öğretmendi 30 yaşına geldiğinde ise Anup tarafından vaftiz edildi ve görevine başladı.

Horus'un birlikte yolculuk ettiği 12 havarisi vardı Hastaları iyileştirmek ve su üzerinde yürümek gibi mucizeler gösterirdi. Horus; "Gerçek", "Işık", "Tanrı'nın Oğlu", "Güzel Çoban", "Tanrı'nın Koyunu" ve bunun gibi birçok farklı isimlerle de biliniyordu. Typhon tarafından ihanete uğradıktan sonra Horus çarmıha gerildi, 3 gün boyunca gömüldü ve sonra yeniden dirildi.

Horus'un bu karakteristik özellikleri, özgün olsun ya da olmasın dünyadaki birçok farklı kültürü ve tanrılarını etkileyerek hepsinde aynı mitolojik altyapıyı meydana getirdi. Frigya'nın Attis'i (M.Ö 1200), 25 Aralık'ta bakire Nana'dan dünyaya geldi, çarmıha gerildi, gömüldü ve 3 gün sonra dirildi. Hindistan'ın Krişna'sı (M.Ö 900) bakire Devaki'den, doğumunu müjdeleyen bir yıldızla birlikte dünyaya geldi.

sethhorus2.jpg

Havarilerine mucizeler gösterdi, ölümünden sonra tekrar dirildi. Yunanistan'ın Dionysus'u (M.Ö 500), 25 Aralık'ta bir bakireden dünyaya geldi. Gezgin bir öğretmendi, suyu şaraba dönüştürmek gibi mucizeler gösterdi. "Kralların Kralı", "Tanrı'nın Sevgili Oğlu", "Alfa ve Omega" gibi birçok isimle anıldı. Ölümünden sonra yeniden dirildi. Pers'li Mithra (M.Ö 1200), 25 Aralık'ta bir bakireden doğdu. 12 havarisi vardı

ve onlara mucizeler gösterdi. Ölümünden sonra 3 gün gömülü kaldı ve yeniden dirildi. "Gerçek" ve "Işık" gibi birçok farklı isimle anıldı.

İlginçtir ki, Mithra'nın kutsal ibadet günü Pazar'dı. Gerçek şu ki, dünyanın her yerinden ve farklı zaman dilimlerinden, bu genel karakteristik özellikleri barındıran birçok ilahi figür var. Asıl soru şu: neden bu özellikler, neden 25 Aralık'ta bir bakire doğumu, neden 3 günlük ölüm ve kaçınılmaz yeniden diriliş, neden 12 havari ya da takipçi? Bunları anlamak için isterseniz en güncel güneş mesihini bir gözden geçirelim.

İsa, 25 Aralık'ta Beytüllahim'de bakire Meryem'den dünyaya geldi. Doğumu, doğuda bir yıldızın doğmasıyla müjdelendi. 3 Magi Kral'ı bu yıldızı takip ederek İsa'yı buldular ve süslediler. 12 yaşına geldiğinde bir çocuk öğretmendi, 30 yaşında John tarafından vaftiz edildi ve görevine başladı.

clouds-jesus.jpg

İsa'nın birlikte yolculuk yaptığı 12 havarisi vardı ve onlara hasta insanları iyileştirmek, suda yürümek, ölüleri diriltmek gibi mucizeler gösterdi. "Kralların Kralı", "Tanrı'nın Oğlu", "Dünya'nın Işığı", "Alfa ve Omega", "Tanrı'nın Koyunu" ve bunun gibi birçok isimle anıldı. Yahuda tarafından ihanete uğrayıp 30 gümüş akçeye satıldıktan sonra çarmıha gerildi, mezara gömüldü ve 3 gün sonra dirilip cennete yükseldi.

Devam edecek...

tarihinde BOSS tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 160
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Zamanın Ruhu: Anlatılmış en müthiş hikaye - II

İkinci Kısım

Öncelikle, doğum kısmı tamamen astrolojik. Sözü edilen doğudaki yıldız Sirius'tur, 24 Aralık'ta gece gökyüzündeki en parlak yıldızdır ve Orion kuşağındaki diğer 3 parlak yıldızla aynı hizadadır.

Bu 3 parlak yıldız, antik zamanlar olduğu gibi günümüzde de aynı isimle anılırlar: 3 Kral... 3 Kral ve en parlak yıldız, Sirius hepsi birlikte 25 Aralık'ta güneşin doğacağı noktayı gösterir.

sirius-z.jpg

Bu yüzden 3 Kral doğudaki yıldızı "takip" eder ve gündoğumunu, yani güneşin doğumunu işaret eder.

Bakire (Virgin) Meryem, Başak (Virgo) burcundan gelir. Başak "Virgo the Virgin" olarak da bilinir. Virgo (Başak), Latince'de bakire demektir.

virgin_mary_in_blue.jpg

Başak aynı zamanda "Ekmek Evi" olarak da bilinir ve Başak, elinde bir demet buğday tutan bir bakire olarak tasvir edilir. "Ekmek Evi" ve sembolü olan buğday, hasat mevsimi olan Ağustos ve Eylül aylarını temsil eder.

Ayrıca Beytüllahim'in tam tercümesi, "Ekmek Evi"dir. Bu yüzden aslında Beytüllahim; dünyadaki bir yeri değil, gökyüzündeki bir yeri yani Başak burcu takımyıldızını temsil eder.

Ayrıca 25 Aralık'ta yani kış gündönümünde bir başka ilginç olay meydana gelir.

Yaz gündönümünden kış gündönümüne kadar, günler kısalır ve soğur. Kuzey yarımküreden bakıldığında güneş güneye doğru hareket eder ve gittikçe küçülerek silikleşir.

Günlerin kısalması ve kış gündönümüne doğru hasat zamanının gelmesi, antik medeniyetlerde ölümü temsil ediyordu.

Bu, güneşin ölümüydü. 22 Aralık'ta güneşin yok olduğu en belirgin şekilde görülür.

Güneş 6 ay boyunca güneye doğru hareket eder ve o gün, ufuktaki en düşük noktasına ulaşır.

İşte burada ilginç bir olay olur: Güneşin güneye doğru hareketi 3 gün boyunca durur, bu 3 günlük beklemeden sonra güneş, haç şeklindeki Güney takımyıldızının üzerinde yeniden yükselmeye başlar. 25 Aralık'ta gerçekleşen bu olaydan sonra güneş, bu sefer kuzeye doğru 1 derece hareket eder, günler uzamaya ve ısınmaya başlar, bahar gelir.

mesale5_didim_medusa.jpg

İşte bu yüzden, "Güneş haç üzerinde öldü, 3 gün ölü kaldı ve tekrar dirildi" denir. Bu yüzden İsa ve diğer sayısız güneş tanrısı aynı haç, 3 günlük ölüm ve yeniden diriliş temalarını paylaşır.

Bu aslında güneşin, Kuzey yarımküreye doğru hareket yönünü değiştirmeden ve baharı getirmeden önceki hareket sürecidir.

Buna rağmen güneşin yeniden dirilişi, bahar ekinoksuna kadar kutlanmazdı.

Çünkü güneş, günün uzadığı ve baharın belirtilerinin başladığı bahar ekinoksunda, yani "Paskalya" zamanında belirgin olarak karanlığın kötülüğünü alt ediyordu.

Şimdi, muhtemelen İsa'yla ilgili en belirgin astrolojik sembole yani 12 sadık havarisine bakalım.

beit_alfa_mosaic_floor.jpg

Bunlar aslında Zodyak çaprazında tasvir edilen 12 burçtur ve güneşi temsil eden İsa onları ziyaret eder.

Zodyak Çaprazında İsa M.S 11. Yüzyıl İncil'de 12 sayısına birçok yerde rastlanır.

Güneşin yaşamını tasvir eden, Zodyak çaprazına geri dönersek, onun sadece güneşin hareketlerinin sanatsal bir ifadesi olmadığını söyleyebiliriz.

Bu aslında ilahi bir Pagan sembolüdür ve özünde şu şekildedir: Bu bir Hıristiyanlık sembolü değildir. Bu, Paganların Zodyak çaprazı uyarlamasıdır.

Bu yüzden İsa, eski betimlemelerde hep kafasında bir haçla gösterilir. Çünkü İsa Güneştir, "Tanrı'nın Güneşi"dir, "Dünya'nın Işığı"dır, "Göğe Çekilen" dir ve bu yüzden, aslında her sabah yaptığı gibi "Tekrar Gelecek"tir. Karanlığın düşmanı olan Tanrı'nın kudretiyle, her sabah "Yeniden Dirilir", "Bulutlar Üzerinden Yükselir" ve tacında parlayan gün ışıklarıyla "Cennet'ten iner."

clouds-jesus.jpg

Devam edecek...

tarihinde BOSS tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 4 months later...

İsa yaşadı mı?

İki görüş: 1. Kuşkusuz yaşamıştır. 2. Kuşkusuz yaşamamıştır.

Bilim bize sadece siyah ve beyazı mı öğretti? Griler nerede?

Doğru yanıt: Ortadoğu coğrafyasında her zaman şifacılar vardı. İncil(ler)'de İsa'yla ilgili anlatılar, tipik bir şifacının hayli abartılmış öyküsüdür. Araya bolca mucize, politika ve eski inançlar karıştırılarak harman edilmiştir.

(Meraklısı için: 'İsa yaşamamıştır' dersek onu gördüğünü iddia eden Havarileri ve asıldığını yazan Yahudi kayıtlarını ne yapacağız?)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Doğru yanıt: Ortadoğu coğrafyasında her zaman şifacılar vardı. İncil(ler)'de İsa'yla ilgili anlatılar, tipik bir şifacının hayli abartılmış öyküsüdür. Araya bolca mucize, politika ve eski inançlar karıştırılarak harman edilmiştir.

(Meraklısı için: 'İsa yaşamamıştır' dersek onu gördüğünü iddia eden Havarileri ve asıldığını yazan Yahudi kayıtlarını ne yapacağız?)

Ama bu yahudi kayıtlarına göre İsa'nın basit bir "şifacı" olması da mümkün değil ki? o dönemde pekçok sihirbaz ve şifacının da olduğunu anlatır ilk dönem hristiyanları, hiçbiri İsa seviyesine çıkmamıştır, yakınına bile yanaşamamıştır. Bu kayıtları literal olarak alırsak İsa'nın cidden bir peygamber hatta Tanrı'nın oğlu olduğunu kabul edeceğiz demektir. Basit bir "şifacı" ölümden dirilmez, ölüleri diriltmez, Tanrı'nın oğluyum Tanrı'dan kopup geldim demez...vs

Bence olay şudur, Hristiyanlık, gizem dinlerinin bir uzantısıdır, Pavlus da bir gnostik'tir (Bu Prof. Elaine Pagels gibi çeşitli uzmanların da görüşüdür) Bu gelenekte amaç, mistik felsefeyi, çeşitli sembolik, derin, alegorik kılıflara sokarak halka anlatabilmekti, gnostik geleneğe göre bu tip mistik sırlar, sıradan halka direkt verilmezdi, bu nedenle sembolik mitsel kılıflara sokularak halka anlatıldı.

Bu nedenle İsa ile çeşitli Pagan dinleri ve gizem dinleri kahramanlarının arasında pek çok benzerlik vardır, İsa Mesih, çeşitli felsefi ve mistik sırları halka anlatabilmek için yaratılmış, oluşturulmuş bir kahramandı, gerçekte yaşayıp yaşamaması önemli değil ki büyük ihtimalle de yaşamadı.

İncil'e baktığımızda, İsa ile ilgili en eski yazılar Pavlus'un mektuplarıdır, İncil'de bulunan "4 incil" denilen kısımların (Matta Markos Luka Yuhanna) hepsi de Pavlus'un mektuplarından sonra yazılmıştır. İşte bu nedenle hristiyanlığın kurucusunun Pavlus olduğu söylenir hem müslümanlarca hem de liberal hristiyanlarca.

Peki kimdi bu Aziz Pavlus? Hristiyanların dediği gibi Mesih'in bir elçisi mi yoksa müslümanların dediği gibi Hz. İsa'nın mesajını bozan ve günümüz hristiyanlığını kuran bir zındık mı? İkisi de değil. O Gnostik bir üstat idi.

Bu konuda daha önce yazdığım bir yazıyı buraya koymak istiyorum:

Bir tarafta hristiyanlarca “Ortodoksluğun kalesi” “en büyük heretik düşmanı” olarak görülen Pavlus, diğer tarafta ilk yüzyıllardaki Gnostik heretiklerce “En büyük üstad” olarak görülen, “üstadımız, büyük öğretmenimiz” denilen Pavlus diğer bir yanda da müslümanlarca “İslamdan farkı olmayan hristiyanlığı bozmuş, içinde teslis, çarmıh gibi öğretiler sokmuş kafir Pavlus” mu gerçek Pavlus’tur?

Pavlus'u mistik, gnostik bir bilgedir, İncil'deki Pavlus'ta da her ne kadar çoğu mektubu sahteyse de, bunun izlerini görmek mümkündür.

Öncelike Gnostisizm’in dünya görüşünü çok kısa bir şekilde özetleyelim. Gnostisizm hristiyanlıktan da önceye giden mistik bir akımdır. Gnostisizme göre her şey Pleroma denilen bütünlükten fışkırmıştır, panteist yapıdadır, bu bütünlüğün içindeki farklılaşma kendine yabancılaşıp bozulma sonucu oluşan Demiurge denilen “aracı”, “düşük Tanrı” da denilen varlık dünyayı yaratmıştır. Yani dünyadaki kötülüklerden , maddesel alemden sorumlu varlık gerçek Tanrı değil “düşük” tanrı Demiurge’dir. Hristiyanlıktan önce de Sethian Gnostisizmi vardı ve bu grup Tevrat’taki genesisi bambaşka şekilde yorumlardı. Onlara göre dünyayı yaratan Yahwe düşük ve kıskanç Demiurge idi gerçek Tanrı değildi, Adem ve havva’ya “insan ile gerçek Tanrı’nın birliğini”gösterebilmek için eden bahçesinde olşuan bilgi ağacı gerçek Tanrı’dan gelen bir yardım, bu ağaçtan yenmesini söyleyen ve daha sonra yılanlaştırılıp şeytanlaştırılan logos da İsa Mesih yani Tanrı sözüydü, yolayısıyla yaşamın amacı Yahveye yani Demirgeye köle olmak değil, Gerçek Tanrı ile birliği algılayıp Gnosise ulaşmaktı.

Konumuza dönelim:

Evet, İncil'deki Pavlus gnostik olamaz çünkü Pavlus'un incil'deki (sahte) mektuplarında Gnostisizmi yeren ifadeler vardır, bunları en çok da pastoral mektuplarında görmek mümkündür. Hatta diğer mektuplarında bu konuda tek bir ifade yokken pastoral mektuplarda kör parmağım gözüne Gnostisizmin sürekli kötülenmesi, ayrıca üslup bakımından bu mektupların, İncil’de Pavlus’a ait olan diğer mektuplarla uyumsuz olması, üslupsal uçurum, anlatımsal farklılıklar, sahte mektupların yazarının ortodoks/katolik kilise olduğuna kuvvetli bir şekilde işaret eder. 13 Pavlus mektubundan sadece 7 tanesi gerçek kabul edilmektedir.

Ancak işin ilginç yanı ilk iki yüzyıldaki Marcion gibi, Valentinus gibi Gnostik önderlerin Pavlus'u "öğretmenleri" ve "üstatları" olarak görmeleridir. Yani gerçek Pavlus’un gnostik bir üstat olma ihtimali yüksektir, bu aslında gnostisizm üzerinde uzmanlaşmış Prof. Elaine Pagels gibi bilim adamlarının da görüşüdür ancak tabi ki günümüz hristiyanlarınca kabul edilmez.

Yeni ahit’teki en eski yazmaların Pavlus’un mektupları olduğu konusunda herkes hemfikirdir, bu yazılardan sonra Markos İncil’i gelir.

Pavlus’un mektuplarında (sahte mektuplardaki 1-2 ifade hariç) İsa’nın tarihsel bir kişilik olduğuna ilişkin net bir ifade bulmak mümkün değildir Pavlus İsa’yı “herkesin içinde” olarak görmüş “her şey ve her şeyde” olduğunu söylemiştir, bunun da bir "sır" olduğunu dile getirmiştir, tıpkı "sır"ları çok seven Gnostiklerin dediği gibi:

Kol.1: 27 "Tanrı kutsallarına bu sırrın uluslar arasında ne denli yüce ve zengin olduğunu bildirmek istedi. Bu sırrın özü şudur: Mesih içinizdedir. Bu da size yüceliğe kavuşma umudunu veriyor."

Kol.3:11 " Bu yenilikte Grek ve Yahudi, sünnetli ve sünnetsiz, barbar, İskit, köle ve özgür ayrımı yoktur. Mesih her şeydir ve her şeydedir."

İncil'deki bu ayetleri, Gnostik bir incil olan hristiyanların kabul etmediği Tomas incilindeki ifadelere çok benzer:

"1. Bu sözlerin anlamını bulan, ölümü tatmayacak.!

77. İsa dedi : Ben herkesin üzerindeki ışığım. Ben Herşey’im. Herşey benden çıktı ve bana ulaştı.

Ağacı yarın, ben oradayım. Bir taşı kaldırın, beni orada bulacaksınız.! "

Petrus ve diğer havariler Gnostik Pavlus’un düşmanıydı, bu nedenle Petrus-Pavlus arasındaki çekişmelerin bir kısmı günümüz İncil’ine bile yansımıştır. Yukarda yazdığım 2 ayetten başka Pavlus’un mektuplarında bol bol Gnostik terim de bulunmaktadır: Doxa, sophia, teleioi, gibi.

Pavlus Gnostiklerin ve paganların panteistik felsefelerini tekrarlar:

Elç.17: 27 Bunu, kendisini arasınlar ve el yordamıyla da olsa bulabilsinler diye yaptı. Aslında Tanrı hiçbirimizden uzak değildir.

Elç.17: 28 Nitekim, ‘O'nda yaşıyor ve hareket ediyoruz; O'nda varız.' Bazı ozanlarınızın belirttiği gibi, ‘Biz de O'nun soyundanız.'

Gnostikler de mistisizmin Yehova dan veya Eski Ahit yasasından çok daha üstün olduğunu söylüyordu, Pavlus da.

İncil’de gnostik Pavlus’un çok ilginç bir sözü vardır:

Gal.3: 19 Öyleyse Yasa'nın amacı neydi? Yasa suçları ortaya çıkarmak için antlaşmaya eklendi. Vaadi alan ve İbrahim'in soyundan olan Kişi* gelene dek yürürlükte kalacaktı. Melekler yoluyla, bir aracı eliyle düzenlendi.

Gal.3: 20 Aracı tek bir tarafa ait değildir; Tanrı ise birdir.”

Kimdir bu aracı? Yasayı düzenleyen “aracı” gerçek Tanrı’nın kendisi değilse kimdir?

Bu konu da Gnostisizmden kaynaklanır. Gnostisizme göre evreni ve içindeki kötülükleri yaratan gerçek Tanrı değil, “düşük” Tanrı olan Demiurgos’tur gerçek Tanrı, “Tanrı’nın sözü” olarak yani İsa Mesih olarak herkesin içindedir ve kişiyi maddenin köleliğinden çıkraıp Gnosise ulaştıracak güçtür (bakınız Pavlus'un yukardaki “mesih içinizdedir” ayetine)

Pavlus da yukardaki ayette yasanın sahibinin yani Eski Ahitin Tanrısının bu düşük tanrı, “aracı” olan Demiurge olduğunu belirtiyor aslında bu nedenle zaten genel olarak baştan sona Eski Ahiti küçümseyen ifadeler kullanıyor, Petrus ile diğer hristiyanlar ile hep zıtlaşıyor. Gnostik Marcion da “üstadım” dediği Pavlus gibi, Eski Ahitin Demiurgeye ait olduğunu söylemiş ve kanonuna dahil etmemiştir.

Bunlar gerçek Pavlus'un Gnostik bir yahudi mistiği olduğunu, neden diğer hristiyanlarla zıtlaştığını anlatıyor/açıklıyor ancak Pavlus gibi çok etkili bir isim daha sonra kilise tarafından adına çeşitli mektuplar uydurularak "ortodoksluğun kalesi" konumuna getirilmiştir.

tarihinde Anthemoessa tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İsa ile Yahya aynı kişidir...

İsa yani Yahya Zekeriya ve Meryemin oğludur.

Yahya gerçek kişiliktir, İsa ise efsanevi hikayeler yüklenendir...

Kayıtlara ve kitaba göre, İsa Meryemin oğludur, Yahya ise Zekeriyanın... ve gerçekte ikisi de aynı evlattır...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zamanın Ruhu: Anlatılmış en müthiş hikaye - III

Üçüncü ve Son Kısım

İncil'de yer alan sayısız astrolojik-astronomik benzetmelerden belki de en önemlisi Çağ'lar ile ilgili olan kısımdır. Yine kutsal kitapta "Çağ" kelimesi birçok yerde geçmektedir. "Çağ" kavramını tam olarak anlayabilmek için, öncelikle gece gündüz eşitliğinin yani ekinoksun gerilemesi olayını anlamalıyız.

Antik Mısır'lılar ve onlardan önceki birçok medeniyet fark ettiler ki, yaklaşık olarak her 2150 yılda bir bahar gündönümünde şafak, Zodyak'ın bir başka sembolüne denk geliyordu. Bu olay, Dünya'nın kendi ekseninde açısal olarak dönerken yalpalanmasıyla ilgilidir.

86e3ca6df7.jpg

Bu olaya gündönümünün gerilemesi denir, çünkü normal bir yıllık döngünün aksine bu olayda burç geriye gider. Bu gerilemenin 12 burcun tamamında gerçekleşmesi için gereken süre ise, tam olarak 25.765 yıldır. Bu süre aynı zaman da "Büyük Yıl" olarak adlandırılıyordu ve antik toplumlar buna çok dikkat ediyordu. Bu yüzden her 2150 yıllık süreci bir "Çağ" olarak adlandırdılar.

M.Ö 4300 yılından M.Ö 2150 yılına kadar Taurus, yani "Boğa Çağı" yaşandı. M.Ö 2150 yılından M.S 1 yılına kadar Aries, yani "Koç Çağı" yaşandı. Ve şu an da içinde bulunduğumuz M.S 1 yılından M.S 2150 yılına kadar olan süreçte de, "Balık Çağı" yaşanacak. 2150 yılından sonra ise, dünya yeni bir çağa girecek: "Kova Çağı"na...

İncil, sembolik olarak 3 çağın geçişinden ve geçilecek olan 4. bir çağdan bahseder. Eski Ahit'e göre Musa, Sina Dağı'ndan elinde 10 Emir'le birlikte geldiğinde, insanlarının altından bir buzağı heykeline taptıklarını görür ve çok üzülür.

apis_bull-idol.jpg

Taş tabletleri parçalar ve insanlarına, bu utançtan arınmak için birbirlerini öldürmeleri gerektiğini söyler. Birçok ilahiyatçı bu öfkeyi, İsrailoğulları'nın yanlış tanrıya tapmalarına bağlamıştır. Aslında o put altın bir boğaydı, Taurus Boğası'ydı ve Musa halkına yeni çağın, yani "Koç Çağı"nın geldiğini haber veriyordu. Bu yüzden Yahudiler, bugün bile hala koç boynuzu borusu çalarlar. Musa yeni çağ olan Koç Çağı'nı temsil ediyordu ve bu yüzden herkes eski çağdan vazgeçmeliydi.

Antik tanrılardan Mithra gibi, başka figürler de bu geçişi yaşamış ve aynı tema içerisinde bir boğayı öldürmüştür. İsa ise bundan sonra gelecek çağın, "Balık Çağı"nın yol göstericisidir. Yani 2 balığın. Balık sembolüne Eski Ahit'te çok rastlanır. Örneğin İsa, 5000 kişiyi ekmek ve sadece 2 balıkla doyurmuştur. Görevine başlayıp Galilei ile yolculuğa çıktığında, 2 balıkçıyla arkadaş olmuş ve balıkçılar onu takip etmiştir. İnsanlar ABD'de arabalarının arkasına İsa-Balığı çıkartması yapıştırırlar. Bilmediğiniz şey aslında onun ne anlama geldiği.

ch143.jpg

Bu, Balık Çağı sırasındaki Pagan Güneş Krallığı'nın astrolojik sembolüdür. Ayrıca İsa'nın doğumu kabul edilen tarih, bu çağın başlangıç tarihidir. Luke 22:10'a göre, havarilerinin İsa'ya "Senden sonra bir dahaki Paskalya nerede olacak?" diye sormaları üzerine İsa: "Bir şehre gireceksiniz ve orada elinde testiyle su taşıyan bir adam göreceksiniz. Onu takip edin, ve gireceği eve girin." diye cevap verir. Bu ayet, astrolojik esinlenmelerin belki de en açık olanıdır. Testiyle su taşıyan adam Aquarius'tur. Su-taşıyıcısıdır ve her zaman testiden su döken bir adam olarak tasvir edilmiştir. İsa Balık Çağı'nı temsil ediyordu. Güneş (Tanrı'nın Güneşi) Balık Çağı'nı (İsa'yı) terk ettiğinde, Aquarius'un (Kova) evine gelecekti, tıpkı Kova'nın (Aquarius) gün dönümü gerilemesinde Balık'ı takip etmesi gibi. İsa'nın aslında bütün söylediği, Balık Çağı'ndan sonra Kova Çağı'nın geleceğiydi.

Şimdi, zamanın ve dünyanın sonuyla ilgili hepimiz bir şeyler duymuşuzdur. Vahiy kitabındaki resimlemeleri saymazsak, bu konunun ana kaynağı Matthew 28:20 bölümüdür, bu bölümde İsa: "Sizinle dünyanın sonuna kadar birlikte olacağım" der. Ama Kral James versiyonunda "Dünya" kelimesi, diğer birçok tercüme hatası gibi, aslında yanlış tercüme edilmiştir. Aslında kullanılan kelime "Aeon" dur ve "Çağ" anlamına gelir. "Sizinle çağın sonuna kadar birlikte olacağım." Ki bu doğrudur, İsa'nın Balık Çağı, güneş Kova Çağı'na girdiğinde bitecektir. Bütün bu "Dünyanın Sonu" ve "Zamanın Sonu" teması, aslında astrolojik bir alegorinin yanlış tercümesidir. Ama gelin bunu, dünyanın sonunun geldiğine inanan milyonlarca insana anlatın.

Diğer yandan İsa karakteri, edebi ve astrolojik olarak Mısır Güneş Tanrısı Horus'un tamamen kopyasıdır. Örneğin, Mısır'daki yaklaşık 3500 yıllık Luxor Tapınağı'nın duvarlarında bakire gebeliğini, Horus'un doğumu ve kutsanmasını gösteren resimler vardır. Resimler, Thaw'un bakire Isis'e Horus'a hamile kalacağını söylemesiyle başlar, daha sonra kutsal ruh Nef, bakireyi hamile bırakır, bakire doğum yapar ve bebek kutsanır. Bu hikaye İsa'nın hikayesiyle tamamen aynıdır. İsa ve Horus arasındaki benzerlik inanılmazdır.

hh.jpg

Görüldüğü gibi eski Mısır inanışı, Musevi-Hıristiyan ilahiyatının temelini oluşturmaktadır. İlk Hıristiyan tarihçilerden ve savunucularından olan Justin Martyr şöyle yazmıştır: "Bizler, öğretmenimiz İsa cinsel ilişki haricinde doğdu, çarmıha gerildi, öldü, yeniden dirildi ve cennete yükseldi dediğimizde, bizim Jüpiter'in oğullarına inandığımızı sanan insanlardan farklı bir şey iddia etmemiş oluruz." Bir başka deyişle Justin Martyr şöyle demiştir: "O bir bakireden doğdu, Perseus'a (Yunan Tanrısı) inanmakla arasındaki tek fark bu."

isis-mary.jpg

Bu çok açık ki Justin ve diğer ilk Hıristiyanlar, Hıristiyanlığın Pagan dinlerine çok benzediğini biliyorlardı. Neyse ki Justin buna bir çözüm buldu. Bu konuda çok kafa yordu, Şeytan yapmıştı. Bütün bunları önceden sezen Şeytan İsa'dan önce dünyaya geldi ve Pagan dünyasındaki bu karakterleri yarattı." Köktendinci Hıristiyanlık, muhteşem. Bu insanlar gerçekten dünyanın 12.000 yaşında olduğuna inanıyorlar. Bir gün bu adamlardan birine sordum: "Peki ya dinozor fosilleri?" Bana şöyle dedi: "Dinozor fosilleri mi? Tanrı onları oraya bizim inancımızı sınamak için koydu!" Bence Tanrı seni buraya benim inancımı sınamak için koymuş ahbap!" Bill Hicks - 1961-1994

Hıristiyanlık gerçeğe dayanmaz. Hıristiyanlık, politik olarak dikte edilmiş bir Latin hikayesinden başka bir şey değildir." - Jordan Maxwell

Gerçek şu ki İsa, Gnostik Hıristiyan mezhebinin Güneş Tanrı'sıdır ve diğer Pagan tanrıları gibi, mitolojik bir figürden ibarettir. Toplumsal kontrolü sağlamak için İsa'yı tarihi bir karakter haline getirmek, politik bir gereksinimdi.

M.S 325 yılında Roma hükümdarı Constantine, İznik Konseyi'ni topladı. Bu görüşmeler sırasında, politik olarak şekillendirilen Hıristiyanlık öğretileri kabul edildi ve bu tarihten itibaren Hıristiyanlık adına kan dökülmeye başlandı. Bunu takip eden 1600 yıl boyunca Vatikan, tüm Avrupa üzerinde etkili politik bir kale haline geldi, "Karanlık Çağlar" olarak anılan zaman dilimlerine liderlik ederek, Engizisyon ve Haçlı Seferleri gibi olaylara neden oldu.

the_first_council_of_nicea.jpg

Hıristiyanlık, döneminin hurafesidir. İnsanları gerçek dünyadan ve dolayısıyla birbirlerinden koparma amacına hizmet etmiştir. İnsanları otoriteyi sorgulamadan itaat etmesini sağlamıştır, sağlamaya devam etmektedir.

SON

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tebrikler harika bir yazı. Öncelikle ilgi çekici, genel kültür açısından zengin yani bilgilendirici ve somut bilgilere sahip. Bu bilgilere dayanarak Hıristiyanlığa Mısır Mitolojisi'nin çağa ayak uydurulmuş hali diyebiliriz yapısal olarak. Mısır Mitolojisi çökmüş ise yıllar evvel Hıristiyanlıkta çökmüş demektir. Ayrıca şanını sürdürdüğü ülkelerin azizliğinden midir bilinmez, hep bir sömürü aracı olarak kullanılmıştır bu din... Yani diğer dinlere oranla biraz daha fazladır Hıristiyanlık uğruna dökülen kanlar. Sömürgecilik vs...

tarihinde TheMadness tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ellerine sağlık BOSS. iyi emek vermişsin. doğrusu ben üşenirdim :)

keşke belgesel için link verebilseydin. izleyemeyen arkadaşlar içeriğin diğer konularını da görebilirlerdi.

bence onlar da isa konusu kadar öğrenilmeye değer.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Serdar Turgut'un 28 Ocak 2011'de yayımlanan "Türkiye’nin Elindeki Yıkıcı Dini Bilgi" adlı makalesini okuyan var mı?

http://www.haberturk.com/polemik/haber/595859-turkiyenin-elindeki-yikici-dini-bilgi

Serdar Turgut, İsa karakterinin Apollonius - Balyanus'dan uyarlandığını savlamış. Kendi savıyla "Apollonius - Balyanus; İsa'nın ikizi gibidir" diyor. İsa karakteri aslında bir Yahudi oyunu mu? Peygamberlerin Yahudiler soyundan sürdürülmesine dair bir oyun mu? Serdar Turgut ve Aytunç Altındal özetle diyorlarki:

Adana Ceyhanda yapılan bir kazıda, içeriği açıklandığında Hıristiyan alemini darmadağan edecek bir belge bulundu. Çok önemli bir belge olduğundan ve bunu ele geçirmek isteyebilecek birçok güç bulunacağından belge hemen özel korumaya alındı. Güvenlik nedeniyle korumanın nerede olduğunun açıklanmaması kararı da alındı. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde önde gelen Hıristiyanlar tarafından oluşturulan belgede, "İsa aslında kimdir" sorusuna yanıt veriliyor ve Hıristiyan aleminin İsa sandığı o resmin aslında başkasına ait olduğu belgeleriyle açıklanıyor. Aytunç Altındal, bu iddiasının altında boşluklar bırakıyor ve bulunan belgeler nedir, kime aittir gibi soruları yanıtsız bırakıyordu. Ancak Aytunç Altındalın yazdıklarını ve betiklerini yakından takip edenler, Altındalın verdiği ipuçlarından yola çıkarak bulunan belgelerin kime ait olduğunu kolayca anladılar. Çünkü tarihte İsa diye bir kimse yok ama İsanın tüm efsanelerini yaşamış, tıpkı İsa gibi öyküleri olan, tariha kaydı düşülmüş bir kişi var: onun adı Tyanalı Apollonius.

Tarihçiler onca araştırmaya rağmen İsanın gerçekten yaşadığına dair hiçbir kayıt alamadılar ama Bizanslı Apollonius, ki kendisini Arap dünyası Balyanus adıyla bilir, sanki hazreti İsanın ikizi gibi: Balyanus, tarihte gerçekten yaşamış bir kişi. Yazdığı betikler var. Dönemin tarihçileri onun adını ve yaptıklarını kitaplarına da almışlar. Yani İsa gibi, yaşadığına dair hiçbir emare olmayan biri değil üstelik İsaya atfedilen ne varsa, hemen hepsini bu Balyanus da yaşamış. Hepsinin kaydı da tutulmuş ancak kayıtların bir kısmı yitik.

Aslında iddialar tam da şurada düğümleniyor: Çok tanrılı bir dinleri olan (Pagan) Bizanslılar, nasıl oldular da birden bire Hıristiyan, tek tanrıya inanan insanlar oluverdiler. Nasıl Türkler şamanizmden İslamiyete geçerken, kimi eski alışkanlık ve öğretilerini İslamiyete uydurmuşlarsa (Aynı şey Araplar için de geçerli), Bizanslılar da tek tanrılı bir dine geçerken eski alışkanlık ve öğretilerini bu yeni dine uydurmuş, benzetmiş, adapte etmiş olamazlar mı? Yani İsa aslında, bir Bizans pagan filozofunun kılık değiştirmiş hali olamaz mı? Aytunç Altındal, bu fikre kesinlikle inanıyor ve Türkler tarafından bulunan yeni kayıtların (Şimdilik gizlenen kayıtlar), bu fikri kanıtlayacağını düşünüyor.

Peki Balyanus - Apollonius hakkında neler biliyoruz? İşte bildiklerimiz:

Türkiyenin Niğde ilinin bugün Kemerhisar dediğimiz, geçmişte Tiana diye bilinen -Hititlerin başkenti olan Tuvana- şehrinde Apollonius diye bilinen bir ermiş var. O da İsa gibi babasız doğmuş kabul ediliyor. Pagan. Apollonun oğlu diye biliniyor. Doğduğu zaman Tanrının oğlu deniyor. Tarsusta, Aziz Paulun şehrinde eğitim görüyor. Pisagorcu gizli bir teşkilata da üye yapılıyor.

Apollonius'un mucizeleri var. İsa ile aradaki fark şu; Apolloniusun mucizeleri Roma imparatorluk kayıtlarında geçiyor. Sıfırla 90 yılı arasında yaşamış. Araplar arasında Balyanus Usta adıyla biliniyor. Hakkında yazılan kitaplarda insan suretindeki Tanrı olduğundan söz ediliyor. Bunu da yazdırmış olan İmparatoriçe Julia Domna. Roma İmparatorluğu diyor ki İsa diye birisinin kaydı yok. Apolloniusun var. Hani o meşhur İsanın adam diriltmesi, işte bu olayını Apollonius Efeste yapıyor, genç bir kızı diriltiyor. Mucize falan değil. Adam gayet net: Ben şifacıyım, tabiatta böyle olaylar var, hasta kızı bitkilerle canlandırdım. İkinci kez dirilt derseniz, yapamam. Yani Tanrı olma iddiası yok. Daha sonra Kilise Babaları, Hıristiyanlığı Konstantine kabul ettirmek için böyle bir olay yaratıyorlar. İşte bu hikyeyi, Apolloniusun hayatını alıp İncilde İsaya atfediyorlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İsa ile Yahya aynı kişidir...

İsa yani Yahya Zekeriya ve Meryemin oğludur.

Yahya gerçek kişiliktir, İsa ise efsanevi hikayeler yüklenendir...

Kayıtlara ve kitaba göre, İsa Meryemin oğludur, Yahya ise Zekeriyanın... ve gerçekte ikisi de aynı evlattır...

ironi mi yapıyorsun yoksa gerçekten bildiğini zannedip mi konuşuyorsun?Hz İsa ve Hz Yahya yı aynı kişilikte birleştirmen cahilliğini ortaya koyuyor.Hz İsa Hz.Meryemin çocuğu.Hz Zekeriyanın eşi Hz. Meryemin teyzesidir.Hz Yahya Hz Zekeriyanın kendisi ve eşi çok yaşlı olmasına rağmen lutfedilen bir evlattır.kaynaklara göre Hz Yahya Hz isadan 6 ay büyüktür.Hz İsa ve Hz Yahya nın aynı kişiler olmadığını umarım anlamışsındır.HZ YAHYA DA HZ İSA DA GEÇMİŞTE VARDI YANİ YAŞAMIŞLARDI.NE KADAR KOMİK Kİ İNANMIYORSUNUZ DİYE GEÇMİŞTE YAŞADIĞI VAR OLAN İNSANLARI BİLE YAŞAMAMAMIŞTIR, EFSANEDİR SAFSATALARIYLA ÖNE SÜRÜYORSUNUZ.SİZDEN İYİCE ŞÜPHE ETMEYE BAŞLADIM GÖZLE GÖRÜLEN DUYULAN HİSSEDİLEN VAR OLAN VARLIKLARA DAHİ YOK(EFSANEDİR) DİYORSANIZ YUH ARTIK.

Link to post
Sitelerde Paylaş

rose ben senın aklından kusku duyuyoum artık ya valla senın beynın akletme ıslevını yapmıyor demekkı... ya baksana adam dogmadan bın yıl önce olan seylerın aynısı bı bakıyosun kendısınde toplanılmıs yok yasıyodur dıyosun beynın önune engeller... koyma yoksa kendı görduklerıne ınanmıyacaksan hıc ugrasmayalım daha ıyı gıt bı camıye namaza devam

tarihinde miko tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İsa diye birisi yoktu. Tamamen hayal mahsülü birisidir. Aslında kökeni Güneş'e dayanır. Güneş'in insanlaştırılmış halidir. Zaten hiç bir tarihi kayıtlarda da İsa diye birisi geçmez. http://www.youtube.c...h?v=BNf-P_5u_Hw

HZ İSA VARDI.ONUN OLMADIĞINA DAİR HAYAL KURANLAR SİZSİNİZ.güneşe falan dayanmamıştır, dayandırılamaz başka şeylerle karıştırma.tarihi kayıtlarda geçip geçmediğini bilemezsin şunu unutma ki Hz İsanın tek ismi yok.onu geçmişte gören,dinleyen mesajlarına uyan ya da uymayan mucizelerine şahit olan bir sürü insan var geçmişte.bunları nasıl yok sayarsınız siz onları görmediniz ama peygamberleri gören varlıklarına şahit olan oldu . siz(küçük bir toplum olan ) doğrusunuz da bunca insan yalan mı söylüyor.?kendinizle söylediklerinizle çelişmeyin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aslında iddialar tam da şurada düğümleniyor: Çok tanrılı bir dinleri olan (Pagan) Bizanslılar, nasıl oldular da birden bire Hıristiyan, tek tanrıya inanan insanlar oluverdiler. Nasıl Türkler şamanizmden İslamiyete geçerken, kimi eski alışkanlık ve öğretilerini İslamiyete uydurmuşlarsa (Aynı şey Araplar için de geçerli), Bizanslılar da tek tanrılı bir dine geçerken eski alışkanlık ve öğretilerini bu yeni dine uydurmuş, benzetmiş, adapte etmiş olamazlar mı? Yani İsa aslında, bir Bizans pagan filozofunun kılık değiştirmiş hali olamaz mı? Aytunç Altındal, bu fikre kesinlikle inanıyor ve Türkler tarafından bulunan yeni kayıtların (Şimdilik gizlenen kayıtlar), bu fikri kanıtlayacağını düşünüyor.

Bizanslılar birden bire Hıristiyan olmadı.

Pavlus M.S. 63 yılında Roma'ya götürüldüğünde orada beş-on kişiden oluşan bir Hıristiyan cemaati olduğunu gördü; o tarihte Roma'nın nüfusu en az 100 bindi.

Roma İmparatorluğunun Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul yılı M.S. 325'dir. Bu tarihte bile halkın tamamı Hıristiyan değildi.

Arada en az 250 yıl var. Bu mu birden bire Hıristiyan olmak? 2,5 yüzyıl? İnsaf...

Bu tanım ancak İslam için yapılabilir: Muhammed'in son 20 yılında tüm Arabistan Müslüman olmuştu.

Link to post
Sitelerde Paylaş

rose ben senın aklından kusku duyuyoum artık ya valla senın beynın akletme ıslevını yapmıyor demekkı... ya baksana adam dogmadan bın yıl önce olan seylerın aynısı bı bakıyosun kendısınde toplanılmıs yok yasıyodur dıyosun beynın önune engeller... koyma yoksa kendı görduklerıne ınanmıyacaksan hıc ugrasmayalım daha ıyı gıt bı camıye namaza devam

çok şükür benim aklım yerinde en azından sizin gibi az düşünmüyorum(evrim vardır diye her şeyi reddetmiyorum).bütün peygamberler yaşamıştır hepsinin rehber olarak gönderilme amacı aynıdır.onların yaşayıp yaşamadığına ya da ne olmadıklarına takılmayın şüphe etmeyin.çünkü şüpheleriniz de boştur onlara inanmamanız yok olduklarını göstermez.

tarihinde rose88 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...